Buradasın
Birinci Dünya Savaşı Sonrası İstanbul'daki Rum ve Ermeni Yetimhaneleri
youtube.com/watch?v=hfStjfLkbcYYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Rant Vakfı tarafından düzenlenen bir akademik etkinliğinde gerçekleşen sunumları içermektedir. Mehmet Polatel moderatörlük yapmakta ve Evangelye Ahladi, Alexander Markris, Konstantina Alexandropoli ve Konstantine Adrianoppolu gibi konuşmacılar Zoom üzerinden ve fiziksel olarak katılmaktadır.
- Video, Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul'daki Rum ve Ermeni yetimhaneleri ve mülteci sorununa odaklanmaktadır. Sunumlar, 1919-1922 yılları arasında Yunanistan Devleti'nin İstanbul'daki yetimhaneleri nasıl idare ettiğini, Merkezi Yardım Vakfı'nın çalışmaları, Ekümenik Patrikhane'nin kurduğu komite, Rum yetimlerin kurtarılma süreçleri ve Yunanistan'ın yurda dönüş politikaları hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır.
- Sunumlar ayrıca Büyükada, Sade ve Niya adalarındaki yetimhaneler, Yunanistan'daki yetimhaneler ve Ermeni yetimhanelerinin Anadolu'da 1876 yılından itibaren açıldığı bilgisi gibi konuları da ele almaktadır. Video, her konuşmacının 20 dakikalık sunumları ve sonrasında soru-cevap bölümü şeklinde yapılandırılmıştır.
- 00:05Konuşmacı Tanıtımı
- Mehmet Polatel, Rant Vakfı'nda çalışmakta ve Tezcan'ın COVID nedeniyle Zoom üzerinden sunumu yapacağı için moderatörlüğü üstlenmektedir.
- Üç konuşmacı var: İlk konuşmacı Evangelye Ahladi, Modern Yunanca dersleri veren Ankara Üniversitesi'nde ve Türkçe dersleri veren Atina Üniversitesi'nde görev yapmakta, İstanbul'daki Yunanistan Kültür Merkezi'nde koordinatör olarak görev yapmaktadır.
- İkinci konuşmacı Alexander Markris, Siyaset Bilim alanında çalışmalar gerçekleştirmiş, Pantein Üniversitesi'nde doktorasını tamamlamış ve şu anda gaziler ve savaş mağdurları ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor.
- Üçüncü konuşmacı Konstantina Alexandropoli, Kapodisti Üniversitesi'nde görevli, Boğaziçi Üniversitesi'nde master derecesini, Pantein Üniversitesi'nde doktorasını tamamlamış ve müzikoloji alanında çalışmalarını sürdürmektedir.
- 03:26Mülteci Sorunu ve Yetimhaneler
- Savaş sonrası İstanbul'a 500'den fazla mülteci gelmiş ve 1922 senesinde yapılan bir ankette İstanbul'daki mültecilerin sayısı 100 bin civarında olduğu ortaya çıkmıştır.
- İstanbul'da yabancı ve yerel yardım kuruluşları devreye girmiş, Osmanlı Kızıl Ayı daha çok Türk mültecileri, Amerikan Kızıl Haç ise Ruslara odaklanırken, Rum Ortodoks mülteciler için Yunanistan Devleti, Patrikhane ve yerel Rum cemaatler sorumluluk almıştır.
- Mütareke yılları esnasında Yunanistan Devleti'nin İstanbul'da temsilcisi Yüksek Komiserlik düzeyinde bulunmuş ve şehrin idari yönetimi ile ilgili söz sahibi olmuşlardır.
- 06:36Yunanistan Devleti'nin Yardım Çalışmaları
- Yunanistan daha önceki yıllarda farklı mülteci dalgalarına maruz kalmış ve Atina'da vakıflar kurulmuş, 1917 senesinde de bir yardım bakanlığı kurulmuştur.
- Yunanistan Devleti 1919 senesinde merkezi yardım merkezini kurmuş ve bu merkez İstanbul'daki Yüksek Komiserlik ile birlikte çalışmıştır.
- İstanbul'da savaştan önce iki yetimhane bulunmaktaydı: Büyükada'daki erkek çocuklar için yetimhane (yaklaşık 150 çocuk) ve Kınalıada'daki kızlar için ulusal yetimhane (yaklaşık 70 kişi).
- 09:06Yetimhanelerin Gelişimi
- Birinci Dünya Savaşı yılları boyunca birçok kuruma el konmuş, yetimhaneler de etkilenmiş ve 1919 senesinde Yunan Merkezi Vakfı bu yetimhanelerin yönetimini üstlenmiştir.
- 1919 senesinde Heybeliada'da, 1920 senesinde Büyükada'da ve Pendik'te yeni yetimhaneler kurulmuştur.
- Yetimhaneler için bir hastane Ayaspaşa'da kurulmuş ve nötr evlerde toplanan yetimlerin etnik kimlikleri belirlenerek uygun bir şekilde Rum, Ermeni veya Türk yetimhanelerine gönderilmektedir.
- 11:38Yetimlerin Durumu
- 1920 senesinde Trakya Yüksek Komiseri Saturis, İstanbul'daki durumu Yunan ve İngiliz Yüksek Komiserlerine bildirmiş ve 300 müslüman olduğu düşünülen yetimlerin aslında öldürülmüş Rum ve Ermeni çocukları olduğu iddia edilmiştir.
- Saturis, bu çocukların ailelerine geri döndürülmesi gerektiğini söylemiş ve bu yeni ve korkunç devşirme yönteminin Jön Türkler tarafından uygulandığına dair iddialarını ortaya atmıştır.
- Büyükada yetimhanesi'nin tüzüğüne göre çocukların 6 yaşından küçük, 12 yaşından büyük olmaması gerekiyordu ve mülteci çocuklar bu düzenlemeden muaftı.
- 13:45Savaş Sonrası Mülteciler ve Yetimhaneler
- Savaş sonrası ortaya çıkan mültecilerin çoğu babasızdı ve annesiz yetimlerin sayısı oldukça fazlaydı.
- Yardım vakfı prensipte hem annesinin hem babasını yitirmiş yetimleri kabul ederken, annesi hayatta olup da çocuğuna bakamayacak durumda olan çocukları da kabul etmeye başladı.
- Pendik'teki yetimhanede 182 çocuk vardı ve bunların ortalama yaşı 5 ila 7 arasındaydı, doğum yerleri olarak Trakya ve Pontus öne çıkıyordu.
- 15:16Yetimhanelerin Çalışmaları ve Finansmanı
- Yardım derneği mülteciler için yetimhaneler kurduğu sadece İstanbul'da değil, Trakya ve Pontus bölgesinde de bulunuyordu.
- 1920 senesinin Nisan ayında Yüksek Komiserlik 17 yetimhanenin kurulduğunu ve toplamda 3.241 çocuğun buralarda kaldığını belirtmiştir.
- İstanbul'da kalan yetimlerin sayısı 1.372 olarak kayıt edilmiş, 20.000 yetimin farklı vilayetlere dağıldığı belirtilmiştir.
- 16:37Yetimhanelerin Durumu ve Finansman Sorunları
- Amerikalıların gerçekleştirdiği "Konstantinopolis Anketi" yetimhanelerin gayet güzel yerlerde kurulduğunu ancak altyapı eksikliği, yeterli su olmaması ve öğretmen sayılarının yetersiz olması gibi eksikliklerden muzdarip olduğunu ortaya koymuştur.
- Merkezi yardım vakfı'nın çalışmaları Yunan Devleti'nin süspansiyonları ile devam etmiş, yılda 3-3 milyon drama ayrılıyordu.
- 1922 yılının Temmuz ayında vakıf, Yunan Yüksek Komiserliği'ne finansal sorunlarını dile getirerek düzenli ve yeterli sübvansiyon talep etmiştir.
- 18:07Yetimhanelerin Kapatılması ve Yetimlerin Taşınması
- Yunan hükümeti yetimhanelerin hem insani hem de milli bir mesele olarak tanınması gerektiğini vurgulamış, kapatılıp kapatılmamaları gerektiği kararını vermesi gerekiyordu.
- 8 Temmuz 1922 tarihinde Yunan hükümeti, İstanbul'daki yetimlerin İzmir'deki yetimhaneye gönderilmesi talebinde bulunmuş ancak bu nakil gerçekleşmemiştir.
- 18 Kasım 1922 tarihinde Konstantinopolis Yüksek Komiseri, Lozan müzakereleri başladığı için Türkler tarafından tehditlerin ortaya konulduğunu ve bazı okulların, yetimhanelerin alınma durumunun söz konusu olduğunu rapor etmiştir.
- 19:46Yetimlerin Yunanistan'a Taşınması
- New Rest Relief, Anadolu'dan gelen Ermeni yetimlerin Yunanistan'a gönderilmesi gerektiği fikrini ortaya atmış, Patrikhanede bu fikre onay verilmiştir.
- Ekim 1922'de Amerikan Bible Society, 10.000 Rum ve Ermeni yetimin Pontus'tan ve 1.800 yetimin İstanbul'dan Yunanistan'a gönderilebilmesi ve kırsal okullarda, manastırlarda kalabilmeleri için yardım ortaya koyabileceğini belirtmiştir.
- 10.000'den fazla yetim Yunanistan'a gönderilmiş, özellikle Atina ve Pire'de yerleştirilmiş, ardından Corinthos, Siros, Sira ve Coref odalarına da yerleştirilmiştir.
- 21:24Ermeni Yetimlerin Taşınması ve Sonuçlar
- Siros adası'nda Aralık 1925'te 1.482 yetim yerleştirilmiş, bunların 744'ü Rum, 394 kız, 350 erkek, 738'i Ermeni, 288 kız ve 450 erkek çocuktu.
- Corfu'da Ermeni entelektüeller yerleştirilmiş ve İstanbul'dan gelen yetimlere Ermeni dili ve kültürü öğretildi.
- 1927 yılına kadar Ermeni yetimlerden bazıları Yunanistan'dan başka ülkelere de gönderildi, özellikle Fransa ve Sovyetler Ermenistan'ı'na, ayrıca Lord Mayer fonu sayesinde 500'ü Mısır'a gönderildi.
- 22:04Rum Ortodoks Mültecilerin Durumu
- Savaş sonrası çok fazla sayıda Rum Ortodoks savaş mültecisi kadın ve çocuk İstanbul'a sığındı, pek çoğu eşini kaybetmiş kadınlarda, babası olmayan çocuklarda veya hem öksüz hem yetim olan çocuklarda.
- Savaş mültecilerinin sayısının artması, birçok yerden İstanbul'a mülteci akışı olması ve siyasi durum bu yardım çalışmalarını zorlaştırdı.
- Pontus bölgesinden Rumlar evlerinden kaçarken, Simita felaketinden sonra mültecilerin sayısı çok artmış ve yetimlerin sayısı Rum Ortodoks camiasının karşı karşıya kaldığı felaketin boyutlarını ortaya koydu.
- 24:04Yardım Çalışmalarının Koordinasyonu
- Milli bir politika olarak Yunanistan Devleti finansal destek sağlayan taraf olarak ortaya çıkmış ancak bazı çabaların yetersiz kaldığı görülmüştür.
- Yerel Rum camiası moral destek, personel, gönüllüler ve hayri kuruluşlar vasıtasıyla önemli roller almıştır.
- New Rest Relief gibi yabancı misyonlar mültecileri, kadınları ve yetimleri desteklerken, vilayetlerde yaptıkları çalışmalar ve Rum ve Ermeni yetimlerinin Yunanistan'a gönderilmesi konusunda önemli rol üstlenmişlerdir.
- 27:51Ezilmiş Yunanlılara Yönelik Merkezi Patrikhane Komitesi
- 1918 Kasım'ında, ezilmiş Yunanlılara yönelik Merkezi Patrikhane Komitesi olarak adlandırılan bir komite kuruldu ve bu komitenin amaçları arasında mültecilere yönelik yardım, yurda dönüş ve mülk iadesi yer almaktaydı.
- Komite, mültecilere yönelik yardım amacıyla yerel alt komiteler kurdu ve özel amaçlara yönelik de alt komiteler oluşturuldu.
- Komitenin başından itibaren en önemli sorunlardan biri fondu, bu nedenle Osmanlı Dahiliye Nezaretine ve Yunanistan hükümetine yardım talepleri yapıldı.
- 29:33Yunanistan Hükümetinin Yardımı ve Yurda Dönüş Projesi
- Yunanistan devleti komiteye yardımda bulunma yönünde karar aldı ve İstanbul'a yönelik yardım için 20 milyon drahm (2,70 milyon Türk lirasına denk) kredi verildi.
- Sosyal Yardım Bakanlığı 1916 yılında kuruldu ve öncelikli olarak seferberliğe katılmış erkeklere ve mültecilere yardım etme amacı taşıdı.
- 1919 yılında Anadolu, Doğu Trakya, Güney Rusya, Kafkasya ve Pontus'ta yurda dönüş süreci başladı ve bu misyonun başına Nikos Kazantas getirildi.
- 35:00Komitenin İşlevi ve Zorlukları
- Komitenin işlevi arasında mültecilere kredi verme, tarım araçları sunma, yeni evler tesis etme ve hasar görmüş evlerin tamiratı öngörüldü.
- Komitenin en büyük zorlukları arasında kamu güvenliğini sağlamakta, özellikle kırsal alanlarda yerel Rum nüfusuna yönelik hırsızlık ve katliamlar vardı.
- Komitenin çalışmaları, doğrudan yurda dönen mültecilerin ilk ihtiyaçlarını karşılaması, kredilerin genel olarak etkili olması ve Yunan devletinin Doğu Trakya'nın ilhakından sonra sağlam Yunan nüfusları alması gibi sonuçlar doğurdu.
- 38:44Osmanlı Rumlarının Durumu ve Refah Mantığı
- Osmanlı Rumları kendi devleti olmasına rağmen merkezi düzeyde ulus-devlet içerisinde zayıf kültürel, ekonomik ve demografik konuma sahipti.
- Ekümenik Patrikhane'nin liderliği altındaki elitler, Marmara Denizi, Doğu Trakya ve İstanbul'daki Ortodoks Rumlar için harici bir milli vatan olarak Yunanistan önemli bir rol oynadı.
- Birinci Dünya Savaşı sonunda Doğu Yakın Doğu'daki durum, harici milli anavatan kavramını bir ek faktör olarak getirdi ve mütareke döneminde İstanbul'daki meseleleri karmaşık hale getirdi.
- 44:54Rum Ortodoks Yetimlerin Durumu
- Müslüman aileler ve kurumları tarafından evet edinen Rum Ortodoks yetimlerin durumu, konuşmanın başlıca konusu olarak ele alınıyor.
- 15-16 yaşlarındaki Geyves Sarap Didem adlı bir Rum kızının, annesi babası Kadıköy'de Kalamış'ta bulunduğu ve Türklerin katliamına uğradığı anlatılıyor.
- Yetim kız, teyzesiyle birlikte İstanbul'da çeşitli Türk evlerinde yerleştirilmiş ve sonunda Beşiktaş dilenciler sığınağına getirilmiş, ancak 28 Ağustos'ta sığınaktan kaçmış.
- 46:21Araştırmalar ve Kaynaklar
- Araştırmaların sonucu olarak 25 sayfalık el yazımı bir kitapçık, "Türk evleri ve kurumlarında keşfedilen Hıristiyan çocuklar üzerine notlar" adlı eser ortaya çıkmış.
- Bu kitapçık Rum Ortodoks cemaati arşivlerinde tutuluyor ve Pera Stroudrome camiasına ait bir dini mensuba ait olabilir.
- Milletler Cemiyeti'nin kurduğu İstanbul'daki kurtarma faaliyetlerinden biri olarak düşünülebilir ve özellikle Ermeni çocukları geri alma araçlarından biri olarak kullanılmış.
- 48:18Dünya Savaşı ve Rum Ortodoks Nüfusu
- Dünya Savaşı kurbanları tarih yazımında yeterince çalışılmamıştır.
- Konuşmacı, Rum yetkililerin İtilaf işgali esnasında yürüttüğü politikaları ve mülteci çocuklara verilen rolü paylaşacak.
- 1921 yazından 1922 yazına kadar devam eden mülakatlar sırasında, Müslümanlaştırılmış çocukların ve kadınların sayısı ciddi şekilde düştüğü belirtiliyor.
- 50:35Yunan Devleti'nin Rolü
- Rum vakasında sadece Patrikhane ve Rum-Osmanlı burjuvazisi değil, Yunan Devleti de son derece dahildi.
- Birinci Dünya Savaşı, Rum-Yunan milliyetçiliğinin altın çağını yaşadığı dönemdi.
- 1919 yılında yeni kurulan Sosyal Yardım Bakanlığı Yunanistan'da İstanbul'da bir şube açtı ve Merkezi Yardım Vakfı adı altında yetim çocuklara yardımcı oldu.
- 52:31Yetimlerin Ulusal Boyutu
- Savaş mültecileri ve yetim çocukları ulusal bir mülk tehlike altında görüldü.
- Zor durumdaki çocuklar, yetimler ve düşük sınıftaki kadınlar, Rum-Osmanlı elitlerinin filantropik hayırsever söylemini destekledi.
- 19. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen bir alışkanlıkla, cemaatin devamlılığını sağlamak için kadınların korunması önem kazandı.
- 53:25Yetimlerin Temsil Edilmesi
- Birinci Dünya Savaşı esnasında cemaat ulusa bırakıldı ve yetim Yunan çocuklar "ulusun yetimleri" olarak temsil edilmeye başladı.
- Pendik'te İstanbul'da yeni bir yetimhanenin açılacağına yönelik bir açıklama yapıldı ve 1920'de çocuklar "genç ulusal şehitler" olarak anıldı.
- Çocuklar yetim erkek ve kız çocukları geleneksel Yunan dansları yaptı ve Yüksek Rum Komisyonu üyesi karşısında performans sergiledi.
- 55:01Yetimlerin Eğitim ve Kurtarılması
- Büyükada ve Heybeliada'ya yapılan bir ders sonrası, zulmün çocuk kurbanlarının manevi eğitim alması gerektiği belirtildi.
- Birinci Dünya Savaşı, binlerce yetim ve öksüz çocuğa yol açtı ve 1904 yılında İstanbul'daki cemaate ait yetimhaneler 150 tane yetime ev sahipliği yaparken, 1920-1921 yıllarında bu rakam 2000'e kadar çıktı.
- Türklerin oryantalist bakış açısıyla barbar Müslümanlar olarak algılanması, savaş zamanındaki kötü muamelelerle tetiklendi.
- 57:08Yetimlerin Kurtarılması Süreci
- Yetimlerin İstanbul'a nereden geldikleri ve nerelerde hangi evlere alındığı Google Map'ten bir görsel ile gösterildi.
- Bandırma ve Şile bölgelerinde hem dini hem seküler makamlar, Rum çocukların sokaklarda dilencilik yaptığını kaydetti ve dilencilik yapan çocukların Türk aileler tarafından kaçırıldığı not edildi.
- Marika adlı çocuk, Beşiktaş'ta oyun oynarken Hristiyan olduğu tespit edilmiş ve Patrikhaneye sevk edilmiş.
- 59:12Çocukların Kurtarılma Süreci
- Mülakat notlarında çocuklara yapılan sorgulama süreci, onların zorlu geçmişlerini ve travmatik deneyimleri yeniden tetikleyebiliyor.
- Çocuklar kurtarılırken sadece çocuk oldukları için değil, daha çok Hristiyan kimliklerinden dolayı kurtarılıyorlar.
- Çocuklar gavur oldukları için lanetlenmiş olarak tasvir edilirken, onların Türk efendilerinin Müslümanlaştırmaya çalıştırma zorlamalarına rağmen güçlü ve cesur bir şekilde direndikleri kayda geçiriliyor.
- 1:00:35Osmanlı İmparatorluğu'nda Rum Ortodoks Çocuklar
- İstanbul'daki Türk evlerinde keşfedilen 24 Rum çocuğu tamamen Türkçe konuşuyordu, Osmanlı İmparatorluğu'nda pek çok Rum Ortodoks Türkçeyi konuşuyordu.
- Bu çocuklar, Rumca konuşulan ortamlara yerleştirildikleri için kullandıkları dili değiştirmek zorunda kaldılar ve yeni bir dil öğrenme zorluğu yaşadılar.
- Karma evlilikler de görülmekteydi; örneğin Vanlı Maria'nın annesi Ermeni, babası Rum'du, bu durum Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ataerkil yapılaşmanın cinsiyetleştirilmiş bir sistem olduğunu gösteriyor.
- 1:02:091919-1922 Döneminde İstanbul Rumları
- 1919-1922 yıllarının siyasi ortamında İstanbul Rumları ve Rumların geliştirdiği dini refleksler, Rum yetkililerin de bu konuda devreye girmesine yol açtı.
- İstanbul işgal altındayken, Rumların demografik durumlarla ilgili tavrı, şehirdeki müslüman ortamdan ayrı kalmış kişilerin durumunu yansıtmaktadır.
- İnsanlık müdahalesinin olumlu ve olumsuz boyutları vardı; yardımın her zaman garantisi olmayan bir etki yaratıyordu.
- 1:03:25Çocukların Yaşadıkları Durumlar
- 21 yaşında Geyve eşli Katina, Şükrü Bey ve eşinin evinde iyi bakılmış, sonra başka bir Rum Ortodoks ailenin evine hizmetçi olarak yerleştirilmiştir.
- 12 yaşında Megenci Boz, Ali Bey'in evinde hizmetçi olarak çalışmış, Ali Bey kendisini kızı gibi benimsemiş ve hiçbir zaman gavur olduğu için lanetlememiş.
- Çocukların davranışlarını incelemek önemlidir, özellikle daha ileri yaştaki çocuklar yetimhanede olmayı reddetmiş ve daha iyi ortamlar bulmak için çalışmışlardır.
- 1:05:05Yetimhanelerdeki Yaşam
- 16 yaşındaki Anastasya, Ermeni kurumları tarafından Adana'dan Yunan yetkililere verilmiş, ancak İstanbul'a dönmek istemiş ve sonunda Heybeliada'daki yetimhaneye dönmek zorunda kalmıştır.
- 13 yaşındaki Fotini, Kağıthane'deki Türk yetimhanesinde zorbalığa ve kötü muameleye maruz kalmış, sonra Heybeliada'daki Rum yetimhanesini kabul etmiş ve kendini müslüman olarak tanıtmıştır.
- Bu hikayeler, çocukların kişisel tercihlerinin ve kendilerince sahip oldukları yetkinliğin nasıl olduğunu göstermektedir.
- 1:06:15Savaşın Rum Ortodoks Çocukları Üzerindeki Etkileri
- Savaşın Rum Ortodoks çocukları ve bu çocukların mağduriyeti, savaşın ortak hafızadaki sembolleri olarak ulusal şehitlik mertebesinde tasvir edilebilmektedir.
- Çocuklar aynı zamanda kurtarılarak, ulusal demografiyi belli bir yerde tutturabilmek için bir gereklilik olarak görülmektedir.
- İtilaf devletlerinin İstanbul'u işgali esnasında kaçırılan veya Türk evlerinde hizmetçi olarak çalışan Rum çocuklarla ilgili daha fazla araştırma, Yunan ve Rum tarihçiliği konusuna ışık tutabilir.
- 1:12:29Yetimhaneler Hakkında Bilgiler
- Büyükada'daki yetimhane 1903'te açılmış ve başlangıçta otel olarak çalışmıştı, Patrikhane satın aldıktan sonra yetimhane olarak hizmet vermiştir.
- Yetimhanelerde günlük yaşantı ile ilgili tanıklıklar ve anı kitapları bulunmaktadır, ayrıca okul ve workshop gibi binalar da bulunmaktaydı.
- Savaştan önce Osmanlı hükümeti yetimhaneye yemek sağlıyor, savaştan sonra ise yabancı komisyonlardan özellikle Amerikalılar yardım sağlamıştır.
- 1:17:22Ermeni Yetimhaneleri Yunanistan'da
- Yunanistan'da Corfu, Ciring, Siros ve Oropos gibi merkezlerde Ermeni çocukların gittiği yetimhaneler bulunuyordu.
- Ermeni çocukların sayısı Yunan çocuklarla yarı yarıya olacak kadar büyük rakamlara ulaşmış, yaklaşık 7-8 bin civarındaydı.
- Bu yetimhaneler genellikle 1930'lara gelmeden 1920-1930 civarlarında, çocukların büyümüş, evlenmiş veya iş hayatına atladığı için kapanmıştı.
- 1:18:35Ermeni Yetimhanelerinin Tarihi
- Ermeni yetimhanelerinin tarihi 1914 sonrası değil, daha eskiye dayanmakta ve Anadolu'da sadece 1915 veya 2004'te değil, 1876'daki kırımların sonunda da çok fazla sayıda yetimhane açılmıştı.
- 1915'ten sonra İstanbul'a akın eden binlerce çocuk için Patrikhane öncülüğünde bir komite kurulmuş ve çocuklar İstanbul'daki Ermeni okullarına paylaştırılmıştı.
- İzmir'de de 1914'ten çok önce açılmış önemli bir yetimhane bulunuyordu.