• Buradasın

    İslam Tarihi ve Kur'an Ayetleri Üzerine Eleştirel Bir İnceleme

    youtube.com/watch?v=akGJPWHs9WY

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, İslam tarihi, Kur'an ayetleri ve İslam kaynakları hakkında eleştirel bir inceleme sunan bir belgesel formatındadır. Videoda Profesör Dr. İlhan Arsel, Turan Dursun, Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Said Yazıcıoğlu gibi İslam tarihindeki önemli şahsiyetlerin görüşleri aktarılmaktadır.
    • Video, Ahzab Suresi'nin 50-52. ayetlerinin yorumlanmasıyla başlayıp, Hz. Muhammed'in kadınlarla ilişkileri, iftira olayları, cihad kavramı, Kur'an'ın derlenmesi süreci, "Şeytan Ayetleri" tartışması, büyü ve kurban kavramları gibi İslam'ın çeşitli yönlerini ele almaktadır. İçerik, Kur'an ayetleri, hadisler ve tarihsel kaynaklar üzerinden İslam'ın tarihsel gelişimini ve günümüzdeki yorumlarını incelemektedir.
    • Videoda ayrıca İslam'ın hukuki sistemi, kısas kavramı, kitap yakma geleneği, İslam'ın Türk toplumuna etkileri ve Hz. Muhammed'in hastalıklara bakış açısı gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, İslam kaynaklarını bilimsel bir yaklaşımla inceleyerek, bu kaynakların tarihsel gerçeklerini ve günümüzdeki yorumlarını tartışmaktadır.
    00:06Ayşe'nin Muhammed'e Söylediği Söz
    • Ayşe, Muhammed'e "Rabbin senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum" diyerek, Allah'ın sadece Muhammed'in cinsel arzularını yerine getirdiğini belirtiyor.
    • Hadiste "efendi tanrının yalnızca Muhammed'in hevası için koştuğu" belirtiliyor, burada heva cinsel arzu anlamına geliyor.
    • Ayşe'nin bu sözü, Muhammed'in çok sayıda karısı arasında nöbet sırasının zorunlu olmadığı ve istediği karı ile birleşebileceği anlamına geliyor.
    01:58Ahzab Suresi 51. Ayetin Anlamı
    • Ahzab suresinin 51. ayeti, Muhammed'e "onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini öne alabilirsin" diyerek nöbet sırasının zorunlu olmadığını belirtiyor.
    • Hadis ve yorumlara göre, Muhammed artık nöbet sırası gelse bile dilediği karı ile birleşmeyi erteleyebilir veya ondan önce dilediği karı ile yatabilir.
    • Kur'an, Muhammed'in karılarıyla olan cinsel düzenindeki işini kolaylaştırıyor, ilişkiyi sıraya koyma zorunluluğunu kaldırıyor ve hevasını seçiminde özgür bırakıyor.
    03:29Ayşe'nin Tepkisi ve Ahzab Suresi 50. Ayeti
    • Ayşe, bu durumu daha sonra Ahzab suresinin 51. ayeti gelince anladığını, 50. ayet geldiğinde ise bunu pek anlayamadığını belirtiyor.
    • 50. ayette Muhammed'e helal olan kadınlar sayılıyor: mehirlerini verdiğin eşler, cariyeler, hicret eden akrabaların kızları ve mehrini peygambere hibe eden mümin kadın.
    • Fahrettin Razi'ye göre, Muhammed'e kadın konusunda öylesine bir ayrıcalık sağlanmıştı ki, bir kadını görüp gönlü düştüğünde kocasının o kadını boşaması şarttı.
    06:04Peygamberin Kadın Konusundaki Ayrıcalıkları
    • Peygamberin vahiy almaya alışıncaya kadar kadın konusundaki ayrıcalıklar devam etmiştir.
    • Peygamber vahyi alışınca artık gözünün ilişip gönlünün düştüğü her kadını kocasının boşaması ve peygambere vermesi gerekmemiştir.
    • Allah, peygamberin şehvetini doyurmasını ve vahiy işlerine kendini yeterince vermesini istemiştir.
    06:5352. Ayetin Anlamı ve Sınırlaması
    • 52. ayet, cariye konusunda değilse bile kadın konusunda bir sınır getirmiş gibi bir anlatım sunmaktadır.
    • Diyanet çevresindeki anlamı, peygamberin artık o zamanki karılarından başka bir karı alamayacağına hükmetmektedir.
    • 52. ayetle gelen bu sınırlamanın 50. ayette kaldırıldığı ve 52. ayetin aslında 50. ayetten önce olduğu savunulmaktadır.
    08:07Ayşe'nin Ayrıcalıkları
    • Muhammed, kimi karılarını daha çok severdi, kimini de daha çok tutardı ve en çok tuttuğu kadınların başında Ayşe geliyordu.
    • Ayşe, Ebubekir'in kızı olduğu için etkindi ve zaman zaman Muhammed'e kafa tutar gibi durumları olabiliyordu.
    • Ayşe, Muhammed'in cinsel ilişkilerindeki sıra düzeni bozulunca karılar içinde en çok yararlanan kişi olmuştu.
    08:34Ayşe'nin Gücü ve Muhammed'in Karşı Koyuşu
    • Ayşe, boşamasın diye Muhammed'in hoşnutluğunu kazanmak isteyen yaşlı ortağı Şevde bin Zema'nın gününü almıştı.
    • Ayşe'nin anlattığına göre, Muhammed'e herhangi bir karısının gününü gözetmeksizin dilediği karısıyla dilediği zaman yatma özgürlüğünü veren ayet geldikten sonra da Muhammed, Ayşe'nin gününde başka kadınla yatmak istediğinde Ayşe'den izin alma gereğini duyardı.
    • Ayşe'nin bu karşı koyuşuna Muhammed artık ses çıkarmamış ve "ayet bana istediğim zaman dilediğim karımla yatma yetkisini vermiştir" dememiş ya da diyememişti.
    09:54Peygamberin Karıları Arasındaki Hizipleşme
    • Peygamberin karıları iki hizbe ayrılmıştı: bir kesimde Ayşe, Hafsa, Safiye ve Şevde vardı, öbür kesimde ise Ümmü Selem'e ve peygamberin öteki karıları bulunuyordu.
    • Müslümanlar peygamberin Ayşe'ye olan sevgisini biliyorlardı ve armağanlarını Ayşe'nin odasına gittiğinde sunuyorlardı.
    • Ümmü Seleme hizibi söylenmeye başladı ve kadınlar peygambere herkesin armağanını sunmasını istediler, ancak peygamber bir şey söylemedi.
    11:27Peygamberin Ayşe'ye Yönelik Tutumu
    • Peygamber, Ümmü Seleme'nin tekrar anlattığına göre "Ayşe konusunda beni üzme, bil ki hiçbir kadın koynundayken bana vahiy gelmez de yalnızca o koynunda bulunduğu sırada gelir" dedi.
    • Karılar sonra peygamberin kızı Fatma'ya başvurdu ve Fatma da peygamberle konuşup kadınların dediklerini iletti.
    • Peygamber, Fatma'ya "Benim her sevdiğimi sen sevmez misin? Öyleyse sen de Ayşe'yi sev" dedi.
    14:04Ayşe'nin Küçük Yaşta Evlenmesi
    • Muhammed, Ayşe'yi çok küçükken karı yapmıştı kendisine; kırkdokuz yaşındaki adam altı yaşındaki bir çocukla evleniyordu.
    • Ayşe'nin kendisinin anlattığına göre, peygamber onunla evlendiğinde Ayşe altı yaşındaydı ve bu hadis İslam dünyasında tüm müslümanlarca kabul edilir.
    • Evlilik gerçekleşiyor ama yine de üç yıl kadar zifaf gerçekleşmiyor, Ayşe dokuz yaşındayken elliiki yaşındaki Muhammed'in koynuna veriliyor.
    15:09Ayşe'nin Gerdek Odası Deneyimi
    • Ayşe, dokuz yaşındayken Medine'ye göçmüşlerken Haris ibni Hazreçoğullarına konuk olduklarında sıtmaya yakalandı, saçları döküldü ve yeniden geldi.
    • Annesi Ümmü Ruman, Ayşe'yi bir takım Medineli kadınlara teslim etti ve onlar Ayşe'yi güzel biçimde hazırladılar.
    • Ayşe, gerdek odasında Muhammed'le karşılaşınca kadınlar tarafından teslim edilmiş olsa bile korkmuştu.
    17:08İslam Hukukunun Ayşe Hakkındaki Yorumu
    • Ayşe dokuz yaşındayken Muhammed'in koynuna sokulmuş olunca İslam hukuku bundan bir sonuç çıkarıyor.
    • Dokuz yaşındaki bir kız şehvete konu olabilecek çağda sayılır diyor ve bu nedenle de dokuz yaşındaki bir kızla evlenilebileceğini söylüyor.
    • Ayşe, Muhammed'in karısı iken büyüyecek ve onsekiz-ondokuz yaşına geldiğinde de Muhammed'in ölümü üzerine kimi kumaları gibi çok genç yaşta dul kalacaktır.
    18:00Ayşe'nin Baskın Sonrası Durumu
    • 627 yılında Muhammed, Ayşe'yi yanına almış ve Ayşe muhtemelen 13 yaşındaydı.
    • Baskın sırasında Ayşe, devenin üzerinde kapalı bir yerde bulunurken, kolyesini kaybetmiş ve aramaya başlamıştır.
    • Ayşe kolyesini bulduktan sonra konaklandığı yere gelmiş, uyurken Muattal oğlu Saffan tarafından görülmüş ve devesine bindirilerek yola koyulmuştur.
    19:42Dedikodular ve Ayşe'nin Durumu
    • Ayşe'nin kendi anlattığına göre, olayda akla gelen sorular arasında Ayşe'nin kimseye haber vermemesi ve kimse tarafından görülmemesi bulunmaktadır.
    • Hadiste belirtildiği gibi, Ayşe'nin deve üzerindeki hevdecini indiren ve yükleyen hizmet edenler vardı, ancak içinde Ayşe var mı yok mu diye bakılmamıştı.
    • Saffan ve Ayşe birbirlerini tanıyorlardı ve bu tanışma ileri ölçülerde bir anlaşmaya varmış olabilir miydi?
    21:06Ayşe'nin Hastalığı ve Muhammed'in Tutumu
    • Muhammed'in Ayşe'ye karşı tutumunda bir değişme olmuş, Medine'ye gelince Ayşe bir ay hastalandı.
    • Ayşe hastalığında Peygamber'in kendisine gösterdiği ilgiyi ve inceliği artık göremiyordu, sadece selam verip "nasılsınız?" diyordu.
    • Ayşe dedikoduları duyup öğrenince üzülmüş, hastalığı artmış ve Muhammed'den izin alarak babasının evine gitmiştir.
    21:48Muhammed'in Çözüm Arayışı
    • Hadiste bu olaya ilişkin vahyin gecikmesinden söz ediliyor ve Muhammed, karısından ayrı kalışından doğan soruna çözüm için yakın çevresini topluyor.
    • Ali, Muhammed'e "Tanrı dünyayı sana dar etmedi, Ayşe'den başka kadın da var" diyerek gerçeği öğrenmek için Ayşe'nin cariyesi Veli'nin tanıklığına başvurulabileceğini söylüyor.
    • Muhammed, Ayşe'ye "Eğer bu suçu işlemedi ise Tanrı seni aklayacaktır, işledinse Tanrı'ya yönel" diyerek tövbe etmesini istiyor.
    23:11Ayşe'nin Beklentileri
    • Ayşe, Muhammed'in sözlerine babasının ve anasının karşılık vermelerini ister, onlar karşılık vermeyince kendisi karşılık verip sonucu sabırla bekleyeceğini söyler.
    • Ayşe kendisinin söylediğine göre hakkında Kur'an ayeti ineceğini beklemiyordu, "Ben kim oluyorum ki Tanrı Kur'an'da benim sorunuma ilişkin ayet indirsin" türünden açıklaması var.
    • Ayşe beklediği yalnızca Muhammed'in rüya görmesi ve onun rüyada aklanmasıydı, ancak beklediği ötesinde gelişme olur.
    23:45Ayşe İftirası ve Kur'an Ayetleri
    • Ayşe'nin iftirası konusunda vahiy geldiğinde, Ayşe'nin anası ona Muhammed'e teşekkür etmesini söyler, ancak Ayşe bunu yapmaz.
    • Vahiy, zinayı kanıtlamak için dört tanık göstermek gerektiğini ve iftira edenlerin ağır biçimde kınanacağını açıklar.
    • Nur suresindeki ayetlerde, iftira edenlerin Allah katında cezalandırılacağı ve elebaşılık yapanların büyük azap çekeceği belirtilir.
    25:46İftira Tartışmaları
    • Ayetlerde, iftira söylentilerini duyanların "bu apaçık bir iftiradır" demedikleri için kınandığı belirtilir.
    • Muhammed'in yakın çevresi ve kendisi de iftira söylentilerini kınamadığı için eleştirilir.
    • Kanıt bulunmadığı için zina suçunun işlendiği söylenemezken, iftiradır demedikleri için insanlar nasıl kınanabiliyor sorusu ortaya atılır.
    26:59İftira Yayanların Kimliği
    • İftira söylentilerini yayanlar sadece münafıklar değil, münafıkların dışındaki Müslümanlar da olabilir.
    • Elebaşılık yapan kişinin kim olduğu konusunda farklı rivayetler vardır; Abdullah bin Übey veya Hasan ibni Sabit gibi önemli kişiler de dahil olabilir.
    • Tanrı'nın vahiyle açıklama yapması neden bir ay beklediği ve bu durumun herkesi üzdüğü sorgulanır.
    28:17Zina Kanıtı ve Cüveyriye Olayı
    • Bir zinanın kanıtlanması için dört tanık istemek gerçekçi bir yaklaşım mıdır sorusu ortaya atılır.
    • Muhammed, Ustalık oğulları kabilesine düzenlediği gece baskınında, 13 yaşındaki Cüveyriye'yi (asıl adı Berre) kendine seçer.
    • Muhammed, Cüveyriye'yi alıp kendi karıları arasına katarken, idamlık durumunda olan herkese beraat verir ve sonunda herkes İslam'ı kabul eder.
    31:54Tutsak Kadınların İrzi
    • Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin verir ve tutsak kadınlar cariye durumuna gelmiş olurlar.
    • Müslümanlar, tutsak kadınlarla cinsel ilişki kurmak istese de çocuk sorunuyla karşılaşmak istemedikleri için azil (cinsel ilişki sırasında erkeğin meni'yi kadının organına boşaltmadan çekmesi) yaparlar.
    • Peygamber, tutsak kadınların ırzına geçilmesinde sakınca görmediğini ve azilde de sakınca olmadığını belirtir.
    35:02Muhammed'in Maria ile Yakalanması
    • Muhammed, Hafsa'nın gününde Hafsa'nın odasında onu bulamaz ve Mısır mukafkısının armağan ettiği cariye Maria ile cinsel ilişki kurar.
    • Hafsa, Muhammed'in Maria ile ilişkisini görür ve tepki gösterir, Muhammed ise Maria'yı kendisine haram ettiğini ve Hafsa'nın bunu kimseye söylememesini ister.
    • Hafsa olayı Ayşe'ye anlatır ve Muhammed'in Maria'yı kendisine haram etmesi üzerine Kur'an'da ayetler gelir.
    37:43Muhammed'in Şehveti ve Karıları
    • İslamcılar arasında Maria olayı nedeniyle ayetlerin geldiği iddiası ve bal şerbeti öyküsünü içeren hadise bağlamında yorumlanması arasında bir tartışma var.
    • Muhammed, Maria ile yatmayı sürdürmüş ve ondan İbrahim adında bir oğlu olmuştu.
    • Muhammed'in şehvetinin Zeynep ile daha doyurucu bir karşılık bulması, bir hadise göre, ilgisini çeken güzel bir kadın gördüğünde hemen Zeynep'e gidip yatması şeklinde anlatılıyor.
    39:18Muhammed'in Kadın Hakkındaki Görüşleri
    • Ahzab suresinin 52. ayetinde kara almasına sınır getirilirken, güzellikleri seni imrendirse bile deniyor.
    • Muhammed için kadın, erkeği her zaman baştan çıkaran bir şehvet kabartandı ve gözünde kadın her zaman şeytan görünümündeydi.
    • Muhammed'e göre bir kadın cinsel ilişki kurmak isteyen kocasına karşı koyamaz, karşı koymamalıdır.
    40:33Zeynep bin Cahş Hikayesi
    • Zeynep bin Cahş, Muhammed'in oğlu Zeyd'in karısıdır ve Zeyd Muhammed kendisine oğul edindiği için herkes ondan "Zeyd ibni Muhammed" diye söz eder.
    • Muhammed bir gün Zeyd'i görmek için onun evine gider, Zeyd'i bulamaz ve Zeyd'in karısı Zeynep'le karşılaşır.
    • Zeyd durumu öğrenir öğrenmez Muhammed'e gidip konuşur ve karından ayrılmak istediğini söyler, ancak Muhammed "karını bırakma" derken aslında sevdiği Zeynep'in boşanmasını istiyordu.
    42:11Ahzab Suresi 37. Ayeti
    • Ahzab suresinin 37. ayeti, Muhammed'in Zeyd'e karısını boşamamasını söylerken içinde bir şey sakladığını ve bunu sonradan Tanrı açığa çıkaracağını belirtiyor.
    • Ayette anlatılanlar: Muhammed'in içinde sakladığı şey, Zeynep'e olan aşkıyla birlikte Zeyd'in onu boşaması ve kendisinin almasına olanak sağlanmasını istemesiydi.
    • Muhammed'in içindekini gizlemesine, insanlardan korkup çekilmesine yol açan, oğlunun karısını almaya kalkıyor diye dedikodu yapılmasından çekiniyordu.
    45:37Hayber Savaşı ve Safiye
    • Hayber kasabasının görülebilen en nefis hurmalıklarından yüzlercesi Muhammed'in buyruğuyla kesilmişti.
    • Hayber'in birçok kalesi vardı ve bir buçuk aya yakın bir süre içinde Yahudilerin kendi içlerinden gelip Muhammed'den güvence alan kimi hainlerinin yardımıyla kaleler bir bir düştü.
    • Safiye, yakınlarıyla birlikte tutsak düşmüş olan güzel bir kadındı ve ailesinden kişiler işkenceyle öldürülüyordu.
    48:01Kinane'nin İşkencesi ve Safiye'nin Muhammed'e Verilmesi
    • Muhammed, Kinane'ye hazinenin bir kısmını başka bir yere saklamış olup olmadığını söyletmek için müthiş işkenceler yaptırdı.
    • Zübeyr ibn Avvam, Peygamberin emirlerini tatbik ederek Kinane'nin göğsünü yanan odunlarla deldi ve Muhammed ibni Meslememeye teslim etti.
    • Muhammed, Safiye'nin kocasının kız kardeşini Dıhye'ye vererek onu azad etti ve bu azad etmeyi evlilikte verilmesi gereken mehir saydı.
    50:10Safiye'nin Muhammed'e Verilme Nedeni
    • Safiye soylu bir aileden geliyordu; babası Beni Nadir kabilesinin başı, kocası da ileri gelenlerden biriydi.
    • Yahudiler için Safiye'nin Dıhye'ye verilmesi utanca sebep olacaktı, bu nedenle Muhammed onu geri alıp azad ederek nikahla kadınları arasına aldı.
    • Profesör Dr. İlhan Arsel'e göre, Safiye'nin Muhammed'e verilmesinin Yahudilerin gönlünü kazanmakla ilgisi yoktu çünkü Hayber seferi hicretin yedinci yılına rastlarken, Muhammed daha hicretin ikinci yılından itibaren Yahudilere karşı düşmanlık siyasetine başlamıştı.
    53:40Muhammed'in Çok Karı ve Cariye Almasının Gerçek Nedeni
    • İslamcılar Muhammed'in çok kadın almasının yoksul ve çaresiz kadınlara acıması veya siyasi sebeplerle olduğunu iddia ederler.
    • Muhammed'in topladığı kadınlar arasında Ayşe Cüveyriye gibi onsekiz-ondokuz yaşında dul kalmış çocuklar da vardı.
    • O dönemlerde Araplarda geçerli olan etken cinsel istek ve onun gereği idi, İslamcılar peygamberin nefsani arzularına göre davranmadığını iddia ederler.
    55:39Muhammed'in Cinsel İlişkilerine Ayrılan Zaman
    • O dönem Araplarında şehvet ve erkeklik gücü en başta gelen bir özellikti.
    • Gazali, Muhammed'in dünyanızdan bana üç şey sevdirildi dedikten sonra bunlardan birinin de kadın olduğunu dile getiren bir hadisine yer veriyor.
    • Hadislere göre Muhammed dokuz ya da onbir karısı varken, gecenin ya da gündüzün belli saatinde tümünü dolaşıyor ve hepsiyle ilişkide bulunuyordu; Müslümanlar peygamberin şehvetini mucizeli olarak göstermek istemişlerdir.
    58:28İslam'da Şiddet ve Ceza
    • Kafirler yakalanmalı ve öldürülmeliydi, bozguncular ise çeşitli yöntemlerle cezalandırılmalıydı.
    • Hristiyan ve Yahudilerle dost olunmamalı, Alevilerin kanları helaldi ve Peygamber'in dört halifesinden üçü Müslümanların bıçaklarıyla can vermişti.
    • Şeriatın insanlığa vadettiği barış, şiddet ve öldürme şeklindeydi.
    58:57Medine'deki İşkence Olayı
    • Medine'de bir olay öğrenildiğinde Peygamber öfkelenip suçluları yakalattırdı ve elleri, ayakları çapraz kesilip gözleri oyulmasını emretti.
    • Suçlular Medine dışında güneşin altında ateş gibi yandığı için "Harla" adı verilen yere götürüldü ve su verilmeden ölünceye kadar bırakıldılar.
    • Bu hadise Buhari, Ebu Davud ve Neseyi gibi hadis kaynaklarında farklı yerlerde ve yollarla aktarılmıştır.
    59:51Suçluların Kimliği ve Peygamberin Kararı
    • Suçlular Ukuy veya Ureyna kabilelerindendir, Peygambere gelmiş ve Müslüman olduklarını bildirmişlerdir.
    • Peygamber önce onları iyileştirip havadar bir yere gitmek istediklerinde bir deve sürüsü ve çoban vermiş, ancak suçlular çobanı öldürmüş ve sürüyü alıp götürmüşlerdir.
    • Hadis kaynaklarında bu olayın işkenceyle cezalandırılması konusunda farklı görüşler vardır: bazıları işkenceyi yasaklamadan önce uygulandığını, bazıları kısas olduğunu, hakim görüşü ise Maide Suresi 33. ayetini yerine getirdiğini öne sürmektedir.
    1:01:05Maide Suresi 33. Ayeti
    • Maide Suresi 33. ayetinde Allah ve Resulü ile savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapanların cezası belirtilmiştir.
    • Bu ayette boyunları vurularak öldürülmeleri, asılmaları, ellerinin ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleri buyurulmuştur.
    • Bu cezaların dünyada çekecekleri rezillik olduğu, ahirette ise onlara daha büyük azap hazırlandığı belirtilmiştir.
    1:01:331974'teki İşkence Kampı
    • 1974 yılında Kırıkkale'de MHP'nin "komando kampları" olarak bilinen bir kampda İslam öğretiliyordu.
    • Kampın adı "Bozkurt Obası"ydı ve burada din düşmanlarının beyni çıkarılır, kafirler telef edilir, itler boğazlanırdı.
    • Erdoğan "Asil Yüce Türk Metal Seyidi" ve "Şehir Şube Başkanı" olarak tanımlanıyordu.
    1:02:02Maraş'taki İşkence Olayları
    • 1978 Aralık ayında Maraş'ta Kalaycı Şah İsmail'in baltayla kafasına vurup beynini çıkarttılar.
    • Kız kardeşinin memeleri kesilip işkenceden sonra hunharca öldürüldü, Yörük Selim Mahallesi'nde kadınların bir kısmı memeleri kesilerek öldürüldü.
    • Altı aylık çocuklar, hamile kadınlar kurşunlandı, gözlere şişler sokuldu ve bazı infazlar kol ve bacakların çapraz kesilmesiyle yerine getirildi.
    1:02:37İslam'da Savaş ve Ceza
    • Peygamber, insanların Allah'tan başka Allah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna inanıncaya, kıbleye dönünceye, namaz kılınca ve zekat verince insanlarla öldürüşmem emroldu.
    • Şirin Tekin 17 yaşında, çevresinde sevilen, öğrencilerin demokratik haklarından söz eden ve oruç tutmayan bir gençti.
    • 3 Mayıs 1987'de Van 100. Yıl Üniversitesi'nin karşısındaki kahvede otururken elli kadar bıçaklı, sopalı saldırgan tarafından öldürüldü.
    1:03:32İslam'da Savaşın Devamı
    • Müşriklere yeryüzünde dolaşa bilmeleri için dört ay süre verilmişti, bu süre dolduktan sonra müminlerin onlara ne yapacakları bildirilmişti.
    • Allah uğruna verilen bu savaş kıyamete kadar sürecekti ve müminler Allah'ın ve İslam'ın hakimiyeti için canla ve malla savaşmaya çağrılıyordu.
    • Şeriat hükümlerini bütün düşünce, inanç ve dinlerin üstüne çıkarmak ve kayıtsız şartsız hakim kılmak için kutsal savaş, deccal öldürülünceye kadar son bulmayacaktı.
    1:04:281969'daki Cihat Namazları
    • Şubat 1969'da camilerde cihat namazları kılınıyor, komünistlerin kanını dökme çağrıları yapılıyordu.
    • 16 Şubat 1969 günü Beyazıt, Dolmabahçe ve Fındıklı camilerinde cihat namazları kılındıktan sonra topluluklar halinde Taksim'e çıkılıyordu.
    • O gün meydana ABD 6. Filosuna karşı anti-emperyalist yürüyüş yapanlar gelecek, yerde Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan ölü, yüzlerce yaralı yatıyordu.
    1:05:141978'deki Maraş Olayları
    • 1978 Aralık ayında Maraş'ı kış bastırırken duvarlara, dükkanlara, camlara "Allah için savaşa ve cihada kalkılıyor" sloganları yazılıyordu.
    • TRT, 111 ölüyü de verdikten sonra yeni saptanan ölümlerin bildirilmesini durduruyor, böylece bir küçük cihat denemesinin resmi bilançosu yarım kalıyordu.
    • Ocak 1979'da Trabzon Ülkücü Gençlik imzalı bildiride Türkiye'deki çatışmanın İslam'la küfrün çatışması olduğu ve Müslümanların cihada çağrıldıklarında koşmaları gerektiği belirtiliyordu.
    1:05:591979'daki Cihat Bildirileri
    • 9 Temmuz 1979'da Tokat'ta bir bildiri yayımlanıyor: "Allah rızası için baş koyduğum davadan hiçbir güç seni geri döndüremeyecektir, sesimizin ulaşamadığı yere kurşunlarımız ulaşacaktır, ya tam susturacağız ya kan kusturacağız."
    • Cihat kesintisiz devam ediyor, Erzincan, Malatya, Sivas ve Çorum'a da sıra gelecekti.
    • 16 Aralık 1979'da Beşiktaş Vapur İskelesi yanında Barbaros Kafeterya'da bir saatli bomba patlıyor, imza "Türk İslam Birliği" ve beş ölü, yirmi iki yaralı oluşuyor.
    1:06:44İslam'da Savaşın Sonuçları
    • Allah yolunda savaşıp öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını, mallarını Tevrat, İncil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak cennet karşılığında satın almıştır.
    • 2 Aralık 1978'de Sivas'ta "Müslüman Gençlik" başlığıyla bir bildiri dağıtılıyor: "Müslüman durma, hiç durmadan ilerle, ölüm seni şehit olarak bulsun."
    • MHP ve MHP davası iddianamesi 682 cinayeti içeriyor, bu da en az 682 yurttaşın Allah yolunda savaşıp öldürmekle güzel bir alışveriş yaptıkları için sevinebildikleri anlamına geliyor.
    1:07:43Peygamber'in Eşrefoğlu Kab'ı Öldürme Emri
    • Eşrefoğlu Kab, genç bir şairdi ve peygamberi ve ona inananları eleştiriyordu.
    • Peygamber, Eşrefoğlu Kab'ı öldürebilecek kimse olup olmadığını sorduğunda, Mesleme oğlu Muhammed ortaya atıldı.
    • Hadis kitaplarına göre yalanlar uyduruldu, tuzak hazırlandı ve şairin kafası kesilerek peygambere götürüldü.
    1:08:48İslam'da Öldürme Kuralları
    • İslam'da eli silah tutan tüm erkekler ve aklını yitirmemiş yaşlılar öldürülebilirdi, ancak deliler öldürülemezdi.
    • Peygamber, müşriklerin yaşlılarını öldürüp çocuklarını bırakmalarını emretmişti çünkü çocuklar ele geçirilmiş ganimetlerdi.
    • Gece baskınlarında kafirler toptan kılıçtan geçirilirken, evler yakılıp yıkılırken öldürülenler arasında kadınlar ve çocuklar da vardı.
    1:10:11Müslüman Kadınların Durumu
    • Müslüman kadınlar erkeklerin yönetimine boyun eğmeliydi, uslu davranmazlarsa öğüt verilmeli, yataklarından ayrılmalı ve yola gelmezlerse dövülmeliydi.
    • Peygamber, ateşe atarak öldürmeyi doğru bulmuyordu.
    • Peygamber, ateşe atma cezasını yalnızca Allah'ın verebileceğini vurgulamıştı.
    1:11:56Halifelerin Ateşe Atma Cezası Uygulaması
    • Peygamberin tutumuna rağmen, onu izleyen halifeler Allah'a mahsus olan ateşe atma cezasını uygulamışlardı.
    • Ebubekir, dinden dönme olayları sırasında komutanlarına "daha da direnirlerse demirle dağlayın, ateşte yakın" talimatını vermişti.
    • Halid bin Velid savaş sırasında ateş çukurları açtırmış, yaktırdığı ateşin içine birçok kimseyi diri diri attırıp yaktırmıştı.
    1:13:55Gece Baskınları ve Yakma Olayları
    • Peygamberin döneminde gece baskınları düzenlenirdi, emriyle "öldür öldür" şiarları haykırılırdı ve sonra yağmaya girişilirdi.
    • Filistin'de İbn denen bir yere peygamber bir baskın düzenlemişti ve orayı yakılmasını emretmişti.
    • İslam hukukunda cihat sırasında düşman kesimindeki yaş ağaçların kesilebileceği, kesilmeden önce yakılabileceği hükme bağlanmıştı.
    1:15:13Fetih ve Ganimetler
    • Vadedilen ganimet, kafirlerin yalnız kanları değil, malları ve mülkleri de helaldi.
    • Hazreti Muhammed, hicretin ikinci yılında bir Kureyş kervanını vurmak üzere sefer emretmişti.
    • Fetih hakkı Kur'an'da öngörülmüştü ve bunun için Fetih suresi dışında Enfal suresi de indirilmişti.
    1:16:00İslam'da Savaş ve Ceza Sistemi
    • Savaş esirleri Kur'an hükümlerine göre ganimet olarak kabul edilirdi ve kafirler, kadın ve çocuklar da dahil savaşa katılan Müslümanlar arasında bölüşülecekti.
    • İslam yeni bir dünya nizamı getiriyordu ve bu nizam cahiliye çağının anarşi ve zorbalığından daha ileriydi.
    • İslam'da kısas (öldürmede kısas) farz kılındı; hüre hür köleye, köle kadına kadın şeklinde uygulanırdı ve ölenin velisinin hakkıydı.
    1:17:34İslam'da Cezalar ve Ahiret
    • Kısas yerine bedel ödenebilirdi ve kadın müslümanın değeri erkeğin yarısı kadardı.
    • Zinanın cezası rejimdi (toprağa gömüp taşlamak), ahiret cezası ise şiddet ve cehennemde çeşitli azaplar içeriyordu.
    • Kutsal kitap sık sık Allah korkusunu vurguluyor, fakat Allah sevgisine çok az yer veriyordu.
    1:19:46Türklerin İşkence Kültürü
    • Helsinki İzleme Komitesi 1985 Aralık ayında Türkiye'de insan haklarının zedelenmesine ilişkin bir rapor hazırlamıştı ve Amerikalılar Türklerin şiddet eğilimli bir toplum oldukları için işkenceye alışık bulundukları kanısındaydı.
    • Anadolu halkının büyük acıları Selçuklu ve Osmanlı sultanlarına borçlu olduğu tarih tanıklık ediyordu; Selçuklu Sultanı Sancar'ın yüzbinlerce Türkmen'i kırıp geçirmesi, Melikşah'ın Batınilere karşı atalarını aratmaması ve Yavuz Sultan Selim'in on binlerce Alevi köylüsünü kılıçtan geçirmesi gibi olaylar.
    • Dinsel eğitim ulaşabildiği insanlara bir şiddet kültürü vermişti; korkutmalar, cehennem azapları, yanmalar, ateşlere atılmalar gibi korkutma yöntemleri günlük hayatta da devam ediyordu.
    1:22:33İslam'da Barış ve Şiddet
    • Kafirlerin kanı helal kılınmıştı; Yahudiden, Hristiyandan dost edinmeyin denmiş, Osmanlı tarihinde onlar da kafir kategorisine sokularak üzerlerine sefer düzenlenmiş, toprakları fethedilmişti.
    • Türkler de İslam'ın kılıcından nasiplerini almışlardı; Emeviler on yıllarca kafir Türklerin kanını dökerek Müslümanlığın gereğini yapmışlardı.
    • Peygamberin dört halifesinden üçü bıçaklanarak öldürülmüştü; Ömer, Osman ve Ali'yi bıçaklayanlar Müslüman değil miydi? İslam'ın barışında kim için can güvenliği vardı?
    1:23:39Kutsal Kitapların Yakılması
    • Bir kutsal kitap, kendisini yakanların nedenini ve neden yakıldığını anlatıyor; kendisini yakanların suç kanıtı bırakmak istemeyen caniler gibi olduğunu söylüyor.
    • Kitap, kendisini yakanların dinden, imandan, inancla ırzına geçilmiş kafaların tümü olduğunu ve kendisine, benim türüme ters düştüğü sürece düşman olduklarını belirtiyor.
    • Kitap, kendisini yakanların papazlarla Sezarlar elbirliği etmiş olduğunu, aynı şeylere karşı aynı şeyleri koruma çabasındaydılar ve tek tek verdiler alevlere, yığın yığın.
    1:26:06Eski Çağların Kitapları
    • Eski çağların kitapları kaybolmuştur; Mısırlılarla Fenikelilerin kitapları kaybolmuştur.
    • Çinliler, Brahmanlar, Mecusiler, Yahudiler ise kendi kutsal kitaplarını kaybolmaktan korumuşlardır.
    • İbn-i Haldun'a kulak verelim: bilimler çoktur, insan toplumları içinde çok sayıda bilgeler, bilginler gelip geçmiştir; bize ulaşmayan bilimler, bize ulaşanlardan çok daha kabarıktır.
    1:27:28İskenderiye Kütüphanesi'nin Yakılması
    • Eski Mısırlıların ve daha öncekilerin bilim ve kültür ürünleri, bize bilim ve kültüre ulaşan tek toplum olan Yunan'dan gelmiştir.
    • Büyük araştırmacı İbn-i Haldun, İspanya'da binlerce yurt arasında dolaşarak bilim ve kültür ürünleri aramış, ancak aradığı bilgileri bulamamıştır.
    • İskenderiye Kütüphanesi'ndeki bilgiler, İslam'ın asıl kurucusu Halife Ömer'in fetih sırasında "yakılsın" buyruğuyla yakılmıştır.
    1:29:44Kütüphanenin Yakılmasının İddiaları
    • Mısır fatihi Am İbnu'l-Asla, kütüphanenin kitaplarını hamamlara dağıtarak yakıt olarak kullanmıştır.
    • Mehmet Mansur, "Şura-yı Devlet Muavinliği" kitabında, kütüphanenin Müslüman kesimden yakıldığı iddiasının yalan olduğunu ve bu rivayetin İslam aleyhine iftiralar olduğunu savunmuştur.
    • Ahmet Adnan Adıvar, kütüphane yakılmasının ispatı kabil olmayan bir efsane olduğunu ve bu rivayetin Batı ve Doğu kaynaklarına Hristiyan tarihçi Ebu'l-Ferec'in kitabından geçtiğini belirtmiştir.
    1:32:22Kütüphanenin Yakılmasının Gerçekleri
    • Adıvar, İskenderiye Kütüphanesi'nin Serapium adı verilen bölümünün Hıristiyanlığın dördüncü yüzyılda psikopos Teofidos tarafından yaktırıldığını, Halife Ömer tarafından yaktırılmış olamayacağını iddia etmiştir.
    • Kütüphanenin bir kesiminin yakılmış olması, tümünün ve bütün kitapların yakıldığı anlamına gelmez, ortam bulunduğunda kitapların birikmesini ve kütüphanenin yeniden eski zenginliğine ulaşmasını önler.
    • Hristiyanlık da bilimin ve düşüncenin karşısında olmuştur, ancak zamanla kendi ilkelerini savunmak için akıl ve bilimle uzlaşma yolunu seçmiştir.
    1:34:19Kütüphanenin Yakılmasının Sonuçları
    • İskenderiye Kütüphanesi'nin yakma suçunu işledikten sonra Hristiyanlar Müslümanlara, Müslümanlar da Hıristiyanlara atmaktadırlar suçu.
    • Tüm dinler, işinize gelmeyenleri yakmak ve yok etmek konusunda şerefli cinayetler işlemişlerdir.
    • İslam savunucularından Dr. Suphi es-Salih, Kur'an'ın orijinalinin dünyanın hiçbir yerinde bulunamadığını ve bu yakmaların devam ettiğini belirtmiştir.
    1:35:26Modern Çağda Kitap Yakma
    • 29 Eylül 1984'te İstanbul'da düzenlenen İslam Konferansı Tıp Kongresi'nde, Birleşik Arap Emirlikleri delegesi Abu Dabili Dr. Selim Ahmet Ali Elyufai, "İslam tıbbını kötülemiştir" gerekçesiyle bir tıp kitabını yakmıştır.
    • Dr. Elyufai, kitabı İstanbul'da yakmanın üç nedeni olduğunu belirtmiştir: İstanbul'un halifeliğin Fatih Sultan Mehmed'in baş şehri olması, 1527'de Paracelsus'un İbni Sina'nın kitaplarını yakması ve Batı'nın Türkiye'nin batı ülkesi olduğunu düşünmesi.
    • Dr. Elyufai, İngiltere'de yedi yıl eğitim görmüş ve Abu Dabi'de kulak burun boğaz dalında cerrahlık yapmış olmasına rağmen, Müslüman kuşakların çocukların tıp bilimindeki gerçekleri ve öğretileri Batı'dan değil, İslam aleminden ve Kur'an kaynaklarından edinerek öğrenmeleri gerektiğini savunmuştur.
    1:39:331978-1979 Yıllarında Yakılan Kitaplar
    • Turizm ve Kültür Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, 1978-1979 yıllarında bastırılmış 100.000 kitabın yakılarak yok edilebilmesi için mahkeme kararını beklediğini açıkladı.
    • Bakanlık içinde oluşturulan bir kurum kitapları incelemiş ve hepsini zararlı bulmuş, ancak SEKA yöneticileri bu çağdışı uygulama için mahkeme kararı istemişlerdi.
    • Konuşmacı, 20. yüzyılın son çeyreğinde uygarlıkla tanışmış bir toplumda böyle bir haberi okuyup donup kalmayacak bir kişi düşünülemeyeceğini belirtti.
    1:41:31Rüşvetle Müslüman Olanlar
    • Malik ibni Avf, Huneyn (Hevazin) Savaşı'nda Müslümanlara yenildikten sonra Taif'e gelmiş ve İslam düşmanı olmasına rağmen Peygamber'den gelen teklifi kabul ederek Müslüman olmuştu.
    • Peygamber, Malik ibni Avf'a tüm malları, tutsak ailesi, ceza görmemesi, yüz deve ve yönetimde yetki vaat etmişti.
    • Buhari Mütercimi Kamil Miras'a göre bu öneri "şaheser bir semahat-i nebevi" (olağanüstü peygamberlik cömertliği) iken, Taberi Tefsirine göre bu düpedüz rüşvetti.
    1:42:53Huneyn Savaşı Ganimetlerinin Paylaşımı
    • Huneyn Savaşı'nda elde edilen ganimetler paylaşma konusunda gecikmeler yaşanmış ve Peygamber'in ganimetleri hemşehrilerine dağıtacağı veya daha çoğunu Kureyş'in ileri gelenlerine vereceği söylentileri çıkmıştı.
    • Peygamber, ganimetleri Kureyşlilere dağıtmış ve daha çok ileri gelenlere pay vermişti, bu da Medineli savaşçılar arasında itirazlara yol açmıştı.
    • Peygamber, ganimet bölüşümünde her mücahide dört deve verilirken, İslam'a karşı savaşanlara yüzer deve verilmişti.
    1:45:01Zekat Malından Rüşvet Verme
    • Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde zekat malının fakirlere, düşkünlere, memurlara, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsus olduğu belirtilmiştir.
    • Peygamber, İslam'a kazanmak için Kureyş'in ileri gelenlerine, zenginlere fazlasıyla pay vermiş ve onlara zekattan sürekli pay alma hakkını elde ettirmişti.
    • Bu zekattan pay alma durumu Peygamber'in ölümünden sonra Ebubekir'in halifeliği dönemine değin sürmüş, sonra Ömer tarafından yırtılmıştı.
    1:46:58Müellefe Tül Kulüp
    • Müellefe tül kulüp, gönülleri İslam'a ısındırılan ve pekiştirilen kimseler demektir.
    • Huneyn Savaşı'ndan sonra Arap kabilelerindeki güçlü ve etkili kişilerin gönülleri İslam'a kazandırılmak isteniyordu ve en iyi yol ganimetlerden pay vermekti.
    • Hevazin Savaşı'ndan sonra elde edilen ganimetlerden 6000 kadın, 24.000 deve, 40.000 davar ve 4.000 ok ye gümüş bulunuyordu.
    1:48:36Müellefe Tül Kulüp Üyelerinin Değerlendirilmesi
    • Maliki fakihlerine göre müellefe tül kulüp İslam'a özendirilmek istenen kafirlerdir, kimilerine göre ise yeni Müslüman olmuş olanlar kabul edilmelidir.
    • Şafii fakihlerine göre müellefe tül kulüp dört sınıftır: zayıf imanlılar, zayıf imanlı yeni Müslüman olmuş olanlar, imanı güçlü olanlar ve zekat toplamada etkinliklerinden yararlanılmak istenenler.
    • İslam'ı güçlendirmek için kimlerin güç ve destek sağlayabileceklerine inanılıyorsa, onlara rüşvet kapısı açık tutulmuştu.
    1:50:03Kur'an'ın Orijinallerinin Yakılması
    • Kur'an'ın ilk orijinali küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılmıştı ve yakılmıştı.
    • Kur'an'ın ikinci orijinali Ebubekir döneminde yapılan derleme yakılmıştı.
    • Kur'an'ın üçüncü orijinali Osman döneminde oluşturulan yazmalar da dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
    1:51:02Kur'an'ın Derlenmesi
    • Kur'an ayetleri bugünkü biçimiyle yazılıp bir araya getirilmiş değildi, hadislerde peygambere vahiy olan ayetler çeşitli nesneler üzerine yazılıydı.
    • Ayetler lihaf adı verilen küçük taşlara, rika denilen deri, ağaç yaprağı gibi kağıtlara, ektap ismi verilen deve ve koyun kemiklerine, üsup adı verilen ağaç parçalarına yazılmıştı.
    • Yitip gitmesin diye tümünü bir araya getirme çabasına ilk kez Halife Ebubekir döneminde gerek duyuldu ve bu çabalar gerçekleştirildi.
    1:51:51Kur'an'ın Derlenmesi
    • Buhari'nin hadisine göre dinden dönüş olayları ve savaş hali nedeniyle Kur'an'ı ezberlemiş kişilerin bir kısmı ölmüştü.
    • Hattaboğlu Ömer, Kur'an ayetlerinin derlenmesini halife Ebubekir'e önerdi ve başlangıçta reddedilen bu görüş sonunda kabul edildi.
    • Zeyd ibn Sabit'e Kur'an ayetlerini derleme görevi verildi ve Zeyd, hurma dallarından, küçük taşlardan ve kişilerin ezberlerinden izleyerek ayetleri derledi.
    1:53:40Kur'an'ı Ezberleyenlerin Sayısı
    • Ebubekir döneminde Kur'an'ı tümüyle ezberleyenlerin en iyimser rakamla yedi kişi olduğu kabul edilebilir.
    • Buhari'nin es-Sahihinde yer alan hadislerde, Peygamber döneminde Kur'an'ı tümüyle ezberlemiş olanların sayısı yedi olarak belirtilmiştir.
    • İslam din bilimcileri bu hadislerdeki açıklamaların dinsizlerin işine yaradığını ileri sürer.
    1:55:52Kur'an'ın İlk Derlenmesi
    • Kur'an'ı derleme ve yazma işi bir yıl sürdü ve Ömer ile Zeyd mescidin kapısında oturmuş, herkesin Peygamber'den ayet olarak elde ettiği ne varsa getirmesini istemişlerdi.
    • Derlenip yazılan sayfalar ölünceye dek Ebu Bekir'in yanında kaldı, sonra Halife Ömer'in yanında bulundu ve o ölünce kızı Hafsa'ya verildi.
    • Kur'an'ın ilk derlemesi, surelerinin bulunduğu iki kapaklı bir kitap olarak oluşturuldu.
    1:56:24Kur'an'ın İkinci Derlenmesi
    • Halife Osman döneminde, Müslümanların okudukları Kur'anlardaki birbirini tutmazlıktan yakındı ve Osman, Hafsa'dan Ebubekir döneminde oluşturulmuş olan kitabı göndermesini istedi.
    • Osman, Zeyd ibn Sabit'e ve diğer üç kişiye Kur'an'daki herhangi bir kesimde ters düştüklerinde tartışma konusu olan parçayı Kureyş diliyle yazmalarını buyurdu.
    • Osman, alınan nüshaların her bir kesime gönderilmesini buyurdu ve bunların dışında kalan her bir Kur'an sayfasını yaktırdı.
    1:58:00Kur'an'ın Derlenmesindeki Değişiklikler
    • Kur'an nüshaları ortaya çıkarken Hafsa'daki mushafları aynen kopya etmek söz konusu değildi, ağız-şive farklarından dolayı farklı nüshalar oluşturuldu.
    • Dr. Suphi es-Salih'e göre, o zamanki yazı harflerinin dışında işaret ve noktalama olmadığı için, aynı metni değişik okunacak nitelikte yazıp yansıtabilmek için gerekli işaret ve noktalama yoktu.
    • Zeyd ibni Sabit, Mushaf oluşturma işini yaparken Ahzab suresinin sonundan bir ayeti yitirdiğini ve bu ayeti Sabit oğlu Huzeyme el-Ensari'de bulduğunu belirtmiştir.
    1:59:52İlk Derlemenin Yakılması ve Kur'an'ın Değişimi
    • Birinci derlemenin yakılmasındaki amaç, ölümüne değin sandığında saklayan ve alınıp yakılmasını önleyen Hafsa'yı korumaktı.
    • Mervan ibni Hakem, ilk derlemeyi yaktırmış ve bunun gerekçesini "onda yazılı olanlar resmi musafa yazılıp geçirilmiş ve korunmuştu" olarak açıklamıştır.
    • İbni Ömer'in "hiçbiriniz Kur'an'ın tümünü aldım, elimde bulunduruyorum demesin" sözü, bugün elimizdeki Kur'an'la Muhammed'in vahiy katiplerine yazdırdığı bildirilen Kur'an'ın aynı olmadığını göstermektedir.
    1:01:45Diğer Mushaflar
    • Temel kaynaklarda sözü edilen ama bugün bulunmayan değişik mushaflar da üzerinde durulmaya değer niteliktedir.
    • Suiti'nin el-Itkanında ve Buhari'nin eserlerinde bazı önemli mushaflardan ve bu mushafların içindeki surelerin listelerinden söz edilir.
    • İbn-i Mesud'un mushaf'ı, Übey ibni Kab'ın mushaf'ı, Abdullah ibn-i Abbas'ın mushaf'ı, Ayşe'nin mushaf'ı ve Ali'nin mushaf'ı bunların başlıcalarıdır.
    2:02:29Kur'an'ın Resmi Nüshası ve Farklı Mushaflar
    • Alevilerin Ali'nin mushafı olarak söz ettikleri bir mushaf ve Hindistan'da saklanan ayrı bir mushaf daha vardır.
    • Suuti'nin ve Buhari'nin kitaplarında belirtilen mushaflardan hiçbiri günümüze kadar gelmemiştir, sadece içerik listeleri vardır.
    • Bazı din kitaplarında bulunduğu söylenen ayet ve surelerden parçalar günümüze kadar gelmiştir, ancak bu listelerin eldeki resmi nüshadan içerik yönünden farklı olduğu anlaşılır.
    2:03:29Halife Osman Dönemindeki Kur'an Nüshaları
    • Halife Osman döneminde bir heyet tarafından yeniden derlenip yazılan Kur'an'ların kaç adet olduğu ve nerede bulundukları tartışmalıdır.
    • Kimilerine göre dört, kimilerine göre beş ya da yedi adet yazılmıştır; dört'tür diyenlere göre Osman bir nüshasını kendisine alıkoymuş, diğerlerini farklı şehirlere göndermiştir.
    • Bazı İslam kaynaklarında Osmanlı döneminde çoğaltılan nüshaların bir kısmının bugün elde bulunduğu iddia edilir, örneğin Taşkent'te ve Topkapı Müzesi'nde olduğu söylenir.
    2:04:37Kur'an'ın Resmi Nüshasının Durumu
    • Konunun araştırmacılarından Profesör Dr. Suphi Es-Salih, Osman döneminde hazırlanmış resmi nüshanın nerede olduğu sorusuna doyurucu bir cevap bulamadığını açıklar.
    • Kahire Kütüphanesinde olduğu söylenen nüshanın Osmanlı döneminden kalmış olamayacağını belirtir çünkü kitapta bulunan işaret ve noktaların İslam'ın ilk yıllarında bulunmadığı bilinmektedir.
    • Sonuç olarak Müslümanların kutsal kitabının resmi nüshasının bugün her yerde aynı olduğu doğrudur, ancak bugün İslam dünyasında bilinen Kur'an, Peygamberin vahiy katiplerine yazdırdığı söylenen Kur'an'ın aynısı değildir.
    2:05:27Şeytan Ayetleri Tartışması
    • Eski müftülerden Turan Dursun, "Şeytan Ayetleri" olayını tartışmaya hazırdır.
    • 2000'e doğru 15 gündür Turan Dursun ile aynı masaya oturup konuyu tartışacak bir İslamcı düşünür arıyor, ancak Diyanet İşleri, ilahiyat fakülteleri, İslamcı basın organları ve fikir adamları tartışmayı kabul etmedi.
    • Şeytan ayetleri üzerine çeşitli yazılar yazılıyor, hatta Hüseyin Hatemi bir kitap yayımlıyordu, ancak masanın üzerine hadis kitaplarını koyarak yapılacak bir tartışmada yoklardı.
    2:07:45Şeytan Ayetlerinin Tarihsel Yorumu
    • Mekke'de bir puta taparlık dönemi vardır ve bu şeytan ayetleri çok tanrıdan tek tanrıya geçişteki bir ara aşamayla ilgili değildir.
    • Tarihin hiçbir döneminde çok tanrıcılık ya da tek tanrıcılık olmamıştır; çok tanrıcılık dedikleri dönemde çok tanrıcılık vardır, tek tanrıcılık dedikleri dönemde tek tanrıcılık vardır.
    • Kur'an bunu kendisi açıklıyor; Muhammed puta tapar denilen kimselere soruyor: "Siz neye tapıyorsunuz?" ve onlar "Biz bunlara tapmıyoruz, tapacak kadar akılsız kimseler değiliz" diyorlar.
    2:08:37Putlar ve Tanrıçalar
    • Put denilen heykellerin simgeledikleri varlıklar ikinci dereceden varlıklardır ve Allah'a insanları yaklaştırmak için aracıdır.
    • Çok tanrıcılık denenle tek tanrıcılık denen arasında ad değişmeleri olmuştur yalnızca.
    • Bu dönemde de yine simgeler arasında en başta olanlar vardır; İslam'da, Yahudilikte, Hıristiyanlıkta başmelekler vardır gibi, putların da yanlış olarak put denilen simgelerin simgeledikleri varlıklar içinde en önde, en gözde olanları vardır.
    2:09:41Lat, Uzza ve Menat Tanrıçaları
    • Şeytan ayetleri nedeniyle gündemde olan tanrıçalardır: Lat, Uzza ve Menat.
    • Lat, Allah sözcüğünün dişilidir; Allah eril bir sözcüktür, Lat ise femindir.
    • Allah'ın sıfatlarından biri olan "Eas" (aziz, değerli) erildir, onun dişili ise Uzza (en değerli, en güçlü tanrıça) olur.
    2:10:25Muhammed'in Putlara Yaklaşımı
    • Tanrı'nın ve niteliklerinin dişili oldukları için bunlara yaklaşmak Tanrı'ya yaklaşmak sayıldığı için aslında Muhammed bunlara pek fazla karşı değildi.
    • Başlangıçta bunlara karşı değildi, karşı olamazdı; hatta Muhammed'in putlara taptığı dönem vardır.
    • Peygamber de bir aracıdır; putlar, onların simgeledikleri varlıklar birer aracı sayılıyor, peygamber de bir aracıdır.
    2:11:14Necm Suresi ve Şeytan Ayetleri
    • Şeytan ayetlerine konu olan sözler: "Lat, Uzza ve bir üçüncü olan Menat: bunlar yüce turnalardır ve bunların şefaati kesinlikle umulur."
    • Bu sözler Necm suresinin sözlerine, ayetlerine şiirsel olarak da çok uygun, aynı uyakta, aynı kalıpta.
    • Muhammed'in yaptığı şudur: Necm suresinde o sözleri ayet diye okumuştur; aynı uyaktaki sözler Muhammed'in diline kendiliğinden gelmişti ve amaçlı olarak yerleştirmişti.
    2:12:15Şeytan Ayetleri Tartışması
    • Konuşmacı, Muhammed'in şeytan ayetlerini Cebrail kılığına girdiğini iddia ederek sunduğunu ve bu ayetlerin kalıplarının aynı olduğu için Mekkelilerin bunu fark etmediğini belirtiyor.
    • Bu metot, hoşgörü ortamı doğurmuş ve Habeşistan'daki Müslümanların da Müslüman olmasına neden olmuş.
    • Salman Rüştü'nün kitabının bu tartışmaya yol açtığı söylenirken, aslında bu olay 19. yüzyılda Ahmet Hamdi Akseki gibi düşünürler tarafından da ele alınmış.
    2:14:01İslam Polemikleri ve Reddiyeler
    • İslam polemikçileri, tarihin her döneminde en açık şeylere bile reddiyeler yazmışlardır.
    • Reddiyeciler İslam otoritesinden sayılan kimseler değildir ve çok alim kabul edilmezler.
    • Ahmet Hamdi Akseki, Türkiye'de bu çabayı en başta üstlenmiştir ve her ülkede bir Akseki bulunmuştur.
    2:16:27İslam Kaynakları ve Uzmanlık
    • Konuşmacı yıllarca müftülük yapmış, TRT'de prodüktör olarak çalışmış ve emekli olmuştur.
    • Klasik Arapçayı (püssa sahi Arapça) kendi dilini bildiği kadar hatta daha iyi bildiğini belirtiyor.
    • Fıkıhçı, kelamcı, hadis bilimcisi ve usulü hadisçi olarak İslam'ın bu dallarını hem meslek olarak hem de özel çabalarıyla öğrenmeye çalıştığını söylüyor.
    2:18:06İlhan Arsel ve Cemalettin Kaplan
    • Konuşmacı, İlhan Arsel'in yazdığı kitapların çağımızın kitapları olduğunu ve özellikle "Şeriat ve Kadın" kitabının büyük bir iş olduğunu belirtiyor.
    • Cemalettin Kaplan'ı yakından tanıdığını ve onun da İslam'ın reddiyecilik siyasal çerçevede eriyip gidenler arasında yer aldığını söylüyor.
    • Kaplan'ı şeriatın en baş taktiği olan "harp hilesi"ni benimseyen ve şeriatın acımasızlık ve terörizm olduğunu iddia ediyor.
    2:20:30Şeriat ve Yahudilik İlişkisi
    • İslam şeriatının teröre yönelik yanının daha çok Yahudilikten kaynaklandığını, İslam'ın dünya hükümlerini Tevrat'tan aldığını belirtiyor.
    • Tevrat'ta Yehova'nın savaşçı olarak Yahudilere katıldığını ve onları kendi dışlarındaki toplumları vurmaya, yakmaya, yıkmaya ve öldürmeye kışkırttığını söylüyor.
    • Filistin halkının kurtuluş savaşı haklı olsa da, bu savaşın dine dayalı bir savaş niteliğine sokulmaması gerektiğini vurguluyor.
    2:21:58Şeriat ve Kadın Kitabı Çağrısı
    • Konuşmacı, aydınlara "Şeriat ve Kadın" adlı kitabın okunmasını ve okutulmasını çağrısında bulunuyor.
    • Şeriatın bir felaket olduğu ve özgürlükten, demokrasiden, insanlıktan yana olanların bu felaketi önlemede katkısı bulunması gerektiği vurgulanıyor.
    2:22:34Şeytan Ayetleri Olayı
    • İslamcı çevrelerin "şeytan ayetleri"nin hiçbir zaman olmadığı iddialarının ciddiye alınamayacağı, bu ayetlerin kesinlikle gerçek olduğu belirtiliyor.
    • Necm suresinin ilk dönemlerinde üç tanrıçanın övgüsünü yapan şiiri okunduğunda Arap putperestlerin peygamberle birlikte secde ettiği, sonradan Cebrail'in uyardığı ileri sürülerek bu ayetleri araya sıkıştıranın şeytan olduğu savunulduğu anlatılıyor.
    • Olayın bir bölümü Buhari'nin es-Sahihinde, kalan bölümü ise çok sayıda hadis ve tefsir kitaplarında yer aldığı, 15. yüzyılın en büyük hadisçi ve tefsircilerinden sayılan Suiti ve İbn Hacer tarafından doğrulanmış olduğu belirtiliyor.
    2:23:47Özgürlük ve Din İlişkisi
    • Laik ve özgür kafa, özgür düşünür düşündüğünü özgürce ortaya koyması gerektiği, özgür dünyada olması gereken budur.
    • Bu özgürlük dinsel kurallarla, kutsallarla veya dinsel duyguları incitiyor mu incitmiyor mu hesabıyla sınırlandırılamaz, böyle bir sınırlandırma çağdaşlıktan uzaklaşmaktır.
    • Yahudilik ve İslam yaşamın her alanına el uzatmış, insanlara kendi kurallarına göre yaşayacaklarını söylemiş, yöneticilere de elini çekmelerini istemişlerdir.
    2:24:45Laik Yasalar ve Din Terörü
    • Temeli değişmezlik olan din, gelişen yaşamın çağımızın giysisi olamaz, bu giysi bu gövdeye uymaz.
    • Türkiye Cumhuriyeti'nde laik yasalar kabul edilmiştir, Mahmut Esat Bozkurt'un medeni kanunun gerekçesinde bunu açık bir dille anlattığı belirtiliyor.
    • Din hükümlerini Kur'an hükümlerini gösterip uyulmasını ister, uymayanları din adına cezalandırmaya yeltenir, ülke sınırlarını bile umursamazlıktan gelir.
    2:26:02Şeytan Ayetleri Olayının Kaynakları
    • Kur'an'ın Hac suresinin 52. ayetinin, bunu izleyen ayetlerin ve ayetlere ilişkin aktarma ve yorumların tanıklığıyla şeytan ayetleri olayı bir gerçektir.
    • Kaynak ileri sürüldüğü gibi yalnızca Taberi değildir, Taberi'den 150 yılı aşkın bir zaman önce yaşamış olan İbn-i İshak da bu olaya yer vermiştir.
    • Laik ve özgür düşünen insan din kutsallarının çerçevesine sokulamaz, bunu yapma yolundaki din terörü karşısında korkmadan, yılmadan yeterince savaş verilmeli artık.
    2:26:42Diyanet'in Tepkisi
    • Turan Dursun, şeytan ayetlerinin İslam'ın gerçeği olduğunu, Lat, Uzza, Menat adlı tanrıçalar övüldüğü için putperestlerin peygamber ve inananlarla birlikte secde ettikleri bir olay olarak kaynaklarda yer aldığını belirtiyor.
    • Konu bilim namusu içinde ve soğukkanlı olarak tartışılmalıdır, telaşa, heyecana gerek yoktur.
    • Kimi polemikçiler Humeyni'nin cinayeti azmettirici fetvası doğrultusunda tutumlar sergilemiş, "şeytan ayetleri diye bir şey olmamıştır, yalandır, iftiradır" demişler ve saldırı üstüne saldırıda bulunmuşlardır.
    2:27:36Diyanet İşleri Başkanı'nın Açıklaması
    • Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Said Yazıcıoğlu da olayın uydurma ve yalan olduğunu söylüyor.
    • Yazıcıoğlu, olayı dile getirdiği ileri sürülen ayetlerin İsrâ suresinin 73. ve 75. ayetleri olduğunu, bu ayetlerin hicretten 2-3 yıl önceki Miraç olayından sonra vahyolunmuş olduğunu belirtiyor.
    • Bu durumun Allah'ın şeytan ayetlerine karşı peygamberini ikaz etmek için 5-10 sene beklediğini gösterdiğini, bunu aklı selim ve mantığın kabul etmesi düşünülemez diyor.
    2:28:28Ayetlerin Tarihine İlişkin Değerlendirmeler
    • Şeytan ayetleri olayına ilişkin ayetler arasında İsrâ suresinin sözü edilen ayetleri de var, ancak birinci derecede ilgili görülen ayetler Hac suresinin 52. ve 55. ayetleridir.
    • Gerek İsrâ suresinin 73. ve 75. ayetleri ve gerek Hac suresinin 52. ve 55. ayetleri peygamberi ikaz niteliğinde değil, olayın açıklayıcısı niteliğinde görülüyor.
    • Ayetlerin tarihine ilişkin kesin bir bilgi ileri sürülemez, surelerin Mekki ve Medeni olmaları çoğu kez tarih için ölçü alınamıyor.
    2:29:29Necm Suresi Ayetleri ve Çelişkiler
    • Yazıcıoğlu, esasen Necm suresinin 19. ve 20. ayetlerinden sonra gelen söz konusu ifadeyi doğru kabul etsek bile, aynı surenin müteakip 21. ve 23. ayetlerinde putların kötülenmiş olması bir çelişkiye yol açacaktır diyor.
    • Bu durumda müşriklerin bu çelişkiyi görmeyerek putlarının methedildiğini kabul etmeleri ve bu yüzden secde etmeleri söz konusu olamaz diyor.
    • Oysa putları yeren ayetler, öven ayetlerin sureden çıkarılmasından sonra yer almıştır diye düşünülemez mi?
    2:30:06Olayın Kaynakları ve Kanıtları
    • Yazıcıoğlu, bu hikayenin ilk devir İslam kaynaklarında yer almamakta, ilk olarak 900'lü yıllarda yaşamış olan bir tarihçiye Taberi'ye dayandırılmakta ve Hz. Peygamberden üç asır sonra yazılmış olan bir eserde geçmektedir diyor.
    • Oysa olay, ölümü 923'te olan Taberi'den çok daha önce, ölümü 768 olan ünlü Siret sahibi Muhammed İbni İshak'in kitabında yer alıyor.
    • Hadis bilimde bir hadisin sağlamlığı veya çürüklüğü için başka ölçülere başvurulur.
    2:30:55Olayın Gerçekliğini Dile Getiren Kanıtlar
    • Hac suresinin 52. ayetinde her peygamberin okuduğu şeye şeytanın bir takım şeyler kattığı ama Tanrı'nın şeytanın kattıklarını nes ettiği ve kendi ayetlerini geçerli kıldığı anlatılır.
    • İsrâ suresi'nin 73. ve 75. ayetleri, Hz. Muhammed'e vahyettiğimizden uzaklaştırıp daha başkasını ileri sürerek bize iftira etmeye sürüklüyorlardı, neredeyse o zaman seni dost bulacaklardı şeklinde anlatılır.
    • Bu olayla alakalı hadislerde, bir peygamber Mekke'de Necm suresini okurken secde etti ve onunla birlikte aldığı toprağı alnına götüren yaşlı birinin dışında Müslüman ve puta tapan herkes secde etti.
    2:32:30Şeytan Ayetleri Olayı
    • Peygamberin can düşmanı olarak nitelendirilen puta taparlar, peygamberle bir araya gelip secde etmişlerdir.
    • Hadis, peygamberin Necm suresini okurken şeytanın diline putları öven sözler sokması ve puta taparların bunu ayet olarak kabul etmesiyle secde etmelerini anlatmaktadır.
    • Allah, bu olayı "Ey Muhammed, senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına bir şeyler katmasın" ayetiyle açıklamıştır.
    2:33:51Hadis Uzmanlarının Değerlendirmesi
    • Suuti ve İbn Hacer gibi İslam dünyasının en ünlü hadis ve tefsir uzmanları, şeytan ayetleri olayını sağlam ve gerçek kabul etmektedir.
    • İbn Hacer, olayı anlatan hadisi uydurma sayanların sözlerinin öneminin bulunmadığını, olayın birçok yoldan gelen tanıklıklarla doğrulandığını belirtmiştir.
    • Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu olayı inkar etmek yerine, din terörünü kınayıcı çabalar içine girmesi daha faydalı olurdu.
    2:36:23Din ve Millet İlişkisi
    • İslam'a göre din ve millet aynı şeydir, millet sözcüğü Kur'an'da on beş kez geçer ve tümünde din anlamındadır.
    • Kur'an, Muhammed'i ve müslümanları İbrahim'in milletinde, yani onun dininde göstermektedir.
    • Kur'an'da "Biz yalnızca İbrahim'in milletine bağlıyız" denmesi gerektiği bildirilir ve İbrahim'in milletinden uzaklaşmayı beyinsizlik olarak niteler.
    2:38:57Kur'an'ın Hedef Kitlesi
    • Gerçekte Araplardan başkalarının kendilerini Müslüman saymaları şaşılası bir olaydır, Kur'an yalnızca Araplara seslenmekte ve Araplardan başkasını muhatap almamaktadır.
    • Enam suresinin 92. ve Şura suresinin 7. ayetlerine göre Kur'an'ın seslendiği kesin Mekke ve çevresidir.
    • Fetihler olmasaydı, Araplardan başkalarının Müslüman olmalarına şaşılmaz durum gerçekleşmeyecekti.
    2:41:18İslam'da Büyü İnancı
    • İslam'da büyü ve büyüyle insanların etkilenebilecekleri inancı vardır.
    • Bakara suresinin 102. ayetinde, Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe gökten büyüyle ilgili bir şeyler indirildiği, bu iki meleğin büyüyü öğrettikleri anlatılmaktadır.
    • Öğretilen büyüler arasında karı kocayı birbirinden ayıracak türden olanların da bulunduğu belirtilmektedir.
    2:41:53Büyünün İslam'daki Yeri
    • Süleyman'ın krallığına ilişkin olarak şeytanların söylediklerine uydular, oysa Süleyman kafir olmadı, ama şeytanlar kafir oldu çünkü insanlara büyü öğretiyorlardı.
    • Babil'deki iki meleğe Harut ve Marut'a indirileni bu iki melek de "biz fitneyiz, kafir olma" demedikçe kimseye büyü öğretmiyorlardı.
    • İnsanlar bu iki melekten karı kocayı ayıracakları türden büyü öğreniyorlardı ve bu büyüler Tanrı'nın izni olmadan kimseye zarar veremezdi.
    2:42:45Büyünün Kur'an'daki Yeri
    • Bakara Suresi 102. ayette, Babil'de büyü öğretmenliği yaptıkları bildirilen Harut ve Marut adlı iki melek büyüyü öğrettiklerinin açıkça anlatıldığı ve öğretilen büyüler arasında karı kocayı ayıracak türden etkili olanların da bulunduğunun açıklanması vardır.
    • Felak Suresi 4. ayetinde Tanrı, Muhammed'e düğümlere çokça üfüren büyücü kadınların kötülüğünden kendisine sığınmasını buyuruyor.
    • Hadiste anlatıldığına göre Muhammed yine de kendini kurtaramıyor, büyünün zararından kurtulamıyor ve kendisine büyü yapıldığı ve hastalandığı anlatılıyor.
    2:46:08Kurban Gelenekleri
    • Adem'in iki oğlu vardır: çiftçi Kabil ve koyun çobanı Habil; çiftçi tarım ürünlerinden, çoban ise sürünün ilk doğanlarından ve yağlılarından kurban sunarlar.
    • Tanrı çobanın kurbanına bakar, çiftçininkine ise hiç bakmaz; bu hikayenin anlatıldığı Tevrat'ta daha sonra duruma içerleyen çiftçinin kardeşi çoban Habil'i öldürerek hıncını aldığı yazılmakta.
    • İncil'de Habil'in Tanrı'ya Kabil'den daha iyi kurban sunduğu, yani kan, en iyisinden ve ilk doğandı olduğu belirtiliyor.
    2:47:34Kurbanın Önemi ve Gelenekleri
    • Çiftçinin sunduğu tarım ürünü belki de turfanda (ilk yetişen türden) değildi ve Kabil'in sunduğu kan değildi; kurbanda kan dökülmesi vazgeçilmeyecek bir koşuldur.
    • Kurban Bayramı'ndaki kurban, koşullarının oluşması durumunda Tanrı'nın yakınlığını sağlamak amacıyla belirli günlerde, belirli yaşta kesilen (kanı akıtılan) belirli hayvandır.
    • Anadolu'da yeni evlenen çiftlere kurban kesilir, yağmur yağmadığı zaman cuma günleri duaya çıkılır ve kurban kesilir; toplumda her önemli gelişmeye kurban kesmek eski bir gelenektir.
    2:49:25İbrahim'in Kurban Hikayesi
    • İlk doğanın Tanrı'ya kurban edilmesi çok eski bir gelenektir ve Kur'an'da İbrahim'in oğlu İbrahim'i kurban etmesi hikayesi anlatılır.
    • İbrahim bir çocuk istemiş, Tanrı'dan akıllı uslu olsun ve de oğlan olsun; dileği kabul edilmiş, bir oğlu olmuş.
    • İbrahim'in ilk oğlanı kurban olarak kesmesi gerekmiş, oğlan da kesileceğini ama bunun bir Tanrı buyruğu olduğunu anlayınca babasına buyrulanı çekinmeden yapmasını söylemiş.
    2:51:16İbrahim'in Oğlu Kurban Etme Öyküsü
    • İbrahim'in çocuğunu kurban etmek için bir düşü kanıt sayması ve Tanrı'nın bu buyruğunu nasıl kabul ettiği sorgulanıyor.
    • Kur'an'da Tanrı'nın insanları denediğinden bahsedilmesi, Tanrı'nın bir şey öğrenmeye ihtiyacı olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
    • İbrahim'in öyküsünün kaynağı Yahudi kaynakları ve özellikle Tevrat'tır.
    2:53:09İbrahim'in Oğlu ve Muhammed'in Babası
    • Muhammed'in "Ben iki kurbanlığın oğluyum" dediği aktarılır ve bu kurbanlıklardan birinin İbrahim'in oğlu İsmail, diğerinin Muhammed'in babası Abdullah olduğu yorumlanır.
    • İbrahim'in oğlu Tanrı için adanmışken, Muhammed'in babası Abdullah put saydıkları Hubel için adanmıştı.
    • Put denen Hubel gerçekte Fenikelilerin en büyük tanrısı Baal'dır ve "efendi" anlamına gelir.
    2:54:32Muhammed'in Babasının Kurban Edilmesi
    • Muhammed'in dedesi Abdülmuttalib, on oğlu olursa birinin Tanrı'ya kurban edeceğini söyleyerek adakta bulunur.
    • On oğlu olunca, on okun üzerine isimlerini yazıp Abdullah'ın isminin yazılı olduğu ok çıkar ve kurbanlık Abdullah olur.
    • Kabilesinden kişiler onu vazgeçirir, devenin başına çorap örerler ve Abdullah'ın yerine deve kurban edilir.
    2:56:47Kurban Bayramı ve Muhammed'in Deve Kurbanları
    • Kurban bayramı, kurbanın kurbanlıkların bayramıdır ve en eski çağların tanrılara kurban geleneğini yansıtmaktadır.
    • Buhari'nin yer verdiği bir hadise göre Muhammed veda haccında yüz deve kurban olarak sunmuştu.
    • Muhammed'in yüz deve kurban edebilmiş olması, servetinin büyüklüğünü ortaya koymakta.
    2:56:56Kur'an Mucizeleri ve Bilim
    • Profesör Dr. Cevat Babuna, anne rahmindeki bebeğin kalp atışlarının üç aydan sonra başladığını zannedildiğini, ultrasonografinin uygulamasından sonra gebeliğin altı haftasında başladığını öğrendiğini belirtiyor.
    • Kur'an'da bebeğin ana rahminde kalp atışlarına bir değinme veya açıklama yoktur.
    • Babuna'nın dayandığı hadiste, bebeğin ana rahminde kan pıhtısı durumuna gelmesi için iki kırk gün (seksen gün) geçmesi, çiğnem et durumuna gelmesi için yüz yirmi gün geçmesi anlatılıyor.
    1:00:14Kur'an'daki İnsan Yaratılışı Ayetleri
    • Müminun suresi 12-14 ayetlerinde insanın süzme bir çamurdan yaratıldığı, meni halinde sağlam bir yere yerleştirildiği, nufteyi donmuş kana çevirdiği, donmuş kanı çiğnemlik et yaptığı ve kemiklere et giydirdiği anlatılıyor.
    • İnsan suresinin ikinci ayetinde "Biz insanı katışık nüfteden yaratmışız" deniyor.
    • Tarık suresi 5-7 ayetlerinde insanın erkek ve kadının beliyle göğüsleri arasından atılagelen bir sudan yaratıldığı belirtiliyor.
    1:02:02Peygamberin Doktorluğu
    • Muhammed'in doktorluğu hadis kitaplarında başlı başına bir ana bölüme ayrılmıştır.
    • Sağlık öğütleri, hastalıkları, tedavileri ve tedavi için gösterdiği yollar demek olan peygamberce tıp anlamında "e-tıp", "bün nebevi" veya "tıp kitabı" anlamında "kitabut tıp" denilmiştir.
    02:27Muhammed'in Hastalıklara Bakışı
    • Muhammed'in öğüdüne göre önemli olan Tanrı'nın takdiridir ve İslam kelamındaki genel inanç doğrultusunda Tanrı'nın takdir ettiği değişmez.
    • Muhammed "la adva" (hastalığın bulaşması olmaz) diyerek bulaşıcı hastalık diye bir şey olmadığını belirtmiştir.
    • Hadislerde, Muhammed'in hastalıkta bulaşma olmaz sözü üzerine bir köylü Arap'ın karşı çıktığı ve Muhammed'in bu durumu Tanrı'nın takdiriyle açıkladığını göstermektedir.
    04:45Muhammed'in Hastalıklara Yaklaşımı
    • Muhammed'in hastalık deve, sağlıklı devenin yanına sakın yaklaştırılmasın dediği aktarılmakta ve bu çelişkiyi gidermek için Ebu Hureyre'nin şaşırdığı belirtilmektedir.
    • Muhammed'in arslandan kaçar gibi cüzzamlıdan kaç dediği de aktarılmakta ve bu durumun cüzzamdan ürkmüş olduğunu göstermektedir.
    • Muhammed'in "la adva" (bulaşıcı hastalık yok) dediği bir gerçek olup, bu Ebu Hureyre'den başka Enes ve Cabir gibi sahabilerden de aktarılmaktadır.
    05:49Muhammed'in Tedavi Yöntemleri
    • Hadislere göre Muhammed üfürükle kırıkları, yaraları, kılıç yaralarını bile tedavi ediyordu.
    • Muhammed'in birçoklarını tükürükle tedavi ettiği anlatılmakta, bunlar arasında damadı Ali de bulunmaktadır.
    • Profesör Doktor Beyis Örnek'e göre tükürük ilkellerde hastalık tedavisinde kullanılır ve tüküren kimsenin mistik ve majik gücünü karşısındakine geçirdiğine inanılır.
    07:24Üfürük Tedavi Yönteminin Uygulamaları
    • Muhammed, yüzünde sarılık belirtisi görülen bir kızı okutup üfletmesini buyurmuş ve bu nazar değmiş olduğunu söylemiştir.
    • Malikoğlu Enes ve Ayşe'ye göre Muhammed böcek, akrep, yılan zehirlenmelerinde ve kulak ağrısında tedavi için okuyup üflemeye izin vermiştir.
    • Bir kabile başkanının akrep sokması durumunda, Ebu Taid Fatiha suresini okuyup üfleyerek tedavi etmiş ve ücret olarak bir sürü koyun almıştır.
    09:01Muhammed'in Tedavi Teknikleri
    • Muhammed, vücudun ağrıyan acıyan yerine el sürerek okunur, üflenir ve hastalara "kimimizin tükürüğüyle yöremizin toprağıdır bu" diyerek tedavi ederdi.
    • Ayşe'ye göre Muhammed başlangıçta "bismillah" diyerek tükürüğünden işaret parmağına bulaştırır ve bu parmağı toprağa sürerdi.
    • Muhammed tükürüklü ya da tükürüksüz üfürükle tedavi ederken değişik şeyler mırıldanır ve elini hasta üzerinde gezdirirdi.
    11:57Üfürük Tedavisinin Koruyucu Özellikleri
    • Hadislerde üfürük tedavi yöntemi olarak yer aldığı gibi, hastalıklara, tehlikelere karşı koruyucu olarak da yer alır.
    • Akrep sokmalarına karşı bir önlem olarak, Muhammed "sen yatarken şunları okuyup üflemiş olsaydın, akrep seni sokmayacaktı" demiştir.
    • Bir hadiste, yiyecek kabına düşen sineğin tümünü kaba batırmanın önemli bir önlem olduğu, çünkü sineğin bir kanadında zehir, öbür kanadında panzehir olduğu belirtilmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor