Buradasın
Fatih Sultan Mehmet'in Hayatı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükselişi
youtube.com/watch?v=e2Y2GDW6RIgYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Fatih Sultan Mehmet'in hayatını, fetihlerini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişimini anlatan kapsamlı bir tarihsel belgeseldir. Videoda Fatih Sultan Mehmet, Çandarlı Halil Paşa, Zağanos Paşa, Belî Mahmut Paşa, Kazıklı Voyvoda Vlad Drakula gibi önemli tarihi karakterler yer almaktadır.
- Video, Konstantinopolis'in fethinden başlayarak Fatih Sultan Mehmet'in Balkanlar'daki seferlerini, Osmanlı-Venedik Savaşı'nı, Fatih Kanunnamesi'nin ortaya çıkışı, devlet düzeni düzenlemeleri ve son dönemlerini kronolojik olarak anlatmaktadır. Fatih'in farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı çok kültürlü bir başkent yapma çabaları, eğitim ve kültür alanındaki çalışmaları, bilim insanlarını sarayına çekme girişimleri ve 1481'deki vefatı detaylı şekilde ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca Fatih'in Rum Ortodoks Kilisesi ile ilişkileri, Yahudi cemaatlerine gösterdiği hoşgörü, Topkapı Sarayı'nın inşası, Fatih Külliyesi gibi önemli yapılar ve Fatih'in "cihan imparatoru" olarak nitelendirilmesi gibi konular da işlenmektedir. Fatih'in ölümü ve oğlu Bayezid'in tahta geçişi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişi hakkında değerlendirmelerle video sonlanmaktadır.
- 00:05Konstantinopolis'in Kaybedilmesi ve Batı Dünyasının Tepkisi
- Konstantinopolis'in kaybedilmesi Batı Hristiyanları için acı bir darbe oldu ve şehri kurtarmak için pek bir şey yapmamış olan ülkelerden feryatlar yükseldi.
- Venedik kadırgalarından oluşan bir papalık donanması Ege kıyılarından daha öteye ulaşmayı başaramamıştı.
- Hıristiyanlığın son kalesi yıkılmıştı ve bu felaket Batı uygarlığının kendisini tehdit ediyordu.
- 00:37Batı Ülkelerinin Tepkileri
- Tehdidi en fazla hisseden ülke İtalya'ydı ve Venedik, genç Osmanlı Sultanı ile görüşmelere başlayan ilk Avrupalı güç oldu.
- Cenova, iç çekişmelerle ve Napoli ile yapılan savaşta zayıflamış, Doğu Akdeniz ve Ege'deki topraklarını yitirmekten korkuyordu.
- Bizans'ın yıkılması bazı Batılı devletleri birbirine düşürürken bazılarını yakınlaştırdı ve Osmanlılara karşı büyük bir Haçlı seferi düzenlenmesi fikri ortaya atıldı.
- 01:58Sultan Mehmet'in Konstantinopolis'ten Dönüşü ve Sadrazam Halil Paşa'nın Azletilmesi
- Mehmet, fetihten sonra Konstantinopolis'te yirmiüç gün geçirdi ve 21 Haziran 1453'te Edirne'ye döndü.
- Sadrazam Halil Paşa, Konstantinopol'ün fethi sırasında sergilediği tutumlar nedeniyle fetihten üç gün sonra görevinden azletildi.
- Halil Paşa, Yedikule zindanlarına kapatıldı ve 10 Temmuz 1453'te idam edildi, mallarına el konuldu ve zindana atıldı.
- 03:18Sultan Mehmet'in Otoritesini Pekiştirmesi
- Mehmet'in içi sonunda rahatlamıştı ve Halil Sultan'ın sarayında sadrazamlık görevini peş peşe yerine getiren Çandarlı ailesinin dördüncü üyesiydi.
- Mehmet, babasının zamanında görev yapan eski Osmanlı rejiminin diğer vezirlerini de işlerinden almıştı.
- Sultan Mehmet artık divan toplantılarına katılmamaya ve halkla teması eskiye nazaran düşük tutmaya karar verdi, Osmanlı padişahlarının halktan kopuk yaşamı başlamış oldu.
- 04:10Konstantinopolis'in Yeni Başkenti Olması
- Sultan 1453 sonbaharı ve kışını başkent Edirne'de geçirdi, kafasında artık yeni başkentin Konstantinopolis olması fikri vardı.
- Fatih ilk iş olarak bugün eski saray olarak bildiğimiz Yeni Saray'ın inşasına başlanması emrini verdi ve şehrin en güzel birkaç mekanından biri olan günümüzde Beyazıt Meydanı olarak bilinen yeri seçti.
- Eski sarayın inşası dört yılda tamamlanacaktı, geniş bir araziye kurulmuş, yüksek bir duvarla çevrelenmişti ve her türden bina yapılmıştı.
- 05:09Konstantinopolis'in İsim Değişimi
- Fetihten sonra Osmanlı Devleti artık bir imparatorluk olmuştu ve Konstantinopolis imparatorluğun dördüncü başkenti ilan edildi.
- Konstantin'in kenti anlamına gelen Konstantinopolis ismi Arapça versiyonu olan Konstantiniyye ile değiştirildi ve 1923 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar resmi olarak bu kullanımda kaldı.
- Zamanla İstanbul ismi de resmi belgelere girdi ve sıkça kullanılmaya başlandı, sonunda şehrin Türkçe'de en yaygın bilinen adı oldu.
- 06:05Sultan Mehmet'in Vizyonu ve İstanbul'un Yeniden Canlandırılması
- Mehmet, mutlak bir güce sahip olmak ve bir dünya fatihi olarak Büyük İskender ve Julius Sezar'ın başarılarıyla yarışmak, hatta onları geçmek istiyordu.
- İstanbul'u fetheden Sultan, dünyanın en büyük Müslüman hükümdarı olarak görülüyor, hayranlık ve saygı uyandırıyor, kutsal bir misyonu yerine getiriyordu.
- Üstlendiği görev Bizans İmparatorluğu'nu yok etmek değil, onu yeni bir Osmanlı modeline göre diriltmek, eski görkemini yeni baştan imar etmek ve yeniden canlandırmaktı.
- 07:38Galata'daki Cenevizlilerin Durumu
- Sultan önce 2 Haziran'da Galata'daki Cenevizlilerle görüştü ve deniz tarafında bulunanlar hariç Galata surlarının yıkılmasını emretti.
- 29 Mayıs 1453'te Galata'daki Cenevizlilerin podestası olan Angelo Lomellino, sultana şehrin anahtarlarını göndermişti.
- 1 Haziran'da Galata sakinlerinin hakları ve özgürlükleri Yunanca yazılmış resmi bir anlaşma ile onaylandı, Cenevizlilerin erkek çocukları yeniçeriler arasına katılmayacaktı.
- 08:57Dinsel Azınlıkların Statüsü
- Artık Müslüman hakimiyetinde olan İstanbul'da dinsel azınlıkların statüsünü tasarlamak gerekiyordu.
- Bu insanlar, milletler şeklinde organize edilmiş reayalar ve merkezi güce karşı sorumlu bir dini liderin yönetimi altında kendi yasalarıyla adetlerini muhafaza eden topluluklar olacaklardı.
- Mehmet şimdi İslam otoritesini temsil eden ulemanın yanıbaşında, İstanbul surlarının içinde Rum Ortodoks Patriği, Ermeni Patriği ve Yahudi Hahambaşısının yer almasını istiyordu.
- 09:41Fatih Sultan Mehmet'in Rum Ortodoks Kilisesi'ne Yaklaşımı
- Fatih Sultan Mehmet, Kayseri Rum'un şehrin içindeki en büyük, en zengin ve en kültürlü Müslüman olmayan topluluğu temsil eden Rumlara karşı olumlu bir tavır sergiliyordu.
- Türklerin paylaşmadıkları endüstri, ticaret ve denizcilik alanındaki becerileri sayesinde imparatorluğu için büyük yararları olabileceğini net olarak görüyordu.
- Fatih, Rum Ortodoks Kilisesi'ne yeni bir patrik bulmaya girişti ve Patriklik tahtının son sahibi 1451'de İtalya'ya kaçtığından istifa etmiş sayılıyordu.
- 10:35Cenadios'un Patriklik Makamına Atanması
- Cenadios, Sultan'ın huzuruna çıktığında engin bilgisiyle onu çok etkiledi ve Sultan da ona büyük saygı gösterdi.
- Cenadios, 1454 yılının Ocak ayında Sultanın himayesinde Patriklik tacını giydi ve Bizans İmparatorluğu'nun yetkilerine sahip olacak.
- Cenadios, Bizans topluluğu üzerinde mutlak otorite sahibiydi ve Fener adlı Rum semtinde kendi sivil mahkemesi ve kendi hapishanesine sahip üç dolu paşalık ünvanı verildi.
- 12:14Ayasofya'nın Camiye Dönüşümü ve Fatih'in Yaklaşımı
- Ayasofya kilisesi, cami olarak büyük Ayasofya Camii adı altında adını korudu, yalnızca kubbesinin tepesindeki haç yerini Mekke'ye bakan bir hilalle bırakmıştı.
- Fatih bir minare eklediği Ayasofya'ya başından itibaren saygıyla yaklaştı ve sanatta insan suretini yasaklayan İslam yasana rağmen insan tasvirli mozaiklerini korudu.
- Yeni Patrik Cenadios, Sultan'a Papa'nınkine karşı Rum Ortodoks Kilisesi'nin velinimeti ve kurucusu gözüyle bakmaya başlamıştı.
- 13:28Fatih'in Hristiyan Topluluklara Gösterdiği İlgi
- Fatih Sultan Mehmet'in tebaasındaki Hıristiyan topluluklara gösterdiği ilgi ve ayrıcalıklar, Batıda Sultan'ın din değiştirip Hıristiyanlığı kabul edebileceğine dair dindarca umutlara yol açtı.
- Papa II. Pius, Sultan'ı din değiştirmeye ikna etmek gibi tuhaf bir fikre kapıldı ve bu fikre kapılmasına sebep olan şey, Sultanın Patrik Cenadios'tan Havariler Amentüsünün tefsirini istemesi ve Patrick'in ona yirmi bölümlük bir tefsir sunması olabilir.
- Doğudan gelen yolcular Mehmet'in Hristiyan diniyle yakından ilgilendiğini söyleyip duruyordu ve Mehmet'in Hıristiyan annesinden o daha çocukken bu ilginin tohumlarını aldığı söyleniyordu.
- 14:32Papa II. Pius'un Sultan'a Mektubu
- Papa bir yandan bütün Hıristiyan dünyasını Hıristiyanlığın baş düşmanı II. Mehmet'e karşı birleştirmeye çalışırken, diğer yandan da onu İsa'nın öğretisinin İslam'dan daha üstün olduğuna inandırmaya çalışıyordu.
- Papa II. Pius, Sultan Mehmet'e muhtemelen hiç ulaşmayan tuhaf bir mektup kaleme aldı ve bu mektupta Sultan'ın bütün hükümdarlık ünvanlarını ne Papa'nın ne de Hristiyan dünyasının rızası ve iş birliği olmadan aldığını itiraf etti.
- Mektupta Sultan'a baftiz olup Hristiyanlığa geçmesi ve İncil'in öğretisini kabul etmesi için teşvik edildi, böylece dünyanın en ünlü ve en güçlü prensi olacağını vaat edildi.
- 16:36Fatih'in Ortodoks Hristiyanlara Yaklaşımı
- Bu gibi yaklaşımlar, kendini Allah'ın kulu ve halifelerin varisi olarak gören, dolayısıyla da ruhen ve siyasal açıdan İslamla özdeşleşmiş olan Sultanı etkileyecek değildi.
- Fatih, Ortodoks Hristiyanlara karşı hoşgörülü ve babasının yaptığı gibi kendi fikir Hıristiyanlıktan dönenleri ve özellikle kendi açık fikirlerini paylaşanları görevlendirerek onları eski model Müslümanlara tercih etti.
- Kayseri Rum'un Ortodoks Kilisesi'nin hiyerarşik yapısını korumaktaki amacı, onu kendi çıkarları için kullanmaktı ve Hristiyanlığın iki büyük bloğunun birleşme ihtimaline karşı bunlardan birini el altında dost olarak tutmak akıllıcaydı.
- 17:53Fatih'in Batı Dünyası Hakkında Bilgi Toplama Çalışmaları
- İstanbul'dan kaçan bir takım Bizanslı alimler İtalya'da Yunan kültürünü yayarken, Mehmet de İtalyan danışmanlarının yardımıyla Batı dünyası hakkında bilgi topluyordu.
- Fatih, İtalya coğrafyasını çalışıyordu ve elinde üstünde krallıkların ve eyaletlerin yer aldığı bir Avrupa haritası vardı.
- Fatih, Batının dini olan Hıristiyanlıkla tamamen pragmatik nedenlerden dolayı ilgileniyordu; bu dine meyletmekten ziyade imparatorluğunun yeni tebaasını ve muhtemel düşmanlarını yakından tanımak istiyordu.
- 19:02Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudi Topluluğu
- Türklerin Konstantiniyye'yi ele geçirmesi sırasında kurtulmayı başarabilmiş az sayıda şehir sakini arasında Balat'ta yaşayan Yahudiler de vardı.
- Mehmet Cenadios'un atanmasından kısa süre sonra ülkesindeki bütün Yahudi cemaatlerine başkanlık yapacak bir hahambaşı seçti ve seçtiği kişi Moşe Kapsali'ydi.
- Sultan Kapsali'yi imparatorluk divanına üye yapmış, onu müftünün yanına oturtarak patrikten konumca üstün olmasını sağlamıştı.
- 19:34Yahudilerin Osmanlı'daki Durumu
- Kapsali, Türkiye'deki Yahudi cemaatlerine ilişkin siyasi yetkiler verdi; vergileri belirleyen, toplayacak görevleri atayan ve sultanın hazinesine gönderen kişi kendisiydi.
- Dönemin Yahudilerinin anlattıklarına bakılırsa, Fatih'in yönetimindeki Osmanlı, Yahudiler için bir cennetti; Batı Avrupa'da Yahudilere zulmediliyordu.
- Almanya'dan gelen Yahudi göçmenler, Yahudilerin Türk topraklarında ne kadar el üstünde tutulduğunu görünce büyük sevince kaplıyordu.
- 20:56İstanbul'un Kültürel Yapısı
- İstanbul her ne kadar izleyen yüzyıllarda daha İslam bir kent olduysa da Mehmet'in hükümdarlığında şaşırtıcı düzeyde çok kültürlü bir yapı, bir Levanten kenti modeli kazanmıştı.
- Mehmet, bir İslam imparatorluğu yaratmaktan çok bir dünya imparatorluğu yaratmakla ilgileniyordu, fakat bu politikalarından dolayı ciddi İslam eleştiri de alıyordu.
- Fatih'in fetihten sonra ilgilenmesi gereken en önemli görevleri arasında dünyanın en büyük başkenti olması mukadder olan İstanbul şehrinin yeniden canlandırılması vardı.
- 21:50İstanbul'un Yeniden Canlandırılması
- İstanbul'un nüfusu yalıtılmışlığı nedeniyle otuz-kırk bin kişiye kadar düşmüştü ve şehrin büyük bölümleri terk edilmişti.
- İlk iş olarak sokaklardaki molozların hemen kaldırılmasına girişildi, surlar onarıldı ve Osmanlı modeli ile uyumlu yeni bir yönetim görev başına getirildi.
- Mehmet, İstanbul'u mimari açıdan Bizans'ın eski zamanındaki gibi görkemli bir imparatorluk başkentine dönüştürmeye kararlıydı.
- 22:27Fatih Camii'nin İnşası
- Fatih Camii olarak bilinecek olan kendi camii'ni inşa ettirmeye girişti ve bu iş için Rum kökenli bir mimar kullandı.
- Önce Rum Patriği kilisesini Haliç'in Rum Santi Çarşamba'daki Pamakaristos manastırına naklettirdi ve ardından Havariyyun Kilisesi'ni yıktırdı.
- Fatih Camii, Marmara Denizi ile Haliç arasındaki tepelerin doruğuna taç gibi oturmuş olan, yüzyıllar içinde İstanbul şehrine yeni bir profil verecek olan büyük kubbeli camiler dizisinin ilki oldu.
- 23:30İstanbul'a Göçler
- Şehri terk edenlerin hepsi, özellikle Ortodoks Hristiyanlardı, mallarının ve dinlerinin korumaya alınması, vergiden muaf tutulma ve evleriyle dükkanlarının onarımında hükümetten yardım alma vaatleriyle hemen giriş aradılar.
- Türk kuvvetleri tarafından ele geçirilen tutsaklar da serbest bırakılarak Fener bölgesine yerleştirildiler ve bir süre vergilendirilmediler.
- Rumeli ve Anadolu'daki eyalet valileri, İstanbul'a Hıristiyan veya Müslüman dörtbin aile gönderme emrini aldılar.
- 24:08İstanbul'un Nüfus Artışı
- Fethedilen kentlerdeki varlıklı kişiler, tüccarlar ve zanaatkarlar sultanın emri üzerine seçilerek ticaret ve endüstrinin gelişimine katkıda bulunmaları için İstanbul'a nakledildiler.
- Kendi toplulukları olan Yahudiler, yirmibeş yıla kalmadan şehirde Müslümanlarla Hıristiyanlardan sonra üçüncü en kalabalık grubu oluşturacaklardı.
- Sultan'ın fetihlerinin daha ileri bir evresinde Trabzon'la çevresinden, Anadolu'nun başka yerlerinden, Mora'dan ve Ege adalarından da beşbin aile gelecekti.
- 25:40İstanbul'un Ekonomik Gelişimi
- Genç Sultan, ekonomik hayatın geliştirilmesi konusunda özellikle faaldi ve bu amaçla imaret denilen geleneksel İslam müessesesini büyük boyutlarda geliştirdi.
- İmaret kelimesi daha sonraki dönemlerde aşevi anlamında kullanılacak ve bu tesislere külliye denilecekti; bunlar bir cami etrafında toplanmış kamu binaları kompleksi, medrese, hastane ve yolcular için han içeriyordu.
- Mehmet, İstanbul'un ilk büyük camisi, Ayasofya Vakfı'nın bir bölümü olarak içinde yüzlerce dükkanla depo bulunan bir kapalı çarşının inşasını emretti.
- 27:35Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik Yeri
- Bizans artık var olmadığı için zamanla Osmanlı İmparatorluğu ticaretin esaslı bir merkezi olup çıktı.
- Asya ile Avrupa arasında yaşamsal önemi olan bir bağı görevi yaparak, karşıt iki dünya arasındaki sosyal ve kültürel ilişkileri de etkileyen daha geniş bir ekonomik değiş tokuş alanı yarattı.
- Bizans'ın ekonomik bakımdan Venedik'e bağımlı olmasına karşın, toplumu çok ırklı olan Osmanlı İmparatorluğu, bütün devletlerle koruyucu bir gümrük tarifesi esasına göre eşit koşullarla ticaret yapıyordu.
- 28:21Osmanlı İmparatorluğu'nun Yönetimi
- Çandarlıoğlu Halil Paşa'nın idamından sonra sadrazamlık makamı bir yıl kadar boş kaldı ve bu süre zarfında önemli kararlar sultan tarafından verildi.
- Divan cumartesi'den salıya kadar dört gün toplanırdı ve herkesin divanın karşısına çıkıp isteğini dile getirme hakkı vardı.
- Mehmet, vezirlerin sayısını üç'ten dört'e çıkarmıştı ve sadrazam, sultanın temsilcisi ve devletin bütün organlarının baş yöneticisi sıfatıyla divanı yönetirdi.
- 28:56Yeni Sadrazam ve Hükümet Değişiklikleri
- Mehmet'in yeni sadrazamı Beli Mahmut Paşa, Sırp despotluğuna dayanan ve Türk süvarileri tarafından esir alınmış bir tutsaktı.
- Mehmet, Veli Mahmut Paşa'yı Rumeli Beylerbeyliğine atadıktan sonra şimdi de imparatorluk mührünü emanet ediyordu.
- Mehmet'in babasının çok güvendiği ve en sevdiği vezir olan İkinci Vezir Saruca Paşa azledildi ve Gelibolu'ya sürüldü, Zanos Paşa da gözden düştü ve Balıkesir'e sürüldü.
- 29:48Batılı Ülkelerin Durumu
- İstanbul'un fethinden sonraki ayların görece sakinliği, pek çok Batılı prensi ve ülkeyi tehlikenin sandıkları kadar acil olmadığına inanmaya yöneltti.
- Yalnızca İmparator II. Frederick ile Macaristan tetikte durmayı sürdürdü, ancak ufak çaplı çabalar boşunaydı.
- Yakında Müslümanların bu yeni güçlü imparatorluğu sınırlarını daha da genişletecekti ve Sultan Mehmet'in sıradaki büyük hedefi eski Roma'ydı.
- 30:33Fatih Sultan Mehmet'in Kişiliği
- Konstantinopolis'i fethedip 1123 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu'na son veren Fatih Sultan Mehmet, genç, iri yarı, sağlam yapılı, silah kullanmakta ustaydı.
- Pek gülmez, son derece ihtiyatlı ve cömerttir, planlarını uygulamak konusunda keçi gibi inatçıdır ve gözünü budaktan sakınmaz.
- Anconalı Ciriaco adlı bir arkadaşı ve bir başka İtalyan ona her gün Romalı ve başka tarihçilerin kitaplarını okur, birçok dil bilir ve İtalya coğrafyasıyla, Papa'nın ve İmparatorun yaşadığı yerler hakkında bilgi edinmek için çok uğraşır.
- 31:37Fatih'in Hedefleri
- Mehmet günümüzde artık işlerin değiştiğini söylüyor ve eskiden Batılılar nasıl doğuya ilerlemişse kendisinin de doğudan batıya doğru ilerleyeceğini bildiriyor.
- Dünyada tek bir imparatorluk ve tek bir hükümdar olmalı diyor, yani Fatih'in şimdiki hedefi doğuya hükmettiği gibi batıya da hükmetmekti.
- Fethettiği yeni başkentini yanlarıyla arkası güvenceye alınmış bir üs haline getiren Sultan Mehmet'in şimdiki askeri görevi, imparatorluğu berk itmek ve çevresindeki sınırları genişletmekti.
- 32:20Sultan Mehmet'in Savaş Stratejisi
- Sultan ordularının başında savaşa gidiyor, paşalarına kumanda ediyor, hiç savaş meclisi toplamıyor ve her yıl hem Avrupa'dan hem de Asya'dan topladığı askerlerle oluşturulan sıkı disiplinli ordularının hedefine ilişkin hiçbir plan açıklamıyordu.
- Bir keresinde bir paşası sonraki seferin hedefinin neresi olacağına dair ona soru sorunca Sultan şu yanıtı verdi: niyetimi sakalımın bir tek kılı bile bilecek olsa, onu koparıp ateşe atardım.
- Fatih'e babasının düşmanları olan Macaristan'daki Hunyadi, Sırbistan'daki Despot Durat Brankoviç, Arnavutluk'taki İskender Bey, Yunanistan'la Ege'de ise Venedikliler miras kalmıştı.
- 33:08Sırbistan Seferleri
- İlk hedefi ellerine geçirdikleri her fırsatta bağımsızlık hayalleri kuran Sırbistan oldu.
- İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı'ya bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği kaleleri geri veren Sırplar, Macarlarla iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye başladılar.
- Mehmet 1454 ile 1459 arasında dört kez Sırbistan'a sefer düzenledi, Macarlarla Türklerin rekabet alanı olan bu tampon devleti tamamen ele geçirdi ve değerli gümüş madenlerine el koydu.
- 33:50Belgrad Kuşatması
- Mehmet'in Macaristan'a yüklenmesine karşı arada hala bir engel vardı: Tuna üzerindeki Belgrad şehri.
- 1456'da çok iyi silahlanmış altmış bin kişilik bir kuvvet ve Tuna üstünde hafif teknelerden oluşmuş bir filo oluşturdu.
- Haziran başlarında tahıllar olgunlaşırken Sultanın çadırı bir tepenin doruğuna oturtuldu, yeniçerilerin barınakları ise tepenin eteklerine konuşlandırıldı.
- 34:29Belgrad Savaşı
- Türk sipahileri Temmuz başında çevre arazileri harabeye çevirdiler ve bombardıman başladı, ondört gün sürdü.
- Hünyadi'nin nehir filosu Tuna'nın alt başında belirdi ve süvarileri de takviyelerin gelmesini engellemek için kıyılarda toplandılar.
- Savaş beş saat boyunca şiddetli bir şekilde devam etti, Türkler çaresiz kalacak bir direniş gösterirken, Tuna'nın suları akan kanlardan kızıla boyandı.
- 35:01Macarların Zaferi
- Gemileri daha hafif olan ve manevra yapma kabiliyeti bulan Macarlar, Antal Türk gemileri zincirini yararak onları dağıttılar, iki kadırgayı mürettebatıyla birlikte batırdılar, dördünü de bütün silahlarıyla birlikte ele geçirdiler.
- Türk filosunun kalan gemileri ölüler ve can çekişen yaralılarla yüklü olarak kaçmayı başardılarsa da, düşmanın eline geçmelerini engellemek için Sultanın emri üzerine yakıldılar.
- Macarların zaferi kesindi, savaşçı keşiş Kaptirano kuşatılmış garnizonu takviye etmek ve cesaretlendirmek için birlikleriyle birlikte kaleye girdiler.
- 35:38Mehmet'in Saldırısı ve Tuzağa Düşüşü
- Nehirdeki yenilgiden dolayı deliye dönen ve kaleyi ele geçirmeye kararlı olan Mehmet, bizzat kendisi yeniçerilerinin başına geçti ve gece vakti şehre karşı büyük bir saldırıya girişti.
- Sonunda şehrin alt bölümüne girmeyi başardıkları gibi, içlerinden bazı gruplar kale içine girmek için duvarlara tırmandılar.
- Ganimet peşindeki yeniçeriler boş sokaklarda dağılırken, Hunyadi kurnazca bir manevrayla birliklerine saklanmalarını emretti ve yeniçeriler tuzağa düşürüldü.
- 36:09Yeniçerilerin Yenilgisi
- Yeniçeriler tuzağa düşürülmüştü, tekrar toplanmaya vakit bulamadan küçük gruplar halinde etrafları çevrildi ve çoğu yok edildiler.
- Hayatta kalanlar kendilerini kare duvarlarından aşağıya bırakınca daha da korkunç bir sürprizle karşılaştılar, güya adıyla Caprano küme küme dalların üstüne kükürde batırılmış çalı çırpı yığmışlardı.
- Sabah olunca bunları tutuşturup aşağıda gerilemekte olan düşmanın üstüne fırlattılar, her tarafta yangınlar patlak verdi ve sayısız Türk kaçamadan hendeklerin içinde cayır cayır yandılar.
- 36:50Savaşın Sonu ve Sonrası
- Panik halindeki Türkler silahlarını bıraktılar ve Sultanın karargahının önündeki üçüncü savunma hatlarına sürüldüler.
- Çığına dönen Mehmet, savaşın orta yerine atıldı ama Haçlılardan birinin kellesini uçurduktan sonra baldırına rastlayan bir okla yaralandı ve savaş meydanından çekilmek zorunda kaldı.
- Yeniçeriler şaşkınlık halinde dağıldılar, böylesi bir disiplinsizliğe fena halde kızan Mehmet, yeniçerilerin ağası Hasan'ı şiddetli bir şekilde azarladı ve Hasan gece bastırdıktan sonra Efendisi'nin gözleri önünde öldürüldü.
- 37:19Belgrad Bozgunu Sonrası
- Sultan geri çekilme emri verdi ama bu da sonunda darmadağın bir kaçış şekline dönüştü ve önemli miktarda top, cephane ve erzak düşmanın eline geçti.
- Hıristiyanların zaferi bütün Avrupa'da büyük sevinç gösterilerine yol açtı, ama kuşatmanın üzerinden uzun bir zaman geçmeden Hünyadi ile Caprano'nun her ikisi de Belgrad çevresini kasıp kavuran bir salgında öldüler.
- Mehmet, Belgrad bozgununda savaş malzemelerini kaybetmesinin ardından 1450 hiçbir sefere çıkmadı, bunun yerine Edirne'deki sarayında kalmayı yeğledi ve iki genç oğlunun sünnet ettirilmesinin zamanı gelmişti.
- 38:12Mehmet'in Yunanistan Seferleri
- Mehmet 1458'de Yunanistan'ı boyunduruk altına almak için sefer düzenledi ve Bizans yönetici sınıfının büyük bölümü Paleologos hanedanının iki üyesinin bölünmüş Mora despotluğuna sığınmıştı.
- Sultan önce Batı Mora'yı istila etti, Kalorin'i kuşattı ve tarihi kentin kalıntılarından yontturduğu mermer güllelerle kenti top atışına tuttu, böylece Paleologoslar eski Konstantin despotluğunun büyük kısmını Osmanlılara bırakan bir barışa razı oldular.
- Mehmet 1460'ta tekrar Yunanistan'a yürüdü, Dimitrios ve Despot Thomas'ı yenerek Mora despotluğu tarihe karıştı ve Osmanlılar bütün Yunan yarımadası üzerinde egemenliklerini kurdular.
- 40:41Mehmet'in Yunan Halkına Yaklaşımı
- Mehmet Yunan halkına büyük ölçüde hoşgörüyle davranıyordu; aşırı vergiden ve çocukların tabi tutulduğu haraçtan muaftılar, ticaret yapma ve kendi yerel yönetimlerini seçme özgürlükleri tanınıyordu.
- Batı Hıristiyanlığı onları kafirlerin baskısı altında ezilmiş ve Latinler tarafından kurtarılmayı bekleyen bir halk olarak görmeyi yeğlerdi.
- Mehmet 22 Aralık 1459'da üçüncü oğlu Cem doğdu, Cem'in ilginç ve maceralı hayatı hem babasının hem de kendisinin ölümünden çok sonra bile Avrupa saraylarında ilgi çeken bir konu olarak kalacaktı.
- 41:47Trabzon Seferi
- Bizans İmparatorluğu'nu kendi egemenliğinde yeniden canlandırmayı hedef edinmiş olan Mehmet, Bizanslı Rumların arasında kral unvanı taşıyan hiç kimseyi bırakmamaya kararlıydı ve şimdi sıra Komos'lara gelmişti.
- 1461'de Mehmet Asya'ya kara ve deniz yoluyla ceza amaçlı bir sefer düzenledi, önce Amasra'yı zapt etti, sonra Sinop'u elde etti ve Uzun Hasan'ın topraklarına girdi.
- Sultan askerleriyle yürüyüşe geçerek Pontus Sıradağ'ını açtı, Trabzon'u kuşattı ve imparator David barış yolunu seçti, Osmanlı ordusu hiç direnişle karşılaşmadan Trabzon'a girdi.
- 44:31Trabzon'un Fethi ve Sonrası
- Mehmet, arabuluculuğu karşılığında sarayı bir yığın mücevherle ödüllendirdi, ancak şehrin insanlarına bu yüce gönüllülük gösterilmedi; erkekler ve kadınlar köle edilerek Sultanla ileri gelenleri arasında paylaştırıldılar.
- İki yıl sonra imparator David bir kez daha Uzun Hasan'la Sultanın aleyhinde entrikalar çevirmeye başladı, Mehmet bu sefer merhamet göstermedi ve David'i İstanbul surlarının içindeki Yedikule zindanlarında hapsetti.
- Mehmet böylece Trabzon seferi sırasında Anadolu'nun kuzey kıyı bölgesinin en büyük kısmını ve buradaki üç önemli limanı imparatorluğuna katmıştı, 257 yıl boyunca Doğu Karadeniz'de hüküm süren Trabzon İmparatorluğu tarihe karışmıştı.
- 46:12Fatih Sultan Mehmet'in Balkan Stratejisi
- Fatih Sultan Mehmet doğuda güvenliğini sağladıktan sonra askeri dikkatini batıya çevirdi ve hedefi Balkan Yarımadası'nda Osmanlı egemenliğini kurmaktı.
- Tuna'nın kuzeydoğusunda yer alan Eflak ülkesi, Yıldırım Bayezid zamanında vergiye bağlanmış ve Fatih tarafından III. Vlad Drakula getirilmişti.
- Vlad Drakula, babası tarafından Osmanlılara rehin bırakılmış ve çocukluğunu Mehmet ile geçirmiş, görünüşte kardeşine bağlı olsa da gizliden gizliye düşmanlık ediyordu.
- 46:49Kazıklı Voyvoda Vlad Drakula'nın Zalimliği
- Eflak'ın hakimi olan III. Vlad, zalimliği ve insanları kazığa oturtmaktan zevk alması sebebiyle "Kazıklı Voyvoda" ve "Drakul" (şeytan) lakaplarıyla tanınıyordu.
- 1456'da tahta geçmesinden itibaren kullarına, komşularına ve zaman zaman Osmanlılara dehşet saçmış, binlerce insanı kazığa oturtmuş, paramparça ettirmiş veya diri diri yaktırmıştı.
- Kazıklı Voyvodanın en büyük eğlencesi sarayında yeni kazığa oturtulmuş Türk'lerin yanında yemek yemekti ve adamlarına tutsakların taban derilerini yüzmelerini, yaralarına tuz basmalarını emrederdi.
- 48:28Osmanlı-Eflak İlişkileri
- Sultan Mehmet, vergisini ödediği ve komşularını rahatsız etmediği sürece Vlad'ı rahat bırakmaktan yanaydı ve hatta Vlad'ın tahtta hak iddia eden bir rakibini yenmesine yardım etmişti.
- Vlad tahttaki yerini sağlamlaştırınca haraç ödemeyi kesmiş ve Osmanlı topraklarına saldırmaya, Türkleri öldürerek kan dökme arzusunu tatmin etmeye başlamıştı.
- 1461'de Mehmet'in Trabzon'u fethetmek için uzaklaşmasından faydalanarak Macaristan Kralı Mathias Cornevus'la Türkler karşı bir anlaşma yaptı.
- 49:02Vlad'ın Ele geçirilmesi Planı
- Mehmet casusları sayesinde Vlad'ın kendisine saldırmayı planladığını haber aldı ve diğer planlarını erteleyip Vlad ile ilgilenmeye karar verdi.
- Sultan, Vlad'dan kendisine olan bağlılığını kanıtlamasını istedi, ona imparatorluğuna davet etti ve çeşitli armağanlar vereceği konusunda güvence verdi.
- Mehmet, Vlad'dan 500 seçkin Eflaklıyı ve yıllık 2000 dükalık gecikmiş vergisini İstanbul'a getirmesini istedi, ancak Vlad daveti kabul etmedi.
- 49:45Vlad'ın Ele geçirilmesi ve Osmanlı'nın Tepkisi
- Yunus Bey ve Çakırcıbaşı Hamza Paşa, Vlad'ı tuzağa düşürme girişimi başarısız oldu, ancak sonunda Yunus Bey'e eşlik etmeyi kabul etti.
- Tuzağın kurulduğu yere geldiklerinde şiddetli bir çatışma patlak verdi, Vlad ve askerleri galip geldi, Hamza Paşa ile Yunus Bey esir alındı ve kazığa oturtuldular.
- Vlad ordusunu toplayarak Tuna'yı geçti, Bulgaristan köylerini yakıp yıktı, binlerce Bulgar ve Türk masumu kazığa oturtmak suretiyle işkence ederek öldürdü.
- 50:54Osmanlı'nın Eflak Seferi
- Vlad'ın elçilerini katletmesi apaçık bir savaş ilanı demekti ve Sultan, ertesi ilkbaharda Eflak'a saldırmaya karar verdi.
- Osmanlı Sultanının Kazıklı Voyvodayı alt etmek için topladığı ordu, neredeyse İstanbul'u kuşatmakta kullandığı ordu kadar büyüktü ve yaklaşık 100 adet top eşlik ediyordu.
- Mehmet'in amacı yalnızca kral değişikliği yapmaktan ziyade, Eflak'ı almaktı ve bunu yapamasa bile yanına Vlad'ın kardeşi Radu'yu kukla kral olarak Eflak tahtına oturtacaktı.
- 51:37Eflak Seferi ve Tuna Nehri'nin Geçilmesi
- Eflak seferi Mehmet'in daha önceki bütün savaşlarından farklı olacaktı çünkü Eflak'taki az sayıda şehir engebeli ve yoğun ormanlarla kaplı arazilerde bulunuyordu.
- Mehmet, Tuna Nehri'nin kıyısına yüzbin askerini, binlerce atını ve onlarca topunu yığdığı zaman ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldı.
- 4 Haziran 1462'de Osmanlı askeri karşı kıyıya çıktı, Vlad tuzağa düşürdüğünü zannederken aslında yerini erkenden belli etmişti.
- 53:12Vlad'ın Gerilla Savaşı
- Vlad kırsal bölgelere kaçsa da Sultanı savaşta öldürmeye kararlıydı, öncelikli planı Osmanlı'nın Targovicte'ye doğru yapacağı seferi yavaşlatıp Macaristan'ın kara ordusunun gelmesi için zaman kazanmaktı.
- Osmanlı ordusu günlerce Vlad'tan hiçbir iz bulamadı, sadece yakılmış tarlalar, tahrip edilmiş yollar ve kirletilmiş su kuyuları vardı.
- Macar Kralından umduğu yardımı bulamayan Vlad, 15 bin kişilik küçük ordusuyla Mehmet'e karşı bir gerilla savaşı başlattı ve ormanlardan yaptığı ani saldırılarla Türkleri yıprattı.
- 54:20Targoviç'te Gece Baskını
- Eflak boyunca Vlad Drakula'yı iki hafta kovaladıktan sonra Fatih Sultan Mehmet ve yorgun Osmanlı ordusu Targovişte'nin dışında kamp kurmuştu.
- 17 Haziran gecesi Vlad, adamları yeterince tahkimatlandırılmamış Türk ordugahına bir baskın düzenledi, tarih kitaplarına "Targoviç'te Gece Baskını" olarak geçen bu saldırıda Vlad ve askerleri kişnemesinler diye kısrak kullanmış ve yeniçeri kılığına bürünmüştü.
- Gece yarısı başlayıp sabah saatlerine kadar devam eden korkunç saldırıda iki taraftan toplam 20 bin asker hayatını kaybetti.
- 55:25Eflak Seferi ve Sonuçları
- Vlad'ın sürpriz saldırısı Mehmet'in ordusunu hırpalasa da onu öldüremedi ve tahtını korumak isteyen kazıklı voyvodanın planı suya düştü.
- Mehmet'in ordusu yorgun ama kararlı bir şekilde Targovişte'ye vardı, ancak şehir terk edilmiş ve Vlad az sayıdaki askeriyle dağlara kaçmıştı.
- Mehmet, Eflak'ın başkentinden çıkarken sekiz km boyunca uzanan bir ceset ormanıyla karşılaştı; on binlerce kadın ve erkek kazığa geçirilmişti.
- 56:36Eflak'ın Yeni Yönetimi
- Sultan Eflak'tan ayrılmadan önce Vlad'ın kardeşi Radu'yu Osmanlı İmparatorluğu'nun himayesinde Eflak Voyvodası olarak tahta geçirdi.
- Radu, zalim ve saldırgan abisinin tersine ağırbaşlı ve kontrol edilebilir biriydi; sultanın sarayında yıllarca rehine olarak kalmış ve Mehmet'in özel ilgisini kazanmıştı.
- Herkesin sırt çevirdiği Vlad ise Erdel'e sığındı ve 7 Kasım 1462'de Mehmet'e Slavca bir mektup yazarak yardım teklifinde bulundu, ancak mektup Macar Kralı Matyas'ın eline geçti ve Buda'da hapse atıldı.
- 58:01Çanakkale Boğazı'nın Korunması
- Eflak seferinden sonra 1462 sefer mevsimini Midilli'yi fethederek nihayetlendirecekti.
- Sultan Mehmet, Çanakkale Boğazı'nı korumak için Boğazın Avrupa ve Asya kıyılarında Kilitbayır Kalesi ve Çimenlik Kalesi'ni inşa ettirdi.
- Tersanelerde çok sayıda gemi inşa ediliyordu ve İstanbul'u Osmanlı İmparatorluğu'nun ana liman kenti haline getirecek büyük limanın yapımına da bu kış başlanmıştı.
- 58:49Midilli Seferi
- Mehmet'in adanın hakimi olan Nikola Gattilucia'ya düşman olmasının nedeni, Nikola'nın Katalan prensleri ile suç ortaklığı yapması ve korsanlara Midilli limanını açmasıydı.
- Mehmet önce Ağustos 1462'de küçük bir yeniçeri birliğinin başında Asya'ya geçti ve Midilli adası'nın kuzey kıyı sınırı karşısındaki Asos civarında durdu.
- Mahmutpaşa idaresindeki Osmanlı donanması denize açıldı; bu donanma yüz adet irili ufaklı gemiden oluşuyordu ve gemilerde kuşatma makineleri, mancınıklar, toplar ve 2000 kadar taş gülle vardı.
- 59:34Midilli'nin Fethi
- Askerler adaya ayak bastıktan sonra şehri yakıp yıktılar ve orada yaşayan az sayıda insanı Saint George limanında demirlenmiş gemilere götürdüler.
- Nikola Gattilucio, surlarının sağlamlığına, adamlarının cesaretine ve halkının Türkler'e köle olma korkusuna güvendiğinden, Midilli şehrini düşmanlarına teslim etmektense halkıyla birlikte savaşarak onurlu bir biçimde yenilmeyi yeğledi.
- Dört gün süren önemsiz çatışmalardan sonra altı dev top şehir surlarını on gün boyunca dövdü ve sonunda dış surlar yıkılmaya başlayınca savunucular iç kaleye çekilmek zorunda kaldı.
- 1:00:32Nikola'nın Teslimi ve Sonrası
- Yenildiğini kabul etmek zorunda kalan Nikola, peşinde şehrin ileri gelenleriyle birlikte sultana şehrin anahtarlarını getirdi ve ağlamaya başladı.
- Mehmet, aciz durumdaki düşmanını aptallığından dolayı azarladıktan sonra onunla bir anlaşma imzaladı ve şehri teslim etmekte aptalca gecikmesine karşın ne kendisinin ne de bir başkasının canına ya da malına zarar gelmeyeceğini söyledi.
- Mehmet, teslim olma anlaşmasını kendine göre yorumlayarak halkı üç gruba ayırdı; sıradan halkın surların içinde kalmasına izin verdi, daha güçlü ve işe yarar olanları yeniçerilere verdi, şehrin en zengin ve soylu sakinleri ise İstanbul'a gönderildi.
- 1:03:06Bosna Seferi
- Mehmet 1463'te dikkatini haraca bağlanmış bir başka devlet olan Kuzeybatı'daki Bosna'ya çevirmişti; Sırbistan'la ittifak halindeki bu ülkeyi daha batıya yapacağı saldırılar için bir üs olarak gereksiniyordu.
- Bosna yalnız hanedan değil, dini ayrılıklar nedeniyle de nazik bir durumdaydı; Osmanlılar Bosna'da olan bitenlerden haberliydiler ve yerel köylüleri özgürlük vaadiyle kendilerine yaklaştırmışlardı.
- Papa, Bosna Kralı Stefan Tomaşeviç'in krallığı'nın fethedilmesinin Macaristan'ın arkadan Venedik'in ve İtalya'nın diğer bölümlerinin istilasına yolu açacağını belirtti ve Macaristan Kralını onunla anlaşmaya zorladı.
- 1:03:55Bosna'nın Fethi ve Sonuçları
- Bu iş Sultan'ı fazlasıyla kızdırdı ve Bosna'ya bir ordu yolladı; Bowts kalesini teslim aldı ve kalenin halkını üç gruba ayırdı.
- Sadrazam Mahmut Paşa'yı bir öncü kuvvetle Kral Stefan'ı yakalamaya ve ordusuyla sığındığı kaleyi zapt etmeye yolladı; Stefan, hayatının başlanması koşuluyla teslim olacağını söyledi.
- Mahmutpaşa bu koşulu kabul ettiğini Stefan yazılı olarak bildirmişti, ancak bu anlaşma Sultan'ın hoşuna gitmedi; sarayında bulundurduğu İranlı bir din adamına danıştı ve fetva çıkardı; sonunda Bosna'nın son kralına Mahmut Paşa tarafından yazılı olarak verilmiş olan söz iptal edildi ve kafası kesildi.
- 1:05:08Osmanlı'nın Bosna Seferleri
- Macaristan Krallığı en fazla tehdit altında olduğu için Kral Corneus, Osmanlı ordusunun Konstantiniyeye geri dönmesini fırsat bilip Bosna'ya girdi.
- Mehmet, Bosna'ya düzenlediği ikinci seferle Osmanlılar Yayçe dışındaki bütün kale ve şehirleri yeniden fethettiler.
- Bosna seferleri esnasında Hersek Kralı Sefan Vukcic Kosariç'te ülkesinin bir kısım toprağın Osmanlılara doğrudan bağlanması şartıyla tahtında bırakıldı, ancak 1483 yılında Hersek tamamen Osmanlı toprağı haline getirildi.
- 1:05:44Bogomiller ve Osmanlı İlişkileri
- Fatih Sultan Mehmet, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman teslis inancını reddeden Bogomilizm mezhebi mensuplarına çok iyi davrandı.
- Hem Katolik hem de Ortodoksların kendi kiliselerini almak için baskı yaptıkları Bogomiller, Osmanlı yönetimine sıcak baktılar.
- İsa'yı Tanrının kulu ve peygamberi olarak tanıyan, inançlarıyla Müslümanlara benzeyen Bogomiller, kendilerine sağlanan din ve vicdan hürriyetinden etkilenerek zamanla Müslüman oldular ve o zamandan itibaren Müslüman Bosnalılara Boşnak denilmeye başlandı.
- 1:06:18Osmanlı'nın Batıya İlerlemesi
- Mehmet'in Mora ile Midilli'yi almasından sonra asıl hedefinin ne olduğu artık açıkça belli olmuştu.
- Venedik'in Mora yarımadası ve Adriyatik kıyısındaki toprakları artık Osmanlı tehdidine iyice açık hale gelmişti.
- Mehmet, İtalya'nın ve Hıristiyan dünyasının önündeki son siper olan Bosna Krallığını yok ettiğine göre, şimdi batıya doğru ilerlemekte kararlıydı.
- 1:06:50Venedik'in Savaş Kararı
- İlkbahardaki Bosna seferi sırasında Mora'da Venedik ile Osmanlı İmparatorluğu arasında anlaşmazlıklar çıkmıştı.
- Türkler yine o sıralar Venedik'in elinde olan Argos'a yürüdü ve şehri neredeyse hiç savaşmadan ele geçirdiler.
- Venedik Senatosunda savaş konusu gündeme geldi ve savaş yanlısı partinin lideri Vetore Capello, Sultanla uzlaşmaya çalışmanın boşuna olduğunu savundu.
- 1:08:16Osmanlı-Venedik Savaşı
- 28 Temmuz 1463'te Osmanlı'ya savaş ilan edildi ve savaşa Macaristan Krallığı da katılmıştı.
- 1463-1479 yılları arasında sürecek olan Osmanlı-Venedik Savaşı, iki devletin tarihindeki en uzun savaşlardan birini teşkil edecekti.
- Savaş Mora yarımadası, Ege Denizi, Arnavutluk, Karadağ, Dalmaçya ve Veneto cephelerinde aralıklı olarak on altı yıl sürecekti.
- 1:08:51Arnavutluk'un Direnişi
- Balkan topraklarına yapılan Türk akınlarına karşı bir tek Arnavutluk son kale olarak ayakta kalmaya devam ediyordu.
- Mehmet'in gönderdiği birçok paşası buraya seferler düzenledi fakat bir türlü muvaffak olamazlar.
- Burada Papa'nın İsa'nın savunucusu olarak adlandırdığı İskender Bey, Macarların, Venediklilerin ve diğer İtalyan devletlerinin desteğiyle hala savaşmayı sürdürüyordu.
- 1:09:30Akçahisar Kuşatmaları
- Sultan 1466'da şahsen başında bulunduğu bir kuvvetle on altı yıl önce babasıyla beraber yaptığı gibi yeniden Arnavutluk'a girdi.
- Bu ikinci Akçahisar Kuşatması başarısız oldu ve Sultan sonunda öfkeyle Draç yönünde uzaklaştı.
- Balaban Paşa ve askerleri çok geçmeden gerilemek ve darmadağın halde ülkeden kaçmak zorunda kaldılar.
- 1:10:39Üçüncü Akçahisar Kuşatması
- Elbasan'daki sınırlarının içinde kendi kontrolü altındaki bir kale yaptırdıktan sonra Mehmet ertesi yıl yine saldırıya geçti.
- Sultan Mehmet bir taktik değişikliğine giderek önce Draş ve İskodra'yı ele geçirmeye karar verdi.
- İskender Bey 1468'de öldükten sonra onun birleştirdiği aşiretler dağılıncaya kadar da başarılı olamayacaktı.
- 1:11:29Osmanlı'nın Avrupa'ya Seferi
- Rumeli kıyısında Sultanın savaş hazırlıkları öyle hızlı ve öyle büyük çapta ilerliyordu ki, kimsenin büyük bir deniz seferine çıkılacağından şüphesi yoktu.
- Venedikliler, Venedik'in gururu ve ihtişamı Eğriboz'a bir saldırı yapılacağını öngörmüşlerdi.
- Selanik'te dev topların yapıldığı haberi geldi ve bu durum Sultanın Avrupa'ya sefer düzenlemeyi planladığını açıkça gösteriyordu.
- 1:12:02Eğriboz Seferi
- Venedikliler Eğribozu yitirirlerse Doğu Akdeniz'deki diğer topraklarının büyük tehlike altına gireceğinin çok iyi farkındaydılar.
- Bir gün Bozcaada açıklarında yüzden fazla üç sıra kürekli Osmanlı kadırgasının toplandığı ve sayılarının her geçen gün arttığı haberi geldi.
- Türkler on Venedik gemisini Eğribozun doğusundaki Skyros adasına kadar kovaladılar ve orada bir kıyı kalesine saldırdılar.
- 1:13:08Harkis Kuşatması
- Mehmet'in ordusu ve donanmasının ana filosu 1476 Haziran'ın başında batıya doğru yola çıktı.
- Sultan, dev bir ordunun başında Teselya'dan Boeto'ya doğru giderken, Kaptan-ı Derya Mahmut Paşa 15 Haziran'da direnişle karşılaşmadan Eğriboz sularına girdi.
- Başkent Harkis'in kuşatılması kısa süre sonra başladı ve şehrin tahkimatları, özellikle de deniz tarafındakiler güçlüydü.
- 1:13:41Harkis'in Fethi
- Sultan oraya varır varmaz adayı ana karadan ayıran kanala bir köprü inşa ettirdi ve düşmanın üzerine buradan yürüdü.
- Osmanlılar 25 ve 30 Haziran'da yaptığı iki saldırıda ağır kayıplar vererek çekildiler ve en az on altı bin adam ve otuz kadırga kaybetmişlerdi.
- 11 Temmuz'da başlayan bu saldırı, 12 Temmuz sabahı Harkis'in fethedilmesiyle sonuçlandı ve savaştan sağ kurtulan İtalyanlar da kılıçtan geçirilmişti.
- 1:14:59Akkoyunlular Devleti ve Otlukbeli Muharebesi
- Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon İmparatorluğu'nu ortadan kaldırması ve Karamanoğulları Beyliği üzerinde hakimiyet kurmasıyla doğudaki en güçlü rakibi İran ve Doğu Anadolu'nun önemli bir kısmına sahip olan Akkoyunlular Devleti olmuştu.
- Akkoyunlular Devleti'nin başında bulunan Uzun Hasan, Timur'un siyasetine benzer faaliyetlerde bulunarak Venediklilerle diplomatik ilişkiler kurmuş ve Osmanlı aleyhine ittifak çalışmalarında bulunmuştu.
- Uzun Hasan ve müttefikleri Tokat'ı, Kayseri'yi zapt edip tahrip etmiş, Ankara çevresini yakıp yıkmış ve batıda Akşehir'e kadar ilerlemişlerdi.
- 1:16:10Otlukbeli Muharebesi'nin Sonuçları
- Sultan Mehmet 1472'de önemli bir karar öncesinde falcılarına danıştıktan sonra Asya'ya geçerek doğuya doğru yürümeye girişti ve kışlık karargahını Amasya'da kurdu.
- Otlukbeli Muharebesi'nde Uzun Hasan, Has Murad Paşa'yı pusuya düşürerek kuşattı ve büyük bir kısmı imha edildi, Has Murad Paşa da nehir sularında boğuldu.
- Sultan Mehmet üç gün süreyle savaş meydanında kalarak tutsakların idamını denetledi, ancak sanat ve bilimin bir hamisi olarak bir grup bilginle zanaatkarın hayatlarını bağışladı ve onları İstanbul'a yolladı.
- 1:17:42Otlukbeli Muharebesi'nin Önemi
- Otlukbeli Muharebesi'nde elde edilen zafer, 1402'deki ağır ve büyük Timur mağlubiyetinden sonra doğudan gelecek bir tehlike korkusu taşıyan Osmanlılara büyük moral kazandırdı.
- Bu muharebe, birçok tarihçiye göre döneme oranla kullanılan taktik, teknoloji ve insan gücü bakımından 15. yüzyılın en büyük savaşlarından biri olarak kabul edildi.
- Osmanlı Devleti'nin bu zaferi, Akkoyunluların kendilerini bir daha toparlayamamasına ve kısa bir süre sonra tarih sahnesinden çekilmesine yol açtı.
- 1:18:24Karamanoğulları Beyliği'nin Fethi
- Uzun Hasan meselesini bertaraf eden Sultan Mehmet'in Anadolu'da kendisini ciddi surette tehdit edecek bir güç kalmamıştı.
- Fatih Akkoyunlu seferindeyken Venediklilerle işbirliği yapan Kasım Bey liderliğindeki Karamanoğulları Beyliğine son vermek istiyordu.
- Karamanoğulları'nın elinde kalan dağlık bölgeler, Niğde ve Kayseri yöresindeki Develi Hisar'a yönelik düzenlenen Osmanlı seferi 1474 yılında başarıyla sonuçlandı ve Karamanoğulları Beyliği tam anlamıyla kontrol altına alındı.
- 1:19:01İskodra Kuşatması
- Sultan Mehmet, İskender Bey'in ölümünden yararlanmak istediği için dikkatini yine Arnavutluk'a çevirdi ve Süleyman Paşa kumandasındaki güçlü ordusunun hedefi bu defa İskodraydı.
- Süleyman Paşa, burada bulunan Rozafa Kalesi'nin önünde kamp kurdu ve Adriyatik'in yukarısında yüz metre yüksekliğindeki bir kayanın üstüne tünemiş olan bu kaleyi Sultan Adriyatik ötesi operasyonları için arkasını güvene almak amacıyla gereksiniyordu.
- Kuşatma altı hafta sürdü, surların büyük bir bölümü un ufak olmasına rağmen bu kuşatma Osmanlılara binlerce kayba mal oldu ve Süleyman Paşa sonunda kuşatmayı kaldırdı.
- 1:20:07Kırım Seferi
- Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra Karadeniz kıyılarında Osmanlı egemenliğinin yerleştirilmesini genişleme siyasetinin ana hedeflerinden biri haline getirdi.
- 1475 yılında Boğdan Prensliği üzerine Süleyman Paşa komutasındaki Rumeli ordusunu sevk ederken, Kırım üzerine de Sadrazam Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasını gönderdi.
- Gedik Ahmet Paşa 4 Haziran 1475'te Kefe Kalesini kuşattı, 9 Haziran'da kale teslim oldu ve Türk birlikleri kaleye girdi.
- 1:21:05Kırım'ın Osmanlı Egemenliğine Katılması
- Kefe'nin Osmanlılarca fethedilmesinin ardından Gedik Ahmet Paşa, Cenevizliler tarafından hapse atılmış olan Kırım Hanı Mengli Giray'ı kurtardı ve onunla Kırım Hanlığı üzerinde Osmanlı himayesi kuran bir anlaşma yaptı.
- Osmanlı donanması Sudak, Kerç ve Azak'ı da süratle ele geçirdi ve bu üç kalenin fethiyle beraber Kırım Yarımadası'nda ve tüm Karadeniz'de Cenevi hakimiyeti sona erdi.
- 1475'teki bu Kırım seferi, Osmanlı Donanması'nın 1470'teki Eğriboz seferinden sonra ikinci büyük çaplı ve denizaşırı askeri harekatını teşkil etti.
- 1:22:02Arnavutluk'un Fethi
- İskodra Kuşatmasından dört yıl sonra Mehmet gerçekten de Arnavutluk'a geri döndü ve gözünü bir kez daha Akçahisar'a çevirdi.
- Akçahisar Kalesi denilen kartal yuvasını bir kez daha kuşattı ve bir yıldan biraz fazla süren bir kuşatmadan sonra kale sonunda teslim oldu.
- Sultan şimdi tüm dikkatini batı'nın elindeki son kale olan İskodra'ya bir kez daha yöneltti ve tüm Arnavutluk Osmanlılar tarafından fethedilmiş oldu.
- 1:23:06Osmanlı Akınları ve İtalya'daki Etkileri
- Dalmaçya kıyılarına Osmanlı akınları yoğunlaştıkça, karşıdaki İtalya karasına korku ve bezginlik egemen oluyordu.
- Bosna vadilerinden yola çıkarak Macaristan'ın dağlık eyaletlerini haraca bağlayan akıncılar, 1477'de bir süvari kuvvetiyle İtalya Yarımadası'nın üst başındaki Firuli'ye yönelmişlerdi.
- Akıncılar sonbaharda bol ganimetle geri çekildiklerinde, arkalarında ambarlarla villaları, şatolarla, sarayları küreden bir yangın denizi bıraktılar ve ertesi yıl daha büyük çapta akınlar başladı.
- 1:24:29Osmanlı-Venedik Savaşı ve İstanbul Antlaşması
- Osmanlı-Venedik savaşı, Osmanlı'nın 1470 yılında Eğribozu fethi ve 1477-1479 yıllarındaki zaferleriyle Osmanlı'nın lehine döndü.
- 26 Ocak 1479'da imzalanan İstanbul Antlaşması'yla Venedik, Eğribos, Akçahisar, İskodra, Mora Yarımadası'ndaki Argos ve Manya Burnu'nu Osmanlılara bıraktı.
- Venediklilere 100 bin düka altını tutarında yıllık vergi yüklendi, ticaret yapma özgürlüğü ve Konstantiniyye'de konsolosluk açma hakkı tanındı.
- 1:25:23Osmanlı'nın İtalya'ya Saldırıları
- Sultan Mehmet, barış antlaşması imzalanmasından sonra İtalya kıyılarına saldırı için İyonya adalarını zapt etti.
- 1480'de İtalya'nın topuğundaki Otranto'ya yapılan saldırıda şehir bir sipahi birliği tarafından gafil avlandı, 800 kişi idam edildi ve çevredeki köyler yağmalandı.
- Türkler Napoli'den gelen kuvvet tarafından püskürtüldü, şehir halkı kaçtı ve Osmanlı askerlerinin yiyecek bulması zorlaştı.
- 1:26:54Rodos Adası Kuşatması
- Sultan Mehmet'in Rodos Adası'na geleceği söylentileri dolaşırken, İtalya'da büyük bir Türk istilasının korkusu arttı.
- Haçlıların sonuncuları olan Hospitalier Şövalyeleri'nin Rodos Kalesi, Anadolu'nun savunması ve Osmanlı'nın Doğu Akdeniz'deki deniz kuvvetleri için kilit konumdaydı.
- 1480 Mayıs'ında Sultan Mehmet'in emriyle Mesih Paşa, 100 gemiden oluşan donanmayla Rodos'u kuşattı ve 23 Mayıs 1480'de şehri ve kalesini kuşattı.
- 1:28:09Rodos Kuşatmasının Sonucu
- Kuşatma 89 gün sürdü ve sert bir direniş karşısında haftalar süren bombardımandan sonra Temmuz'un son haftasında ana saldırıya girişildi.
- İlk saldırıda başıbozuklar surlardan içeri aktı ve İtalyan kulesine çıkarak Osmanlı sancağını diktiler, ardından yeniçeriler izledi.
- Mesih Paşa'nın askerlerine yağmanın yasak olduğunu bildirmesi üzerine askerler savaşçı ruhlarını kaybetti, şövalyeler onları katletti ve Osmanlı askerleri kaçmaya başladı.
- 1:30:30Fatih Sultan Mehmet'in Devlet Anlayışı
- Fatih Sultan Mehmet, yeni bir dünya imparatorluğu yaratmaya çalışırken sadece topraklarını genişletmekle değil, yönetsel, yasal, ekonomik ve sosyal alanda da farklı bir devlet yaratmak istiyordu.
- Osmanlı İmparatorluğu, Bizans'ın olduğu gibi Tanrı tarafından yönetilme ilkesini temsil eden bir askeri teokrasiydi ve devleti yalnız Mehmet yönetecekti.
- İmparatorluğun kapsamı ve karmaşıklığı artınca şeriat yasalarının değiştirilmesi ve genişletilmesi gerekti, bu değişikliği birinci Murat başlatmış, ikinci Murat ise bir adım daha ileriye götürmüştü.
- 1:31:51Fatih Sultan Mehmet'in Kanunnamesi
- Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu'na düzenli ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı ve Fatih Kanunnamesi'ni yürürlüğe koydu.
- Fatih Kanunnamesi, İslam değil Türk devlet geleneklerini yansıtıyordu ve devletin hiyerarşisini, geleneklerini, davranış kurallarını, görevlerini, kurumlarını, gelirlerini ve cezaları kapsıyordu.
- Kanunname, katı hiyerarşisi, görkemi ve ayrıntılı törenselliği açılarından Bizans modeline benziyordu ve saray teşrifatı, kıyafetler ve adab-ı muaşeret kuralları en küçük ayrıntılarına kadar saptanıyordu.
- 1:32:58Saray Hiyerarşisi ve Kıyafet Kuralları
- Sultan Mehmet, her saray görevlisinin rütbesinin ve görevlerinin giysi renkleriyle belirtilmesini buyurmuştu; vezirler yeşil, babeynciler kırmızı, müftüler beyaz, ulema mor, mollalar gök mavisi kıyafet giymeliydi.
- Giysinin rengi dışında biçiminin de kendine göre bir anlamı vardı; özellikle kolların kesimi, kürk süsleri, sarığın biçimi ve sakalın şekli çok önemliydi.
- Sarı müslümanlara özgüydü, gayrimüslimlerin ise kırmızı, siyah veya sarı bir başlıkla gezmeleri gerekiyordu ve potinlerinin de müslümanlarınkinden farklı renkte olması lazımdı.
- 1:33:54Saray Hizmetleri
- Dış hizmetlerin baş sorumlusu, beyaz harem ağaların başı olan kapı ağasıydı; o baş kahyaydı, iç olanların ve diğer saray hizmetlilerin başıydı ve sultanla dış dünya arasında bir aracıydı.
- Sarayda çalışan çocuklar asla onsekizinden büyük olmazdı, iki tecrübeli öğretmen tarafından eğitilir, okuma yazmayı, görgü kurallarını ve adetleri öğrenirlerdi.
- İç hizmetlerin baş sorumlusu, kızlarla kadınların ağası ve zenci harem ağalarının başı olan kızlarağasıydı; iç saraydaki bütün kadın hizmetçilerin amiriydi ve emrinde yirmi kadar harem ağası çalışırdı.
- 1:35:46Sadrazamın Yetkileri
- Fatih Sultan Mehmet'in döneminde sadrazamın yetkileri değişmişti; görevlerinin limitleri dahilinde öncelerininkinden daha kapsamlı bir otoriteden yararlanabiliyordu.
- Osmanlı sultanları divan toplantılarına bizzat kendileri başkanlık ederken, Mehmet kendi saltanatı zamanında bu etkiyi sadrazama bıraktı ve divan toplantılarını "sultan'ın gözü" diye anılan yüksekteki kafesli bir gizli bölmeden izledi.
- Sadrazam, hükümetin devlet mührünü elinde bulunduran başı olmuştu, sultan'ın yardımcısı olarak otoriteye büyük ölçüde hakimdi ve kollarının sorumluluğunu üstleniyor, atamalarını kontrol ediyordu.
- 1:36:38Devletin Dört Temel Direği
- Sadrazamın efendisi adına başında bulunduğu sivil yapı, imparatorluğun dört temel direği üzerinde kuruluydu; bu da adını eski Osmanlı beylerinin savaştaki çadırlarının dört direğinden alıyordu.
- İlk direk sadrazamınkiydi; bütün diğer yüksek düzeydeki devlet memurları gibi paşa ünvanına sahipti ve paşalık alametleri uyarınca beş tuğ sergilemek ayrıcalığına sahipti.
- Üçüncü direk birer muhasebeci olan defterdarlardı, dördüncü direk ise hazinedarlardı; dördüncü direği oluşturan ise nişancılardı; bunlar devletin nazırlarıyla katipleriydi ve sultanın fermanlarını hazırlar, üzerlerine imza niyetine sultanın tuğrasını ya da nişanını basarlardı.
- 1:38:14Osmanlı İmparatorluğu'nun Yönetimi
- Osmanlı İmparatorluğu Fatih'in zamanında iki yarıya bölünmüştü; Anadolu'ya ve Rumeli'ye her biri bir beylerbeyi, iki tuğlu bir paşa tarafından yönetiliyordu.
- Her yarıda daha küçük parçalara bölünüyor, askeri valiler sancakbeyleri tarafından yönetiliyor, bunların her birine sultanın otoritesinin simgesi olarak bir sancak veriliyordu.
- Fatih'in zamanında Asya'da yirmi, Avrupa'da ise yirmisekiz sancak vardı ve bu eyaletlerin her biri ayrıca tımar ve zeamet gibi dirliklere bölünmüştü.
- 1:39:07Tımar Sistemi
- Tımar sistemi, finansal, sosyal ve tarımsal politikalarını sultan'ın askeri gereksinmeleri ile bağdaştırmak zorunda olan bir yönetimin gereğiydi; bu parçalı mülkiyet sisteminde toprak aslında devlete aitti.
- Sipahi, kendisiyle süvarilerinin askeri hizmetleri karşılığında devletin verdiği yetki ile köylüden belirlenmiş bazı gelirler topluyordu; köylü ise toprağa işliyor, ödediği vergiler ve emeği karşılığında ailesini geçindirmek için o topraktan yararlanma hakkını kullanıyordu.
- Bu sistem aynı zamanda imparatorluğun askeri kuvvetlerinin ana kitlesini oluşturuyordu; sipahiler, sancak beynin emrettiği anda belli sayıdaki adamlarını silah başına çağırmaya hazır durumda olmak zorundaydılar.
- 1:40:25Fatih'in Son Yılları
- Mehmet'in fetihleri sürdükçe hayatına yönelik tehditler artmıştı; eskiden daha korkusuz olan sultan, giderek ihtiyatlı, güvensiz, neredeyse insanlardan kaçan birine dönüştü.
- Mehmet, eski bir Osmanlı geleneğine karşı gelerek vezirleriyle aynı masada yemek yemekten bile vazgeçti ve zehirlenmemek için akla gelebilecek her tedbiri alıyordu.
- Fatih'in kendini korumak amacıyla bir takım tedbirler almak için son derece geçerli nedenleri vardı; yalnızca Venedik Signoriası bile Mehmet'e bir düzine suikast girişiminde bulunmuştu.
- 1:41:21Fatih Sultan Mehmet'in İstihbarat Teşkilatı
- Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarının ötesinde faaliyet gösteren istihbarat teşkilatı, çok sayıda casus kullanarak muazzam bir istihbarat kapasitesine sahipti.
- Sultan Mehmet, bu teşkilatı canlı tutabilmek için yabancı suç ortaklarına yüklü meblağlar ödüyordu ve özellikle İtalyan devletlerinde hükümetin en üst düzeylerine kadar sızan casusları vardı.
- Casuslar aracılığıyla İtalyan devletleri arasındaki çekişmeleri öğrenen Fatih, Hilalli sancağı Hıristiyan kiliselerinde dalgalandırmanın hayalini kuruyordu.
- 1:42:41Fatih'in Savaş Stratejisi
- Fatih'in döneminde Osmanlı toplumunun varlık nedeni ve en büyük uğraşı savaş çabalarına katkıda bulunmaktı.
- Sultanın temel kaygısı, yabancı ülkelere kalıcı olarak boyun eğdirmek, onları imparatorluğuna katıp yönetmek ve topraklarını güvendiği savaşçıları arasında paylaştırmaktı.
- Bu sıradışı savaş tarzı, müstahkem şehirlerle kaleleri hızla ve acımasızca fethetmeyi, yabancı hükümdarları ele geçirip ortadan kaldırmayı zorunlu kılıyordu.
- 1:43:19Haraç Sistemi ve Fethedilen Bölgelerin Yönetimi
- Fatih Sultan Mehmet, fethedilmiş eyaletleri ve adaları araca bağladı; haraç miktarı refah düzeyine, boyutlarına ve verimlilik düzeyine bağlıydı.
- Haraç zamanında ödenirse ve sultana uygun armağanlar verilirse, eyaletler ve adalar kendi yönetim tarzlarını koruyabiliyordu.
- Sultan, haraç zamanında ödenmezse sert azar gönderiyor, işgal etme ve hükümdarını devirme tehdidinde bulunuyordu.
- 1:44:01Fethedilen Bölgelerin Yönetimi ve Vergi Sistemi
- Sultan, saltanatlara ansızın son vermek için kaprisleri, kişisel öfke, düşmanların iftiraları, bölgenin konumu veya zenginliği gibi bahaneler bulabiliyordu.
- Fethedilen bölgelerde yeni haraç belirleniyordu ve genellikle meblağ arttırılıyordu.
- Devletin başlıca gelirleri fethedilmiş gayrimüslimlerin baş vergisinden geliyordu; Müslüman Türkler ve Müslümanlığı kabul edenler geçmişte bu vergiden muaftılar.
- 1:46:10Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik Yapısı
- Diğer vergi kaynakları vasal devletler tarafından ödenen haraçlardı, ancak imparatorluk gelirlerinin ana kitlesi çeşitli devlet kurum ve girişimlerinden kaynaklanıyordu.
- Sultan, devlet gelirlerini arttırmak için yeni paralar basmak ve eski paraları düşük fiyata satın almak suretiyle tekrar tekrar devalüasyon yapmaktaydı.
- Fetih başarılı olursa elde edilen yeni gelirler sultanın, yönetici sınıfının ve askerlerin masrafları için kullanılıyor, sadece belli başlı kentlerdeki imaretlere harcanıyordu.
- 1:47:29Fatih Zamanında Ekonomik Gelişme
- Fatih zamanında hızla gelişen tek kent Konstantiniyye değildi; Bursa, Edirne ve Gelibolu limanı da ticari gelişmeden yararlanmaktaydı.
- Batı Anadolu'da pamuk endüstrisi, Ankara çevresinde tiftik endüstrisi ve Bursa'da ipek endüstrisi altın çağını yaşıyordu.
- Özellikle İran'dan gelen kervanların son durağı olan Bursa, ticaret mallarının uluslararası antreposu olmuştu.
- 1:48:00Topkapı Sarayı'nın İnşaatı
- Mehmet'in hayatının son dönemlerinde kendisine uygun gördüğü inziva, eski saraydaki yetersiz surların arkasında ve kalabalık bir semtte olması nedeniyle yetersiz kalıyordu.
- Eski Bizans akropolisi'nin yerinde üç denizin birleşme noktasına hakim burundaki inşaat 1465'te başladı ve daha sonra Sarayburnu olarak alındı.
- İranlı, Arap ve Rum mimarlara yaptırılan sarayın planları o kadar görkemliydi ki, önceleri tamamlanmasının 25 yıl süreceği hesaplandı, ancak yüksek düzeydeki ücretler ve sultanın kişisel denetimi sayesinde öngörülen sürenin dörtte biri kadar bir zamanda tamamlandı.
- 1:48:48Topkapı Sarayı'nın Yapısı
- Yüksek kale duvarlarının arasında ve iki iç avluda çoğunlukla zarif köşkler şeklinde tasarlanmış sayısız binalar yer alıyordu.
- Her bir yanında birbirinden güzel büyük bahçeler bulunuyor, bunlarda akla gelebilecek her türlü bitkilerle meyveler yetişiyor, her yanda bol berrak içme suları akıyor, kuş sürüleri şakıyıp ötüyor, evcil ve yabani hayvan sürüleri otluyordu.
- Saray başlıca iki bölüme ayrılmıştı: dış avlu resmi hizmetlere ve sultanın işlerini yürüttüğü mekanlara mahsustu, iç avlu ise taht odasıyla sultan'ın dairesini, ayrıca harem ağlarıyla iç oğlanlarınınkini kapsıyordu.
- 1:49:48Topkapı Sarayı'nın Kapıları ve Mimari Yapılar
- Topkapı Sarayı'na peş peşe üç kapıdan giriliyordu: Bab-ı Hümayun (saltanat kapısı), Babüs Selam (selamlık kapısı) ve Babüs Saade (saadet kapısı).
- Fatih'in saltanatı döneminde Osmanlı Devleti'nde 500'den fazla mimari yapı yapıldı ve onun adına yapılan en önemli yapı Fatih Külliyesi'di.
- İstanbul'da bulunan yapı bir cami, medrese, kütüphane, imarethane, darüşşifa, hamam ve kervansaray gibi birimleri kapsıyordu.
- 1:51:04İstanbul'un Nüfusu ve Gelişimi
- Fatih Sultan Mehmet, Konstantiniyye'yi baştan yaratmıştı.
- 1477-1478'de yapılan bir ankete göre, o zamanlar Konstantiniyye ve komşu Galata'da toplam 16.000 hane, 4.000 dükkan ve tahmini 80.000 nüfus vardı.
- Bu nüfusun %60'ı Müslüman, %20'si Hristiyan, %10'u Yahudi ve kalan %10'u da diğer dinlere mensuptu.
- 1:51:34Fatih Sultan Mehmet'in Bilim ve Kültür İlgi Alanları
- Fatih Sultan Mehmet bilime, tarihe ve felsefeye özel ilgi göstermiş, papaların, imparatorların ve diğer önemli figürlerin vakayinamelerini okumuştu.
- Hem Batı hem de Doğu'nun bilim insanlarını, edebiyatçılarını ve sanatçılarını sarayına çekmek için çaba harcamış, boş zamanlarını şairler ve alimlerle geçirmeyi severdi.
- Sultan, ulemayı veya Müslüman bilginleri bir araya toplayıp teolojik sorunları tartışmalarını istiyordu.
- 1:52:11Eğitim Alanındaki Önemli Çalışmaları
- Fatih'in eğitim alanındaki önemli işlerinden biri, 1462-1470 yılları arasında inşa edilen ve Osmanlı'nın ilk yükseköğretim kurumu olan Sahn-ı Seman Medresesi'ni kurmasıydı.
- Medresede Kuran, Hadis, Kelam, Fıkıh, Tefsir gibi derslerin yanı sıra fizik, kimya, matematik ve astronomi gibi bilimlere de yer veriliyordu.
- Fatih, Doğu kültürü kadar Batı kültürüne de derin bir saygı duyuyordu ve İstanbul'un fethinden itibaren sarayına çok sayıda İtalyan'ı çağırmıştı.
- 1:53:01Kütüphanesi ve Bilimsel Çalışmaları
- Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı sultanları arasında bir kütüphane kurmaya en çok önem veren kişiydi ve sekiz binden fazla el yazması içeren çok dilli ve devasa bir kütüphanesi vardı.
- Sultan özellikle ilgisini çeken bazı antik dönem eserlerini Türkçeye çevirmişti, örneğin Seneca'nın Ahlak Mektupları ve Batlamyus'un Coğrafya El Kitabı gibi eserlerin çevrildiğini biliyoruz.
- Fatih astronomi ile de ilgileniyordu ve Timur İmparatorluğu'nun himayesi altında Semerkant'ta çalışmalarını yürüten matematikçi ve astronom Ali Kuşçu'yu İstanbul'a davet etmişti.
- 1:54:03Ali Kuşçu ve Sahn-ı Seman Medresesi
- Ali Kuşçu, Sahn-ı Seman Medresesi'nde öğretmenlik yaptı ve eğitim müfredatını hazırlayanlardan biriydi.
- Ali Kuşçu, gökbilim ve matematik üstüne yazdığı risaleler dışında ilahiyat, gramer ve hukuk üzerine eserler bıraktı ve bu eserler ölümünden uzun süre sonra bile kullanıldı.
- Sahn-ı Sema'nın ışığı, 1551-1557 yıllarında inşa ettirilen Süleymaniye Medreseleri zamanında söndü ve Kanuni devrinde bu medreseler sadece dini ilimler ihtisası yapılan medreselere dönüştürüldü.
- 1:55:00Astroloji ve Sanat İlişkisi
- Mehmet yalnızca astronomi ile değil, astroloji ile de ilgilendiğini gizlemiyordu ve önemli kararlar vermeden saray müneccimlerine danışırdı.
- Fatih, insanın görüntüsünün betimlenmesiyle ilgili İslam yasaklarına rağmen bunu umursamıyordu ve birçok İtalyan sanatçıyı sarayına davet etti.
- 1479'da gelen Venedikli ressam Centile Belini, İstanbul'da on beş ay geçirdi ve sultanla sarayındaki diğer kişilerin portrelerini yaptı, ancak ölümünden sonra saraydan uzaklaştırılıp satıldı.
- 1:56:41Dini Önyargılara Sahip Olmaması
- Fatih dini önyargılara sahip bir hükümdar değildi ve bunu sadece kendi yaptırdığı sanat eserlerinden değil, koruduğu sanat eserlerinden de anlayabiliyoruz.
- Konstantiniye'nin fethi sırasında Hipodrom'daki ünlü üç başlı yılan sütunun yobazların kurbanı olmaması için korunmasını emretmişti.
- Sultan, hayatının sonlarına doğru resimlerin yasaklanması gibi konulara tamamen ilgisiz kaldı.
- 1:57:21İran Kültürü ve Edebiyat
- Mehmet'in bir başka saygı duyduğu kültür İran kültürüydü ve İran'ın aykırı İslam'ıyla derviş toplulukları ona çekici geliyordu.
- Acemci'yi okudu ve kendisi de Avni mahlasıyla Türkçe olarak üstün kaliteli olmayan seksen şiir yazdı.
- Şairlerle ediplere maaş bağlayarak edebiyatı teşvik etti ve kendi eski öğretmenlerinin kariyerlerini ilerletmek için çok şey yaptı.
- 1:58:00Sağlık Danışmanları ve Enderun Mektebi
- Tıp bilimi Türklerin arasında hala çok geriydi ve sultanın sağlık danışmanları daha çok İtalya'dan gelen Yahudilerdi.
- Maestro Jacopo (Yakup Paşa) adıyla vezir olan bu kişi, yalnızca sağlık konularında değil, maliye ve finansta da sultanı büyük ölçüde etkiliyor ve onunla bütün seferlere katılıyordu.
- Fatih'in eğitim ve kültür çalışmalarının önemli bir ayağını devşirme sistemi ile payitahta getirilen öğrencilerin eğitimi oluşturuyordu.
- 1:58:43Enderun Mektebi'nin Yapısı ve Eğitim Yöntemi
- Murat'ın kurup Fatih'in geliştirdiği Enderun Mektebi, öğrencilerin yaşına göre iki hazırlık okulundan ve iki mesleki eğitime mahsus okuldan oluşuyordu.
- Okulda yetenek, girişimcilik ve liderlik kabiliyetlerini seçebilmek için öğrencilerin bireysel yetilerine büyük bir dikkat gösteriliyordu ve kendi seçtikleri konuları okumaya cesaretlendiriliyorlardı.
- Enderun Mektebi'nin amacı Kuran ve İslam ilahiyatı konusundaki eğitimden sonra temelde dünyeviydi ve öğretmen kadrosu ön planda ulema sınıfından seçiliyordu.
- 59:55Fatih'in Dinsel Görüşleri
- Fatih hayatı boyunca açık görüşlü biri olmuş, farklı fikirlere ilgi göstermiş ve bunlara saygı duymuştur.
- Çocukluğundan itibaren heterodoks Şii doktrinlerine, Hristiyan dininin öğretilerine ve serbest fikirli insanlara karşı eğilim göstermesi, Mehmet'in katı Sünni ilahiyatına ters düşen dinsel fikirlere meyilli olduğunu göstermektedir.
- Fatih, kütüphanesindeki el yazmalarının gösterdiği gibi, Hristiyanlığın tarihini ve doktrini öğrenmek için hümanist danışmanlarından ve özellikle Patrik Cenadios'tan yardım istemiştir.
- 1:00:52Fatih'in Dini Tarikatlara Tutumu
- Fatih dini tarikatlara açıkça düşmandı ve bu tarikatların ülkenin her yanına yayılıp yerleşmelerinden rahatsız oluyordu.
- Tarikatların faaliyetlerini kısıtlamak ve yasaklamak için elinden geleni yaptı, bazı tarikatların mal ve mülklerine el koydu ve vakıflarını kaldırdı.
- Fatih'in bu önlemleri din adamları arasında kendisine karşı sert bir propagandaya neden olmuştu, ancak ölümünden sonra oğlu Bayezid bu zaviyeleri tarikatlara geri verdi.
- 2:02:05Fatih'in Sağlık Durumu
- Osmanlı hükümdarlarının ömürleri son birkaç kuşaktır kısalmıştı, son yüz yıl içinde yalnızca biri elli yaşını aşabilmişti.
- Fatih'in hayatı boyunca sağlık durumu parlak olmamıştı; otuzlu yaşların başlarında şişmanlaması ilk alarm sinyallerini oluşturmuştu.
- Kalıtsal akut artrit, seferlerinde at üstünde yol almayı ıstıraplı hale getiriyordu ve gut hastalığından mustaripti.
- 2:03:02Fatih'in Son Seferi ve Ölümü
- 1481 yılı ilkbaharında Sultan son seferini başlatacak kadar iyileşmişti, Rumeli ordusu Çanakkale Boğazı'nı geçti ve Anadolu ordusu Konya yakınındaki geniş ova'da toplandı.
- Sultan 25 Nisan Çarşamba günü Üsküdar'a geçmesiyle sefer başladı, ilk durak Gebze civarındaki Hünkar Çayırı oldu.
- Sultan 3 Mayıs 1481 Perşembe günü ikindi namazı vaktinde öğleden sonra dört civarında kırkdokuz yaşında hayatını kaybetti.
- 2:05:07Fatih'in Ölümü Hakkında Söylentiler
- Fatih'in ölüm sebebi konusunda birçok soru çıkıyor; hastalıklarından dolayı eceliyle mi ölmüştü, yoksa yanlış ilaç mı verilmişti?
- El-Lari'nin Fatih'in hayatının son günlerinde oynadığı rol ondan şüphelenilmesine yol açtı, dört yıl sonra Edirne'de öldüğünde Edirneliler Fatih'in Bayezid tarafından zorla verdirilen aşırı dozda afyon yüzünden öldüğüne inandılar.
- Tarihçilerin bir kısmı sultanın hastalıklarından dolayı öldüğünü düşünürken, bir kısmı ise zehirlendiğini iddia ediyor.
- 2:06:21Fatih'in Zehirlenme Teorisi
- Mehmet yeni seferine ölümünden bir hafta önce çıkmıştı, oysa önceki yıl ve daha öncesinde hastalıkları hareket etmesini güçleştirdiğinde önemli seferlerinde kumandanlığı vezirlerine vermişti.
- Görgü tanıkları, ölümcül bağırsak sancılarının ertesi Salı günü ansızın başladığını söylemişti, bu da Mehmet'in yola çıktıktan hemen sonra zehirlendiği iddiasını destekliyor.
- Fatih'i zehirletebilecek adaylar arasında Papa, Venedik Doçu ve oğlu Bayezid öne çıkıyor.
- 2:07:27Bayezid'in Rolü ve Fatih'in Ölümü
- Açık görüşlü babayla mistisizme meyilli yobaz oğlunun arası pek iyi değildi, ayrıca Mehmet'in kardeş katlini vacip kılan yasası, şehzadeyi tahta giden yolu zamanından önce açma girişiminde bulunmaya yöneltmiş olabilir.
- Amasya'daki şehzade Bayezid, 1481 Nisan'ının ilk yarısında İstanbul'dan gelen mektuplarda Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa'nın Mehmet'i Cem'in veliaht olması konusunda ikna ettiği yazılıydı.
- Fatih'in cesedi hemen bir tahtı revanla Üsküdar'a götürülüp gemiyle başkente geçirildi, orduya Anadolu kıyısından ayrılmaması emredildi ve hiçbir geminin Boğaziçi'nden İstanbul'a geçmesine izin verilmedi.
- 2:09:17Fatih Sultan Mehmet'in Ölümü ve Bayezid'in Tahta Çıkışı
- Sadrazam Mehmet Paşa, şehzade Bayezid'in tahta geçmesini engellemek için Konya'daki Şehzade Cem'e tahta geçmesini söylemek için üç atlı gönderdi.
- Sultan'ın ölümü haberi yayıldığında askerler, özellikle yeniçeriler tehditkar bir hal aldı ve sarayın kapısını kırıp içeri girdiler.
- Yeniçeriler, Sultan'ın cansız bedenini görünce öfkelerini Sadrazam Mehmet Paşa'dan çıkardılar ve onu öldürdüler, kellesini sokaklarda dolaştırdılar.
- 2:10:10Bayezid'in Tahta Çıkışı ve Fatih'in Cenazesi
- Cem Sultan'a gönderilen üç ulağın tutuklanması, Bayezid'in halk tarafından desteklenmesini kolaylaştırdı.
- Yeniçeri Ağası Sinan, ayaklanan askerlerine Bayezid tahta geçince maaşlarını iki katına çıkarma sözü verdi ve eski sadrazam İshak Paşa ile iş birliği yaparak Bayezid'i sultan ilan etti.
- Bayezid, 20 Mayıs'ta Üsküdar'a vardı ve kendisini sevinç içindeki yeniçeriler karşıladı, 22 Mayıs'ta babasının cenazesini kaldırdı ve divan saltanatın Bayezid'e ait olduğunu ilan etti.
- 2:11:54Fatih Sultan Mehmet'in Türbesi ve Batı'daki Tepkisi
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'da kendi adını taşıyan semtte bulunan Fatih Külliyesi'ndeki türbesinde yatıyor, bu külliyenin yerleşim yerini Fatih özellikle seçmişti.
- Orijinal türbe ilerleyen yıllarda bir depremle yıkıldı, iç süslemeleri yeniden düzenlendi ve zengin işlemeli kabir yeşil kumaşla kaplandı.
- Fatih ulusal bir kahramana dönüştü, adı Türkiye'nin birçok semtinde sokakları, caddeleri ve köprüleri betimliyor.
- 2:13:02Batı'daki Tepkiler ve Gelecek
- Hıristiyanlığın can düşmanının öldüğü haberi Venedik'e iki hafta sonra ulaştığında "Büyük Kartal öldü" şeklinde duyuruldu.
- Büyük Osmanlı Sultanının ölümü Batı dünyası için önemli bir olaydı, Avrupa'da büyük bir sevinç yaşandı, kilise çanları çalındı, toplar atıldı ve kutlamalar yapıldı.
- Batı, doğudan gelen tehditten kurtulduktan sonra rahat soluk alabilecekti, ancak kimse geleceği düşünmüyordu.
- 2:14:25Fatih Sultan Mehmet'in Mirası
- Mehmet'in hayatı ile ilgili pek çok konuda nihai gerçeğe ulaşmak mümkün olmayacak çünkü elimizde her karanlık noktayı aydınlatacak nitelikte kaynak bulunmuyor.
- Mehmet ortaçağ'ın en önemli figürlerinden biriydi, son büyük kuşatmanın Fatih'i olarak tanınıyordu.
- Mehmet'in hedefi büyük bir imparatorluk, istikrarlı bir dünya gücü yaratmak ve onu yeni başkenti İstanbul'dan yönetmekti.
- 2:15:36Osmanlı İmparatorluğu'nun Gelişimi
- Mehmet kendisini Bizans İmparatorluğu'nun varisi olarak görmekte haklıydı, çünkü Bizans Devleti'nin yıkıntılarından Mezopotamya'dan Adriyatik'e dek uzanan bir imparatorluk kurmayı başarmıştı.
- Mehmet'in döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları, Bizans İmparatorluğu'nun parlak dönemlerindeki sınırlarına çok benziyordu.
- Mehmet'in her bakımdan asıl kurucusu olduğu bu büyük imparatorluk, ilerleyen yüzyıllarda Avrupa kıtasının üçte birine, Karadeniz'in kuzeyine, Ortadoğu'nun tamamına, hatta Afrika kıtasının önemli bir bölümüne hakim oldu.