Buradasın

Fütuhu'l-Gayb'dan Abdülkadir Geylani'nin Dini Eseri ve Manevi Yolculuk

youtube.com/watch?v=s0HO8YmFcig

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir konuşmacının Fütuhu'l-Gayb adlı eserden Abdülkadir Geylani'nin sözlerini ve İslami manevi gelişim konularını anlattığı dini bir sohbet sunumudur.
Video, Allah'a olan vazifeler, manevi ölüm, tasavvuf mertebeleri, istiğfar, nefis ezilmesi ve Allah'a vasıl olma yolları gibi konuları ele almaktadır. İçerik, insanın Allah'ın emirlerine uyması, yasaklarından kaçınması, dünyevi arzularından vazgeçmesi ve manevi mertebelere erişme sürecini adım adım anlatmaktadır.
Konuşmacı, Hz. Muhammed, Hz. Adem gibi peygamberlerin örneklerini, Kur'an ayetlerini ve Hz. Abdülkadir Geylani'nin Fütuhu'l-Gayb eserinden alıntılar yaparak, Allah'ın veli kullarının özellikleri, dünya ve ahiret hayatının dengeli değerlendirilmesi ve manevi yükseliş sürecindeki önemli aşamaları açıklamaktadır. Ayrıca, Allah'ın iradesine teslim olma, şeyh-mürit ilişkisi ve manevi kurtuluş için gerekli olanlar da videoda yer almaktadır.

00:06İman ve Vazifeler: Allah'a ve Hz. Resulullah'a iman eden kişinin üç vazifesidir: Allah'ın emirlerini tutmak, yasakları yapmamak ve kimsenin elindekine göz dikmemek.
İnsan hayatı boyunca emir, yasak ve kader çizgisi içindedir ve bunların dışına çıkamaz.
İç alem için üç vazife başlar: insanın kalbine dönmeli, ruhunun nefsini muhasebe etmeli ve Allah'ın emirlerine uymalıdır.
01:09Doğru Yolun Öğeleri: Şahsi arzuları ve hissiyatları mağlup ederek bidat yoluna sapmamak, Allah'ı tevhid ederek şirk koşmamak ve onu itham etmemek gerekir.
Doğruluk karşısında şüpheye düşmemek, kardeş olup aranıza düşmanlık sokmamak ve doğruluktan nefret etmemek önemlidir.
Daima hak yolu ve yolcularını aramak, usanmadan çalışmak, ümitsizliğe düşmemek ve doğru yolda toplanmak gerekir.
01:52Tövbe ve Allah'a Yaklaşmak: Yaptığınız kötülükleri bırakıp tövbe etmek, bir defa yapılan hatayı ikinci defa yapmamak ve iç-dış temiz tutmak önemlidir.
Rabbinizin tatili ile ruhunuzu bezemek, onun kapısından ayrılmamak ve tövbenizi bozmamak gerekir.
Gece gündüz Allah'a yalvarmaktan bıkmamak, çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır ve hakiki saadet bu yolda bulunur.
03:01Allah'a Dönmek: İnsan önce kendi kendine kurtulmaya çalışır, muvaffak olamayınca etraftan yardım ister, ancak bunlarla da kurtulamayacağını anlayınca Allah'a döner.
Allah'a döndüğünde yalvarır, dua eder, ihtiyaçlarını sayar, reddolunmaktan korkar ve isteğinin yerine geleceğini ümit ederek sevinir.
Sonunda saf temiz bir halde beklemeye başlar ve Allah'ın emri neyse o zuhura gelir, olacak olur.
04:20Hakla Mutmain Olmak: Her şeyde Allah'ın kudretini ve kuvvetini sezmek, hareket, sukun, hayır, şer, iyilik, kötülük gibi her şeyin Allah'tan geldiğini anlamak gerekir.
Bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur, kendinden bihaber, Allah'ın istediği işi yapar.
Hakla mutmain olur, onun sözüyle ünsiyet peyda eder, ondan başka her şeyden çekinir ve hoşlanmaz, daima onun zikrine koşar.
06:11Manevi Ölüm ve Yeni Varlık: Manevi ölüm, halkın malına göz dikmeme ve onların elindekilerden kendini müstagni kılmanın sonucu olarak kötü isteklerin ölmesiyle başlar.
Allah'ın inayeti ve yardım sayesinde ölümsüz bir hayat kavuşulur; bu hayatta zenginlik tükenmez, verilen alınmaz, sevilenlerden mahrum olunmaz.
Bu yeni varlıkla bambaşka bir aleme geçilir, saadet bitmez tükenmez olur, sultanlığın sonu gelmez, yüksekliği nihayete ermez.
07:16Peygamberlerin Vekili Olma: Eşsiz bir cevher haline gelip, tekle tek, birle bir olunur, gizlinin gizlisi, sırrın sırrı olunur.
Peygamberlerin vekili olunur, velayet sırrı biter, ebdallar velilerden bir kısım şekline bürünür.
Her dert bu halle biter, her ihtiyaç görülür, yağmur arzunla yağar, bitkiler sevginle biter ve yeşerir.
08:27Dünyanın Gerçekleri: Dünya ve hali, dünya tuzağı, öldürücü zehirleriyle düşkünlerine verilmiştir.
Dünyayı zahirdeki güzelliğiyle görüp aldanmamak gerekir, onun hilesi dokunanı derhal öldürür.
Dünyaya ihtiyacın kadar bağlanmak, kalpten sevmemek ve Allah'ın izniyle halkı bırakmak gerekir.
09:35Halkı Bırakmak ve Kendini Bırakmak: Halkı bırakmak, onların elinde hiçbir iyilik ve kötülük olmadığına inanmakla olur.
Kendini bırakmak, Hakk'a teslim olmak ve sebepleri bir yana atmaktır.
Kendinden hiçbir hareket görme, gücüne mağrur olmamak, özünden nefret etmemek gerekir.
10:38İlahi Tecelli Önünde Yok Olmak: İlahi tecelli önünde yok olmak için başka hiçbir istek sahibi olmamak gerekir, arzular yavaş yavaş ölmeye başlar.
İrade ölmeye başladığında, Hakk'ın isteğinden başkası hüküm süremez olur.
Kalbin sakin, vücudun rahat, gönlün geniş, yüzün nurlu olur, her şey elini çeker, yalnız Yaradan'la meşgul olunur.
11:18Münkesiretül Kulüp Zümresine Dahil Olmak: Bu halde kudret eli seni çevirir, ezel dili seni çağırır, Hak sana bilgiler öğretir, ezeli ilimlerden nasip gelir.
Gönlün açık olur, kötülükler onda eğlenmez, varlığın Hak arzusu ile dolar.
Hak için gönlü kırıklar zümresine dahil olursun, bunlara "münkesiretül kulüp" tabiri kullanılır.
12:10Münkesiretül Kulüp Zümresinin Durumu: Muayyen bir zaman için hal böyle gider, aradan zaman geçtikten sonra evvelce mahrum olduğun pek çok dünyaca hoş tanınan isteklere kavuşursun.
Bütün kötü arzular kırılmadıkça Hak seninle olmaz, heva ve hevesin yok olunca da hiçbir şey durmaz olur.
Allah seni öldürür, yeniden diriltir, yeni ve bambaşka bir irade zuhura getirir, bu hale geldiğinde her isteğin buna uydu.
13:33Lika ve Münkesiretül Kulüp: Benliğin erimeye başladığında iş sonuna varmış olur ve Hakka kavuşmuş olursun, yani lika hasıl olur.
Münkesiretül kulüp zümresinin asıl manası tam bir sükun ve tumanine halidir, yukarıda arz edilen hale girmek ve onda tam bir olgunluk peyda etmek demektir.
Allah'ın Peygamberi lisani ile "Kulum bana ibadet etmekle yaklaşır ve onu severim" buyurulmuştur.
15:24Fena, Muna ve Müptega: Fena, muna, müptega ayrı ayrı tasavvuf mertebeleridir, velilerin son durağı bunlardır.
Bu mertebelere yönelmek, velilerin son durağıdır, bu halde bulunmadıkça Allah seni şerrinden korur, hayır denizine atar.
Bu halde hayrına kab olursun, her çeşit nimete kavuşursun, sukuna, rahata, hoşluğa ve nihayet her güzelliğe kaynak olursun.
15:48Velilerin Durumu: Velilerin günahı nefsani arzularını Hakkın iradesine ortak etmektir, haddi zatında bunu unutarak yaparlar.
Manevi bir hale kapalı dehşete düşerler, kendilerini kaybederler, isteklerine kapılma neticesi olarak Hakka şirk koşmuş olurlar.
Allah tarafından kendilerine bir ayıklık gelir, merhameti yetişir, hatalarını anlar, tövbe ederler ve Allah tövbelerini kabul eder.
17:07Kalbin Hastalığı ve Tedavisi: Kalbin hastalığı, nefsi bırakıp ondan uzaklaşmak, nisbi olarak kendine izafe ettiğin büyükten ayrılmaktır.
Hepsini Allah'a teslim etmek ve kalbin kapısında bekçi olmak gerekir, Allah'ın dediklerini içeri almak, almamak dediklerini kalbine sokmamak gerekir.
Şeytani arzuları kalpten çıkarmak, ona uymamak ve daima muhalefet etmekle olur, Allah'ın iradesi dışında bir şey istememek gerekir.
18:29Şirk ve Kudret: Ayetten: "Bir kimse Rabbına kavuşmayı istiyorsa yarar iş yapsın, Rabbi için yaptığı ibadetlerine şirk katmasın."
Şirk yalnız putlara tapmak değildir, kendi şahsi arzu ve isteklerinde tesir görerek uyman da bir nevi şirk ve putperestliktir.
Uçsuz bucaksız bir varlık bulmak, kendini muayyen ölçülere kaptırmamak gerekir, muayyen bir çerçeve içinde kalırsan doğru olduğunu haber verdiğin belki de yanlış olur.
19:36Halini Saklamak ve Allah'ın Kudreti: Halini saklamak ve başkasına bunları duyurmamak, tam sebat ve beka halidir.
Bu haller Allah tarafından bir hediye olarak verilmiştir, ondan yardımını istemek ve başkasına göstermemek için örtmek gerekir.
Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilinmelidir, kudretini küçük görme, takdir ve tedbirde onu itham etme, vaadinin doğruluğunda şüpheye düşmemelidir.
21:09Peygamberimizin İstiğfar Edebisi: Peygamberimiz, kalbinde değişik haller olmasından dolayı her gün yetmiş veya yüz defa istiğfar ederdi.
Peygamberimiz daima hal değiştirir, olgunluğa doğru ilerler ve gayb aleminin hazinelerine ererdi.
Her yükseldikçe önceki halinin noksanlığını anlardı ve istiğfar ederdi, ashabına da istiğfar telkin ederdi.
22:01İstiğfarın Önemi: İstiğfar ve tövbe halinde bulunmak kulun vazifesidir, insana en çok yakışan şeydir.
İstiğfar, kötülükleri bir daha yapmamak şartıyla bırakmaktır ve bu, Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e, ondan da bize veraset yoluyla gelmiştir.
Hz. Adem, cennetten çıkarıldığında istiğfar etti, karanlık açıldı, her yanı nur kapladı ve kurtuldu.
22:35Hz. Adem'in Tövbesi ve Sonrası: Hz. Adem, Allah'ın kendisini cennetten çıkarmayacağını sandığı meleklerin kendisini selamlamasını görünce nefsine uydu ve her şeyi unuttu.
Saltanatı gitti, derecesi düştü, onurlu alem karanlığa gömüldü ve safiyeti bozuldu.
Her şeyi kaybettiğinde işin nereden geldiğini anladı, içinde bulunduğu safiyeti düşündü, itiraf yolunu tuttu ve tövbe etti.
23:39Tövbenin Sonuçları: Hz. Adem tövbesiyle hidayet yolları göründü, nasıl işler yapacağı bildirildi ve gizli marifet nurları öğretildi.
Neticede şunu kani oldu: bütün kaybettiği haller tövbe yoluyla açılacaktır.
İlk önce dünyada bir velayet-i kübra kazandı, ahirette ise ebedi bir yuva ve sonsuz bir sığınak buldu.
24:26Müminin Duygusal Durumu: Mümin, hatasını bilip tövbe etmeli, Allah'a yakınlık manevi halinde bulunduğunda başkasını istememeli.
Padişahın kapısına geldiğinde hemen içeri girmeyi istememeli, zorla içeri alınıncaya kadar beklemeli.
İçeri girmek için mücerret izinle yetinmemeli, zorla içeri alınmak için tekrar tekrar istemeli.
25:28Saraya Girdikten Sonra: Saraya zorla girdikten sonra kimse tektir etmez, ancak kusurun sonucunda tektir edilir.
Padişah tarafından zorla içeri alındıktan sonra korku olmaz, ancak kendi isteğiyle yaptığından dolayı mesul duruma düşer.
Sabrın azlığı, edebe riayetsizliği ve bulunduğun hale rıza göstermemek iyi olmayan hareketlerdir.
26:09Sarayda Kalış ve Edebi: Saraya girdikten sonra başını önüne eğmeli, gözlerini etrafta gezdirmemeli.
Edepli, terbiyeli olarak verilen her hizmet ve vazifeyi yapmaya çalışmalı, daha fazla yükselmeyi istememeli.
Allah, Hz. Muhammed'e "onlara verdiğimiz dünyalıklara gözlerini çevirme" buyruğunu vermiştir.
27:10Haddi Bilmek ve Razı Olmak: Bütün hayır, haddi bilmekte ve ona razı olmaktadır, başkalarının hiçbir şeyine göz dikmemektedir.
Baktığın şey üç kısma ayrılır: senin nasibin, başkasının nasibi veya fitne ve tecrübe için yaratılmıştır.
Eğer o şey sana nasip olmuşsa, onu elde etmek için çırpınmak ve edebe uymayan hareketler yapmak sana yakışmaz.
28:38Manevi Halin Muhafazası: Selamet ve iyilik, manevi hali muhafazada ve haddi tecavüz etmemektedir.
Avuç içi kadar dar yerde de kalsan, geniş sahalara da çıksan her ikisi de sana göre müsavi olmalı.
Bulunduğun halin daha üstüne veya daha aşağısına geçmeyi istememeli, sabit kalmayı arzulamamalı ve vazifenin şeklini değiştirmeye yeltenmemelisin.
29:45Sonuç: Anlatılanları yapmaya çalışınca, o halde için bir makam vardır ve ondan hiç ayırmazlar.
O halin Allah tarafından bir vergi olduğunu anlarsınız.
Veliler için haller vardır, ebdal için makamlar vardır ve Allah hidayeti nasip edecektir.
30:17Allah'ın Sıfatlarının Tecellisi: Allah'ın ebdal sıfatının tecellisi, adet ve resmiye ortadan kaldırır.
Allah'ın tecelli iki kısma ayrılır: cemal ve celal sıfatlarının tecellisi.
Celal sıfatının tecellisi kalbe çok giren, bıktırıcı ve fena gelir, insanı sarsar ve kalpte olurken zahire de sirayet eder.
30:54Celal Tecellisinin Özellikleri: Celal tecellisi bazen görülür ve işitilir, Peygamber Efendimiz'in namazında yemek kabının kaynamasına benzeyen bir ses işitildiği rivayet edilmiştir.
Bu hale sebep, Allah'ın celal sıfatının tecellisini görmesi ve azamet-i ilahinin keşf olmasından kaynaklanır.
Bu hale benzer tecrübeler Hz. İbrahim ve Hz. Ömer'den de rivayet edilmiştir.
31:29Cemal Tecellisinin Özellikleri: Cemal sıfatının tecellisinde kalp nurla dolup boş olur, rahat eder ve lütuflara erer.
Bu halde güzel sözler işitilir, yüksek hediye müjdeleri verilir ve yüksek dereceye çıktığı haberdar edilir.
Bu makamdan sonra kulun hiçbir dahili olmaz, her şey ezeli nispete bağlanır ve Allah fazlını istidatlar nispetinde verir.
32:18Tecellinin Dünyada ve Öte Alemdeki Durumu: Bu hal ecel gelinceye kadar devam eder, sonra daha fazla açılır ve perdeler kalkar.
Tecelli dünyada tam olarak verilmemesinin sebebi, Allah'a karşı olan sevgi ve muhabbetlerinin onları tehlikeye götürmemesi içindir.
Bu durum, Allah'ın merhametinin eseridir ve bu sayede sevdiklerinin kalplerini tedavi eder ve terbiye eder.
33:55Nefis ve Allah İlişkisi: Nefis başta Allah'ın zıddıdır, halbuki her şey sahiplidir ve yaratılış itibariyle hem mülk olarak Allah'ındır.
Nefse boş iddia ve arzu, kötülüklerle sevinmesi kalır.
Allah'a uyarak nefse muhalefet eden kişi, Allah için nefsinin düşmanı olur ve bu durumda kulluğun ve Allah'a karşı olan bağlılığın doğru olur.
34:50Allah'ın Kulu Üzerindeki Etkileri: Bu halde kulu rızkı rahat ve güzel olarak gelir, aziz ve mükerrem olur.
Her şey kulu için hizmet etmeye başlar ve ona tazim ederler çünkü onlar yaradanına bağlıdır.
Allah'ın yaratıklarına "Allah'ı tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur" ve "görev ve yere isteyerek veya zorla geliniz" buyruğunu verdiği, yaratıkların da "isteyerek geldik" dedikleri belirtilmiştir.
35:35İbadet ve Nefsin Bırakılması: İbadetin başı nefse muhalefet etmektir ve Allah "nefsine uyma" buyurmuştur.
Davud'a da "nefsini bırak" buyurulmuştur çünkü nefsin daima münazaa çıkarır.
Beyazıt-i Bestami'nin rivayetine göre, Allah ona "nefsini bırak da gel" cevabını vermiştir.
36:26İnsanlara Dair Tavır: Takva halinde isen, nefsine daima muhalefet et, halkın varlığını kalbinden çıkar.
Halktan hiçbir şey bekleme, onlara minnet etme, güvenme, onların elindeki dünyalığı göz atma.
Halkı kah açılan, kah kapanan bir kapı bil ve onları meyvesi bazen var, bazen yok olan ağaçlar gör.
37:24Cebriye ve Kadriye Mezhepleri: Allah'ın yardımı olmadan insanların işinin tamamı olmayacağını bil, Allah'ı unutarak onlara tapma.
Allah gücü kuvveti verir, kullarda yapar; Allah'ın emri neyse ona bağlan.
Kader karanlıktır, karanlığa lamba ile gir; bu lambada Allah'ın kitabı ve peygamberin sünnetidir.
38:34Hatıralar ve İlahi İlahatlar: Kalbine gelen hatıraları derhal kitap ve sünnet ölçüsüne vur.
Haram şeylerden (zina, gösteriş yapmak, fena huylu kişilerle birleşmek) kaç, bunları yapma.
Mübah olan arzulardan (evlenmek, yemek, içmek) bile dikkatli ol çünkü aklın ermediği kötülüklerde gizli olabilir.
40:50Sabır ve Evlilik: Fakirlik halinde nikah işiyle karşılaşırsan, sabreder, beklersen Allah ya senin başından bu işi giderir ya da sana kolaylık verir.
Evlenmek senin nasibinde varsa, ister istemez olur ve yaptığın sabır şükre çevrilir.
Evlenmek sana nasip değilse, o arzu kalpten çıkar gider; her halinde sabra devam et.
42:16Mal ve İbadet: Allah sana mal verir, sen de Allah'ı unutur, malla uğraşırsan, o malı sana kara bir perde yapar.
Malı alır, seni değiştirir, fakir eder, zelil eder çünkü asıl nimeti vereni unuttun.
Mal seni meşgul etmez de ibadetinle uğraşırsan, mal sana hizmetçi olur, sen de yaradana ibadet edersin.
43:06Allah'ın Emrine Teslim Olmak: İyiliğin gelmesini, kötülüğün gitmesini isteme; kısmetindeki nimet ve bela istesen de gelir, istemesen de gelir.
Nimet gelirse şükretmeye başla, belada gelirse sabretmeye çalış, belayı hoş gör.
Belayı bırak, gelsin seni ziyaret etsin; onun yolunu aç, önünde durma, ondan korkma.
44:46İman ve Bela: İman nuru, cehennemin ateşini söndüren ve dünyadaki bela ateşini de söndüren bir nurdur.
Bela insanı öldürmek için değil, tecrübe etmek ve imanın sıhhatini ölçmek için gelir.
Allah, insanları imtihan ederek içindeki mücahitleri anlayıp işlerinden haberdar olur.
46:20Allah'ın Emirlerine Uyun: Allah'ın emirlerini yapmaktan başka bir şey beklenmemeli ve yasaklarından kaçmaktan başka bir şey umulmamalıdır.
Allah'ın emirlerini yerine getirmek için bütün gücü ve kuvveti sarf etmek gerekir.
İbadetten geri kalmak, lüzumsuz şeyler istemek, edebe uymayan hareketler yapmak ve ibadete gevşek davranmak helaka sebep olur.
47:51Allah'a İbadet Et: Allah'tan başka her şeyi gayrı olarak bilip, onları Allah'a tercih etmemek gerekir.
Allah'ın emirlerini bırakıp başkasıyla uğraşmak, insanı ateşe atar ve pişmanlıkla özür dileyen kişiye dünyaya dönülmez.
Duyguları iman yolunda, iyi işlerde, taat ve ibadet yolunda kullanmak gerekir.
49:06Allah'ın Emirlerini Tutmak: Allah'ın emirlerini tutup yasaklarından kaçmak, hak yolda yürümek gerekir.
Allah'ın emrinde olursanız, bütün canlılar da sizin emrinizde olur ve yasaklarından kaçarsanız, bütün kötülükler sizden kaçar.
Allah, peygamberine gönderdiği kitaplarda "Ben öyle Allah'ım ki, benden başka ilah yoktur. Bana itaat edersen seni de benim gibi yaparım" demiştir.
50:29Allah'ın Yasakladığı Şeyleri Yapmanın Sonuçları: Allah'ın yasak ettiği bir şey yapmakla karşılaşırsanız, vücudunuzun her parçasının işlevsiz olduğunu ve karanlık bir sahada olduğunu hissetmelisiniz.
Kendinizi hissiz, duygusuz, sağır, lallik, çolak, mecnun gibi hissetmelisiniz.
Allah'ın emirlerini derhal duymaya çalışıp koşmalısınız, yasaklarına karşı olduğunuz yerde kalıp gitmemelisiniz.
52:15Veli Kulların Derecesi: Allah'ın veli kullarına uymak, nefse ve kötü arzularına taptıkça velilerin derecesine çıkmak gerekir.
Veli kulların kalpleri arşa bağlı, Allah'ı görürler ve ona uymaya bakarlar.
Veli kullar, ibadet ve taatla yüksek derecelere ulaşmışlardır ve onlar için ibadet ruh ve manevi bir gıdadır.
54:17Veli Kulların Gücü: Yer veli kulların hürmetinde durur, sema onların duasıyla açılır, ölüm onların kararıyla olur.
Padişah veli kulları yerin düzeni için yaratmıştır ve yeryüzünü onlarla bezemiştir.
Veli kullar yeryüzündekilerin hayırlısıdır ve yer gök baki kaldıkça onlara selam olsun.
54:55Rüya ve Korku: Rüyada mescide benzer bir yerde her şeyden elini çekmiş insanlarla karşılaşıldı.
Konuşulduğun kişiye "halkı bırakıp hak yolunu tuttuğunuz zaman, haktan dilinizle bir şey istemeyin" denildi.
Allah her an bir iş yapar, bozar, yeniden yapar, yükseltir, alçaltır; veliyi en yüksek dereceye çıkarır, diğer bir kısmı en aşağı tabakaya indirir.
56:19Allah'a Güven ve Helal Kazanç: Allah'ın fazlından ve nimetlerini görmekten alıkoyan, Yaradan'ı unutan ve mahluka güvenmektedir.
Halka güvenmek ve onlardan iyilik beklemek, helal kazançtan mahrum edilme ve şirk yolunu tutma nedenidir.
Helal kazanç yapmak, Allah'ın ihsanını unutmamak ve ona güvenmek gerekir, aksi takdirde küçük bir şirk haline gelebilir.
58:01Rızık ve Allah'ın Keremi: Rızık Allah'ın elindedir ve nasibini çeşitli yollardan gönderir.
Allah, insanı kötü huylardan muhafaza eder ve onun arzusundan başka bir şey kalmadığında nimetlerini rahat verir.
Rızkın senden başkasına nasip olmadığı için, Allah'ın ihsanını anlayıp şükredildiğinde irfan artar ve ilim çoğalır.
1:02:13Allah'a Vasıl Olma: Allah'a kavuşmakla her şey son bulur ve manen ve maddeten tekamül tamamlanmış olur.
Mevla'ya vasil olmanın manası, halkın kalben bırakılması, heva ve hevesin kötü yolunu terk etmektir.
Hakka kavuşmanın (vasıl olmanın) halkın birbirine kavuşmasına benzememesi gerekir, çünkü Allah hiçbir şeyden tenzih edilmelidir.
1:04:01Mürit ve Şeyh İlişkisi: Müritin şeyhten ayrı çeşitli halleri olabilir ve şeyh bunları bilemez.
Müritin yolu bazen şeyhin sırrına yaklaşabilir, ancak şeyh anlayamaz ve mürit Allah'ın idaresine bırakılır.
Nefis ezildikten sonra halka ihtiyaç kalmaz ve istek gittikten sonra kimseden bir şey beklenmez.
1:05:16Allah'a Vasıl Olduktan Sonraki Durum: Hakk'a vasıl olduktan sonra kendini masivadan emin görüp, hak ve hakiketten başka bir şey görmemek gerekir.
İyilik, kötülük, vermek, almak, korku, ümit gibi durumlarda haktan başkasının tesiri olmamalıdır.
Allah'ın hikmetli işlerini görmek ve emirlerini yapmak gerekir, tatlıyla meşgul olup mahlukatı terk etmek gerekir.
1:07:38Dünya ve Allah'ın Saltanatı: Dünya büyük bir kırmaktır, insanın şehveti ve lezzeti her gün taşmakta olan su gibidir.
İnsanlara çarpan kötü mahluklar dalgalardır, kader-i ilahinin cereyan eden bela ve mihnetleri ise oklar ve silahlardır.
İnsanın başına bu dünyada en çok gelen şey bela ve mihnettir.
1:08:25Hayatın Gerçek Anlamı: İyilik ara sıra gelir ancak zahmetler ve incitici şeyler bu iyiliği unutturur.
Hayatın ve iyi geçimin sadece öbür aleme mahsus olduğu, bunu anlamak imana mahsus bir bilgidir.
Peygamberimiz "Hayat ancak ahiret hayatıdır" ve "Mümin Allah'ına kavuşmadıkça rahata eremez" buyurmuştur.
1:09:14Dünyanın Gerçek Durumu: Peygamberimiz "Dünya müminin zindanı, kafirin cennetidir" buyurmuştur.
Allah korkusu ile dolan kalp hakka bağlıdır ve rahatlık Allah'a bağlanmakta ve onun emrini yerine getirmektedir.
Kul, Allah yolunda boynu eğildiğinde dünya belasından kurtulur ve gönlü merhamet dolan, kendisine lütuflar ve ihsanlar olur.
1:10:01Şikayet ve İhsan: Hakkı şikayet etmemek tavsiye edilir, ihsan edilen hiçbir hayrı kimseye söylememek gerekir.
Nimet-i ilahiyeden mahrum olan tek kişi gösterilemez, Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız bitiremezsiniz.
Kalben hiçbir mahluka gönül vermemek, ülfetin Allah'a olması ve ona güvenmek önemlidir.
1:11:16Allah'ın Yüce Yeri: Belayı senden defeder, izzeti ve zilleti meydana getiren Allah'tır, başkası ne yükseklik vaad eder ne de aşağı dereceye indirir.
Her şey Allah'ın emriyle cereyan eder ve yürür, her şey muayyen vakte bağlıdır.
Allah sana bir zarar verecekse alacak yine o'dur, sana bir hayır murad edecekse, o hayrı senden çevirecek yoktur.
1:12:23Şikayet Etmemek: Afiyette bulunduğun halde hakkı şikayete kalkışmamak, yanında Allah'ın bol nimeti olduğu halde fazlasını istememek gerekir.
Allah'ın ihsanını görmez olup inkar etmek bir nevi istihza olur ve Allah insanı hesaba çeker.
Şekva etmekten sakınmak, etlerin makaslarla parça parça doğransa da itiraz etmemek gerekir.
1:13:25Şikayet Etmenin的危害性: 亚当子孙所遭遇的灾难都是由于抱怨而来的。
在他如此仁慈的情况下，怎么能抱怨他呢？
一个强大的、熟练的医生会被责怪吗？一个疼爱孩子的母亲会被指控犯下罪行吗？
1:13:57Allah'ın Merhameti ve Sabır: Peygamber Efendimiz, Allah'ın kullarına çok merhamet ettiğini ve ananın evladını o kadar esirgemesi imkansız olduğunu belirtmiştir.
Allah'a karşı edep tavrını takınmak, zorla gelen belaya sabretmek ve rıza yolunu tutmak gerekir.
Maneviyat nasibine sahip olursanız eşi bulunmaz bir cevher olursunuz, aksi halde her şey elinizden gider ve bir daha bulmanıza imkan kalmaz.
1:14:41Allah'ın Ayeti ve Yolun Basamakları: Allah'ın "Kıtal savaş size farz oldu, halbuki siz bundan hoşlanmazsınız" ayetinde, sevdiğiniz şeyin iyi olabileceği veya kötü olabileceği, ancak bunu sizin anlayamayacağınız belirtilmiştir.
Yolun ilk basamağı takva halidir, ikincisi velayet halidir ve son mertebe gavslık, bedeliyet halleridir.
Gavslık mertebesinde bütün yolları gönlünü açmak, nefsine meydan vermemek ve dilini şikâyetten saklamaktır.
1:15:57Beladan Korunma ve Allah'a Yaklaşma: Gelecek hayır olursa güzelleşir, şer gelirse korkmamalı, Allah taat yolunda felaketlerden korur.
Bela geldikten sonra günaha yaklaşma, kerim olan mevla'nın huzuruna ancak iyiler girebilir.
Beladan korkma, onlar günahlara kefaret olur; bir günlük sıtma bir yıllık günaha kefaret sayılır.
1:17:23Belanın Olumlu Etkileri: Zahirde bela gibi görünenler insanı daha da olgunlaştırır, bulunduğun hali muhafaza hakkı tanınır.
Kalbin nurlanır, gönlün açılır, lisanında bir fesahat olur ve hikmetli konuşmalar yapılır.
Sana muhabbet, sevgi yolları açılır, herkesin sevdiği bir varlık olursun.
1:18:01Allah'ın Sevgisi ve Kavuşma: Ahirette Allah'ın sevgilisi oldun, her şey seni sevmeye başlar.
Mahlukatın sevgisi Allah'ın sevgisine bağlıdır, Allah seni sevince her şeyi sever.
Bu makama yetiştiğin zaman Allah'a kavuşmuş olursun, kendi varlığın gider, bir şey dileyemez olursun.
1:18:38Dünyevi ve Ahiretî Nimetler: Bu halinde dünyadan sana pek az nasip verilir, çoğu ise senin için öteki aleme saklanır.
Yüksek nimetler öteki aleme saklanır, akıl onun aslına eremez.
Eğer bunları beklemeden bu meşakkatli teklif evinde onlara kavuşmak istersen, az bir şey alabilirsin ama kalbin safiyeti gider.
1:19:36İman ve Yakin Halinde Hakikate Erme: Kullarına doğru yolu nasip eden Allah'tır.
İman kalbinde kuvvetlendiği, yakin halinde hakikate erdiği zaman "Sen bugün bizim devletimizde kararlı ve eminsin" hitabı gelir.
Bu hallerden sonra seçkin olursun, belki daha üstün varlığın hak varlığına kavuşursun, iraden kalmaz.
1:20:50Allah'a Yaklaşma ve İstekler: Himmetin yükseldikçe yükselir, maddi varlığın akar gider, dileğini Allah'a teslim edersin.
Ne dünya ne de ahireti arzu etmezsin, gönlünü mevla'ya verir, kalbini ondan gayrı her şeyden temizlersin.
Allah'ın rızasına kavuştun, cennetine vaat aldın, netice hak işlerdeki manevi tecelli anladın.
1:22:14Şüpheli Şeylerden Kaçınma: Şüpheli ve şüphesiz iki şey arasında kalırsan, şüphesiz tarafı al, öteki tarafı bırak.
Mümkün olduğu kadar şüpheli şeylerden kaç, kalbin razı değilse bir şeyi alma.
Manevi emirle yasak olduğu bilinen bir şey yapma, emre uy, rabbına dön, rızkını ondan bekle.
1:23:18Allah'a Bağlanma ve Rızk: Halkın sahip olduğu malı bırak, onlardan bir şey bekleme, kalbini onlara bağlama.
Allah'ın helal gösterdiği şeyi al, her şeyi o büyük varlığa bağla.
Allah'ın ihsanını iste, Allah'tan başka putlar size gıda veremez, rızkınızı Allah'tan iste, ona yalvar, ona şükredin.
1:24:54Rüya Anlatımı: Bir rüyada büyük bir topluluk içindeyken şeytanı öldürmek istemiş.
Şeytan "Beni neden öldürmek istiyorsun? Benim ne günahım var? Eğer bir şey şer olacaksa onu hayra çeviremem, bir şey hayır olarak kalacaksa onu da şer yapmaya gücüm yetmez" demiş.
Şeytan tipi erkekle kadın arası bir haldeydi, güzel konuşması vardı, yüzü buruşuk, çenesinde biraz kıl vardı, görünüşü çirkindi.

Fütuhu'l-Gayb'dan Abdülkadir Geylani'nin Dini Eseri ve Manevi Yolculuk

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir