Buradasın
Doğu ve Batı Kültürlerinde Doğa-Kültür İlişkisi ve Gelecek Üzerine Bir Sohbet
youtube.com/watch?v=bmIBWjNEwlwYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Doğu ve Batı kültürlerindeki doğa-kültür ilişkisini analiz ettiği eğitim formatında bir sohbettir.
- Konuşmacı, Doğu ve Batı kültürlerindeki temel farkları ele alarak, Doğu'nun ebedi huzura ulaşma hedefi ve Batı'nın doğayı aşmaya çalışması arasındaki çatışmayı inceliyor. Video, günümüzde global bir dünya yönetimine doğru ilerlediğimizi ve bu yönetimin büyük şirketlerin yönetim kurullarından oluşacağını öngörüyor.
- Konuşmacı ayrıca, kültürün antroposantrik yapısı ve nüfus artışı nedeniyle doğa ile yaşanan çatışmayı vurguluyor ve 2050'de 12 milyar, 2100'de 20 milyar nüfusa ulaşıldığında insanlığın yok olabileceği veya dünya'nın distopyaya dönüşebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. İnsanın egosantrik ve megalomanik yapısının değişmesi gerektiğini, tüm varlıkların eşit değerli olduğunu ve bu anlayışın doğa ile olan ilişkimizi iyileştireceğini savunuyor.
- 00:20Doğa ve Kültür Savaşı
- İnsan, doğada doğanın kendisi doğa menşeili olmasına rağmen doğayı karşısına alan yegane varlıktır.
- Bu tespit hem Doğu kültürü için hem Batı kültürü için travmatiktir.
- Doğu kültürü bu travmaya ilksel ayrılmamış duruma dönmek şeklinde yaklaşır.
- 01:00Doğu'nun Yaklaşımı
- Hinduizm'de dünyaya gelmemek en iyi şeydir çünkü dünyada görüngüler birer surettir, gerçek değildir ve cehalet peçesi altında kalmaktadır.
- Hinduizmin asıl hedefi (telosu) dünyaya gelmeyip ebedi huzura girmek (nirvana) ve dünyanın kandırıkçılığına maruz kalmamaktır.
- Doğu'da doğaya karşı gelmek, doğaya şekil vermeye çalışmak ve kadere karşı gelmek son derece gereksiz ve boş uğraşlar olarak görülür.
- 02:21Batı'nın Yaklaşımı
- Batı'da doğa-kültür karşıtlığı bir travmayla doğar ve bu travmayı bastırarak doğaya karşı savaş ilan ederek işler.
- Batı'nın kültürel dinamik açısından amacı varoluş biçimlerinin menşei doğa olan kendilerinin kökenini bertaraf etmek ve iptal etmektir.
- Batılı bilim insanlarının başarısı, doğayı aşmaya yönelik kültürel kodlarından kaynaklanır ve bu nedenle bilim ve teknoloji alanında öne çıkmaktadır.
- 04:02Post-Hümanizm ve Doğa İlişkisi
- Günümüzde post-hümanizm anlayışı doğanın lanetlileri olarak görülen insanların bedenlerini aşmaya çalıştıklarını göstermektedir.
- İnsanlar çipler takarak, USB girişleri ve çıkışları ekleyerek bedenlerini aşmaya çalışıyor ve bu bir ütopya değil, doğaya zarar verme ve doğayı aşma çabasıdır.
- Batı kültüründe insanlar doğanın düsturu arasında gidip gelen bir varlık olarak görülür ve bu durum edebiyata ve mitlere yansımaktadır.
- 05:14Doğu ve Batı Kültürleri
- Doğu kültürü trajik gerçeği kabul eder ve dünyayı geçici bir sahne olarak görürken, batı kültürü büyük bir inatla ve ergenlikle oluşan putları otorite olmadan yıkmaya çalışır.
- Batı kültürünün sürekli kendini yenileme ihtiyacı vardır, ancak günümüzde postmodernizm bu yenileme sürecini can veremeyen bir varlık haline getirmiştir.
- Globalleşmiş dünyada herkes artık batılı bir birey haline gelmiş, hiçbir meta öykünün kurulmasına izin vermeyen, protesto eden bir monat haline gelmiştir.
- 08:06Doğa ve Kültür İlişkisi
- Doğa ile kültürün uyum içinde olması için çok daha az insana ihtiyaç vardır; dünyanın her bölgesine dağılmış yüz milyon nüfus ya da en fazla bir milyar nüfus ve bu sayının konstant kalması şartıyla.
- Doğanın hiçbir sorunu yoktur, sorun kültürün doğayı öteki olarak algılamasıdır çünkü kültür de doğanın bir uzantısıdır.
- İnsanlar bilişsel sistemleriyle her şeyi antropomorfize ederler, doğayı üzgün bir anne tipinde bir varlık olarak hayal ederler.
- 10:37Doğanın Gerçekleri
- Doğa dünyada birçok kez hayatı sona erdirmiştir; kuyruklu yıldızlar çarpmış, süper volkanlar patlamış, buzul çağları oluşmuştur.
- Doğada her şey bir tesadüftür; gezegenimiz güneşten sekiz- dokuz ışık dakika uzaklığında bulunmasıyla suyun sıvı kalması ve hayatın gelişebilmesi için elverişli bir ortam sağlanmıştır.
- Doğa için önemli olan, insanın yaşamasına imkan tanımayacak şekilde değişime uğramasıdır; insanlar doğaya acımaya başladıklarında, ekvator 60 derece olunca ve kutup ayıları yok olunca.
- 13:24Doğa ile Kültürün Harmonisi
- Doğa ile kültürün harmonik bir biçimde birlikte var olma biçimi mümkün değildir çünkü belli eşikler çoktan aşılmıştır.
- Küçücük gezegenimiz için 7-8 milyar nüfus, 2020'de 12 milyar, 2100'de 20 milyar çok fazladır çünkü monokültürel açıdan bakıldığında bu nüfusla grip salgını gibi bir olay insanlığın büyük bir kısmını yok edebilir.
- İnsanlar oturabilmek için ormanları yok eder, yiyebilmek için Amazonları yakar, ancak bu durumda neyi soluyacaklarını sorun olur.
- 15:28Batı Kültürünün İddiaları
- Batı kültürünün iddiası her şeyin insan için yaratılmış olmasıdır; yaratılış destanında tanrı önce evreni, sonra hayvanları ve en sonunda insanı yaratır.
- Bu düşünce antroposantrik bir bakış açısıdır; kültür insanın her şeyin üzerine hükmetmesine ve diğer varlıkları tanımayasına izin verir.
- Doğada ahlak mefhumu yoktur, etikten yola çıkarak düşünmez; filler yok olabilir, ormanlar yok olabilir, çünkü doğa bonkör olduğu kadar korkunç da olabilir.
- 18:43Gelecek ve Çözüm Arayışı
- İnsanlık için iki seçenek vardır: ya dünyayı ütopyalılaştıracağız ya da dünya dehşet verici bir distopyaya dönüşecek.
- 7 milyar insana 2020'de 12 milyar, 2100'de 20 milyar olarak taşımak mümkün değildir; ya dünya genelinde uygulanacak bir nüfus planlaması olacak ya da bu durum devam edemez.
- İnsanlık bir geçiş çağındadır ve 50-100 sene içinde ak ve kara olarak bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
- 20:32Dünya Yönetimine Yönelik Eğilim
- Dünyanın artık müsait olmayışından kaynaklanan bir global dünya yönetimine doğru gidildiği düşünülüyor.
- Bu dünya yönetimi büyük şirketlerin yönetim kurullarından oluşacak gibi görünüyor, çünkü artık politikalar ulus devletlerin değil, büyük şirketlerin belirlediği görülüyor.
- Bulut Atlası filmindeki distopik kent gibi bir yere doğru kültür evriliyor.
- 21:57İnsanın Geleceği ve Değişim Gerekliliği
- İnsanoglu inatçı bir varlıktır ve uzun süre daha yok olmayacak, ancak adalet bağlamında hayatta kalan kitlelerin boyutu tartışılmak gereken bir konu.
- Eğitim ve inanç dünyamız tamamiyle yeniden yapılandırılmaya ihtiyaç var.
- Postmodernizm, eski meta öykülerinin yıkmasının arkasında büyük bir ütopik dönüşüme bir ön hazırlık yapabilir.
- 23:26Eşitlikçi Bir Evren Anlayışına İhtiyacımız
- Manevi açıdan son derece egaliter, eşitlikçi bir sosyalizme ihtiyaç var, her varlığın insan kadar değerli olduğu anlatılmalı.
- Tanrı'nın göz bebeği, kendi suretinde yaratılan özel bir varlık olarak görülen insan, birazcık tevazuya ihtiyaç var.
- Eşitlikçi bir dünya anlayışına, bir evren tasarımına ihtiyacımız var, çünkü kültür tarihinde insan evrenin merkezinde yaratılmış olarak görülmüş.
- 24:56İnsanın Eksikliği ve Kalleşliği
- Alman sosyolog Arnold Galen'e göre insan eksikli bir varlıktır, bu eksikliği gidermek için kendi üstünlüğünü abartıp en süper mahluk haline getirmiştir.
- İnsan koşamıyor, kaçamıyor, tırmanamıyor, uçamıyor ve güçsüz olsa da buluşlarıyla diğer varlıkları yok edebiliyor.
- İnsan korkak ve kalleş bir varlıktır, eşit olmak istiyorsa silahsız bir biçimde karşılaştığı zorlukları aşmalı.
- 26:10Kültürel Değişim Gerekliliği
- Cennette ve cehennemde sadece insanlar değil, hayvanlar da masum olduğu için cennette olmalı.
- İnsan doğduğunda "ben temizim, ben iyiyim" eğitimiyle büyütülüyor, bu da doğaya ve diğer insanlara karşı megalomaniye doğuruyor.
- Batı kültürü menşeili megalomanik ve egosantrik yapıda olan kültüre değişiklik getirilmelidir, aksi takdirde ya doğayı yok edeceğiz ve kendimizi yok edeceğiz ya da faşist bir yönetim dünyada kimin yaşayabilip kimin yaşayamayacağına karar verecek.