• Buradasın

    1915 Olayları ve Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Akademik Bir Sohbet

    youtube.com/watch?v=wUdnoLG4fXs

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, 24 Nisan 2015'te yayınlanan bir televizyon programıdır. Programda sunucu, Prof. Dr. Halil Berktay ve Prof. Dr. Mehmet Altan gibi akademisyenlerle 1915 olayları ve Türk-Ermeni ilişkileri hakkında kapsamlı bir sohbet gerçekleştirilmektedir.
    • Video, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki içsel ve dışsal krizleri, 1915 Ermeni Soykırımının tarihsel bağlamını ve Türk milliyetçiliğinin gelişimini ele almaktadır. Konuşmacılar, Osmanlı'nın küçülme süreci, Balkan Savaşları, İttihat ve Terakki'nin politikaları ve Ermeni tehciri sürecinde yaşanan olayları detaylı olarak incelemektedir.
    • Programda ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinde Türk milliyetçiliğinin nasıl "hırçın, haşin ve intikamcı" bir boyut kazandığı, İttihatçıların demokratik ve hürriyet iddialarıyla başlayan ancak sonunda imparatorluğu korumak zorunda kaldıkları süreç, ve Halil Menteşe ile Talat Paşa arasındaki diyaloglar gibi tarihsel detaylar da ele alınmaktadır.
    00:29Programın Amacı ve Konukların Tanıtımı
    • Program 24 Nisan 1915'te yaşanan olayları, trajedileri ve sonrasında olup biteni detaylı bir şekilde ele almayı amaçlıyor.
    • Programda Prof. Dr. Halil Berktay ve Prof. Dr. Mehmet Altan konuk olarak yer alıyor.
    • Sunucu, 1915 olaylarının sığ tartışmalarla, soykırım mıydı değil miydi sorusuyla ele alındığını ve büyükelçilerin çekilmesiyle hiçbir yere gidilmediğini belirtiyor.
    02:18Osmanlı İmparatorluğu'nun Küçülme Süreci
    • Osmanlı İmparatorluğu'nun küçülme süreci, 1800'lerde Fransız Devrimi sonrasında Balkanlarda milliyetçi hareketlerin başlamasıyla başlıyor.
    • Sırp ve Yunan ayaklanmaları, Sırplar ve Yunanlılar açısından milli devrimleri olarak görülüyor, ancak Türkiye'de bu durumun farkında olunmuyor.
    • Türk milliyetçi tarih ideolojisinde, Osmanlı'ya karşı yapılan devrimlerde "eski rejim, eski düzen" ve "devrim" terimleri kullanılırken, Balkan halklarının Osmanlı'ya karşı devrimleri ise "milli" terminolojisine dayanır.
    05:18Milliyetçilik ve İntikamcı Korku
    • 1800'lerde ve 1900'lerde yaşanan ayaklanmalar Osmanlı yöneticileri üzerinde derin etkiler yaratmasına rağmen, henüz intikamcı bir korku ve endişe doğurmuyor.
    • 1880'lere kadar Hamidiye Alayları, inzibati bir mesele olarak görülüyor ve milliyetçileştirilmiyor.
    • İntikamcı bir endişe ve korku, 20. yüzyıl başında, özellikle Girit olayı ile başlıyor.
    07:21Geçmiş ve Günümüz Arasındaki Bağlantı
    • Prof. Dr. Halil Berktay, ailesinin Girit'te yaşadığı trajedileri anlatıyor.
    • 1896'da Girit'te yaşanan isyan sırasında, kuzey Girit'te Rumlar Müslüman Türkler karşı karşıya büyük bir katliam düzenlemiş.
    • Berktay, ailesinin de bu olaylara dahil olduğunu ve kendi ailesinde katiller olduğunu keşfettiğini, bu durumun kendisini nasıl etkilediğini anlatıyor.
    12:52Geçmiş ve Günümüz Arasındaki Mesafe
    • Berktay, geçmişin yabancı bir ülke olduğunu ve geçmiş ile günümüz arasında süreklilik olmadığını vurguluyor.
    • Günümüz Türkiye toplumunun heterojen olduğunu, içinde farklı ideolojilerin bulunduğunu belirtiyor.
    • Geçmişteki insanlarla kendisini aynı kategoride görmek istemediğini, geçmişteki katillerin kendisi olmadığını ve onların anısına sadık kalmak zorunda olmadığını ifade ediyor.
    14:35Tarih ve İnsan Algısı
    • Tarihsel olaylara bakış açısı, ideoloji ve zaman dilimi insan algısını etkiler.
    • Her 90 yılda bir yeni bir ülke kurulurken, insanlar doğup ölür ve kaybolur.
    • İnsanlar hızlı şartlanan varlıklardır ve bu şartlanmayı kırmaya yönelik iki dal vardır: bilim ve sanat.
    17:33Türkiye'nin Tarihsel Sorunları
    • Türkiye'nin yüz senedir çözemediği sorunun temeli, "eğer ben isyan ediyorsam haklıyım, bana karşı isyan eden haksız" mantığındadır.
    • Milliyetçi akımların temelinde ekonomik gerekçe vardır, Batı'da burjuvazinin kendine rekabetten uzak bir alan oluşturmasıyla ulus-devlet kavramı doğmuştur.
    • Osmanlı'da bu dinamiklerin olmadığı için bu mesele tam algılanamamış ve gecikerek algılanmıştır.
    21:30Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemi
    • Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu, eskimiş, çürümekte olan, maliyesi ve vergi toplaması sorunları yaşayan bir devlettir.
    • Tanzimat'tan itibaren modern devlet olmaya çalışan ancak ayakkabı bağcıklarıyla yukarı çekerek ilerleyen bir yapıya sahiptir.
    • İmparatorlukta hukuk homojen değildir ve etnik-dini cemaatler bakımından çok kalabalık bir mozaik vardır.
    23:52Osmanlı'nın Küçülmesi ve Türk Milliyetçiliği
    • Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyıl başından itibaren küçülerek Sırplar, Yunanlılar, Bulgarlar ve Romenler gibi topluluklar ayrılıp kendi ulus devletlerini kurmaktadır.
    • Toprak ve nüfus kaybeden İmparatorlukta yeni yeşermekte olan Türk milliyetçiliği, daha fazla parçalanma korkusu ve arkadan hançerlenme endişesi peydahlanmıştır.
    • Bu korku ve endişeler, hırçın, haşin ve intikamcı bir boyut yaratmıştır ve bu öfke 1915 Ermeni soykırımı gibi olaylarda patlamıştır.
    26:00Ermeni Soykırımı ve Türk Milliyetçiliği
    • Ermeni soykırımı, bütün bir imparatorluğun kaybından beslenen ve diğer Müslüman olmayan etnik gruplara karşı birikmiş öfkenin Ermenilerin sırtında patlatılmasıdır.
    • İttihatçı milliyetçiliği, Dünya Savaşı koşullarında Ermenileri yakalayabilmiştir ve erken nesil Türk milliyetçiliğinin bütün birikmiş öfkesi Ermenilerden çıkmıştır.
    • Türkiye adına konuşanların içsel psikolojisi veya mentalitesi, Türk milliyetçiliğinin içindeki bir yara olarak görülmelidir.
    28:40Adil Hafıza Arayışı ve İmparatorluğun Kaybı
    • 2014 ve 2015'teki 24 Nisan taziye mesajlarında önemli olan adil hafıza arayışıdır.
    • Türkiye'nin içsel psikolojisi, bir psikolojik telafi, tazminat veya kompansasyon aramaktadır.
    • 1915 Ermeni soykırımı ile yüzleşmenin kolay kolay gerçekleşemeyeceğinden endişe edilmektedir.
    31:02İmparatorluğun Travması ve Ermeni Soykırımı
    • Sorun, imparatorluğun kaybının travmasıdır: Müslüman Türk nüfusunun Balkanlardan, Kafkasya'dan ve Girit'ten sürülmesi, imparatorluğun küçülmesi ve iç göç yoluyla emplozyona tabi olmasının yarattığı travmadır.
    • Obsolesansa uğramış, tefessüh etme sürecinde olan Osmanlı İmparatorluğu hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyordu.
    • Ermenilerin başına gelenler, Osmanlı'nın kaybı travmasının bir sonucu olarak patlamıştır.
    32:11Osmanlı'daki Etnik Gruplar ve Reform İstekleri
    • Osmanlı, Müslüman olmayan nüfus kesimlerine "millet" (cemaat anlamında) diyordu, bu bugünkü "ulus"tan farklı bir anlama geliyordu.
    • Kapitalist modernite, Türk-Müslüman nüfusu arasında olduğundan çok daha önce ve hızlı gelişiyordu, bu gruplar kendi embriyonik burjuvazilerini peydahlamaya başlıyordu.
    • Bu gruplar Avrupa ile kültürel olarak daha fazla haşır neşir oluyor, Fransız Devrimi'nin getirdiği milliyetçilik fikirlerinden etkileniyor ve reform istiyorlardı.
    34:13Büyük Devletlerin Rolü ve Osmanlı'nın Reaksiyonu
    • O zamanın uluslararası ortamında Cemiyet-i Akvam veya Avrupa Birliği gibi bir dünya hükümeti aygıtı yoktu, sadece düveli muazzama (büyük devletler) vardı.
    • Sanayi Devrimi'nin beraberinde getirdiği 19. yüzyılın sermaye çağından geçmiş, imparatorluk çağına gelmiş altı-yedi büyük devlet vardı.
    • Büyük devletler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Hıristiyan nüfuslarına sempati duyuyor ve patronaj-clientej ilişkileri doğmaya başlıyordu.
    36:10Reform Süreci ve Krizler
    • Etnik gruplar büyük devletlere şikayet ediyor, büyük devletler Babıali'ye ültimatom veriyor ve reform taleplerini ciddiye almasını istiyor.
    • Osmanlı, dışarıdan müdahaleye homurdanmasına rağmen içten içe hoşnut oluyor ve "sefaretler dayatıyor" argümanıyla reformları uyguluyor.
    • Osmanlı baskılar karşısında bir şeyler yapıyor ama kendisini yüzde yüz yapmış gösteriyor, yapmaktan daha fazla göstermek önemliydi.
    38:40Ayaklanmalar ve İmparatorluğun Küçülmesi
    • Şikayetler dinmediğinde ayaklanmalar baş gösteriyor, hoşnutsuzluk artıyor ve isyanlar çıkıyor.
    • Osmanlı ordusu ve başıbozukları gönderiliyor, katliamlar oluyor (mesela 1877-78 harbi öncesindeki Bulgaristan'daki Batak katliamı gibi).
    • Büyük devletler daha fazla müdahale ediyor, savaşlar çıkıyor veya diplomatik dayatmalar oluyor, ve bu süreçte Bulgaristan, Girit, Yunanistan gibi bölgeler özerklikten bağımsızlığa kavuşuyor.
    39:56Milliyetçilik ve Bağımsızlık Süreci
    • Dış Türkler söylemi tersine çevrilince, Dış Sırplar veya Dış Yunanlılar gibi terimlerle bağımsızlık özlemleri ve Osmanlı topraklarından mini imparatorluklar koparıp alma arzuları ortaya çıkar.
    • Yunanistan bağımsızlığını kazandıktan sonra, 1866'da Girit isyanı bastırılırken, 1896'da Girit isyanı bastırılamaz ve büyük devletler müdahale ederek Girit özerk olur, daha sonra Yunanistan'a katılır (Enosis).
    • Türk milliyetçiliği, diğer Balkan ve Kafkas uluslarının milliyetçiliklerinden neredeyse daha geç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk-Müslüman unsuru için ortaya çıkar ve başlangıçta elit bir milliyetçilik olarak görülür.
    41:38Türk Milliyetçiliğinin Gelişimi
    • Türk milliyetçiliği öncelikle elit, intelligentsia, bürokrasi ve ordu içinde başlar ve İttihat ve Terakki ile zabitan kadrosu arasındaki ayrım zamanla imkansız hale gelir.
    • Bu milliyetçilik intikamcı bir ideolojiye dönüşür ve en ufak reform, özerklik taleplerinden kuşkuya kapılan, öfkeli ve endişeli bir Türk milliyetçiliği ortaya çıkar.
    • Balkan Savaşları ve 1912 bozgunu sonrasında, tüm Yunanlılar, Bulgarlar, Ermeniler gibi gruplar artık güvenilmez ve potansiyel hain nüfuslar olarak görülür.
    43:25Devlet ve Hukukun Rolü
    • Tartışma masasından çekilen iki temel unsur vardır: devlet ve hukuk.
    • 1914'e gelmeden Hamidiye Alaylarının yaptıkları ve Teşkilat-ı Mahsus'un kuruluşu gibi olaylar, devlet söyleminin dışında gerçekleşir.
    • Osmanlı Devleti bu süreci idare edemez ve meseleyi okuyamaz, çözebilir durumda değildir.
    46:07Hukuk ve Devletin Önemi
    • Vatandaş olarak devleti eleştirmek gerekir; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak devletin mağdur ettiği olayları ele almak önemli bir sorundur.
    • Eğer birisi suç işlerse, onu mahkemeye çıkarıp yargılama gerekir, teşhir ederek çoluk çocuk öldürmek doğru değildir.
    • Tartışma "onlar ve biz" şeklinde milliyetçi bir yaklaşım olmamalı, bunun yerine hukuk ve devletin rolü vurgulanmalıdır.
    47:36Ulus Devletlerin Ortaya Çıkışı
    • Bu mesele aslında bir ulus devletlerin ortaya çıktığı süreci algılayamama ve yönetememe sorunudur.
    • Algılanamayan ve yönetilemeyen şeylerden etkilenip, diğerlerinin taleplerini hainlik olarak ifade etmek, hukuk ve devleti aradan çıkararak "kimin gücü kime yeterse" mantığına düşmek, bugün de devam eden bir yapıdır.
    • Reklam sonrası 1915'i tartışmaya devam edilirken, parçalanmış imparatorluk ve paranoya durumu, 1912-13'teki Balkan Savaşları sonrası trajediden sonra 1914'ün sonlarına doğru bir resme ulaşılmıştır.
    53:54İmparatorluk ve Demokrasi Arasındaki Çelişki
    • Hürriyet getirecek bir devrim yapma iddiasıyla ortaya çıkan genç adamlar, çöküş halindeki bir imparatorluğun başına geçince, imparatorluk korumak zorunda kalıyor ve demokrasi fikrinden vazgeçmek zorunda kalıyorlar.
    • Sovyetler Birliği örneğinde, Kruşçev 1956'da demokratik reformlara kalkışırken, Macaristan ayaklanması karşısında reformları bırakıp tank göndererek imparatorluğu korudu, ancak Gorbachev tutarlı davrandı ve demokrasiye sadık kaldı.
    • İttihatçılar da benzer şekilde Abdülhamit'e karşı hürriyet getirmek iddiasıyla devrim yapmış, ancak imparatorluğu yönetmeye başladıklarında hürriyetperverliklerini kaybettiler.
    1:00:04İttihatçıların Modernleşme Yaklaşımı
    • İttihat ve Terakki Cemiyeti, köhne toplumu değiştirmek ve modernize etmek için ordunun profesyonel subay kadrolarına göz dikip iktidara gelmeyi hedefledi.
    • İttihatçılar, toplumun kendilerinden çok daha ileri modern ordusunun subay kadroları olarak, geri kalmış ve hor gördükleri toplumu yukarıdan aşağı modernize etmek istediler.
    • İttihatçılar, kendilerini hor gördükleri toplumu bile düşman olarak gördüler ve kendilerini modernize etmekle yükümlü hissederken, toplumu değiştirmek için baskı ve yasa çıkararak çalıştilar.
    1:03:20Türkiye'nin Modernleşme Süreci
    • Türkiye'de modernleşme sürecinde temel mantık tüketimdir; ne Osmanlı'da ne de Cumhuriyet'te üretim biçiminde bir değişiklik gerçekleşmiştir.
    • Köylü toplumunun modern hayata uydurulması için askeri yetkililer kanunlar çıkararak baskı yapmış, ancak toplumsal değişimi anlamayan ve bu değişimi gerçekleştirebilecek bir taşıyıcı sınıfı bulunmadığı için başarılı olamamışlardır.
    • Türkiye'de 10 yıl açılıp 10 yıl kapanma döngüsü yaşanmış, ancak toplum özü itibariyle çok radikal bir değişime uğramamıştır.
    1:07:00Cumhuriyet'in Osmanlı İlişkileri
    • Cumhuriyet'in Osmanlı ile ilişkileri net değildir; bir yandan Osmanlı'yla övünüp, bir yandan yıkmakla da övünmektedir.
    • Atatürk, Cumhuriyet'i kurarken kişisel dostluklar ve düşmanlıklar yerine ilkeler bütünü üzerine bir ilişki kurmamıştır.
    • Cumhuriyet'in Osmanlı ile ilişkilerinde kafası karışık ve net olmaması, yüz yıldır çözülemeyen bir sorunun temelinde yer almaktadır.
    1:08:07Sınıf Nefretlerinin Milli-Etnik Nefretlere Dönüşmesi
    • Konuşmacı, tahlil çerçevesine iki unsur daha entegre etmek istiyor: sınıf nefretlerinin milli- etnik nefretlere dönüşmesi.
    • Abdülhamit döneminin öncesinde ve boyunca, Hıristiyan milletler içinde kapitalizm, burjuvazi ve ekonomik kalkınma daha hızlı gelişiyordu.
    • Sınıf nefretleri, yoksul Müslüman kesimlerin gayrimüslim burjuvazisine duyduğu kıskançlık ve haset, zamanla milli- dini nefretlere dönüşüyordu.
    1:11:23Osmanlı İmparatorluğu'nun İkili Karakteri
    • Osmanlı İmparatorluğu'nun ikili karakteri vardır: resmi inkılap tarihi anlatımında sadece mazlum ve mağdur yönü vurgulanırken, imparatorluğun aynı zamanda diğer halkları tabi kılmış bir konumu da vardı.
    • İttihatcılar bu ikili konumdan etkilenerek, Marksist anti-emperyalist söyleminden ve Batı'nın aşırı sağından ilham aldılar.
    • Batıda proto-faşizm, ırkçılık, antisemitizm, pozitivist bilimperestlik ve sosyal darwinizm gibi fikirler Osmanlı'da da etkiliydi.
    1:15:28Türk Milliyetçiliğinin Kaynakları
    • Türk milliyetçiliğinin kurucuları arasında Ziya Gökalp yanında Ömer Seyfettin de önemli bir yer tutuyor.
    • Ömer Seyfettin'in "Primo", "Hürriyet Bayrakları", "Nakarat", "Beyaz Lale" gibi hikayelerinde protofaşist ideoloji ve sosyal darwinizm net bir şekilde görülüyor.
    • Halil Menteşe'nin 1986'da yayınlanan anılarında bu konulara dair önemli bilgiler bulunmaktadır.
    1:18:30Halil Menteşe'nin Berlin Ziyareti
    • Halil Menteşe, 1915-1916 yıllarında Berlin'e gönderilmiş ve Ermeni meselesinin pazarlığını yapmak üzere iki ay kalmış.
    • İstanbul'a döndüğünde, trenin Ayastefanos istasyonunda durduğunda Talat Paşa'nın kendisini beklediğini ve vagonuna geldiğini anlatıyor.
    • Talat Paşa, Halil Menteşe'ye Almanlarla Ermeni meselesini konuştuklarını sormuş ve Halil'in Almanca ile muaverelerini anlattığını duyunca gülerek dizine vurmuş.
    1:19:40Talat Paşa'nın Endişeleri
    • Talat Paşa, Halil Menteşe'ye "senin günahını almışım" diyerek ona güvenemediğini, döndüğünde kendisini vazgeçirmeye kalkacağından korktuğunu itiraf etmiş.
    • Halil Menteşe'nin Almanlarla yaptığı görüşmeleri anlattığında, Talat Paşa "şimdi insanın aklına neden vazgeçirecekti, şu bitirilecek olan iş nedir filan gibi sorular geliyor" diyerek düşünmeyi sürdürmüş.
    1:20:23Talat Paşa'nın Yerebatan Dairesindeki Durumu
    • Halil Menteşe, bir gün Talat Paşa'nın Yerebatan'daki dairesine gittiğinde, Talat'ın yüzünün simsiyah ve gözlerinin kan çanağına döndüğünü görmüş.
    • Talat Paşa, Erzurum valisi Tahsin'in Ermeni işleriyle ilgili korkunç tevraflar aldığını ve insanın yüreğinin dayanacağı bir şey olmadığını söylemiş.
    • Talat Paşa, "ne yaparsın? Ben yapmasaydım onlar benimkine yapacaklardı" diyerek "milli mevcudiyet kavgası" ifadesini kullanmış.
    1:22:53Milli Mecvudiyet Kavgası
    • Konuşmacı, "milli mevcudiyet kavgası" ifadesinin sosyal darwinist ideoloji ve Avrupa protofaşizminden ithal olduğunu belirtiyor.
    • "Mecvudiyet" kelimesinin varlık anlamına geldiği ve varlığın zıttının yokluk veya yok etme olduğu açıklanıyor.
    • Talat Paşa'nın "Türklerin milli mevcudiyeti uğruna" Ermenilere yapılanların, "insanın yüreğinin dayanacağı bir şey" olduğu ve bunun ne olduğunu sorguluyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor