• Buradasın

    Çocukluk Dönemi ve Psikanalitik Gelişim Üzerine Akademik Sunum

    youtube.com/watch?v=n_syyk-rVrk

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir psikolog tarafından sunulan akademik bir ders formatında olup, çocukluk dönemi ve psikanalitik gelişim konularını kapsamlı şekilde ele almaktadır.
    • Sunum, çocukluk döneminin psikanalitik açıdan incelenmesiyle başlayıp, Freud'un çocuk cinselliği teorisi, Melanie Klein'in çocuk psikolojisi yaklaşımı, bağlanma kuramı ve John Bowlby'nin çalışmaları gibi temel psikanalitik teorileri kronolojik olarak incelemektedir. Video, altı ay ile üç yaş arasındaki kritik bağlanma dönemi, anne-baba ilişkilerinin çocuk üzerindeki etkileri ve erkek-kız çocuklarının psikolojik gelişim süreçlerindeki farklılıkları detaylı şekilde ele almaktadır.
    • Sunumda ayrıca çocukluk kavramının tarihsel gelişimi, John Locke ve Jean-Jacques Rousseau'nun katkıları, Harlow'un maymun deneyleri, Bowlby'nin bağlanma kuramı ve bilinçdışının çocukluk dönemindeki şekillenmesi gibi konular da incelenmektedir. Konuşmacı, çocukluk deneyimlerinin kişilik yapısını nasıl şekillendirdiğini ve toplumsal değişim için bu deneyimlerin önemini vurgulamaktadır.
    00:11Çocukluk ve Psikanaliz
    • Çocukluk, nostalji ile hatırlanan bir dönem olmanın ötesinde, psikanalitik açıdan ikramatik bir dönemdir.
    • Çocukluk dönemi, ayrılık, çaresizlik, korku ve dehşet gibi travmatik duyguların kökenidir.
    • Çocukluktaki duygular, daha sonra karşılaşılan olaylarla rezonans oluşturarak bize bir mesaj iletir.
    01:36Çocukluk ve Bağımlılık
    • Çocuk, bakıma muhtaç olan ve en uzun süre muhtaç olan memeli olarak insan yavrusudur.
    • Çocuk çaresizlik ve dehşet duygularını derinden yaşar ve bu duygular onu ötekine muhtaç bırakır.
    • Çocuk, ötekinin gözünün içine bakarak onun insafına, bakımına ve sevgisine ihtiyaç duyar.
    02:37Çocukluk ve İktidar İlişkileri
    • Çocukluktaki bağımlılık sömürülebilir ve kullanılabilir kılıyor.
    • Sevgiden yoksun bırakma, ötekinin ilgisinden yoksun bırakma ve ötekinin gözüne bakmasını engellemek, çocuksu duyguları manipüle eder.
    • İktidar ilişkileri çocuklukta başlar ve çocuklar suistimale açık çünkü korkuyorlar, dehşet içindeler ve çaresizdirler.
    04:10Toplum ve Çocukluk
    • Toplumlar da çocuklaştırılabilir ve otoriteye boyun eğmesi, kurtarıcı beklentisi içine düşmesi bu çocukluğa özgü duyguların üretilmesiyle mümkün olur.
    • Korku, dehşet, kaos, denetim ve dağılma gibi çocukluğa özgü duygular, toplumu ürkmüş bir çocuk gibi yönetmek için kullanılır.
    • Bu ilkel yöntem, otokratik rejimlerin eskiden beri kullandığı bir yöntemdir.
    05:37Çocukluk Kavramının Tarihsel Gelişimi
    • Çocukluk kavramı insanlık tarihi açısından yakın zamanda keşfedilmiş bir kavramdır.
    • 17-18. yüzyıllardan önce çocuk, eksik bir şekilde bir an önce büyüyüp erişkin olması beklenen bir mini erişkin olarak görülürdü.
    • John Locke'un tabula rasa kuramları çerçevesinde çocuk eğitilmeli ve şekillendirilmeli, bu eğitim ve şekillendirme yetişkinlerin görevidir.
    07:24Aydınlanma ve Çocukluk
    • Aydınlanma ile çocuğun doğası, erişkinden farklı özellikleri ve beklentileri daha derinleşti.
    • Jean Jackson'un kitabı ve çocuğun doğal bir ortamda yetiştirilmesine dair önerileri çerçevesinde çocuk ve çocukluk kavramı belirginleşti.
    • Toplumsal değişim ve kapitalizmin gelişimi ile çocuk korunması, kollanması ve eğitilmesi gelecek için en önemli yatırım olarak değerlendirildi.
    08:50Çocukluk ve Aile
    • Anne hem besliyor hem de şefkat gösteriyor, aynı zamanda küçük insanı topluma uygun, iyi bir birey olarak yetiştirmek özellikle dini inançlar anlamında annenin görevidir.
    • Çocuk şekillendirilmesi gereken, topluma yararlı bir birey olması için ailede özellikle de annenin tarafından şekillendirilmesi gereken bir kişidir.
    • Çocuğun masumiyeti, bakıma muhtaçlığı ve çaresizliği, ait olduğu çevrenin, sınıfın özelliklerini doğumsal olarak kendinde taşıması ile ilgili bazı özellikleri bu boş levhayı değiştiren bir bakış açısıdır.
    11:07Aydınlanma ve Birey Düşüncesi
    • Aydınlanma hümanizmi, modernite ve birey düşüncesi gelişti.
    • Gelişen kapitalizmin sürükleyicisi olan tüccarlar, kent dolaşarak mal satıyor, alıyor, satıyorlar ve yolda soyuyorlar.
    • Bu sınıfın kendine güveni var ve bireyin yapabilirliği ile ilgili bir ideoloji gittikçe yeşeriyor.
    13:07Freud ve Çocukluk
    • Freud, çocukluktan kurtulma düşüncesine önemli bir darbe vurarak, çocuğun zihninin olgunlaşmasıyla kendi çocuksu özelliklerinden ve çocukluğundan kurtulduğu düşüncesinin geçerli olmadığını vurguluyor.
    • Freud'a göre çocukluk dönemi bitirilmesi ve olgunlaşmamış zihnin kurtulması gereken bir dönem olmaktan çıkıyor.
    • Freud'a göre çocukluk dönemi, bugünü en önemli ölçüde belirleyen ve bilgiyi belirleyen görüntülerin olduğu, özgürlüğü belirleyen bilinçdışının yasaları olduğu bir dönemdir.
    15:08Freud'un Çocuk Cinselliği Teorisi ve Tepkiler
    • Freud'un 1905'te yazdığı "Cinsellik Üzerine" kitabında çocukların masumiyetine dokunarak, çocukların da bir cinselliği olduğunu ve bu cinselliğin kötücül bir yalan olduğunu iddia etmiştir.
    • Freud'un bu teorisi, ailenin ve çocuğun dokunulmazlığını korumak isteyen burjuvazinin için sarsıcı bir haber olmuştur.
    • Freud'un psikanalitik makaleleri o dönemde "bakireler tomografik hikayeler" olarak nitelendirilmiş ve psikanalitik yöntem "mental mastürbasyon" olarak tanımlanmıştır.
    17:01Çocuk Cinselliğinin Anlamı
    • Freud'un çocuk cinselliği kavramı, erişkinlerin genital cinselliği anlamından farklıdır; çocuğun dış dünya ile ilişkili erotik ilişkileri, nesnelere olan yönelişi ve besinlerle ilgili cinsellik içerir.
    • Çocukların cinsel etkinlikleri, erişkin genital cinselliğinden çok farklıdır; neye dokunmak, ona yaklaşmak ve yanında olmak gibi duygusal bir anlam taşır.
    • Çocukların cinsel etkinlikleri bugüne kadar ihmal edilmiş, sapkınlığın cinsel etkinlikleri ise ahlaksal tepkiyle karşılanmıştır.
    19:05Çocuk Cinselliğinin Özellikleri
    • Çocuklar bedenlerinin her bölgesinden, kesik ve deliklerinden, dışkıdan, parmağından, ağzından ve annenin minisinden haz alabilirler.
    • Çocuğun cinsel özelliklerinin ona bakım veren ile ilişkisi vardır; çocuğa dokunan, besleyen, temizleyen ve okşayan bakım veren, çocuğun belli bölgelerini uyarır ve bunlar haz verir.
    • Erişkin, çocuğa bakım veren açısından çocuk, cinsel ilişki ile ilgili eksiksiz bir cinsel meslek ikamesi olarak görülür.
    21:22Çocukların Cinsel Teorileri
    • Çocuklar cinsellikle ilgili bilimsel arayışlar yapar; leylek hikayeleri, nasıl doğduk, annenin karnında neler oluyor gibi sorular sorarlar.
    • Çocukların cinsel teorileri, cinsler arasındaki farkı fark etmeden gelişir ve bu teoriler uzun süre devam eder.
    • Erkek çocuk, kız çocuğunun cinsel ilgisini görünce kendisinin de kaybedebileceğini düşünerek travmatik bir deneyim yaşar.
    23:17Çocuk Cinselliğinin Özellikleri ve Etkileri
    • Mine Freud'a göre çocuk cinselliği son derece kıskanç, sınırsız ve doyurulması imkansız bir cinselliktir.
    • Çocuk cinselliğinde rekabet her zaman var ve sınırsızdır; çocuk tümüyle sahip olmak ister ve ötekini denetlemek narsistliktir.
    • Çocuk cinselliği sadece çocukluk döneminde olup biten bir şey değildir; çocuk, ötekini tanımak, bir arada olmak ve baştan çıkarmak için ne yapabileceğini öğrenmeye başlar.
    25:27Çocuk Cinselliğinin Uzun Dönem Etkileri
    • Freud'un psikanalizin ilk dikkati çeken şey, güncel yaşantılardaki eti gücünün geçmişe bağlanması zorunluluğudur.
    • Erişkinlerin bugünkü insan ilişkileri ve ruhsal sıkıntıları, çocukluğun ilk yıllarına kadar uzanan izlerle ilgilidir.
    • Roud'dan sonraki çocuk gözlemlerine dayalı çalışmalar, çocukların çevre ve ilişkilere erken dönemde çok duyarlı olduklarını göstermiştir.
    27:21İlk Nesne ve Anne İlişkisi
    • İlk nesne (meme) ile ilişkimiz, diğer nesnelere yönelişimizin matrisini belirler.
    • Anne ile ilişkimiz, biberonu nasıl ve nerede verdiği gibi detaylarla şekillenir.
    • Erken dönemdeki deneyimler, bugünkü ilişkilerimize "sevilir miyim, terk edilir miyim" gibi kaygıları taşır.
    28:33Melanie Klein ve Çocuk Psikanalizi
    • Melanie Klein, psikanalist olarak konuşmaya başlayan çocuklarla çalışır ve oyun analizi yapar.
    • Klein'in yaklaşımı, Freud'un "vahşi yamyam" teorisini değiştirir ve çocuğun temel duygularından biri olan haseti vurgular.
    • Haset, kıskançlıktan farklı olarak iyi olanı da kötülemek isteyen bir duygu olarak tanımlanır.
    30:19Çocuğun Zihinsel Dünyası
    • Hasetin ilk nedeni meme ile ilgili olup, çocuğun memeyi arzusuyla ilgili engellenmişlik hissi vardır.
    • Çocuğun zihnindeki düşünce dünyası ve fantezileri, annenin bedeni ve memeyle olan ilişkisindeki engellenmişlikle ortaya çıkar.
    • Klein, çocuğun zihnini doğrudan okuyamaz ancak gözlemlerinden ve beden dilinden bir öykü yazabilir.
    32:39Anne-Baba İlişkisi ve Çocuk
    • Çocukların analizinde anne ve babayı bir bütün olarak görmek önemlidir.
    • Anne ve babanın cinsel ilişkisine tanık olan çocuk için, onların birbirlerine odaklanması travmatiktir.
    • Çocuğun dışarıda bırakılması, her aşığın en önemli problemi olarak görülür.
    34:04Klein'in Alegorik Yaklaşımı
    • Klein'in yaklaşımları çocuk psikiyatri ve psikolojide radikaldir.
    • Kibrit çakma örneği, annenin bedeninin içinde sahip olmak istedikleri yerine geçilmesini ve cinsel ilişkiyi simgeler.
    • Çocuklar, sınırları sorunu ve ilişkilerdeki kendi konumlanışını alegorik öykülerle anlarlar.
    36:59Psikanaliz ve Çocuk Davranışları
    • Kadın cinsel organı kullanmaktan korkması ve arka kapıyı kullanmasının nedeni, kadın cinsel organı sevmemesi ve babanın penisi ile beklemesi olabilir.
    • İngiltere'de sıradaydı ve otistik çocukların tedavisinde etkili bir matrise sokuluyor.
    • Çocuk kendi pozisyonunu anlıyor ve bazı şeylerin yasak olduğunu, bazı şeyleri kendisinin yapamayacağını, bazı şeyleri babasının yapacağını anlaması gerekiyor.
    37:53John Walb'ın Psikanaliz Yaklaşımı
    • John Walb, Melanie Klein okulu'nda yetişmiş ve Melanie Klein'ın süpervizyonunu yaptığı önemli bir psikanalist.
    • Walb, fantezileri dinlemek yerine gerçekle ilgileniyor ve çocuğun somut engellenmeleri ve bunun karşısındaki tepkileriyle ilgileniyor.
    • Walb, psikanalizi bilimsel temellere oturtmak istiyor ve evrim, hayvan davranışları ve etoloji ile ilgileniyor.
    38:44Bağlanma Kuramı
    • Walb'a göre çocuklar ötekine bağlanmak üzere doğarlar, anne beslediği için çocuk anneye bağlanır değil.
    • Freud'un çocuk beslenme ve ötekine ihtiyaç duyması için ötekine yönelmesi teorisi yerine, Walb'a göre ötekinin sevgisi aç olduğumuz için değil, ötekinin bizi besleyen bir duygu olarak ortaya çıkmaz.
    • Walb, Freud'un cinsellik kavramını "bağlanma" kavramı olarak tanımlamış ve bu kavramı tüm ilişkilerinde genişletmiştir.
    41:01Harlow'un Bebek Maymun Araştırmaları
    • 1950'ler ve 1960'lar döneminde hayvan davranışları ve bebek davranışları ile ilgili gözlemlere dayalı bilgiler artmakta.
    • Harlow, bebek maymunlarla araştırmalar yaparak, maymunları annelerinden izole büyütmüş ve kel anne ile peluş anne arasında seçim yapmalarını sağlamıştır.
    • Maymunlar vaktinin %85'ini yumuşak annede geçiriyor, çünkü sıcaklık ve yumuşaklık ötekinin kabul ettiği ile ilgili bir duygu veriyor.
    42:17Bağlanma ve Korku
    • Sevgi seçmektir ve öğrenmektir; korkutulduğunda çocuk en tanıdık gelen şeye yapışır ve bağlanma çaresizliğine kapılır.
    • Korkmuş maymun yavrusu peluş anneye sarılıyor, ancak peluş annenin içinde şiddetli hava veren bir sibop varsa, maymun daha fazla sarılmaya başlıyor.
    • Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki temel dürtümüz bağlanma korkusudur ve evrimsel olarak ötekine bağlanamayanlar yırtıcılar tarafından yok edildiler.
    44:32Bağlanma Süreci
    • İnsan yavrusunun doğumdan sonraki dokuz ay-bir yıl içerisinde bir bağlanma geliştirdiğini ve bu bağlanmanın bağımlılıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.
    • Bağlanma davranışlarının üç ay-altı aydan sonra başladığını, nesneyle olan ilişki içinde geliştiğini ve bir yılda ortaya çıktığını belirtiyor.
    • Bağlanma, tehdit altındayken ne yapacağımızı, ötekine yöneldiğimiz zaman bize güvenli üst görevi görelim ve zihnimize kaydederiz.
    45:56Imprinting (Basılan)
    • Imprinting (basılan), etoloji ve hayvan davranışları ile ilgili araştırmalardan geliyor ve temel içgüdüleri hayvanların bir yavru kuş ve memenin bir veya daha fazla seçilmiş figüre yöneltilmiş bağlanma davranışına yol açan süreçlere verilen isimdir.
    • Kanatlılarda, yumurtadan çıkmış bir kaz yavrusunun önüne koyulan tel bir basılı onu takip eder ve bu süreç 12-17 saat içinde gerçekleşmelidir.
    • Imprinting sadece yaklaşma değil, basılanın gittiği zaman aramak ve çığlık atmak anlamına gelir; bu süreç kritik bir periyotta gerçekleşmelidir.
    49:28Bağlanma Davranışı ve Evrimsel Önemi
    • İtalyan bir araştırmacı göçmen kuşları kendine basılı ve kanatlar takarak uzun mesafelerde göç ettirmiş, bu davranış evrimsel olarak hayatta kalma stratejisi olarak önemlidir.
    • Bağlanma, insanın birincil motivasyonel sistemidir ve primatlardan gelen bir davranıştır.
    • Bağlanma, bakış, işitme ve sarılma ile düzenlenir ve bir haz yaşantısıdır; güvenli hissedilen kişi araştırma davranışında gelişir.
    51:46Bağlanma ve Mesafe İlişkisi
    • Bağlanma, bir lastik gibi düşünülebilir; çocuk uzaklaştıkça anne-babaya çekilir, tehlike olmadığı anlaşıldığında araştırma merakı devam eder.
    • Anne-babaların güvenli üssün olduğunu göstermesi, bağlanma davranışının gelişmesi için önemlidir.
    • Bağlanma, ötekine tutunma, bir olma ve aradaki mesafeleri aşma arzusuyla yakından ilişkilidir.
    53:02Bağlanma Refleksleri
    • Yeni doğmuş bebeğin sağlıklı olup olmadığına bakılan refleksler, bağlanma davranışı ile ilgilidir.
    • Moro refleksi, bebek uyurken düşermiş gibi hareket edildiğinde hemen ortaya çıkar ve maymun annenin kucağındayken tutulmasını sağlar.
    • Bu refleksler, ötekine göre kodlanmış varlıklar olarak düşmemeyi sağlar.
    54:31Çoklu Bağlanma
    • Bebeklerin tek bir figüre değil, çoklu figürlere bağlanabileceği vurgulanmaktadır.
    • Anne genellikle ilk dönem çocukla beraber olduğu için önemli bir figür olur, ancak babanın da ilgilenmesi bağlanma modelini olumlu etkiler.
    • Anne yetersiz kaldığı yerde babanın devreye girmesi, bağlanma modelini olumlu yönde etkiler.
    55:31Bağlanma Figürünün Özellikleri
    • Bağlanma figürü, katlanamadığımız duygularla ilgili olarak yeterince yatıştırma işlemini yapıp yapamadığı ve ulaşılabilirliğinin olup olmadığı önemlidir.
    • Bağlanma figürüne ihtiyaç duyulduğunda yardım istendiğinde, figür ilgisiz davranırsa farklı bir bağlanma modeli geliştirilir.
    • Çocuklar, bağlanma figürüne ihtiyaç duyduklarında farklı tepkiler gösterirler; bazıları çırpınır, bazıları umudunu keser, bazıları ise hem bağlanmalı hem de bensiz olamaz.
    57:27Bağlanma Davranışının Gelişimi
    • Bağlanma davranışları, güvenli hissetme, ayrılık protestosu gibi olumlu davranışlardır ve belli yaşa kadar normaldir.
    • İki-üç yaşından sonra bağlanma davranışları değişir; çocuk artık anneyi baştan çıkarma yerine pazarlık yapmaya başlar.
    • Bu bağlanma davranışları, çocuğun içsel çalışma modelini geliştirir ve kendilikle ilgili algıları oluşturur.
    58:15Bağlanma ve Kişilik
    • Bağlanma, dış dünyayı nasıl algıladığımızı ve kendimizi nasıl gördüğümüzü belirler.
    • Çocukların erken dönemde (üç yaşa kadar) dünyalarındaki iyileri artırmamız, onların dünyanın iyiliği ve kendilerinin değerliliği ile ilgili duygu ve düşüncelerini arttırır.
    • Güvenli bağlanan ve güvensiz bağlanan çocuklar arasında davranışlar, oyun oynamaları ve iletişimleri farklılık gösterir.
    1:00:12Bağlanma Kalıbı ve Psikanaliz
    • Altı ay ile üç yaş arasında bağlanma kalıbımız hassas bir dönemde şekillenir ve bu kalıp kendiliğinden kolay değişmez.
    • Psikanaliz, bilinçdışı bir şekilde önemli katkılar sağlayan bir ekol olarak tanımlanabilir.
    • İngiltere ve Amerika'da yapılan çalışmalarda çocukların yüzde altmışbeş'inin güvenli bağlanma tarzı olduğu tespit edilmiştir.
    1:01:19Bağlanma Tarzının Etkileri
    • Güvenli bağlanma demek bütün problemi bitmiş demek değildir, ancak genel anlamda ağır problemleri olan çocuklar bağlanma sorunları olan çocuklar değildir.
    • Güvensiz bağlanan çocuklarda problemler çok daha fazla olmaktadır.
    • Anne ve babanın özelliklerinden yüzde yetmiş civarında bir yaşındaki çocukların bağlanma karakteristiklerini kestirebiliriz.
    1:01:54Anne-Anne İlişkisi ve Kuşaklar Arası Etkiler
    • Anne-anne ilişkilerini ölçen ölçekler vardır ve bu karakteristik özellikler çocuğun bir yıl sonra nasıl bir bağlanma tarzı olacağını belirler.
    • Annelik tarzı üç kuşakta birbirini belirleyen özellikler taşıdığını gösteren çalışmalar vardır.
    • Anneannenin, anne ve anneanne anne anne anne anne bakmış bu tarz kuşaklar arası geçer.
    1:02:36Bağlanma Döneminin Önemi
    • Bu dönemde olanların çok önemli olduğunu, Freud'un klinik infaktan çıkarak erişkin insanların çocukluk öykülerini dinleyerek tespit etmiştir.
    • Bebeklerin davranışsal paternlerinin özelliklerini doğumdan itibaren gözlemler yoluyla tespit edebiliriz.
    • İnsan yavrusu hepimiz prematüre doğuyoruz, şempanzelerin beyinsel olgunluğunda doğabilmesi için kadınların onsekiz ay hamile olması gerekir.
    1:04:20Beynin Gelişimi
    • Evrim sürecinde başımız büyüyor ve en büyük beyin insanda bulunur, bu nedenle beynimizin dışarıda büyümesi gerekiyor.
    • İnsan beyninin doğumdaki boyutunun yüzde yirmiüç'ü üç yaşın başında son boyutunun yüzde yetmiş'ine erişiyor.
    • Bebeklik döneminde yüzde yetmişyedi'lik gelişimi anne dışında kritik periyotta gerçekleşir.
    1:05:42Sinaptik Etkinlik ve Bilinçdışı
    • Bebeklik döneminde bir erişkinden yüzde elli daha fazla sinapsa sahip olunur ve bu sinapslar duygusal olarak yoğun yaşadığımızda protein sentezi çok daha kalıcı olur.
    • Kritik periyot eksi onüç yaş arasındaki sinaptik etkinlik çok fazla ve bir daha böyle bir seviyeye ulaşılmaz.
    • Erken dönemde uyaran çok çocuğa bak, dinle, oyuncakların üstünde sallayın ve konuşun çünkü sinaptik aktivitesi bağlantılarla uyaran düzeyinde gelişebilir.
    1:07:17Bilinçdışı ve İnsanlaşma
    • Çocuk psikanalist çocuk demektir çünkü psikanalizin nesnesi olan hipotetik nesne bilinçdışı çocukluk döneminde şekillenir.
    • Bilinçdışı cinselliğin veya saldırganlığın içinde dolaştığı bir havuz değil, ilişkilerimizle gelişir.
    • Bilinçdışı devamlı rüyalarımızı yetmiş yaşında da görüyorsak, utancımız varsa, semptomlarımız varsa, dil sürçüyorsa bizi takip eder.
    1:09:22Çocuk Gelişiminde Eksiklik ve Bütünleşme Arayışı
    • Freud'un çocuk gelişiminde insanlaşma serüvenindeki somut bilgileri üzerine, o dönemdeki Fransa'daki felsefi ve biyolojik araştırmalarla önemli açılımlar sağlandı.
    • Lacan'a göre başlangıçta eksiklik, yoksunluk, korku, reddedilmenin şiddeti, saldırganlık ve ölüm dürtüsü vardır; ölüm dürtüsü arzusu değil, huzur, denge, sabitlik ve bütünlük arayışıdır.
    • Eksiklik, metabolizma düzenlemesi gereken ve ötekine muhtaç olan her canlıda hissedilen temel duygudur; insanlaşma süreci de bu eksiklik üzerinden kurulur.
    1:11:30Bebeklik Döneminde Bütünleşme Süreci
    • Bebek ana rahminden çıkıp memeye yönelir, dış dünyada mutlak arayış içinde olur ve kaybettiği parçasına ulaşmak ister.
    • Bebek altı ay boyunca parçalanmış beden parçaları hisseder, karın gazı gibi dış nesnelerle kaotik bir dünyada çaresiz kalır.
    • Altı aylık dönemden sonra bebek sıklıkla gelip giden ve tekrarlayan bir yüze aşina olmaya başlar, bu yüz sıkıntının giderilmesiyle özdeşleşir.
    1:13:56Anne ve Bebek İlişkisi
    • Bebekler çok erken sesi tanır, iki aylık filan beş aylık en geç beş aylık yüzleri tanımaya başlarlar.
    • Anne yüzünde rastlantısal olmayacak düzeyde daha uzun süre bekletme gösterilir, anne sesi ve yüzü doyumla ilişkilidir.
    • Bebek parçalanmış bir şekilde kendini tanırken, anne ona bütünleyici bir unsur olarak karşımda olur ve "ben ötekiyim" denilen durum bu şekilde kurulur.
    1:15:55Anne-Bebek İlişkisinin Psikolojik Boyutu
    • Anne doğumdan sonra madrod blue veya new baby blue denilen depresif dönem yüzde altmışbeş eksi yetmiş'lerde düzenli olarak görülür.
    • Anne, bilinç dışında ya da temsiller düzeyinde "annen" diyecek bir bebeğin doğmasını beklerken, aslında devam etmek ister.
    • Parçalanmış bebek annenin yüzünde bütünleşir ve kendine yabancılaşır; bütün olarak kendini görerek yabancılaşır ve egonun işleyişi bu şekilde gerçekleşir.
    1:18:05Aynalama ve Bütünleşme
    • Durgun stil pack deneyinde, sekiz aylık bebek kendisini anneyle diyalog içinde, rahat ve özdeşleşmiş olarak görür.
    • Psikanalizde aynalama (mirroring) bebeğin anneden aldığı şeyin ona gönderdiği aynı şey olmamasıyla ilgilidir; bebek katlanamadığını annene gönderir, anne onu katlanabilir olarak geri göndermelidir.
    • Lacan'a göre anne ile olan ilişkide mütevazı tanınmalarla yetinilmez, tamamen kendisi olmak istenir; bebeğin dikkatini bütünüyle kendinde olması, başka yere bakması bebeği rahatsız eder.
    1:21:07Erken Dönemde Anne-Bebek İlişkisi
    • Altı aylık parçalanmışlık dönemini geçtikten sonra, yedi, sekiz, on ve onbir aylık dönemlerde çocuk, annenin eksiğini dolduran tamamlayan nesne olarak görülür.
    • Çocuk, annenin pavlusu olarak, bir bütünlük olarak, anneyle karşılıklı giriş içindeki bir varlık olarak arzulanır.
    • Erken dönem çok önemlidir; önce bir kadına bağlanıp ondan sonra ayrılır, baba, babalık ve penis çok önem kazanır.
    1:22:27Freud'un Cinsel Gelişimi ve Malakan'ın Yaklaşımı
    • Freud'un cinsel gelişiminde penis somut bir sembol olarak görülürken, Malakan daha somut bir penis yerine daha seksis bir yaklaşım benimser.
    • Malakan'a göre herkesin fals kıskançlığı vardır ve erkek-kadın olmak istenir, eksiksiz olmak için.
    • Bir insanı tamamlayan, bütünleyen bir nesne yoktur; aşk, sevgili, nesne, para veya bilgi onu eksiksiz kılamaz.
    1:23:26Anne ve Baba İlişkisi
    • Freud'un erken dönemde anneye bağlı olunan dönemle ilgili vurgusu, anayı falih bir anne olarak gösterir.
    • Anne hem besleyici hem de korkutucu bir figürdür; yılanları sokabilir, zehirleyebilir veya besleyebilir.
    • Anne fani bir figürdür ve onunla bütün olma arzusu, babanın adı üç tarafı inst ile bastırılır.
    1:24:20Çocukluk Döneminde Anne İlişkisi
    • İki yaşa kadar anne ile iyi bir ilişki yaşanır, ancak sonra bu ilişki bastırılır ve yasaklanır.
    • Çocuklar nörolojik olarak gelişirken, 18-22 ayda annenin dikkatinin bir yerlere gittiğini fark eder ve öfke duyar.
    • Çocuklar, annenin dikkatini almak için çaba gösterir ve zihninde bir başkası olduğunu fark eder.
    1:25:42Eksiklik ve İniş Süreci
    • Çocuklar, annenin dikkatini almak için çaba gösterir ve eşit konumda olduklarını iddia ederler.
    • Zamanla öğrenirler ki annenin yaptığını yapamazlar ve onda olan onlarda yoktur, bu bir eksiklik olarak görülür.
    • Kız veya erkek çocuk, annenin dikkatinin ve arzusunun doyurulmasının mümkün olmadığını öğrenerek iniş olur.
    1:26:38Baba ve Üçüncü Kişi
    • Baba bir bakıma tırnak içinde bir figürdür ve annenin arzusundan korur.
    • Anne, üçüncü kişiyi gösterir ve "nereye gidiyorsun?" diye sorar.
    • Baba, para kazanmak ve çalışmak için araya girer ve bu durumda üçüncü kişiye öfke duymak kaçınılmazdır.
    1:27:30Ayrılık ve Bilinçdışı
    • Ayrılık kaçınılmazdır ve bu eksiklik veya ayrılık bir şekilde öykülenir.
    • Baba hem tanrı hem şeytan olarak görülür; hem sevilir hem öfke duyulur.
    • Anne, babanın varlığından daha öteye bir üçüncü kişiye gönderme yapar ve "babam yok" gibi ifadeler kullanılır.
    1:28:48Bilinçdışı ve Stockholm Sendromu
    • Çocuk, anne ve baba arasındaki ilişkiyi kabul eder ve kendisinde olmayan bir şeyin olduğunu fark eder.
    • Anne ile olan ilişki bastırılır ve bilinçdışına geçer, ancak bu ilişki tarihte kalır ve hatırlanmaz.
    • Stockholm sendromunun öznel kökeni, babalarla geçilen ilişkilerden kaynaklanır; hem yoksun bırakan hem de benzemeye çalışılan bir figür.
    1:30:57Cinsel Kimlik ve Seçim
    • Çocuk, üçlü ilişkiyi tanıdıktan sonra bir cinsel kimliğe sahip olur.
    • Çocuk, annesiyle özdeşleşebilir veya babasıyla özdeşleşebilir, ancak bu bir seçim değil, tüm ilişkilerin bir ürünüdür.
    • Bu yöneliş, kültürel faktörler ve yaşanmışlıkların etkisiyle belirlenir.
    1:32:07Çocukluk ve Toplumsal Ayrılış
    • En büyük birey, kendisini ana-babasından ayırma gibi büyük bir göreve adamak zorundadır ve bu görev başarana dek çocukluktan çıkıp toplumsal çevresinin bir üyesi gibi geri dönebilir.
    • Erkek çocuk yaşamı boyunca babasının otoritesine boyun eğmiş olarak kalırken, kız çocuk için baba ya da anneyle bir ayrılışı sağlamamız, birey olmamız gerekiyor.
    • Anaerkil kültürden bireysel özne tarihimizdeki anaerkillikten dağınıklık bizi buraya kaçırdı.
    1:34:13Ataerkil Kültür ve Baba İlişkisi
    • Baba ve ataerkil kültüre girdik, babanın yasası hiçbir zaman nötr değil, ataerkil bir söylemdir.
    • Baba, kültür içerisinde belli bir ideoloji içerisinde sunulur ve babalık çok farklı keşfedilir.
    • Erkek çocuk, babayla özdeşim kurar ve sahip olmak için bitmeyen bir çaba gösterir.
    1:36:45Erkek ve Kız Çocuk Psikolojisi
    • Kız çocuk "ben de yok" diyerek gerçekliği değerlendirirken, erkek çocuk sahip olduğu sanılan babayla özdeşim kurar ve sahip olmak için çabalar.
    • Erkek çocuk "superman olmaya çalış" veya "zengin olmaya çalışın" gibi güçlü olma arayışını sürdürür.
    • Bu vehim kadınlık kategorisinde de yer alır; bir pipinin avlu olarak değerlendirilmesinde, ona sahip olanın kola kapaklarını kolayca açabilmesi düşüncesini üretmesi yeterlidir.
    1:38:21İnsanlık ve İkameler
    • Olmayla ilgili süreci yerine geçenler, ikameler üzerinden tamamlanma ile ilgili süreci devam ettiriyoruz.
    • Freud bunlara müsekkinler, bilim ve sanatta bu oyalanmalardan biridir.
    • Güdücülerini sağlayan, hiç bir zaman için istenen doy verme, hep bir fazlalık var ve bu fazlalıkta bizi yeni nesnelere yöneltiyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor