Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Akıl Çıkmazı" adlı programda sunucu, Prof. Dr. Birol Akgün Yıldırım ve Doç. Dr. Mehmet Şahin gibi uzmanlarla birlikte Daesh ve terör örgütleri konusunu ele almaktadır. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı'nın eski başkanı Profesör Görmez de konuşmacılar arasında yer almaktadır.
- Video, terör örgütlerinin tarihsel kökenlerini, ideolojik temellerini ve İslam coğrafyasındaki gelişimini incelemektedir. Program, insanın doğasındaki iyi-kötü potansiyeliyle başlayıp, Soğuk Savaş sonrası dönemin siyasi koşullarını, Arap Baharı sürecindeki Sünni kabarmasını ve Batı'nın politikalarının terör örgütlerinin ortaya çıkmasına etkilerini analiz etmektedir. Ayrıca İslam dünyasındaki yönetimlerin meşruiyet sorunları, ekonomik ve siyasi başarısızlıkların radikalleşme sürecindeki rolü ele alınmaktadır.
- Sohbet, İslam'da cihad kavramının yanlış yorumlanması, dini metinlerin bağlamdan koparılarak siyasi amaçlarla kullanılması ve terörist grupların teknolojik araçları nasıl kullandıkları gibi konuları da kapsamaktadır. Konuşmacılar, radikalleşme sorununun çözümü için entelektüel birikim oluşturacak stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
- 00:21İnsanın Doğası ve Tarih
- Tarih, insanın doğasında hem iyiliğe hem de kötülüğe yönelme potansiyelinin var olduğunu gösteren olaylarla doludur.
- Yahudi, Hıristiyan ve İslam geleneklerine göre ilk kan dökme olayı Adem aleyhisselam'ın çocuklarından Kabil'in Habil'i öldürmesiyle gerçekleşmiştir.
- İnsan topraktan yaratıldığı için zaman zaman haddi aşabilir, ancak Allah'ın kendi ruhundan üflediği bir varlık olduğu için eşref-i mahlukat (yaratılmışların en hayırlısı) olarak da nitelendirilir.
- 02:50Daeş'in Arka Planı
- Daeş konusu son birkaç yılın ya da birkaç on yılın sonucu olarak ele alınmamalı, yüzlerce yıllık bir birikimin sonucu olarak değerlendirilmelidir.
- Daeş, 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgaline tepki olarak kurulan Cemaat-ü't-Tevhid vel-Cihat adıyla başlamış, 2004'te Hilafet ve İslam Devleti iddiasıyla Irak'ın kuzeyi ve Suriye topraklarının bir bölümünü zapt etmiştir.
- Daeş'in düşünce çizgisi, tarihte ilmi selefilik olarak bilinen akımdan ayrılarak şiddet ve tedhişi esas alan politik bir selefizme dönüşmüştür.
- 07:06Terör Örgütlerinin Tarihi ve Gelişimi
- Terör hadisesi ne İslam dünyasında yeni ne de gayri İslam dünyasında yeni, dini anlamda ideolojisini dini inançlardan alan ve siyasi anlamda belli amaçlara yönelik olarak şiddet üreten terör grupları çok eski tarihten beri bilinen bir gerçektir.
- İslam dünyasında en eski örneklerden biri Haşhaşiler'dir, bu grup siyasi amaçla suikastler ve şiddet kullanmıştır.
- Terör örgütlerinin temel çıkış bağlamı dini olmaktan çok siyasidir, bu siyasi ortamlarda kullanışlı bir ideolojik aygıt haline dönüştürülür ve şiddeti meşrulaştıran bir arka plan oluşturur.
- 09:56Dini Terörün Artışı
- 1980'li yıllarda Amerika'nın terör örgütleri listelerinde İslam dünyasından sadece bir iki isim vardı, geri kalanlar çoğunlukla milliyetçi veya marxist gelenekten gelen gruplardı.
- 1990'larda Soğuk Savaş bittiğinde ve Sovyetler Birliği çöktüğünde, şiddet üreten grupların moral ve ahlaki anlamda inandırıcılığını kaybetti.
- 1990'larda "medeniyetler çatışması" tezi ve kültürel farklılıkların ön plana çıkmasıyla, Ortadoğu'da ve dünyanın farklı coğrafyalarında küresel sisteme muhalefet dili üreten kaynak olarak İslam ve Müslümanlar ön plana geçmeye başladı.
- 11:39Terör İstatistikleri ve İslam Coğrafyası
- 2014 yılında dünya genelinde yaklaşık 17.958 kişi teröre kurban gitmiş, bunun yaklaşık %66'ı Daş, Boko Haram, Taliban ve El Kaide gibi dört terör örgütü tarafından gerçekleştirilmiş.
- Terörde ölenlerin %82'si Irak, Afganistan, Pakistan, Nijerya ve Suriye gibi beş ülkede hayatını kaybediyor.
- İslam dünyasında din ile terörün ilişkilendirilmesi, Soğuk Savaş sonrası dönemde Amerikan merkezli küresel hegemonya iddialarına karşı toplumsal muhalefetin dili olarak İslam'ın ortaya çıkmasına bağlı.
- 13:43Terör Örgütlerinin Siyasi Boyutu
- Terör örgütlerinin ideolojisi siyasi duruma göre değişiyor; Soğuk Savaş döneminde Marksist ve milliyetçi örgütler ön plana çıkarken, Soğuk Savaş sonrası dönemde dini temelli örgütler daha belirgin hale geliyor.
- 1985 yılında ABD Başkanı Reagan, Afgan mücahitleri "Amerika'nın kurucu babaları ile aynı ruh ve aynı alaka sahibi" olarak tanımlarken, 1989'da aynı kişiler terörist olarak nitelendiriliyor.
- Dini argümanlar, sıfır maliyetle maksimum kar elde edilebilen bir araç olarak kullanılıyor; ekonomik yatırım yapmadan kitleleri mobilize edip kontrol altına alabiliyor.
- 17:24Terör Örgütlerinin Coğrafi Yayılımı
- El Kaide Afganistan ve Pakistan'da, Eş-Şebap Somali'de, Dayış Irak ve Suriye'de faaliyet gösteriyor; Kuzey Afrika'da da benzer örgütler ortaya çıkıyor.
- Bu örgütlerin coğrafya, renk, ulus ve dil farklı olsa da, ideoloji, yöntemler ve stratejiler aynı.
- Irak'taki Dayış'ın kuruluşunda İslam referansları kullanılsa da, örgüt içinde eski Baasçılar da bulunuyor.
- 19:38Dayış'ın Kuruluşu ve Gelişimi
- Dayış'ın bir konsorsiyum olduğu ve kısa zamanda geniş bir yaygınlık kazanması sosyolojik bir tabana sahip olduğu düşünülüyor.
- Dayış'ın Musul'a 500 araçla girdiği ve bu araçların kontrol edilmediği belirtiliyor.
- Dayış'ın içinde eski Baasçılar ve hapishanelerden serbest bırakılanlar bulunuyor; örgütün temeli Ebu Gureyb'de atıldı ve Afganistan'da eğitim verildiği söyleniyor.
- 23:01Ortadoğu'da Sünni Kabarmanın Etkileri
- Arap Baharı süreci ile birlikte Ortadoğu'da bir Sünni kabarmanın yaşandığı, bu kabarmanın seçimlerde Sünni ideolojiye sahip partilerin zaferiyle ortaya çıktığı belirtiliyor.
- Bu Sünni kabarmanın gayrimüslim azınlıkları, Müslüman azınlıkları, Nusayriler, seküler milliyetçiler, İsrail, bölgedeki krallıkları ve emirlikleri rahatsız ettiği ifade ediliyor.
- Sünni kabarmanın iktidarda iyi zemin yakalarsa çok uzun süre iktidarda kalacağı, bu kabarmanın Emevi, Abbas, Selçuk ve Osmanlı dönemlerinde de görüldüğü belirtiliyor.
- 24:22Daeş'in Ortaya Çıkışı ve Amacı
- Müslüman dünyasında model olacak bir örneğin ortada olmaması gerektiği, İSIL ile Daeş'le ikisini de halletme sürecinin başlandığı belirtiliyor.
- Daeş ile Türkiye'yi ilişkilendirmenin amacı, Türkiye'nin modeli etkisizleştirmek olduğu vurgulanıyor.
- Daeş gibi örgütlerin ortaya çıkması, siyasal demokrasiyi benimseyen ve demokratik süreçlerle var olmak isteyen geniş kitleleri unutturmak için kullanıldığı ifade ediliyor.
- 25:54İslam Medeniyetinin Tehdit Altında Olduğu
- Irak-Suriye coğrafyasının İslam geleneğindeki en güçlü damarların neşet ettiği ve güçlendiği zemin bulduğu yer olduğu belirtiliyor.
- Bu medeniyetin yok edildiği ve bunun 30-50 yıl sonra fark edileceği, bin yıllık geleneğin yok edildiği ve bir daha uzun süre ortaya çıkmayacağı endişesi dile getiriliyor.
- Perde arkasında bir gücün bu planlı ve programlı hareketleri olduğu anlaşıldığı belirtiliyor.
- 27:07Daeş'in Sorunları ve Otorite Boşluğu
- Daeş'in hızlı ortaya çıkışı, dünya güçlerinin karşı koymadığı, ekonomik kaynakları devlet gibi hareket etme fırsatı bulduğu ve İslam dünyasının ciddi sorunlarına karşı harekete geçmediği belirtiliyor.
- Daeş'in ortaya çıkmasına o bölgedeki otorite boşluğu sebep olduğu, Saddam'ın subaylar meselesi soru sormuş olduğu vurgulanıyor.
- Başarısız devletlerin egemenliğini kaybetmesi, şiddeti monopolize edememesi ve coğrafyasında efektif siyasi kontrol sağlayamaması otorite boşluğunun oluşumunu oluşturduğu açıklanıyor.
- 30:10Batı'nın Politikaları ve Daeş'in Ortaya Çıkışı
- Batı'nın Ortadoğu politikalarının Daeş tipi örgütlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladığı belirtiliyor.
- 11 Eylül olayından sonra Ortadoğu'ya gidilmesi, demokrasi götürülmesi için yapılan müdahalelerin her tarafı yerle bir ettiği, Bagdat'taki binlerce yıllık müzelerin yok edildiği vurgulanıyor.
- İnsanların aşağılanması, kimlikleriyle dalga geçilmesi, dinleriyle alay edilmesi gibi eylemlerin Daeş'in ortaya çıkmasına zemin hazırladığı ifade ediliyor.
- 31:36terörizmin kökenleri ve sosyolojik zemin
- 2015'te 350 bin kişiyi öldüren terörizm, 2003'te "dünyaya fazlasın" diyerek başlamış, aslında Soğuk Savaş sonrası 1991'de başlamış ve 2000'li yıllarda devam etmekte.
- Bölgede 1991'de başlayan, 2000'li yıllarda derinleşen başarısız devletler olgusu ve bunun yarattığı sosyoloji, fitne tohumlarını barındırıyor.
- İslam kendi medeniyetinde böyle yapılar ortaya çıkarmaz, bu kurgu dış güçlerin işidir ve Müslümanların burada bir müdahale yoktur.
- 33:02Ortadoğu'daki yönetim sorunları
- Ortadoğu'daki temel sorun, bölgedeki yönetimlerin halka dayalı meşruiyet sorunudur.
- İslam ve Arap coğrafyasında baştaki kişi kendini korumaya çalışıyor ve devlet yapısını kendisinin, ailesinin, sülalesinin ve rejimin ayakta kalması için inşa ediyor.
- Halk tehlike olarak görüldüğünde, kendi halktan meşruiyeti olmayan yöneticiler dış müttefik arayışına girer ve bu müttefiklerin desteğiyle ayakta kaldıkları için onların isteklerini kendi halklarına karşı yerine getirmek zorunda kalırlar.
- 35:36Cehalet ve geleneksel yapıların yok edilmesi
- Ortadoğu'da, özellikle İslam dünyasında en temel sorunlardan biri, kolonyalizm sonrası dönemde geleneksel yapılar, kurumlar, liderler ve fikirlerin dümdüz edilmesidir.
- İslam dinini, özellikle Sünni gelenekteki siyasetle ilişkiyi belirleyen kuralların, hafızanın ve geleneğinin kopması, farklı ideolojik tohumların ekilmesine ve fikri neşv-ü nema oluşmasına neden olmaktadır.
- Geleneğe yaslanmayan yeni nevzuhur türedi, tarikatlar, gruplar ve cemaatler siyaset alanında dışarıdan müdahaleye ve zehirlenmeye meyillidirler.
- 37:10İslam'ın temel kaynaklarının yorumlanması
- Sünni gelenekte Kur'an, Sünnet, İcma ve Kıyas temel kaynaklardır, ancak günümüzde özellikle İcma ve Kıyas (örf) konularına çok fazla değinilmemektedir.
- Nevzuhur hareketleri, Kur'an ve Sünnet'i doğrudan hedef almak yerine, örf ve tarihi hafızayı taşıyan gelenekleri yok saymaktadır.
- Gelenek taşıyıcıları (peygamberler, mezarlar, tarikat ehli) yok edildiğinde, 1400 yıllık medeniyet geleneği yok sayılır ve ortaya kaba şiddetten başka bir şey çıkmaz.
- 39:23Müslümanların dünya görüşü ve gelecek tehlikeleri
- Müslümanlar hem tarihten hem sosyolojiden hem kültürden yok edilmeye çalışılmaktadır ve bu sadece bugünün değil önümüzdeki sürecin de ciddi bir sorunu olacaktır.
- Daş (Daesh) eylemleri, Amerika, İsrail, Avrupa Birliği, Rusya, Çin, Japonya, Hristiyanlık dünyası ve Yahudiler için zarar görülmüş gibi savunmaya geçmelerine rağmen, Müslümanlar için fayda sağlamamıştır.
- Müslümanlar artık kendi ülkelerinin dışına çıktıklarında "müslümanım" demeye utanacak duruma getirilmişlerdir ve İslam bir sorunlu insanları üreten bir dinmiş gibi gösterilmiştir.
- 43:03İslam Coğrafyasının Ortadoğu'ya Sürüklenmesi
- Konuşmacı, İslam dünyasının ortaçağa doğru sürüklenmekte olduğunu ve bu sürecin korkutucu olduğunu belirtiyor.
- Yemen, Libya, Irak, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerde işleyen devletlerin başarısızlığa uğradığını vurguluyor.
- İslam dünyasında bazı kişilerin bu gerilemeyi gönüllü olarak savunduklarını, entelektüel ve akademik düzeyde desteklediklerini ifade ediyor.
- 44:33Modernite ve İslam Coğrafyası
- İslam coğrafyasını ortaçağa getirmeye çalışan bir strateji olduğu belirtiliyor.
- Siyasal değişimler sırasında dini yapıların ortaya çıktığı ve tarihi hafızadan yoksun yapıların coğrafyaya sürüldüğü söyleniyor.
- Şii ve Sünni gibi geleneksel yapıların tarihi çatışmaları canlandırarak ve geleneğin güçlü olduğu yerlerdeki yapıları etkisizleştirmeye çalıştığı vurgulanıyor.
- 46:11Daesh ve Modernite İlişkisi
- Daesh ve benzeri grupların kendilerini moderniteye karşı gösterirken, aslında modern silahlar ve iletişim araçlarını (sosyal medya) en iyi kullanan gruplar olduğu belirtiliyor.
- Bu grupların kendilerini "orijinal İslam'a dönüş" olarak tanımladıkları ama kullandıkları yöntem ve araçların tamamen modern olduğu vurgulanıyor.
- Gelenekten koparak yeniden inşa etme sürecinin, geleceğin sıfırdan yapılması durumunda dışarıdan müdahaleye açık hale gelme riski taşıdığı ifade ediliyor.
- 48:50Kıyametçi Söylemler ve Planlar
- Ürdünli gazeteci Hüseyin'in yazdığı "Zerkavi" kitabında, İslam dünyasındaki bu hareketlerin nasıl geliştiğine ve hedeflerine dair bilgilerin bulunduğu belirtiliyor.
- 2010-2013 arasında İslam dünyasındaki sistemin yıkılması, 2013-2015 arasında Hilafet Devleti'nin kurulması ve 2015-2020 arasında küresel sistemle mücadele edilmesi hedefi olduğu söyleniyor.
- Bu grupların kıyametçi söylemleri kullanarak (siyah bayrak, siyah izler) ve İslam tarihindeki fitne hadislerine dayanarak kendilerini "kurtuluş" olarak tanımladıkları belirtiliyor.
- 50:52Siyasetin Başarısızlığı ve Batı'nın Rolü
- İslam coğrafyasındaki siyasetin ve ekonominin başarısızlığının, bu tür yapıların daha geniş alanlarda zemin bulmasına olanak sağladığı vurgulanıyor.
- İngiltere'de yapılan bir çalışmaya göre, bu gruplara katılanların en büyük nedenlerinden birinin sosyal adaletsizlik olduğu belirtiliyor.
- Batı'da yaşayan Müslümanların kimliklerinin ezildiği ve eşit olmadığı, bu nedenle "eşitlik ve ortak görüş" vaatleriyle Ortadoğu'ya çekici bir ütopya sunulduğu ifade ediliyor.
- 54:09İslam Dünyasında Siyasi ve Dini Sorunlar
- İslam dünyasında Müslümanlara karşı gaddar, gayrimüslimlere karşı müsamahakar davranan gruplar, İbni Teymiye'nin fetvasını bağlamından koparıp kullanıyorlar.
- İbni Teymiye'nin fetvası, dönemin siyasal durumunun bir sonucuydu; İslam dünyası Moğol saldırısı ve Haçlı seferleriyle karşı karşıyaydı.
- Cihadi gruplar, siyasetin başarısızlığı sonucu ortaya çıkıyor ve destek görüyorlar.
- 56:06Afganistan Savaşı ve Sonuçları
- Amerika, CIA ve Körfez sermayesi, Müslümanları Rusya'ya karşı savaşmak için desteklemiş, bu sistem maliyetsiz bir iş olarak görülüyordu.
- Pakistan-Afgan sınırındaki Deobendi medreselerinde gelenekten kopuk, cihadı ve savaşmayı ön plana çıkaran dini okumalar veriliyordu.
- Bu eğitime gelenler, kendi ülkelerinde iyi eğitim almayan kişiler olup, birkaç metin ezberlettirilerek Afganistan'a savaşmak için gönderiliyordu.
- 57:51İslam Dünyasındaki Siyasi ve Ekonomik Sorunlar
- İslam dünyasındaki siyasi ve ekonomik başarısızlık, bu tür örgütlerin gelişmesine imkan veriyor.
- Suriye ve Mısır'daki Müslümanların tavrı, öldürmeden direndikleri gibi, bu tür örgütler üzerinden değil, Müslüman tavrının ne olduğunun gösterilmesi gerekirdi.
- Dini gruplar ve akımlar üzerinden siyasal ve dış politika şekillendiriliyor.
- 58:59Tarihsel Örnekler
- 1700-1701 yıllarında Vahhabiliğin ortaya çıkışı, meşru bir Osmanlı halifesi varken onun meşruiyetini yok etmek için bir yapı ortaya çıkartılmasıydı.
- Şerif Hüseyin'i kandırarak Mekke'nin başına getirme ve Şii içinde Bahai'nin ortaya çıkartılması gibi hareketler, siyasi amaçla yapılmış ve genel bütünü parçalamaya yönelik hareketlerdi.
- HIV virüsü laboratuvarda deney için üretilmiş ve kontrol edilemez hale gelerek dünyaya yayılmıştı.
- 1:00:43Afganistan'dan Günümüze
- Soğuk savaşın Afganistan'daki siyasi laboratuvarında, cihat ayetleri üzerinden bugünkü Daesh ve benzeri yapılar ortaya çıkarıldı.
- Afganistan Mücahidesi bittiğinde, bu insanlar ya memleketlerine gittiler ya da yangın varsa oraya savaşmaya gittiler.
- Çeçenistan, Bosna Hersek, Irak ve Somali gibi bölgelere yayılan bu örgütler artık kontrol edilemez hale geldi.
- 1:02:23Dini Boyut ve Siyasetle İlişkisi
- Bu örgütlerin dine yaklaşımındaki temel epistemolojik problem, usulsüzlük ve dinin araçsallaştırılması olarak teşhis edilebilir.
- Ayet ve hadislerin bağlamından koparılarak ideolojik sloganlara dönüştürülmesi ve temel İslam kavramlarının yapı bozumuna uğratılması sorunlar oluşturuyor.
- Bu anlayış, İslam'ın ana yolunu temsil eden Ehl-i Sünnet yorumunu kendi tekeline alma iddiasıyla diğer bütün Müslümanları ötekileştirerek mezhep çatışmalarına zemin hazırlamıştır.
- 1:04:59İslam Anlayışında Usul ve Sistem
- İslam'la ilgili bakış açının doğru bir usule, yönteme ve kökleri sağlam olan bir geleneğe yaslanması gerekir.
- Sistemsel anlamda bir anlayış olmaması durumunda, dışarıdan gelen müdahaleler açık hale gelir.
- İslam'da tefsir usulü, fıkıh usulü gibi sistemler vardır ve ilahiyatçıların üzerinde durması gereken şey bu usullerdir.
- 1:06:24İslam Tarihi ve Ekoller
- Mezhepler, Arap fetihleri sonrasında dört halife sonrası dönemde müslümanların farklı kültürlerle karşı karşıya gelmesiyle ortaya çıkmıştır.
- Medine ekolü daha içe kapanık ve homojen bir yapıya sahiptirken, Küfe ekolü farklı kültürlerle karşılaşan bir ortamda gelişmiştir.
- Medine ekolü sadece hadisleri uygulamak isterken, Küfe ekolü (Ehl-i Rey) aklını kullanarak temel kanıtlara bakarak orijinal çözümler üretmiştir.
- 1:09:30İslam Tarihi ve Radikalizm
- İslam dünyasında ikinci kırılma, Moğolistan ve Haçlı seferleri gibi büyük tehditlerle karşı karşıya kalınca radikal yollar ortaya çıkmıştır.
- 19. yüzyılda emperyalizm çağına kadar, emperyalizm zirve noktasında modernistler ve Ceyler gibi farklı yorumlar gelişmiştir.
- Soğuk savaş sonrası dönemde Amerika'nın Ortadoğu'ya araç gereciyle müdahalesi, El Kaide gibi yapıların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
- 1:11:45Radikal Grupların Çekiciliği
- Radikal grupların çekiciliği, eğitimsiz kişilerin kısa zamanda çaba harcamadan İslam'ın en büyük makamına ulaşabileceklerini düşünmeleridir.
- Medresede eğitim alan alimlerin çaba harcaması gerekenken, radikal yapılar içinde hiç çaba harcamadan güçlü hissedilebilmek bir çekim kaynağıdır.
- Terörün en büyük kaynağı ve dayanağı cehalettir, çaba harcamadan en itibarlı konuma oturtulmak budur.
- 1:13:15Radikal Grupların Kostüm ve Davranışları
- Radikal gruplara katılan kişiler farklı coğrafyalardan geliyor, ancak Suriye sınırına girer girmez aynı tip kılığa bürünüyorlar.
- Farklı yerlerden gelen bu kişilerin davranış şekilleri ve kostümleri çok doğal gözükmüyor, bir makineden çıkmışçasına aynı hale geliyorlar.
- Örneğin, "Cihad John" adlı kişi İngiltere'den geliyor, Amerikalı gazeteci öldürülüyor, ancak bu kişilerin terinden ve toprağın topografyasından bulunulduğu iddia ediliyor.
- 1:15:30İslam Dünyasına Uyarı
- Konuşmacı, İslam dünyasına ciddi bir uyarıda bulunarak Müslümanların, İslam dünyasının, kitlelerin ve yöneticilerin akıllı olması ve çaba harcaması gerektiğini vurguluyor.
- İslam dünyasında akademisyenlerin, entelektüellerin ve ileri gelenlerin akıllarını başına almaları gerektiği belirtiliyor.
- Dini referansları bağlamından koparmak, Kur'an-ı Kerim ve Hadis'ten bahsederken sebebin vurulmasına dikkat etmemek eksik bir yorum yapmanın sebebi olarak gösteriliyor.
- 1:16:47Hadislerin Çelişkili Yorumlanması
- Buhari'nin Cihad 149'uncu bölümünde "dinden döneni öldürdünüz" ifadesi, tekfirci grupların en çok müracaat ettiği hadis olarak belirtiliyor.
- Aynı bölümde Hz. Ali'ye "senin elinden bir kişinin hidayete ermesi, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha hayırlıdır" ifadesi de cihad konusunda yer alıyor.
- Tekfirci ve cihadi grupların, kendilerine işe yarayan hadisleri seçmeli ve selektif bir şekilde kullanırken, diğer hadisleri görmezden geldikleri belirtiliyor.
- 1:19:24Dini Metinlerin Yorumlanması
- Kur'an-ı Kerim'de "biz insanı türünü şerefli kıldık" ve "zalimden başkasına düşmanlık yoktur" ifadeleriyle insanın değerli olduğu vurgulanıyor.
- Mümtehine 8-9'da "sizinle din uğruna savaşmayanlara ve sizi yurtlarından çıkarmayanlara iyilik yapmanız, adil olmanızı Allah yasaklamaz" ifadesiyle adalet anlayışı vurgulanıyor.
- Parça parça ayetleri alıp bağlamından koparıp tek ayet veya hadis üzerinden bir din inşa etmenin anlamsız olduğu belirtiliyor.
- 1:20:01Hadislerin Yorumlanmasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Hadislerin ortaya çıktığı dönemde hangi şartlarda söylendiği görülmeli, bunu ancak alimler ve usul bilen kişiler anlayabilir.
- Hadisler arasında tezat görünse de, bunların birbirine tezat teşkil etmediğini ancak alimler anlayabilir.
- Cihatçıların, Abdullah Azzam'ın "Mukaveme" kitabında olduğu gibi, savaş şartlarında yazılmış olan metinleri barış ortamında ve farklı şartlarda uygulamalarının dinin temel hikmetiyle bağdaşmadığı belirtiliyor.
- 1:22:26Siyasi Hareketler ve Dini Araçsallaştırma
- Sünnilik içinde ortaya çıkan bu yapılar aslında siyasi hareketlerdir ve 1979'dan sonraki süreçte ve 1980'li yıllarda Hizbullah'ın ortaya çıkışında da bu tür hareketler görülmüştür.
- Bu tür hareketler dini araçsallaştırarak sıfır maliyetle insanları kendilerine çekmek için kullanılır, bu nedenle dini hareketler değil, tamamen siyasi hareketlerdir.
- 1:23:34İslam Gelenekinde Ehli Kitap Kavramı
- İslam geleneğinde ehli kitap korunmuştur ve bu kategori de facto mecusiler, Budistler ve Hindular için de kullanılmıştır.
- Selefi gelenekte ise ehli kitap kavramı terk edilmiş, onlara karşı ilişkiler kurulmamıştır.
- Selefi gelenekte, alnı secdeye vuran insanlar dinden dönmüş olarak görülür ve bunların öldürülmesi caiz, hatta mümkünse farz olarak görülür.
- 1:24:47Eğitimin Önemi ve Teknoloji Kullanımı
- Dayış gibi grupların motivasyonunu anlatan konferanslar, kitaplar ve hutbelerle yaygın eğitim faaliyetleri yürütülmesi gerekiyor.
- Bu gruplar teknolojiyi maksimum derecede kullanarak her türlü dilden yayın yapabilmektedir.
- İslam dininin barış dinidir şeklindeki tanımı, insanların pasifize edilmesi için kullanılmıştır.
- 1:28:19Programın Kapanışı
- İnsanlık tarihindeki kötülük damarını yakın gelecekte yok etmek mümkün görünmüyor, şiddet insanın çok boyutlu doğasına kazınmış durumdadır.
- Yapılması gereken şey, zengin, adil ve albenisi ile kötülük damarını gölgede bırakacak, iyilik, zerafet ve adaleti temsil eden damarı güçlü tutup öne çıkaracak stratejiler geliştirmektir.
- Bu ideal, insanlığın ortak mirasını dışlayarak gerçekleştirilemez.