Buradasın
Deli Dumrul Hikayesi ve Türk Mitolojisi Üzerine Akademik Tartışma
youtube.com/watch?v=6TzGMclg3x8Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Altıncı Medyascope TV'de yayınlanan bir röportaj formatında olup, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi Profesör Dr. Bilgin Saydam ve diğer akademisyenlerin yer aldığı bir sohbeti içermektedir.
- Videoda "Deli Dumrul" hikayesi ve Türk mitolojisi detaylı olarak incelenmektedir. Konuşmacılar, Dede Korkut hikayelerinin psikodinamik ve mitolojik açıdan yorumlarını paylaşırken, Oğuz Türklerinin şamanistik anemistik yaşam görüşünden İslam'a geçiş sürecini ele almaktadırlar. Tartışma, mitlerin insanın belirsizlikle başa çıkma, dünya anlama ve yaşam düzenlemeye yardımcı olduğu görüşü etrafında şekillenmektedir.
- Sohbette ayrıca "Deli Dumrul" hikayesindeki aradalık durumu, modern insanın yaşadığı çaresizlik ve "140 yıl" ömrüne sahip Dumrul'un tanrıyla ilişkisi analiz edilmektedir. Konuşmacılar, mitlerin kaostan kozmosa geçiş sürecindeki rolünü ve yeni düzen kurma ihtiyacı gibi temaları da ele almaktadır.
- 00:10Deli Dumrul Hikayesi
- Oğuz'da kocaoğlu deli dumrul olarak anılan bir er, bir kuru çayın üzerine köprü yaptırmış ve geçenlerden otuzüç akçe, geçmeyenlerden döve döve kırk akçe alıyordu.
- Köprüsünün yamacında bir bölük oba konmuş ve içindeki bir yahşi yiğit Allah emriyle ölmüştü.
- Deli dumrul, yiğidin ölümüne tepki göstererek Azrail'i görmek istedi ve yiğidin canını kurtarmak için savaşmak istedi.
- 02:07Profesör Bilgin Saydam'ın Kitapları
- Programda Profesör Doktor Bilgin Saydam, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak konuk olarak yer alıyor.
- Bilgin Saydam'ın "Deli Dumrul'un Bilinci" adlı kitabı dördüncü baskısını yapmış ve "Araftalıklar, İnsanın Halleri ve Eylemleri" adlı yeni kitabı piyasaya çıkmış.
- Profesör, deli dumrul hikayesinin insan olması ve insanlığın temel hallerine değindiğini belirtiyor.
- 04:18Hikayenin Psikolojik Yorumu
- Kuruduk bir çay, sembolik açıdan yaşam suyunun ölümüne işaret ediyor ve delilik, kendi başına hareket etmekten ve referans tutmamaktan kaynaklanan bir tanımlama.
- Hikayede, deli dumrul'un annesi ve babası onun canını yerine feda etmek istememeleri, geçmişle bağlantının kopması ve referanssızlık durumunu gösteriyor.
- Deli dumrul'un narsistik şişinmesi, hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını ve kendi dünyasını kendi başı başına kurabileceğini iddia etmesiyle ortaya çıkıyor.
- 09:27Hikayenin Devamı ve Sonuçları
- Göklü Tanrı, deli dumrul'un şişinmesine yanıt olarak Azrail'i yolluyor ve ona canının yerine can bulunması gerektiğini söylüyor.
- Deli dumrul, annesi ve babasından canı yerine can bulunmasını istese de reddedilirken, dışarıdan gelmiş olan eşinin canı kabul ediliyor.
- Göklü Tanrı, deli dumrul'un ve eşinin canını bağışlayıp annesinin ve babasının canını alıyor ve onlara yüzkırk yıl ömür bahşediyor.
- 12:26Hikayenin Derinlemesine Anlamı
- Deli dumrul, hikayeyi kendisiyle ilgili bir refleksiyon yapmadan geçiştiriyor ve yaşananları sorgulamıyor.
- Hikayenin sonraki yüzkırk yılında, Yunus Emre, Pir Sultan, Mevlana ve Hacı Bektaş gibi isimlerle yeni tanımlamaların olabileceği bir ümit var.
- Ölüm, herkesin öyküsünün son aşaması olup, yaşamı yitireceğimiz farkındalığıyla devam etmek veya bu farkındalığı kaçınarak yaşamak insanın karşılaştığı bir durum.
- 17:03Vazgeçme ve Şamanistik Kültür
- Öyküde temel dürtülerden biri vazgeçiş (vazgeçme) hikayesidir; annesi babası vazgeçmiyor, karısı ise vazgeçiyor.
- Anne-baba, geçmiş şamanistik kültürün bir sembolü olarak okunabilir ve psikososyal gelişim sürecimizde nasıl yaşanılacağını bildiren referans kaynaklarıdır.
- Öyküde şamanistik, animistik dizgeden kopma ve yeni bir dünya düzeni ile yeni bir inanç dizgesi ile karşılaşma temsil edilmektedir.
- 18:39Türklerin İslam'a Geçişi
- Türklerin İslam'a geçişinde önemli sosyokültürel faktörler rol oynamış olabilir: imrenme, yüksek kültür seviyesine ait olma isteği ve kılıç gücünün boyun eğilmesi.
- Öyküde hem zor hem de imrenme var; göklü tanrı'nın gücünün ve azametinin büyüleyici yanı vardır.
- Eski sosyokültürel dizgenin geçerliliğini yitirmesi, nehri kuruması ile göçebelikten ayrılma ve yeni bir dünya düzeni ile karşılaşma temsil edilmektedir.
- 20:43Mitler ve Yaşam Kalıpları
- Jung'a göre mitler, öyküleştirilmiş temel varoluş örnekleri, evrensel geçerliliğe sahip yaşam kalıplarıdır ve her insan için anlamlı mesajlar taşır.
- Mitsiz ya da mitleri yaşaması köklerinden kopmuş kişilerdir.
- Dede Korkut öykülerinde şamanik, animistik, göçebe yaşamın bir dünya tasviri görülür ve Dede Korkut bir şaman olarak temsil edilir.
- 23:01Kadim Türk Mitolojisi
- Kadim Türk mitolojisinde dişil kutsalın ağırlıklı olduğu, eril kutsalın nispeten zayıf olduğu bir durum vardır.
- Yaratılış mitlerinde öncesi var olan bir dişil figür (Akne) var ve dünyayı yaratma formülünü sunan bir figür olarak tasvir edilir.
- Sonraki mitlerde Ülgen'in dünya üzerindeki yaşama çok fazla karışmadığı görülür, bir tür de otius (dünyayı yaratıp geriye çekilen tanrı) figürü olarak görülür.
- 25:06Göçebe Yaşam ve Dişil Kutsal
- Göçebe yaşamda gündelik yaşam daha çok dişil öğelerle birlikte dişil kutsalla birlikte gidiyor; kurbanların çoğu dişil öğelere sunuluyor.
- Kadim Türk dünyasında doğrudan doğruya doğanın somut öğeleri ile bağlantı içinde kurulan bir yaşama karşılık geliyor.
- Göçebe yaşamda doğayı kendi yararımıza şekillendirmek değil, yeryüzünün koşullarına uygun bir şekilde yaşamak önemlidir.
- 30:12Mitlerin Önemi
- Mitler, yaşayan ve yaşanan öykülerdir; bizi zorlayan, yaşatan, bizi belirleyen ve neyi nasıl yapacağımız bilgisini taşıyan öykülerdir.
- Her mit bir antropomorfik (insan şekilli) dünya tasavvurunda içerir.
- Mitos, gerçekliğinden kuşku duyulmayan, zamana ait değil, zaman ötesi öykülerdir; belirsizliğin verdiği güvensizliği ortadan kaldırmak için değişmeyen bir zamanın öykülerine ihtiyaç duyulduğu için ortaya çıkar.
- 34:09Mitos ve Öykünün Önemi
- Mitos, Kadim Yunan'da "cosmos"un karşılığı olarak kullanılıyor ve şekillendirilmiş bir dünyayı öyküsüyle birlikte anlatıyor.
- Öykü, bir şeyin nasıl olduğunu, neyle birlikte olduğunu ve nereye doğru gittiğini zaman ve mekan içinde bağlantılarıyla birlikte oluşturan bir örüntüdür.
- Mitler, kaosa (belirsizliğe) şekil getirerek bizi kaybolmuşluktan koruyor ve bu nedenle mutlak ihtiyaçtır.
- 35:28Mitosun Zorunluluğu
- İnsan yaşamında zihnin doğuşuyla birlikte ortaya çıkan bağlantılar örüntüsü, belirsizliğin boşluğundaki dehşetten korumamızı sağlar.
- Hem bireysel olarak hem de insanlık olarak mitsiz yaşama şansına sahip değiliz.
- Mitler sayesinde kaosun belirsizliğinden kurtulur, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi bilmeyi başarırız.
- 37:04Söz ve Mitoloji
- Yuhanna İncili'nin başlangıcı "şeydir" ve "biraz önce söz vardı" ifadeleriyle mit'in söz olarak ifade edilmesiyle paralellik gösteriyor.
- İnsanın varoluşunu anlamlı anlamlandırabildiği bir alan yaratıyor.
- Söz, kendisini öne koymak zorunda çünkü kaosa ve belirsizliğe kendini ikincil görmesin diye.
- 38:23Bilinç ve Madde İlişkisi
- Yunus Emre'nin "Yerden göğe küp dizseler, alttakini çekseler, seyreyle sen gümbürtüyü" sözünde en alttaki küp madde küpü olarak görülüyor.
- Bilinç, nihayetinde maddeye muhtaç ve maddenin bir ürünü olarak oluşuyor, ancak apayrı bir ürün ve kendi başına ele alınmayı hak eden bir ürün.
- Nöropsikoloji çalışmalarında zihin ve madde arasındaki bağlantılar kurmaya çalışıyor ve kurgu yaşamımızda apayrı bir yer ediniyor.
- 39:37Fırlatılmışlık ve Mitos
- Sosyal bir çevreye doğduğumuzda, Heidegger'in insanın "fırlatılmış bir dünyaya fırlatılmış bir varlık" olduğu tanımlaması var.
- İnsan bir eksiklik duygusuyla doğuyor ve bu eksiklik duygusunu mitoslarla tamamlıyoruz.
- Fırlatılmışlık içinde edilgenlik var; dünyaya çıkmıyoruz, kendimizi burada buluyoruz.
- 40:54Bilimsel ve Klasik Mitoloji
- Bilimsel kurgular da bir mit olarak kabul edilebilir, ancak klasik mitolojinin mitlerinden farkı kendisini yalanlamak için sürekli kışkırtan bir durum olmasıdır.
- Klasik mitolojinin miti daha kapalı bir mit ve mutlak bilgiyi içerdiğini ima eden bir mittir.
- Mutlak bilgiye ihtiyacımız varsa o zaman başka bir şeye ihtiyacımız var, mutlak bilgimiz elimizde ise o zaman başka bir şeye ihtiyacımız yok.
- 41:55İki Fırlatılmışlık Arasında
- İnsan dünyaya fırlatılıyor ve yaşamın sonunda bir fırlatılacaklık var, bu iki fırlatılmışlık arasında bulunuyoruz.
- Hayvanlarda belki ölümü seziyorlar ama ölümün ne olduğunun anlam olarak karşılığı üzerinde zihin yoran tek insan bilincinden söz edilebilir.
- İki fırlatılmışlık arasındaki belirsizlik ve zamanın geçici olması, geleceğin ne olacağı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmamamız var.
- 43:22Dede Korkut Hikayeleri
- Dede Korkut hikayelerinde "Boğaç Han" hikayesi ilginç bir öyküdür.
- Bu öyküde geçmiş ve gelecek zıtlığı var; geçmiş Boğaç Han'ın babası tarafından temsil ediliyor, gelecek Boğaç Han'ın annesi tarafından temsil ediliyor.
- Boğaç Han'ın babası tarafından canına kastedilmesi, annesine uygun olmayan bir şekilde yaklaştığından ve adabı bozduğu için söz konusu oluyor.
- 46:00Boğaç Han Hikayesi ve Ödipus Öyküsü
- Boğaç Han'ın babası onu bir av sırasında kasten ama yanlışlıkla öldürmeye çabalamasıyla söz konusu oluyor, ancak annesi onu kurtarıyor.
- Boğaç Han'ın annesinin ismi yok, anonim bir güç olarak geçiyor ve doğanın güçlerini kullanarak onu tedavi ediyor.
- Ödipus öyküsünde babası Laos'u öldüren ve annesi Yoksaste ile evlenen Ödipus, Boğaç Han öyküsünde farklı olarak dişil gücün etkisiyle baba ile oğul arasında uzlaşmayı hedefleyen bir kişi olarak tasvir ediliyor.
- 51:15Mitlerde Soy Devamsızlığı ve Sonsuzluk Kavramı
- Masallarda ve mitlerde kralların ve kraliçelerin çocuğu olmaması, bir büyü veya kurumun sonucu olarak görülür.
- Azerice'de "sonsuzluk" kavramı, bizdeki gibi anlamına gelmez; orada "üretken olmama" veya "infertilite" anlamına gelir.
- Bazı durumlarda olmayan bir şey (olması istenmesine rağmen) bazen olması istenmeyen bir şey olarak da tanımlanabilir.
- 53:19Devam Etme İstekleri ve Korkular
- Hem devam etme isteği hem de devam etme korkusu vardır; devam etme isteği doğaya aittir.
- Güçlü bir kişinin gücü yitirmekten endişe etmesi doğal bir durumdur ve baba, kendi yerine geçecek oğlundan korkabilir.
- Yeni bir şeyin doğması, eski şeyin ölümü kabul etmek için gereken ve zor olan bir şeydir.
- 55:52Mitler ve Düzen Kurma
- Mitlere göre kaostan kozmosa geçiş hikayesinde en önemli şey öykülendirmedir.
- Öykülendirme aynı zamanda yeni bir düzeni kurma ve yeni bir düzen ihtiyacından ortaya çıkan bir şeydir.
- Mit, kaosa belirtilik getiren bir şiddetin ürünüdür ve neyin ne olduğunu tanımlayarak yapılandırıcı bir şiddet içerir.
- 57:03Deli Dumrul'un Anlamı
- Deli Dumrul'un hikayesinde, geçmiş kurumuş ve herhangi bir şekilde yaşamayı sürdürmeyi sağlayan bir öykü barındırmıyor.
- Dumrul, kaybedenlerin zafer yürüyüşü değil, kaybedenlerin hezeyanıdır; bir farkındalık ve kabullenmişlik durumudur.
- Dumrul, her şeye muktedir olduğunu ve hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını iddia eden, bir şişe gibi şişmiş balon halindedir.
- 59:49Dumrul'un Sonrası ve Tanrı İlişkisi
- Dumrul, zaman zamanda yaşadığımız ve ihtiyaç duyduğumuz bir durumdur, referanslarımızın olmadığı zamanlarda başvurduğumuz bir hal.
- Dumrul, dışarıdan gelen ivme ile eşine ve bir ilişki içinde devam eden bir yaşamda 140 yıl ömür verilir.
- Dumrul'da vurgulanan şey, sadece itaat değil, şiddetle karşılaşılan bir Tanrı ile ilişkidir ve bu sistem ölüm tehdidi üzerinden kurulmuştur.