Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Hz. Muhammed'in doğumundan başlayarak ilk sekiz yılını anlatan dini bir anlatımdır. Videoda Hz. Muhammed, annesi Hz. Amin, süt anneleri Süveybe Hatun ve Halime, dedesi Abdülmuttalib, amcası Ebu Talib ve diğer aile üyeleri yer almaktadır.
- Video, Hz. Muhammed'in 571 yılında Mekke'de doğumundan başlayarak, süt annelik dönemi, annesinin vefatı, dedesi Abdülmuttalib'in himayesi ve sekiz yaşında Ebu Talib'e emanet edilmesi sürecini kronolojik olarak anlatmaktadır. Anlatım, Hz. Muhammed'in doğumundan sonra dünyada yarattığı ahir zaman belirtileri, süt anneleriyle olan ilişkileri ve çocukluğundan itibaren gösterdiği özellikler üzerine odaklanmaktadır.
- Videoda ayrıca Hz. Muhammed'in nübüvvet mührü, süt annesi Halime'nin yanında geçirdiği dört yıllık çocukluk, annesinin Ebva köyünde vefatı, dedesi Abdülmuttalib'in Yemen hükümdarı Seyf bin Zi Gezen ile olan ilişkisi ve Hz. Muhammed'in koyun gütme tecrübesinin onun ahlakına etkisi gibi önemli olaylar da anlatılmaktadır. Bediüzzaman Said Nursi'nin Hz. Muhammed'in anne ve babasının imanları hakkındaki açıklamaları da videoda yer almaktadır.
- 00:20Peygamberimizin Dünyaya Gelişi Öncesi Dünya Durumu
- Peygamberimizin dünyaya gelmesi öncesinde yeryüzü manevi bir karanlık kaplamıştı ve beşerin zulüm ve vahşetinden mateme bürünmüştü.
- Yeryüzü tevhid inancından mahrumdu, küfür ve şirk fırtınası ruhları kasıp kavurmuştu.
- İnsanlar birbirini yiyen canavarlar gibi vahşi leşmiş, küfür, şirk, cehalet ve zulüm bataklığında boğulmaya yüz tutmuşlardı.
- 02:09Peygamberimizin Dünyaya Gelişi
- Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed Mustafa, cin ve inse ebedi saadetin yolunu gösterecek eşsiz insan olarak dünyaya geldi.
- Peygamberimizin dünyaya gelmesi tarihi: miladi 571 Nisan ayının 20'si, Fil vakasından 50-55 gece sonra, Rebiülevvel ayının 12. gecesi.
- Peygamberimizin dünyaya gelmesiyle alem elem ve matemini unutarak sürura gark oldu, karanlıklar anında nur'la yırtıldı.
- 04:01Peygamberimizin Doğumu ve İlk Anları
- Peygamberimizin annesi Hz. Aminenin doğum öncesi rüyasında bir zat ona "sen alemlerin hayrına hamilesin, doğurunca ismini Muhammed koy" dedi.
- Doğum sırasında bir beyaz kuş peydahlanıp yanına geldi, kanadıyla arkasını sıvadı ve korkudan eriyecek gibi olan Aminenin yanında bir nur denizi sardı.
- Doğum sonrası doğuda, batıda ve Kabe'nin üstünde bayraklar görüldü, bir akbulut ilim yavruyu kundakladı ve "doğuları ve batıları dolaştırın, deryaları gezdirin" dedi.
- 05:51Peygamberimizin Doğumuna Şahit Olanların Anıları
- Peygamberimizin dünyaya gelmesi sırasında yanında Abdurrahman bin Avf'ın annesi Şifa Hatun ve Osman bin Ebu'l-As'ın annesi Fatıma Hatun da vardı.
- Şifa Hatun, Peygamberimizin doğuşunda maşlık ile mağlup arası nurla dolduğunu ve Rum diyarının bazı saraylarını gördüğünü anlattı.
- Fatıma Hatun, doğuma sahne olan evin nurla dolduğunu ve gökteki yıldızların üzerlerine salkım salkım dökülecekmiş gibi sarktığını hatırladı.
- 07:16Peygamberimizin Özel Özellikleri
- Peygamberimizin bir başka hususiyeti, sünnetli ve dünyaya göbeği kesilmiş olarak gelmiş olmasıydı.
- Sırtında iki kürek kemiği arasında, tam kalbinin hizasında nebilik mührü (Hakim-i Nübüvvet) bulunuyordu.
- Bu mühür, Peygamberimizin beklenen son peygamber olduğunun bir alameti idi.
- 08:46Peygamberimizin Doğumuna Dair Diğer Olaylar
- Peygamberimiz dünyaya geldiği sırada Abdülmuttalib, Kabe civarında Kureyş'in ileri gelenleriyle sohbet ediyordu ve haber verildiğinde sevinerek torunun yanında buldu.
- Abdülmuttalib, Peygamberimizin doğumunun yedinci günü develer ve davarlar kestirerek Mekke halkına üç öğün ziyafet çekti.
- Peygamberimizin ismi Muhammed olarak verildiğinde, Abdülmuttalib "Allah'ın ve insanların onu ölmelerini istediğim için" cevabını verdi.
- 10:57Peygamberimizin Dünyaya Gelişi ve Önemi
- Kainatta en büyük hadise, Peygamberimizin dünyaya teşrifleri hadisesidir çünkü hilkat ağacının çekirdeği odur.
- Peygamberimizin gelişini takdir etmemiş olsaydı, kainatta, insanda olmayacaktı ve imtihan dünyasının kapısı da açılmayacaktı.
- Peygamberimizin risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşümul dur.
- 12:52Hz. Muhammed'in Doğumu ve Yahudi Alimlerinin Tepkisi
- Hz. Muhammed'in doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudi alimleri bu yıldızdan ahir zaman peygamberinin dünyaya geldiğini anlamışlardır.
- Hasan bin Sabit'in anlattığına göre, bir Yahudi "Ahmet'in yıldızı bu gece doğdu" diyerek Yahudilere haber vermiştir.
- İbni Sad'ın naklettiği rivayete göre, Mekke'de oturan bir Yahudi, Hz. Muhammed'in doğduğunu öğrenince "Bu ümmetin peygamberi bu gece doğdu" demiştir.
- 15:11Medain'deki Olaylar
- Hz. Muhammed'in doğduğu gecede Medain'deki Kisra sarayından ondört burç çatırdayarak yıkılmıştır.
- Kisra, bu olayı anlamak için dini reislerini toplantıya çağırmış ve doludizgin yaklaşan bir mektupta istihrabatta binlerce seneden beri ışıl ışıl yanan ateşlerin söndüğü haber verilmiştir.
- Toplantıda bulunan İran başkası Mübezan, gördüğü rüyayı anlatarak "Araplar tarafından çok önemli bir şeyler olacağına işaret olabilir" demiştir.
- 17:14Sasanilerin Yıkılışı ve Hz. Muhammed'in Doğumu
- Kisra, Fira valisi Numan bin Münzire'den alimlerden suallerime cevap verebilecek kudrette biri göndermesini istemiştir.
- Şam kahini Satih, kemiksiz, azasız bir vücut ve çok yaşlı bir kahindi, daima sırtüstü yatardı ve gaipten verdiği doğru haberler o zamanın insanları arasında meşhurdu.
- Satih, ölüm döşeğindeyken "İlahi vahyin okunması çoğalacak, asanın sahibi peygamber olarak gönderildi" diyerek Hz. Muhammed'in doğumu ve Sasanilerin yıkılışı hakkında bilgi vermiştir.
- 20:40Hz. Muhammed'in Doğumu Sonrası Olaylar
- İran devleti, altmışyedi yıl süren ondört hükümdarın idaresinden sonra Kadisiye'de Hatemül Enbiya'nın ordusu tarafından İslam topraklarına katılmıştır.
- Kabe'nin içini karanlık ve kirlerle boğan putların pek çoğu başaşağı yıkılmıştır.
- Mecusilerin kocaman ateş yığınları bir anda sonu vermiş, Save gölü bir anda kurumuş ve gök kubbeden salkım salkım yıldızlar dökülmüştür.
- 25:51Hz. Muhammed'in Süt Annesi
- Hz. Muhammed'in süt anneye verilmesi, efendisine kavuşan kainatın sevincinden adeta duracak gibiydi.
- Bahtiyar Amin, şerefli yavrusunu ancak bir hafta kadar emzire bildi.
- Bundan sonra Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe Hatun, kainatın efendisi'ne süt anne oldu ve onu günlerce emzirdi.
- 27:04Peygamberimizin Vefa Duygusu
- Peygamberimiz, kendisine süt annelik yapan Süveybe Hatun'u hayatı boyunca unutmadı ve sık sık ziyaret ederek ona ihsan, iltifat ve ikramda bulunurdu.
- Vefa, Peygamberimizin dünya yüzüne getirdiği güzel ahlakın temeliydi ve hayatında vefasızlığı ihsas eden en ufak bir davranışa rastlanılmazdı.
- Peygamberimiz Medine'ye hicretinden sonra Ebu Lehep'in Süveybe'yi kendiliğinden azad etmesine rağmen, Ebu Lehep'in putperestliği nedeniyle Allah'ın lanetine maruz kaldı ve Süveybe Hatun'un bir tırnağa kadar değer kazanamadı.
- 28:41Süveybe Hatun'un Ahiret Hikayesi
- Süveybe Hatun'un ölümünden sonra rüyada görüldüğü ve cehennemin şiddetli azabı içinde feryat ettiği anlatılmıştır.
- Ebu Lehep, Süveybe Hatun'u azad ettiği için cehennemde bir nebze lütfa mazhar olduğunu ve şehadet parmağını göstererek bunu kanıtlamıştır.
- Kainatın efendisi, sadece sevgili peygamberin zatına değil, zatına hizmet etmiş olanlara yapılan iyilikleri de Allah'ın lütfu ve kerem ile karşılıksız bırakmamıştır.
- 30:13Süt Annelik Adeti
- Mekke'nin havası sıcak ve sıkıntılıydı, çocukların köpek vücutlarına yaramazdı ve sıhhatli büyümelerini elverişli değildi.
- Çölde hava güzel, su tatlı ve temiz, hayat serbest, iklim müte değildi ve ayrıca çölde yaşayan bazı kabilelerin dilleri daha düzgün ve pürüzsüzdü.
- Kureyş eşrafı ve ileri gelenleri, çocuklarının daha sıhhatli ve gürbüz yetişmeleri ve düzgün Arapça öğrenip konuşabilmeleri için Mekke'nin dışında çölde yaşayan kabile kadınlarına ücretle emzirmek üzere çocuklarını teslim etmeyi bir adet haline getirmişlerdi.
- 31:31Sa'd Bin Bekr Kabilesi
- Mekke civarındaki kabileler arasında Sa'd bin Bekr kabilesi, şerefte, cömertlikte, mertlikte, tevazuda ve Arapçayı düzgün konuşmakta temayüz etmiş ve ün kazanmış bir kabileydi.
- Bu yüzden Kureyş ileri gelenleri daha çok Sa'd kabile kadınlarına çocuklarını teslim etmek isterlerdi.
- Peygamberimiz Süveybe Hatun tarafından emziriyordu ve o sırada Sa'd bin Bekr kabilesi yurduna şiddetli bir kuraklık hüküm sürüyordu.
- 32:41Halime'nin Mekke'ye Gelişi
- Sa'd bin Bekr kabilesi kadınları Mekke'ye emzirecek çocuk bulmak için kalabalık bir kafile halinde geldiler ve hiçbiri yetim oluşundan dolayı Peygamberimizi almaya yanaşmadı.
- Mekke'ye geç giren, iffeti, temizliği ve ahlakıyla tanınmış Halime, emzirmek üzere kimseyi bulamadı ve çaresiz dolaşıyordu.
- Halime, kainatın efendisi'nin dedesi Abdülmuttalib ile karşılaştı ve Abdülmuttalib ona Peygamberimizi emzirmesini teklif etti.
- 35:54Halime'nin Peygamberimizi Emzirmesi
- Halime ve kocası Halis, Peygamberimizi Abdülmuttalip'in yanına götürdüler ve Halime, Peygamberimizi yünden beyaz bir kumaşa sarılı, yeşil iplikten bir örtünün üstünde uyurken gördü.
- Halime, Peygamberimizi öptüğünde, Peygamber Efendimiz gözlerini açtı ve Halime'nin bu sesi tatlı bir tebessümle cevap verdi.
- Halime, Peygamberimizi kucağına aldı ve Peygamber Efendimiz emmeye başlar başlamaz, Halime'nin göğüsleri derhal sütle doldu.
- 38:34Halime'nin Yolculuğu
- Halime, Nur yetimi kucağından bir an bile indirmeye razı değildi ve Abdülmuttalip ile vedalaşarak Mekke'den ayrıldılar.
- Halime'nin merkebi, Peygamberimizi taşımanın şerefiyle coştu ve kafiledeki bütün hayvanları geçip geride bıraktı.
- Halime, arkadaşlarına merkebin aynı olduğunu ve kendisinin onu sürmediğini, kendi kendine böyle süratli gittiğini söyledi.
- 41:03Peygamber Efendimizin Sa'd Oğulları Yurduna Varışı
- Peygamber Efendimiz, Sad Oğulları yurduna vardı ve orada müthiş bir kıtlık ve kuraklık hakimdi.
- Peygamber Efendimizin ayak bastığı Halime'nin evinde hayvanlar tıka basa doyu veriyor, memeleri dolup taşıyordu.
- Beldenin diğer sakinleri kıtlık içinde kıvranırken, Halime'nin evinde hayvanlar zayıf değil, istenilen sütü veriyordu.
- 42:17Yayla Halkının Merakı
- Yayla halkı, Halime'nin evinde görülen bu durum karşısında meraklarından çatlayacak hale gelmişlerdi.
- Çobanlar, Halime'nin çobanın koyunlarını otlattığı yerin kendilerinin otlattığı yerden hiçbir farkı olmadığını söylüyorlardı.
- Halime, bu durumun Allah'ın sırlarından biri olduğunu ve Mekke'den dönüşlerinde başladığını açıkladı.
- 45:13Yağmur Duası
- Bir Cuma günü, kadınlı erkekli kabile halkı yağmur duasına çıkmaya çıktı, putlarına kurbanlar kestikten sonra duaya başladılar.
- Saatlerce dua ettikleri halde yere tek bir yağmur damlası düşmedi.
- Halime, Peygamber Efendimizi süt kardeşi Üneysi'nin yanında evde bırakmıştı.
- 46:06Peygamber Efendimizin Getirilmesi
- Rahip, dua ederken yaşlı bir kadın Halime'nin evinde bereketli ve hayırlı bir çocuk olduğunu söyledi.
- Rahip, Halime'yi arayıp Peygamber Efendimizin getirilmesini teklif etti ve Halime de bu fikri kabul etti.
- Peygamber Efendimiz evden çıkar çıkmaz, güneşin kavurucu sıcaklığından korumak için bir bulut onları gölgeledi.
- 49:00Yağmurun Gelmesi
- Rahip, Peygamber Efendimizin süt annesinin kucağından aldı ve kalabalığa seslendi.
- Herkes Allah'a yalvarırken, Peygamber Efendimizin nur saçan gözleri ümitle gökyüzüne dikildi.
- Peygamber Efendimizin başındaki bulut büyümeye başladı ve yerini bütün gökyüzünü kaplayan kocaman bir buluta terk etti.
- 50:35Yağmurun Etkileri
- Yağmur, Sa'd Oğulları yurduna latif, berrak ve tatlı damlaları inmeye başladı.
- Yağmura kavuşan halk, aylardır devam ettikleri duaların kabul edilmeyip o gün kabul edilişinin sırrını bilemediler.
- Rahmet vesilesi henüz bir bebekti ama hakikatte o, Allah'ın sevgili kulu, peygamberler peygamberi, iki cihanın güneşi Hz. Muhammed'di.
- 52:07Peygamber Efendimizin Büyümesi
- Yağmur, aralıklarla tam bir hafta devam etti ve toprak yağan yağmuru iliklerine kadar içerek doydu.
- Peygamber Efendimiz sekiz aylıkken konuşmaya başladı, dokuz aylıkken konuşması düzgün ve pürüzsüzdü.
- Onuncu ayında diğer çocuklarla ok atacak kadar kuvvetli ve gürbüz olmuştu, iki yaşına basınca sütten kesildi.
- 53:29Peygamber Efendimizin Süt Annesiyle Ayrılışı
- Peygamber Efendimiz, süt annesi Halime'nin gönlünü hüzün bulutu kaplamıştı çünkü ondan ayrılacaktı.
- Halime, Nur Muhammed'i Mekke'ye götürüp annesine teslim etmekten başka çaresi olmadığını biliyordu.
- Halime, Nur Muhammed'i biraz daha yanında bırakmalarını isteyerek yalvarınca, Aziz Anne Amin'e razı oldu ve bir müddet daha Peygamber Efendimiz'in yanında kaldı.
- 55:13Peygamber Efendimizin Sa'd Oğulları Yaylası'nda Hayatı
- Peygamber Efendimiz artık süt kardeşi Abdullah'la birlikte kuzuları gütmeye çıkıyordu ve kuzular onun tatlı tebessümlerini memeleriyle cevap veriyordu.
- Peygamber Efendimiz'in gözleri hep göklerdeydi, sanki bir el uzanacak ve onu ulvi alemlere atıp götürecekmiş gibi bekliyordu.
- Peygamber Efendimiz'in başı üzerinde çoğu zaman bir bulut geziyor ve onu güneşten koruyordu.
- 56:28Peygamber Efendimizin Göğsünün Yarılması
- Peygamber Efendimiz'in göğsünün yarılması, kuşluk güneşinin her tarafa pırıl pırıl hayat saçtığı güzel bir bahar günüydü.
- Peygamber Efendimiz, süt kardeşi Abdullah'la beraber evlerine yakın çayırlıkta kuzularına otlatırken, beyaz elbiseli iki kişi tarafından göğsünün yarılması ve kalbinin çıkarılması gerçekleşti.
- Peygamber Efendimiz, bu hadiseyi daha sonra sahabilerden bahsederken anlattı ve bu hadise ile mübarek kalbi ilahi bir nur ve Cenab-ı Hak tarafından genişletilmiş oluyordu.
- 1:00:40Kalbin Manası
- Kalp sadece çam kozalağı gibi bir et parçası olarak düşünülmemelidir, o bir latife-i rabbaniyedir.
- Latife-i rabbaniye, insanın maneviyatına yaptığı hizmet, cism-i sanevberinin cesede yaptığı hizmet gibidir.
- Maddi kalbin iman, ilim, hikmet, şefkat gibi maneviyatla yakın alakası vardır ve maddi temizliğinde manevi temizlikle münasebeti mevcuttur.
- 1:03:06Peygamber Efendimizin Annesine Getirilmesi
- Peygamber Efendimiz'in annesine getirilmesi, saadet güneşi ömrünün dört yılını geride bırakmış, oldukça gürbüz, leşmiş ve gelişmişti.
- Halime ve kocası, Peygamber Efendimiz'in başına bir iş gelmeden onu annesine teslim etmeye karar verdi.
- Halime ve kocası, Mekke'ye gece girdiler ve Peygamber Efendimiz'i bulup annesine teslim ettiler.
- 1:05:45Peygamber Efendimiz ve Süt Annesi Halime
- Süt anne Halime, saadet güneşini Mekke'de bırakıp yurduna döndü, fakat Peygamber Efendimiz onu hayatı boyunca unutmadı.
- Peygamber Efendimiz, Halime'yi her gördüğünde "anneciğim" diye saygı ve hürmetle çağırır, kendisine ihsan ve ikramda bulunurdu.
- Kıtlık ve kuraklık döneminde Halime, Mekke'ye gelip Peygamber Efendimiz ile görüşmek istedi ve Hz. Hatice, Halime'ye kırk koyun binmek ve yüklerini taşımak için bir de de verdi.
- 1:07:27Peygamber Efendimizin Süt Annesi Halime
- Peygamber Efendimiz, Sa'd oğulları yurdunda süt anne Halime'nin yanında geçen günlerinin hatıralarını ashabına anlatır ve kendisini "en halis arabam" olarak tanımlar.
- Peygamber Efendimiz, süt annesi Halime tarafından annesi Hz. Amin'e teslim edildiğinde dört yaşını bitirmiş, beş yaşına ayak basmıştı.
- Hz. Amin, kocası Abdullah'ın ayrılık acısı ızdıraptan bir yumak gibi kalbine oturmuş, bu ızdırabı hafifleten tek teselli kaynağı biricik oğlu Muhammed'ti.
- 1:08:49Peygamber Efendimizin Çocukluğu
- Peygamber Efendimiz, Mekke'deki mütevazi evin ışığıydı, bereketiydi, gülüydü, huzur ve sevinciydi.
- Küçük yaşta bile annesine yardım etmekten asla geri durmuyordu ve temizliğe dikkat edişine aziz annesi hayrandı.
- Sadece annesine karşı değil, tanıdıklarının hepsine karşı yardımsever ve hürmetkardı, arkadaşlarının yardımına koşmaktan zevk alırdı.
- 1:09:50Medine Ziyareti
- Kainatın efendisi altı yaşında iken, Hz. Amin'in içine Medine'yi ziyaret arzusu doğdu.
- Maksadı Abdülmuttalib'in annesi tarafından kendilerine dayı gelen Ab bin Neccar oğullarını görmek ve orada medfun bulunan kocasının kabrini ziyaret etmekti.
- Mekke'den biricik oğlu ve dadısı Ümmü Eymen ile birlikte hareket eden Hz. Amin, Medine'ye vardıklarında Peygamber Efendimiz'in dayısı oğullarından Nabiga'nın evine indiler.
- 1:10:52Peygamber Efendimizin Yetimliğin Acısını Duyması
- Hz. Amin, bu evin avlusunda bulunan aziz kocasının kabrinin başında gözyaşları içinde yıkılıverdi ve gözyaşları Abdullah'ın kabrinin toprağını bol bol suladı.
- Peygamber Efendimiz de ilk defa ruhunda yetimliğin acısını bu manzara karşısında duydu ve muhterem pederinin kabrine damla damla gözyaşı sattı.
- Bu damlalar Hz. Abdullah'a bir gül demeti yerine takdim ediliyordu.
- 1:11:33Yahudilerin Peygamber Efendimizi Tanıması
- Peygamberimizin Yahudi alemlerin dikkatini çekmesi ve Medine'de geçirdikleri tatlı günlerin birinde, dadısı Ümmü Eymen'le kaldıkları evin kapısı önünde otururken, ruhani kıyafetinde iki Yahudi dikkatlerini onun üzerine diktiler.
- Yahudiler, Ümmü Eymen'e yaklaşarak "Bu çocuğun adı nedir?" diye sordular ve Ümmü Eymen, onların davranışlarından ve konuşmalarından pek korkulacak kimseler olmadığı kanaatine varınca, onun adının Ahmet olduğunu söyledi.
- On iki Yahudi bu cevap üzerine aradıklarını bulmuş gibi birbirlerine tebessümle bakıştılar ve Peygamber Efendimizi görür görmez yerlere kadar eğildiler.
- 1:13:37Yahudilerin Peygamber Efendimizi Tepeden Tırnağa Süzmesi
- Yahudiler, Peygamber Efendimizi tepeden tırnağa süzdüler ve sırtını açtılar baktılar.
- Birinin diğerine "Bu işte bu çocuk, bu ümmetin peygamberidir" dediğini Ümmü Eymen duydu.
- Yahudiler, "Bu şehirde onun hicret edeceği yerdir, bu memlekette çok şiddetli savaşlar, hicretler ve büyük işler olacaktır" diyerek uzaklaşıp gittiler.
- 1:14:40Hz. Amin'in Vefatı
- Hz. Amin, kainatın efendisi oğluyla Medine'de bir ay kaldıktan sonra Mekke'ye dönmeye karar verdi ve akrabalarıyla vedalaşarak şehirden ayrıldılar.
- Çöl seccadesinde üç yolcu olan Hz. Amin, şanlı evladı ve Ümmü Eymen'in ruhlarında ayrılık ve hasret rüzgarı dalga dalga duruyordu.
- Henüz yolu yarılamışlardı ki, Hz. Amin aniden rahatsızlandı ve Ebva köyü yakınlarında bir ağacın gölgesinde konaklamaktan başka ellerinde çare yoktu.
- 1:16:16Hz. Amin'in Son Anları
- Hz. Amin hastalığın şiddeti içinde ter döküyor, sevgili Peygamberimiz onu kaybedeceği ve annesiz kalacağı endişesi içinde gözyaşı akıtıyordu.
- Peygamberimiz kendini toparlayarak "Nasılsın anneciğim?" diye sordu, ancak Hz. Amin biricik yavrusunun üzülmesini istemiyordu ve "İyiyim canım oğlum, bir şeyim yok" diye cevap verdi.
- Hz. Amin suyu içti, su kabı ile birlikte ciğer paresinin yumuşacık ellerini tuttu, gözlerini açtı ve Peygamber Efendimiz'in nur saçan simasına doya doya baktı.
- 1:17:42Hz. Amin'in Ayrılık Hasreti
- Kainatın efendisi bir ara annesini biraz doğrultup başını kucağına aldı ve gözlerinden akan mübarek yaşlar annesinin omuzlarına nisan yağmuru gibi düşüyordu.
- Hz. Amin'in ruh ve kalbinde feryatlar kopuyor, fırtınalar esiyordu; kocasını kaybediş ızdırabına şimdi de oğluyla adı vedalaşma hasretini mi ekleyecekti?
- Bu dayanılmaz bir ızdırap, çekilmez bir dertti ve kendisini yakalayan hastalıktan daha çok bu ayrılık onu yakıp kavuruyordu.
- 1:18:32Hz. Aminenin Vefatı
- Hz. Aminenin vefatından önce, Hz. Muhammed'e peygamberlik ve İbrahim'in dinini tamamlamak için gönderileceğini bildiren sözler söyledi.
- Hz. Aminenin vefat tarihi 576. yıl, Mekke ile Medine arasında bulunan Ebva köyünde gerçekleşti.
- Hz. Muhammed ve Ümmü Eymen, Hz. Aminenin vefatından sonra derin üzüntü içinde kaldılar.
- 1:21:48Hz. Muhammed'in Yetimliği
- Annesiz kalan Hz. Muhammed'i Mekke'ye götürmek vazifesi dadısı Ümmü Eymen'e düştü.
- Ümmü Eymen, Hz. Muhammed'i öz evladı gibi bağrına bastı ve teselliye çalıştı.
- Hz. Muhammed, Ümmü Eymen'i "anne" diye çağırdı ve her gördüğünde "annemden sonra annem" diyerek iltifatta bulundu.
- 1:23:38Hz. Muhammed'in Peygamberliğine Yetişemeyen Anne ve Babası
- Bediüzzaman Said Nursi, Hz. Muhammed'in anne ve babasının peygamberliğine yetişememesinin sebebini açıklamıştır.
- Hz. Muhammed'in anne ve babası, Allah'ın keremiyle ve Hz. Muhammed'in ferzanı için minnet altında bulundurulmuştur.
- Hz. Muhammed'in anne ve babası, ümmetin meziyetini, faziletini ve saadetini onlara ihsan etmiştir.
- 1:25:22Hz. Muhammed'in Anne ve Babasının İmanları
- İslam alimleri, Hz. İbrahim'den gelen ve Hz. Muhammed'i netice veren nurani silsilenin fertlerinin hiçbiri hak dinin nuruna lakayt kalmamışlardır.
- Hz. Muhammed'in anne ve babası, peygamberlik vazifesi verilmeden çok evvel vefat etmişlerdir ve fetret devrinde vefat edenlere azap yoktur.
- Hz. Muhammed'in anne ve babası, şirk ehli olmadıkları için ahirette necat ehlidirler ve azap görmeyeceklerdir.
- 1:29:39Peygamberimizin Dedesi Abdülmuttalib
- Peygamberimiz, altı yaşındayken annesini kaybeden ve yaşlı dedesi Abdülmuttalib'in himayesine alındı.
- Abdülmuttalib, Kureyş'in reisi olup uzun boyu, büyükçe başı, parlak yüzü, tatlı sözü, utangaçlığı, nezaket ve üstün ahlakıyla öne çıkan bir kişiliğe sahipti.
- Sabırlı, akıllı, anlayışlı, mert ve cömert olan Abdülmuttalib, yoksul insanların karınlarını doyurmaktan büyük zevk alırdı ve bu cömertliğini hayvanlardan bile esirgemezdi.
- 1:30:37Abdülmuttalib'in İnançları ve Davranışları
- Cahiliye karanlıkları arasında aydınlık yoldan ayrılmayan Abdülmuttalib, Allah'a bağlıydı, ahirete inanırdı ve verdiği sözü ne pahasına olursa olsun mutlaka yerine getirirdi.
- Cahiliye devrinin çirkin adetlerinden uzak durduğu gibi, başkalarını da bunları yapmaktan men ederdi; kız çocuklarını diri diri görmekten halkı sakındırır, şaraptan ve zinadan kaçınırdı.
- Mekke'de zulme, haksızlığa meydan vermemeye çalışırdı, misafir ağırlamaktan haz duyardı ve akrabalarıyla yakından ilgilenirdi.
- 1:31:44Abdülmuttalib'in İbadet Hayatı ve Peygamberimizle İlişkisi
- Ramazan ayı girince Hira mağarasında inzivaya çekilip ibadetle meşgul olurdu ve bunu ilk defa adet edinen de kendisiydi.
- Yaşlı dede, çocuk sevgisi ve torun sevgisi biliyordu; özellikle torunu kainatın efendisi gibi pırıl pırıl bir çocuk olunca sevgisinin sözü olurdu.
- Peygamberimiz bu yaşında bile kamil bir insanın hareket ve davranışlarından farksızdı; gittiği her yerde bu fevkalade durumu herkes tarafından derhal fark ediliyordu.
- 1:32:54Abdülmuttalib'in Peygamberimize Gösterdiği Sevgi
- Peygamberimiz, dedesine karşı hürmetinde asla kusur etmiyordu; Kabe duvarının gölgesinde hemen hemen her zaman Abdülmuttalib için bir minder serili bulunurdu.
- Abdülmuttalib, çocuklarından hiçbirini almazken, peygamberimizi kucaklayarak yan tarafına minderin üstüne otururdu ve "İleride onun namı ve şanı büyük olacaktır" derdi.
- Yaşlı dede, nur yüzlü torununu sofrada yanı başına, bazen de dizine oturtur, yemeğin en iyisini ona yedirir ve o gelmeden yemeye başlamaya müsaade etmezdi.
- 1:34:14Peygamberimizin Kaybolması ve Abdülmuttalib'in Dua Etmesi
- Peygamberimiz kaybolan devesini aramaya gönderildiğinde, biraz gecikince kayboldu endişesiyle Abdülmuttalib büyük bir telaşa kapıldı.
- Üzüntüsü yüzünden okunuyordu ve Kabe'ye vurarak ellerini yüce mevla'ya açtı: "Allah'ım, Muhammed'i bana geri lütfet."
- Az sonra peygamber efendimiz deve ile birlikte çıkageldi; dedesi kendisini sevinçle kucakladı ve "Biricik yavrum, senin için o kadar üzüldüm, o kadar feryat ettim ki, artık bundan sonra senin yanından asla ayırmayacağım ve yalnız başına bir yere göndermeyeceğim" dedi.
- 1:35:08Abdülmuttalib'in Yemen'e Yolculuğu
- Peygamber efendimizi candan seven Abdülmuttalib, hayatımda sadece bir defa kısa bir süre için ondan uzak kaldı.
- Yemen hükümdarı Seyf bin Zi Gezen babasının ülkesini Habeşlilerden geri almış ve San Anın Kumdan şehrinde tahta oturmuştu.
- Arabistan'ın dört bir tarafından aşiret ve kabile reisleri onu tebrike geliyorlardı; Mekke'yi temsilen de Abdülmuttalib'in başkanlığında bir heyetin Kumdan'a gitmesi gerekiyordu.
- 1:35:49Kumdan'daki Karşılaşma
- Uzun bir yolculuktan sonra Kumdan'a varan Kureyş heyetini Seyf bin Zi Gezen kabul etti.
- Abdülmuttalib, hükümdardan izin alarak kendisinin üstün meziyetlerinden, babanın hayırlı bir hükümdar olduğundan bahsetti ve "Biz Allah'ın dokunulmaz kıldığı memleketin halkı Beytullah'ın hizmetkarıyız" dedi.
- Seyf, Abdülmuttalib'in kız kardeşinin oğlu olduğunu öğrenince daha yakın alaka gösterdi, yanına yaklaşmasını istedi ve bir ay boyunca sarayında ağırladı.
- 1:37:24Seyf'in Peygamberimizin Sıfatlarını Anlatması
- Sarayda günleri hep sohbetle geçiyordu; mukaddes kitaplardan gelecek peygamberin sıfatını öğrenmiş bulunan Seyf, bu sohbetlerde bazı ipuçları yakalıyordu.
- Bir gün hiç kimsenin farkına varamayacağı bir sırada Abdülmuttalib'i gizlice yanına çağırdı ve "Ben sana bir sır emanet edeceğim" dedi.
- Seyf, başkalarından gizledikleri bir kitapta bulduğu büyük ve mühim bir haberi anlattı: "O sizin taraflarda Tihame bölgesinde doğacaktır, iki küreği arasında bir ben vardır, babası ve annesi ölünce onu dedesi ve amcası sırayla himayeleri altına alacaktır."
- 1:38:29Seyf'in Peygamberimizin Sıfatlarını Tamamlaması
- Seyf, "O, dostlarını ve yardımcılarını ağırlayacak, düşmanlarını zillete uğratacaktır, en şerefli yerleri fethedecek, kıyamet gününe kadar insanlara rehber ve önder olacaktır" dedi.
- "Batıl dinleri ortadan kaldıracak, putperestliği yok edecek, Rahman olan Allah'a ibadet edecektir, onun sözü müşkilleri halledecek, işi ise basiret ve adalet üzere olacaktır" dedi.
- "Daima iyiliği buyuracak, iyilik yapacak ve insanları kötülükten sakındıracaktır" dedi.
- 1:39:14Abdülmuttalib'in Peygamberimizin Sıfatlarını Tanımlaması
- Merak ve heyecana kapılan Abdülmuttalib, hükümdarın biraz daha açıklama yapmasını ve sırrını biraz daha açmasını istiyordu.
- Hükümdar diğer alamet ve işaretleri saydıktan sonra, "Ey Abdülmuttalib, bütün bu işaretlere bakılırsa bu çocuğun dedesi sen olmalısın" dedi.
- Bu sözleri duyan Abdülmuttalib, sevincinden derhal secdeye kapandı ve "Benim Abdullah adında üzerine titrediğim, çok sevdiğim bir oğlum vardı. Onu kalbimizin eşrafından Veh bin Abdimenaf'ın kızı Amin'e ile evlendirmiş. Bir çocuk dünyaya geldi. Onun iki küreği arasında bir ben vardır, sayılan alametlerin hepsini de üzerinde taşıyor. Babası ve annesi de vefat etmişlerdir. Kendisi şimdi benim himayemdedir" dedi.
- 1:40:30Seyf bin Zi Gezen'in Peygamberimizin Nübüvvetini Haber Verisi
- Seyf bin Zi Gezen, Peygamberimiz'in nübüvvetini haber vererek, onun düşmanlarına imkan tanıyacağını ve Hicret yeri olarak Yesrib'te çok yardım göreceğini söyledi.
- Seyf bin Zi Gezen, peygamberimiz hakkında dedesinden başka bilgi alamadan, konuşmaların üzerinden bir sene bile geçmeden hayata gözlerini yumdu.
- Kureyş heyeti Mekke'ye uğradığında, Seyf bin Zi Gezen'in Abdülmuttalib'e daha fazla ikram ve ihsan edildiğini sorduklarında, Abdülmuttalib sadece "bunun elbette bir sebebi vardır" demekle iktifa etti.
- 1:42:20Kuraklık ve Dua
- Peygamberimiz henüz dedesi Abdülmuttalib'in himayesinde bulunuyordu ve kuraklık yüzünden Mekke ve etrafı kıtlık içindeydi.
- Abdülmuttalib, torunu Peygamberimiz'i yanına alarak oğlu Ebu Talip ile birlikte Ebu Kubeys dağa çıktı ve Allah'a bereketli bir yağmur için dua etti.
- Dua kabul oldu, yağmur damlalarıyla halkın ve Kureyş eşrafının sevinç gözyaşları birbirine karıştı ve Abdülmuttalib'in torununa karşı içten sevgisi ve bağlılığı arttı.
- 1:43:41Abdülmuttalib'in Vefatı ve Peygamberimizin Hamisi
- Yaşlı Abdülmuttalib aniden rahatsızlandı ve vefat etmek üzere olduğunu anladı.
- Peygamberimizi teslim edecek emin bir kişi seçmek için oğullarını çağırdı ve Ebu Talip'i tercih etti.
- Peygamberimiz, dedesinin sorusuna haliyle cevap vererek amcası Ebu Talib'in boynuna sarıldı ve onun himayesini kabul etti.
- 1:46:27Abdülmuttalib'in Vefatı ve Peygamberimizin Duyguları
- Abdülmuttalib, torununun neşesine doyamadan 80 yaşını aşkın bir ihtiyar olarak vefat etti.
- Kureyşliler, sevdikleri Abdülmuttalib'in ölümü dolayısıyla günlerce yas tuttular ve cenazesini el üstünde dolaştırdılar.
- Peygamberimiz dedesini kaybetmekten derin üzüntü duydu, çünkü bu kaybediş baba ve annesinin de ebedi aleme göçünü hatırlatıyordu.
- 1:48:15Hz. Muhammed'in Amcası Ebu Talip
- Hz. Muhammed sekiz yaşında dedesi tarafından koruyucu olarak tayin edilen amcası Ebu Talib'in himayesindeydi.
- Ebu Talip son derece merhametli bir insandı ancak oldukça fakirdi ve ailesi kalabalık olduğu için maişet cihetiyle büyük sıkıntı içinde bulunuyordu.
- Ebu Talip dürüstlüğü ve doğru yaşayışıyla Kureyşliler tarafından sevilir, sayılır ve hürmet görürdü.
- 1:49:42Ebu Talip'in Vazifeleri ve Hz. Muhammed'e Bakışı
- Ebu Talip kardeşi Zübeyir'den kendisine geçen kabe perdedarlığı (rifade) ve hacılara su içirme hizmeti (sikaye) vazifelerini yürütüyordu.
- Ebu Talip, Hz. Muhammed'e öz baba gibi yetişmesinde son derece dikkat ediyordu ve onu asla yanından ayırmak istemezdi.
- Ebu Talip evinde onsuz sofraya oturmazdı çünkü onun bulunduğu sofrada herkes doyarak kalkar ve yemek yine de artardı.
- 1:51:11Hz. Muhammed'in Çocukluğu
- Hz. Muhammed ta o zamandan beri az yiyordu ve sofrada son derece ciddi ve nimetlere hürmetkar bir tavır içinde bulunurdu.
- Dadısı Ümmü Eymen, Hz. Muhammed'in çocukluğunda ne açlıktan ne de susuzluktan şikayet ettiğini görmediğini belirtmiştir.
- Hz. Muhammed sabahları pırıl pırıl parlayan temiz bir yüz, taranmış tertemiz saçlarıyla gündüz alemine sevgi, neşe ve hayat dolu nur gözlerini açardı.
- 1:52:22Kuraklık ve Yağmur Duası
- Mekke ve havalisi şiddetli bir kuraklık ve kıtlık yaşıyordu, yağmurun damlası yoktu ve yerler kupkuru ve toprak susuzluktan şerha şerhaydı.
- Kureyşliler Ebu Talib'e başvurarak yağmur duasına çıkmasını istediler ve Ebu Talip yanına yeğeni Hz. Muhammed'i de aldı.
- Ebu Talip ve Hz. Muhammed Kabe'ye vardı, Ebu Talip sırtını kutsi mabed'e dayadı ve ellerini kainatın sultanına açtı, Hz. Muhammed ise Kabe'nin örtüsüne yapışmış, bir parmağını göğe doğru kaldırmıştı.
- 1:53:26Hz. Muhammed'in Vazifelendirilmesi
- Az sonra Rahman-ı Rahim'in rahmet deryası coştu ve yağmur bardaktan boşanırcasına Mekke ve halkının üzerine döküldü.
- Hz. Muhammed, insanlığa maddi-manevi rahmet ve bereket getirmek, insanlığı ve dünyayı mesut ve mamur etmek üzere vazifelendirilmiş.
- Hz. Muhammed, daha çocukluğundan itibaren de bu ulvi ve büyük vazifenin sahibi bulunduğunun izlerini üzerinde taşıyordu.
- 1:54:06Ebu Talip'in Hanımı Fatıma Hatun
- Ebu Talip'in hanımı Fatıma Hatun da peygamber efendimize olan sevgisi ve şefkati sonsuzdu, onu öz evladı gibi seviyor ve bakımına son derece dikkat ediyordu.
- Fatıma Hatun, Hz. Muhammed'i yedirip doyurmadan çocuklarına bakmıyor ve onlarla ilgilenmiyordu.
- Hz. Muhammed, Fatıma Hatun'a sevgi ve saygısında hiçbir zaman kusur etmiyordu ve onun vefat ettiğinde "bugün annem öldü" diyerek ona karşı olan sevgisini ifade etmişti.
- 1:56:00Hz. Muhammed'in Koyun Gütmesi
- Hz. Muhammed'in ömrü saadetlerinin on yılı içerisinde bulunuyorlardı ve bu sırada himayesinde bulunduğu amcası Ebu Talib'in koyun ve keçilerini gütmek istediğini söyledi.
- Amcası önce buna razı olmadı ancak Hz. Muhammed'in şiddetli arzu ve ısrarı karşısında kabul etti, fakat zevcesi Fatıma Hatun bu isteğe şiddetle karşı koydu.
- Hz. Muhammed sabahları koyun ve keçileri alarak vadilerde ve tepelerde dolaştırıp otlatmaya başladı, böylece hem geçim sıkıntısı içinde bulunan amcasına yardım etmiş, hem de yalnız başına yerleri ve gökleri derin derin tefekkür edebilme imkanı elde etmiş oluyordu.
- 1:57:13Koyun Gütme Vazifesinin Önemi
- Hz. Muhammed kırda Cenab-ı Hakk'ın her an tazelendiği yer ve gök sahifelerindeki ulvi manzaraları seyrediyor ve adeta ruhu onlardan eşsiz bir zevk ve derin bir feyiz alıyordu.
- Bu vazife onu aynı zamanda tefessüh etmiş cemiyetin yalan ve hile ile, dolandırıcılık ve riya ile bulaşmış hayatlarından uzak kalma imkanına da kavuşturuyordu.
- Hz. Muhammed, nübüvvet vazifesi verildikten sonra sahabeleriyle bir gün kıra çıkmışlardı ve misvak ağacının yemişini toplarken sahabelerine "siz bu yabani yemişlerin karalarını tercih ediniz çünkü onun siyahı en lezzetlisidir" buyurdu.
- 1:58:35Hz. Muhammed'in Koyun Gütme Deneyiminin Mirası
- Hz. Muhammed, "hiçbir peygamber yoktur ki koyun gütmemiş olsun" cevabını verdi ve bu musa peygamber gönderildi, koyun giderdi, davut peygamber gönderildi, koyun giderdi, ben de peygamber gönderildim, ben de kendi ailemin koyunlarını cihatta giderdim de" dedi.
- Kur'an'da en yüksek ahlakın sahibi olarak tavsif edilen Hz. Muhammed'in henüz on yaşlarındaki gayret ve himmeti dahi boş oturmayı hoş görmemiş ve başkasına yük olmayı uygun bulmamıştır.
- Hz. Muhammed'in "hepiniz çobansınız, idareniz altında bulunanlardan mesulsünüz" sözlerinde bir senelik koyun gütme tecrübesinin eserini bulmak mümkündür.
- 1:59:57Hz. Muhammed'in Kötülükten Uzak Kalması
- Hz. Muhammed, "ben cahiliye devri insanlarının işledikleri bir şeyi iki defa yapmaya teşebbüs ettimse de Allah beni o işten alıkoydu" demiştir.
- Bir gece Kureyş'ten bir gençle Mekke'nin yukarı taraflarında kendi koyunlarını ot atarken, arkadaşına koyunlarıma bakarsan, ben de diğer arkadaşlarım gibi Mekke'ye giderek gece eğlencelerine katılmak istiyorum teklifinde bulundu.
- Arkadaşının yanına döndüğünde "hiçbir şey yapmadım" dedi ve başından geçen olduğu gibi anlattı, bir başka gece yine aynı şekilde rica etti.