Buradasın
İmam Rabbani'nin Kelime-i Tayyibe ve Tasavvuf Üzerine Mektubu
youtube.com/watch?v=YB6Btj6k3NoYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının İmam Rabbani'nin ikinci cildinden dokuzuncu mektubunu okuduğu ve açıkladığı dini bir sohbet formatındadır. Mektup, Hindistan'dan Doğu Türkistan'daki Hoteli Molla Arif'e yazılmıştır.
- Videoda İmam Rabbani'nin "Kelime-i Tayyibe" (La ilahe illallah) ifadesinin manevi anlamı, tenzih ve akrebiyet kavramları detaylı olarak ele alınmaktadır. Konuşmacı, bu zikrin sadece bir ameliye olmadığını, alemdeki her şeyi yokluk hükmüne vurarak Allah'a yönelmenin bir yol olduğunu açıklamakta ve bu yolda peygamberlerin (enbiyaların) özel konumunu vurgulamaktadır.
- Sohbet, İbrahim Aleyhisselam'ın müşriklere yaptığı davetten başlayarak, tenzihten akrebiyete nasıl yol açıldığını, gayba imanın önemini ve bu yolda peygamberlerin özel konumunu anlatmaktadır. Ayrıca, Hz. Muhammed'in Miraç'ta ruiyetullah durumuna ulaşması ve bu durumun diğer müminlere ahirette vaat edilen bir nimet olduğu vurgulanmaktadır.
- 00:01İmam Rabbani'nin Mektubu
- İmam Rabbani Hazretleri'nin Mektubatının ikinci cildinin dokuzuncu mektubu, Hindistan'dan Doğu Türkistan'daki Hoteli Molla Arif'e yazılmıştır.
- Mektubun mevzusu "Kelime-i Tayyibe" (La ilahe illallah) kelimesinin nasıl anlaşılacağı ve hayatımızda karşılığı ne olacak konusudur.
- İmam Rabbani, Kelime-i Tayyibe'yi "Allah dışında her şey fani" anlamına gelen bir makam olarak tanımlamaktadır.
- 01:18Kelime-i Tayyibe'nin Anlamı
- Kelime-i Tayyibe, Allah dışında her şeyin yokluk hükmünü alarak sadece Allah'ın baki kalması anlamına gelmektedir.
- Her baktığın noktada Allah'ın tecellilerini görmek, Kelime-i Tayyibe'yi anlamak için gerekli bir nazardır.
- Mektup, dikkat kesilirse anlaşılamayacak kadar önemli ve dikkatli okunması gereken bir mektuptur.
- 03:09Mektubun İçeriği
- Mektup, Kelime-i Tayyibe'nin faziletleri ile ilgilidir ve "La ilahe illallah" kelimesinin tenzih makamının gerçekleşmesi ve Allah'a gaybi olarak inanmayı beyan etme konusunu ele almaktadır.
- Bu muameleler akrebiyet makamına taşır ve vehim hayal kapsamının dışında olur.
- Tenzih, Allah'ı isimleriyle ve sıfatlarıyla anlamak, onu sonradan yaratılan varlıklara benzetmeden anlamaya çalışmaktır.
- 06:31Akrebiyet Makamı
- Akrebiyet makamı, Allah'a en yakın olma makamıdır ve tenzih ile elde edilir.
- Tenzih, Allah'ı isimleri ve sıfatlarıyla anlayabilmektir ve bu bakış açısı akrebiyet makamına getirir.
- Akrebiyet makamına ulaşıldığında vehim ve hayal yoktur, mücerret bir imana kavuşulur.
- 08:27İman Tahsili
- İmam Rabbani, Molla Arif Hoteni'ye önce batıl olan bütün ilahları kalpten silip atması, sonra hakiki manada mabud olan Allah'ı ispat etmesi gerektiğini söyler.
- Nef olmadan ispat olmaz, her şeyi alemde fena hükmünü verirsen bunlar yok olacak ve sadece baki olan Allah kalır.
- Kelime-i Tayyibe'de önce "La ilahe" diyerek keyfiyet ve kemmiyeti olan varlıkları yok olacak varlıklardır olarak değerlendirmek gerekir.
- 12:19Fena ve İspat
- Fena ve ispat, Allah'ın dışında olan her şeyi hadis görmek, bir gün yok olacağını bilmek ve baki olarak sadece Allah'a inanmaktır.
- "La ilahe illallah" derken, Allah'ın kudreti karşısında hiçbir güç duramaz diye düşünmek gerekir.
- Bu imana sahip olunca, İslam coğrafyasının işgal edildiği, Allah'ın inayetiyle küfrün köklerini kurutmak mümkündür.
- 17:19Kulun Hakk'a Yaklaşması
- Kulun Hakk'a yaklaşması, eşya alemde neler varsa Allah'tan başka onlardan uzaklaşmakla mümkündür.
- İmam Rabbani Hazretleri, Mevla'yı hadis olan hiçbir şeye benzetmeden kendi isimleri ve sıfatlarıyla anlayabilmek, tanıyabilmekten bahsediyor.
- Bu yakınlık makamında artık hiçbir vehim meşgul edemez.
- 18:19La İlahe İllallah Zikri
- Rasulullah Aleyhisselam, zikirlerin en faziletlisi olarak "La İlahe İllallah" zikrini belirtmiştir.
- Tasavvuf basit bir ameliye değil, dervişlerin "La İlahe İllallah" derken alemde neler varsa onlara yokluk mührünü vurması gerekir.
- Eğer alemde olanlara yokluk mührünü vurmazsak, "Entel baki" dilimizde deriz, kalbimizle diyemeyiz demek için aleme yokluk hükmünü vurmalıyız.
- 19:21Nefi ve İsmail İlahligi
- "La İlahe İllallah" zikri, bütün varlıklardan nef etmeyi ifade eder.
- İnsanı değerlendirirken alim, hoca, şeyh olsun hepsi fanidir, böyle görmezsen tasavvuf olmaz.
- Bu mührü vurmazsan baki olan Mevla'ya ulaşamazsın, kalbin takılır ve yollarda kalırsın.
- 20:15Musa ve İbrahim'in Örnekleri
- Musa Aleyhisselam, Firavun'dan korkup Mısır'dan ayrılmış, ancak Allah'ın vahiylerini tebliğ etmek için Firavun'un sarayına gitmiştir.
- İbrahim Aleyhisselam, Allah'ın murad etmeyince yerden, karadan, denizden bombalar yağdırsalar bile öldürülemezdi.
- "La İlahe İllallah" zikri, Allah'ın dışında her şeyin yok olacağını bilen bir kulun teslimiyetini ifade eder.
- 22:12La İlahe İllallah'ın Gücü
- Bu zikri bilen bir kul, evini yıksalar, çocuklarını şehit etseler bile yıkılmaz çünkü baki olan sadece Mevla Teala'dır.
- "La İlahe İllallah" zikri, nefes alamayan bir adamın solunum cihazına bağlanması gibi insanı krizlerden, anafordan, dehlizden kurtarır.
- Hz. İbrahim kelime-i tevhidle yüreğini ayağa kaldırmıştı.
- 23:38Kelime-i Tevhidin Önemi
- Kelime-i tayyibe "La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah" ifadesidir.
- Yeryüzünde "La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah" diyenler sadece Müslümanlardır.
- Bu manaları unutmadan yürürseniz, mektup iman algınızı değiştirecektir.
- 24:52Hadis-i Kudsi ve Kelime-i Tevhid
- Hadis-i kudside, Allah'ın semavat ve yedi kat yerin terazinin bir kefesine konulduğunda, diğer tarafa "La İlahe İllallah" konulduğunu belirtmektedir.
- "La İlahe İllallah" hepsinden üstündür çünkü alemde neler varsa onlara yokluk hükmünü verdiniz.
- Allah, "Kün feyekun" deyince olduran, "Yok ol" deyince yok etmeye kadir muktedirdir.
- 27:05Kelime-i Tevhidin Faziletleri
- Kelime-i tayyibe "La İlahe İllallah" en aftal (en faziletli) ve en racih (en üstün) kelimedir.
- Kelime-i tevhidin "La İlahe" faslı, Allah'ın dışında ne varsa onlara yokluk hükmünü vurur.
- Kelime-i tevhidin "İllallah" faslı, yerlerin ve göklerin hali olan Mevla Teala'yı, mabud-u hakiki olan Allah'ı ispat eder.
- 30:07Allah'ın Tenzih Edilmesi
- Allah'ın dışında her şey keyfiyetle, kemmiyetle, nicelikle, nitelikle vasıflanmıştır.
- Allah'ı eşyaya benzetmek tenzih değildir, Allah'ı isimleriyle, sıfatlarıyla anlamak marifetullah'dır.
- Eşyaya benzetince hubel, menat ortaya çıktı veya Hıristiyanlık gibi din bozuldu.
- 32:18Allah'ı Anlamak ve Tasavvuf
- Bizim ilmimiz, vehmimiz, müşahede ettiklerimiz ve hasselerimizle idrak ettiklerimiz keyfiyetle ve kemiyetle vasıflanmıştır, bu nedenle sonradan olan şeylerin kusurlarıyla kuşatılmıştır.
- Allah'ı insana benzetmek, onda aziyet olduğunu düşünmek ve bu nedenle cihad etmekten kaçınmak yerine, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve gücü önünde hiçbir kudret duramayacağını anlamak gerekir.
- Tasavvuf, kenara köşeye çekilmek değil, "La ilahe illallah" diyerek küfre ve fena eşyaya yokluk hükmünü vurmaktır.
- 35:13Allah'ın Gücü ve Tenzih
- Allah'ın gücü karşısında Amerika, Rusya, Çin gibi güçlü güçler bile korkar ve doğrudan savaşmazlar, bu da Allah'ın güçlü olduğunu gösterir.
- Tenzih, Allah'ı isimleriyle ve sıfatlarıyla anlamak, onu eşyaya, varlığa veya aleme benzetmemektir.
- Tenzih olmadan akrebiyet makamı olmaz, Allah'ı eşya ve hadiseye benzetmeyecek, isim ve sıfatlarıyla tanıyacak ve esma'ül hüsna'yı bilmelidir.
- 45:37İman ve Cihad
- İman, Allah'a ve resulüne iman edip şüphe etmeyen, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir.
- Dille iman ve kalp ile iman farklıdır, iman yüreğe düştüğünde etrafındakiler sana deli derler.
- Tenzihten akrebiyet makamına ulaşanlar şehadet Allah'a götürüyorsa korku olmaz, bu durumda Müslüman dünyaya meydan okuyabilir.
- 50:03İbrahim Peygamber'in Daveti
- İbrahim Peygamber, müşriklerine ellerle oydukları taşlara tapmalarını sorgulayarak, Allah'ın onları da yarattığını hatırlatıyor.
- İbrahim Peygamber, fani olandan kurtulmaya davet ediyor ve alemde olana tazim etmemeyi öğretiyor.
- İnsan fena ile münasebetini kuramayınca taşa toprağa secde ediyor ve tazimden kurtulmaya çalışıyor.
- 51:27Tasavvuf ve Akrebiyet
- Peygamber dışında kimsenin masumiyeti yoktur ve herkes kıymetini şeriata ittibada ve tasavvufda alır.
- Tasavvuf bize her noktanın Mevla'ya taşıdığını ve tecelli seni akrebiyete ulaştıracağını gösterir.
- Fena hükmünü vurmak, tenzih seni akrebiyete götürür.
- 53:09Kelime-i Tevhid ve İman
- Kelime-i tevhid asluha sabit, kökleri yerde sabit, dalları semaya ulaşıyor.
- İman kökü kalbinde, dalları semada göklere ulaşıyor ve varlığa fena hükmünü vurmak demektir.
- Kelime-i tevhid her mevsimde yemişini veriyor ve insanı teselli ediyor.
- 56:49Tenzih ve Akrebiyet
- Tenzihten akrebiyete ulaşınca, Allah'ın keyfiyetten ve misalden münezzeh olduğu, idrakin eteğine ulaşmaktan aciz olduğu anlaşılır.
- Akıl, Mevla'yı gözler, kulaklarla, elle anlayamaz, bu dünyada anlayamaz.
- Bu durumda peygamber aleyhisselam'a teslimiyet, gayba iman gereklidir.
- 59:52Gayba İman
- Allah'a iman ancak gayba iman yoluyla olur.
- Gayb, Allah'ın senden örttüğü, eşyaya baktığında göremediğin şeydir.
- Şuhudi iman (fena hükmünü taşıyan alemde olanlara iman etmek) Allah'a iman değildir.
- 1:04:22Akrebiyet Makamı
- Akrebiyet makamı, hayalden ve vehimden, onların çerçevesinden uzaktır.
- La ilahe illallah zikri tenzihten müslümanı akrebiyet makamına ulaştırır.
- Tenzihten akrebiyete yürümek devleti enbiyaya mahsustur.
- 1:07:37Gayba İman ve Tenzihten Akrebiyete Yürümek
- Enbiyaya tebeyyet yoluyla şereflendirilir ve onlara varis olmak, tenzihten akrebiyete yürümek anlamına gelir.
- Müminlerin avamında hasıl olan gayba iman, vehmin alanı ihatası dışında değildir, ancak enbiyanın gayba imanında zerre vehim yoktur.
- İbrahim aleyhisselam sağına soluna bakmadan ateşe yürüyor, Nemrud'un üzerine yürüyor çünkü hakiki manada gayba iman tenzihten akrabiyete yürümektir.
- 1:09:24Avam ve Büyüklerin Gayba İmanı
- Avam katında bir budiyet ve vehim vardır, ancak ötenin ötesini anlamak, mevlaya ulaşmak büyüklerin katında kurbiyet yanında vehim yoktur.
- Enbiya katında vehim yoktur, ancak avam katında vehim vardır, bu nedenle avamın gayba imanıyla enbiyanın ve onlara uyanların gayba imanı aynı değildir.
- Enbiyaya imanda tenzihten kurbiyete gittiğinden asla vehim yoktur, "La ilahe" dediler ve Allah'tan başka olan her şeye yokluk hükmünü vurdular.
- 1:10:37Dünya ve Ahiret İmanı
- Bu dünya kaim oldukça, bu dünya hayatı mevcut oldukça gayba iman kaçınılmazdır.
- Bu dünyadaki şuhudi iman illetlidir ve insan sahip olduklarını tazim eder, bu da "La ilaheye" aykırıdır.
- Ahirette vehim ve hayal kırılır, dağılır, yok olur, dolayısıyla şuhudi iman orada makbul olur ve insan ürünü olan şeylerden beri olur.
- 1:12:22Resulullah'ın Miracı ve İmanı
- Resulullah aleyhissalatu vesselam bu dünyada ruiyet devleti ile müşerref oldu.
- Eğer biz şuhudi imanı Resulullah hakkında bu dünyada ispat edersek, o zaman o onun için övülen kusurlardan, illetten, insan ürünü olan şeylerden münezzeh olur.
- Resulullah aleyhisselam miraca çıkarken Cibril geldi, sadrını yardı, temizledi çünkü insan bu dünyaya has yaratıldı ve Resulullah'ın bu dünyaya has olan özelliğine müdahale etti.
- 1:15:12İbrahim Aleyhisselam ve İman
- Allah'ın halili İbrahim aleyhisselam kapalı şirk kapılarından bir tane bırakmamıştır, hepsini iptal etmiştir.
- Nihayet kemal-i neşet dunyevi (kemal'in nihayetinin ortaya çıkması) bu dünya hayatında "La ilahe" itmama bağlıdır.
- İspat kelimesinin kemalatlarının zuhuru da ahiret hayatının varlığına bağlıdır.
- 1:17:39Hakikate Ulaşmanın Önemi
- Hakikate ulaşabilme, varlığı anlayabilme, tenzihten akrabiyete ulaşmak, "La ilahe illallah" kelime-i tayyibeyi anlamak, esrarı çözmek buna vakıf olmanın sevinci bize uykuyu da, yatağa da, döşeği de unutturur.
- Avrupalı filozoflar (Sokrat, Eflatun, Aristo) Allah, alem, varlık sorularına cevap arama peşinde ömürlerini tüketmişler ama bulamamışlar, düşünce ile başladıklarından hakikate ulaşamadılar.
- İslam Kur'an-ı Kerim hep bizi düşünmeye, tefekküre davet eder, fakat imanla başlayınca Gazzali, Razi, İmam-ı Azam hep aynı hakikate ulaşır.
- 1:20:16Resulullah'ın İspat Kelimesinin Kemalatını Alması
- Peygamberlerin mührü sonuncusu Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu dünya hayatında miraç'ta ruiyetullah devletiyle müşerref olunca, bu dünyada isbatın kelimelerinin kemalatından nasibin tam olarak almıştır.
- Resulullah aleyhisselam risalet davasıyla bu alemin ölçüleriyle tamamlanmıştır, ispat kelimesi de Resulullah'ın risaleti ile tamamlanmıştır.
- Resulullah aleyhisselam hakkında bu alemde bu manada gerçekleşmiştir, ancak onun dışındakiler hakkında ise Mevla'nın bir vaadidir ve ahirette gerçekleşir.