• Buradasın

    Doğal Kanun ve Adalet Bilimi Dersi

    youtube.com/watch?v=LCC9O2nxY0Q

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Life Sanderspooner'dan "Doğal Kanun, Adalet Bilimi" adlı eserin seslendirilmiş bir ders formatındadır. Abdüsselam Bezirgen tarafından seslendirilen eser, Nurullah adlı bir yazarın çalışmalarını içermektedir.
    • Video, adalet biliminin tanımı, temel prensipleri ve doğal hukukun insan haklarına etkisi üzerine odaklanmaktadır. İçerik üç ana bölümden oluşmaktadır: ilk bölümde adalet biliminin tanımı ve temel prensipleri, ikinci bölümde adalet kavramının doğal bir ilke olup olmadığı altı farklı bölümde incelenmekte, üçüncü bölümde ise doğal kanun ve yasama kavramları ele alınmaktadır.
    • Videoda ayrıca, adalet kavramının var olması durumunda insan haklarının doğuştan verilmiş olduğu ve değiştirilemez olduğu, aksi takdirde ise hiçbir insanın hakkı olmadığı sonucuna varılmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca soyguncuların ve köle sahiplerinin yasaları nasıl çıkardıkları ve bu yasaların aslında bir sınıf insanı itaatkarlık ile köleleştirmek için tasarlandığı da anlatılmaktadır.
    00:21Adalet Biliminin Tanımı
    • Adalet bilimi, tüm insan haklarıyla birlikte kişilik, mülkiyet ve hürriyet haklarını da dahil olmak üzere mutluluğu kovalamanın bilimidir.
    • Adalet bilimi, her insana diğer insanların haklarını çiğnemediği sürece neyi yapabileceğini, neye sahip olabileceğini ve neyi söyleyebileceğini söyleyen bilimdir.
    • Adalet bilimi, insanlığın barış içerisinde yaşaması için nasıl geçinmesi gerektiğini anlatabilecek tek bilim olduğundan barışın tek bilimidir.
    01:17Barış Koşulları
    • Barış için ilk koşul, her insanın her insana karşı adaletin gerektirdiğini yapmasıdır: borçlarını ödemeli, ödünç alınan veya çalınan mülkiyeti sahibine geri götürmeli ve zarar verdiği herhangi bir insanın veya mülkiyetin tazminatını ödemeli.
    • İkinci koşul, her insanın bir diğer insana adaletin yasakladığı bir şey yapmaktan kaçınmasıdır: soygundan, kundaklamadan, cinayetten veya bir başkasına veya bir başkasının mülkiyetine zarar verecek hareketlerden kaçınmalıdır.
    • Bu koşullarla buluşulduğu sürece insanlar barış içerisindedir ve barış içerisinde kalmalıdırlar; ancak bu koşullardan bir tanesi bile olmazsa insanlar savaş içerisindedir ve adalet sağlanana kadar savaş içerisinde kalacaklardır.
    02:33Dürüstlük ve Ahlaki Sorumluluklar
    • İnsanoglu nerede kendisiyle barış içerisinde yaşamayı denediyse, pazarlığı olmayan tek yasa olan evrensel yasaya itaat edilmesi koşulunu koşmuştur: her bir insan bir diğerine dürüst olmalıdır.
    • Dürüst yaşamak, kimseye zarar vermemek ve herkese hakkettiğini vermek demektir.
    • İnsanın bir diğerine borçlu olduğu ahlaki sorumluluklar arasında açı doyurmak, çıplağı giydirmek, evsize sığınak olmak, hastaya sahip çıkmak, savunmasız olanı korumak, zayıfın elinden tutmak ve cahili aydınlatmak gibi görevler bulunmaktadır.
    03:47Adalet ve Güvenlik
    • Legal görevi diğer insanlara karşı dürüst bir yaşam sürdürmesidir ve bu konuda yargıç başka bir insan olabilir, hatta kendi güvenliği için olmak zorundadır.
    • Her bireyin veya bir diziden oluşan bireylerin kendilerine ya da yanlış işleyenlere karşı adaleti yerine getirmeye olduğu kadar çiğnemeye de eşit fırsatları vardır.
    • İnsanlar kendileri içerisinde hem birbirlerine karşı hem de yanlış yapanlara karşı ortak bir güvenlik sağlamak adına adaleti sağlayacak olanlar, yalnızca gönüllü olarak ve rızaları doğrultusunda kendilerini bu birliklerle ilişkilendirmeleri arzu edilebilir.
    05:05Gönüllü Birlikler ve Adalet
    • Davaların soruşturmalarında hürriyete dikkat eden ve mümkün olduğu derecede oluşabilecek her tesirden bağımsız, sadece adaleti sağlama gibi basit bir arzudan yola çıkarak bir çeşit plan veya yargı sistemi prosedürleri üzerinde hemfikir olunmalıdır.
    • Bu tür ilişkilendirmelerin meşruiyeti ve arzu edilebilirliği yalnızca tamamen rızaya dayalı olabilir; hiçbir kimse katılmaya zorlanmamalı ya da rızası olmadan destek vermeye zorlanmamalıdır.
    • Hiçbir insanın herhangi bir birliğe katılmasının zorunlu kılınması veya sağladığı korumayı arzulamadığı herhangi bir birliği desteklemeye zorlanması doğru olamaz.
    07:23Adalet Biliminin Öğrenilmesi
    • Dürüstlük, adalet ve doğal hukuk genelde sıradan zihinler için oldukça basit ve kolay bir şekilde öğrenilebilir bir konudur.
    • Adalet hukukunun da öğrenilmesi gerektiği doğrudur, fakat bunu öğrenmenin çok kolay olduğu da doğrudur.
    • Birbirleriyle iletişim halinde yaşayıp birlikte ilişkiler kuran insanların doğal hukuku derinlemesine öğrenmekten kaçınmasının imkanı yoktur; doğal hukuk soruları (bu hareketim adil mi yoksa adil değil mi? Bu benim mi yoksa onun mu?) insan zihni tarafından her yerde benzer cevaplar bulmuştur.
    09:39Doğal Hukuk ve Adalet
    • Mağdur olan çocuk, yanlışı yapan çocuğa karşı direniş gösterme, cezalandırma ve tazminat ödetmeye mecbur bırakma hakkına sahiptir.
    • Diğer çocukların ve kişilerin ahlaki sorumluluğu, mağdur edilmiş taraftan yana olup doğrularını savunmak ve yanlışlarını tanımaktır.
    • Doğal hukukun temel prensipleri, çocukların çarpım tablosunu bile öğrenmeden önce öğrenirler ve bu prensiplere bağlı olmadan çocuksu oyunların devamlılığı sürdürülemez.
    11:34Adaletin Doğal Olması
    • Eğer adalet doğal bir ilke değilse, o halde bir ilke falan değildir ve adaletsizlik diye bir şey de yoktur.
    • Eğer adalet doğal bir prensip değilse, insanlığın şahit olduğu tüm adalet için verilmiş mücadeleler hayal dünyasının fantezilerinden ibaretti.
    • Eğer adalet doğal bir prensip değilse, dünyanın şahit olduğu bütün suçluların hiçbiri suç değildi, sadece sıradan bir olaydan ibaretlerdi.
    13:07Adaletin Değiştirilemezliği
    • Eğer adalet doğal bir ilke ise, o zaman değiştirilemez olması gerekmektedir ve bu ilkeyi yürürlüğe koyan güç dışında dünyadaki hiçbir güç bunu değiştiremez.
    • Bir insan ya da bir grup insan tarafından adaleti değiştirmeye yönelik kalkışmalar, tüm insanların üzerinde davranış kuralı olarak adaletin yerine kendi arzularını, çıkarlarını ve iradelerini yürürlüğe sokacak olmalarının kıldığı bir varsayımdır.
    • Bu, evrenin fiziksel, zihinsel ve ahlaki kanunları üzerinde kendi emirlerini, iradelerini, arzularını veya takdirlerini kurmaya kalkışmaları kadar absürttür, gasptır ve zulümdür.
    14:09Adaletin Bilimsel Özellikleri
    • Eğer adalet gibi böylesine bir doğal ilke varsa, zorunluluktan dolayıdır ve bilimin sınırları içerisine düşmektedir.
    • Tıpkı diğer bilim dalları gibi öğrenilmeli ve uygulanmalıdır.
    • Yasama ile bir şey eklemek veya eksiltmek, tıpkı yasama ile matematikten, kimyadan veya herhangi bir bilimden bahsetmek kadar absürttür.
    14:38Adaletin Üstün Otoritesi
    • Eğer doğada adalet gibi bir ilke varsa, o halde hiçbir şey onun üstün otoritesinden eksiltemez veya arttıramaz.
    • Tüm insan ırkının altında birleştiği bir yasama bile ve tüm insanlığın veya herhangi bir kısmının adaleti üstün otoritesinden eksiltmeye veya artırmaya yönelik tüm denemeleri, hiçbir insanın üstüne düşmez.
    • Adalet veya doğal kanun gibi bir ilke varsa, bu yasanın veya ilkenin bize söylediği şey, her insana doğuştan verilmiş, kendilerine has olan haklarının ne olduğudur.
    15:47Adaletin Yokluğu
    • Eğer adalet veya doğal kanun gibi bir ilke yoksa, o halde her insan bu dünyaya tamamıyla haklarından yoksun gelmiştir ve haklarından yoksun olarak doğmuş olmalarından dolayı sonsuza kadar haklarından yoksun kalmak zorundalardır.
    • Eğer hiç kimse bu hakları dünyaya kendisiyle beraber getirmiyorsa, o zaman apaçıktır ki hiç kimsenin hiçbir hakkı yoktur ve başka birisine de bu hakları veremezler.
    • Bu durumda, insanoğlunun hiçbir zaman hiçbir hakkının olamayacağıdır çünkü konuştukları şey hiçbir zaman var olmamış, var olmayacak ve var olamayacak şeylerden ibarettir.
    16:37Adaletin Evrenselliği
    • Eğer adalet gibi doğal bir kanun varsa, bu en yüksek ve sonuç olarak doğal olarak uygulanabilen, bu konudaki her durum için var olan tek evrensel kanundur.
    • Bunun sonucunda, egemenliklerinin veya otoritelerinin var olduğuna dair yapılan bir varsayım olan bütün insan kanunları, her seferinde var olmayan bir egemenliğe veya otoriteye dayanmaktan ibaretti.
    • Bu yüzden bu her durumda bir ihlaldir, absürttür, gasptır ve suçtur.
    17:18Adaletin Yokluğu ve Suç
    • Eğer adalet gibi doğal bir ilke yoksa, o zaman adaletsizlik diye bir şey de olamaz ve dürüstlük gibi bir doğal ilke yoksa, o halde sahtekarlık diye bir şey de yoktur.
    • Bir insanın bir başka insanın kendisine veya mülküne karşı uyguladığı şiddet ya da dolandırıcılık gibi hareketlerin adaletsizlik veya sahtekarlık olduğu söylenemez.
    • Eğer adalet gibi bir ülkenin varlığı yoksa, o zaman suç teşkil eden hiçbir hareket yoktur ve hükümetin suçu önlemek veya cezalandırmak için var olan sözde meslekleri, var olmayan ve asla var olmayacak bir şeyi önlemek veya cezalandırmaktan ibaret mesleklerdir.
    18:40Adaletin Evrensel Yasası
    • Eğer doğada adalet, dürüstlük, benimkisi ve seninkisi gibi ilkeler varsa, bir insanın doğal kişilik ve mülkiyet hakları varsa, o halde değiştirilemez evrensel bir yasa var demektir.
    • Bu yasa, hak nedir, haksızlık nedir, bana ait olan şeyler nelerdir, sana ait olan şeyler nelerdir, benim kişilik ve mülkiyet hakları nelerdir, senin kişilik ve mülkiyet hakların nelerdir gibi soruları cevaplayabilen bir yasadır.
    • Eğer doğada adalet, dürüstlük, insanın kişilik ve mülkiyet haklarına dair bir ilke yoksa, o zaman adalet, adaletsizlik, dürüstlük, sahtekarlık, seninkisi, benimkisi gibi kelimelerin ve mülkiyet haklarını tanıtan kelimelerin hepsi, hiçbir anlam ifade etmediklerinden dolayı insan dillerinden çıkartılmalıdır.
    20:39Adalet ve Politik İlkeler
    • İşbirlikçi hainlerin insanlığı fakirliğe ve köleliğe indirgeme ustalığı, hükümet denilen kuruluşların insanlık tarihindeki en meşru temsilcileri olmuştur.
    • Doğada adalet gibi bir ilke varsa, bu ilke var olabilecek ve gelecekte de olmak zorunda olan tek politik ilkedir.
    • Hakikatten, adaletten ve evrensel yasadan daha iyi bir şey bulduklarını sanan insanlar sadece alanaktan ibarettirler veya bencil ve hilekar insanların ün, güç ve para kazanmak için arkasına saklandıkları bahanelerden ibarettir.
    21:43Doğal Kanun ve Yasama Karşılaştırması
    • Doğal hukuk, doğal adaletin bir ilkesi olup, doğal olarak uygulanabilen ve insanlar arasında çıkabilecek her türlü sorunun meşru çözümüne kavuşturulabilecek kadar münasip olan tek standarttır.
    • Doğal kanun tamamen tarafsız olup herkese karşı adildir, her yerde insanoğlunun barışı için son derece zaruridir ve her bir insanın güvenliği ve refahı için son derece önemlidir.
    • Doğal kanun kolayca öğrenilebilen, genellikle bilinen ve dürüst insanlar tarafından çabucak ve meşruiyetle kurulabilen, gönüllü birliklerce sürdürülebilir bir ilkedir.
    23:21Yasama Sisteminin Kökeni
    • İnsanlık tarihi boyunca, toprağı ekip biçerek verimliliği artıracak aletleri geliştirdikten sonra, kimileri kendilerini yağmacı ve soyguncu olarak organize edip, üretiminin ürününe, ürünü yoksa mülküne el koyarak, o da yoksa en azından eminden istifade etmek için diğerlerini köleleştirdiler.
    • Soyguncular çetesi, güçlerini katlayarak savaş silahları icat edip kuruluşlarını ordu güçleri gibi disiplin ederek mükemmelleştirilmiş, esirleri de dahil olmak üzere yağmaları birbirleri arasında önceden ortaklaşa anlaşılmış bir porsiyona bölerek veya liderleri tarafından belirlenen porsiyona göre birbirleriyle paylaşırlar.
    • Soyguncuların elde ettikleri başarının kolay olmasının sebebi, yağmalayıp köleleştirdikleri insanlar kendilerine kıyasla çok daha savunmasız olmalarıydı ve birbirlerinden uzak yaşıyor olmalarıydı.
    25:01Kölelik ve Yasama Sistemi
    • Köleler, kendi canlarını ve ailelerinin de canlarını kurtarmak için diz çökmek zorunda kaldılar; topladıkları mahsullerini, ekip biçtikleri topraklarını ve kendilerinin köle olmasına da diz çökmek zorundalardı.
    • Emekleri sayesinde zenginlik yavaşça arttı, fakat zenginliklerin tamamı sadece yağmacılık ve kölelerinin emekleri üzerinden geçinen ve bütün enerjilerini kendilerini savunamayan yeni insanları bulup yağmalamaya ve köleleştirmeye adayan zalimlerin eline geçti.
    • Kuruluşlarını mükemmelleştirip, savaş silahlarını katlayarak arttırarak fetihlerinin ömrüne ömür katarlar ve ellerine geçirebildikleri şeyleri ve köleleri ellerinde tutmaya devam edebilmeleri için birlikte sistematik bir şekilde hareket etmelerinin gerekliliği doğdu.
    26:23Yasama Sisteminin Gerçek Amacı
    • Yeryüzündeki gelmiş geçmiş ve hala var olanlar da dahil olmak üzere bütün büyük devletlerin paylaştığı ortak karakterlerden birisi, onlar sadece yağmalamak, fethetmek ve hemşirelerini köleleştirmek için bir araya gelmiş bir soyguncular çetesinden ibarettirler.
    • Onların kanunlar diye adlandırdıkları şeyler organizasyonlarının birlikte hareket edip yağmayı ve köleleştirmeyi devam ettirmek ve ardından anlaştıkları orana göre artıkları kendi aralarında paylaşmayı güvence altına almak için gerekli olduğu hususunda anlaşmış olmalarından ibarettir.
    • Bu kanunların hiçbir meşru yükümlülüğü yoktur ve tıpkı işledikleri suçlarda daha başarılı olup artıkları kendi aralarında barışçıl bir şekilde bölüştürmek için birbirleriyle anlaşmaya girmenin gerekli olduğunu düşünen eşkıyaların, haydutların ve korsanların girdiği bir anlaşma türüdür.
    27:35Özgür Köleler ve Yasama Sistemi
    • Zaman geçtikçe tüm toprakları ve zenginlik yaratmak için kullanılabilir aletlerin üstüne çöken soyguncular veya köle sahipleri sınıfı, kölelerini en iyi şekilde yönetebilmek ve en çok karı alabilmek için her köle sahibinin evvelden beridir sığır tutup beslediği gibi belli sayılarda köle tutmasından ziyade daha kolay bir yol, kölelere kendi geçimleri için sorumluluk sahibi olacakları kadar özgürlük verip, ardından emeklerini toprak tutan sınıfa, yani eski sahiplerine gönüllerinden geçen fiyata göre satmaları için onları zorunda bırakmaktı.
    • Azad edilen bu özgür köleler, bazılarının hatalı olarak koydukları isim, sahip oldukları toprakları olmadan, bağımsız bir gelir kaynağı olmadan, kendilerini açlıktan kurtarmak için emeklerini sadece hayatın en gerekli şeyleri karşılığında toprak sahibi olan sınıfa satmak zorundaydılar.
    • Bu özgürleştirilmiş köleler, çağrıldıkları adıyla öncesine kıyasla çok daha az kölelerdi, ancak her birini hayatta tutmakta çıkarı olan birer sahiplerinin olduğu zamanlarla kıyaslandığında geçimleri artık daha da istikrarsızdı.
    29:29Yasama Sisteminin Gelişimi
    • Eski köle sahipleri, kendilerinin ve mülkiyetlerinin güvenliği için bu tehlikeli insanlara boyun eğdirmek için kendilerini hükümet kadar mükemmel organize edip yasalar çıkartmışlardır.
    • Bu yasalar onların ne karşılığında ne kadara çalışmak zorunda olduklarını sabitleyen türden yasalardır ve kendilerini açlıktan kurtarmak için yöneldikleri hırsızlık ve mülkiyet ihlalleri gibi suçlara karşı çıkartılan korkunç cezalar, hatta idamın ta kendisi bile vardı.
    • Bu yasalar yüzlercesini ve bazı ülkelerde binlercesini yıllarca bugüne kadar esir altına aldı ve neredeyse dünyadaki tüm ülkelerin hepsinde, bazı ülkelerde daha az, bazı ülkelerde daha çok esir almış durumdadır.
    30:48Yasama Sisteminin Sonuçları
    • Bu yasaların amacı ve yarattığı etki, soyguncuların elinde köle sahibi bir sınıfı tutup tüm topraklar üstünde ve mümkün olduğunca zenginlik yaratma aletleri üzerinde tekelleşme kurmak için ki böylelikle emekçilerin büyük bir çoğunluğunu inanılmaz bir fakirliğe itip muhtaç bırakıldıktan sonra, onları emeklerini zulümdarlarına hayatı geçindirebilecek en zaruri ücretten satmaya mecbur bırakabilsinler diye.
    • Bunun sonucunda dünyada halihazırda az olan servet, sadece bir avuç insanın, yani kanunları çıkartan köle sahibi sınıfının elinde kaldı.
    • Günümüzde inanılmaz devasa boyutlara çıkmış olan yasama işlerinin kökeni, nicelerinin varlığını bildiği komplolardan gelmektedir ve asıl motivasyonun kökeni bugün bile aynıdır; tıpkı daha önce de olduğu gibi.
    32:03Yasama Sisteminin Tanımı
    • Yasama, bir insanın veya bir grup insanın diğer tüm insanları güçlerine tabi etme ve üzerlerinde kesin sorumsuzca bir hakimiyetlerinin olduğuna dair bir varsayımdır.
    • Bu, bir insanın veya bir vücut insanın düpedüz bütün doğal hakları ve insanların bütün doğal hürriyetlerini ortadan kaldırmaya haklarının olduğuna dair bir varsayımdır.
    • Tüm insanları kendi keyiflerinin iradesine köle kılarak, onlara ne yapıp ne yapamayacaklarını, neye sahip olup neye sahip olamayacaklarını, ne olup ne olamayacaklarını emir edebilmek için, kısacası insan hakları ilkelerini ve adalet ilkelerine ait oldukları yeryüzünden yok edip yerine kendi kişisel arzularını, iradelerini ve çıkarlarını koyacaklardır.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor