Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, İhtisas Seminerleri adlı akademik program kapsamında Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Bilge Hanım'ın sunduğu bir eğitim içeriğidir. Sunumda Bilge Hanım ve diğer panelistler (Abdullah Bey dahil) yer almaktadır.
- Video, İran'ın Basra Körfezi (Fars Körfezi) politikalarını tarihsel bir perspektiften incelemektedir. İçerik, Dünya Savaşları sonrası dönemde İran'ın politikalarından başlayarak, Soğuk Savaş yılları, 1979 İran İslam Devrimi, İran-İrak Savaşı, 1990'lardaki siyasi değişimler, 2003 Irak Savaşı ve son dönemlerdeki gelişmeleri kronolojik olarak ele almaktadır. Özellikle İran'ın nükleer programı ve bunun Körfez Arap ülkeleri üzerindeki etkileri detaylı şekilde incelenmektedir.
- Sunumda İran'ın coğrafi konumu, bölgedeki siyasi dinamikler, Körfez Arap ülkeleri arasındaki farklılıklar ve İran'ın bu ülkelerle ilişkileri, ABD ve Avrupa Birliği'nin bölge politikaları gibi konular da ele alınmaktadır. Video, İran'ın nükleer programı nedeniyle karşılaştığı ekonomik yaptırımlar ve 2 Nisan mutabakatı gibi güncel meselelere değinerek soru-cevap bölümüyle sona ermektedir.
- 00:08İhtisas Seminerleri ve Programın Amacı
- İhtisas seminerlerinin birincisi gerçekleştiriliyor ve muhtemelen mayıs ayında sekizincisi ile yaz sezonuna girilecek.
- Program, gündemi takip etmek yerine yapılan çalışmaları masaya yatırıyor, ancak uğraştıkları saha itibariyle gündem onları takip ediyor.
- Her ay konuşulan konular gündeminde örtüşüyor, örneğin geçen ay Libya, bu ay ise Körfez politikaları konusu ele alınacak.
- 02:22İran'ın Körfez Politikaları Semineri
- Bilge Hanım, Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi olarak İran'ın Basra Körfezi politikalarını anlatacak.
- Programın afişinde "İran Körfezi" yazması Araplar için makbul olmayan bir durum olarak görülmüş.
- İran'ın Körfez politikalarının bilindiği düşünülse de, bunların emperyal, bölgesel güç, normal devlet refleksi veya mezhep politikaları olup olmadığı sorgulanmalı.
- 06:19Konuşmacının Geçmişi ve İran Çalışmaları
- Konuşmacı, Bilge Hanım'ın eski öğrencisi olup, İran'la ilgili bilgi birikiminin Türkiye'de özellikle uluslararası ilişkiler alanında kısıtlı olduğunu belirtiyor.
- Master tezini 2003-2005 döneminde İran-Avrupa Birliği ilişkileri üzerine yazmış, bu dönemde İran'da reformist bir yönetim vardı.
- İran'ın dış politikasındaki öncelikleri, ulusal güvenlik algısı ve ulusal çıkar tanımı incelenirken, ülkenin coğrafyası ve jeopolitik etkileşimleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
- 09:39İran'ın Coğrafi Konumu ve Körfez Politikaları
- İran, Kafkaslar, Asya, Türkiye ve Basra Körfezi'ne sahip bir ülke olarak, en önemlisi Basra Körfezi'ni dış politikasında öne çıkaran bir ülke.
- İran'ın dış politika öncelikleri ve dış tehdit algısı, tarihsel bir arka plana sahip ve 20. yüzyılın başından itibaren bölgede ortaya çıkan gelişmeler önemlidir.
- 20. yüzyılın başlarında Büyük Güçlerin dünya siyaseti üzerindeki rekabeti, İngiltere ve Rusya arasındaki rekabetin Basra Körfezi'nde yansıması ve İran'ın 1. Dünya Savaşı döneminde işgale uğraması önemli olaylardır.
- 11:37Ortadoğu ve Basra Körfezi'nin Stratejik Önemi
- Dünya savaşları döneminde İran her iki savaşta da işgal edilmiştir ve Soğuk Savaş yılları, Ortadoğu'yu algılamamızı şekillendirmiştir.
- Ortadoğu genel bir ifade olmasına rağmen, Kuzey Afrika, Levant ve Basra Körfezi farklı dinamiklere sahiptir.
- Basra Körfezi, 20. yüzyılın başından itibaren petrolün stratejik bir nesne haline geldiği için büyük güçlerin çekişme alanı olmuştur.
- 12:47Soğuk Savaş Dönemi Ortadoğu Politikası
- Soğuk Savaş yıllarında ABD, Eisenhower döneminde Ortadoğu'ya ve Basra Körfezi'ne ilgi göstererek İran ve Körfez'deki diğer ülkelerle işbirliği yapmıştır.
- ABD'nin temel politikası Sovyetleri çevreleme siyasetiydi ve 1968'e kadar İngiltere'nin bölgedeki nüfuzu güçlüydü.
- Basra Körfezi'nde İran ve diğer Arap ülkelerinin ilişkileri bu denklem içerisinde gelişmiştir.
- 13:42İran'ın Kritik Dönemi ve Millileştirme Hareketi
- Şah dönemi İran'da 1951-1953 yılları kritik bir dönemdir ve bu dönemde İran'in başbakanı milli bir siyaset güderek İran Petrol Şirkini millileştirme hareketi yapmıştır.
- Bu millileştirme hareketi büyük güç sistemi içerisinde Amerika ve İngiliz operasyonuyla engellenmiştir.
- 1950'li ve 1960'lı yıllarda Basra Körfezi'nde dominant güçler İran ve Suudi Arabistan'dır.
- 14:52İran'ın Bahreyn İddiası ve İran-Suudi Arabistan İlişkileri
- 1957'de Şah Bahreyn'i kendi vilayeti olarak ilan etmiş ve bu körfezin kendi dengeleri açısından önemli bir çıkış olmuştur.
- 1968'de İngiltere bölgeden çekilmek üzereyken bu konu tekrar gündeme gelmiş ve İran'ın Bahreyn üzerindeki nüfuz iddiası tarihsel arka planı oluşturmuştur.
- İran ve Suudi Arabistan arasında petrol yataklarının paylaşımı ile ilgili bir çıkmaza girilmiş ancak 1965 yılında karşılıklı olarak bir araya gelerek bir kıta sahanlığı anlaşması yapmışlardır.
- 17:43İngiltere'nin Çekilişi ve ABD'nin Rolü
- 1968'de İngiltere, iç politika sebepleri ve 1967 Arabistan Savaşı'nın etkisiyle bölgeden çekilme kararı almıştır.
- Nixon döneminde ABD, İran'a bölgenin jandarması olma rolü verilmiştir, ancak bu bölgede diğer ülkeler açısından rahatsızlık yaratmıştır.
- Nixon'ın başkanlık süresi kısa sürmüş, Vogate skandalı sonrası Carter başkanlığına geçilmiştir ve 1979 İran İslam Devrimi'ne giden süreç başlamıştır.
- 19:01İran İslam Devrimi ve Sonrası
- 1979 İran İslam Devrimi, sadece İran açısından değil, bölgede de önemli bir süreç olmuştur.
- Devrimin ana söylemi "ne doğu ne batı sadece İslam" olup, İran'ın EBA ve İsrail ile olan yakın ilişkileri dışlanmıştır.
- Devrimin öncüsü Humeyni'nin etkili söylemleri sadece İran'da değil, Basra Körfezi'nin genelinde de etkili olmuştur.
- 21:07İran'ın Devrim İhracı ve Körfez İstikrarı
- İran, yeni tesis ettiği rejimi kalıcı hale getirmek için devrim ihracı çabası yapmıştır ve bu durum Körfez Arap ülkelerini tedirgin etmiştir.
- 1981'de Körfez İstikrarı Konseyi'nin kurulmasının ana sebebi bölgede ön plana çıkan İran'ı dengeleme ihtiyacıdır.
- İran-İrak Savaşı (1980-1988) bölgenin gelişmelerini anlamak için önemli bir süreç olup, İran açısından bir çeşit kurtuluş savaşı niteliğindedir.
- 23:39İran-İrak Savaşı Döneminde Körfez Siyaseti
- Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri İrak'ı desteklemiş olsa da, İran özellikle Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Katar ve zaman zaman Kuveyt ile yakın ilişkiler kurmuştur.
- İran-İrak Savaşı sürecinde Arap ülkelerinin İrak'ı doğrudan yüzde yüz desteklediği söylenemez, ancak İran'ın rolünün törpülenmesi açısından İrak'a birçok yönde destek sağlanmıştır.
- Bölgede İran-İrak Savaşı dışında başka bir çatışma yaşanmamıştır ve bu nedenle bölgedeki ülkeler İran'la silahlı çatışmaya girmeyi doğru görmemektedirler.
- 25:35Tanker Savaşları ve Uluslararası Tepkiler
- 1987'de "tanker savaşları" adı verilen dönemde, İrak kendisine olan desteğin yetersiz olduğunu düşünerek Kuveyt gemilerinin İran tarafından bombalanmasını sağlamaya çalışmıştır.
- Hürmüz Boğazı İran denetimindedir ve bu İran'ın bölgede elini güçlendirmesine olanak sağlamıştır.
- İran, uluslararası gerilimi önlemek için Amerikan bandıralı gemilerin saldırıya uğramamasını sağlamış ve ABD de Sovyet müdahalesinin önünü kesmek için bölgede aktif rol almıştır.
- 27:27İran'ın Savaşın İç Politikası Üzerindeki Etkisi
- İran bu dönemde yeni rejimini oluştururken, İrak ile devam eden savaş ülkenin kendi içindeki sistemini oturtmasının kolaylaştırıcı yolu olmuştur.
- Savaş, İran'da daha sert güvenlik politikaları tesis edilmesine ve muhalif grupların tasfiyesine olanak sağlamıştır.
- İrak Savaşı İran ulusal kimliği için önemlidir ve duygusal bir boyut taşımaktadır.
- 28:34Etnik ve Dini Grupların Savaş Dönemindeki Durumu
- İran'daki Araplar ve bölgedeki Şii grupları, İran'ın aleyhine ciddi oranda harekete geçmemiştir.
- İran'daki Arap nüfusu İran devletine sadık kalmış, İrak'taki Şii'ler ise İrak yönetimiyle sorun yaşamamıştır.
- İran ve İrak'taki Kürtler arasında o dönemde bir yakınlaşma olmuştur ve Saddam'ın İrak Kürtlerine yönelik sert hareketinde bu etkilidir.
- 30:341990'lar ve İran'ın Siyasi Dönüşümü
- 1990'ların başında iki kutuplu sistem dünyada çökmüş, Sovyetler Birliği yok olmuş ve daimi barış söylemleri gelmiştir.
- 1980'lerin sonunda dini lider Humeyni'nin vefatı ve anayasa değişikliği İran'da siyasi farklılaşma yaratmıştır.
- Cumhurbaşkanı Rassan Cani, teknokratlar hükümeti kurma çabasında ve ekonomik kalkınma önceliği vermiştir.
- 32:09İran'ın Dış Politikası ve ABD'nin Rolü
- İran, devrim zamanındaki iddialı söylemden geri adım atarak "ne doğu ne batı" yerine "hem kuzey hem güney" söylemine geçmiştir.
- 1990'lı yıllarda İran ve Basra Körfezi Arap ülkeleri ilişkileri ılımlı bir dönemden geçmiştir.
- ABD, Clinton yönetiminde İran ve Irak'a yönelik "çifte çevreleme politikası" (dual containment) uygulamış ve 1995 yılında Damato Yasası ile İran enerji sektörüne yatırım yapmayı yasaklamıştır.
- 35:48ABD'nin İran Politikası ve Kaybedilen Fırsatlar
- ABD'nin İran'a yönelik politikasının arkasında Amerikan iç siyaseti ve AID (American Israel Public Affairs Committee) lobi örgütünün etkisi vardır.
- Clinton yönetimi, karşıt unsurları dengelemek için AID'in yaptığı lobiye karşı harekete geçmiştir.
- 1990'lı yıllar bölgede bölgesel güvenlik sisteminin kurulması açısından fırsat yıllarıydı, ancak bu potansiyeli bozan bir ABD politikası uygulanmıştır.
- 36:581990'lı Yıllar Türkiye-Iran İlişkileri
- Bölgede kendi iç dinamikleri açısından ılımlı bir dönem olmasına rağmen, uluslararası toplum nezdinde Iran'a karşı negatif söylem ön plana çıkmaya başlamıştır.
- 1990'lı yıllar Türkiye-Iran ilişkileri açısından önemli bir dönemdir ve bu dönemde iki ülke arasında yoğun rekabet yaşanmıştır.
- Türkiye'de Süleyman Demirel'in "Adliyatik'ten Çin Seddi'ne" söylemi, Iran'la potansiyel çekişme alanını belirtirken, Kafkaslar ve Orta Asya'da hem Türkiye hem de Iran bu bölgede etkin olmaya çalışmıştır.
- 38:44Hatemi Dönemi ve Medeniyetler Arası Diyalog
- 1997'de iktidara gelen Cumhurbaşkanı Hatemi, reformist bir lider olarak Iran'ın uluslararası toplumdan soyutlanmasından rahatsızlık duymuştur.
- Hatemi'nin geliştirdiği "Medeniyetler Arası Diyalog" söylemi, dönemin "Medeniyetler Çatışması" söylemine alternatif olmakla birlikte, aynı zamanda Basra Körfezi bölgesinde Iran'ı etkin bir güç haline getirme çabasıdır.
- Hatemi döneminde Iran ve Körfez Arap ülkeleri ilişkilerinde tansiyon yüksek olmasa da, Iran'ın nükleer programının en yoğun aşamaları bu dönemde kaydedilmiştir.
- 42:242003 Irak Savaşı ve Sonrası
- 2003 Irak Savaşı, bölgede güç dengesini tamamen altüst eden ve silahlanmaya yol açan en önemli olaylardan biridir.
- Savaş sonrası bölgede silahlanma oranı artmış, Iran'da konvansiyonel silahlar ve askeri kapasite, Körfez Arap ülkelerinde ise özellikle Suudi Arabistan'ın hava gücüne ağırlık verilmiştir.
- Irak Savaşı sonrasında Irak'ta Iran ve Suudi Arabistan arasında vekalet savaşları yaşanmış, 2006-2007 yılları özellikle acı bir dönem olmuştur.
- 47:39Körfez Arap Ülkeleri ve Iran İlişkileri
- Körfez Arap ülkeleri arasında Iran'la ilgili meselede bir ayrışma vardır; Kuzey Körfez Arap ülkeleri ile Güney Körfez Arap ülkeleri arasında Iran nezdinde farklılıklar vardır.
- Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Katar ile geliştirilen siyaset birbirine benzerken, Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan'da geliştirilen siyaset daha farklıdır.
- Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman, Iran ile ciddi ticari ilişkileri vardır; özellikle Birleşik Arap Emirlikleri, Irak Savaşı sonrası Irak'ın ekonomisinin önemli bir unsuru haline gelmiştir.
- 49:41İran ve Basra Körfezi Arap Ülkeleri İlişkileri
- İran'ın nükleer programından rahatsız olan ülkeler, özellikle 2000'li yılların İrak Savaşı'nın akabinde, bu konuyu çevre güvenliği bağlamında dile getirmeyi tercih ediyorlar.
- İrak Savaşı, Körfez Arap ülkelerinin kendi aralarındaki rekabetin daha fazla ön plana çıkmasına neden olmuş ve bu da İran'ın Basra Körfezi dengesi içerisinde elini kuvvetlendiren bir gelişme olmuştur.
- İran, Körfez Arap ülkeleriyle ikili ilişkiler geliştirme yolunu tercih ediyor ve özellikle Katar ile ilişkileri oldukça iyi, OPEC nezdinde ortak bir paya sahip olmaları bu ilişkileri etkiliyor.
- 51:22İran ve Suudi Arabistan İlişkileri
- İrak Savaşı sonrası dönemde İran ve Suudi Arabistan ilişkileri çoğu noktada gergin olmasına rağmen, her noktada gergin ilişkiler olmadığını belirtmek gerekir.
- 2005 yılında İran'da Cumhurbaşkanı Ahmet Nijat'ın iktidara geldiği dönem, İran sistemi açısından farklı bir kişilik olarak, kendini ilkeci olarak adlandıran ve devrim muhafızları örgütünün içerisinden çıkan bir liderin iktidara geldiği dönemdir.
- Ahmet Nijat, İran sistemi açısından halkın kendisini yansıtan bir lider olarak, kendini "gerçek halk benim, milli refleksleri temsil eden benim" şeklinde tanımlamıştır.
- 52:31Ahmet Nijat Dönemi İlişkileri
- Ahmet Nijat, İrak'ta ABD nüfusu olsa da, Irak'ta İran için etki alanı oluşabilecek bir potansiyele sahip olduğunu fark etmiştir.
- 2005-2009 döneminde Ahmet Nijat, uluslararası toplum nezdinde İsrail haritadan silinmesi gerektiği gibi bir ifade kullanması nedeniyle büyük bir tehdit olarak algılansa da, Basra Körfezi açısından oldukça ılımlı bir siyaset gütmüştür.
- Ahmet Nijat, Katar'da yapılan Körfez İşbirliği Konseyi'ne davet edilerek ilk defa bir İran Cumhurbaşkanı olarak bu toplantıya katılmış ve Suudi Arabistan'ın daveti üzerine Hacca gitmiştir.
- 55:11Ekonomik yaptırımlar ve İlişkiler
- Ahmet Nijat dönemi, İran ve Basra Körfezi Arap ülkeleri ilişkileri açısından göreceli olarak daha ılımlı bir dönemdir.
- 2006'dan itibaren İran'a yönelik yaptırımlar başlamış, bu süreç İran ekonomisini ciddi şekilde etkilemiş ve İran ekonomik krizden çıkma yolu olarak komşularıyla ilişkilerini derinleştirmeyi tercih etmiştir.
- İkili ticaret hacimleri, yaptırımlar süreciyle beraber artmış, bu durum İran için alternatif bir yol olurken aynı zamanda bölgede ilişkilerin bir dengeye oturmasının yoludur.
- 57:32Bölgesel İtirazlar ve Sınır Meseleleri
- Bölgede temel mesele kimin bölgenin en etkin gücü olacağı yönündedir ve İran'da özellikle yaptırım süreciyle beraber milli kimlik daha da ön plana çıkmıştır.
- İran ve Suudi Arabistan'lı meslektaşı arasındaki "Basra Körfezi" adlandırma tartışması, bölgedeki tüm ülkeler açısından önemli bir meseledir.
- İran, 30 Nisan'ı "Milli Fars Körfezi Günü" olarak ilan etmiştir ve bu tarih Portekizlilerin Basra Körfezi'nden çekilmesi tarihi olarak kabul edilirken, Arap tarafı bu körfezin "Arap Körfezi" olduğunu iddia etmektedir.
- 59:44Haritalarda Adlandırma Tartışmaları ve İtilaflar
- National Geographic dergisi haritalarda körfezi "Arap Körfezi" olarak adlandırdığında İran'da ciddi bir tepki oluşmuş, satışları yasaklanmış ve dava açma gündeme gelmiştir.
- 2010'da Google haritalarında da aynı adlandırma kullanıldığında İran yine ayaklanmış ve Google'a dava açma konuları gündeme gelmiştir.
- İran ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında Büyük ve Küçük Top ve Ebu Musa adaları konusunda ciddi bir itilaf vardır ve İran, Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurduğu yapay adaları ulusal güvenliği açısından bir tehdit olarak algılamaktadır.
- 1:03:31İran'ın Yeni Ekibi ve Dış Politikası
- İran'ın yeni ekibi, Batı ile ilişkileri rasyonel düzeyde değerlendirebilen, iyi eğitimli ve konusuna hakim bir ekip olarak iktidara geldi.
- Dışişleri Bakanı Cevaz Zarif'in yazdığı makalede, komşularla ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi ve işbirliği harekete geçirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
- Cumhurbaşkanı Rouhani'nin iktidara gelişi, özellikle Ahmet Nejat'in ikinci döneminde yükselen tansiyon nedeniyle rahatsız olan Körfez Arap ülkeleri tarafından olumlu karşılanmıştır.
- 1:05:18İran'ın Nükleer Programı ve Bölgesel Etkileri
- İran'ın nükleer programı, özellikle Suudi Arabistan açısından kritik bir meseledir ve Suudi liderlerin Amerikalılarla yaptığı konuşmalarda bu konudaki endişeleri dile getirdikleri görülmektedir.
- İran ekonomik anlamda yaptırımlardan ciddi şekilde etkilenirken, Arap Baharı süreci ve Suriye'deki güvenlik boşlukları bölgede yeni bir dinamik yaratmıştır.
- 2 Nisan'da bir mutabakata varılan İran nükleer programı müzakereleri, 30 Haziran itibariyle yazılı metnin çıkması beklenmektedir.
- 1:07:23İran Nükleer Programı Müzakerelerinin Bölgesel Etkileri
- Suudi Arabistan, İran'ın nükleer faaliyetlerinin devam edeceğine ve bölgede tehdit olarak kalacağına inanmakta, ABD'de de Suudi'lere karşı ciddi bir lobi bulunmaktadır.
- Diğer Körfez ülkeleri, İran'ın nükleer programı ile ilgili uzlaşmanın bölgede bir güç dengesinin oluşmasını sağlayacağına inanmaktadır.
- İran, Hürmüz Boğazı kapatma tehdidini dile getirmekte olup, bu durum petrol ihracatına bağlı ekonomik ülkeler için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
- 1:09:44İran ve Umman İlişkileri
- İran'ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin olumlu bir etkisi bulunmakta ve İran-Umman ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır.
- Umman, Körfez İşbirliği Konseyi'nde İran'ın nükleer programı ile ilgili olumlu bakan ülkelerden biridir.
- İran, Umman ile ilişkilerine önem vererek karşılıklı ziyaretler ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda çaba göstermektedir.
- 1:12:03İran'ın Siyasi Retorik ve Bölgesel Dinamik
- İran tarih boyunca kendisini olduğundan fazla gösterme konusunda başarılı olmuş, özellikle nükleer programı konusunda siyasi retorik kullanmıştır.
- İran, nükleer programını farklı yerlerine dağıtarak alternatiflerinin olduğunu ve herhangi bir hava harekatına karşı tedbirli olduğunu göstermiştir.
- Mezhep çatışması yerine, devletler ve devletlerin bölgesel güç olma yarışı öne çıkmakta, bu da aynı coğrafyayı paylaşan ülkelerin bir arada yaşama imkanlarını aramaya yönelik çalışmalar yapılmasını sağlayabilir.