Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, İshak Çavuş adlı bir Kore gazisinin rahmetli dedesi İshak Çavuş'un yaşadığı korkunç olayları anlattığı bir hikaye formatındadır. İshak, köyde imam, müftü, muhtar ve diğer yerel yetkililerle birlikte yaşamaktadır.
- Video, 1960'lı yılların başında İğdır'da yaşanan gizemli ve korkunç olayları kronolojik olarak anlatmaktadır. Köyde kaybolan kişiler, garip sesler, mezarların kazılması, cesetlerin bulunması ve Molla Şeyh'in kaçırılması gibi olaylar, köy halkını tedirgin etmektedir. Hikaye, köyde yaşanan beladan kurtulma çabalarını ve sonunda köyün büyük bir kısmının alevler içinde kalmasıyla son bulmaktadır.
- Hikayede ayrıca bir dervişin köye gelmesi, köylülere zekat ve fitre vermeleri gerektiğini söylemesi ve "namazla oruçla bitmez müslümanın işi" sözüyle son bulan bir mesaj yer almaktadır. İshak Çavuş, dedesinin yaşadığı bu olayları bizzat dedesinin ağzından dinlediği gibi aktarmaktadır.
- 00:24Hikayenin Arka Planı
- İshak, ismini taşıdığı rahmetli dedesi İshak Çavuş'un yaşadığı olayları anlatıyor.
- 1960'lı yılların başında, ihtilal zamanında İğdır'da köyde yaşıyorlardı.
- İshak, Kore gazisi olduğu için "Çavuş" olarak anılıyordu ve 30-32 yaşlarındaydı.
- 01:11Köydeki Hayat
- Köy kalabalıktı, herkes bir işin peşinde geçinip gidiyordu.
- Kimisi tarlasını sürer, kimisi hayvancılık yapardı ve kimsenin kimseyle alıp veremediği yoktu.
- Sonbahar mevsimi geldiğinde herkes kış için hazırlık yapıyordu.
- 01:39İlk Olay
- Bir gece yatsı namazı kılmadan önce damdan paldır kültür sesler gelmeye başladı.
- İshak ve komşu Şehmus abi birbirlerine seslerin nereden geldiğini sordular.
- O güne kadar köyde hiç hırsızlık olayı yaşanmamıştı ve herkes birbirinin hakkına saygılıydı.
- 03:03Köy Kahvesinde Sohbet
- Sabah olunca yağmurda iş tutamayacakları için köy kahvesine gittiler.
- Şehmus abi, bazı köylülerin damdan bahçeden sesler duyduğunu söyledi.
- İsmet abi, babasının sesiyle seslenmiş ve bahçeden kazma sesleri duymuş.
- 04:09İsmet Abi'nin Kaybolması
- Sabah olunca Şehmus abi, İsmet abi'nin gece kaybolduğunu haber verdi.
- İsmet abi, avlu kapısının dışından babasının sesi gelmiş ve çıkmış, bir daha gören duyan yoktu.
- İsmet abinin babası Ahmet amca, oğlunun kaybolmasından haberi yoktu ve yaşlı adam iyice çökmüştü.
- 04:38Arama Çalışmaları
- Köylüler bir araya toplanıp arama başlattılar, üç kola ayrılıp arayacaklardı.
- Akşama kadar aramalarına rağmen bir iz bulamadılar.
- İki gün sonra İsmet abinin babası Ahmet amca da kayboldu, sabah ezanından önce oğluna bakmak için kapı önüne çıkmış ve bir daha haber yoktu.
- 05:07Köydeki Kayıplar
- İsmet abinin annesi ölmüştü ve ailevi bir durum olabileceği düşünülüyordu.
- Köyde herkes tetikte uyuyordu, sabah kalkıp İsmet abi ve babası Ahmet amcayı arıyorlardı.
- Bir gün sabah namazı için camiye gittiğinde hocaefendi yoktu, ezan okunmamıştı ve camiye gelen birkaç arkadaş daha beklemeye başladı.
- 05:51İmamın Kaybolması
- İmamı aramaya gittiler, hocaefendi evine gittiğinde hanım evden camiye çıktığını söyledi.
- Öğleye kadar beklediler, hocaefendi gelmediğinde jandarmaya gitmeyi kararlaştırdılar.
- İlçeye vardıklarında her yerde askerler, tanklar ve askeri kamyonlar vardı, ihtilal olduğunu öğrendiler.
- 06:54Jandarma ile Görüşme
- Karakola vardıklarında asker komutanına köylülerin derdini anlattılar.
- Komutan, imam ve hoca bir hafta daha beklemelerini, dönmezlerse arama çalışması başlatacağını söyledi.
- Köye geri döndüklerinde, Selçukludan kalma metruk bir handan garip sesler duymaya başladılar.
- 07:42Han'daki Tuhaflık
- Seyfettin abi, seslerin insan sesine benzemediğini söyleyerek atlara kırbaç vurup uzaklaştılar.
- Köye vardıklarında herkes evlerine çekilmişti, akşam ve yatsı namazını birleştirerek kıldılar.
- Bir hafta daha aramaya başladılar, ancak hiçbir iz bulamadılar.
- 08:50Mezarlıkta Tuhaflık
- Mezarlıkta kazılı üç kabir gördüler, ancak kabirler boştu ve etrafında ayak izi yoktu.
- Köylüler korkup kaçmaya başladı, muhtarın dediği gibi eski han'a gitmeyi teklif ettiler.
- Han'a girdiklerinde kayıp üç kişinin de cansız bedenlerini buldular, üçü de çok hırpalanarak ölmüştü.
- 10:18Gebe Kadının Acil Durumu
- Bir hafta sonra akşam saatlerinde kar yağmaya başladı, gece kapı vurulma sesiyle uyandılar.
- Muhtar, Debba Süleyman'ın gelini sancılanmaya başladığını ve hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.
- Gebe kadını kızağa yatırdılar, atlarla ilçeye giderken metruk han'ın kenarından geçerken garip sesler duydular.
- 11:47Kurt Saldırısı
- Atlar bir şeyden ürktü, gaz lambasını uzattığında tam önlerinde üç kurt vardı.
- Kurtlar saldırınca atlar geri çekildi, kızağın dengesi bozuldu ve gebe kadın kızaktan düşerek karların arasına yuvarlandı.
- Cafer karısının yuvarlandığı yere koştu, Esma'nın karnı yarılmış ve içinden bebeğe alınmıştı, ikisi de ölmüştü.
- 13:48Köydeki Tuhaflıklar
- Köye vardıklarında köylüler uyanınca kızılca kıyamet koptu, Esma'nın anasının bacıları feryadı köyü inletti.
- Mezarlığa kabirleri kazmak için gidenler geri geldi, muhtara kazılmış hazır iki mezar olduğunu söylediler.
- Seyfettin abiyi bulup yukarı köye molla şey çağırmaya gittiler, şeyh efendiye ne yapacaklarını danıştılar.
- 15:09Molla Hoca'nın Kaçırılması
- Gece olunca köy iyice tenhalaşıyordu, kar diz seviyesine kadar gelmişti.
- Yatsı namazını kıldıktan sonra damdaki karları atmak için dama çıktığında, Seyfettin abinin evinin etrafında uçak gibi dönen gölgeler gördü.
- Molla hocanın haykırışları gelmeye başladı, Seyfettin abi koşarak "Yetişin yetişin, Molla Hoca'yı kaçırdılar" dedi.
- 16:30Köydeki Olaylar
- Köyde bir olay yaşanmış, şeyh molla ve imam efendi ölmüş, köylüler korkup kaçmış.
- Cenazeyi götürenler kazılmış bir mezar bulmuş, köylüler bu duruma inanamamış.
- Köyden bazı kişiler kaçmak için atlı kızak hazırlamaya başlamış, ancak İshak Çavuş cesur olup durumu çözmeye karar vermiş.
- 18:04Gece Bekleyiş
- Akşam ezanı okunduktan sonra herkes evine girmiş, İshak Çavuş ve arkadaşları beklemeye başlamış.
- Gece damlardaki ayak sesleri, odun kırma, tabak çanak ve davul zurna sesleri duyulmuş.
- Sabah ezanından sonra İshak Çavuş'un kapısına Necmi Dayı'nın oğlu İsmail gelmiş, ailesinin kaybolduğunu söylemiş.
- 19:10Necmi Dayı'nın Ailesinin Kaybolması
- İshak Çavuş, İsmail ve kardeşi Halil ile Necmi Dayı'nın ailesini aramaya çıkmışlar.
- Karların arasında bir iz aramışlar ve aşağı vadide Necmi Dayı ve eşi Kevser Teyze'yi bulmuşlar.
- Necmi Dayı ve eşi sürüklenerek vadiye getirilmiş, etrafta başka ayak izi yokmuş.
- 19:51Mezar Kazma ve Köyün Yıkılışı
- Necmi Dayı'nın büyük oğlu Mehmet gelmiş, annesinin ve babasının vasiyeti olarak kendi tarlalarında gömülmek istediklerini söylemiş.
- Tarlanın kenarında kazılı hazır iki mezar bulunmuş, Mehmet'in hiçbir şeyden haberi yokmuş.
- Cenazeleri gömdükten sonra köye doğru inerken, ellerinde meşalelerle büyük bir kalabalık aşağı köye doğru inmiş ve geçtikleri yerleri ateşe vermiş.
- 21:20Bebek Sesinin İzlenmesi
- Karanlık çöktüğünde İshak Çavuş, bir bebek sesi duymaya başlamış ve dışarı çıkmış.
- Bebeğin ağlama sesine doğru yürüdüğünde, ağacın altında Caferin ve Esma'nın karnından çıkarılan bebeği kanlar içinde bulmuş.
- Bebeğin yanında şekilsiz gölgeler belirmiş, İshak Çavuş onlara ateş edip yandırmış, ancak bebek kaybolmuş.
- 23:39Kur'an'ın Koruyucu Gücü
- İshak Çavuş bayılmış, uyanınca başucunda ninesi ve Şeyhmus Abi bulmuş.
- Göğsünden Kur'an-ı Kerimi çıkarıp "buna dokunamıyorlar" demiş.
- Köylüler Kur'an'ın koruyucu gücüne inanmış, herkesin üstünde Kur'an taşıması gerektiğini söylemişler.
- 24:28Derviş Baba'nın Ziyareti
- Köyde bir derviş gelmiş, kendisini "garip derviş" olarak tanıtmış.
- Derviş, köyün durumunu sormuş ve köylülerin yaşadığı belalardan bahsetmiş.
- Derviş, köyün zengin olduğunu fark etmiş ve İshak Çavuş'a "zenginlik başa bela, azıcık azaltın, fakirleri gözetin" demiş.
- 26:32Rüya ve Çözüm
- Derviş gittikten sonra İshak Çavuş pişman olmuş ve o günün gecesi düşüne düşüne uykuya dalmış.
- Rüyasında ambardaki buğdayların dışarıya döküldüğünü görmüş.
- Derviş gelip eliyle bir tutam buğday savurmuş ve yarısı kadarını geri toplamış, köyün sokaklarında her yer buğday, mısır, kayısı ve kiraz olmuş.
- 26:53Köydeki Bela ve Zekat
- Köyde dökülen mahsulleri hayvanlar yiyor, karınları şişip ölüyorlardı.
- Konuşmacı, dervişin söylediklerini ve gördüğü rüyayı anlatarak ahaliye mallarının zekatını ve fitresini vermeleri gerektiğini söyledi.
- Köylüler arasında bazıları malın yarısını vermenin belayı giderip gidermeyeceğini sordu, konuşmacı ise Allah rızası için vermenin karşılıklı alışveriş gibi olacağını belirtti.
- 27:46Yardım Çağrısı ve Tehlike
- Köylere ulaklar salındı ve muhtarlar yardıma muhtaç insanları belirlemeye başladı.
- Komşu köylerden gelen ulaklar, mahsul olmayan ve açlıktan kırılan bir köy olduğunu bildirdi.
- Yardım talepleri çok fazla oldu, bazıları kendilerine de kalsın diye karşı çıktı ve yardımlar gönderilmeye başladı.
- 28:35Belanın Devamı
- Bir hafta sonra köylüler tehlikenin geçmiş olduğunu düşünerek akşamları dışarı çıkmaya başladılar.
- Ancak tehlike henüz geçmiş değildi; Ali abi, Halis abi ve Kadriye teyze ölü bulundu.
- Köy kahvesindeki toplantıda köylüler, malın dağıtıldığını ve herkesin pazarlık ettiğini söyleyerek konuşmacıya karşı tavır aldılar.
- 29:48Köyün Yanması
- Köyün yukarı tarafındaki tepeden meşelerle bir kalabalık inmeye başladı ve köyde çığlıklar ve bağırışlar yükseldi.
- Konuşmacı evin damına atlayarak köyün üst tarafındaki evlerin, ahırların ve samanlıkların alev alev olduğunu gördü.
- Aşağı taraftakiler ambarlardaki mahsulleri atlara, eşeklere ve kızaklara yüklemeye çalışıyor, koyunları ve danaları saçılan tahılları yemeye başladı.
- 30:39Kaçış ve Sonuç
- Konuşmacı, hanımı ve çocuklarını alıp ata kızağa koşarak köyün dışına kaçtı.
- Arkalarından Hüseyin abiler, Rıza abiler ve Hayat Nine ile torunları da kaçtı.
- Gece boyunca yol yürüyüp sabaha karşı ilçeye vardıklarında, köyden kurtulan olmamış, çoğu kişinin dağıtacakları mallarının çoğunu saklamış olduğu öğrenildi.