Buradasın

İnsan Penceresi: İnsanın Yaratılış Amacı ve Allah'ın İsimleri

youtube.com/watch?v=xAgDsBM4S1Y

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir ustad tarafından sunulan dini bir sohbet formatında olup, "İnsan Penceresi" adlı bir ders formatında ilerlemektedir. Konuşmacı, dinleyicilerle etkileşim halinde olup, Sinan ve Ersin gibi katılımcılarla diyaloglar içermektedir.
Video, Hz. Adem'in cennetten ihracının sebeplerini ve insanın yaratılış amacını ele almaktadır. İnsanın Allah'ın isimlerine ayna olma kavramı üç farklı açıdan (zıddiyet aynası, ayniyet aynası ve nakış ve sanat aynası) incelenmekte, insanın acizliği, fakirliği ve kusurları gibi karanlık yönlerinin Allah'ın isimlerini göstermek için yaratıldığı anlatılmaktadır. Ayrıca, Allah'ı tanımak için insanın nefsi, içindeki numuneler ve sahiplenme duygusunun önemi vurgulanmaktadır.
Videoda Risale-i Nur'a atıfta bulunularak, insanın yaratılış amacının Allah'ı tanımak olduğu, bu tanıma işinin en önemli referansının insanın kendisi olduğu ve Allah'ın isimlerini anlamak için bize verilen numunelerin önemi açıklanmaktadır. Konuşmacı, insanın diğer varlıklardan farkını, Allah'ın isimlerinin tecellilerinin derecelerini ve insanın bu isimleri nasıl okuyabileceğini günlük hayattan örneklerle anlatmaktadır.

00:01Hz. Adem'in Cennetten İhraçının Sebepleri: Hz. Adem'in cennetten ihracının üç sebebi vardır: manevi sahada terakkiyat, kabiliyetlerinin inkişaf etmesi ve Allah'ın isimlerine ayna olmak.
Ayna, gösteren anlamına gelir ve Hz. Adem'in Allah'ın isimlerini göstermesi için cennetten ihraç edildiği belirtilmektedir.
Zariyat suresinde Allah, cinleri ve insanları ancak kendisine ibadet etsinler diye yarattığını, ibadetten maksatın Allah'ı tanımak olduğunu ifade etmektedir.
02:16Kainata Gönderilişimizin İlk Amacı: Kainata gönderilişimizin ilk amacı namaz, dua, ibadetler veya zekat vermek değil, Allah'ı tanımak (marifetullah)dır.
Marifet, bilmeyi tanımaya dönüştürmek anlamına gelir ve kainatta gözümüzü açar açmaz ilk vazifemiz Allah'ı isimleriyle, sıfatlarıyla ve şuunatıyla tanımaktır.
Risale-i Nur, bu muazzam vazifeyi nasıl yapılacağını anlatmaktadır.
03:36Allah'ı Tanımak İçin Referans: Allah'ı tanıma vazifesinde en büyük referans ve ayna insanın kendisidir.
Kainatta Allah'ın sıfatlarına, isimlerine ve ilahi hallerine en büyük referans insanın kendisi ve duygularıdır.
İnsan kendinden gafil olunca bu aynayı görememektedir.
06:37İnsanın Yaratılışı ve Değeri: "Lekad halaknel insan fi ahseni takvim" ayeti, Allah'ın insanı en güzel bir şekilde yarattığını ifade etmektedir.
Ahsen-i takvim, en güzel kıvamda yaratılış anlamına gelir ve Allah'ın kendi isimlerine en büyük ayna insan yapacağı için bu şekilde yaratılmıştır.
Her şey insanda değerini alır; elma insana hizmet ettiği için güzel, ot inek yediği için güzel, inek ise insana hizmet ettiği için güzel olur.
08:43İnsan Penceresi ve Enfusi Deliller: İnsan penceresi enfusidir, yani içerden kendinin muhakeme edeceği, akıldan ziyade vicdani bir delildir.
Otuz bir pencere, önceki otuz pencereden farklı olarak vicdan yoluyla kalbin terbiye meselesine odaklanmaktadır.
Üstad hazretlerinin açtığı yol ne kelamdır ne tasavvuf, ama hem kelamdır hem tasavvufdur.
11:28İnsanın Nüshai Camiası Olması: İnsan, kainatın bütün özelliklerini kendinde barındıran bir nüshai camiadır.
Nefis, ruh ile bedenin birleşimidir ve Allah bütün esmasını insanın nefsi ile insana ihsas eder.
İnsan, kainattaki en cami varlıktır çünkü Allah kendi en kemal isimlerini onda gösterebilsin.
15:28İnsanın Camiiyeti ve Özellikleri: En cami göz insandadır çünkü insan her renge en ince detayına kadar seçebilir.
En cami kulak insanda, lisan işitir ve farklı dilleri konuşabilir.
İnsan bu kadar cami olduğundan dolayı geçmiş ve gelecekle alakası olan tek varlıktır.
18:48İnsanın Kırılganlığı ve Kulluk: İnsanın kırılganlığı, camiye (kapsayıcılığa) yatmaktadır.
İnsan her şeyiyle alakadar olduğundan, bir elem bin lezzeti alt edebilir.
İnsan kulluk için, aynı olmak için, Allah'ı tanımak için yaratılmıştır.
20:05İnsanın Allah'ın İsimlerine Ayna Olması: İnsan üç cihetle Allah'ın isimlerine bir ayinedir.
Allah'ın isimlerini üç şekilde göstereceğiz: zıddyet aynası, ayyet aynası ve nakış ve sanat aynası.
Ayna kelimesi "gösteren" anlamına gelir ve Allah'ın isimlerine ayna olmak için yaratıldık.
21:21Ayna Örnekleri: Pastacı pasta yapsa küçük ayna olur, ancak kendi gibi bir pastacı yetiştirirse büyük ayna olur.
Doktor hastayı muayene etse küçük ayna olur, ancak stajyer doktor yetiştirirse büyük ayna olur.
Öğretmen talebesi ayna yapar, ancak stajyer öğretmen yetiştirirse daha büyük ayna olur.
22:48Dünya ve Aynalar: Dünya aynalar labirentidir ve dünyadaki her şey Allah'ın isimlerini gösterir.
Gül Allah'ın cemil ismini, kulak ölçüleri Allah'ın mukaddi ismini, göz Allah'ın basar ismini gösterir.
Yusuf Peygamber Allah'ın cemil ismine bir ayna olup, Allah'ın güzel isimlerine ayna yapmak için kullanılmıştır.
25:11Hz. Muhammed'in Aynası: Hz. Muhammed aleyhisselam Allah'ın isimlerine kemal manada sahip en yüce ferttir ve insan derken kastımız O'dur.
Güneşi en çok gösteren ayna aynadır, çünkü güneşin tamamı aynanın kendisinde vardır.
Allah'ın isimlerinin tecellisinin zirvesi Hz. Muhammed'tir, bu nedenle Allah'ın en sevdiği kulu O'dur.
28:27Siyer Derslerinin Önemi: Siyer derslerini işlediğimizi çünkü Allah'ı en büyük gösteren ayna Hz. Muhammed'tir.
Kur'an'ın kendisi de Allah'ın isimlerini gösteren bir aynadır.
Hz. Muhammed'i tanımadan Allah'ın isimlerini tanımak mümkün değildir, çünkü O Allah'ın isimlerini en kemal manada gösteren benzersiz bir aynadır.
29:32İnsanın Üç Çeşit Aynası: İnsan üç çeşit aynadır: zıddiyet aynası, ayniyet aynası ve nakış ve sanat aynası.
Allah'ı tanımak insanı tanımaktan daha kolaydır çünkü sanatlı birçok eser vardır.
İnsan penceresi Risale-i Nur derslerinde çok meşhur ve elzem bir meseledir.
30:17Zıddiyet Aynası: "İnnemel eşya utu raf bi eda diha" (Her şey zıttıyla bilinir) hadisi zıddiyet aynasını açıklar.
Ateşin kıymeti soğuk ile, suyun kıymeti çöl ortamında, ağrı mamasının kıymeti migren hastalığı ile bilinir.
İlahi hikmet güzelliklerini çirkinliklerin içinde, zıtların içerisinde saklamıştır.
32:43Karanlık ve Aydınlık İlişkisi: Gecede zulümat (karanlık) nuru (aydınlığı) gösterir.
Bir şey kendi zıttının aynasıdır; lambalar gündüz yaksak farkına varmayabiliriz ama gece olunca kendisini belli eder.
Karanlık ne ölçüde artarsa aydınlıkta o ölçüde kendisini gösterecektir.
34:27Allah'ın İsimleri ve Zıtlıklar: Allah'ın sıfatları nur (ışık) olduğundan, insanı karanlık çeşitleriyle donatmıştır.
Allah kendi isimlerini bize gösterecek, bu yüzden insanın da karanlık aynası olması gerekir.
Bir şeyin arkası karanlık olacak ki muhattabı göstersin.
36:19Zenginlik ve Fakirlik İlişkisi: Zengin bir adam zenginliğini göstermek için fakir bir ayna (zıtlık) gereklidir.
Cömert bir adam cömertliğini göstermek için ihtiyaç sahiplerini sofraya çağırmalıdır.
Allah kudretinin sonsuzluğunu göstermek için insanı sonsuz aciz ve fakir yaratmıştır.
38:26Risale-i Nur'un Dört Temel Esası: Risale-i Nur'un dört temel esası vardır: meslek esası (aç, gücünün yetmemesi), fak (fakirlik, ihtiyacın olmak), şefkat ve tefekkür.
Bir insan bu dördünü gerçekleştiremedikten sonra Allah'a yaklaşması ve tanıması mümkün değildir.
Acizlik Allah'ın kudretine bir ayna olup, gücünün yetmemesi anlamına gelir.
39:34İnsanın Acizliği ve Yaratılış Amacı: Tavuk doğar doğmaz yumurta yaparken, insanlar menemen yaparken soğanlı mı soğansız mı tartışıyor.
İnsan, mahlukatın içerisinde yaratılmış en aciz ve fakir varlıktır; yavru tavşan, ceylan ve geyik ormana bırakıldığında hayatta kalırken, insan bir saat bile dayanamaz.
İnsanın acizliği, Allah'ın kudretini, hikmetini ve şefkatini tecelli ettirip göstermek için yaratılmıştır.
40:36Fakirlik ve Allah'ın Zenginliği: İnsanın fakirliği, Allah'ın zenginliğine ayna olmak için yaratılmıştır.
Muhammed suresinde "Vallahiül gani ve en fukara" (Allah zengindir, sen ise fakirsin) ifadesi, insanın Allah'ın zenginliğini anlamak için fakir yaratıldığını göstermektedir.
İnsanın çok fazla ihtiyacı olması, Allah'ı daha iyi tanımak için yaratılmıştır.
41:58Nakıs ve Kusur: İnsanın eksiklikleri, Allah'ın kemaline ayna olmak için yaratılmıştır.
Sağlık kadar hastalıkta mükemmeldir çünkü hastalık olmadan Allah'ın şifa verici olduğunu anlamak mümkün değildir.
Açlıkta tokluk kadar mükemmeldir çünkü hiç acıkmayan biri Allah'ın rızık verici olduğunu anlayamaz.
43:50İnsanın Tevhid Mertebesi: Vicdan daima Allah'a bakar ve tevhid mertebesine yükselir.
Melek acıkmadığı için rezzak ismini bilmez, günah işlemediği için settar ismini bilmez, hasta olmadığı için şafi ismini bilmez.
İnsan, Allah'ın isimlerine daha fazla tecelli ettiği için melekten daha üstün bir mertebeye sahiptir.
45:10Dua ve Vicdan: İnsanın nihayetsiz fakrında, nihayetsiz hacatı içinde ve nihayetsiz maksatlara karşı bir nokta-i istimdat aramaya mecbur olduğundan, vicdan daima Allah'ın dergahına dayanır.
İnsanın sonsuz ihtiyacı ve sıfır sermayesi, Allah'ın onu istemek için yarattığını gösterir.
Vicdanın iki çekirdeği vardır: nokta-i istinad (dayanma noktası) ve nokta-i istimdad (medet isteme noktası).
47:48Allah'ı Tanıtmanın Yolları: Allah'ı tanıtan üç külli muarrif vardır: kainat kitabı, Hz. Muhammed ve Kur'an-ı Kerim.
Üstad Hazretleri'nin Mesnevi-i Nuriye'de Nokta Risalesi'nde dördüncü bir yol olarak vicdanı (beşer denilen fıtratı) eklemiştir.
Vicdan aracısız bir delil olarak Allah'ı tarif eder ve dışarıdan gelen delillerden farklı olarak vesvese ve şüphelerden korunur.
49:22Vicdanın Önemi: İnsanın en gelişmiş varlık olmasına rağmen en aciz ve en fakir olması, Allah'ın varlığına bir delil olur.
Vicdanın iki özelliği vardır: dayanmaya ve yardım istemeye ihtiyaç duyma.
Vicdan "birisi olmalı" diye seslenir ve bu özellik herkesin vicdanında yer alır.
51:36Allah'ın Tecelli Etmesi: Allah bazen travmatik olaylar yaşatmasının sebebi, üst katmanları kırılsın ve vicdanın en altındaki hakiki Allah inancı ortaya çıksın diye.
Bütün sebepler sukut ettiğinde, iltica edilecek insan kalmadığında vicdan meçhul bir zattan istimdad eder.
Allah, çaresiz kaldığında sığındığı var olan tam olarak kendisidir.
52:38Allah'ın Tecelli Etme Hikmeti: Allah'ın bizi aciz ve fakir yaratmasında büyük bir hikmet vardır.
Allah zayıflara büyük iş yaptırır, çünkü zayıflar Allah'ın sanatını gösterir.
Allah enaniyetlerde tecelli etmez çünkü kibirli olan bir adama tecelli etse, adam onu üstüne alacak ve firavun gibi teferun edecek.
54:31Allah'a Yaklaşmanın Yolu: İnsanın kıymeti sadece yokluktur; ne kadar yoksan o kadar Allah'ın tecelli edecektir.
Allah'a varlıkla gidilmez, Allah'a yoklukla gidilir ve Allah'a yaklaşmanın yolu yokluktur.
Allah'ın tecelli etmesinin şartı "ben"leri yıkmaktır, özellikle gizli enaniyeti.
56:50Fıtri Olmak: İnsan helal dairede kalmak şartı ile fıtri olmak zorundadır, fıtri olmayan riyakardır.
İnsanın acizliğini ve eksikliğini anladığı anda Allah'ın isimleri onda en şaşalı şekilde tecelli eder.
Bizi Allah'a yaklaştıracak şey bizim karanlıklarımızdır, çünkü karanlığın son noktası aydınlığın başlangıcıdır.
58:25Numune Kavramı ve Allah'ın İsimleri: Numune, Allah'ın kendi isimlerini tanıyalım diye bize verdiği örneklerdir ve asıllarını bulmak içindir.
Numune, Allah'ı kıyaslamak değil, tanımak içindir çünkü duygularımız Allah'ın sonsuz isimlerini tam olarak tartamaz.
Allah'ın adl, vedud ve kuddüs gibi isimlerinin numuneleri vardır; adl için adalet duygusu, vedud için sevmek, kuddüs için temizlik gibi.
1:00:36Numunelerden Lezzet Almak: Numunelerden lezzet almak sadece insana özgüdür; tavşan, kedi gibi hayvanlar kendi kabiliyetine göre lezzet alabilirler.
Adl isminin numunesi olan adaletsizliği giderdiğimizde, kuddüs'ün numunesi olan temizlik yaptığımızda ve hakim isminin numunesi olan hikmetli işler yaptığımızda lezzet alırız.
İnsan ancak bu lezzetleri arttırdığında günahların menhus lezzetlerinden kurtulabilir, aksi takdirde harama da girer ve haramı da yer.
1:03:07Numunelerin Önemi: Numuneler çok önemlidir ve bunları amel etmeden geliştirmenin hiçbir yolu yoktur.
Numunelerin kabiliyetini geliştirdiğimizde papatyaya bakıp, peynirden lezzet alabileceğimiz gibi insan özgü lezzetlere ulaşabiliriz.
1:03:17Nefis ve Allah'ın İsimleri: Nefsini bilen, Allah'ı bilir; nefsin numunelerini çalıştıran kişi o ölçüde Allah'ı bilir.
Nefis, Allah'ın isimlerini anahtar olarak bize taktığı bir yerdir ve bu anahtarlar (adil, hakim, cemil, celil, vedud, mülevvin, musavir) Allah'ın gizli hazinesi olan isimlerini açar.
Bu altın anahtarları dünyada bozdurup yiyecekse ahirette fakir kalacak, bozdurmadan Allah'ı tanımak için kullanırsa cennette sonsuz tecellilerle buluşacak.
1:05:19Nefsin Kullanım Amacı: Nefsin takıldığı yerin adına enaniyet denir ve enaniyetin birinci kullanım amacı Allah'ı tanımaktır.
Nefsin takılmasının bir sebebi Allah'ı tanımamaktır.
Nefis, Allah'ı tanımak için referans olarak verilmiş bir aynadır.
1:06:43Numunelerin Anlamı: Bizdeki numuneler Allah'ın sıfatını, isimlerini, şuunatını dürbün olarak görmek için verilmiştir.
Allah'ın zatını düşünmek caiz değildir çünkü bende Allah'ın zatını anlayabilecek hiçbir numune yoktur.
Bu ders insan penceresi olarak çok mühim bir dersdir.
1:07:32Numunelerin İlmi Anlamı: Numunelerden biri cüzi ilimdir; ilim verir ki Allah alim olduğunu anlayalım diye.
Kudret numunesi ile Allah'ın sonsuz kudretini anlarız; kendimizdeki kudret numunesi ile Allah'ın kudretini anlarız.
Allah'ın kudreti sonsuz çünkü kainattaki kudret faaliyetlerinde yorgunluk alameti görülmez.
1:10:01Allah'ın Vasıflarını Anlama: Allah'ın görebildiğini kendi görmemizle anlarız; görmeyen bir Allah, gören bir insan yaratmaz.
Allah'ın işitmeyen bir Allah, işiten bir insan yaratmaz.
Allah'ın kendine has kelam olmayan bir Allah, konuşan bir insan yaratmaz.
1:10:40Allah'ın Görüşü: Allah da görür ama biz gibi değil; gecenin karanlığında karakaya üzerindeki kara karıncayı görür.
Allah'ın görmesi biz gibi değil, biz bunun tabirinden aciziz.
Allah, insanı şah damarından daha yakın görür ve insanın iç dünyasını en derinden anlar.
1:13:00İşitmek ve Görmenin Kıymeti: İşitmek görmekten daha kıymetlidir çünkü işitmeyen bir peygamber mevcut değildir.
Görmeyen peygamberler vardır (Yakup Peygamber, Şair Peygamber) ancak işitmeyen peygamber yoktur.
İşitmek her cihette değerlidir çünkü işitmeyen konuşamaz.
1:13:28Sahiplenme Duygusu: Sahiplenme, Allah'ı tanımamızda en önemli hisdir.
Sahiplenme duygusu, Allah'ı tanıyabilmemiz için kilit bir duygudur.
Güneş gibi devasa varlıklar sahiplenemediği için Allah'ı bizim kadar tanıyamazlar.
1:14:34Sahiplenme ve Allah'ı Tanımak: Kainat malikinin ilmine, kudretine ve rububiyetine ayinedarlık eder, onları anlar ve bildirir.
İnsan, kendi evini yaparak ve idare ederek, koca kainat sarayının bir ustası olduğunu anlar.
Allah'ın dünyayı nasıl yaptığını, sahiplenmeden anlar ve sonra nefsini kırar, evi de Allah'a verir.
1:15:45Sahiplenme Meselesi: Naim Süleymanoğlu gibi ağırlığının üç katı on kilo fazlasını kaldırabilen biri, Allah'ın koca evi ve aileyi de kaldırabileceğini anlar.
Ev, kaldırma eylemini sahiplenemediği için Allah'ı tanıyamaz, ancak insan kaldırma eylemini sahiplenebildiği için Allah'ı tanır.
Bazı melekler yıldızları kaldırabilir ancak kendisine nispet edemediği için Allah'ı bilmekte insandan geri kalır.
1:16:33Sahiplenme Örnekleri: Akvaryumdaki aksolotların ihtiyaçları (su sıcaklığı, doğal taş, bakteri üretmesi, canlı yayın) Allah'ın büyüklüğünü anlamak için yeterlidir.
Altı aksolottan iki tanesinin komaya girmesi, okyanustaki bütün canlıların rızkını ve idaresini Allah'ın yaptığını gösterir.
Arı bal yapar ancak sahiplenemediği için Allah'ı benim kadar tanıyamaz, çünkü balı ben yaptım diyemez.
1:17:55Profesör ve İnek Örneği: Sütü inceleyen profesör olurken, sütü yapan inek ahırda yaşar çünkü sütü sahiplenemediği için.
Sütü inceleyen profesör en güzel evde kalır ve arabaya binerken, sütü yapan inek ahırda yaşar.
Mesele yapmak değil, sahiplenmekle ilgilidir; sahiplenme çizgisini açtığınızda firavuna dönüşüp cehennemin dibine gidebilirsiniz.
1:19:45Ayna Örneği: Ayna örneği, bir aynanın önüne para koysak zengin oldum diyemez, sadece gösterir.
Aynanın ateşin önüne koysak, ateşin kaynağı benim diyemez, sadece gösterir.
Eneyi de öyle kabul etmek gerekir.
1:20:24Vahid-i Kıyasın Anlamı: Vahid-i kıyasin gerçekte var olmasına gerek yok, var olmayan şeyleri de ölçebiliriz.
Ölçü birimi olarak bir metreyi kabul ettikten sonra kilometreleri açabiliriz.
Allah da bize rububiyetinin sıfat ve esmasını tanıtmak için bir ölçü birimi olarak "sen bu evi düzenle" diyor.
1:21:52Nakış ve Sanat Aynası: Nakış ve sanat aynası, Allah'ın isimlerini bir terzinin ceket dikmesi gibi nakış nakış işler.
Allah, kediyi eve göndererek esmasının kitabını ve sıfatının kasidesini okutturmak istemiştir.
Kedinin renklerinde mülevvin, süslerinde müzeyyin, suretinde musavvir, vücudunda hakim, sesinde zakir, yürümesiyle rab, yemesiyle rahman kerim, diğer kedilere benzemesiyle vahid, ehad, ferd isimleri nakşedilmiştir.
1:23:26Bebek ve Elma Örnekleri: Allah evimize bebek gönderir, temel sebebi bebeğin üstündeki nakışları okumamızdır.
Bebek yaratılmasıyla halık, anne karnında beslenmesiyle rezzak, münir, kerim, suret verilmesiyle musavvir, hayatıyla muhyi, ölümüyle mumit, azaları ile sani, damla sudan bu şekli almasıyla muhavvil, halden hale sevkeden, mukaddir, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel, mükemmel,
1:25:34İnsanın Allah'ın İsimlerine Ayinedarlığı: İnsanın mahiyet-i camiasında nakışları zahir olan yetmişten ziyade esma vardır.
Bir varlığın Allah'ın kaç ismine, hangi ölçüde ayna olduğuna göre kıymetlenir.
Tecellinin dereceleri vardır: cansız varlıklarda Allah'ın üç-beş ismi, bitkilerde onbeş-yirmi ismi, hayvanatta kırk-elli ismi, insanda ise yetmişten ziyade hatta yüzer ismi vardır.
1:26:48İnsanın Mertebeleri ve Ahiret Kıymeti: Akıl vahiy ile buluşursa, insanda tecelli eden isimlerin şiddeti artar.
Aklın kemali imandır, imanın kemali ameli salih, salih'in kemali ihlastır, ihlasın kemali ihsandır, ihsanın kemali rıza-i baridir.
Bu isimler insanda bu mertebelerde ne ölçüde tecelli etse ahirette o kadar kıymetlidir.
1:28:09Allah'ın İsimlerinin Tecellisi: İnsan, yaratılışından Sani Halık ismini, hüsn-ü takviminden Rahman ve Rahim isimlerini, hüsn-ü terbiyesinden Kerim Latif isimlerini gösterir.
Allah'ın bütün isimleri cemal tecellisi değil, boğazı isimleri de celal tecellisi olabilir.
Musibetlere düçar olunca da celal tecellilerini anlatmak için Allah bize zahirde musibet gönderir.
1:30:43İnsanın Allah'ın Nakş-ı Azamı Olması: Esma'da bir ism-i azam var ve o esma'nın nukuşunda dahi bir nakş-ı azam var ki, o da insandır.
İnsan insan olsa güneşten daha büyük çünkü bendeki isim daha fazla, ben daha çok isme aynayım.
Kur'an'daki "İkra bismi rabbikellezi halak halakal insan min alak" ayeti, insanın kendini okuması emrini ifade eder.
1:32:44İnsanın Okuma Yeteneği: İmanca yaratılışımızın sebebi burada sır vardır.
Sosyal hayatta okuma ve yazma bilmeden yaşamak çok ağır olur, Allah'ın sanatında da böyle yaşamak çok ağır olur.
İnsanın haram lezzetlerden kurtulmasının tek yolu bu lezzetlerin onda açılmasıdır.

İnsan Penceresi: İnsanın Yaratılış Amacı ve Allah'ın İsimleri

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir