Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir din adamının Ankara'da düzenlenen bir toplantıda yaptığı dini sohbet formatındadır. Konuşmacı, Risale-i Nur'dan alıntılar yaparak ve çeşitli örnekler vererek konuyu anlatmaktadır.
- Videoda iman ve tevekkülün önemi, temelindeki iman-ı billah (Allah'ın varlığına kanaat) ve bunların hayat üzerindeki etkileri ele alınmaktadır. Konuşmacı, tevekkülün bir müslümanda lüks değil, farz bir mesele olduğunu, imanın hem nur hem kuvvet olduğunu ve insanın Allah'a dayanmasının dünyevi meseleleri aşmada ve cennete ulaşmak için gerekli olduğunu vurgulamaktadır.
- Sohbette ayrıca, imanın gelişmesi için sorumluluk almanın, musibetlerin ve stres binmesinin önemi, Allah'ın isimlerinin insan duygularıyla ilişkisi ve mutluluğun niyetle değil içten gelmesi gerektiği gibi konular da işlenmektedir. Konuşmacı, İstanbul'daki bir kanser tedavisi gören kız, Murat adlı bir baba ve Nijer'deki fakir insanlar gibi çeşitli örnekler üzerinden konuyu somutlaştırmaktadır.
- Tevekkül ve İman İlişkisi
- İstanbul'da bir arkadaşın üç buçuk yaşında kızı iki yıldır kanser tedavisi görüyor ve çok sayıda ameliyata girmiş.
- Sebepler planında gözüken her şeyi denemiş ama netice alamamış birine "tevekkül et, Allah'a dayan" sözü söylense bile, Allah'ın varlığına tam kanaat getiremediği için bu söz ona teselli vermiyor.
- Tevekkülün olmazsa olmazı olan iman-ı billah konusu, Allah'ın varlığına tatmin olacak ölçülerde kalbinde oturtmadıktan sonra tevekkül sözü tesir etmiyor.
- 03:18İman-ı Billah'ın Önemi
- Birine "Allah'a dayan" denildiğinde, Allah'ın varlığı kalbe yerleşmemişse, bu söz havada kalıyor ve teselli vermiyor.
- Ehl-i iman dahi bu asırda "Allah var" dediği halde yok gibi yaşıyor, kalbinde dayanacak bir şeyi bulamıyor ve kainatı başıboş zannediyor.
- Her şeyin dizgininin Allah'ın elinde olduğunu bilen biri başkasından korkmaz, ancak Allah'ın varlığını görüp benimseyemezsen bin bir meseleden korkacak bir hale düşüyorsun.
- 05:31Namaz ve İman İlişkisi
- Mekke döneminde namaz on bir yıl sonra farz olmuş, bu da iman-ı billah meselesinin altının doldurulmasına ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
- Sahabe bile on bir yıl bu meselenin altının doldurulmasına ihtiyaç duyarken, günümüzde "Allah var" diyerek bu meseleyi kurcalamak yerine, marifetullah ve iman-ı billah meselesinin altının doldurulması gerekiyor.
- Tesettürün on yedi yıl sonra farz denildiği, tevhid meselesinin tane tane inşa edildiği anlaşılıyor.
- 07:10Tevekkülün Önemi
- Hastalıktan korkan ve panik atak yaşayan insanlar, maddi hayatlarında en ufak bir sorun olduğunda yıkılıyorlar.
- Anadolu insanı, ceketini satıp bile maddi sorunlarını çözebilecek kadar dayanıklı bir yapıya sahiptir.
- Allah, yıllarca bizi doyuran ve kapıdaki müşteriyi gönderen O'dur, ancak insanlar Allah'ı suçlayarak şikayet ediyorlar.
- 09:17Tevekkülün Farz Olması
- Tevekkül edip dayanmak bir Müslüman için lüks değil, farz bir meseledir.
- Tevekkül lüks bir şey değil, imanın iktizasıdır; iman belli ölçüde doğru inşa edildiği anda mutlaka tevekkül ve teslimiyet doğurur.
- Hadiseler karşısında tevekkül ve teslimiyetinde sarsıntılar oluyorsa, problem Allah'ı tanıma, bilme, güvenme ve dayanma noktalarında vardır.
- 11:55İmanın İnşası
- Tevekkül konusu anlatılırken sürekli iman-ı billah'tan bahsetmek gerekiyor çünkü o olmadan tevekkül mümkün olmuyor.
- İnsanlar genellikle dededen arsa devralır gibi taklitten, atadan öteden bir iman almışlardır.
- İmanın bütün parça taşlarını tek tek inşa etmemiş, meleklere iman, ahirete iman ve dua gibi konuları ayrı ayrı ele almamışlardır.
- 13:03Taklit İman Sorunu
- Birçok Ehl-i Sünnet alimi taklidi iman kabul etmiyor, çünkü bir insan tek tek imanının yapı taşlarını kendi inşa etmediyse, her birisini belli başlı delillere dayandırmadıysa, o imanı değerlendirdiyse.
- Atadan öteden bir iman almış, yapı taşlarını inşa etmemiş ve dikkatini dünyanın işlerine vermiş biri, namaz kılan bir kafir olarak kabirde damgalanabilir.
- Hadiseler karşısında dayanamama, panik ataklar ve psikolojilerin bozulması, imanın problemli olduğunu ve bu problemli imanın kabir ve ahiret hayatını nasıl inşa edeceğini gösteriyor.
- 15:23Tevekkülün Faydaları
- Tevekkülün faydası dünyayı cennete çevirmesidir.
- Üstad Hazretleri Risale-i Nur'da "saadet-i dareyn" (iki cihanın saadeti) kavramını kullanarak imanın içinde dünya ve ahirette maddi cennet olduğunu belirtmiştir.
- Dünyadaki manevi cenneti sağlayan özelliğin adı tevekküldür; maddi sıkıntılar ve zorluklar olsa bile iman ile beslenen kişi saadetli kalır.
- 18:18Maddi Cennet ve İman
- Maddi cennet kurmaya çalışan insanlar, en lüks hayatlar ve keyifler içinde bunalıma girip intihar edebiliyor.
- Bir müslümanın güzel şeylerin elinde olması haram değil, problem nimeti nimet yapan şeyin eksik olmasıdır.
- Bir sanatçı eşine hediye olarak Volkswagen araba almış, kadın BMW istemiş ve intihar etmiş bir olay anlatılıyor.
- 20:05Nimetin Nimet Yapan Meselesi
- Televizyon, ışık, kamera gibi nimetler elektriği çekildiğinde işe yaramaz, bu da nimeti nimet yapanın eksik olduğunu gösterir.
- Allah'ın verdiği güzelliklerde eksik olan ve insanı psikolojik problemlere götüren olay imanın çekilmez olmasıdır.
- İmanı çektiğinizde insan öksüz kalır, garip kalır, nereye sığınacağını bilmez ve en küçük mikroptan dünyalar kadar korkar hale gelir.
- 21:10İmansızlığın Zorlukları
- İmansızlıkta en çok korkulan mesele ölüm meselesidir, özellikle Allah'ı hesaba katmadan dayandığı insanların ölümü.
- Bir anne evladı için fedakar olabilir ancak kabre giremez, bu imansızlığın zorluğunu gösterir.
- Ölümün uğramadığı hiçbir şey yoktur, herkes bir gün gidecek ve bu durumda tevekkülün tesellisi olmadan insanın yüzü güler mi?
- 23:42İmanın Özellikleri
- İman hem nurdur hem kuvvettir.
- İnsan dayandığı yer kadar kuvvetlidir, bu da tevekkül meselesini yansıtır.
- Sırtını Allah'a dayayan kainatta nelere dayanıp kaldırabilir.
- 24:33İnsanın Dayandığı Yer
- Hz. Muhammed'in acizliğinden kainatın yörüngesini değiştirecek bir noktaya getirme gücü, dayandığı Allah'tan gelmiştir.
- Üstad Rahullah gibi aciz bir insanın Risale-i Nur'un dersleri dünyanın her yerinde yapılması, dayandığı Allah'tan kaynaklanmaktadır.
- İnsanın neye dayandığı, o şeyi çektiğinde yıkılıp yıkılmadığından belli olur; paraya, şöhrete, sağlığa dayanmak zikzaklı bir hayat yaşatır.
- 27:59İmanın Kuvveti ve Nur Olması
- İman hem nurdur hem kuvvettir; kuvvet oturdu mu dayandığın yer kadar güçlüsün.
- Nur, belirsizlikten kurtarır; karanlıkta ne olduğunu anlayamadığımızda belirsizlik çıldırtıcı bir şeydir.
- İman nur olarak gelip etrafı aydınlatır ve zahirde dalgalı gözüken meselelerin Allah'ın indinde bir intizama bağlı olduğunu gösterir.
- 30:21İmanın İki Çeşidi
- İmanın nurlanmasında iki çeşit aydınlık vardır: biri kainatın aydınlanması, diğeri insanın aydınlanması.
- Fen ilimleriyle uğraşan insanlar Allah'ı bulamadığında, kainat karanlıkta kaldığında psikolojisi bozulabilir.
- Allah'ı tanımaya başladığımızda her şey aydınlık olur ve korkacak hiçbir şey kalmaz.
- 32:13İnsanın Aydınlanması
- Allah'ın ilahi duygularına "şuunat-ı ilahi" denir, bizde de duygu vardır.
- Bizdeki duygular (latife) Allah'ın isimlerini anlamak için verilmiş numunelerdir.
- Kainatta gönderilmenin birinci sebebi namaz veya oruç değil, kendi duygularını keşfederek Allah'ın isimlerini tanımaktır.
- 34:50Allah İsimlerini Anlamak
- Duygu ve latifeler Allah isimlerini anlamak için verilmiş, bu konu ezber değil, anlama odaklıdır.
- Allah'ın Adl ismini anlayabilmek için adalet duygusundaki payımızı büyütmemiz gerekir.
- Cömertlik duygusundan pay büyüdükçe insanın içinden mukaddes bir lezzet çıkıyor, bu insana özgü bir lezzettir.
- 36:38Allah İsimlerinin Anlaşılması
- Allah'ın Hakim ismini anlayabilmek için hikmet duygusundaki payımızı büyütmemiz gerekir.
- Allah'ın Kuddüs ismini anlayabilmek için iman cihetinde titizliğimizi ve temizliğimizi arttırmamız gerekir.
- Duyguların iman dersleriyle beslenmesiyle esmadaki payını büyütmesine aydınlanma denir.
- 37:34Duyguların Önemi
- İki aydınlanma vardır: kainatın aydınlanması ve insanın aydınlanması.
- İnsanın en sıkıntılı duyguları muhabbet ve haf korku duygusudur.
- Bu duyguları Allah'tan gayrısına sunduğumuzda şirkle aramızda incecik perde kalmış demektir.
- 38:53Duyguların Açılması
- Bir insanda vefa duygusu gelişmezse karşıdaki vefayı tanıyamaz, adalet duygusu gelişmezse karşıdaki adaleti tanıyamaz.
- Hadiste "insanlar helak olmuştur diyen kendisi helak olmuştur" denilmiştir.
- Duyguların açılmasına aydınlanması, imanla beslenmesi denir; beslenmemesine ise karanlıkta kalması denir.
- 39:59Hakiki İman
- Hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından belalardan kurtulabilir.
- Dünyada maddi şartları kuvvetli olan insanlar değil, Allah'a ne kadar kuvvetli dayandıysa o insan belalardan kurtulabilir.
- Allah bizzat ve kasten başına bazı imtihanlar gönderir, dayanıksızlık hali imtihanda kaldığının göstergesidir.
- 41:07Musibet ve Tevekkül
- Allah'tan gelen musibetten dolayı dönüp Allah'a tekrar sığınacağımıza vaveyla edip başkalarının kapılarında son nefesi veriyoruz.
- Allah'ın huzurunda "gel bana dayan" diye gönderdiği imtihanlardan Allah'a değil başka sebeplere dayandığımızda Allah onların eliyle bizi tokatlıyor.
- Sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hadisatin dağlar gibi dalgaları içinde seyran ederiz.
- 42:08Üstad'ın İmanı ve Mevsimler
- Risale-i Nur'da Eşref Edip, Üstad Hazretleri için "kar kış demez, irkilmez, üzülmez, acı duymaz mevsim" diyerek bütün ömrünce ılık, gölgeli bir yaz yaşadığını tasvir etmiştir.
- Üstad'ın ömrü çetin kışlarda geçmiş, Afyon hapsine gittiğinde 35-40 kilolara düşmüş, zehirlenmiş ve camı kırıp yere su dökülmüş olsa da, imanından dolayı hadiseler onu zedeleyememiştir.
- 42:57İmanın Gelişimi ve Sorumluluk
- Sahabelerde sorumluluk almayan yoktur ve imanın gelişmesi için imanın dersi ve amele dökme hali gereklidir.
- İmanın gelişmesi için stres binmesi gerekir, kaslara binen stres gibi Allah'ın musibetleri göndermesi imanın gelişmesi için gerekli bir süreçtir.
- Dünyada öğrendiklerimizi uygulayacak bir kapı açılır, ancak hesap yapmaya başladığımızda (madde, zaman, iş hesapları) ümidimiz yıkılır ve "vaktim yok, müsait değilim" diyerek sorumluluklardan kaçınırız.
- 44:26İhlas ve Tevekkül
- Bizim problemlerimiz o kadar çok hesabi davranmamızdan kaynaklanır ve bu işin temeli olan ihlasın hasbiliği bizden gider.
- Allah bütün ağırlıklarını kadir-i mutlakın yedi kudretine emanet eder, insan da asıl sahibine teslim ederek rahatla dünyadan geçer ve berzahta istirahat eder.
- Tevekkül, misafir olgusu gibidir; misafir yolcu demektir, oturan değildir; dünya hayatı içinde otursa da Allah'ın mola olan bütün meseleleri Allah'a teslim edip rahatla hem dünyadan hem kabirden geçebiliriz.
- 45:45Tevekkülün Sonuçları
- Tevekkül çok dolu bir meseledir ve saadet-i ebediyeye girmek için cennete ulaşmak için şarttır.
- Dünyanın bela yükleriyle cennete ulaşmak mümkün değildir, bunları sahibine teslim edip tevekkül etmek şarttır.
- Tevekkül ettikten sonra kabri geçip cennete ulaşmak mümkündür.
- 46:10İman ve Tevekkülün Önemi
- Dünyada manevi cenneti yaşayan biri, kabir koridorundan geçip maddi halini yaşamaya gider.
- İman ve tevekkül olmazsa, dünyanın ağırlıkları insanı cehennemin dibine çeker.
- İman, tevhid, tevhid teslimi, teslim tevekkülü ve tevekkül, iki cihanın saadetini iktiza eder.
- 49:08Nijer'deki Yaşam Örneği
- Nijer, dünyanın en fakir yedi ülkesinden biri olup, ülkenin geçim kaynağının %40'ı dış yardımlar.
- Nijer'de uzak köylerde para kullanımı yok, memleketin yarısı dağ ömründe temiz su içmemiş.
- Bu kadar yokluk içerisinde yaşayan insanlar, tevekkül ve teslimiyet sayesinde mutludur.
- 52:00Mutluluğun Doğası
- Mutluluğa niyet etmek mutluluğu izale eder, fıtri olaylara niyet edilmez.
- Pazar günlerinde "bugün hanımla mutlu olmam lazım" gibi niyetler, mutluluğu kaçırır.
- Nijer'deki insanlar ikinci niyet hali olmadığından, fıtri hallerindeki tevekkül ve teslim onları mutluluğa kavuşturmuştur.
- 54:11Kur'an'ın İlaçları
- Kur'an'ın her bir meselesi bir ilaç gibidir, gerekli şekilde raflara dizilmelidir.
- Bu meseleleri sindirip, hazmetip kullanılabilir hale getirmek birbirimizi fazladan görmekten daha önemlidir.
- Kabirde bu imanı konuşmak ve dertlenmek için bu konuları anlamak gerekir.
- 56:25Hayatın Geçiciliği
- Olmazsa olmaz zannettiğiniz dükkanların içinde öleceksiniz.
- Zannettiğiniz atölyelerin içerisinde son nefesinizi verip gideceksiniz.
- Binanın taşları gibi her gün dökülüyorlar, Allah aşkına o gün geldiğinde sizi kurtaracak.