Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir tarih dersi formatında sunulmuş olup, konuşmacı Dostoyevski'nin Türkler ve İslam hakkındaki olumsuz tutumunu detaylı şekilde incelemektedir.
- Video, Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" ve "Ölüler Evinden Anılar" gibi eserlerindeki Türkler ve İslam'a yönelik eleştirilerini ele alarak, Osmanlı-Rus ilişkilerinin tarihsel arka planını kronolojik olarak anlatmaktadır. Konuşmacı, Dostoyevski'nin gençlik yıllarından başlayarak hapishane deneyiminden sonra nasıl dindar ve milliyetçi bir yazar haline geldiğini, panslavizm fikrini benimsemesini ve İstanbul'a olan tutkusunu açıklamaktadır.
- Videoda ayrıca Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler"deki Gazin karakteri ve "Ölüler Evinden Anılar"daki Ali ve Nura adlı iki Müslüman karakter arasındaki zıtlık karşılaştırılmakta, Dostoyevski'nin aşırı duygusal bir milliyetçilik ve ateizm inancıyla kötülük problemine yaklaşışı, İstanbul'un fethi hayali ve İslam'a karşı eleştirileri aktarılmaktadır.
- 00:00Dostoyevski'nin Türkler Hakkındaki Görüşleri
- Dostoyevski, "Türkler Asyalı bir sürüdür, doğru düzgün bir devlet değil" gibi olumsuz sözler söylemiştir.
- "Karamazov Kardeşler" kitabında Türkleri işkenceci barbarlar olarak anlatan Ivan Karamazov karakteri yer almaktadır.
- Dostoyevski, Türkleri barbar olarak gördüğü gibi İslam'ı da vahşet olarak, Muhammed Peygamber'i de sara hastası olarak görmüştür.
- 00:42Dostoyevski'nin Türk Düşmanlığının Nedenleri
- Dostoyevski'nin yaşadığı dönemde Osmanlı-Rus ilişkileri çetrefilli olup, Kırım Savaşı, Osmanlı'daki Slavların ayaklanmaları ve 1893 Harbi yaşanmıştır.
- Bu gerilimler Dostoyevski'nin eserlerinde ve günlüğünde hem Türkler hem de İslam'a karşı saldırgan bir tutum benimsemesine neden olmuştur.
- Bu videoda Dostoyevski'nin Türkler ve İslam hakkındaki görüşleri detaylıca incelenecek ve neden böylesine agresif düşünceler benimsediği psikolojik ve sosyolojik olarak açıklanacaktır.
- 01:17Sorbil Eğitim Platformu Tanıtımı
- Konuşmacı, 2018 yılında Rus edebiyatı profesörü Orwn Wheel'e mail atarak Rus edebiyatına ilgi duymuş ve bu sayede Rus edebiyatına tutkusu başlamıştır.
- Sorbil, yapay zeka destekli online eğitim platformu olup, web sitesi tasarlamaktan yabancı dil ve diksiyon eğitimine kadar çeşitli eğitimler sunmaktadır.
- Sorbil Premium aboneliği aylık 115 TL, yıllık 530 TL olup, "portal30" indirim kodu ile yıllık abonelik 370 TL'ye düşmektedir.
- 03:41Osmanlı-Rus İlişkilerinin Gerilimleri
- 1833 yılında Rus Çarı I. Nikolay, "Osmanlı için hasta adam" ifadesini kullanmıştır.
- Dostoyevski, hükümete komplo kuran bir oluşumun içinde yer aldığı suçlamasıyla hapse düşmüş ve ölüm cezasına çarptırılmıştır.
- Rusların sıcak denizlere inme ve Boğazları kontrol etme hayali için en büyük engel Osmanlı Devleti'ydi ve bu sebeple Osmanlı-Rus ilişkileri her zaman ateş hattındaydı.
- 04:351853 Savaşı ve Sonrası
- 1853 yılında Rusların Eflak ve Boğdan'ı işgal etmesiyle Osmanlı savaş açarak karşılık vermiştir.
- İngiliz ve Fransızlar Osmanlı'ya destek vermek adına savaşa katılmış, ancak aslında kendi çıkarlarını düşünerek Osmanlı'dan taraf olmuşlardır.
- Rusların moralleri düşmüş, yenilginin üstüne Türk düşmanlığı baş göstermiş ve Avrupa'da bu düşmanlıktan payını almıştır.
- 05:32Panslavizm ve 1877 Savaşı
- Rusya'da panslavizm (tüm Slav halklarının birleşmesini savunan ideoloji) benimsenmiş ve Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Slavları ayaklanma başlatması için harekete geçirmiştir.
- 1875 yılında Hersek ve bir sene sonra Bulgaristan ayaklanmaları yaşanmış, bu isyanlar Sırbistan ve Karadağ'da da sıçramıştır.
- 1877 yılında Rus Çarı II. Aleksandr Osmanlı'ya savaş ilan etmiş ve 1893 Harbi (Doksanüç Harbi) Osmanlı için talihsiz sonuçlanmıştır.
- 07:01Savaşın Sonuçları
- Osmanlı hem doğusunda hem batısında büyük toprak kayıpları yaşamıştır.
- Sırbistan, Kanada ve Romanya bağımsız olmuş, Bulgaristan özerkleşmiş ve Kars, Ardahan, Batum Ruslara kaptırılmıştır.
- Her yazar bulunduğu dönemin şartlarından etkilenir ve Rus yazarlardan bazıları da bu gerilimli süreçte Türk düşmanlığından nasibini almıştır.
- 07:30Dostoyevski'nin Psikolojik Dönüşümü
- Dostoyevski gençliğinde milliyetçi ve dindar biri olarak bilinirken, 20'li yaşlarında Avrupalı düşünürlerin kitaplarına kapılıp sosyalizmi benimsemişti.
- Çar tarafından hapse atıldığında infaz edilmek üzere çıkarıldığı meydandan son anda bağışlanınca, yaşamın kıymetli olduğunu iliklerine kadar hissetmiş ve yaşama karşı muazzam bir hevesle dolup taşmıştı.
- Hapishanede okumasına izin verilen tek kitap olan İncil'i okuyunca hayatın anlamını Hristiyanlıkta bulmuş ve Rus insanının diğer ırklara kıyasla daha özel bir tarafı olduğuna inanmıştı.
- 08:54Dostoyevski'nin Milliyetçiliği ve Panslavizmi
- Hapse bölücü bir sosyalist damgasıyla giren yazar, dindar ve milliyetçi olarak çıkmıştı.
- Dostoyevski'nin hapisten önce yazdığı eserlerde dini veya milliyetçi bir taraf görülmemekteyken, hapisten çıktıktan sonra yazdığı eserlerde yoğun dinsel ve Rus milliyetçiliği temaları bulunuyordu.
- Dostoyevski, Slavların hepsini eşit görmemiş, Slavların Rusya olmadan hiçbir şey yapamayacaklarını ve Rusların Balkanlardaki Slavların abisi ve koruyucusu olduğunu ima etmiştir.
- 09:58Dostoyevski'nin Avrupa Nefreti
- Dostoyevski'nin Balkanlardaki Slavları mazlum, kurtarıcı hatta mesih olarak görmesinin bir sebebi Avrupa nefretidir.
- Dostoyevski'ye göre Avrupa ne dinini ne de insanlığını doğru düzgün yaşar, ateist ve sosyalist fikirler hep Avrupa'dan çıkmıştır.
- En meşhur karakteri olan Raskolnikov, Avrupalıların fikirlerinden zehirlenmiş bir Rus evladıdır ve Dostoyevski bu karakterle Rusya halkına Avrupa özentiliğine devam edersek kıymetli evlatlarımızın da sapkın düşüncelere meze olacağı mesajını vermiştir.
- 10:57Dostoyevski'nin Türklerle İlişkisi
- Dostoyevski'nin büyük büyük dedelerinden olan Stephan Dostoyevski, bir dönem Türk hapishanesinde kalmış ve 1624 yılında hapishaneden kaçmıştır.
- Dostoyevski'nin babası Mihail bir askeri doktordur ve 1806 yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rus askerlerini tedavi etmiştir.
- Dostoyevski'nin hayran olduğu şair Puşkin, panslavizme yakınsayan fikirlere sahipti ve "Birleşecek mi Slav nehirleri Rus denizinde?" gibi şiirlerle panslavizmin doğuşuna yardımcı olmuştur.
- 12:36Dostoyevski'nin Türklerden ve İslam'dan Bahsetmesi
- Dostoyevski'nin eserlerinde ve notlarında Türklerden ve İslam'dan olumsuz bir şekilde bahsedilmiştir.
- Dostoyevski'ye göre Türkler işkenceden zevk alıyor, bebekleri havaya atıp süngüyle yakalıyor, hamile kadınların karnını deşip bebeklerini öldürüyor ve insanların derilerini yüzüp kemerler yapıyorlardı.
- Dostoyevski, Türkleri tıpkı "Kan Merideni" kitabındaki Glenton çetesi gibi anlatıyordu ve bu hadsiz tasvirinde Türkler'e karşı bir çekememezlik olduğunu görmek zor değildi.
- 13:28Dostoyevski'nin İstanbul Kıskançlığı
- Dostoyevski'nin Türklerle bu kadar alıp veremediği İstanbul, daha doğrusu İstanbul kıskançlığıydı.
- Dostoyevski, İstanbul'u sadece Boğazlar açısından siyasi bir fırsat olarak görmüyor, aynı zamanda dini açıdan son derece kıymetli buluyordu ve İstanbul'u Ortodoksluğun merkezi olarak görüyordu.
- Dostoyevski, İstanbul'u fethetme konusunda "Avrupa'da şimdi sürdürülen diplomatik görüşmeler ve anlaşmalar ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, önümüzdeki yüzyılda da olsa İstanbul eninde sonunda bizim olacaktır" şeklinde ifadeler kullanmıştır.
- 14:15Dostoyevski'nin Savaş Anlayışı
- Dostoyevski bazı yazılarında savaşı kutsallaştırırcasına Türklerin kanının dökülmesi gerektiğini söylemiştir.
- Dostoyevski, "Tanrı savaştan korusun, kim ister savaşı? Ama büyük bir dava uğruna, sevgi uğruna akıtılan kanın çok anlamı vardır" şeklinde ifadeler kullanmıştır.
- Dostoyevski, "Kurtuluş salt barış'ta değildir, neye mal olursa olsun bazen savaşta gerekir" diyerek savaşın kutsal saydığı değerler uğruna canını verme yürekliliği ve coşku olduğunu vurgulamıştır.
- 15:03Dostoyevski'nin İstanbul Hakkındaki Görüşleri
- Dostoyevski panslavizm'den bahseder ama İstanbul için paylaşımcı da olmaz, olası bir İstanbul fethinde bu şehrin Slavlar tarafından federatif bir şekilde yönetilmeyeceğinin, İstanbul'un sadece ve sadece Rusların olacağının altını çizer.
- Dostoyevski, Rusları tüm Slavların abisi olarak görür ve ona göre İstanbul'u yönetme hakkı da abiye düşer.
- Dostoyevski, Türklerin yanında Tatar ve Çerkezlerden de nefret eder ve bunun sebebi Tatar ve Çerkezlerin Türkleri olan sempatisidir; Tatarlar için vatan hainidir.
- 16:00Dostoyevski'nin Türk ve İslam'a Karşı Görüşleri
- Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" kitabında Gazin adında korkunç bir bebek katili karakteri bulunur ve cezaevinin en güçlüsüdür.
- Ivan Karamazov karakteri, Türklerin barbar tasvirini anlatır ve Rusların da acımasız olduğunu, hatta yeri gelince Türklerle yarışabileceğini söyler.
- Ivan, ateist olduğunu ve din felsefesindeki kötülük problemi ile temellendirdiğini belirtir; dünyada bu kadar kötülüğün olması ve Tanrı'nın bu kötülüklere müdahale etmemesinden hareketle Tanrı'yı reddetmiştir.
- 17:01Dostoyevski'nin Türk ve Rus Şiddeti Hakkındaki Görüşleri
- Ivan, okumuş Rus bir aydın ailenin beş yaşındaki kız çocuklarını kırbaçlamalarından ve bir Rus generalin bir çocuğu annesinin gözü önünde köpeklere parçalattığı bir sahneden bahseder.
- Dostoyevski, Rusya'da kırbaçlama geleneğinin yaygın olduğunu ve bunu Tatarlardan öğrendiklerini, ancak Tatarların sadece hayvanları kırbaçlarken Rusların yetişkinleri ve hatta çocukları bile kırbaçladığını belirtir.
- Dostoyevski, Rus şiddeti olunca güzelleme veya dalgaya alma peşinde olduğunu, her düşmanı barbar ilan ederken Rusya'sına toz kondurmaz.
- 17:59Dostoyevski'nin İstanbul ve Ayasofya Hakkındaki Görüşleri
- İstanbul sadece siyasi açıdan değil, dini açıdan da kıymetli bir konuma sahiptir ve bu kıymetin sebebi Ayasofya'dır.
- Dostoyevski, Ayasofya'nın tepesindeki hilalin kaldırıldığı günün hayaliyle yaşar ve bir milletin kendi değerlerinin dünyayı kurtaracak tek sistem olduğunu düşünmeden büyük bir medeniyet olamayacağını düşünür.
- Dostoyevski için Rusya bir mesih vatandır, sadece Slavları değil, Hristiyanlığı da kurtaracak olan tek millettir ve İstanbul'un fethi Rusya'nın kaderinde vardır.
- 19:17Dostoyevski'nin İslam'a Karşı Saldırıları
- Dostoyevski, esir düşen Rus bir askerin Kıpçaklar tarafından Hıristiyanlığı bırakıp İslam'a geçmesi için işkence edilip derisinin yüzüldüğünü anlatır.
- Dostoyevski, yüzlerce, binlerce Hristiyan'ın zararlı böcekler gibi ezildiğini, köylerin ve kasabaların tek tek yok edildiğini, kiliselerin yakılıp yıkıldığını ve bunların canavarlıkları yapanların uygarlığın can düşmanı, vahşi, rezil Müslümanlar olduğunu söyler.
- Dostoyevski, Oryantalistlerde yaygın bir görüş olan Muhammed Peygamberin aslında sarılı olduğu fikrine eserlerinde yer vermiştir.
- 21:10Dostoyevski'nin Türk ve İslam Hakkındaki Çelişkili Görüşleri
- Dostoyevski'nin Türkler ve İslam'a dair söylediği tek iyi bir şey bile yoktur.
- "Ölüler Evinden Anılar" kitabının bir kısmında Ali ve Nura isimli iki Müslüman'dan oldukça olumlu bahsetmiştir; bu kişilerin güler yüzlü, herkesle iyi geçinen, herkes tarafından sevilen, güvenilen mert insanlar olduğunu söyler.
- Dostoyevski, bu iki Müslüman'ın İsa'nın da Tanrı'nın peygamberi olduğunu, birçok büyük mucize gerçekleştirdiğini onayladıklarını ve çamurdan bir kuş yaptığını, kuşa üflediğini, kuşun da uçtuğunu ve bunun onların kitabında da yazdığını söylediklerini anlatır.
- 22:32Dostoyevski'nin Edebiyat ve Siyaset İlişkisi
- Dostoyevski muhteşem bir edebiyatçıydı, insan ruhunun ikilemlerini onun kadar iyi aktarabilmiş biri gelmedi ve gelmeyecek.
- Edebiyatçılar ara sıra sanattaki duygusallığı siyasete de taşıdıkları için trajikomik bir görüntü ortaya çıkar.
- Dostoyevski'nin aşırı coşkulu siyasi fikirleri vatandaşları tarafından eleştirilmişti; Rozanov, Dostoyevski için bütün edebiyatımızda, ülkeleri günün gerçeklerinden böyle bütünüyle kopuk başka yazar olmadığını söylemiştir.