Buradasın
Hayat Mektebi: İkbal Gürpınar ile Dini ve Kişisel Gelişim Röportajı
youtube.com/watch?v=9mgGWEmgwVAYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Hayat Mektebi" adlı televizyon programında sunucu ile İkbal Gürpınar arasında geçen bir röportaj. İkbal Gürpınar, toplumda tanınan, dini yolculuk yapan ve gübre üretimi alanında faaliyet gösteren bir kişidir.
- Programda İkbal Gürpınar'ın dini yolculuğu, umre ve hac deneyimleri, başörtüsü takma süreci ve Allah'a teslimiyet anlayışı ele alınmaktadır. Ayrıca, Akçakoca'da yaptığı yardım programları, Niğde'de susuz yaşayan bir kadına yardım etme hikayesi ve Türkiye'deki toprak sorunları hakkında bilgiler paylaşılmaktadır.
- Röportajda şükür, teslimiyet, Allah'a emanet etme ve İslam'da kadınların durumu gibi konular çeşitli hikayeler ve örneklerle anlatılmaktadır. İkbal Gürpınar'ın dokuzuncu kitabının adı "Kadınsın Korkma Hanım" olduğu ve Hz. Ömer ile Hz. Ali'nin sözlerini paylaştığı da belirtilmektedir.
- Programın Tanıtımı
- Program, Allah'ın her birimizin zihnini, kabiliyetini ve kapasitesini en üst düzeye çıkaracak şekilde yaratmış olduğunu vurguluyor.
- Program, güzel, iyi ve faydalı yaşanmışlıkları derleyerek insanın daha iyi insan olmasına ve yönünü Allah'a dönmesine katkıda bulunuyor.
- Bugün programda İkbal Gürpınar Hanefendi, toplumu yakından tanıyan ve dinleyenlerin namaza, tevhide ve tesettüre başlamasına vesile olan bir konuk olarak yer alıyor.
- 02:39İkbal Gürpınar'ın Hayatındaki Örnekler
- İkbal Gürpınar'ın ilk aklına gelen örnek, rahmetli anneannesinin (Hanım Hatun) hikayesi.
- Anneannesi, dedesinin felçli eşi olan Türkiye'nin ilk kadın öğretmenlerinden birine beş sene bakmış ve onun eşini seçmiş.
- Anneannesi, fakirleri doyurmaya çalışan, yeğenlerine işler ayarlayan, okuma yazması olmayan ama her hafta üç ihlas ve bir fatiha ile her satırını hatim indiren bir hanımefendiydi.
- 04:26Aile Din Kültürü ve İbadet
- İkbal Gürpınar'ın babası Kırıkkale müftüsüydü ve evlerinde sürekli Kur'an okunur, akrabalar arasında kelime-i tevhidler çekilirdi.
- İkbal Gürpınar, altı-yedi yaşlarında yetmiş bin kelime-i tevhid hazır olabildiğini ve bunun için büyük gurur duyduğunu anlatıyor.
- Babasının ibadetleri zorla yaptırdığı için bir dönem namaz kılmadığını, ancak Muhittin Ergüneş Beyefendi'nin vesilesiyle tekrar namaza başladığını belirtiyor.
- 05:34Trafik Kazası ve İbadet
- İkbal Gürpınar, büyük bir trafik kazası atlattığını ve midemde kanama geçirdiğini, oruç tutamadığını anlatıyor.
- Otobüse binince dua ederek orucu tutmayı başardığını ve bir kek yediğini, niyetlendiğini ve uyuduğunu söylüyor.
- Gözünü açtığında otobüste cesetle dolu olduğunu ve belki de niyetlendiği için Allah'ın kendisine bir süre verdiğini düşündüğünü belirtiyor.
- 06:43Umre'de Yaşananlar
- Konuşmacı, umrede gözü görmeyen, bastonla tavaf eden ve gözyaşı döken insanların yaşadığı zorlukları anlatıyor.
- Yaşlı bir amcanın terliğinin sırtına bağlayarak yanyak yürüdüğü ve sıcakta zor görerek tavaf ettiği bir anısını paylaşıyor.
- Bir hacda minicik çocuğunu sırtına almış, başını örtmüş ve eşiyle birlikte tavaf yapan bir Türk'ü gördüğünü ve ona teşekkür ettiğini anlatıyor.
- 08:23Hacca Gitme Deneyimleri
- Konuşmacı, Afrika'da bir akrabasının iri yarı adamların ayak parmağına bastığı ve kangren olup bacağını kaybetmek zorunda kaldığı hikayesini anlatıyor.
- 2006'da hacca gittiğinde, Hacer-ül Esved'i öpmek için bir kabile tarafından engellenen bir Türk grubunun yaşadığı olayı paylaşıyor.
- Kabile liderinin, Türkiye'de 1000 senedir Müslümanlık varken, onların ülkesinde 23 sene önce İslam geldiğini ve 3 sene önce bile yemek yediklerini söyleyerek anlayışlı olmalarını istediğini anlatıyor.
- 10:29Kabe'de Yaşanan Bir Deneyim
- Konuşmacı, 2000-2001 yıllarında umrede Kabe'de tavaf namazı kılarken, "Başını açmamalısın" diyen bir ses duyduğunu anlatıyor.
- İki kez aynı sesi duyunca titrediğini ve hemen otele koştuğunu, babasına anlattığını söylüyor.
- İlkokul 3'te başını kapattığını, ilk eşi 18 yaşında başını açtırdığını ve içinden kapanmaya dair bir hevesi olmadığını belirtiyor.
- 12:12Başörtüsü ve Kişisel Değişim
- Konuşmacı, Mustafa Çelik'i arayıp başını örttüğünde işten atılıp atılmayacağını sorduğunu ve "Açsanız da başımızın tacısınız, kapatsanız da başımızın tacısınız" cevabını aldığını anlatıyor.
- Saç boyası firmasıyla anlaştığı için başını örttüğünü, sonra Efe'nin başörtüsünü açmaması üzerine kurtuluş olmadığını anladığını söylüyor.
- Başörtüsünü takmaya başladığında, ruj ve oje sürmeyi bıraktığını, göz her şeye alıştığını ve artık kalıplara sokulmaya çalışmadığını belirtiyor.
- 14:05Halkla Karşılaşmalar
- Konuşmacı, Akçakoca'da doğururken felç olmuş bir hatunun mektubunu okuduğunu ve onun yanında kocasının hiç isyan etmediğini anlatıyor.
- Kas hastalığından beş çocuğunu kaybetmiş, altı çocuğu ölüm döşeğinde, yedi çocuğu yatalak, sekiz çocuğu dili yavaş dönmeye başlamış bir anne ile karşılaştığını söylüyor.
- Bu anne, çocuklarının Allah'ın emanetçisi olduğunu, onların günahsız gittiğini ve bunun için üzülmediğini belirtiyor.
- 16:59Şükreden Hayat
- Konuşmacı, Niğde'de kaldığı otelde sıcak su olmadığı için otel sahibine kötü laflar ettiğini anlatıyor.
- Bir gün, 33-36 yaşlarındaki iki çocuğun evinde su olmadığını ve 26 sene boyunca bakraçla su getirdiklerini öğreniyor.
- Bu deneyimden sonra Allah'a tövbe ediyor ve ne kadar şükretmek gereken şey olduğunu fark ediyor.
- 18:45Hayata Dokunuşlar
- Konuşmacı, bu deneyimden sonra hayata dokunuşlar yaparak kadına su ve çamaşır makinesi veriyor.
- Bir beyaz eşyacıya gidip çamaşır makinesi istediklerinde, adamın ablası hasta olduğu için tanımadıkları kadına vermek istemediğini öğreniyor.
- Konuşmacı, Allah'ın rızkı verdiğini ve o kişinin sevap kazanmasını istemediğini düşünüyor.
- 21:27Verme ve Almanın Anlamı
- Konuşmacı, dinlerinde "veren el alan elden üstündür" denildiğini, ancak bunu sadece maddi olarak değil, sevmenin kendisi olarak anlamamız gerektiğini belirtiyor.
- Sahip olduğunu verdiğin zaman verebilmenin kendisi anlamlı olduğunu, ne kadar verdiğin değil, verebildiğin önemli olduğunu vurguluyor.
- Verdikçe kapalı kapıların açıldığını ve tıkalı damarların açıldığını, Allah'ın nereden nereye yollar bulduğunu anlatıyor.
- 22:19Sadaka ve Zekat
- Konuşmacı, sık sık sadaka vermeyi niyet tutarak önemsiyor ve programına başlamadan önce sadaka verdiğini belirtiyor.
- Zekatını bekletmeden verdiğini, yaşayacağının garantisi olmadığını ve bugün kazandığı paranın yüzde onunu verdiğini söylüyor.
- Zekat verirken ne kadar parası olduğunu saymadığını ve yarın ölse verememiş olacağını düşünerek verdiğini ifade ediyor.
- 23:07Teslimiyet ve Allah'ın Varlığı
- Konuşmacı, Gazi Murat Caner adlı bir kişinin 24 sene önce gazi olduğunu ve vücudunun çok az kısmını kullanabildiğini anlatıyor.
- Murat'ın eşi Fatoş'un, Medine'de Murat'ı nasıl koruduğunu ve Allah'ın imkansız görünen şeyleri aşabileceğini gösteriyor.
- "Küllü men aleyha fan" ayetini okuyarak her şeyin geçicisi olduğunu, dert, para, güzellik, hastalık ve ölümün de geçici olduğunu vurguluyor.
- 25:20Allah'a Emanet Etme
- Konuşmacı, bir kadının dini tanımadan evlendiğini, sonra İslam'la tanıştığını ve tesettüre girdiğini anlatıyor.
- Kadının eşi, onun dinden olmasını istemediğini, tesettürünü açmasını ve çocuklarını vermeyeceğini söylediğini belirtiyor.
- Kadının Allah'a emanet ettiği çocukları Müslüman olduğunu ve tekrar bir araya geldiklerini, Allah'a teslim olduğumuzda pişman olan bir kulun olmadığını vurguluyor.
- 26:35Umre Yolculuğu Hikayesi
- Konuşmacı, umre yolculuğu sırasında yaşadığı bir hikayeyi anlatıyor: Bir kadın, kocası tarafından umreye gitmesine izin verilmese de, kanser olunca doktorun tavsiyesiyle kocasıyla birlikte Kabe'ye gidiyor.
- Kadın, Kabe'ye bakarak Allah'a kocasının başını örtmesini engelleyecek bir sebep vermesini diliyor ve kocası, yataktan kalktığında sadece derisiyle kaplı bir kafa gösteriyor.
- Konuşmacı, bu hikayeyi kendisinin yaşadığını belirtiyor.
- 28:00Kur'an Okuma Mucizesi
- Fatiha'yı bile Arapça okuyamayan Emine Hanım, annesinin vefatından sonra Yasin'i okuyamadığını düşünerek üzülüyor.
- Definin gecesinde rüyasında Kur'an-ı Kerim okuduğunu görüyor ve bu mucizevi olayı test etmek için komşularına gidip Kur'an arıyor.
- Sonunda tozlu bir Kur'an buluyor ve açıyor ki şakır şakır Kur'an'ı okuyor, adı Mine iken Emine oluyor.
- 29:32Çekim Gücü ve Mıknatıs Etkisi
- Konuşmacı, çekim gücünün insanları etkilediğini ve herkesin kendisine benzeyeni çekecek bir mıknatıs olduğunu belirtiyor.
- Bu mıknatıs, kişinin ilgisini çeken, önemsettiği ve gündemine aldığı şeyleri çekiyor.
- Konuşmacı, Allah'ın kendisine ve torunlarına intikal edecek genleri oluşturmak için heyecanlar nasip etmesini dua ettiğini anlatıyor.
- 32:01İmtihan ve İnanç
- Konuşmacı, tanıdığı insanların başkaları tarafından yapamayacaklarına inandırıldığını ve "ben yapamam" dediklerini belirtiyor.
- Bir hanımefendi, eşi tarafından "sen benden akıllı bir kadınla yapamam" diyerek boşanmak istediğini anlatıyor.
- Konuşmacı, 27 yaşında bir danışanının "yapamazsın" dediklerine rağmen kendini geliştirdiğini ve Trendyol'da ürün satmaya başladığını, böylece para kazandığını ve sınırlarını koyabildiğini anlatıyor.
- 34:15Gübre İşine Giriş
- Konuşmacı, gübre işine bilerek girmediğini, bir televizyon programı çekimi sırasında çiftçilerin organik gübre ihtiyacını duyduğunu belirtiyor.
- Tarım bakan danışmanından su götürülmesi konusunda randevu alırken, bakan yardımcısı ona "Babayiğit neden siz olmayasınız" diyerek gübre işine girmesini teşvik etmiş.
- Konuşmacı, bu işte hata yaptığını ve Corona virüsünün cezasını çektiğini, ancak Allah'a güvenerek gübre işini öğrenmeye karar verdiğini anlatıyor.
- 36:12Türkiye'deki Çevre Sorunları
- Türkiye'de solucanların yok olduğunu, organik hiçbir şeyin kalmadığını ve böceklerin öldüğünü, arıların milyonlarca öldüğünü belirtiyor.
- Güney Türkiye'de çiftçilerin bilinçsizce gündüz vakti ilaçlama yapması sonucu milyonlarca arının öldüğünü, önümüzdeki sene döllemeyi yapan arıların yokluğu nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanacağını söylüyor.
- Rum Suresi 41. ayette Allah'ın insanın suyu ve karayı kendi elleriyle kirlettiğini, geri adım atmazsa cezasını çekeceğini, ancak geri adım atılırsa düzeleceğini vurguluyor.
- 38:33Kadınların İslam'daki Yeri
- Konuşmacı, dokuzuncu kitabının adının "Kadınsın Korkma Hanım" olduğunu ve İslam'da kadınların evde oturacak, hiçbir şeye karşı gelmeyecek, araştırmayacak, konuşmayacak veya gülmeyecek zannedildiğini belirtiyor.
- Sahabeleri incelerken hayatın her alanında kadının olduğunu, Hz. Muhammed'in korumasının bir kadın olduğunu, Uhud Savaşı'nda Nesibe Hatun'un koruduğunu anlatıyor.
- İlk zabıta müfettişi Şefa bin Abdullah'ın hem doktor, hem zabıta hem arşivci olduğunu, Hz. Muhammed'in saçlarını onun vasıtasıyla ulaşabildiğimizi, iki sahra hastanesinin başhekimlerinin bir kadın ve eşi Zeynep Hanım olduğunu söylüyor.
- 40:45Eğitim ve Potansiyel
- Konuşmacı, kadınların kendi kabiliyetleri ve kapasiteleri istikametinde güzel atılımlar yapmaları, yeteneklerini geliştirmeleri gerektiğini vurguluyor.
- Allah'ın insanlara verdiği potansiyelin hayata geçirilerek insanlara faydalı olunması gerektiğini, bunun Allah'ın hakkı olduğunu belirtiyor.
- Hz. Ali'nin "Sen kendini küçücük bir zerrecikten mi ibaretsin? Oysa senin içinde ne alemler dürülmüştür?" sözünü ve Hz. Ömer'in "Varoluş sebebini hayata geçirememiş olanlar mutluluğu maddede arar" sözünü paylaşıyor.