Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, 2009 yılından beri İran'da çalışan ve nükleer alanında uzman bir konuşmacının sunduğu eğitim semineri formatında bir sunumdur. Konuşmacı aynı zamanda kadınlar ve feminizm üzerine de çalışmalar yapmaktadır.
- Sunum, İran'ın nükleer programının tarihsel gelişimini kronolojik olarak ele almaktadır. Şah döneminde başlayan programın 1979 İslam Devrimi sonrası duraklaması, 2002'de açığa çıkması, 2015-2017 yılları arasındaki Kapsamlı Ortak Eylem Planı ve sonrasında Trump'ın BMGK'den çekilmesiyle tekrar yaptırımların uygulanması detaylı şekilde anlatılmaktadır.
- Video ayrıca Humeyni, Rahsan Cani, Hatemi gibi İran liderlerinin nükleer ve kitle imha silahları konusundaki tutumlarını, İran'ın Pakistan, Çin, Rusya gibi ülkelerle kurduğu gizli nükleer ağları ve Natans nükleer tesisinin gizli faaliyetlerini de ele almaktadır. Biden dönemindeki müzakereler ve gelecekteki olası senaryolar da sunumun içeriğinde yer almaktadır.
- 00:01Konuşmacının Tanıtımı ve İran Nükleer Dosyasının Arka Planı
- Konuşmacı 2009 yılından beri İran'da çalışmakta olup, bursel olarak başlayıp sistem ve araştırmacı olarak devam etmektedir.
- İran'ın nükleer programı Şah döneminde 1950'lerde "Barış İçin Atom Programı" kapsamında ABD ile işbirliği sürecinde başlamıştır.
- 1979 İran İslam Devrimi ile program kısa bir duraksamaya girmiş, 2012'de açığa çıkmış ve 2015-2017 arasında ABD ve İran arasında kapsamlı ortak eylem planı imzalanmıştır.
- 02:03Nükleer Terimler ve Anlaşmalar
- MPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) 1968'de ABD ve Sovyetler Birliği'nin işbirliğiyle başlatılmış, 1970'te diğer ülkelerin imzasına sunulmuştur.
- Mutual Ashere Destruction (Karşılıklı Garantili İmha) terimi, nükleer silahların hiçbir zaman kazananı olmayacağını anlatan bir terimdir.
- Yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum (%20 ve üzeri) nükleer silah elde edebilecek konum olarak karşımıza çıkarken, düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum (%5) nükleer enerjide sık kullanılan ve uluslararası arenada sorun teşkil etmeyen bir malzemedir.
- 06:07İran Nükleer Programının Gelişimi
- Şah döneminde İran nükleer programı ABD için büyük bir sorun teşkil etmemiş, çünkü Şah ABD'nin Ortadoğu'daki dayandığı ülkelerden biriydi.
- 1970'lerden itibaren Şah'ın nükleer silahı elde etme amaçlı hızlı ve hırslı bir program ilerletmeye başladığı söyleniyor.
- 1979 devrimi nükleer konuda da bir dönüm noktası olmuş, Tahran Nükleer Reaktör ve şehir nükleer tesis olmak üzere temelinin atıldığı bir miras İran İslam Cumhuriyeti'ne kalmıştır.
- 08:32İran İslam Cumhuriyeti Döneminde Nükleer Program
- Mehdi Vegan geçici hükümeti döneminde iki yıllık bir duraklama dönemi yaşanmış, Mehdi Vegan nükleer enerjiye gerek olmadığını düşünmüştür.
- İran-Irak Savaşı nükleer teknolojinin ilerlemesini engellemiş, ancak tamamen durdurmamıştır.
- Savaş sürecinde Saddam Hüseyin'in kimyasal ve biyolojik silah kullanımı, İran'ın dış politikada güttüğü stratejik düşünceyi etkilemiş ve İran'ın yalnız olduğunu tekrar anlamasına neden olmuştur.
- 10:30İran'ın Kitle İmha Silahları Politikası
- İran, bölgesel ve uluslararası düzeyde kendi kendine yetme siyasetini benimsemiş ve kitle imha silahlarının barındırdığı ileri düzey silahları geliştirmesi gerektiğini düşünmüştür.
- Savaş boyunca kimyasal silahların kullanımı tartışmalı olmuştur; İran'a kayıplar yaşatmasına rağmen, Rahsan Cani, Ruhani ve Hamene gibi isimler Humeyni'ye baskı yaparak bu silahların elde edilmesi gerektiğini savunmuştur.
- 1984 yılında Humeyni'nin girişimiyle yerli balistik füze sanayisi konusunda bir atak başlamış ve bu sanayinin geliştirilmesi emri verilmiştir.
- 12:11Nükleer Tartışmalar ve Savaş Dönemi
- İran İslam Devrimi adından da anlaşılacağı gibi İslam temele dayalı olup, Humeyni'nin velatifakih sisteminin buradan meşruiyet kazandığı bilinmektedir.
- Savaşın ortalarından itibaren Humeyni'nin nükleer silahlara karşı tutumu değişmiş, Murtazam Mutahhariye, Rafsancani, Hüseyin Musevi, Muhsin İzzai ve Hasan Ruhani gibi isimler nükleer teknolojinin geliştirilmesi gerektiğini düşünen çevreler olmuştur.
- Savaş sırasında İran'ın birçok hedefi olmuş, özellikle Şah döneminden kalan şehir fiziksel olarak büyük zararlar görmüş ve Almanya ile iş birliği yaparak yeniden inşa edilmesi için çaba gösterilmiştir.
- 15:13Savaş Sonrası Nükleer Sıçrama Dönemi
- Savaş bittikten ve Humeyni'nin ölümünden sonra Rahsan Cani dönemi başlamış, bu dönem literatürde "nükleer sıçrama" olarak görülmektedir.
- Rafsancani, savaş sürecinde geliştirdiği illegal ağları nükleer teknoloji kısmında da kullanmaya çalışmış ve sivil nükleer faaliyetler kılıfında askeri boyutlu bir nükleer gelişim yaşanmıştır.
- İran'ın hemen nükleer silah elde etmek istemediği, yerli nükleer yakıt döngüsü ve uranyumun yüksek oranda zenginleştirilmesi ile ilgili bilgi edinmek ve bunu yerli bir şekilde yapmak istedikleri belirtilmiştir.
- 16:36Nükleer İşbirliği ve ABD'nin Tepkisi
- İran, Pakistan, Çin, Rusya, Arjantin, Kazakistan, Çek Cumhuriyeti, Kuzey Kore, İspanya ve Almanya ile gizli ağlar kurarak nükleer tesislerin kurulması, santrifüjler ve uranyum ile ilgili bilgiler öğrenmeye çalışmıştır.
- 1990'lar zamanında İranlıların ABD'ye sık gittiği ve nükleer fizik alanında üniversitelere dahil olduğu, bu durumun İsrail Büyükelçisi tarafından fark edildiği belirtilmiştir.
- ABD, İran'ın nükleer teknolojide ilerlediğini biliyor ve Pakistan, Çin, Rusya gibi ülkelerle olan işbirliğini engellemeye çalışıyor, ancak somut kanıt olmadığı için hiçbir şey yapamıyor.
- 18:22Dış Müdahale ve Hatemi Dönemi
- Rafsancani, ne kadar çaba gösterilse de bir dış müdahaleye ihtiyaç duyduklarını belirtmiş ve bu ihtiyacı Pakistan'da bulmuş, "Abdulkadir Han" ismiyle nükleer network kurarak Pakistan hükümeti ve İran arasında işbirliği başlatmıştır.
- Hatemi dönemi, İran'ı medeniyetler diyaloğu, Batıyı açma ve ekonomiyi açma konuşmalarıyla bilinen reformcu bir dönem olmasına rağmen, nükleer sıçramanın ilerletildiği bir döneme şahit olunmuştur.
- Hatemi döneminde Yüksek Teknoloji Konseyi kurulmuş, bu konsey ülkedeki legal ve illegal nükleer projelerin yürütülmesinden sorumlu olmuş ve nükleer tesisin uluslararası arını promosyon yapmıştır.
- 20:55Natans Nükleer Tesisi ve Gizli Faaliyetler
- Hatemi döneminde Rusya ve Çin ile büyük işbirliği yapılmış, Natans nükleer testi kurulmuş ve bu gizli nükleer tesisin sivil araştırmalarının değil, daha çok askeri boyutunun olduğu belirtilmiştir.
- MPT'ye üye olan ülkelerin ülkesinde yeni bir nükleer tesis kurduğu zaman Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na bildirmesi gerekiyor, ancak Natans'ın gizli kurulması İran'ın amacının sadece sivil amaçlı olmadığını göstermektedir.
- 2002 yılında İran Milli Direniş Konseyi Halk Mücadelede Örgütü üyesi tarafından Natans'ın açığa çıkarıldığı ve 2015'e kadar sınırlı bir işbirliği yapıldığı, ancak uranyum zenginleştirmesi alanında duraklama yapıldığı belirtilmiştir.
- 23:06İran'ın Nükleer Faaliyetleri ve Uluslararası Tepkiler
- Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) İran'ın nükleer tesislerine ulaşmaya çalışıyor, ancak İran bazen izin veriyor bazen vermiyor ve bunları kılıflar uyduruyor.
- İran, halkın mücahitleri örgütü ve İsrail'i karalama planı olarak kullanarak uluslararası arenada kendini savunuyor.
- Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, ABD ve Batı ülkelerinin istihbaratı İran'ın sivil olmayan nükleer faaliyetlere girdiğini anlıyor.
- 24:18Yaptırımların Başlangıcı ve Gelişimi
- 2005'te ABD tek taraflı yaptırımlara başlıyor, BMGK yaptırımları 2006'da başlıyor.
- 2011 itibariyle Rusya ve Çin dahil olmak üzere güçlü yaptırımlar uygulanıyor ve İran ekonomisinin hedef alınıyor.
- 2011 Uluslararası Atom Enerjisi raporu, İran'ın nükleer patlayıcı cihazının geliştirilmesi ve askeri boyutu olduğunu ilk defa dile getiriyor.
- 26:13Nükleer Tesislerin İmhası ve Şüpheler
- İran'ın sistematik olarak birkaç nükleer tesisinin imha edildiği uydu görüntülerinden görülüyor, bunlardan biri Lavianda tesisleri.
- İAEA bu tesisleri kontrol etmek için giremediği gibi, tesislerin imhası İran'ın uluslararası kurumları ve Batılı aktörleri kandırdığına dair şüphe uyandırıyor.
- 27:11Kapsamlı Ortak Eylem Planı
- Ruhani döneminde Kapsamlı Ortak Eylem Planı (COEP) imzalanıyor, bu plan İran'ın nükleer faaliyetlerini tamamen durduran değil, yavaşlatmak için tasarlanmış.
- İran, denetim kabul ediyor ve ek protokolü imzalıyor, bu sayede İAEA haber vermeden herhangi bir tesise kontrol etmek için girebiliyor.
- İran, uranyum stok miktarını azaltıyor, zenginleştirme seviyesini düşük oranda tutuyor ve nükleer reaktör çeşidi ve sayısını kısıtlıyor.
- 29:43COEP'nin Sonuçları ve Trump Dönemi
- İran karşılığında nükleer yaptırımların kaldırılması ve diplomatik bir yumuşama dönemine geçiliyor.
- Trump'ın anlaşmadan çekilmesiyle İran tekrar aynı yaptırımları uygulamaya devam ediyor ve 2019'dan sonra nükleer faaliyetlerine başlıyor.
- İran'ın nükleer zenginleştirilme oranı %60'a kadar çıkıyor ve uluslararası ajansı denetimlerini engellemiş durumda.
- 33:24Mevcut Durum ve Gelecek Beklentileri
- Biden döneminde müzakereler devam ediyor ancak sürecin sonunda nereye varılacağı öngörülmesi zor.
- ABD'de Cumhuriyetçi kesim bu anlaşmaya karşı ve tekrar bir Cumhuriyetçi başkanı seçilmesi durumunda tekrar anlaşmadan çekileceği düşünülüyor.
- İran'ın yaptırımlar altında ekonomisinin kötü olduğu belirtiliyor.