• Buradasın

    Ege Adaları'nın Tarihsel Gelişimi ve Türkiye-Yunanistan İlişkileri

    youtube.com/watch?v=duryhFgF9d4

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Ege Adaları'nın tarihsel gelişimini ve Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkileri anlatan bir eğitim içeriğidir. Konuşmacı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze kadar Ege Adaları'nın durumunu kronolojik olarak açıklamaktadır.
    • Video, 1820'lerden başlayarak Ege Adaları'nın Osmanlı egemenliğinden Yunanistan'a geçiş sürecini, Londra ve Atina Antlaşmaları, Lozan Antlaşması ve Paris Antlaşması gibi önemli diplomatik belgeleri detaylı şekilde ele almaktadır. Ayrıca, Yunanistan'ın adaları silahlandırması ve Türkiye'nin bu konudaki duruşu, II. Dünya Savaşı dönemindeki gelişmeler ve günümüzdeki durum hakkında bilgiler sunulmaktadır. Video, Ege Adaları'nın geri alınması için tek seçenek olarak Türkiye ve Yunanistan'ın fiili savaşması ve uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi gerektiğini belirterek sona ermektedir.
    00:11Ege Adaları'nın Tarihi
    • Ege Adaları, Anadolu ve Yunanistan yarımadası arasında bulunan, 23 bin kilometre alanda 3 bin yakın ada ve adacığı kapsayan bir bölgedir.
    • 1820'lere kadar Osmanlı egemenliği altındayken, 19. yüzyılda Yunanistan ile bu egemenlik ilk kez ciddi bir tartışma konusu oldu.
    • 1829 Edirne Antlaşması ve 1832 İstanbul Antlaşması ile Mora ve Batı Ege adaları Yunanistan'a bırakılmış, Doğu Ege adaları ve Girit adası Osmanlı'da kalmıştı.
    00:45Girit Adası ve Ege Denizi'nin Bölünmesi
    • 1898'de özerklik bahanesiyle Osmanlı'dan ayrılan Girit adası, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ve 14 Kasım 1913 Atina Antlaşmaları ile resmen Yunanistan'a verildi.
    • 1912 yılına gelinceye kadar Ege Denizi Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan arasında dengeli bir şekilde bölüşülmüştü.
    • 1911 Trablusgarp Savaşı'nda İtalya'nın Rodos ve 12 adayı işgal etmesi ve Balkan Savaşı'nda Yunanistan'ın tek bir zırhlı gemi sayesinde diğer Ege adalarını işgal etmesiyle bu denge bozulmuştu.
    01:27Londra ve Atina Antlaşmaları
    • Osmanlı Devleti, Ege adalarının geleceğinin İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan ve Rusya'dan oluşan altı büyük devletin karar vereceğini 1913 Londra Antlaşması ile kabul etmiş ve 1913 Atina Antlaşması ile bu durum teyit edilmişti.
    • Altı büyük devlet ortak kararlarını 13 Şubat 1914'te Yunanistan'a ve 14 Şubat 1914'te Türkiye'yi birer nota ile bildirdiler.
    • Karara göre Gökçeada, Bozcaada ve Meis adası Türkiye'ye iade edildi, Yunan işgalindeki Taşoz, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İbsara ve Bozbaba adaları ise silahlandırılmamak ve askeri amaçlarla kullanılmamak şartıyla Yunanistan'a verildi.
    02:23Lozan Antlaşması ve Adaların Statüsü
    • Yunanistan ile yapılan bu mutabakat daha sonra Lozan Antlaşması'nın 12. maddesinde de aynen geçerli sayıldı.
    • Aynı madde ile kıyıdan 3000 uzaklıkta bulunan adalar da Türkiye'ye ait olduğu vurgulandı.
    • Bu anlaşma Yunanistan'a adaların egemenliğinin değil, sadece kullanma hakkı (psation zilyetlik hakkı) verdi, bu da günümüzde hala adaların statüsünü tartışmalı hale getirmiştir.
    03:06Rodos ve 12 Ada Sorunu
    • Osmanlı'nın geçici statüyle donanma yoksunluğundan dolayı İtalya'ya bıraktığı Rodos ve 12 ada konusunda herhangi bir karar alınmamıştı.
    • I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde bu adaları geri almak mümkün olmadı çünkü Kurtuluş Savaşı sürecinde Türk milleti tüm kaynaklarını sonuna kadar tüketmişti.
    • 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile Rodos ve 12 ada ile Meis adası İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada dışındaki Ege adaları da askerden arındırılmak şartıyla Yunanistan'a bırakıldı.
    04:07Montrö Boğazlar Sözleşmesi
    • Türkiye'nin diplomatik manevraları doğrultusunda 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile boğazlar Türkiye'nin denetimine bırakıldı.
    • Bu çerçevede Türkiye, Gökçeada ve Bozcaada'yı da kapsayan Boğazönü Adaları'nda yeniden askerileştirme yetkisini geri almış oldu.
    • Yunanistan, Rebus Six Stentibus ilkesi doğrultusunda anlaşmaların yapıldığı sıradaki koşulların köklü biçimde değiştiğini, düşman ilişkilerinin yerini dostluk ilişkileri aldığını iddia etmektedir.
    05:43II. Dünya Savaşı ve Ege Adaları
    • II. Dünya Savaşı yıllarında Ege adaları bir kez daha önemli mücadelelere sahne oldu.
    • Savaş sürecinde Almanya, Yunanistan'a bağlı Ege adalarını işgal etti ve Almanya savaşa Türkiye'yi de dahil etmek maksadı ile İtalya'nın elinde bulunan bütün adaların Türkiye'ye verilmesini önerdi.
    • Türkiye, II. Dünya Savaşı'nda Almanya ile müttefikler arasında kalmamak için tamamen geri çekildi ve savaşın son yıllarında Almanya'nın işgal ettiği adaları Türkiye'ye bırakmak istemesine de sıcak bakmadı.
    07:16Paris Antlaşması ve Adaların Durumu
    • Savaş sonunda 1947 yılında yapılan ancak Türkiye'nin taraf olmadığı Paris Antlaşması ile 12 adalar silahsızlandırılmak şartıyla İtalya'dan alınıp Yunanistan'a devredilmiştir.
    • Aynı antlaşma ile adaların askerden arındırılmış statülerin devam edeceği de hükme bağlanmıştı.
    • Türkiye'nin Paris'te yapılan görüşmelere çağrılmasına rağmen, İsmet İnönü hükümetinin "savaşın ganimetlerinden pay alma hakkımız yoktur" diyerek konferansa katılmama yönünde bir karar aldığı iddia edilse de, Türkiye'nin konferansa davet edildiğine dair somut bir belge henüz ortada yoktur.
    08:19Günümüzdeki Durum
    • Yunanistan, Türkiye'nin Paris Antlaşması'na taraf olmadığı için adaları silahlandırmasına Türkiye'nin itiraz edemeyeceğini, ayrıca II. Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle 1950'li yıllardan itibaren silahsızlandırılmaya hükmedilen İtalya'nın silahlanmaya başlamasını öne sürerek bu eylemlerini hukuki zemine oturtmaya çalışmaktadır.
    • Türkiye ise Paris Antlaşması'nın bir objektif statü yarattığını, İtalya'nın askeri düzeydeki silahlanmanın kabul edilebilirlik seviyesinde olmakla birlikte, 12 ada ve diğer Ege adalarının Türkiye'ye yakın coğrafi konumu sebebiyle bu site türlerinin değiştirilmesinin birinci dereceden güvenlik meselesi olduğundan kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirtmektedir.
    • Yunanistan, NATO ve Varşova Paklarının oluşmasıyla 12 adaların silahsızlandırılmasıyla ilgili maddelerin anlamının kalmadığını, Türkiye'nin 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan sonra olası bir saldırı yapabileceği kaygısıyla, egemenlik sahasını korumak amacıyla ve BM kararının 51. maddesinde atıfta bulunarak adaların sadece savunmasına ve Türkiye'ye gelecek olası bir saldırıya karşı silahlandırıldığı tezini savunuyor.
    09:58Sonuç
    • Türkiye ve Yunanistan ilişkilerini olumsuz etkileyen karasuları ve kıta sahanlığı sorunlarının bir türlü çözüme kavuşamamasından dolayı 1996'da Muğla'nın 7 kilometre açıklarında Kardak Kayalıkları krizi ile iki ülkeye yeniden savaşın eşiğine gelmiştir.
    • 1832'den beri gruplar halinde Osmanlı İmparatorluğu'nun elinden çıkan adalar Lozan'da kaybedilmedi ve bu yüzden de Lozan'da geri alınması mümkün olmadı.
    • Gerçekçi olmak gerekirse adaları bugün geri almak içinse geriye tek seçenek kalıyor: Türkiye ve Yunanistan'ın fiili olarak savaşması ve Türkiye'nin bu savaşı kazanması ardından da bu durumun uluslararası toplum tarafından kabul edilip hukukileştirilmesi.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor