Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının güvenlik kavramının etimolojik kökenleri ve tarihsel gelişimini anlattığı bir eğitim içeriğidir.
- Video, güvenlik kavramının "securitas" kavramından köken aldığı ve Türkçeye ikinci dünya savaşı sonrası girdiği bilgisiyle başlıyor. Konuşmacı, güvenlik kavramının özellikle milli güvenlik formunda Türkiye ve Batı ülkelerinde nasıl yaygınlaştığını, NATO'nun kurulmasıyla birlikte bu kavramın nasıl popüler hale geldiğini anlatıyor. Ayrıca, 1952'de Arnold Wolfers'ın "Milli Güvenlik Kavramının Belirsizliği" başlıklı çalışmasının bu kavramın belirsizliği ve siyasal amaçlar için kullanılabilmesi potansiyeli konusundaki uyarılarını da ele alıyor.
- 00:11Güvenlik Kavramının Etimolojik Kökeni
- Güvenlik sözcüğü, kaygılardan ve endişelerden uzak yaşayabilmek anlamına gelen Latince "securitas" kavramından türemiştir.
- Batı dillerinde bu kelimeden türetilen kavramlar genellikle güvenlik anlamına gelmektedir.
- Türkçe'de güvenlik kavramı, "güvenmek" sözcüğünden türemiştir ve bu sözcük "bir yere dayanmak, bir yerden güç almak" anlamına gelmektedir.
- 00:59Güvenlik Kavramının Türkçe'ye Girişi
- Securitas kavramı Avrupa'da uzun yıllar kullanılmış olsa da, güvenlik kelimesinin Türkçe sözlüklere girişi ikinci dünya savaşı sonrası, 1940'ların sonu ve 1950'lerden itibaren olmuştur.
- Güvenlik kavramı özellikle milli güvenlik olarak Türkiye'de ikinci dünya savaşı sonrası siyasal diline girmiştir.
- Bu kavramın yaygınlaşması, NATO'nun kurulması ve Amerikan güvenlik anlayışının Soğuk Savaşla birlikte yeni bir içerik kazanmasıyla başta Türkiye olmak üzere diğer Batı Avrupa ülkelerine de geçmiştir.
- 03:13Güvenlik Kavramının Eleştirileri
- Güvenlik kavramının özellikle milli güvenlik formunda kullanılması, bazı akademisyenlerin dikkatini çekmiş ve belirsizliği ve siyasal amaçlar için kullanılabilmesi potansiyeli nedeniyle uyarılar yapılmaya başlanmıştır.
- 1952 yılında Hans Morgenthau tarafından yayınlanan "Milli Güvenlik Kavramının Belirsizliği" başlıklı çalışması, güvenlik kavramının belirsiz ve sınırları tanımlanmamış kullanılmasının siyasi sakıncalara yol açabileceğini ortaya koymuştur.