Buradasın

Futhu'l-Gayb, Abdülkadir Geylani Hazretleri - İman ve Sabır Üzerine Dini Sohbet

youtube.com/watch?v=wTU_0GnnkiE

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin "Futhu'l-Gayb" adlı eserinin ikinci bölümünü içeren dini bir sohbet formatındadır. Konuşmacı, İslami değerler, inançlar ve manevi gelişim konularını ele almaktadır.
Video, Allah'ın kulunu imanı nispetinde denediğini, imanın yükseldikçe deneme nispetinin arttığını ve belanın imanı kuvvetlendirdiğini anlatmaktadır. İçerikte dua etmenin önemi, kanaat sahibi olmanın gerekliliği, ahiret nimetlerinin değeri, iyilik ve şer kavramları, Allah'a olan sevgi, insanın farklı mertebeleri ve Allah'a yaklaşma yolları gibi konular ele alınmaktadır.
Konuşmacı, Hz. Yusuf'un hikâyesinden örnekler vererek, Allah'a olan inanç, sabır ve rıza ile insanın nasıl manevi bir yolculuğa çıkabileceğini anlatmaktadır. Ayrıca, insanın dört farklı türünü (kalpsiz ve dilsiz, dili vardır kalbi yoktur, kalbi vardır dili yoktur, kalbi ve dili vardır) tanıtarak, Allah'a yaklaşma yollarını Kur'an ayetleri ve hadislerle destekleyerek açıklamaktadır.

00:08İman ve Deneme İlişkisi: Allah kulunu imanı nispetinde dener, iman yükseldikçe deneme nispeti de artar.
Resul'un imtihanı nebi'ninkinden büyüktür çünkü imanı üstündür.
Herkes imanın nispetinde denenir, peygamberler belanın en çoğu verilmiştir.
01:04Belanın Müminlere Etkisi: Allah büyüklere belaya karşı tahammül verir çünkü onlar Hakk'a koşarlar.
Bela müminin kalbinde bekçidir, nefislerin bağıdır ve onları Hak'tan başkasına meyletmekten korur.
Müminler nefislerinin hoşuna giden şeylere meyletmekten korkar, daima Hakk'ın rızası yoluna koşmaya çalışır.
02:26Belanın Müminlere Faydaları: Bela imtihan için gelir, kalbi kuvvetlendirir, vicdani kanaati arttırır ve imani hakikate erdirir.
Hak yolda sabrı çoğaltır, nefsi kötü arzuları zayıflatır.
Mümin her bela geldikte sabır ve Hakk'ın hikmetli işlerine karşı teslim ve rıza olur.
03:03Nefsin Kötülüklere Yolunu Seçmesi: Nefis kötülüklerden hoşlanarak giderse, şehvet yolunda harekete geçtiğinde kalp ona yersiz olarak uyarsa, Haktan gafil olur.
Bu gafletin neticesi olarak Hak hem nefse hem de kalbe felaketli işler verir, aleme rüsva eder.
Kalp, nefsin isteğine uymaz, dini bir emir almadan hareket etmezse, Hak mukafat olarak kalbe ihsanlar yapar.
04:09Allah'ın Emirlerine Uyunma: Kendini Hak yolda muhafaza et, nefsine icabet etme, belaya girmekten sakın.
Allah'ın verdiğine razı olmak, azla yetin ve ciddi olarak böyle kal.
Sabır insanın kıymetini artırır, dünyanın nimeti her an değişir, sabırlı olursan durmadan yükselirsin.
05:30Allah'ın Emirlerine Uyunma Tavsiyeleri: Kalbine sahip ol, kalbine kötülük koyma, Allah'tan afiyet iste.
Sebebe yapışmayı ihmal etme, Allah'ın emri dışında kimseden bir şey alma.
Kendi hevesine kapılıp çeşitli işler yapma, kendine bu kadar da fazla güvenme.
06:45Şirk ve Zulüm: İnsanın kendi mefhum varlığını ortaya atması da bir zulümdür, Allah'ı bırakıp mahluka güvenmekte şirk olur.
Şirk büyük zulümdür, Allah şirki bağışlamaz, ondan gayrı her günahı isterse affeder.
Şirkten çok sakın, bütün halinde Allah'a ortak koşmaktan kork.
08:22Allah'ın Rahmet Kapısına Teşvik: Ciddi olarak Allah'a isyan etmekten kaçın, onun rahmet kapısına devam et.
Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca, yalvar, ihtiyaclarini ona arz et.
Başını önüne eğ, kork, Hakkın gayrına nazar etme, hevaya koşma, yaptığın işlere karşılık bekleme.
10:12Dünyevi Nimetlere Bakış: Allah yolunda ne gibi bir terbiye tavrı takınmak gerekse onları bulmaya çalış.
Allah'a kulluk et, hazır vaktini onun yoluna harca, başını ondan başkası için eğme.
Allah'ın verdiği nimetlere bakma, onlar geçici şeylerdir, dünya süsüdür.
10:52Ahiret İçin Hazırlık: Ne olursa olsun dünya için sana yetecek kadar rızık verilmiştir, asıl vazifen ahiret için azık hazırlamaktır.
Her şeyi iyi ölçüye vurmayı bilerek dünya nimetlerinden sayılan güzel bir kadın alırsın.
Allah yolunda olduğun müddet devam eder, Allah yolunda olan kullarını haber verirken ev halkını ıslah ettiğini de haber verir.
12:18Dua ve İbadet: İman sahiplerine önder olmak için dua etmek önemlidir.
Dua etmek zararlı şeyleri zararsız hale getirir ve az şeyle çok iş görmenizi sağlar.
Dua sadece aile hayatını korumakla kalmaz, dünyada bütün nimetler de hak ölçülere bağlı olarak verilir.
13:17Maddi ve Manevi Hayat: İhtiyacınızı tatmin etmek, yemeklerinizi muntazam yemek ve giyeceğinizi temin etmek gerekir.
Namaz, oruç, hac gibi ibadetlerden iyilik bulursunuz.
İhtiyacınızdan artan şeyleri fakir, ihtiyaçlı dostlara, komşulara ve din kardeşlerine vermelisiniz.
14:16Manevi Yol: Manevi yolu elden bırakmamalı, şüpheli şeylere karışmamalı, açık kalpli ve doğru olmalısınız.
Sabırlı olmalı, Allah'ın rızasını gözetmeli ve kalbinizi huzur içinde yaşatmalısınız.
Uygunsuz şeylerden çekin, kurtuluş yollarını ara ve uçurumlardan sakınmalısınız.
15:00Ahiret Hayatı: Allah'ın rızasını gözeterek ölmeden evvel ölürsünüz ve çektiğiniz elemler sona erer.
İlahi rahmet denizine girip temiz olunca çıkarılırsınız ve çeşitli nurlar gönlünüze dolar.
Rahmet kapıları önünde perde perde açılır ve ilahi varlık sizi tamamen kaplar.
15:54Hz. Yusuf Makamı: Eriştiğiniz makam Hz. Yusuf makamıdır ve size "sen bizim yanımızda yerli ve eminsin" denilir.
Hz. Yusuf'a gelen hitap zahirde Mısır sultanının ağzından çıkmış olsa da, esas söz Allah'ındı.
Sultan zahirde bir padişah olsa da, temsil ettiği makam nefis, marifet, ilim, yakınlık ve hususiyet yüksek dereceydi.
16:39Dünyalık Nimetler: Dünyalık nimetlerin çoğalmasına ne hacet var, elinde az da olsa seni geçindirecek kadar dünyalığın mevcuttur.
En önemli iş kanaat sahibi olmaktır, haline razı ol, fazlasını isteme, gelirse al.
Bütün gayretini hak yolunda sarf et, her istediğin ve arzun Allah yolunda devam etsin.
18:03İman Ağacı: Dünyalıktan mahrum, zavallı, sultanlar yanında hatırlanmayan, çaresiz, aç, bitkin bir adam olarak Allah'ın seni bu halde bırakması bir hikmet icabıdır.
İman ağacının tohumları ve fidanları henüz çürümemiştir, kuvvetlidir, yaprağı boldur ve her gün dal salmakta, çeşitli gölgelik vermekte, büyümekte ve meyve vermektedir.
Allah sana dünya işlerinde az fakat rahat edeceğin şeyleri verdi, ama ahirette hiçbir gözün görmediği ve hiçbir kulağın işitmediği büyük nimetleri senin için hazırladı.
20:36Ahiret Mükafatı: Hiçbir nefis, kendileri için öteki alemde hazırlanan şeylerin neler olduğunu bilmez, halbuki onlar gayet sevindirici şeylerdir.
Allah'ın emirlerine uydukları ve bu yolda devam ettikleri için kötülükleri bırakırlar, Allah'a teslim olurlar ve her işlerini ona ısmarlarlar.
Edebi, namus ve kanaat perdesini açmamak gerekir, aksi takdirde halka rüsvay olursunuz.
21:29Manevi Meşgale: Her halinde manevi meşgale bu olursa benliğin ölür, şahsi arzuların söner ve şahsiyetçilik davasından kurtulursunuz.
Dünya gözünden silinir, yalnız ahiret, cennet sevgisi ve cehennem korkusu ile işlerinizi yaparsınız.
Ruhunda sonsuz bir huzur duyar, hakkın iradesini görürsünüz, kalbiniz hak ve hikmetle dolar, zulmet kaybolur ve nura boğulursunuz.
22:04İlahi Vahdet: Kalbinizde yalnız Allah sevgisi yaşasın, başkasına giriş hakkı kalmaz.
Bu durumda ilahi vahdetin kapısı olan kalp basiretinin bekçisi olursunuz ve elinizde tevhid, azamet, ceberut kılıcı olur.
Kalbinizde bir hak ölçü vardır, işittiğiniz her söz, gördüğünüz her hareketi hak ölçülere vurarsınız.
23:02Benliğin Ölümü: Bir zaman benliğin tamamen ölür, bir hayali varlık gibi gezersiniz.
Allah bütün kuvvetiyle sizi muhafaza eder, azamet ve sultanlığı hisarına sokar, hakikat ve tevhid askeriyle etrafınızı çevirir.
Her adım atışında gayr-ı ihtiyari dikkatli olmaya başlarsınız çünkü ilahi bekçiler sizindir.
24:43Hz. Yusuf'un Sıfatları: Allah "Biz Yusuf'u o yere sultan yaptık, o dilediğini yapar oldu" buyurmuştur.
Hz. Yusuf'un nefs tarafı "Biz böylece ondan bütün kötülükleri çevirdik, çünkü o bizim ihlas sahibi kullarımızdandır" şeklinde anlatılmıştır.
Hz. Yusuf'un marifet tarafı "Bunlar rüya tabiri ve hadislerin tevili Rabbimin bana öğrettiklerindendir" şeklinde dile gelmiştir.
26:37Hayır ve Şer: Hayır ve şer iki meyvedir, bunların kökü bittiği yer aynıdır, aynı ağacın iki ayrı dalında yetişirler.
Bir dalda beldeler, iklimler, küreler bulunur ve bu dalda meyve yüklüdür, bu meyve de acıdır.
Tatlı ağaca yanaşmalı, onun yetiştiricisi ve hadimi hizmet edeni olmalı, acı ve tatsız meyveli dala yanaşmamalı, ondan yediğin an helak olursun.
27:44İki Meyve ve Sonuçları: İki meyve arasında seçim yapmak gerekir; şekilleri aynı ancak tatları farklıdır.
Acı meyveyi bilmeden veya ölçüsüzlükten yemek, şehevi arzuları tahrik eder ve manevi teneffüs cihazını bozar.
Tatlı meyveyi yemek ise her halinde iyilik görünür ve varlığın hoşlukla toplanır.
29:39İlahi Kudret ve İnsanın İradesi: Hayır ve şer ilahi birer fiildir, bunların faili ilahi kudret ve yürüten o kuvvettir.
Allah yaratır, kul iradesini kullanarak kesbeder.
Cennet, Allah'ın sevdiği kullarına bir ihsanıdır ve dereceleri dünyada yapılan iyi amellerle verilir.
31:11İman ve Bela: İlahi emre uyulduğunda ve kötü yollardan korkulduğunda, şerden korunulur ve hayır ve fazilet bulunur.
Şükreden bir müminin yanında bela ne arar, çünkü afiyet ona beladan daha yakındır.
İman nuru kıyamet günü cehennem ateşini söndürür, dünya belası ise cehennem ateşi yanında hiçtir.
32:26Belanın Gerçek Anlamı: Belalı insan, ilahi cezbeye kapılan büyük bir veli olabilir ve başından bela eksik olmaz.
İnsanın dünyevi sefahatten korunması için paradan yana nasipsiz olabilir, şehevi arzuların ölmesi için bazı nimetlerden mahrum olabilir.
Manen yükselmeye namzet olan büyük insanlar, sayılan belalara da uçardır, fakat onlar için bu bela değil, bir rahmettir.
33:34Kalbin Önemi: Kalp yalnız marifet-i ilahiyenin yeri, ilahi ilim ve feyzin kaynağıdır.
Nur'a kavuşmak, Allah'a ermek ve ona kurbiyetin yolu oradan geçer.
Bir kalpte iki sevgi yaşayamaz, ilahi sevginin girdiği yerde başkalarının işi kalmaz.
35:05İlahi Rahmete Erişmek: İlahi rahmete erişmek için her maddi varlıktan ve sevgiden kalbi temiz tutmak gerekir.
Belanın en büyüğü peygamberlere ve onların yakınlarına daha sonra sırayla olmuştur.
Derece yükseldikçe, rütbe büyüdükçe hatalar gözle görülür ve verilmiş olan nimetlerin en ufağını dahi azımsayan büyük hatalı sayılır.
37:32Allah'ın Rahmeti ve Müridin Durumu: Allah'ın rahmet ve feyzine vasıl olan kişinin durumu takdir kolaydır.
Mürid rahat, emniyet, sukun ve selamet arzu ederken, bunları sadece dille arz eder ve tam manasıyla istememektedir.
Tam manasıyla istemiş olsaydı, adi şeylere karşı meyil kalmayacak, nefsi ölecek ve dünya bir yana olacaktı.
38:36Allah Sevgisi ve Yol: Bu işler acele ile olmaz, bekle, olduğun yerde kal ve kendini hesaba çek.
Allah sevgisi içinde olmayan bir işle zerre kadar ilgin olsa bu yolun önü sana açılmaz.
Allah rızası dışında olan şeylere kalbinde bir nohut miktarı meyil olsa, dünyanın manevi pisliklerinden arı ve beri olamazsın.
39:23Sabır ve İlahi Cezbe: Bu yersiz durumun hemen birden geçeceğini sanma, yavaş yavaş olur ve senin isteğinle olmaz.
Doğru çalış, helal ye ta ilahi cezbe seni kaplayıncaya kadar, sonra Allah dilerse muradın hasıl olur.
O zaman uğur gelir, uğursuzluk yok olur, nur olur ve manen ilahi bir kisveye bürünürsün.
40:35Altın Örneği: Altın sikkeleri her yere dolaşır, herkese girer ama sonu ne olur?
Bir kere altını düşün, parça parça herkeste boldur, bir gün bakkalda görülür, bir gün kasapta, daha sonra manavda ve atlarda, dabakta, süsçüde ve her çeşit altın işi yapanlarda bulursun.
Nihayet bu dirayetli sultan sayesinde o kötü ellerden alınır, kaplarda eritilir, haddelerden geçer, inceltilir, süs yapılır, sultanlara bezek, padişahlara taç olur.
41:22Allah'a İnanma ve Sabır: Allah'a inan, en faydalı işleri sana o yapar, ona güven, en güzel yola seni o sevk eder.
Yalnız onu sev ve bağlan, bir gün en yüksek dereceye erersin ve en ulvi mertebeye kavuşursun.
Kapılar sana açılır, sandık kilitleri sökülür, her gün yeni yeni alemlerin kapıları sana açılır.
42:02Kadere İnanma ve İmtihan: Kadere inan ve onun çeşmesi önünde dur, herhalde kazalara rıza göster.
Bu yolda hakkı bulursun ve bu uğurda çalıştığın müddet hakka kavuşursun.
Dünyada çeşitli ilimlere erersin, öbür alemin ufukları sana açık olur.
42:48Fakirlik ve İman: Zaman olur ki fakirlik küfre yaklaşır, Allah'a mutlak kul olmak isteyen ona en güzel şekilde inanır ve her işini ona teslim eder.
Okul bilir ki, rızık babında Allah kefildir, yine o kul kanaat getirmiştir ki, kendine ulaşan iyi bir iş, ilahi fermandan habersiz değildir.
Herhangi bir fena halde kader-i ilahinin iktizasıdır.
43:42İman ve İmtihan: Bolluk devrinde bunu böyle bilir, zaman olur, hikmet icabı bir imtihan belirince derhal sızlanmaya başlar, ağlar, feryat ederse, bu hal onun tam bir iman sahibi olmadığını gösterir.
İman sahibi hangi felaket olursa olsun sarsılmaz ve maneviyatını bozmaz, iyi inanmıştır ki, her şey muvakkattir.
İlahi imtihanlar iki yönden tecelli eder: biri iman sahibinin imanını arttırmak, diğeri ise zayıf iman sahibinin maneviyatını bozmak.
45:13Zayıf İman ve İmanlı İman: Allah bütün kullarına birçok yönden bela verir, bu belalar çoğunun felaketine sebep olur.
Kul o devrede Allah'a tam bağlanmaz, durmadan itiraz eder, Allah'ı haşa töhmet altına sokmak ister, söverse sayarsa bu onun ebedi küfrüne sebep olur.
İkinci şahsa gelince, o hakkıyla inanmıştır, Allah'ın birliğine ve onun yapacağı her türlü eza ve cefaya razıdır.
46:52Sabır ve İman: Ne olursa olsun Allah'a dayanan herkes kurtulur, ona inanmış olan her iman sahibi kimse dar zamanında daha geniş olur.
İlahi kement onların boynundadır, sabır dağları onları içine almıştır çünkü imanları kuvvetlidir, kadere razıdırlar.
Bu sabır ve imandır ki, onu her an şükür yoluna sevk eder, her şeye muvafakat, kaza ve kadere ve ilahi hikmete mebni olduğunu sezdiği her şeye boyun eğer, bu yüzden ilahi rahmetin en büyüğüne erer.
47:44Sabır ve Yardım: "Hadi Allah'tır yasak olan şey" ve "İnsana hangi işi yapayım, işin hilesi nedir?" gibi sözler yasak edilmiştir.
Sana verilecek cevap: yerinde dur, haline şükret, sana bulunduğun halde kalmak emri verilmiştir.
Allah'ın emirlerini iyi anla ve oku, ey iman sahipleri, sabırlı olunuz, sabır yolunda birbirinize yardımda bulununuz, birbirinize iyi bağlanınız, Allah'tan çok korkunuz.
48:38Sabırın Önemi: Allah bu ayetinde önce sabrı telakki etti, sonra bu uğurda karşılıklı yardımlaşınız ve birbirinize kenetleniniz emrini verdi, daha sonra bunların terki çok büyük hata olduğunu anlattı ve Allah'tan korkun buyurdu.
Sabrı bırakmayın, çünkü hayır ve selamet ondadır.
Sabrın büyüklüğüne işaret için bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: vücutta baş nasılsa, iman bölümleri arasında sabır da öyledir.
49:15Sabır ve Mükafat: Büyüklerin şöyle bir kelamı vardır: her hayır sabırla işlenir, herhangi bir hayrı yapana sevabı, o işteki sabrı kadar verilir.
Allah sabırlı kişilere mükafatları hesapsız bol verilir, kötülüklerden uzak oldukça Allah yardımcın olur.
Sabır ve tevekkül sahibi olduğun müddet muhsinlerden olursun, Allah muhsinleri sever.
50:28Sabırın Sonuçları: Dünyada ve ahirette sabır her şeyin başıdır, iman sahibi sabrı kadar yükselir.
Muvafakat ve rıza derecesine sabırla kavuşulur, daha sonra sabırla ilahi fiilde yokluğa da kavuşulur.
Bedeliye talih ve sonsuz ferahlık alemi ondan sonra başlar, sakın sabrı bırakma, rezil olur, utanırsın, dünya ve ahiretini kaybedersin.
51:16Allah'ın Emrine Uygunluk: Allah'ın emrine uygun hareket etmek gerekir, şahsi arzulara uymak hata ve sünnete muhalefet etmektir.
Allah'ın kullarını sevmek zorunludur ve bir insanı sevmek için şeriata uygun olmalıdır.
Allah yalnız nefse muhalefeti emreder, nefsine muhalif olmak ve hevesini hak ölçüsüne vurmak gerekir.
52:25Allah'ın Sevgisine Başkasını Katmamak: Allah gayyurdur, sevgisine kimsenin ortak olmasını istemez ve sevgilisine bakılmaya bile razı olmaz.
Allah, "Onlar da Allah'ı sever" ayetinde insanları ve cin tayfasını kendisine ibadet etsinler diye yarattığını belirtmiştir.
Allah tarafından sevilince ibtilaya uğranır, buna sabrederse iktina gelir başına.
53:40Mal ve Evlatın Allah Sevgisine Etkisi: Mal ve evlat Allah sevgisine perde olur, hak sevgisi bölünmez ve iki sevginin arasına giren yanar.
Mala ve evlada sevgi çoğalınca hak sevgisi azalır ve insan bu sevgiden ceza görür.
Allah, zatına ve sıfatına şirk koşanları sevmez, gayyur ve her şeyden üstündür.
54:14İlahi Tecelli ve Kalp Yolculuğu: Allah'ın sevgisi tecelli ederse, şirk yok olur, mal, çocuk ve şehevi arzular gider.
Kalpteki şahsi irade ve temenniler yok olur, su saf ve içi temiz bir hal alır.
Kalp yolunu şaşırdıkça ilahi tecelli onu yola getirir, kendinden başka her şeyi yok eder.
55:32Yüksek Dereceye Erenlerin Durumu: Yüksek dereceye erenler bazı ufak tefek işlerle uğraşabilirler, ancak bunlar kalp cihetine yanaşamaz.
Bu işler ilahi iradeye dayanarak yapılır ve sevgili kula bir lütuf ve keramet olur.
Bu nimetler kötülüklere karşı kalkan sayılır, parası olur haramdan kurtulur, çocukları olur kimseden yardım istemez.
56:38İnsanları Dört Bölümde Anlatmak: Birinci bölüm: Kalpsiz, dilsiz, asi ve hissizdir, Allah buna hayır vermemiştir, azap, gazap ve felaket insanlarıdır.
İkinci bölüm: Dili vardır, kalbi yoktur, herkese hikmetten konuşur ama kendisi amel etmez, peygamber efendimiz bu duruma işaret ederek ümmetim için en çok endişe ettiğim şey dilli münafıklıktır buyurmuştur.
58:53Kötü Alimler ve Kalp Sahibi İnsanlar: Peygamber Efendimiz, ümmetine en korkulacak şeyin kötü alimler olduğunu belirtmiştir.
Kalp sahibi ama dili olmayan insanlar, Allah'a tam inanmış ve Allah tarafından halkından gizlenmiş kişilerdir.
Bu insanlar yalnız kendi ayıbını görür ve gidermeye çalışır, kalbi tevhid nuru ile doludur ve selametin sessizlikte olduğunu bilir.
1:00:54Azim Derecesi: En yüksek derece "azim" olarak adlandırılır ve melakut aleminde kendisine bu isim verilmiştir.
Bu zat alim-i billah'tır, dinin hikmet yönünü en iyi bilen ve Allah'ın birçok bilinmeyen ilmi kalbine yerleştirdiği kişidir.
Bu zat Allah yolunda bir şahtır, kıyamet günü şefaatçi olup dünyada temiz, Allah'ın indinde her şeyi makbul ve merguptur.
1:03:43Allah'a Darılmamak: Allah'a darılmak, onu töhmet altına almak ve her işine itiraz etmek yerine, ona candan inanmak ve teslim olmak gerekir.
Rızık babında sıkı olmak yerine geniş olmak, zengin olunca herkese dağıtmak ve fakir olunca sabırlı olmak önemlidir.
Malın çoğu beladır, çok istememek ve azla yetinmek gerekir çünkü bela biter ve üçlüğün sonu vardır.
1:04:57Sabır ve Bekleyiş: Sükutu, sabrı sevmek ve Allah'ın ilahi fiillere uymaya çalışmak gerekir.
Allah'ın emir ve fermanına karşı kalbinden bir şey geçerse tövbe etmek ve hakkı töhmetleyen bir kusur ettiyse nadim olmak önemlidir.
Hak kapısından başka kapı yoktur, ondan kaçmanın mümkün olmadığına inanmak ve hak işlerden intikam almanın imkansız olduğunu bilmek gerekir.
1:05:42Allah'ın İşleri ve Sabır: Her şey bu dünya alemine çıkmadan çok evvel yaratılmıştır ve onların karını zararını yalnız Allah bilir.
Allah yaptığını iyi bilir, yapacağı iş ona göre kolaydır ve işlerinde asla tenakuz bulamazsınız.
Sabır aleminde kendini yok etmek, nefsini ve şahsi arzularını yenmek ve emirlere uydurmaya çalışmak gerekir.
1:07:51Dua ve Sabır: Duanın her zaman alemde makbul olmaz, çünkü burada istenenlerin çoğu zamansız ve yersiz isteniyor.
Duanın kabul olmayınca Allah'a sitem etmemek, niçin kabul olunmadı diyerek şaşmamak gerekir.
Duanın her zaman duyulur ama ihtiyacın kadar verilir, sonrası öteki aleme kalır.
1:10:18Sabır ve Rıza: Sabır, benlik davasını bırakıp Allah'a bağlı olmak ve Allah'ın fiil ve irade önünde topçu, önündeki top gibi olmaktır.
Nimet gelirse şükredilir, şükrettikçe nimet artar; darlık baş gösterince sabredilir, bu da bir nimettir.
Allah kullarına yardımıyla koşar, sebatını verir ve nefse, şeytana galebe çalması için kula yardımcı olur.
1:12:23Salavat ve Dua: Salavat, peygamberlere has bir makamdır ve günahkar olan kişi günahlarının bağışlanmasını sağlar.
Allah'ın emrini tutmak ve yalvarmak bir vazifedir, duanın aziz bir yolcuyu uğurlar gibi yapılması gerekir.
Duanın derhal icabet olunmazsa bağırıp çağırmaya kalkmamak, her iki durumun da müsavi olması ve ibret almak gerekir.
1:14:20Vera ve Haram Korkusu: Vera sahibi olmak gerekir, aksi halde felaket yakınına gelir ve ölüm desen bırakmaz.
Hz. Peygamber'den rivayet edilen hadiste, Allah yolunun hak pusulası vera olduğu belirtilmiştir.
Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, harama düşmemek için helali ve mübahı terk etmişlerdir.
1:15:27Vera ve İrade: Her sultan'ın bir sınırı vardır, Allah'ın sınırı ise haramlardır ve sınır yakınına gelmek tehlikelidir.
Vera en büyük ibadettir, ancak insan daraldığında ruhsatlarla amel eder.
Ruhsat bir yardımdır ancak ibadet ve taatte kullanılmalı, daima ruhsatla hareket eden irade sahibi olamaz.
1:17:42Dünya ve Ahiret İlişkisi: Baş tehlike dinde şüphelilere koşmaktır, selamet irade sahibi olup çalışmakla olur.
Ahiret sermayen olsun, dünyayı ticaret yeri say ve zamanını önce ahiretine sarf et.
Dünyayı sevmek ve ahireti ticaret saymak namazı vaktinde kılamamaya, erkanını yerine getirememeye neden olur.
1:18:46Nefsin İdare Edilmesi: Nefsi emrine alacak, terbiye edecek ve doğru yola getirecek olan kişi, nefsin kulu ve uşağı olmamalıdır.
Nefse uymadan ahireti sermaye kabul eden kişi her iki cihanda da mesud olur.
Peygamber Efendimiz, Allah dünyayı ahiret niyetine göre verir, ahireti dünya niyetine göre vermez demiştir.
1:20:15Ahiret ve Dünya İlişkisi: Kötülüklerden çekinerek ibadet edersen dünyan hoş olur, yalnız ahireti arzularsan Allah'ın öz kullarından olursun.
Ahireti bırakır, dünyaya çalışırsan Allah sana gazabını karşı yapar, ahireti kaybedersen dünya sana isyankar olur.
İnsanlar iki kısımdır: biri dünyayı arar, diğeri ahiret; kıyamet günü de böyle olacak.
1:21:41Ahiret Hayatı: Kıyamet günü bir günü bin senedir ve cennet ehli arşın gölgesinde rahat eder, lezzetli meyveler yer.
Cennet ehli hesap bitince yerlerine giderler, dünyadaki evlerine gider gibi cennetteki yerlerine varırlar.
Dünyayı terk ettikleri için bu büyük dereceye sahip olurlar, dünyaya tapmanın neticesi onları öbür alemde buldu.
1:23:32Peygamber ve Tevekkül: Allah, peygamberlerin getirdiklerini alın, yasak ettiği şeyleri yapmayın, Allah'tan korkunuz, ona muhalefet etmeyiniz demiştir.
Peygamber Efendimiz, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, bana uyarsanız Allah da sizi sever demiştir.
Çalışmak peygamberin sünnetidir, tevekkül yoluna kıymet verdikçe peygamberin ruhaniyeti seni sarar.
1:25:06Allah'a Tevekkül: Allah, tevekkül üzerine inanıyorsanız Allah'a tevekkül ediniz, Allah tevekkül edenleri sever demiştir.
Peygamber Efendimiz, emrimiz haricinde işlenen hiçbir şey makbul değildir demiştir.
Selamet ve kitap sünnettedir, helak bunların haricindedir; kul bunlarla yükselir, veli bedel ve gas makamlarına bunlarla erer.

Futhu'l-Gayb, Abdülkadir Geylani Hazretleri - İman ve Sabır Üzerine Dini Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir