• Buradasın

    B Harfiyle Başlayan İngilizce Sıfatlar Dersi

    youtube.com/watch?v=BL0lng9RpX0

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir eğitmen tarafından sunulan İngilizce dil eğitimi dersidir. Eğitmen, YDS, TOEFL, Proficiency ve IELTS gibi sınavlarda sıkça çıkan B harfiyle başlayan sıfatları anlatmaktadır.
    • Videoda B harfiyle başlayan 20 farklı sıfat (bankrupt, barehanded, barren, based, baseless, basic, bearable, belligerent, beneficial, bewildering, biased, bland, blurry, boastful, bold, brave, breathtaking, brief, brilliant, brittle, broad, brutal, bulky, bumpy) tanıtılmakta ve her birine örnek cümlelerle açıklamalar verilmektedir. Dersin sonunda bu sıfatlarla ilgili 10 soruluk bir sözlü test yapılmaktadır. Eğitmen, gelecekte harf harf ilerleyerek sıfatlar, isimler, fiiller ve zarflar gibi konuları ele almayı planladığını belirtmektedir.
    00:10Giriş ve B Harfi ile Başlayan Sıfatlar
    • Bu video, YDS, TOEFL, Proficiency ve IELTS gibi sınavlarda sıkça çıkan B harfi ile başlayan sıfatları anlatmaktadır.
    • Videoda her sıfat için örnek cümleler verilecek ve sonrasında 10 soruluk bir sözlü test yapılacaktır.
    • Konuşmacının sesi kısık ve rahatsız olduğu belirtilmektedir.
    00:43B Harfi ile Başlayan Sıfatlar
    • Bankrupt: İflas etmiş (David bankrupt after investing a massive amount on a new product - Yeni bir ürüne muazzam para yatırdıktan sonra iflas ettiler)
    • Bare: Çıplak (He put out the flames with his bare hands - Çıplak elleriyle alevleri söndürdü)
    • Barren: Kurak, çorak (Some farmers tried in vain to cultivate the barren land - Bazı çiftçiler kurak toprağı boşu boşuna sürmeye çalıştılar)
    • Based: Bir şeye dayanan, temel alınan (The film is based on a novel by a famous author - O film için ünlü bir yazarın romanı temel alınmıştır)
    • Baseless: Temelsiz, asılsız (The minister told reporters that the allegation was baseless - Bakan gazetecilere iddianın asılsız olduğunu söyledi)
    • Basic: Temel, ana (The basic problem is that they're tired working hard - Temel sorun çok çalışmaktan bıkmış olmalarıdır)
    • Bearable: Katlanılabilir (The medications bring the pain down to a level which is just bearable - Bu ilaçlar ağrıyı katlanılabilir bir seviyeye getiriyor)
    • Belligerent: Savaşan, savaş halinde olan (The act banned munitions export to belligerent countries - O kanun savaşan ülkelere cephane ihracatını yasaklıyordu)
    • Beneficial: Faydalı, yararlı (The doctor says staying in the village will be beneficial to my health - Doktor köyde kalmamın sağlığıma faydalı olacağını söylüyor)
    • Bewildering: Şaşırtıcı, kafa karıştırıcı (The town in Italy was a place of bewildering traditions - İtalya'daki kasaba şaşırtıcı geleneklerin olduğu bir yerdi)
    • Biased: Önyargılı (Some newspapers are biased towards one political party - Bazı gazeteler belli bir siyasi partiye karşı önyargılı)
    • Blunt: Kör (You can not cut this meat with a blunt knife - Bu eti kör bir bıçakla kesemezsin)
    • Blurry: Bulanık, net görülmeyen (This black and white photos are little blurry - Bu siyah beyaz fotoğraflar biraz bulanık)
    • Boastful: Kendini öven, böbürlenen (It's boastful to tost money - Para ile övünmek kabalıktır)
    • Bold: Cesur (I was bold, my friends pushed me into the haunted house - Cesur olduğum için arkadaşlarım beni perili eve iterek soktular)
    • Brave: Cesur (He was brave enough to learn to ski at sixty - Altmış yaşında kayak yapmayı öğrenecek kadar cesurdu)
    • Breathtaking: Nefes kesici, olağanüstü (The view from the top of the hill was breathtaking - Tepenin zirvesinden görünen manzara nefes kesiciydi)
    • Brief: Kısa, öz (I had a brief look at the report before the meeting - Toplantıdan önce rapora kısaca bir göz attım)
    • Brilliant: Parlak, zeki (My father was a very brilliant man - Babam çok zeki bir adamdı)
    • Brittle: Kırılgan, kolay kırılan (As we get older our bones become brittle - Yaşlandıkça kemiklerimiz kolay kırılır)
    • Broad: Geniş (I walked down a broad avenue lined with trees - Sıra sıra ağaçları olan geniş bir caddede yürüdüm)
    • Brutal: Zalim, acımasız, gaddar (She wrote a novel about a brutal serial killer - Acımasız seri bir katille ilgili bir roman yazdı)
    • Bulky: Hantal, iri hacimli (The bride's dress barely fit inside the limousine - Büyük ve hacimli olan gelinlik limuzin'e zor sığdı)
    • Bumpy: Engebeli, tümsekli, bozuk (I had to drive a long and narrow bumpy road - Dar, bozuk bir yolda araba kullanmak zorunda kaldılar)
    07:38Sözlü Test
    • Leonardo da Vinci'nin kilise tavanındaki yağlı boyaları nefes kesiciydi.
    • Savaşan ülkeler savaş için kaynak bulmada zorluk yaşıyorlar.
    • İzlanda'nın çorak topraklarının yüzde sekseninde nüfuz yoktur.
    • Kirli bir banyosu olan otel odası dayanılacak gibi değildi.
    • İflas etmesine rağmen çok parası varmış gibi alışverişe gitti.
    • Barışçıl protestoculara yapılan acımasız saldırılar çokça eleştirildi.
    • Göçmenlere karşı önyargılı olduğunu kabul ediyor.
    • Çıplak ayakla dışarıda dolaşma.
    • Doktor bana korkularımın asılsız olduğunu söyledi.
    • Avukat, yargıçtan müvekkiliyle konuşmak için kısa bir süre istedi.
    11:23Kapanış
    • Video, TOEFL, YDS, IELTS ve Proficiency gibi sınavlarda sıkça çıkabilen B harfi ile başlayan sıfatları anlatmaktadır.
    • Konuşmacı, bu sıfatları anlatıp örnekler vermiş ve bunlarla ilgili 10 soruluk bir sözlü test yapmıştır.
    • Konuşmacı, bu tarz videoların devamını yapmayı düşünüyor ve harf harf ilerleyerek isimlere, fiillere ve zarflara da gelebileceğini belirtmektedir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor