• Buradasın

    Ayşe'nin İstanbul İşgali ve Milli Mücadele Hikayesi

    youtube.com/watch?v=5ZU96NtSfAc

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir romanın sesli okunumu formatında olup, Ayşe, İhsan, Peyami, Ahmet Rıfkı ve diğer karakterlerin İstanbul İşgali ve Milli Mücadele döneminde yaşadığı olayları anlatmaktadır. Ayşe, binbaşı Cemal'in kızı olarak tanıtılmakta ve İzmir Kızı olarak bilinmektedir.
    • Video, 1920'lerde İstanbul'un İngiliz işgali altına alındığı ve Milli Mücadele döneminde yaşanan olayları kronolojik olarak anlatmaktadır. Hikaye, Ayşe'nin İstanbul'dan Anadolu'ya geçişini, Seyfi ile tanışmasını, Adapazarı'na varışını ve İzmir Mukavemeti'ndeki rolünü konu almaktadır. Ayrıca İhsan'ın Erkan-ı Harp'tan bir asker olarak Milli Mücadele'ye katılması ve Ayşe ile olan ilişkisi de hikayenin önemli unsurlarını oluşturmaktadır.
    • Hikaye, İstanbul'un işgali, İzmir'in Yunan işgali, mukavemetçilerin mücadelesi ve Ayşe'nin bu süreçteki deneyimleri etrafında şekillenmektedir. Anlatıcı, Ayşe'nin yazdığı mektupları okuyarak ve karakterlerin diyaloglarını aktararak, dönemin siyasi gerilimlerini, savaştaki insan ilişkilerini ve Milli Mücadele'nin ruhunu yansıtmaktadır.
    00:01Ayşe'nin Durumu ve Aranması
    • Konuşmacı, Ayşe'nin aciz durumundan ve Anadolu'ya geçtiği söylentilerinden dolayı heyecan ve ızdıraba kapılmış.
    • Annesiyle Ayşe hakkında konuşamadığı için doktorun yardımını arıyor ve Ayşe'ye haber gönderme imkanı bulmak istiyor.
    • Doktor, işgal ve İstanbul'daki olaylar hakkında konuşmak yerine, konuşmacıyı heyecandan uzak tutmaya çalışıyor.
    01:06Ahmet Ağa'nın Yardımı
    • Konuşmacı, Hariciye'ye gidip Hademe Ahmet Ağa'yı çağırmak için Katina'yı görevlendiriyor.
    • Ahmet Ağa, Erzurum'daki Ermeni-Rus olaylarından dolayı Avrupa'ya karşı öfkelidir ve Ayşe'nin Türk zalimlerine karşı isyan ettiğini öğrenince onun hizmetkarı oluyor.
    • Ahmet Ağa, Ayşe'nin evinin İngilizler tarafından alt üst edildiğini ve Ayşe'nin oradan ayrıldığını öğreniyor.
    02:19Ayşe'nin Mektupları
    • Ahmet Ağa, Zeynep'in elindeki Ayşe'nin mektuplarını getiriyor.
    • Mektuplar mektup kağıdına ve sarı talebe defterinden koparılmış kağıtlara yazılmış.
    • Konuşmacı, bu mektupların Ayşe'ye ait evrakın kıymetli parçaları olduğunu ve kendisinden sonra hiçbirine bakmaması için defterine alıp sonradan yakacağını söylüyor.
    03:01Ayşe'nin Mektubunun İçeriği
    • Ayşe'nin 18 Mart tarihli mektubunda, İstanbul'un İzmir gibi zavallı hale geldiğini ve şehirde korku dolu bir atmosfer olduğunu anlatıyor.
    • 16 Mart'ta İngilizlerin işgal başlattığını, insanları zırhlılara götürdüklerini ve Nur-u Osmanıye'de göz tabibi Esad Paşa'yı tahkirle götürdüklerini söylüyor.
    • Harbiye Nezareti'nde İngilizlerin girişini ve İstanbul'un ilk istiklal şehitlerinin defnedildiğini anlatıyor.
    05:34İşgalin Etkileri
    • Ayşe, sokakların perişan olduğunu ve İngiliz neferlerinin evlere girip çıktığını gözlemliyor.
    • Bir evde yalnız kadınların kapısını açmaya korktuğunu ve İngilizlerin hücumla içeri girdiğini, evdeki genç kızlara kötü şeyler yaptıklarını anlatıyor.
    • Minarelerde mitralyözler olduğunu ve İngiliz askerlerinin sokaklarda dolaştığını, bomba aradıklarını belirtiyor.
    06:30İngilizlerin İstanbul'a Girişi
    • İngilizler İstanbul'a girdiğinde, Türk milleti silahsız ve mağlup olsa da korkunç ve büyük bir millet olarak algılanıyor.
    • Konuşmacı evine gelen İngiliz askerlerine karşı sakin ve kibirli bir tavır sergiliyor, evini terk edip gidiyor.
    • İngiliz askerlerinin Türk kadınına hakaret etmesi karşısında öfke duyuyor ve Türk ordusunun bu hakareti nasıl cezalandıracağını düşünüyor.
    07:47İstanbul'da Yaşanan Zorluklar
    • Konuşmacı Gedik Paşa'dan Tramvay Caddesi'ne geçerek, İngilizlerin Türk aileleri evlerinden çıkardığı bir durumu anlatıyor.
    • Bir genç kadına yardım ederek, çocuğuyla birlikte Üsküdar'daki amcasına götürüyor.
    • İngilizlerin İstanbul'a geçmesiyle birlikte, sokaklarda Ermeni-Rum çocuklarının Türk askerlerine taşlama olayları yaşanıyor.
    08:55Seyfi ile Karşılaşma
    • Konuşmacı, Teğmen Seyfi'yi rastgele bir yerde görüyor ve onunla konuşuyor.
    • Seyfi'nin üniformasıyla sokaklarda taşlanan ve İngilizlerin İstanbul'a geçeceği haberiyle endişelenen durumunu anlatıyor.
    • Seyfi'nin evinin ücra bir yerde olduğunu ve oraya gidip karar vermeyi düşünmelerini öğreniyor.
    09:49Seyfi'nin Evinde
    • Seyfi'nin evi, mezarlıklara yakın, siyah servilerin gölgesindeki sarı tahta bir ev olarak tanımlanıyor.
    • Konuşmacı, Seyfi'nin annesiyle birlikte geceyi geçirmiş ve annenin İzmir'in derdini anlatarak ağladığını, İngilizlerin üzerine namaz kıldığını anlatıyor.
    • 20 Mart'ta Zeynep ile gönderilen bir mektupta, konuşmacının hasta olduğunu ve Şişli'ye gelmeye cesaret edemediğini belirtiyor.
    11:01Anadolu'ya Kaçış Planları
    • Seyfi'nin evinde geceleri arkadaşları geliyor ve haberler getiriyor, sokakların General Wilson'un ölüm tehdidiyle dolu olduğu söyleniyor.
    • Karşılıkta mezarlığa bitişik bir evde, geceleri kaçaklar Anadolu'ya geçiyor.
    • Seyfi ile müzakere ederek Bursa vapuruyla gidiş serbest olduğunu öğreniyor ve konuşmacı hastalığı nedeniyle beklemeye karar veriyor.
    12:40Ayşe'nin Mektubu ve Endişeler
    • Ayşe'nin mektubu konuşmacıyı altüst ediyor ve onu Anadolu'ya bırakıp gitmesinden endişeleniyor.
    • Konuşmacı, Ayşe'ye uzun bir mektup yazarak yanında kalmasını ve kendisini Anadolu'ya götürmesini rica ediyor.
    • Mektubu gönderip iki gün bekledikten sonra cevap alamıyor ve kendini çaresiz hissediyor.
    13:31Ayşe'nin Bulunması
    • Anadolu'dan haberler geliyor ve gazetelerin yazdıklarının doğru olup olmadığı sorgulanıyor.
    • Ahmet Ağa'nın haber verdiği üzere, Üsküdar'da İzmirli bir kadın (Ayşe) İstanbul ile Anadolu arasındaki muharebeye vasıta oluyor ve aranıyor.
    • Konuşmacı, Üsküdar'ın izbe sokaklarında dolaşarak Ayşe'yi bulmaya çalışıyor ve sonunda Seyfi ile tekrar karşılaşıyor.
    15:34Ayşe'yi Bulma ve Kaçış Planı
    • Seyfi'nin evinde Ayşe'yi buluyor ve onun yüzünün incelmiş, gözlerinin büyümüş olduğunu fark ediyor.
    • Ayşe'nin sakin ve kararlı bir hali var, o muhitteki insanların en sakin ve en kavisi görünümde.
    • Kaçış planı olarak köylülerden bir öküz arabası satın alınacak, Seyfi ve konuşmacı, iki köylü ile Ayşe, Adapazarı'na geçecek ve oradan Samandıra'dan sonra teşkilata dayanacaklar.
    16:25Ayşe'nin Gözleri ve Yolculuğu
    • Ayşe, Bursa yolundan kaçırılamazdı çünkü şiddetle aranıyordu.
    • Ayşe, siyah astar ve köylü yeldirmesi altında, çenesi altından bağlanmış küçük bir çocuk gibi korkak görünse de, yeşil ziyalarıyla alev gibi yanar ve kadir bir erkek iradesiyle bakardı.
    • Yüzünün yanmış altın gibi tunçlaşmış, dudakları canlı ve kırmızı görünüyordu; köylü kadınıydı ve çiftlikte hayvanlarla alışık olması ona emniyet veriyordu.
    17:11Yolculuk Hayatı
    • Yıldızların altında, güneşin altında veya ban içinde, bazen tarlaların ortasında gidiyorlardı ve köylerde açıkta yatıyorlardı.
    • Üstü kömürle örtülmüş iki dolu çuval eşyaları vardı, Ayşe'ye arabanın içine otlarla yatak yapılıyordu.
    • Ayşe'nin küçük yüzü bazen terliyor, solduğu ve gözlerinin etrafı simsiyah oluyordu; bazen de kocaman galoşlarını atıp berrak sularda ayaklarını yıkıyordu.
    17:50Kandıra'da Denizle Son Veda
    • Kandıra'da öküzlerin yanında durup, İzmit Körfezi'ni son defa gördüler; mavi ve mesut kıvrılıp İstanbul'a gidiyordu.
    • Seyfi ve anlatan kişi ağladı, Ayşe'nin gözleri kuru ve ateşliydi.
    • İstanbul'u küçük dar deniz olarak selamladılar ve ayrıldılar; deniz son beyaz nazlı köpüğüyle kıvrılıp giderken, iki siyah kadın gözü düşündüler.
    18:51İhtilal Günleri
    • Geçtiğimiz köylerde daha önce geçenlerin hikayelerini dinlediler, İstanbul mültecileri buralardan geçmişlerdi.
    • Yollarda palaskalı askerler, fişek kemerli, başı laz başlıklı insanlar ve ipten dizginli tahta semerler üzerinde nefer esbaplı zabitler görüldü.
    • Anadolu'dan isyan haberleri geliyordu; İngilizlerin halifesi ile milletin asi çocuklarının dövüştüğü söyleniyordu.
    19:38İhtilalci Grupla Karşılaşma
    • Üçüncü gün onlara tesadüf ettiklerinde, hepsinin boğazından beline kadar fişekleri, kuşaklarında tabanca ve bıçak asılı olduğu görüldü.
    • Rumeli dağlarında Bulgar eşkıyasıyla vuruşmuş, pişmiş çetelerle zabit üniformasını ihtilal kisvesine çevirmiş İstanbul gençleri vardı.
    • Ayşe'nin binbaşı Cemal'in kardeşi olduğunu, İngilizlerden kaçtığını söylemek zorunda kaldılar; onun feci hikayesi dinleyenlerin gözünde ihtilalin en hakiki ateşi yanıyordu.
    20:48Karadeniz Zabitleriyle Karşılaşma
    • Adapazarı'na bir konak kalmıştı ve Kandıra köylerinin birinde Anadolu hayatlarının arkadaşları göründü.
    • Dağdan sekiz atlı, Karadeniz'in siyah esbaplarıyla dolu dizgin bize doğru geldiler ve öndeki genç zabittin etrafına toplandılar.
    • İstanbul'dan kaçan iki erkekte bir kadının bu yollardan geçip geçmediğini sordular, kadının adı Ayşeymiş; Ayşe, "Benim arkadaşlar" dedi ve onların kalbine güldü.
    22:08Adapazarı'na Yolculuk
    • Adapazarı'na kadar süren üç günlük seyahatta Çerkezköylüler etrafında Türk, Çerkez, Rum ve Ermeni eşkıya ordusuyla vuruşmalar yaşanıyordu.
    • Seyahat sırasında derin bir su geçerken karşıdan bir tüfek sesi duyuldu ve Ahmet Rıfkı'nın arkadaşları taşların arkasına saklandı.
    • Karşıdaki sazlıklardan çıkan bir sövme düellosundan sonra ateş başladı, çeteler karşıdaki sazlar arasında sıvıştı.
    24:05Ayşe'nin Etkisi
    • Ayşe, yaralanan arkadaşının yarasını sardıktan sonra etrafında ibadete benzer bir muhabbetle toplanan arkadaşlarına bakıyordu.
    • Her köyden geçtiklerinde gençler Ayşe'ye yumurta, peynir ve tütün getiriyorlardı.
    • Ayşe, izmir'in dağlarında büyüyen müstakil ruhu ve istiklal askerlerini faziletleriyle hatalarıyla beraber seviyordu.
    26:02Adapazarı'da İhtilal Vaziyeti
    • Adapazarı'nda günle değil, saatle değişen bir ihtilal vaziyeti vardı; Arnavut çeteleri, Çerkezler, Abazalar ve köylüler arasında sık sık çatışmalar yaşanıyordu.
    • Ahmet Rıfkı, köylülerin baltalarıyla saldırılarını anlatırken, Adapazarı'nın "pusuya yatmış" olduğunu söylüyordu.
    • Şehre varmadan önce bir kahveye girdiler ve şehre yaya bir arkadaş gönderdiler.
    27:41Ayşe'nin Konuşması
    • Ayşe, çetelerin "İzmir'in askeri" olduğunu ve "milletin ilk ordusu" olduğunu söyledi.
    • Ayşe, ateşin gölgesinde yeşil gözleriyle genç ve canlı bir şekilde konuşuyordu.
    • Siyah gölgeler Ayşe'nin etrafına minnettar toplandılar.
    28:57İhsan Bey'in Gelişi
    • Kapı açıldı ve genç binbaşı İhsan Bey ile iki süvarisiyle toz içinde girdi.
    • İhsan Bey, Ayşe'nin iki yanmış elini birer birer öptü ve başına koydu.
    • Cüzi münakaşadan sonra Adapazarı'na sokulmadan Ayşe'yi Doğançay'a yakın hazırlanmış bir eve götürmeye karar verdiler.
    29:45Ayşe'nin Muhafaza Altına Alınması
    • Ihsan, Ayşe'yi muhafaza altına alıp Adapazarı'na uğramadan götürmeyi öneriyor.
    • Ahmet, Rıfkı ve sekiz arkadaşı Ayşe'yi kendileri geçirmek ve gerektiğinde dövüşmek istiyorlar.
    • Ayşe de kalabalıkla ve kuvvetlerle beraber geçmek istiyor, ancak İhsan itaat meselesinde şakası olmayan bir reis.
    31:04Gece Yolculuğu
    • Karanlıktan istifade ederek yürüyüşe geçmeye ve Adapazarı'ı arkada bırakmaya karar veriyorlar.
    • Öndeki iki yüz adım mesafede iki süvari tehlike hissederse ateş etmek üzere gidiyorlar.
    • Ayşe, Ahmet Rıfkı ile Seyfi'nin arasında, anlatıcı ise İhsan'la onların arkasındaymış.
    32:35Boğazın Tehlikesi
    • Hafif bir boğaza benzeyen, iki tarafı ağaçlıklı bir yoldan gidiyorlar.
    • İhsan, Ayşe Hanım'ın kendisine korku öğrettiğini ve bu boğazın uğursuz olduğunu söylüyor.
    • Ahmet Rıfkı önde, İhsan arkada ve bütün kuvvet Ayşe'nin hayvanının etrafındaymış.
    33:03Köydeki Panik
    • Öğle üstü onları ağaçlıklı, tozlu bir köye yaklaşıyorlar.
    • Köyde birdenbire bir panik havası estiyor, kadınlar, çocuklar, kazlar, tavuklar ve köpekler kaçışıyor.
    • İhsan dört nala gidiyor ve binbaşı kuvvetlerini korkmamaları için çağırıyor.
    33:37Köylülerin Karşılama
    • Köy halkı İhsan'a doğru koşuyor, ona emniyetle ve muhabbetle bakıyorlar.
    • İhsan hayvanından atlayınca, arkasında genç, ihtiyar, kadın, çocuk geliyor.
    • Köy İhsan'ın kuvvetini kendisinin addetmiş olacak, yabancı bir kuvvet zannıyla panik yapmış.
    34:22Kezban ve Ayşe
    • İsa'nın yanında duran, kırmızı şalvarlı, uzun başörtülü, derin yeşil gözlü Kezban dikkat çekiyor.
    • İhsan Kezban'ı çağırdığında, o hemen geliyor ve Ayşe'nin elini büyük kardeş gibi öpüyor.
    • Ayşe de köylü kadınların gösterdiği muhabbetten etkilenmiş görünüyor.
    35:01Son Notlar
    • 23 Kasım'da dışarıda müthiş bir soğuk var, parmaklar donuyor gibi hissediliyor.
    • Anlatıcı, silinmiş yerlerin donmuş olduğunu ve sıcaklığa ve yakın insana tahassüründen dolayı ellerini kollarını ovduruyor.
    • Son notlarını okurken, Doğançay'daki Sarılar köyü, berrak sular, tozlu yollar ve hastane yapılan beyaz sıvalı küçük terasalı evi hatırlıyor.
    44:44Sultanahmet'te Miting
    • Sultanahmet'te siyah bayraklar ve beyaz minareler arasında bir kürsü bulunuyor ve etrafında genç sesler ve dedeler heyetinin gürültüsü duyuluyor.
    • Kürsünün önünde malul askerler bir hilal gibi çevrilmiş ve topraklar için parçalanan vücutların toplanması için bir merasim düzenleniyor.
    • Yüz bin insan kalabalığında, Fransızlar bile siyah millet bayrağı altına koşmuş ve kürsünün üstündeki konuşmacılar duyulmuyor.
    46:40Ayşe'nin Ağlaması
    • Ayşe, Cemal ile yanındaki yüksek sesle ağlıyor ve koyu yeşil gözlerinden yaşlar damla damla yanaklarına akıyor.
    • Beyaz ve güzel mekân, birçok imparator ve imparatoriçelerin geçtiği yerde, bu kez bir milletin gözyaşlarıyla doldu.
    • Kürsünün kenarında denizin dibinden gelir gibi sesler hasıl oluyor ve minarelerin üstünde iki siyah tayyare dolaşıyor, ancak halkın duyduğu şey ölümden kuvvetliydi.
    48:13Miting Sonrası
    • Miting sonrası, Meheret Kıraathanesi'nde tanıdığın gençlerle birlikte yürüyüşe çıkıyor ve herkesin yüzünde bir ümit ve itimat ifadesi var.
    • Milletler dost, hükümetler düşman olmuş ve Ayşe'nin elini öperek onun hayatındaki faciayı duymuşlar.
    • Güçlü ve silahlanmış Beyoğlu, Türklerin gelmesiyle panik yapmış ve sokakları tahliye etmiş.
    49:31Ayşe'nin Hikayesi
    • 7 Kasım günü lapa lapa kar yağarken, Sultanahmet mitinginden sonraki acı günleri düşünüyor.
    • Ayşe, yeşil gözlerinin matemiyle ve kalbini dinlediği bir şey istiyor.
    • Ayşe, ebedi siyah entarisi içinde, sol kolu beyaz sargı içinde, solgun başı ve acı yeşil gözleriyle etkileyici bir figür.
    51:41Saime Hanım'ın Ziyareti
    • Mitingden beş-altı gün sonra Saime Hanım, Bülent ve Müteazım ziyaret ediyor ve İttihatçıların günahını masum kadınların ödediğini söylüyor.
    • Ayşe, Saime Hanım'ın varlığından habersiz ve bu insanlarla selamlaşır, fakat tavrında bir yabancılık taşıyor.
    • Saime Hanım, İngiliz muhabiriyle bir toplantı düzenleyecek ve Ayşe'yi oraya getirmek istiyor, ancak Ayşe bu teklifi reddediyor.
    55:20Miralay Haşmet Bey
    • 9 Kasım günü, odada yalnız oturan Miralay Haşmet Bey, iskelet gibi uzun bacakları ve mütemadiyen salladığı ince ayaklarıyla dikkat çekiyor.
    • Seyrek saçlı kafası, tüyü dökülmüş ihtiyar bir av kuşu gibi ve küçük, mavi iki boncuk gibi hissiz gözleri var.
    • En bariz özelliği, dudaklarını örten ve aşağıya sarkan rengi belirsiz bıyıkları ve arada bir iki kazma gibi sarı dişi yırtıcı bir gizli ala ile gösteren gizli ağzı.
    56:25İngiliz Temsilcisi ile Görüşme
    • Salime Hanım, İngiliz temsilcisi Mr. Cook ile görüşmeyi başlarken, İngiltere'nin Türkiye'yi affetmeyeceğini ve Çanakkale'de katledilen altmış bin İngiliz'i hatırlatıyor.
    • Ayşe, İngiliz temsilcisinin konuşmasını keserek, İngilizlerin affı talep edenlere verilmediğini ve Çanakkale'de namuslu bir millet gibi dövüştüklerini belirtiyor.
    • Ayşe, İzmir'deki Yunan işgalcilerinin vahşiliğini anlatarak, İngilizlerin kendi kanlarını Türk kanından ayırt edemediğini ve Türk kanının ateş gibi sıcak ve kırmızı olduğunu vurguluyor.
    1:02:26İzmir Kızı Ünvanı
    • Ayşe'nin konuşması sonucunda, genç askerler ona kılıçlarını vakfetmeyi ve "her azam kopuncaya kadar İzmir yolunda kılıcımızı kırına koymayacağız" diyerek yemin ediyorlar.
    • Ayşe, kendisinin de iki bacağı koptuğunu ama dövüşmek için iki kolu olduğunu ve İzmir için vuruşacağını belirtiyor.
    • Ayşe'nin meşhur konuşmasından bir hafta sonra, annesi Ayşe ve Cemal'in evde daha ne kadar kalacaklarını sorguluyor.
    1:07:32Ayşe'nin Ayrı Evine Taşınması
    • Bir ay sonra Ayşe, Gedikpaşa'da iki odalı ayrı bir eve taşınıyor ve annesiyle soğuk ayrılmış durumda.
    • Mr. Cook'un geldiği gün, yemin edenlerden İhsan hariç hepsi İzmir'e kaçıyor ve Ayşe'nin bankadaki üçbin lirasından bir kısmı bu amaçla kullanılıyor.
    • Ayşe'nin Yunanlıların kırdığı sol elini öpmekle, askerler kurtuluş harbinin alemi olan bu eli görenlerde kerbela ihtirası ve şehadet humması uyandırıyor.
    1:09:11Ayşe'nin Hayatı ve İlişkisi
    • Ayşe, Şişli hayatından silinmiş gibi görünüyor ve İngiliz mahalinde İngilizler aleyhine propaganda yaptığı söylentileri var.
    • Annesi Ayşe'nin İzmir'e döndüğünü etrafa yayıyor ve nerede olduğunu aramıyor, konuşan kişi ise Ayşe'ye kardeş gibi baktığını söylüyor.
    • Ayşe, İzmir'den Avrupa'ya kaçan bir kadından daha şahsiyetli, fikri ve terbiyesi nümayişikar olmayan, basit hayat görgülerinden alınmış hakikatlerle biraz okumuş ve lisan bilen bir kadın.
    1:10:05Ayşe'nin Yaşam Tarzı
    • Ayşe, iki odalı evinde yapayalnız oturuyor, elinde daima dantel veya dikiş çalışıyor ve elindeki parayı İzmir'e ait addettiği için hayatının büyük kısmını ders vermekle ve dantel yaparak çıkarıyor.
    • Ders verdiği evlerde kimse onun hakiki hüviyetini bilmiyor, kocası Harbi Umumi'de şehit olduğu için dul kadın zannediliyor.
    • Çok basit ve sessiz olduğu için kimsenin dikkatini çekmiyor, bu mesainin haricinde İzmir'de başlayan milli hareketle ve Cemal'in arkadaşlarının mücadelesiyle meşgul.
    1:10:59Ayşe'nin Etkisi
    • Ayşe'nin kudret, kabiliyet ve vatan kadınının muntazam hayatı ve fedakarlığı ortasında onu insana bir çocuk gibi sevmeyi ve himaye etmeyi telkin eden bir cazibesi var.
    • Hayatın fena taraflarını görmüyor, fena şeylere acıyan ve anlayan insani bir nazarı var.
    • Fakat bu iyiliği ve sükununa en kani olduğunda hayat ufkunu karıştıracak fırtınalı bir kalp köşesi açıyor.
    1:11:34İhsan ve Ayşe'nin İlişkisi
    • Her akşam yokuştan çıkarken Ayşe'nin odasında kendisine karşı kardeş tebessümüyle geldiğini görüyorum, masanın yanındaki koltuğu her akşam işgal eden adam İhsan.
    • İhsan, eldivenleri masanın köşesinde, ağzında sigarası, sessiz ve dalgın oturuyor, beraber çay içerler ve İhsan çıkar gider.
    • İlk on dakika müteyakkız ikisinin de gözlerini, tavırlarını ararım, tabii görünse de İhsan'ın Ayşe'yi sevdiğini biliyorum, Ayşe'nin ne sevdiğini ne sevmediğini ise bilmiyorum.
    1:12:37İhsan ve Ayşe'nin Farklı Görüşleri
    • İhsan İstanbul'da vücudunu arkadaşları faydalı gördüğü için orada, ondan dolayı Ayşe'nin gözünde bütün İzmir'e doğru gidenler için yanan ateş İhsan içinde yanıyor.
    • Ayşe halk ihtilaline ümidini bağlamış, dağlarda dövüşen efelerini, genç İzmirlilerini çok seviyor.
    • İhsan bu işi daha asker gözüyle görüyor, muntazam bir orduyla Yunanlıları ve İngilizleri yenilebileceğini düşünüyor, fakat İstanbul'da darmadağınık hala birkaç kumandan var.
    1:13:34İhsan ve Ayşe'nin İlişkisi
    • İhsan, ihtilalin başındakilerin de yine ordudan olacağını, bu ihtilalin ruhunun askerler olduğunu söylüyor.
    • Ayşe'nin nazarında İzmir'i kurtaracaklar arasında hiçbir fark yoktur, yeşil gözlerine koyu mavimtırak bir loşluk veren siyah ipek kirpikleri arasından İhsan'ın ta kalbine ateşle, heyecanla bakıyor.
    • İhsan, kendini ateşe atacak bir vesile çıkmamasından muzdariptir.
    1:14:13İhsan'ın İçsel Çatışması
    • Her gün türbeye kadar beraber yürürken İhsan'ın yüzünün nasıl sarardığını, gözlerinin nasıl içinden yandığını düşünüyorum.
    • İhsan'in içindeki fırtınanın ihtilalinin soğumasına imkan vermeyen insanı, tembellikleri ve uyuşukluğu ateş satın da yakan gömlek.
    • Bu hayat Mart'ın başına kadar sürdü, Anadolu harekatı Harekat-ı Milliye ismini almış, reis tayin etmiş bir merkeze doğru seyyal bir mai halinden bir cisme doğru gidiyor.
    1:15:19Ayşe'nin İhtilal Hakkındaki Görüşü
    • Ayşe bu işlerin ne reislerini ne de fikir kısmını biliyor, sadece ihtilal'in yaptığı ateş ortasında dövüşen, ölen, öldüren bir halkı biliyor.
    • Konuşan kişi, Ayşe'nin efelerini, zabitlerini, çetelerini "yüksek bir dimağın sevk ettiği iki bacak" olarak nitelendirince, Ayşe "bacak değil, arka kemiği, sevk eden kafadır, fakat ölen mizaç ve kalptir" diyor.
    • Mart'ın onuncu günü Ayşe'nin evinde İhsan ile beraber Haşmet Bey'i buluyor, çay masasının etrafında hararetli konuşuyorlar.
    1:15:55Haşmet Bey ve İlişkiler
    • Haşmet Bey, herhalde milli harekatın mühim olmasa bile faal bir uzvu idi, olgun ve erkek başının Cemal'den ve İhsan'dan farklı bir manası vardı.
    • Haşmet Bey, enine omuzlu, uzun boynunda biçimli, ellerinde, şakakları ağarmış siyah saçlı, çıkık çeneli, iradeli biri ve başında Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli asker örneği tebessüm ediyordu.
    • Ayşe ile karşı karşıya İhsan'dan fazla birbirleriyle, kafalarıyla, olgun ruhlarıyla daha arkadaşlık anlaşıyor gibiydiler.
    1:17:02İstanbul'daki Durum ve İhsan'ın Gidişi
    • İstanbul'da son günlerde oldukça mühim bir hava esiyordu, İngilizlerin İstanbul'u işgali ağızdan ağıza söyleniyordu.
    • İhsan İstanbul'dan Adapazarı'na gönderiliyor, orada Anadolu'yu karıştırmak için yapılan tertibat ve teşkilata karşı teşkilat yapacaktı.
    • İngilizler, Türklerden mucibi şüphe gördükleri adamları Haydarpaşa treni ile seyahat ettirmiyorlardı, İhsan karadan kaçıp gidecekti.
    1:18:32İstanbul'da Son Geçit
    • Ihsan, İstanbul'da yemek yiyip Haşmet Bey'in son emirlerini alacağını söylüyor.
    • Haşmet Bey, Harbiye Nezaretine bakarken "Bu milletin mukadderatına bu daire belki bir daha el koyacak" diyerek endişeli görünüyor.
    • Üçü beraber tramvaya binip İstanbul lokantasına gidiyorlar, orada Zenci Fransız askerlerin onlara bakıp tehdit edildiklerini görüyorlar.
    1:19:57Ayşe'ye Veda
    • Gece Ayşe'ye gittiklerinde Ihsan az oturup az konuşuyor, gözlerinde derin bir ihtiras görülüyor.
    • Ayşe, "Size çok arayacağız İhsan Bey" diyerek veda ederken, Ihsan sarsılıyor ama kendini çabuk topluyor.
    • Tramvayda Ihsan, Haliç'in karanlık suları ve yaprakları dökülmüş ağaçlara benzeyen yelken kayıklarının direklerine bakarken, Peyami'nin yanında Pangaltı'na inip bazı dostlarına veda etmek istediğini söylüyor.
    1:21:18Hastalığın Başlangıcı
    • 17 Kasım'dan 25 Mart'a kadar geçen süreçte, Ihsanla döndükleri son akşamın sabahı 40 derece hararetle uyandı.
    • Hastalığını gizlemeye çalışsa da, doktorlar bunu "İspanyol nezlesi" olarak teşhis ediyorlar.
    • Bir haftadır hissettiği kırıklık hissine İstanbul'dan döndükleri gece aldıkları soğuk eklenince, bu hastalığın ağır bir tifo olduğunu öğreniyor.
    1:22:01Hastalığın Rüyası
    • Hastalığında içinde uzun bir yatak olan bir tayyarede İstanbul'un üstünde uçtuğunu hissediyor.
    • Rüyasında İngiliz tayyare filosunun bomba atmaya çalıştığını ve bulutların arasında Mr. Cook'un kan içinde başını görüyordu.
    • Rüyasında Harbiye Nezaretinin meydanında Mr. Cook'un kafasının yükseldiğini ve tayyareye dokunacağını görüyordu.
    1:23:47Yeniden Kendine Gelişi
    • Dumanlı bir oda içinde dolaşan başı siyah örtülü bir kadınla karşılaşıyor ve bu kadının annesi olduğunu anlıyor.
    • Anne başına soğuk su koyuyor ve yavaş yavaş kendine geliyor.
    • Doktor ona "Mart'ın yirmialtı'sı" olduğunu söylüyor ve İstanbul'un İngilizlerin işgal ettiğini, Meclis-i Mebusan'ın durumunu anlatıyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor