• Buradasın

    Alev Özkaz ile "Bir Musibet" Kitabı Üzerine Söyleşi

    youtube.com/watch?v=tQA8WCz9rvA

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Kıraathane İstanbul Edebiyat Evinde Büş Torunoğlu'nun Alev Özkaz ile yaptığı bir söyleşidir. Alev Özkaz, Oxford Üniversitesi'nde misafir akademisyen olarak çalışan, çağdaş siyaset kuramı, feminizm ve toplumsal cinsiyet alanlarında çalışmalar yapan bir akademisyendir.
    • Söyleşide Alev Özkaz'ın "Bir Musibet: Yeni Türkiye'de Erillik, Şiddet ve Feminist Siyaset" kitabına odaklanılmaktadır. Kitap, 2016-2020 yılları arasında yazılan makalelerin derlemesidir ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Söyleşide Türkiye'deki otoriter rejim, toplumsal cinsiyet karşıtı hareketler, kadın hareketinin durumu, kesişimsellik perspektifi ve şiddete karşı mücadele gibi konular ele alınmaktadır.
    • Videoda ayrıca radikal demokrasi perspektifi, kimlik siyasetleri, üniversitelerdeki kadın çalışmaları, Cinsel Taciz ve Saldırıya Destek Birimleri (CTS) ağları ve hukukun işlevsizleşmesi gibi konular da tartışılmaktadır. Söyleşide dinleyicilerden gelen soruların yanıtlanmasıyla da devam etmektedir.
    00:10Alev Özkaz'ın Kitabı ve Profil Tanıtımı
    • Kıraathane İstanbul Edebiyat Evinde Büş Torunoğlu, Alev Özkaz ile "Bir Musibet: Yeni Türkiye'de Erillik, Şiddet ve Feminist Siyaset" kitabını konuşturmaktadır.
    • Alev Özkaz, Oxford Üniversitesi'nde misafir akademisyen olarak bulunmuş ve çağdaş siyaset kuramı, yakın dönem Türkiye siyaseti, feminizm, psikanaliz, toplumsal cinsiyet, kuyu kuram, neoliberalizm, suç ve ceza konularında uzmanlaşmıştır.
    • Torunoğlu, Alev Özkaz'ın doktora tezi kitap olarak basılması hazırlıklarını sürdürüyor ve Oryant Enstitüsü'nde Türkiye ve Osmanlı tarihinde otobiyografik kaynaklar konusunda çalıştığını belirtmiştir.
    01:41Kitabın İçeriği ve Yazılma Nedeni
    • "Bir Musibet: Yeni Türkiye'de Erillik, Şiddet ve Feminist Siyaset" kitabı 2016-2020 yılları arasında yazılan makalelerin derlemesinden oluşmaktadır ve üç ana bölümden meydana gelmektedir.
    • Alev Özkaz, kitabı yazma ihtiyacı hissettiğini, 2015 sonrasının Türkiye'de ve dünyada zor bir dönem olduğunu, kanlı savaşlar, terör olayları ve insanlık dramlarının yaşandığını belirtmiştir.
    • Türkiye'de 2015 sonrasında otoriter rejimin güçlenmesi, 7 Haziran seçimlerinden sonra toplumsal yaşamın kıskaca alınması ve Alev Özkaz'ın kendisinin de 2016 yılında barış bildirisi imzalama nedeniyle erken emekliliğe zorlanması gibi olaylar kitabın yazılmasını etkilemiştir.
    08:36Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Hareketler
    • 2000'li yıllardan bu yana toplumsal cinsiyet karşıtı hareketler ön plana çıkmış, Türkiye'de ve Orta-Doğu Avrupa ülkelerinde cinsiyetçilik, homofobi ve kadın düşmanlığı gibi tehditkar bir toplumsal cinsiyet karşıtı olgu ortaya çıkmıştır.
    • Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketler kavramı 2012-2013'ten itibaren literatüre girmiş ve özellikle Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde başlamış, şimdi küresel boyutlu bir hareket haline gelmiştir.
    • Bu hareketin içinde Vatikan, kiliseler, dinci gruplar, evanjelikler, sağ popülist partiler, yazarlar, entelektüeller, sıradan insanlar, dernekler ve vakıflar gibi çok sayıda aktör bulunmakta ve bazı ülkelerde milyonlarca insanın sokak gösterileri yapması gibi büyük bir mobilizasyon yaratmıştır.
    12:33Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Hareketler
    • Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketler, kendilerini toplumsal cinsiyet ideolojisi ile savaşan hareketler olarak görüyorlar.
    • Bu ideoloji, her ülkenin farklı bir dışsal kaynak olarak göründüğü bir dayatma olarak görülüyor; Amerika'da Rusya'dan, Rusya'da Amerika'dan, Avrupa'da Brüksel'den, Latin Amerika'da Kuzey Amerika'dan, Türkiye'de Batı'dan geldiğine inanılıyor.
    • Toplumsal cinsiyet ideolojisi, yerli ve milli kültüre zararlı, aileyi bozan, cinsiyetleri yok eden ve cinsiyetsiz bir dünyaya doğru götürdüğünden sapkın bir ideoloji olarak görülüyor.
    14:29Hareketlerin Hedefleri ve Gelişimi
    • Bu hareketler toplumsal cinsiyet kavramına ve eşitliği altındaki paketin içindeki birçok şeye karşı çıkıyor, özellikle Avrupa ülkelerinde eşcinsel evliliğine ve LGBT haklarına itiraz öne çıkıyor.
    • Çocukların okullarda verilen cinsel eğitimler, eşcinsel evlilik ve LGBT hakları konuları, çocukların eğitimine kimin karar vereceği ve cinsellikle ne zaman tanışmaları gerektiği üzerine çatışma alanları yaratıyor.
    • İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet ideolojisini ulusal hukuka taşıyan bir truva atı olarak görülüyor ve kabul edilmesine karşı çıkılıyor.
    16:51Türkiye'deki Gelişimi
    • Türkiye'de toplumsal cinsiyet karşıtlığı üzerinden örgütlenen bir kitlesel hareketin 2018 yılına kadar mevcut olmadığı gözlemlenmiş.
    • 2018'de bazı radikal İslamcı yazarlar toplumsal cinsiyet kavramına saldırmaya başladılar ve bu tepkiler çok hızlı bir şekilde büyüdü.
    • Türkiye'de 2010 ve 2013'ten itibaren rejimin otoriterleşmesiyle cinsiyet eşitliği konusundaki kazanımlar tehdit altına girdi.
    21:32Türkiye'deki Özel Özellikler
    • Türkiye'de toplumsal cinsiyet tartışmalarının merkezinde gey evliliği ve çocuklara verilen cinsel eğitimler yok, çünkü Türkiye böyle geniş çaplı bir toplumsal cinsiyet eşitliği paketine sahip olmadı.
    • Türkiye'de toplumsal cinsiyetle ilgili tartışma, kadına yönelik şiddet sorunuyla doğrudan ilgili politik bir tartışma olarak var.
    • İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması tehdidi karşısında Türkiye, kadın hareketinin güçlü tepkisi sayesinde bu tehdidi durdurabildi.
    24:14Erkeklik Tepkisi ve Altıbinikiyüzseksentör Yasa
    • Türkiye'de bu hareketlerin kitleselleşmesini sağlayan şey, tabandaki erkeklik tepkisi veya "eril reaksiyon" olarak adlandırılabilir.
    • İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında, insanların asıl derdi sözleşmenin kendisi değil, toplumsal cinsiyet kavramını barındırdığı ve LGBT haklarını meşrulaştırdığı iddialarıydı.
    • Türkiye'de LGBT haklarına yönelik saldırıların artması önemli bir eşik olarak görüldü, ancak geri planda 6284 sayılı yasa (kadına aile içi şiddeti önlemek için oluşturulan yasa) ve evden uzaklaştırma kararları gibi konuların politikleştirilmesi önemli bir neden olarak belirtiliyor.
    26:51Erkek Hakları Hareketi ve İstanbul Sözleşmesi Tartışmaları
    • Son yıllarda erkek mağduriyetleri olarak görülen konuları öne çıkaran bir hareketlenme oluştu.
    • İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının gerisinde tabanda bu tür reaksiyonlar tespit edildi.
    • 2011'de İstanbul Sözleşmesi imzalandı, 2012'de aile içi şiddete dair kanun çıkarıldı.
    27:34Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Alanındaki Gerileme
    • İslam'dan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi tartışmaları, YÖK'un toplumsal cinsiyet eşitliği projesini durdurması ve tutum belgesini geri çekmesi gibi gerileme belirtileri görüldü.
    • Toplumsal cinsiyet eşitliği yerine toplumsal cinsiyet adaleti kavramı öne sürüldü.
    • Kazanımların ters yöne kayması algısı hakim hale geldi.
    28:25Gerilemenin Sebepleri
    • 1980'lerden sonra kadın hareketinin ortaya çıkması ve 1990'lardan itibaren ana siyasete etki etmeye başlaması önemli bir kazanımdı.
    • 2000'den itibaren Avrupa Birliği uyum sürecinde ceza yasası, medeni yasa ve anayasada önemli dönüşümler yapıldı.
    • AKP hükümetinin ilk iki döneminde kadın hareketi ile işbirliği içinde önemli kazanımlara imza atıldı, ancak geri planda güçlü bir irade olmadı.
    29:50AKP Yönetiminin Dönüşümü
    • 2010 sonrasındaki AKP yönetiminin yavaş yavaş başlayan ve 2013'ten itibaren hız kazanan içine girdiği süreç gerilemeyi tetikledi.
    • 2015'ten sonra netleşen bir süreç olarak "eril gövde gösterisi" adlandırıldı.
    • Siyasetin formüle edilişi, devletin yeniden organize edilişi ve tabandaki erkeklerin reaksiyonlarının harekete geçirilmesi birleşti.
    31:04Otoriterleşme Süreci
    • Otoriterleşme süreci toplumsal cinsiyet sorununu merkeze getirdi ve politikleşmesine neden oldu.
    • İttifak, hiyerarşik mantıkları, eşitsizliği, agresyonu ve itaatkarlığı pekiştirmek için güçlü bir araç olarak görüldü.
    • İktidarın temel stratejisi olan Türkiye'yi seküler ve islami kesimler arasında bölmek ve karşı karşıya getirmek için de uygun bir araç olarak kullanıldı.
    33:08Kadın Hareketinin Çeşitliliği ve Parçalılığı
    • Türkiye'de kadın hareketinin çeşitliliği ve parçalılığı sorunu net bir politik olgu olarak karşımıza çıkıyor.
    • Kadın hareketi ülkenin genel siyasi kutuplaşmasına paralel olarak ciddi bir siyasi, etnik ve dinsel bölünmeden etkilendi.
    • Feminist politikanın içindeki gerilimler önemli sorular olarak karşımıza çıkıyor.
    34:04Kadın Hareketinin Başarıları ve Sorunları
    • Türkiye'de kadın hareketi yakın zamana kadar başarılı ve güçlü bir hareket olarak değerlendiriliyordu.
    • 2015 sonrasında kadın hareketi sokağa çıkma kapasitesi olan tek hareket olarak kendini kanıtladı.
    • İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik saldırılar karşısında bir engel olmayı başardı.
    36:04Kadın Hareketinin İç Gerilimleri
    • Kadın hareketi kendi içinde zenginlik olarak görülen farklılıklar nedeniyle potansiyellerini tam olarak gerçekleştiremedi.
    • Kürt kadın hareketi ile diğer kadın hareketleri arasındaki iletişimin zayıf olması güçlerin birbirini desteklemesini engelledi.
    • Türkiye'deki laik-seküler ve dinsel ayrımı kadın hareketleri üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.
    40:02Kesişimsel Feminizm Önerisi
    • Kimlik siyasetinin ötesine geçebilen bir koalisyon siyaseti kurmak mümkün olabilir.
    • Kesişimsel feminizm, feministlerin yalnızlaştırıcı stratejilerden uzak durabildiği bir öneridir.
    • Bu teori pratikte uygulanabilirliği ve farklılıkları eritebilme potansiyeli tartışmalı bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
    40:58Kesişimsellik Yaklaşımı ve Geniş Koalisyon Stratejileri
    • Kesişimsellik yaklaşımı, feminist literatürde ve politikada ön plana çıkan bir kavramdır; bu yaklaşım kadınlar arasındaki farkları hem içeren hem de daha ortak bir öznelik açısından kapsayan politikalar anlamına gelir.
    • Kesişimsellik, radikal demokrasi siyaseti ve geniş koalisyon stratejileriyle uyumlu bir perspektiftir.
    • Türkiye'de 2013'teki Gezi Direnişi, kesişim alanlarının artması ve farklı kesimlerden insanların yan yana durması açısından önemli bir örnek olarak görülmektedir.
    45:17Feminist Hareketin Kapsamı ve Koalisyon Stratejileri
    • Feminist hareketin kendi güçleriyle kadın sorunlarını aşmanın mümkün olmadığı düşünülmektedir.
    • Feminizmin, kendini aşan daha büyük bir kolektif iradenin önemli ve kurucu bir parçası olmadığı ölçüde sorunların çözülemeyeceği vurgulanmaktadır.
    • Arjantin'deki kadın hareketi gibi örneklerde, feminist hareketin kendini aşan sol popülist geleneklere katılmasıyla geniş bir koalisyon stratejisine önderlik edecek duruma gelinmiştir.
    49:19Şiddet ve Feminist Gündem
    • 1970'li ve 1980'li yıllardan itibaren feminist hareket, kadına yönelik şiddet (toplumsal cinsiyete dayalı şiddet) konusunu gündemde olmaya başlamıştır.
    • Feministler, şiddeti erkek egemenliğinin bir semptomu olarak değil, cinsiyetçi işbölümünün sürmesiyle ilgili ve kadınları erkeklere bağımlı kılan bir sistemin parçası olarak tanımlamışlardır.
    • Şiddet karşıtlığı, kadınlar arasında birleştirici bir güç olarak görülmektedir.
    53:08Şiddetin Günümüzdeki Anlamı
    • Şiddet, ataerkilliğin aracı ve kendini sürdürmesinin zorunlu aracı gibi görünmekle birlikte, günümüzde güçlü bir ataerkilliğin değil, zorlanan ve krize giren bir ataerkilliğin göstergesi olarak değerlendirilmelidir.
    • Kadına yönelik şiddet, erkeklik krizi, eril restorasyon çabaları ve neoliberalizmin toplumlar üzerinde yarattığı tahribatlarla ilişkilendirilmelidir.
    • Şiddet, sadece kadınlara yönelik değil, LGBTT, göçmenlere yönelik de olmak üzere daha genelleşmiş bir nefret ortamının bir parçası olarak düşünülmelidir.
    56:30Üniversitelerde Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Mücadele
    • Üniversitelerde kadın çalışmaları bölümleri son zamanlarda projeler üretmeye başladı ve bunların çoğu yurtdışından fonlanıyor.
    • Ankara Üniversitesi'nde CTS (Cinsel Taciz ve Saldırıya Destek Birimi) ağının oluşturulması oldukça etkili bir çözüm olarak görülmüştür.
    • 2012'den sonra üniversitelerde CTS ağları oluşmaya başladı ve Türkiye'den pek çok üniversite bu ağlara katıldı.
    59:05Üniversitelerdeki Zorluklar ve Toplumsal Mücadele
    • 2016'dan sonra üniversitelerin genel kurumsal çöküş ortamında, kadınlarla, eşitlikle ve LGBT'lerle ilgili kurumsal mekanizmaların etkin çalışması zorlaştı.
    • Üniversitelere yönelik baskılar arttı ve kadın öğrencilerle LGBT öğrencilerle ilgili çok düzeyli baskılar yaşanıyor.
    • Türkiye'de şiddete karşı mücadele daha geniş düzeyde ve çapta kadın hareketi tarafından veriliyor ve bu hareket İstanbul Sözleşmesi'ne karşı yapılan saldırılar karşısında güçünü gösterdi.
    1:01:34Şiddetle Mücadeledeki Yeni Yaklaşımlar
    • Yakın dönemde ulusal kurumlar oluştuğu, yasalar çıktı, eğitimler yapıldı ve uluslararası anlaşmalar imzalandı, ancak bu düzenekler ve kurumsallık altı oyulmaya başladı.
    • Şiddetle mücadelede hukuki ve eğitsel adımlar savunmacı pozisyonlar olmaktan ileri geçemiyor çünkü geri planda kötücül bir siyasi irade belirdi.
    • Şiddetle mücadele için asıl adım politik mücadelenin güçlenmesi, yeni bir kolektif iradenin oluşturulması ve feministlerin bunun içinde olması gerekiyor.
    1:04:07Feminizmin Genişleme İhtiyacı
    • Feministlerin kendilerini aşan, kadın olarak ya da feminist olarak kendi durdukları yeri aşan, kendi sınırlarının dışına çıkan bir siyasetin parçası olması gerektiği düşünülüyor.
    • Sabiha Zekeriya Sertel'in 1935'te yazdığı makalelerde kadınların şikayetlerinin sadece cinsiyet sorunu olmadığını, daha geniş bir toplumsal problem olduğunu vurguladığı belirtiliyor.
    • Feminizmin sadece kadın-erkek davası değil, tazyik edilen ve tazyik edenin davası olarak görülmesi gerektiği ve kadınların esaret ve tazyiyi yalnız bir cins meselesi olarak telakki etmedikleri müddetçe hiçbir şey yapamayacakları ifade ediliyor.
    1:10:48Kimlik Siyaseti ve Radikal Demokrasi
    • 1990'lı yıllarda ortaya çıkan tekil mücadeleler, günümüzde birçok kişi tarafından kimlik siyasetleri olarak indirgeniyor ve küçümseniyor.
    • Kimlik siyaseti, sınıf siyasetiyle karşılaştırılarak temel toplumsal sorunları pas geçtiği düşünülür, ancak radikal demokrasi perspektifinde kimlikler önemli ve çeşitli düzeyde tanımlanan şeylerdir.
    • Toplumsal, sınıfsal eşitsizlikler, cinsiyet eşitsizliği, ırksal hiyerarşi ve diğer ezilme biçimleri radikal demokrasi açısından önemli konulardır.
    1:12:24Ortak İrade ve Kolektif Mücadele
    • Farklı demokratik talepleri birbirinden farklı örgütlenen, farklı geleneğe sahip olan ve farklı jargonlarla ifade edilen farklı gruplar bir araya getirme sorunu vardır.
    • Ortak bir kolektif irade oluşturmak için, farklılıkları yok etmeden veya inkar etmeden mücadele vermek gerekir.
    • Herkesin kendi durumunu aşarak daha geniş kitlelerle bir arada ortak bir şeyin bir parçası olması ve evrenselliğe ulaşmak için katkı sağlaması önemlidir.
    1:14:14Umut ve Umutsuzluk
    • Kolektif bir mutluluk anı ve umut, farklı grupların ortak bir irade oluşturmak için çabaları ve arzuları ortaya çıkınca yaşanır.
    • Herkes kendi dikine gitmeye başladığında, diğerleriyle rezonans halinde olmaktan çok kendi dar perspektifinde ilerlemeye çalıştığında umutsuzluk, güçsüzlük ve çaresizlik hissi doğar.
    • Püriten saflık arayışında, sadece kendi benzerleriyle bir arada olmak isteyen ve diğerleriyle rezonans halinde olmak istemeyen siyasetler ortaya çıkar.
    1:16:25Feminizm ve Erkeklerin Rolü
    • Feminizm, 19. yüzyıldan beri kültür, toplum ve tarihe devrimci bir müdahale olarak önemli bir mücadele olmuştur.
    • 1960'lardan itibaren feminizm büyük devrimci dönüşümlere yol açmış ve günümüzde erkeklik krizi büyük ölçüde kadınların direnişinin bir eseri olarak görülüyor.
    • Feminizm artık sadece kadınların sorunlarını çözmek için değil, daha geniş demokrasi ve eşitsizlik sorunlarını ele almak için bir perspektif olarak görülmektedir.
    1:21:26Erkeklik Krizi ve Eğitim
    • Erkekler genellikle feminist hareketlere karşı sersemleme ve şok halinde, olayları algılama, analiz etme ve içine katılma konusunda zorlanmaktadırlar.
    • Erkeklik krizi, egemenlik pozisyonunun sarsılmasından kaynaklanan, değişimi kavramak ve içine katılmak konusundaki zorluklardan oluşmaktadır.
    • Eğitim alanında, özellikle temel eğitimde seküler dünya görüşünün kuvvetlenmesi ve tuhaf dinciliklerin zihinleri ele geçirilmesi durumunda eşitlik fikrinin yaygınlaşması mümkün olacaktır.
    1:25:57Hukukun İşlevsizleştiği ve Me Too Hareketi
    • Konuşmacı, hukukun tamamen işlevsizleştiğini düşünmediğini, ancak günümüzün sınırlarına geldiğini belirtiyor.
    • Hukuk alanı politik eleştirilmeye çok uygun bir alan olarak değerlendiriliyor.
    • Me Too hareketi, kurumların çökmüş olmasından kaynaklanan bir kriz semptomu olarak görülüyor.
    1:28:44Me Too Hareketinin Sorunları
    • Geçmişte cinsel taciz iddiaları belirli kurumlar içinde dile getirilirken, günümüzde sosyal medya üzerinden ifşalar zorunlu hale gelmiş.
    • Cinsel taciz ve şiddetle ilgili meselelerin adil bir sonuca varabilmesi için bir düzeyde kurumsallığın işlemesi gerekiyor.
    • Türkiye'nin bu açıdan kurumsal yapısı her zaman zayıfken, 2015'ten sonra daha da zayıflamış.
    1:32:10Me Too Hareketinin Eleştirileri
    • Me Too hareketinin arkasında kadınların sistematik olarak uğradıkları taciz ve saldırı olaylarının yarattığı öfke ve adaletsizliğin birikmesi var.
    • Konuşmacı, bu ifşa olaylarını doğru bir strateji olarak görmüyor ve bu durumun çok zararlı olduğunu düşünüyor.
    • Sosyal medyaya yüklenme, ihtilaflı konuların sosyal medyaya taşınması ve sosyal medyada yargıç olma eğilimi problemler olarak belirtiliyor.
    1:37:04Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Korku
    • Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, erkeklerin kadınlardan korkusu ve üste çıkma gayretiyle ilişkilendiriliyor.
    • Kadına yönelik şiddet, kadının güçsüzlüğü ile ilgili bir mesele olarak ele alınıyor.
    • Kadına yönelik şiddet aynı zamanda kadınlardan, kadın güçlerinden ve kadın cinselliğinden korkunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor