Buradasın
Asıl Mesele: Türkiye'nin Tarihi ve Atatürk Dönemi Tartışması
youtube.com/watch?v=ydXR0ALAcSIYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Asıl Mesele" adlı televizyon programında sunucu Yusuf Ozan Demir, tarihçi ve akademisyen Orhan Çekiç ile gazeteci-yazar Muharrem Coşkun arasında Türkiye'nin tarihi ve Atatürk dönemi hakkında kapsamlı bir tartışma gerçekleşmektedir.
- Program, Türkiye'deki tarih anlatımı, resmi tarih kavramı ve ders kitaplarındaki bilgilerin doğruluğu üzerine odaklanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a dönüşü, Hilafet hakkındaki tutumu, ezanın Türkçe yapılması, Kur'an'ın Türkçeleştirilmesi ve Atatürk'ü Koruma Kanunu gibi konular detaylı şekilde ele alınmaktadır. Konuşmacılar arasında farklı görüşler bulunmaktadır ve program, tarihsel belgelerin yorumlanması ve Atatürk dönemi reformları hakkında kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır.
- Programda ayrıca Osmanlı arşiv belgeleri, Atatürk'ün heykellerinin durumu, Türkçe ezan ve tekbir yasaklaması, şapka devrimi ve batılılaşma süreci gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, eğitim sisteminde öğretilen tarih bilgilerinin gerçeklere uygun olup olmadığı ve Atatürkçülük kavramı hakkında farklı perspektiflerini paylaşırlarken, program "hararetli" bir şekilde Perşembe günleri saat 20:30'da yayınlanmaktadır.
- Program Tanıtımı
- Yusuf Ozan Demir, yeni programı "Asıl Mesele" ile izleyicilere selamlaşıyor.
- Programda yakın tarihi ele alacaklar ve iki konukla birlikte tartışmalar yapılacak.
- Konular arasında yalan ve gerçek tarih tartışması, ders kitaplarındaki Osmanlı aleyhtarlığı, Cumhuriyet'in ilk yılları ve hediye uçak meselesi yer alacak.
- 01:36Konuk Tanıtımı
- İlk konuk, tarihçi ve akademisyen Orhan Çekiç, Japonya Büyükelçiliği'nde kültür ateşlikliği yapmış ve Maltepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi bölüm başkanlığı görevinde bulunmuş.
- İkinci konuk, gazeteci-yazar Muharrem Coşkun, Akit Televizyonu haber koordinatörü olup, çeşitli dergilerde makaleleri yayınlanmış ve belgesel yapımlarına imza atmış.
- 03:12Resmi Tarih Tartışması
- Orhan Çekiç, türkiye'de resmi tarih konusunda yanlış tanımlama olduğunu belirtiyor.
- Çekiç'e göre resmi tarih belgeye dayanan tarih olup, gayri resmi tarih uydurma tarihtir.
- Gerçek tarihçi arşivlere girerek belgeye dayanarak tarih yapan kişilerdir.
- 05:14Alternatif Tarih Arayışı
- Muharrem Coşkun, Türkiye şartlarında resmi tarih kavramının farklı bir anlam taşıdığını belirtiyor.
- Coşkun, ilkokulda okutulan resmi tarihin bazı gerçekleri gizlediğini örneklendirerek açıklıyor.
- Mustafa Kemal'in Samsun'a gidişindeki gerçeklerin resmi tarihte doğru şekilde okutulmadığını, bunu açıklayanların gazeteciler olduğunu vurguluyor.
- 09:06Tarih Yazmanın Zorlukları
- Coşkun, insanların gerçek tarihten "ağzı yanmış" durumda olduğunu ve bu nedenle alternatif tarih arayışına girdiklerini belirtiyor.
- Tarih yapan kişi tarafsız olamaz, Türkiye'nin tarihinin temel olarak Mustafa Kemal'in Nutuk'a dayandırıldığı söyleniyor.
- Nutuk'u kutsal metin olarak kabul etmek, diğer kahramanlara ve belgelere değer vermemeyi, bir kişinin penceresinden tarih yazmayı gerektiriyor.
- 10:21Murat Bardakçı'nın Kitabı ve Tarihsel Belgeler
- Murat Bardakçı'nın kitabı 15 sene önce yayınladı, ancak bu konuda 25 sene önce tarihimiz olmadığını belirtiyor.
- 1940'da Türkiye'de inkılap tarihi dersi okutulmuyordu ve Vahdettin'in gönderdiği belgeleri güzel olarak anlatıyor.
- Murat Bardakçı'nın kitabı Osmanlı arşiv belgelerini temel alıyor, ancak bu bilgiler ilkokul, ortaokul ve üniversite kitaplarında yer almadığı belirtiliyor.
- 11:08Samsun Olayı ve Mustafa Kemal'in Anlatımı
- Samsun olayı, Vahdettin'in Mustafa Kemal'e "Bugüne kadar yaptıkların bu tarihe girdi, bundan sonra yapacaklarınla devleti kurtarabilirsin" dediği şekilde anlatılıyor.
- Mustafa Kemal'in bu bilgiyi padişahtan izin alarak anlattığı ve listedeki kişilerin kimin oğlu kimin her şeyini biliyor olduğu belirtiliyor.
- Samsun'a gönderilen heyetin toplam 38 kişiden oluştuğu (23 erbaş, 18 subay ve 3 sivil) ve kavga yapmaya gitmedikleri vurgulanıyor.
- 13:01Resmi Tarihe Kayıt Sorunu
- Mustafa Kemal'in bile verdiği bilgilerin resmi tarihe konulmadığı, bu durumun yanlış olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, bu bilgilerin ilkokul veya ortaokul kitaplarında yer almadığını, bunun üniversite kitapları olduğunu ve ilkokul öğrencilerinin bunu anlayamayacağını söylüyor.
- Konuşmacı, üniversite sınavlarında ortaokul müfredatından soruların çıkardığını, bu nedenle bu bilgilerin ortaokulda öğretilmediğini vurguluyor.
- 15:22Mondros Antlaşması ve Osmanlı Arşiv Belgeleri
- Osmanlı arşivindeki belgelerin herkesin erişebileceği ve saklanmaya gerek olmayan bilgiler içerdiği belirtiliyor.
- Mondros Antlaşması'nın 1918'de imzalandığı ve 25 maddelik müzakerelerin 4 gün sürdüğü anlatılıyor.
- Antlaşmada boğazların açılması, mayınların temizlenmesi, orduların teslim edilmesi ve İtilaf Devletleri'nin her yeri işgal etme hakkı gibi ağır hükümler olduğu vurgulanıyor.
- 17:50Mustafa Kemal'in Telgrafları
- Mustafa Kemal'in Mondros Antlaşması'nın imzalanmasını engellemek için telgraflar çektiği ve "bu emri yerine getirmeye iletim müsait değil" dediği belirtiliyor.
- Mustafa Kemal'in orduları teslim etme emrini yerine getirmek istemediği ve görevden alınmasını isteyeceği vurgulanıyor.
- İstanbul'a getirildikten sonra Samsun'a gönderildiği ve orada İngilizlerin bulunması durumu ele alınıyor.
- 20:52Mustafa Kemal'in Hilafet Makamına İlişkin Tutumu
- 1918'de Mustafa Kemal, "kinetimde bu yok" diyerek hilafet makamına bağlılığını reddetmiş, ancak daha sonraki süreçte "kulunuz Mustafa Kemal" diyerek tutumunu değiştirmiştir.
- Telgrafları incelediğimizde Mustafa Kemal'in hilafet makamına ne kadar bağlı olduğu anlaşılır.
- Meclis açılırken en yaşlı üye sıfatıyla Şerif Bey, meclisin hilafet makamını, İslam'ın sancaktarlığını ve milli mücahede yapmak için toplandığını belirtmiştir.
- Meclis'te "İstanbul'daki halifelik makamı ve padişahımız İngiliz tasarrufunda ve kuşatmasında olduğu için şu anda aciz durumdadır" denilmiştir.
- 22:23Tarih Öğretimi Hakkında Tartışma
- Konuşmacılar, okullarda Mustafa Kemal'in İstanbul'a gidişinin yanlış anlatıldığı konusunda itiraz ediyorlar.
- Bir konuşmacı, son 15 yıldır okullarda Mustafa Kemal'in tarihi böyle anlatıldığını belirtiyor.
- Diğer konuşmacı, ders kitaplarında bu bilgilerin yer alıp almadığını sorguluyor ve kanıt istiyor.
- 24:31Osmanlı Dönemi Hakkındaki Tarih Anlatımı
- Vahdettin'in Mustafa Kemal ve arkadaşlarına gönderdiği yetkiler ve bütçeye dair bilgilerin okul kitaplarında yer alıp almadığı tartışılıyor.
- Konuşmacılar, Türkiye'deki çok partililiğin anlatımında da yanlışlık olduğunu belirtiyorlar.
- 1912'den 1950'e kadar Türkiye'de çok partili bir sistem olmadığı, ancak 1950'den sonra çok partili dönem başladığı vurgulanıyor.
- 27:34Tek Partili Dönemdeki Ders Kitapları
- Tek partili dönemdeki ders kitaplarında Osmanlı padişahlarının kötü anlatıldığı alıntılar gösteriliyor.
- Kitaplarda padişahların bilgisiz, halka fayda dokunmayan ve vergileri kendi keyfine harcadığı belirtiliyor.
- Son Osmanlı padişahı Vahdettin'in "kırmızı sultan" olarak adlandırıldığı ve bu sıfatın aslında Abdülhamit'e ait olduğu tartışılıyor.
- 30:37Tarih Kitaplarındaki Diğer Sorunlar
- Konuşmacı, "Halis Devrimi Tarih Dersleri" kitabının editörlüğünde Mustafa Kemal'in olduğu iddiasını savunuyor.
- Kitapta Muhammed'in kırk yaşına geldiği zaman kendi yazdığı sözleri ayet olarak tanıttığı ve on iki yılda taraftar topladığı ifadesi gösteriliyor.
- Konuşmacı, bu tür tarih anlatımının çocuklara okutulduğu ve bu konuda diyanetin de ilgilenmesi gerektiğini belirtiyor.
- 32:49Tarih Değerlendirmesi ve Ders Kitapları
- Programda tarihçi Orhan Çekiç ve gazeteci-yazar Muharrem Coşkun ile yakın tarih değerlendiriliyor.
- Konuşmacılardan biri, ders kitaplarında bazı gerçeklerin gizlendiği ve bazı uydurmaların gerçek olarak aktarıldığını belirtiyor.
- Diğer konuşmacı, 1950'den beri Türkiye'yi Cumhuriyetçi-Atatürkçülerin yönetmediğini ve bu dönemdeki kitaplarda her türlü hileyi soktuklarını iddia ediyor.
- 33:43Mustafa Kemal'in Samsun'a Gönderilmesi
- Mustafa Kemal'in Samsun'a gönderilmesi ve devleti kurtarabilme gücüne sahip olduğu iddiası eleştiriliyor.
- Samsun'a giderken ordusu olmadığı ve Karadeniz'in İngiliz işgali altında olduğu vurgulanıyor.
- Mustafa Kemal'in gemilerle İstanbul-Trabzon arasında seyahat ettiği ve Ankara'ya çıkma girişimini engellemek için gönderildiği belirtiliyor.
- 34:25Resmi Tarih ve Efsaneler
- Konuşmacılardan biri, resmi tarihin resminden çıktığında yaptığı yanlışları eleştiriyor.
- Ülkede efsane yapanların olduğu ve bunların televizyonlarda da yer aldığı belirtiliyor.
- Resmi tarihin zamanında yaptığı yanlışlar da olabileceği ifade ediliyor.
- 34:42Atatürk'ü Koruma Kanunu Tartışması
- Konuşmacı, askerlik döneminde subayın kendisine "Atatürk'ü seviyor musun" sorusunu sorduğunu ve bu tür soruların iki yüzlü bir nesil yetiştirdiğini belirtiyor.
- 50816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun gereksiz olduğu ve tarihçilerin araştırmasını engellediği iddia ediliyor.
- Konuşmacı, Atatürk'ü koruma kanununun hala yürürlükte olmasına rağmen Atatürk'ün geldiği yerde heykellerin sürüklenmesi durumunu sorguluyor.
- 36:29Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun Etkileri
- Konuşmacı, Atatürk'ü koruma kanununun kaldırılmasının Atatürk'ün saygınlığını kaybetmesine neden olabileceği korkusunu dile getiriyor.
- Seçimlerde Türkiye'nin nüfusunun ikiye bölündüğünü, bir tarafın Atatürkçü olduğunu belirtiyor.
- Latife Hanım'ın 100 yıl önce Avrupa'da bir gazetede çıkan mektubun Türkiye'de bir dergi tarafından yayımlanması sonucunda yayın yönetmeninin hapse mahkum edildiği örneği veriliyor.
- 38:23Atatürk Heykellerinin Durumu
- Mustafa Kemal'in heykelinin yanına çöp konteyneri konulduğu ve ardından kaldırıldığı bir haberden bahsediliyor.
- Konuşmacı, camilerin yakınında içkili mekanların bulunmasına rağmen bu durumun önemsenmediğini, ancak Atatürk heykellerine yapılan saygısızlıkların önemli görüldüğünü belirtiyor.
- Kobani olayları döneminde HDP'lilerin Doğu ve Güneydoğu'da okullarda ve kamu kurumlarının önlerinde bulunan Atatürk büstlerini ateşe verip sürüklediği iddia ediliyor.
- 40:39Atatürk'e Yönelik Hakaretler
- Konuşmacı, devletten maaş alan Cumhurbaşkanı'nın baş tarih danışmanı Kadir Mısıroğlu'nun Atatürk'e yönelik hakaretlerde bulunduğu iddiasını savunuyor.
- Kadir Mısıroğlu'nun "Türkçe ezan okunurken tekbir getirmek" ve "Yunan kazansaydı" gibi ifadeler kullandığı iddia ediliyor.
- Konuşmacı, Hatay'da ezanın nasıl okunduğu konusunda bilgi veriyor ve Türkiye'de ezanın nasıl okunduğuyla ilgili tarihsel bilgiler sunuyor.
- 43:51Atatürk ve Dini Konular
- Konuşmacı, Pelin'in programında bin kişi çıkamayacağını ve bin tane hocanın okuduğu duanın anlamını söyleyemediğini belirtiyor.
- Atatürk döneminde ezanın Türkçe'ye çevrilmesi, dini anlaşılmazlık değil, başka bir amaçla yapıldığı vurgulanıyor.
- 1925 yılında Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir karikatürde, sarıklı ve çarşaflı Müslümanların ülkeden süpürüldüğü gösteriliyor.
- 45:39Atatürk Dönemi ve İdeolojik Yaklaşımlar
- Sakallı Nurettin Paşa'nın İzmir'i fatih sayılmaz, Koçgiri İsyanı'nda birçok insanı bastıran bir adam olduğu belirtiliyor.
- Mustafa Kemal'in 1924'e kadar yobaz olduğu, dini nikahla kıyılmış, nikahı çarşaflı olarak tanımlamış ve Hutbe-i Şerif'te "Anayasa Kur'an'ı azimüşşandır" demiş olduğu söyleniyor.
- Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2006'da kurulduğu ve Bülent Tanör'ün "Devlet diyaneti dini inkılapların emrine sokmak için kurmuştur" ifadesi aktarılıyor.
- 49:00Atatürk'ü Koruma Kanunu ve Fikir Özgürlüğü
- Konuşmacı, Atatürk'ü koruma kanununun gereksiz olduğunu ve insanların kanunlarla değil, kalpleriyle korunduğunu belirtiyor.
- İki derneğin genel başkanı ve bir dernek bilim danışma kurulu üyesi olan konuşmacı, yargıtay'a giderek fikir özgürlüğü konusunda savunma yapmayı planladığını söylüyor.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Stalin'in torununun "fikir özgürlüğüdür" kararı alındığı örneği verilerek, Atatürk'e hakaretin de fikir özgürlüğü kapsamında görülmesi eleştiriliyor.
- 52:24Tarih Eğitimi ve Araştırma
- Konuşmacı, tarih bölümlerinin döküldüğünü ve üniversitedeki hocaların belli kalıpların dışına çıkamadığını belirtiyor.
- Bu ülkede gerçeklerin tarih bölümleri ve üniversite hocaları değil, gazeteciler ve araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldığını söylüyor.
- 52:55Mehmet Akif'in Kaderi
- Mehmet Akif, ilk mecliste mebusluk yapmış, İstiklal Marşı'nı millete hediye etmiş ve Anadolu'da isyanları bastırmak için dolaşmış bir kişidir.
- Mehmet Akif, rakı içmeden sirozdan fedakarlık göstermiş ve bu hastalık nedeniyle ölmüştür.
- Devlet, Mehmet Akif'e "İrtica 906" kod adı vermiş ve Safahat'ın Türkiye'deki basımı yasaklanmış, kitaplar "irticai içerik" ve "harf devrimine muhalefet" nedeniyle imha edilmiştir.
- 55:46Tarih Eğitimi ve Belge Sorunu
- Konuşmacı, tarih bölümlerinde araştırmalar yapılmadığını ve bazı hocaların ideolojik yaklaşıp belgeler karşısında refleks gösterdiğini belirtiyor.
- Harf devrimi sonrası eski Türkçe yayınların Türkiye'ye girmesine ilişkin bir yasa çıkarılmış ve bu yasaya göre birçok kitabın basımı yasaklanmıştır.
- Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Orhan Veli gibi birçok yazarın kitapları da yasaklanıp toplanmıştır.
- 56:53Atatürk ve Osmanlı İlişkisi
- Konuşmacı, Atatürk'ün Osmanlı'ya karşı olumlu bir bakış açısına sahip olduğunu, Osmanlı'nın "bizim atamız" olduğunu vurguluyor.
- Cumhuriyet gazetesinde 1920'de Vahdettin'in akrep kuyruğu şeklinde çizilmiş bir karikatür yayınlanmış.
- Mustafa Kemal'in Samsun'a Vahdettin tarafından gönderildiği ve "devleti kurtar" emri aldığı belirtiliyor.
- 59:49Ezan Dili Tartışması
- Konuşmacılar arasında Türkçe ezan konusunda farklı görüşler paylaşılmış.
- Müftü Brekçizade Rıfat Efendi'nin camilerde Arapça ezanın anlaşılmadığını belirttiği ve bu durumun dine hizmet etmediği vurgulandığı anlatılıyor.
- Osmanlı döneminde Arapça öğretilemediği, kapalı çarşıda çaycı Türkçe konuştuğu ancak hutbelerin Arapça olduğu belirtiliyor.
- 1:02:25Ezan ve Hutbe Tartışması
- 1928'de Sultanahmet Camii'nde Hutbe okuyan kişi Arapça okuduğunda, kimse anlamadığı belirtiliyor.
- Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte 240 tane Hutbe seçilip Türkçeleştirildiği, özellikle askerlikle ilgili en az 50, temizlikle ilgili en az 80 Hutbe değiştirildiği belirtiliyor.
- Kur'an-ı Kerim'in Arapça okunmasının daha anlaşılır olup olmadığı tartışılıyor.
- 1:03:42Türkçeleştirme Tartışması
- Türkçeleştirme konusunda "dine hizmettir" denildiği ve Arapça anlaşılmadığı için Türkçeleştirme ihtiyacı duyulduğu belirtiliyor.
- Konuşmacılar ezanın bir simge olduğu ve Türkçe de olsa namaz zamanı geldiğini bildiğinden bahsediyorlar.
- Ezanı bilenlerin sadece "Allahu ekber" dedikten sonra diğer cümleleri bilmediği, bu nedenle Türkçe olsaydı daha kolay ezberlenebileceği belirtiliyor.
- 1:06:32Atatürk'ün Dini Yaklaşımı
- Atatürk'ün ezan konusunda büyük tepkilerle karşılaşması ve "ezan milleti camiye çağırıyor, duaya çağırıyor" denmesi belirtiliyor.
- Türk halkının Kur'an-ı Kerim'i anlamadığı, mezarlarda okunacak duaları bilmediği ve Yasin'in nereden ve niye okunduğu bilinmediği belirtiliyor.
- Arapların bile Kur'an'ı anlamadığı ve binlerce yıl önceki Arapçanın anlaşılmaması, İngilizlerin Shakespeare'i anlamaması gibi olduğu vurgulanıyor.
- 1:08:01Atatürk'ün Anadolu Gezisi ve Dini Yaklaşımı
- Erken Cumhuriyet döneminde Türkiye'de pek çok karanlık nokta olduğu ve devlet arşivlerinin tam anlamıyla hizmete sunulmadığı belirtiliyor.
- Mustafa Kemal'in Anadolu gezisinden sonra kabine toplantısında halkın durumu hakkında konuştuğu ve kaynakların yetersiz olduğu anlaşıldığı anlatılıyor.
- Mustafa Kemal'in Derviş Paşa'nın ölümü üzerine Türkçe bir mersiyeyazdığı ve Hafız Yaşar Okur'un bu mersiyeyi Derviş Paşa'nın kabri başında okuduğu belirtiliyor.
- 1:10:28Ayasofya'daki Etkinlik
- Mustafa Kemal'in Ayasofya Meydanı'na gelerek Reşit Galip ile birlikte din ulemasını çağırdığı belirtiliyor.
- Reşit Galip'in din ulemasını Ayasofya Camii'nde toplamalarını ve Mustafa Kemal'in onlarla tartışacağını, radyoda canlı yayınlayacaklarını söylediği anlatılıyor.
- 1:11:08Mustafa Kemal'in Kur'an ve Ezan Türkçeleştirme Fikri
- Mustafa Kemal, dinde Türkçeleştirilmesi yönünde bir Ramazan ayı olacağını belirtiyor.
- Kur'an'ı ve ezanı Türkçeleştirmemiz gerektiğini vurguluyor.
- Reşit Galip'e Dolmabahçe'ye gelsinler ve İstanbul'dan müziğe aşina hafızların toplandığı bir toplantı yapılmasını talimat veriyor.
- 1:11:26Türkçeleştirme Çalışmaları
- Yedi ve on yedi hafız Dolmabahçe Sarayı'na Mustafa Kemal'ın arabasıyla getiriliyor ve Reşit Galip tarafından karşılanıyor.
- Reşit Galip, hafızlara Albay Cemil Said'in Türkçeye çevrilen Kur'an tercümesini hediye ediyor.
- Hafızlarla birlikte ezanın metni ve Türkçesi için makamlar konusunda çalışılıyor.
- 1:12:37İlk Türkçeleştirme Denemeleri
- Türkçeleştirilmiş Kur'an imamlara dağıtılmaya başlanıyor ve gazeteler manşetlerle bunu anlatıyor.
- İlk Türkçeleştirme denemeleri 1932'de gerçekleşiyor; 22 Ocak 1932'de Yerebatan Camii'nde ilk Türkçeleştirilmiş Kur'an denemesi yapılıyor.
- 1927'de Göztepe İmamı Cemalettin Efendi tarafından Türkçeleştirilmiş namaz denemeleri yapılmıştı.
- 1:13:53Yerebatan Camii Denemesi
- Yerebatan Camii'nde Albay Yaşar Hafız Yaşar, başı açık ve fötr şapka ile gelerek ilk Türkçeleştirilmiş Kur'an denemesini yapmış.
- Reşit Galip, Kılıç Ali ve Mustafa Kemal de bu denemede bulunuyor.
- Hafız Yaşar, Yasin Suresi'nde Ras makamında "Müşfik ve Rahim olan Allah'ın adıyla" besmeleyi çekerek Türkçeleştirilmiş Kur'an'ı okuyor.
- 1:14:53Sultanahmet Camii Denemesi
- Mustafa Kemal, ilk denemenin Yerebatan Camii'nde değil, Sultanahmet Camii'nde yapılması gerektiğini söylüyor.
- Sultanahmet Camii'nde sekiz hafız birden çağrılıp Türkçeleştirilmiş Kur'an okunuyor ve cami hınca hınç doluyor.
- İsmet Paşa, Mustafa Kemal'e milletin fakr-ü zaruret içerisinde olup büyük tepki çekebileceklerini söylüyor.
- 1:16:00Türkçeleştirilmiş Ezan ve Tekbir
- Mustafa Kemal, önce ezanı Türkçeleştirmeyi, sonra Kur'an'ı türkçeleştirmeyi öneriyor.
- 29 Ocak 1932'de Hafız Rıfat, Sultan Fatih Camii minaresine çıkıp Türkçe ezanı kağıda bakarak okuyor.
- Ezanda "Hayya alel Falah" ifadesi Türkçeleştirilmemiş, kurtuluş anlamına geldiği için kasıtlı olarak çevrilmemiş.
- 1:17:02Ayasofya Camii Denemesi
- İlk Türkçeleştirilmiş tekbir denemesi 4 Şubat 1932'de bir Kadir gecesinde Ayasofya Camii'nde tatbik ediliyor.
- Ayasofya Camii hınca hınç doluyor ve Mustafa Kemal'in talimatıyla radyodan canlı yayın kuruluyor.
- Dönemin ABD Büyükelçisi Charles Eşiyle birlikte Türkçeleştirilmiş tekbir gecesine katılıyor ve memleketine rapor gönderiyor.
- 1:19:09Atatürk ve Kur'an Hakkındaki Tartışma
- Konuşmacı, Atatürk'ün Arapoğlu'nun yaverlerini Türkçeleştirdiğini iddia eden bir sözün uydurma olduğunu ve Karabekir'in böyle bir şey yapmayacağına dair bir savda bulunuyor.
- Kur'an-ı Kerim'in Türkçeleştirilmesi konusunda farklı görüşler ifade ediliyor; bir tarafı Allah'ın ne dediğini anlamak için, diğer tarafı ise Kur'an'ın saçma bir kitap olduğunu göstermek için Türkçeleştirildiği iddia ediliyor.
- Mustafa Kemal'in el yazısıyla "İkra bismi rabbikellezi" ifadesinin tartışmalı olduğu ve bu ifadenin bir surenin adı olduğu belirtiliyor.
- 1:21:57Atatürk'ün Kur'an Hakkındaki Görüşleri
- Konuşmacı, Atatürk'ün Kur'an hakkındaki görüşlerini gösteren bir belgenin varlığını vurguluyor ve bu belgenin doğruluğunu tartışıyor.
- Atatürk döneminde yayınlanan "Kur'an ve Vahiy" adlı kitapta, Kur'an'ın "Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitap" olarak tanımlandığı belirtiliyor.
- Konuşmacı, Kur'an'ın Hz. Muhammed'in esaslarını değil, Allah'ın verdiği vahiyleri içerdiğini ve ayetlerin Cebrail adlı melek vasıtasıyla Allah tarafından Hz. Muhammed'e vahyedildiğini savunuyor.
- 1:24:42Kur'an-ı Kerim'in Oluşumu ve Peygamberliğin Başlangıcı
- Peygamberin ilk söylediği Kur'an ayetlerinin ne olduğu kat'i surette bilinmemektedir.
- Kur'an-ı Kerim'in ayetleri nasıl dizildiği ve ne zaman oluştuğu konusunda belirsizlikler vardır.
- Muhammed'in peygamberliğin başlangıcına dair pek çok rivayet efsanelere karışmıştır.
- 1:25:49Mustafa Kemal'in Yazı ve İmzası
- Mustafa Kemal'in yazısı çok çirkin olup gramer kurallarını katiyen kullanmamaktadır.
- Mustafa Kemal'in imzaları arasında farklılıklar vardır.
- Mustafa Kemal'in yazıları arasında farklılıklar vardır, bazen normal ilkokullu yazısıyla, bazen daha farklı bir şekilde yazmıştır.
- 1:27:54Şapka Kanunu ve Ceza Meselesi
- Şapka giymemenin cezası konusunda tartışmalar vardır.
- Mahmut döneminde devlet memurlarının nasıl giyineceğini belirten bir kanun çıkarmıştır.
- Şapka giymeyenlerin cezası iki ay hapis yerine para cezasına çevrilmiştir.
- 1:30:18Kıyafet Değişimi ve Devrim
- Osmanlı döneminde kıyafetler sürekli değişmiştir: tavuk, kavuk, külah, fes gibi kıyafetler sırayla kullanılmıştır.
- Mustafa Kemal'in şapka devrimi sırasında "buna uymayanlar ihtimal bazı kafalar gidecektir" diyerek tehdit etmiştir.
- Batılılaşma süreci, şapka devrimi gibi bir devrim olarak görülür.
- 1:34:02Batılılaşma ve Milli Mücadele
- Batılılaşma insanlık, akıl, özgürlük ve köleliğin kalkması gibi değerleri taşır.
- Milli mücadele vererek kurtulan toplum, kafalarını da kurtarmak için batı medeniyetinden faydalanmıştır.
- Mustafa Kemal, Osmanlı mekteplerinde yetişmiş bir subay olmasına rağmen eğitim sisteminde büyük değişiklikler yapmıştır.
- 1:36:40Hilafet ve Milli Mücadele
- Mustafa Kemal, 1923'e kadar hilafeti kuracak fetva ile savaşmıştır.
- Milli Mücadele'nin amacı hilafet makamını kurtarmaktı.
- Cumhuriyet kurulduktan sonra sarıklı insanlar cepheye gönderilmiştir.
- 1:38:34Programın Kapanışı
- Konuşmacılar arasında bir tartışma yaşanmış ve biri programın kapatılması gerektiğini belirtiyor.
- Orhan Bey'e teşekkür ediliyor ve saygısızlık olmaması için programın kapatılacağı vurgulanıyor.
- Program sunucusu, haftaya perşembe günü saat 20:30'da tekrar bu hararetli programda karşılaşacaklarını duyuruyor.