• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, İslam tasavvufu ve dini kavramları açıklayan bir eğitim içeriğidir. Seyyid Abdülhakim Arvasi, İmam-ı Rabbani, Hasan-ı Basri, Lokman Hekim, Hızır Aleyhisselam, Hz. Ali, Muhammed Masum Faruki, Abdullah-ı Ahrar, Abdullah-ı Dehlevi gibi İslam velilerinin görüşleri aktarılmaktadır.
    • Video, Allah adamlarının özellikleri ile başlayıp, aşk, takva, vera, zühd, ihlas, marifet, ilim gibi İslam'da önemli kavramları açıklamaktadır. Ardından tasavvuf terimleri (ledünni ilim, yakin, maiyet, seyri süluk, seyr-i afaki, seyri enfüsi, seyri fillah, seyri illallah, seyri muradi, yakınlık, velayet, cemiyet, huzur, teveccüh, himmet, mahbubiyet, temessül) detaylı şekilde ele alınmakta ve son bölümde veli kavramı, tevessül ve İslam alimlerinin bu konulardaki görüşleri incelenmektedir.
    • Videoda her kavram için Kur'an ayetleri, hadisler ve İslam velilerinin görüşleri aktarılmakta, tasavvuf yolculuğunda ilerleme, Allah'a kavuşma ve manevi gelişim konuları üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, vefat eden velilere tevessül etmenin caizliği, kabir ziyaretleri ve nezirler gibi konular da İslam alimlerince nasıl değerlendirildiği açıklanmaktadır.
    Allah'ın Adamları ve Aşk
    • Allah'ı tam bir muhabbetle sevmek ve ondan başka her şeyden yüz çevirmek aşk adını alır.
    • Gerçek aşk, Allah'ı ve onun sevdiklerini sevmektir.
    • Aşk insanın kalbinde bir ateş olup, kalpte Allah sevgisinden başka bir şey bırakmaz.
    00:55Takva ve Vera
    • Velilerin hepsi takva sahibiydiler; takva, Allah'tan korkarak haramlardan, yasaklardan, günahlardan sakınmaktır.
    • Vera, harama düşmemek için haram veya helal olduğu belli olmayan şüpheli şeylerden sakınmaya denir.
    • Kur'an-ı Kerim'de Allah o takva sahiplerini sever buyurulmuştur.
    01:28Resulullah'ın Dua ve Vera
    • Resulullah "Ya Rabbi, bana ilim, him, takva ve afiyet ihsan eyle" duasını çok söylerdi.
    • Vera ve takvayı tam yapabilmek için mübahları zaruret miktarını aşmamalı ve kulluk vazifelerini yapabilmek için kullanmaya niyet etmelidir.
    • Bir insan mübahları aşırı derecede işlerse şüpheli şeyleri yapmaya başlar ve bu şekilde harama düşebilir.
    03:06Vera'nın Önemi
    • Zul Halayıkta geçen hadis-i şeriflerde hiçbir şey vera gibi olamaz ve dinimizin direği vera dır.
    • Ebu Hureyre Hazretleri, kıyamet günü Allah'ın huzurunda kıymetli olanların vera ve zühd sahipleri olduklarını beyan etmiştir.
    • Bir kimse on şeyi kendine farz bilmedikçe tam vera sahibi olamaz: gıybet etmemeli, mümine suizan etmemeli, kimseyi kötü bilmemeli, kimseyle alay etmemeli, yabancı kadınlara, kızlara bakmamalı, doğru söylemeli, kendini beğenmemek için Allah'ın kendisine yaptığı ihsanları düşünmeli, malını helal yere harca edip haramlara vermemeli, nefsi keyfi için mevki, makam istemeyip bunları insanlara hizmet yeri bilmeli, beş vakit namazı vaktinde kılmayı birinci vazife bilmeli, ehl-i sünnet alimlerinin bildirdiği iman ve işleri iyi öğrenip kendini bunlara uydurmalı.
    04:20Zühd
    • Zühd, şüpheli olmak korkusu ile mübah şeylerin çoğundan sakınmak, dünyadan ve dünyalık olan şeylerden uzak durmak manasına gelir.
    • Zühd insanın kalbini dünya sıkıntılarından uzak tutar, Allah'ın yüceliğini ve büyüklüğünü tanımayı, tövbe etmeyi temin eder.
    • Zühd kalbe ve bedene rahatlık verir, dünyaya rağbet ise düşünce ve hüzün verir.
    05:27İhlas
    • İhlas, halis temiz etmek, niyeti temizlemek, dünya faydalarını düşünmeden bütün işlerini, ibadetlerini yalnız Allah için yapmak demektir.
    • İbadetlerinizi ihlas ile yapınız, Allah ihlas ile yapılan işleri kabul eder.
    • Seyyid Emir Kulal, ihlassız amel sahte para gibidir, kabul edilmez demiştir.
    06:33Marifet
    • Marifet, gönülle bilmek, Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilmektir.
    • İnsanın izzetinin iman ve marifet ile olduğunu, mal ve mevki ile olmadığını belirtmiştir.
    • Marifetullah, Allah'ı kalp ve ruhla tanıyıp bilmeye denir.
    08:27İlim
    • İlim, bir şeyi hakkıyla bilmek, anlamak, öğrenmek, cehlin zıttı manalarına geldiği gibi okumak, görmek, dinlemek veya Cenab-ı Hakk'ın ihsanı ile elde edilen malumat ve bilgi anlamında da çok kullanılan ilimdir.
    • İlim, ilmi hulusi ve ilmi hudui diye ikiye ayrılabilir; ilmi hulusi ehl-i sünnet, Rasulullah Efendimiz ve arkadaşlarının yolunda olan alimlerin sohbetlerinde ve derslerinde bulunarak, çalışılarak elde edilen ilimdir, ilmi huduu ise çalışmadan Allah'ın ihsan etmesiyle kazanılan ilimdir.
    • İlim öğrenmek kadın-erkek her müslümana farzdır ve bir saat ilim öğrenmek ve öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevaptır.
    11:15Fıkıh ve Tasavvuf
    • Fıkıh öğrenmeyip tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur; fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid'at sahibi olur; her ikisini edinen ise hakikate varır.
    • Tasavvuf büyüklerinin hepsi kemale gelmeden önce bir fıkıh aleminin mezhebindeydi.
    • Hiçbir şey ilimden üstün değildir çünkü sultanlar insanlara hükmederler, alimler ise sultanlara hükmederler.
    12:49Ledünni İlim
    • Ledünni ilim, Allah ile ilgili bilgi ve sırlara ait ilim, gayb ve marifet ilmidir.
    • Hızır aleyhisselam güzel ahlak sahibi, cömert ve insanlara karşı şefkatliydi, Allah'ın izniyle keramet ehli olup kimya ilmini bilirdi.
    • Ledünni ilim çalışmak ve gayret de ele geçmez, ihsan edilen kimselere mahsustur, umuma şamil değildir.
    14:40Yakin ve İman
    • Yakin, şek ve şüpheden uzak olan, doğru, sağlam, sarsılmayan, şüphe ve tereddüt bulunmayan itikata imana yakin adı verilir.
    • Hz. Ali: İman ağaç gibi olup, kökü yakin, dalı takva, nuru haya, meyvesi ise cömertliktir buyurmuştur.
    • Yakin ihsan edilen birinin kerametlere, harikalara ihtiyacı olmaz, bütün bu kerametler zat-ı ilahinin zikrinden ve kalbin bu zikir ile ziynetlenmesinden aşağı kalır.
    15:33Maiyet
    • Maiyet sözlükte beraberlik, beraber olma demek olan tasavvufta Allah ile beraber olma, ona kavuşma yolu manasında kullanılır.
    • Maiyet yolu, cezbe, Allah'ın çekmesi yollarından biridir, maiyet yolundan Allah'a kavuşmak nasip olursa, vasıta aracı olmaksızın ona kavuşulur.
    • İmam-ı Rabbani, tasavvufçuların tevhid, yakınlık, maiyet, ihata gibi sözlerle anlatmak istedikleri marifetlerden, ince bilgilerden ele geçmeyen hemen hemen hiçbiri kalmadığını belirtmiştir.
    16:28Seyri Süluk
    • Seyri süluk, tasavvuf yolculuğuna, tasavvuf yolunda ilerlemeye seyr ve süluk denilir.
    • Seyr ve sülukten maksat, nefsi kötü huylardan ve çirkin sıfatlardan temizlemektir.
    • Seyrin çeşitli kısımları vardır: seyri afaki, seyri enfüsi, seyrifillah, seyri fil eşya, seyri illallah, seyri anillahi billah, seyri muradi gibi.
    17:34Seyri Enfüsi
    • Seyri enfüsi tasavvuf yolunda bulunan kimsenin kendinde ilerlemesi, kötü huylardan temizlenen nefsin iyi huylarla bezenmesi, süslenmesidir.
    • Seyri enfüsi de insanı Allah'ın sevgisi kaplayarak, insan kendini sevmekten kurtulduğu için evlat ve mal sevgisi de bununla beraber yok olur.
    • Seyri enfüsi muhakkak lazımdır.
    18:01Seyri Fillah ve Seyri Illallah
    • Seyri fillah, Allah'ın beğendiği ve razı olduğu şeylerde fani olma, yani onun sevdiklerini sevmek ve onun sevdikleri kendine sevgili olmak demektir.
    • Allah'a kavuşmakta zulmet perdesinin kalkması için mahlukatın hepsini açmak, yani seyri afaki ve seyri enfüsi tamamlamak lazımdır.
    • Seyri illallah, Allah'a doğru olan yolda ilerlemek, manevi ilimde durmadan yükselmek, seyri afaki kötü hallerden kurtulma ve seyri enfüsi iyi hallerle süslemeyi de içine alan tasavvuf yolculuğudur.
    19:22Seyri Muradi ve Seyri Fil Eşya
    • Seyri muradi, muratların, seçilmişlerin Allah'ın lütuf ve ihsanı ile çekilerek kavuştukları yol ile ve kuvvetle çekilerek vilayetin, evliyalığın yüksek derecelerine kavuşturulan bu rehberin bakışları, kalp hastalıklarına, kalbin Allah'tan başka şeylere tutulmasına şifadır.
    • Tasavvufta nihayete kavuşan bir velinin geri döndükten sonra daha önce unutmuş olduğu eşyanın bütün bilgilerine yeniden sahip olması seyrifil eşya diye isimlendirilir.
    • Seyri fiil eşya davet makamını elde etmek içindir, davet makamı ise peygamberlere mahsustur.
    20:10Yakınlık ve Kurt
    • Yakın olmak demektir, Allah'a farzlarla hasıl olan, kurp nafilelerle hasıl olandan elbette kat kat daha çoktur.
    • Kurb ilahi terimi ile de ifade olunur, Allah'tan başka her şeyi unutmak olan fenadan sonra Allah tarafından evliyasına ihsan olunacağından beyan edilmiştir.
    • Kur bu nübüvvet ve kur- bu velayet olmak üzere iki türlü kurt vardır.
    21:20Kur- Bir Nübüvvet ve Kur- Bir Velayet
    • Kur- bir nübüvvet, nübüvvet kemalatına, olgunluklarına kavuşma, nübüvvet yolu ile Hakk'a erme demektir.
    • Kur- bir velayet, Allah'tan gelen feyz ve bereketlere arada vasıta bulunmak suretiyle kavuşma adını alır.
    • Bir velinin kur bir velayet yolunda ilerleyerek kurb- nübüvvet yoluna kavuşması, yani her iki yoldan feyz alması caizdir.
    22:01Kurb- Ebdan
    • Kurb- ebdan tabiri vardır ki, bedenlerin birbirine yakın olması, yakın bulunmaması demektir.
    • Kurb ebdanın kalplerin birleşmesinde büyük tesiri vardır, Resulullah efendimizin sohbetinde bulunmayan hiçbir veli, bir sahabenin derecesine yükselemez.
    • Büyük İslam alimi Abdullah bin Mübarek hazretleri'nden Hz. Muaviye ile Ömer bin Abdülaziz'den hangisi daha yüksektir diye sorulduğunda, Hz. Muaviye'nin Resulullah efendimizin yanında giderken atının burnuna giren tozun Ömer bin Abdülaziz'den kat kat yüksektir buyurmuştur.
    23:08Tasavvuf Terimleri
    • Cemiyet, toplum, topluluk anlamına gelir ve ruhunu ve kalbini toplayıp Allah'tan başkası ile olmama halidir.
    • Huzur, Allah'tan başka hiçbir şeyin kalpte bulunmaması, beraberlik ve hazır bulunmadır; Muhammed Masum Faruki'ye göre huzur gafletten kurtulmaktır.
    • Teveccüh, tasavvuf yolunda ilerleme sebeplerinden biridir ve bir velinin Allah'ın izniyle nazar etmek, bakmak veya başka yollarla talebesinin kalbindeki masiva (Allah'tan başka her şey ve dünya sevgisi) temizleyip yerine manevi ilimler ve iyiliklerle doldurmasıdır.
    25:29Teveccüh ve Himmet
    • İmami Rabbani'ye göre tasavvuf yolunda çok yüksekleri aramalı, ele geçenlere bağlanıp kalınmamalıdır ve bu istek ancak vazife alınan büyüğün teveccüh ile elde edilebilir.
    • Himmet, Allah'ın veli kullarından bir zatın kalbinde yalnız bir işin yapılmasını bulundurup başka bir şeyi kalbine getirmemesi ve Allah'tan dileyerek manevi yardımda bulunmasıdır.
    • Mahbubiyet, sevilen olmak demektir ve Resulullah Efendimiz'e tabi olmanın en yüksek derecesi mahbubiyet, maşukiyet ve aşık olmaktır.
    28:25Temessül
    • Allah, meleklere ve cinne çeşitli şekiller alabilme kuvveti verdiği gibi, çok sevdiği kullarının ruhlarına da bu kuvveti vermektedir.
    • Evliyadan birçoğu bir anda çeşitli yerlerde görülmüş, birbirine uymayan işler yapmışlardır; bu durum latifelerinin insan şekline girmekle başka bedenler halini almasındandır.
    • Güç halde bulunan kimseler, korku ve tehlikelerden kurtulmak için ölü veya diri olan bazı evliyadan yardım istemişlerdir ve bu veli'nin yaptığı yardımlardan bazen haberi olmakta, bazen de olmamaktadır.
    30:34Veli Olmak ve Allah'a Yaklaşmak
    • Hadis-i kudside bir veli, kuluma düşmanlık eden benimle harbetmiş olur ve kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en sevdiği, ona farz ettiğim şeydir.
    • Allah'a yaklaşmak, onun rızasına ve sevgisine kavuşmak demektir ve bunun için takva ve ihlas elde etmek gerekir.
    • Takva, haramlardan nefret etmek ve haram işlemeyi hatıra bile getirmemektir.
    31:52Sülük ve Takva
    • Nafile ibadetleri yapmaya sülük denir ve bu vasıtasıyla insanda fena hasıl olarak Allah'tan başka her şeyin sevgisi kalbinden silinir.
    • Takva hasıl etmek için iki yol vardır: birincisi ehl-i sünnet itikadını öğrenip haram işlememek için kendini zorlayarak ibadetleri yapmaktır, ikincisi suluk vazifeleridir.
    • Bir mürşidi rehber tanıyıp sohbetinde bulunan veya uzaktan rabıta yapan kimsenin kalbine mürşidin kalbinden feyz gelir.
    33:49Veli Olmak İçin Gerekli Şartlar
    • Veli olmak için farzları eda etmek lazımdır; bunların birincisi ehl-i sünnet alimlerinin bildirdikleri gibi iman etmektir.
    • Farzların ikincisi haramlardan sakınmak, farz olan ibadetleri yapmak ve evliyayı sevmektir.
    • Allah evliyasına vasıtasız da bildirir; Hz. Ömer'e sariyeyi gönderdi, Musa aleyhisselam'ın annesine oğlunu denize koymasını bildirdi ve Hz. Meryem'e hurma kütüğünü sallamasını emretti.
    35:01Tevessül ve Evliya
    • Resulullah ile eshab-ı kiram ile ve tabiin ile bunlar öldükten sonra da Allah'a tevessül etmek, yani bunların hürmeti için dilekte bulunmak caiz ve meşrudur.
    • Tevessül etmek şefaatini istemektir ve ehl-i sünnet alimleri bunun caiz olduğunu bildirdiler.
    • İbn-i Teymiyye bunu inkar etmiş, böylece doğru yoldan ayrılmıştır.
    36:33Evliya ile İlgili Kurallar
    • Resulullah'ın ismi ile Allah'tan bir şey istemenin caiz olduğunu İbn Abdüsselam uzun uzun bildirmektedir.
    • Resulullah'ın varisi olan evliya ile de caiz olduğunu Maruf Kerhi bildirmekte ve bu husus Kuşeyri Risalesinde de yazılmaktadır.
    • Herhangi bir müctehidin caiz olur dediği bir şeyi yapana mani olmamalıdır.
    38:11Evliya ile İlgili Hatalar
    • Geçmiş evliyaya dil uzatmak, onlara cahil demek, sözlerinden dinimize uymayan manalar çıkarmak, öldükten sonra da keramet gösterdiklerine inanmamak haramdır.
    • Tarihte olduğu gibi günümüzde de birçok insanın gayrimüslimin İslam'a Allah yoluna girmesine vesile olan velilerin kıymetlerini bilip hiçbirine dil uzatılmamalıdır.
    • Bir velinin velayetini inkar eden, veliyi Allah nezdindeki derecesinden uzaklaştırmaz, ancak kendisini ilahi zevklerden mahrum bırakır.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor