Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, İstanbul'un manevi fatihi olarak bilinen Akşemseddin Hazretleri'nin hayatını ve Fatih Sultan Mehmet ile olan ilişkisini anlatan biyografik bir tarih anlatımıdır. Akşemseddin Hazretleri'nin asıl ismi Muhammed bin Hamza, lakabı Akşemseddin'dir ve Şihabeddin Sühreverdi'nin neslindendir.
- Video, Akşemseddin'in 1390 Hicri (792) yılında Şam'da doğumundan başlayarak, eğitim hayatı, Hacı Bayram Veli'ye talebe olması, tasavvuf yolunda yükselişi ve İstanbul'un manevi fatihi olması sürecini kronolojik olarak anlatmaktadır. Ardından Fatih Sultan Mehmet ile olan ilişkisi, İstanbul'un fethindeki rolü, Ebu Eyyub el-Ensari'nin kabrinin yerini bulması ve Göynük'teki yaşamı ile vefatı detaylı şekilde aktarılmaktadır.
- Videoda ayrıca Akşemseddin'in tıp bilgisiyle Edirne Sarayı'na çağrılması, Sultan Murat Han'ın kazaskeri Süleyman Çelebi ile Fatih Sultan Mehmet Han'ın kızı Gevherhan Sultan'ın tedavisindeki başarıları, Fatih'in ona "Fakih Ahmet" olarak hitap etmesi ve onun himmetini istemesi gibi önemli olaylar da yer almaktadır. Akşemseddin'in öğretileri, tavsiyeleri ve manevi görüşleri de videoda aktarılmaktadır.
- 00:08Akşemseddin'in Hayatı ve İlk Yılları
- Akşemseddin Hazretleri, İstanbul'un manevi fatihi, büyük alim, üstad, hekim ve velidir. Asıl ismi Muhammed bin Hamza, lakabı Ak Şeyhtir.
- Evliyanın büyüklerinden Şihabeddin Sühreverdi'nin neslindendir ve soyu Hz. Ebubekir Siddıka ulaşır.
- 1390 Hicri (792) yılında Şam'da doğan Akşemseddin, yedi yaşında babasıyla Anadolu'ya gelip Amasya'nın Kavak nahiyesine yerleşmiştir.
- 01:07Babasının Vefatı ve İlk Eğitim
- Babası vefat ettiğinde, Akşemseddin'in babası bir kurt tarafından mezarından çıkarılıp parçalanmak istenmiş, ancak şeyh Hamza mübarek elini uzatarak kurdu boğazından sıkıp öldürmüştür.
- Babasının vefatından sonra Akşemseddin, tahsiline devam ederek sarf, nahiv, mantık, ilmi usulü fıkıh, akaid, hikmet gibi ilimleri okumuştur.
- Zeka ve istidadın yardımıyla kısa sürede ilimleri tamamladıktan sonra tıp ilmini de tahsil etmiş ve Osmancık Medresesi'nde müderris olmuştur.
- 02:34Hacı Bayram Veli'ye Gitme
- Yüksek ahlak sahibi olan Akşemseddin'in hallerini görenler ve bilenler, kendisine zamanın büyük velisi Hacı Bayram Hazretleri'ne gitmesini tavsiye ettiler.
- Akşemseddin, müderrislik görevini bırakarak Ankara'ya gelip Hacı Bayram Veli'yi aramış, ancak onun dükkan dükkan para topladığını görünce hayal kırıklığına uğrayarak Halep'e doğru yola çıkmıştır.
- Halep'e bir konak mesafesinde bir rüya görüp geri dönmüş, rüyasında boynuna takılan zincirin Hacı Bayram'ın elinde olduğunu ve gitmek istedikçe zincirin çekildiğini görmüştür.
- 04:36Hacı Bayram Veli'nin Dergahına Gidiş
- Ankara'ya gelip Hacı Bayram Veli'nin dergahına ulaşan Akşemseddin, onun talebeleriyle tarlada çalıştığını öğrenince oraya koşmuştur.
- Hacı Bayram Veli, Akşemseddin'i ilk başta iltifat etmeden, diğer talebeler gibi tarlada çalıştırıp yemek vaktinde ona bakmadan köpeklerin çanağına döktürdüğü yemekten yemeye başladığında, tevazusuna dayanamayıp onu sofrasına oturttu.
- Hacı Bayram Veli, Akşemseddin'i diğer talebelerinden daha zor imtihanlara tabi tutmuş, bir defasında yedi günde bir kaşık sirkeden başka bir şey yedirmiştir.
- 06:23İcazet ve Hacı Bayram Veli'nin Vasiyeti
- Akşemseddin Hazretleri kısa zamanda tasavvuf yolunun bütün inceliklerini öğrenip Hacı Bayram Hazretlerinden icazetini aldı.
- Hacı Bayram Veli, Akşemseddin'i diğer dervişlerden daha çabuk hilafete yükseltmesinin sebebini, onun uyanık ve akıllı bir köse olduğunu ve her şeyi hemen inandığı için açıklamıştır.
- Akşemseddin Hazretleri, hocası Hacı Bayram Veli'nin ileride bir büyük fethin manevi fatihliği müjdesine nail olmuştur.
- 07:22Akşemseddin'in Yerleşmesi ve Hacı Bayram Veli'nin Vefatı
- Hacı Bayram Veli Hazretleri'nin tahsil ve terbiyesiyle irşad makamına yükselen Akşemseddin Hazretleri, önce Beypazarı'na yerleşip bir mescit ve bir değirmen yaptırmıştır.
- Hacı Bayram Veli, vefat etmeden önce "Benim namazımı Akşemseddin kıldırsın ve cenazemi yıkasın" vasiyetini yapmış, ancak o sırada Akşemseddin orada değildi.
- Akşemseddin, Hacı Bayram Veli'nin vasiyetini öğrenince onun namazını kıldırdıktan sonra defnetti ve onun 90 bin akçe borcundan 30 bin akçeyi ödemeyi vaadetti.
- 09:29Alacaklı Olayı ve Sonrası
- Alacaklı, Akşemseddin'e geriye kalan 1000 akçeyi hemen istedi, sert bir şekilde beklemeyeceğini bildirdiğinde, fevkalade müteessir olan Akşemseddin, alacaklıyı bahçeye götürdü.
- Bahçenin içindeki yassı yapraklı otun her yaprağında bir akçe olduğunu ve bahçenin içinde akçe ile dolu olduğunu gören alacaklı, bin akçeyi toplayıp Akşemseddin'e geri verdi.
- Akşemseddin Hazretleri, hocasının vasiyetini yerine getirdikten sonra tekrar Gönü'ye geldi, burada bir mescit ve değirmen inşa ettirip oğullarının ve talebelerinin talim ve terbiyeleriyle uğraştı.
- 10:55Tıp İlimi
- Tıp ilminde kendini yetiştiren Akşemseddin Hazretleri, çeşitli hastalıklara hangi otlardan hazırlanan ilaçların iyi geleceğini bilirdi.
- 11:04Akşemseddin'in Tıbbi Çalışmaları
- Akşemseddin, bulaşıcı hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmış ve salgın hastalıkların binlerce insanın ölümüne sebep olduğu o devirde etkileri kansere benzeyen "seretan" adlı bir hastalıkla da uğraşmıştır.
- Tıptaki şöhreti o dereceye ulaşmış ki birkaç defa Edirne Sarayı'na çağrılmış, Sultan Murat Han'ın kazaskeri Süleyman Çelebi'nin tedavisinde başarılı olmuştu.
- Fatih Sultan Mehmet Han'ın kızı Gevherhan Sultan hastalanınca, tabiplerin tedavide aciz kalması üzerine Akşemseddin'in yazdığı ilacı kullanmışlar ve hastalığa iyi gelmiştir.
- 12:41İstanbul'un Fethi İçin Hazırlıklar
- II. Murat Han'ın vefatıyla Osmanlı tahtına çıkan genç padişah Sultan Mehmet, İstanbul'un fethi hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehre doğru hareket ederken Allah adamlarının da ordusunda bulunmasını istedi.
- Akşemseddin Akbıyık, Sultan, Molla Fenari, Molla Gürani, Şeyh Sinan gibi meşhur alim ve veliler talebeleriyle birlikte orduya katıldılar.
- Orduya katılan Aydınoğlu, Karamanoğlu, İsfendiyaroğlu kuvvetleri gibi gönüllü birlikler, İstanbul'un fethinin bütün Türk-Islam alemince mukaddes bir gaye kabul edildiğini dile getirdiler.
- 13:31İstanbul'un Fethi Sürecinde Akşemseddin'in Rolü
- Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul önlerinde ordugahını kurduktan sonra düşmana İslam'ı tebliğ etti ve kuşatmaya başladı.
- Kuşatmanın uzaması bazı devlet adamlarını ümitsizliğe düşürdü, ancak Akşemseddin bu olumsuz propagandalara karşı padişahı ve askeri fethe karşı gayrete getiren bir din büyüğüydü.
- Akşemseddin, İstanbul'un fethini Hacı Bayram-ı Veli'nin "bu çocukla bizim köse görürler" sözünü biliyordu ve tahakkuk edeceğine inanıyordu.
- 14:53İstanbul'un Fethi Tarihinin Tahmin Edilmesi
- Osmanlı donanmasının müdahalesine rağmen Bizans'a yardım gelen gemiler şehre girmiş, bazı devlet adamları fethetmek ümidi kalmadığını söylemişlerdi.
- Sultan Mehmet Han, veziri Veliyüddin Ahmed Paşa'yı Akşemseddin'e göndererek fethe dair bir cevap istemiş, Akşemseddin "İstanbul bu senenin Cemaziyelevvel ayının yirmi günü seher vaktinde filan tarafından yürüsünler, o gün fethullah Konstantiniyye'nin içi ezan sesiyle dola" demiştir.
- Akşemseddin, padişaha "kul tedbir alır, Allahü Teala takdir eder" diyerek tavsiyelerde bulunmuş, İstanbul'un fethi hakkında yeni müjdeler vermiş ve ne şekilde davranılması hususunda padişaha tavsiyelerde bulunmuştur.
- 16:26İstanbul'un Fethi Anı
- Akşemseddin'in tayin ettiği gün ve saat dolduğunda, Sultan Mehmet Han ordunun başına geçerken hocası Akşemseddin'den okumak için bir dua istirham etti.
- Fatih Sultan Mehmet Han, hocası Akşemseddin'in yanında olmasını arzuladı ve çadıra gitti, içeride secdeye kapanmış, başından sarı düşmüş ak saçı ve ak sakallı Nur gibi parlayan Akşemseddin'i gördü.
- Fatih Sultan Mehmet Han, hocasının Allahü Teala'ya yalvarıp dua etmekte olduğu bu yüksek halini görünce yerine döndü, kaleye bakınca surlara tırmanan İslam askerinin yanında ve önünde akabalı bir topluluğun da hisara girmekte olduğunu gördü.
- 18:29İstanbul'un Fethi Sonrası
- Akşemseddin, fetih ordusu İstanbul'a girdikten sonra İslamiyet'in harp ile ilgili hukukunun gözetilmesini genç padişaha hatırlattı.
- İstanbul sabah sekiz sıralarında fethedilmişti, Fatih Sultan Mehmet ise şehre öğle saatlerinde Topkapı'dan girdi, beyaz bir at üzerinde ve muhteşem bir alayla Ayasofya'ya doğru yol aldı.
- Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'a girdikten sonra hocası Akşemseddin üç gün gözden kayboldu, üç gün sonra Edirnekapı yakınlarında virane bir yerde ibadetle meşgul olarak bulundu ve o zamandan beri bu yere Akşemseddin Mahallesi denildi.
- 20:14İstanbul'un Fethi Sonrası Dini ve Sosyal Hayat
- Fatih Sultan Mehmet Han, fethin üçüncü günü Ayasofya'ya gidip orayı camiye çevirdi, burada ilk hutbeyi Akşemseddin okudu.
- Ok meydanında tertiplenen zafer alayında Akşemseddin de vardı ve gazilere "İstanbul içinde hayru hasenata sarf ve padişahımıza itaat ve muhabbet ediniz" diyerek nasihatte bulundu.
- Akşemseddin'e İstanbul'un fethedileceği zamanı nasıl bildiğine sorulunca "Hızır'la ilmine düğünüye üzerine İstanbul'un fetih vaktini çıkarmıştık" cevabını verdi.
- 21:51Akşemseddin'in Tevazu Halı
- Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra hocası Akşemseddin'e son taarruzun başladığı sırada Fakih Ahmet'ten himmet talep etmesini söylediğini hatırlatarak, Fakih Ahmet'in kim olduğunu sordu.
- Akşemseddin, Fakih Ahmet'in kendisi olduğunu ancak tevazu sebebiyle kendisini gizleyerek böyle konuştuğunu açıkladı.
- 22:45Ebu Eyyub el-Ensari'nin Kabrini Bulma
- Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin'e Ebu Eyyub el-Ensari'nin kabrinin İstanbul surlarına yakın bir yerde olduğunu ve yerinin bulunmasını istedi.
- Akşemseddin, Karşıyaka'daki tepenin eteğinde bir nur gördüğünü ve orada olacağını söyledi, sonra çınardan iki dal alıp dikerek kabrinin yerini belirledi.
- Fatih, şüphesi kalmaması için silahtarına Akşemseddin'in diktiği dalların ortasına mührünü gömmesini ve dalları yirmi adım güneye çekmesini emretti.
- 24:05Akşemseddin'in Kerameti
- Akşemseddin, silahtarın değiştirdiği dalları görmeden doğru yere giderek kabrinin yerini tekrar belirledi ve padişahın mührünün orada olduğunu söyledi.
- Akşemseddin, silahtarın gizlice gömdüğü padişah yüzüğünün de orada olduğunu kerametiyle anlamıştı.
- Fatih, şüphesini tamamen kaldırmak için bir alamet daha istedi ve Akşemseddin, kabrin baş tarafından bir metre kazıldığında üzerinde "Bu Halid bin Zeyd'in kabridir" yazılı bir taşın çıkacağını söyledi.
- 25:01Fatih'in Reaksiyonu ve Ebu Eyyub el-Ensari'nin Kabrini Anma
- Bu hali gören Fatih, vücuduna bir titreme aldı ve Akşemseddin gibi bir zatın bulunmasından duyduğu sevinçün İstanbul'un alınmasından duyduğu sevinçten az olmadığını söyledi.
- Fatih Sultan Mehmet, Ebu Eyyub el-Ensari'nin kabri şerifi üzerine bir türbe, Akşemseddin ve talebelerine mahsus odalar ve bir camii şerif yaptırdı.
- 25:24Akşemseddin'in Göynük'teki Hayatı
- Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmet'in teklifini kabul etmeyerek memleketi olan Göynük'e döndü ve orada talebe yetiştirmeye ve insanları irşada başladı.
- Sultan Fatih ile ilişkisini kesmeyip zaman zaman Edirne ve İstanbul'a giderek padişahı ziyaret etti ve gönderdiği mektuplarla tavsiyelerde bulundu.
- Akşemseddin, Fatih'e dünyevi rahatın değersiz ve geçici olduğunu, peygamberlere ve velilere cefaların layık olduğunu nasihat etti.
- 26:45Akşemseddin'in Vefatı ve Mirası
- Akşemseddin, 863 Hicri yılında Göynük'te yaşadı ve padişahın gönderdiği hediyeleri vakıflar kurarak hayır işlerinde kullandı.
- Bir gün oğullarının terbiyesiyle meşgulken, küçük oğlu Hamdi'nin yetim kalması endişesiyle veda etti ve Yasin suresi okunurken ruhunu teslim etti.
- Göynük'teki Süleyman Paşa Camii'nin bahçesine defnedildi ve daha sonra oğullarının kabriyle birlikte bir türbe içine alındı.
- 27:44Akşemseddin'in Talebeleri ve Öğretileri
- Akşemseddin birçok talebe yetiştirmiştir, bunlar arasında yedi oğlu da vardı: Muhammed Sadullah, Muhammed Fazlullah, Muhammed Nurullah, Muhammed Emrullah, Muhammed Nasrullah, Muhammed Nurul Hüda ve Muhammed Hamidullah.
- Meşhur halifeleri arasında Muhammed Fazlullah, Zatü Şami, Mısırlıoğlu, Abdurrahim Karahisari, Muslihiddin İskilibi ve İbrahim Tennuri bulunuyordu.
- Akşemseddin'in sohbetlerinde ve vaazlarında temizlik, iyilik, namaz, şükür, sabır, haset etmemek, kimsenin nimetine zarar vermemek gibi öğretiler verilirdi.
- 30:00Veli ve Bela İlişkisi
- Veli, insanlardan gelen sıkıntılara katlanıp tahammül eden, belalar yüzünden şikayetçi olmayan ve düşmanlık tavrı takınmayan kişidir.
- İman taklitle olmaz, iman eden kimseler imtihan olunarak bela ve musibetlere uğrarlar.
- Bela ve musibetler Allah dostlarının muhabbet ve sevgisini artırır, kişinin manevi mertebesinin yüksekliğine göre büyük ve küçük belalara uğrar.
- 32:55Kulluğun Türleri
- Kulluk beş kısımdır: ten kulluğu (Allah'ın emirlerine uyup yasaklarından sakınmak), nefis kulluğu (nefsi terbiye etmek ve mücahede etmek), gönül kulluğu (dünyadan yüz çevirip ahirete yönelmek), sır kulluğu (Allah'a tamamen dönüp rızasını kazanmak) ve can kulluğu (müşahedeye ermek için kendini Allah yoluna vermek).
- Manevi huzura ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lazımdır: az yemek, az uyumak, halka az karışmak ve Allah'ı çok zikretmektir.
- İkinci Murat Han, Hacı Bayram-ı Veli'yi sevmekteydi ve bir gün oğlu Şehzade Mehmet ile birlikte ziyaretinde İstanbul'un alınacağını Şehzade Mehmet ve Akşemseddin'in göreceğini belirtmişti.
- 35:06Fatih Sultan Mehmet ve Akşemseddin
- İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, hocasını ziyaret ederek talebeliğe kabul edilmesini istedi.
- Akşemseddin, Fatih'e "Sen bizim tattığımız lezzeti tadacak olursan saltanatı bırakırsın, devlet işlerini tam yapamazsın" diyerek teklifi reddetti.
- Fatih'in talebeliğe kabul edilmesi durumunda düzenin bozulacağı ve halkın perişan olacağından bahseden Akşemseddin, Fatih'in 2000 altın hediyesini de kabul etmedi.