• Buradasın

    Değirmen Hikayeleri

    youtube.com/watch?v=S9sVbFXv6is

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Rıfat adlı bir anlatıcının gerçek ve yaşanmış korku hikayelerini aktardığı bir seslendirme formatındadır. Anlatıcı, Erdem ve Fuat adlı arkadaşlarıyla birlikte köylerdeki gerçek olayları ilk ağızdan dinlemektedir.
    • Video, değirmenlerde yaşanan gizemli ve korkunç olayları konu alan birkaç farklı hikayeyi içermektedir. İlk bölümde Mahsun Emmi'nin çocukluğunda yaşadığı cinlerin yaşadığı iddia edilen bir değirmende yaşadığı deneyim anlatılırken, ikinci bölümde bir çocuğun şehit amcasıyla yaşadığı korkunç deneyim aktarılmaktadır. Son bölümde ise Muzaffer amcanın vefatından sonra dedesinin gördüğü rüya, Yusuf emminin dedesinin anlattığı cinlerin sahiplendiği köy hikayesi ve anlatıcının annesinin dayısı Müslüm amcanın yaşadığı benzer deneyim paylaşılmaktadır.
    • Anlatıcı, bu hikayeleri toparlayarak izleyicilere göndereceğini belirtmektedir ve her hikaye korku ve gizem unsurları içermektedir.
    00:12Giriş ve Hikaye Toplama Yöntemi
    • Sunucu, izleyicilerden videoyu beğenmelerini ve yorum yapmalarını istiyor.
    • Rıfat, Erdem ve Fuat adlı üç arkadaş, gerçek ve yaşanmış korku hikayelerini topluyorlar.
    • Rıfat, ilk defterinden değirmen hikayelerini paylaşacağını belirtiyor.
    01:32Mahsun Emmi'nin Değirmen Hikayesi
    • Mahsun Emmi, küçükken annesinin köyünde yaşadığı bir olayı anlatıyor.
    • Babası ve diğer köylülerle birlikte yarım gün mesafedeki değirmene buğday götürmek için sabah erkenden yola çıkıyorlardı.
    • Mahsun Emmi, Adil adlı bir arkadaşından değirmenin cinli olduğunu öğrendi.
    05:15Değirmene Tek Başına Gitme
    • Babası hastalandığında, Mahsun Emmi tek başına değirmene gitmeye karar verdi.
    • Yolda yolunu kaybetti ve karanlıkta değirmene ulaştı.
    • Değirmende diğer köylülerin yarım bırakıp gittiği işleri tamamladı.
    07:24Gece Değirmende
    • Mahsun Emmi, hava kararmaya başladığında değirmenin asma katında kalmaya karar verdi.
    • Gece, değirmenin kapısının açıldığını ve kısa boylu, ayakları aksayan cinlerin içeri girdiğini gördü.
    • Cinler, köylülerin çuvallarından buğday çaldı ve Mahsun Emmi'nin çuvalını da aradılar.
    10:55Sabah ve Sonrası
    • Sabahın ilk ışıklarında Mahsun Emmi, korkuyla değirmenden kaçtı.
    • Köye döndüğünde köylüler onu aramaya çıkmıştı.
    • Muhtar ve imam, Mahsun Emmi'yi okudu ve o olaydan sonra her işine besmele ile başladığını belirtiyor.
    13:35Köydeki Yardım Görevi
    • Konuşmacı, ilkokulunu bitirdikten sonra babasının dedesinin yanına yardım etmek için bırakılmıştı.
    • Dedesi babaannesi vefat ettiği için yalnız kalmış, küçük amcası Muzaffer askerdeydi ve gelmesine bir ay vardı.
    • O sene çok kar yağmıştı, köylüler evden bile çıkamıyordu ve konuşmacı değirmene gitmek için yola koyuldu.
    14:26Karda Kaybolma
    • Mehmet adlı arkadaşının annesi hamile olduğu için evden uzaklaşamadığı için konuşmacı tek başına yola koyuldu.
    • Kar yolları kapatmış, yürümek çok zor olmuştu ve konuşmacı yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü kaybetmiş, yönünü
    23:41Yusuf Emin'in Rüyası
    • Yusuf Emin, eve geldikten sonra Muzaffer amcası ve askerlerin kendisine baktığını ve asker selamı verdiklerini gördüğünü anlatıyor.
    • Uyandığında odasının o geceki gibi güzel koktuğunu fark ediyor.
    • Sabah dedesine rüyasını anlattığında önce ağladı, sonra gururlanarak dualar etti ve birkaç zaman sonra vefat etti.
    24:39Müslüm Amcanın Hikayesi
    • Müslüm amca, askerden yeni gelmiş ve sevdiği kızın köyüne gitmek istemiş, ancak kızın babası onu sevmiyordu.
    • Ormanda yolunu şaşırdığında, daha önce görmediği küçük bir köye girdi ve orada cami olmayan, siyaha boyanmış evler ve bilinmeyen bir dilde çizimler gördü.
    • Değirmende yaşlı bir amca ile karşılaştı ve o gece orada kaldı.
    27:24Köyün Sırrı
    • Amca, köydeki şenliklere gidenlerin girişi olur ama dönüşü olmaz dedi ve o gece Kur'an okumaya başladı.
    • Sabah sevdiği kızın köyünü buldu ve ona gece olanları anlattığında, kız onu gizlice yaşlı bir teyze olan Fatma'ya götürdü.
    • Fatma teyze, o köyün zamanında cinlerin sahiplendiği, insanların terk ettiği bir köy olduğunu ve Müslüm amcanın Müslüman cinlerden olduğunu söyledi.
    29:03Sonuç
    • Fatma teyzenin yardımıyla sevdiği kızın babasını ikna edip evlendiler.
    • Müslüm amca, hikayeleri toparladıkça yazmaya ve göndermeye devam edeceğini belirtiyor.
    • İzleyicilerden hikayeyi beğendilerse beğenip yorum bırakmalarını istiyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor