Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Nisan, Eşref, Kadir ve Dinçer adlı dört karakterin yaşadığı bir hikaye anlatımıdır. Nisan unutkanlık yaşadığı bir karakterken, Eşref onun hafızasını canlandırmaya çalışmaktadır.
- Hikaye, "Salı" adı verilen bir ritimde gelişen dört farklı hikayeyi konu alıyor. Nisan ve Eşref panayır alanında, Kadir arşivde, Dinçer sokaklarda ve Hıdır bir mutfakta kendi hikayelerini sürdürürken, kırmızı ip, fotoğraflar ve defterler gibi semboller hikayenin ana unsurlarını oluşturuyor. Video, karakterlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, hafızanın önemini ve zamanın etkisini konu alan bir gerilim anlatımıdır.
- Hikayede ayrıca bir kurtarma operasyonu, yangın planı ve şehirdeki güç dengeleri gibi paralel hikayeler de yer alıyor. Karakterlerin kendi kapılarından geçerek şehrin nabzını ve ritmini nasıl etkilediği, "düğüm, irade, ısrar" gibi kavramlar üzerinden anlatılıyor. Video, bir çatışma sahnesiyle devam ederken, karakterlerin psikolojik durumları ve çatışmaları detaylı bir şekilde işleniyor.
- 00:23Hıdır'ın Kurtarılması
- Hıdır, metal kasa ile duvar arasına sıkışmış kanın ılık sızıntısını belinde hissediyordu.
- Eşref, Hıdır'ı kasadan kurtarmak için levye ve kırık kalas parçası kullanarak kaldıraç yaptı.
- Eşref, Hıdır'ı kasadan kurtardıktan sonra duvara "buradan geçildi, tehlike arkada" işaretini bıraktı.
- 01:05Nisan Fotoğrafı
- Eşref, Nisan'ın fotoğrafını inceledi ve fotoğrafın arka planındaki duvar boya kabuklarını, gölgelerin düşüş açısını ve sol üst köşedeki uzun gölgeyi fark etti.
- Fotoğrafın arka planında yarısı görünen bir tabela harfi "K" vardı.
- Nisan, fotoğrafın arkasındaki "Salı Panayır K" yazısını fark etti ve bu ipucu zihninde bir ışık yaktı.
- 02:02Dinçer ve Nisa
- Dinçer alt kata indi ve koridorun ucunda boş bir sandalye, üzerinde yarım kalmış bir çay buldu.
- Dinçer, Nisan'ın fotoğrafını gördüğünde "görmek yetmez, anlamak gerekir" dedi.
- Dinçer, Nisan'ın hatırlamaması bir eksik parçaysa, Eşref'in desteği o parçayı yerine oturtacak çekiç olabilirdi.
- 04:39Panayır Alanı
- Nisan, zihninde şehrin eski fuar alanını çizdi ve orada bir yaz, bir salı günü çekilmişti bu fotoğraf.
- Nisan, Eşref'e telefon ederek "bir fotoğraf buldum, ben ve başkaları" dedi.
- Eşref, Nisan'ın "konuşacağız" sözüne tepki gösterdi ve bu tek kelime Nisan'ın omuzlarından bir ağırlık aldı.
- 06:27Hastaneye Yolculuk
- Eşref ve Hıdır arka çıkıştan sokak lambasının titrek ışığına ulaştı ve hava metal gibi soğuktu.
- Eşref, Hıdır'ı arka koltuğa bindirdi ve bir taksi durdurdu.
- Taksi plakasının son iki hanesi Eşref'in aklında bir anlam çağrıştırdı.
- 07:10Çatışma
- İlk kurşun duvara çarptığında, rutubet kokulu koridorun içinde yankılanan ses nefeslerin ritmini bir anda bozdu.
- Eşref, merminin metalik ıslığı, betonun iç çekişi ve uzak bir öksürük seslerini duydu.
- Kadir ise aynı koridorun karşı ucunda, kırık camların arasından süzülen loş ışığın altında esnedi ve "gürültü bize perde, fırsat bana kapı" dedi.
- 08:06Eşref'in Kararı
- Eşref, Hıdır'ın hırıltılı nefesini ve depodaki kan kokusunu hatırladı.
- Eşref, Hıdır'ı çekip çıkarmak sadece bir adamı kurtarmak değil, kendi vicdanını da kurtarmak olduğunu düşündü.
- Eşref, sağ elindeki tabancayı yana açtı ve sol eliyle koyu gri kapının metal kolunu yokladı.
- 09:48Nisan'ın Unutkanlığı
- Nisan, elindeki sarı, kenarları kıvrılmış fotoğrafı düşündü; bu fotoğraf Nisan'ın çocukluk fotoğrafıydı.
- Nisan o fotoğraftaki diğer yüzleri hatırlamıyordu, bu unutkanlık Dinçer'in eline altından daha parlak bir anahtar tutuşturmuştu.
- Nisan, fotoğrafın içindeki dört çocuktan sadece kendisinin gülen yüzünde sonsuz yaz günlerinin kıvrımı vardı, diğer üçü bulanık yüz hatları, sis gibi dağılan hayaletler gibiydi.
- 11:10Eşref'in Planı
- Eşref, kapının altındaki gölgelerin hizasını izlerken, kapı milim kaydı ama ses çıkmadı.
- Eşref kapıyı itmeden dinledi, sessizliğin içindeki tını değişince tek bir nefeste içeri süzüldü ve iki adamı omuzda itip dengesini bozdu.
- Kadir, telefonundaki sessiz çağrıyı onaylayarak köprü altının temizlenmesi ve stokların ikiye bölünmesi talimatlarını verdi.
- 12:46Nisan'ın Panayır Ziyareti
- Nisan evden çıktı ve panayır alanına giden yolda, bir zamanlar çocuk kahkahalarının göğe çekildiği bir yoldan bugünleşmişti.
- Panayırın kapısı çoktan aşınıp "girin" demeyi öğrenmişti ve Nisan kapıdan içeri adım attığında karanlık onu yutmadı, sadece ona yer açtı.
- Duvarın kenarında bir tebeşir çizgisi gördü: "Eşrefin dili. Buradan geçildi. Tehlike arkada."
- 16:00Eşref ve Nisan'ın Karşılaşması
- Eşref dış kapıdan içeri girdiğinde Nisan'ı yatay bir ışık demetinin içinde buldu, elinde ikinci fotoğraf, yüzünde anıların hızlıca akıp giden gölgeleri vardı.
- Nisan "Ben hatırlamıyorum" dedi, Eşref başını sallayarak "Hatırlatacağız, adım adım" dedi.
- Eşref, kadının bileğindeki kırmızı ipi görünce zihninde başka bir görüntüyü çağırdı: bir kış gecesi, bir ambulansın ışıkları, ağlayan bir çocuk.
- 16:50Dinçer'in Planları
- Kadir uzaktan panayır alanına bakıp başını hafifçe yedi ve "Herkes bir araya geldiğinde devre tamamlanır" dedi.
- Dinçer panayırın kenarında durdu, rüzgar paltosunun eteğini sağa sola çekiştirirken o yerdeki ayakkabı izlerine baktı.
- Dinçer "Hikayeler iz bırakır, izler de beni bulur" dedi ve "Bugün değilse yarın, yarın değilse bir sonraki salı" mırıldandı.
- 18:17Nisan'ın Anıları
- Eşref, Nisan'ın omzuna hafifçe dokunarak "Anlat, akla gelen her şeyi" dedi.
- Nisan gözlerini kapadı ve güneşin yandan vurduğu bir öğleden sonrayı, bir kırmızı ipi, bir kiosk üstündeki kervan yazısını, bir tebeşir çizgisini, bir çocuğun ona uzattığı mısır şekerini, şekerin bir anda yere düşüşünü, bir çığlığı, yüzü seçilemeyen bir adamın kolundan çekişini anlattı.
- Nisan "Biri beni çekti" dedi, sonra ışık azaldı ve Eşref bu cümleyi cebine koydu.
- 19:06Hıdır ve Kadir'in Durumu
- Hıdır, güvenli evin penceresinden sokaktaki bir kediyi izliyordu ve Eşref'e "Ben iyiyim, dikiş atıldı" mesajını yazdı.
- Kadir'in yangını şehrin başka bir ucunda patladı, polis boş kasaları, yerleştirilmiş ıslak kartonları ve yeni sürülmüş bir boya kokusunu buldu.
- Dinçer defterin kapağını okşadı, içinde isimler, tarihler, küçük notlar vardı: "Salı, yağmur yok, Nisan, kırmızı ip, kaybolan balon, ağlayan çocuk".
- 21:04Nisan'ın Korkusu ve Eşref'in Tavsiyesi
- Nisan, atlı karıncanın durgun at başlarını rüzgarda hafif sallanan bir kolej ceketi gibi kıpırdadığını fark ederek korktuğunu itiraf ediyor.
- Eşref, korkunun kapının menteşesi olduğunu, korkuyla kapı açılır ama kapıdan geçmek cesaretli olduğunu söylüyor.
- Nisan, fotoğrafı ceketinin iç cebine koyuyor ve bu fotoğrafın kendi ilkesinin çerçevesi olduğunu belirtiyor.
- 21:41Şehrin Üç Nefesi ve Dinçer'in Planı
- O gece şehir üç ayrı nefeste uyuyor: Eşref'in düzenli, ağır nefesi, Kadir'in sığ ama hızlı nefesi ve Nisan'ın dalgalı, kimi yerde kesilen nefesi.
- Dinçer uyumadan masasında defteri açıp yeni bir not düşüyor ve bir sonraki salı karşılaşma çakmağını masaya koyuyor.
- Sabah panayır alanının çitlerine "bakım çalışması nedeniyle kapalı" yazısı asılıyor, bu cümle Eşref için uyarı, Kadir için fırsat, Nisan için ertelenmiş buluşma ve Dinçer için yeni bir sahne oluyor.
- 22:32Dört İnsanın Hareketleri
- Her biri kendi yöntemleriyle hareket etmeye devam ediyor: Eşref sessizlikte yazıyor, Kadir dumanla çiziyor, Nisan fotoğraflarla kazıyor ve Dinçer sabırlı bekliyor.
- Salı geldiğinde hafızanın duvarlarındaki çatlaklardan içeri sızan ışık daha çok olacak, çatışmaların içindeki fısıltılar daha belirginleşecek ve kırmızı bir ip bir bilekten diğerine uzanacak.
- Bazı hikayeler yürümeyi bırakmaz, sadece adımlarını değiştirir ve bu hikaye artık dört insanın omzunda dört ayrı yöne çekilen bir harita gibi şehrin nabzını alıyor.
- 23:27Panayır Alanındaki Karşılaşma
- Şehrin paslı eklemlerinden çıtırtılar çıkararak akşamüstüne devrildiğinde sokakların dili değişiyor, insanlar daha kısık konuşuyor ve pencereler daha temkinli kapanıyor.
- Panayır alanına düşen ışık, atlı karıncanın donuk at başlarını bakır bir sabırla parlatıyor.
- Nisan kulübenin eşiğinde yarım adım önde, Eşref omzunu çite yaslamış, toprağın diliyle konuşan bir sessizliğe gömülmüş durumda.
- 24:00Eşref'in İşareti ve Nisan'ın Tepkisi
- Eşref'in yarım dairesine yanaşık, tesadüf kadar yakın ama tuzağa yeterince bitişik ikinci bir tebeşir çizgisi ekleniyor.
- Eşref, parmak ucu ile toprağın yüzeyini yoklayarak silmemiş gör diye söylüyor.
- Nisan başını eğiyor ve fotoğraflar iç cebinde, kağıtların kenarı göğsüne çizik gibi dokunuyor.
- 24:26Seçim ve Anlamak
- Nisan, "görmek başka, anlamak başka" diyerek ikisini de öğrenmek zorunda olduğunu belirtiyor.
- Rüzgar panayırın çürük afişlerini usulca yoklarken, bir köşeden çocuk kahkahalarına benzeyen ince bir kapı gıcırtısı yükseliyor.
- Eşref, "kuzey merdivenini seçmen iyi oldu" diyerek Nisan'ın seçimini onaylıyor.
- 25:16Kadir'in Planı ve Dinçer'in Bekleyişi
- Kadir'in adamları çelik levhanın altına saklanmış, bölmenin kapaklarını yağlı bir ustalıkla açıp kapamayı rutin e bağlamışlar.
- Kadir uzakta bir arabanın kaportasına dirseğini dayamış, elindeki sigaranın külünü titretmeden, kendi kurduğu dumanın içinde yolları sayıyor.
- Dinçer ise panayırın çevresini bir ip gibi dolanan servet yoksulu sokaklardan birinde kapüşonlu bir paltonun gölgesine karışmış, sabrın iç yakan sıcaklığıyla bekliyor.
- 26:10Tesadüf ve Nisan'ın Keşfi
- Dinçer, "tesadüf işareti dokunulmaz" diyerek kendi kendine mırıldanıyor.
- Nisan, kulübenin kıymık kıyım kapı kasasına avuç içini koyuyor ve tenine batan en ufak kıymığı bile seçen o dikkat, belleğinin puslu kıvrımlarında kaybolan yüzlere bir odak veriyor.
- Nisan, bileğindeki kırmızı ipin düğümünü o atmış bir kadın olduğunu fark ediyor.
- 26:50Eşref'in Sırrı ve Hıdır'ın Durumu
- Eşref, "adı doğru zamanda söylenir, ismin ağırlığı var, bir ismi erken söylemek kapıyı içeriden kilitler" diyerek Nisan'ın sorusuna cevap vermiyor.
- Şehrin diğer ucunda Hıdır bir mutfağın soğuk fayanslarına sırtını verip oturmuş, yarasının etrafındaki sızıntının ritmini dinliyor.
- Hıdır telefonunu eline alıp "iyiyim" ve "geldin" yazıp sildikten sonra hiçbir şey yazmadan telefonu masaya koyuyor.
- 27:54Kadir'in Tesadüfleri ve Nisan'ın Seçimi
- Arşivin kuzey merdiveninde gün içinde kısacık esen buhar dalgası camın iç yüzeyine dikey iki çizginin arasına sıkışmış eğri bir gölge bırakmış.
- Kadir bu tür tesadüfleri not defterinin arka sayfasına küçük işaretler halinde işler ve "insanlar canda kendi yüzlerine çarpınca dışarıyı bulanık görür, bulanık dışarının içine gerçek saklanır" yazıyor.
- Nisan cebindeki iki fotoğrafı çıkarmıyor, çıkarmamak da bir seçimdi ve "gördüğünü saklamak bazen görmeyenden daha çok şey anlatır" diye düşünüyor.
- 28:45Eşref'in İşareti ve Anlamı
- Eşref, çitin kenarında bulduğu ikinci işareti olduğu gibi bırakıyor ve "onun da izi kalsın, izi çağırır" diyor.
- Ardından toprağa kendi işaretinin hemen üstüne çok küçük, neredeyse görünmez bir nokta koyuyor.
- Bu noktanın anlamı sadece birkaç kişinin bildiği bir sözlükte duruyor: "gelen doğru ama zaman yanlış".
- 29:10Panayırdaki Karşılaşma
- Rüzgar dindiğinde sessizliği ilk delen ses bir bisiklet zili oldu ve Nisa, çapraz sokaktan çıkan paseli bisikleti sürdü.
- Bisikleti süren genç, Nisa'ya tanıdık bir bakış attı ve panayırın çit kapısına kırmızı, yıpranmış bir ip parçası doladı.
- Nisa, "Bu ne demek?" diye sorduğunda, Eşref "Bazen ip yolun kendi kendine kendini hatırlatmasıdır" dedi.
- 31:06Şehirdeki İşler
- Kadir, telefonuna düşen mesajı okudu ve adamlarına doğu yakasında fiyatı sabitleyip batı yakasında çeyrek yükseltmelerini söyledi.
- Dinçer, eski kırtasiyenin vitrininde kendini görmemek için ışığın açısını bekleyenlerdendi ve cebinden çakmak çıkardı.
- Nisan ve Eşref panayırdan ayrıldığında, adımlarını aynı ritimde tutmaya çalıştılar ve ritmi bozan her küçük taş, geride bırakılan bir hatırayı ayağa bağlayan görünmez bir düğüm gibiydi.
- 33:06Hıdır'ın Düşünceleri
- Hıdır, mutfak masasında çay halkasına baktı ve "Buradan geçildi, tehlike arkada bir an durdu" dedi.
- Telefonun ekranında bir bildirim ışığı yanıp söndü ve Hıdır "Yakın, diye mırıldandı, her zaman yakın" dedi.
- Şehrin genelinde görünmeyen bir metronom tıkırdıyordu; salıdan sonraki günün akşamı, bir sonraki salıya doğru geriliyor, herkes kendi ipini farklı bir çiviye asıyordu.
- 34:07Dört Çivi
- Kadir'in çivisi paraydı, Dinçer'in çivisi zamandı, Eşref'in çivisi vicdandı, Nisa'nın çivisi ise bir fotoğrafın köşesindeki soluk bir mühürdü.
- Gece tam çökerken, uzaktan bir ambulans sesi şehrin çıplak sinirlerini yokladı ve Nisan evinin kapısını açmadan önce ikinci fotoğrafı çıkardı.
- Eşref, sokağın diğer ucunda, karanlığın daha koyu olduğu bir köşede durdu ve duvara kimsenin fark etmeyeceği bir yükseklikte tek bir nokta koydu.
- 35:21Şehir Haritası ve Defter
- Kadir camın önünde kendi yansımasına bakmadan şehir haritasını katladı ve üç noktadan bir hat çıkardı.
- Dinçer mavi kapaklı defteri açıp boş bir sayfanın en üstüne tarih attı ve "düğüm, irade, ısrar" yazdı.
- Salı günü geldi ve gece şehrin üstüne tam oturdu, ışıklar birer birer kısıldı, ancak bazı noktalarda ısrarla yanmayı sürdüren küçük ışıklar vardı.
- 37:00Çatışma Hazırlığı
- Şehir uyur gibi yaptı, asıl uyanık olan hafızanın kendisiydi.
- İlk kurşun duvara çarptığında, rutubet kokulu koridorun içinde yankılanan ses, nefeslerin ritmini bir anda bozdu.
- Eşref omzunu çatlamış fayanslara yaslayıp gözlerini kapadı ve kulak verdi; merminin metalik ıslığı, ardından betonun iç çekişi, sonra uzak bir öksürük duyuldu.
- 37:39Kadir'in Stratejisi
- Kadir aynı koridorun karşı ucunda, kırık camların arasından süzülen loş ışığın altında esnedi ve "Gürültü bize perde, fırsat bana kapı" dedi.
- Eşref, Hıdır'ın hırıltılı nefesini hatırladı ve yarım saat önce depodaki kan kokusunun Hıdır'ın alnındaki tere karışmış olduğunu düşündü.
- Eşref, sağ elindeki tabancayı yana açtı, sol eliyle koyu gri kapının metal kolunu yokladı ve vida yuvalarındaki gevşekliği hissetti.
- 39:45Nisan'ın Unutkanlığı
- Nisan, elindeki sarı, kenarları kıvrılmış fotoğrafı düşündü; bu fotoğraf Nisan'ın çocukluk fotoğrafıydı.
- Nisan o fotoğraftaki diğer yüzleri hatırlamıyordu, bu unutkanlık Dinçer'in eline altından daha parlak bir anahtar tutuşturmuştu.
- Nisan, fotoğrafın içindeki dört çocuktan sadece kendisinin gülen yüzünde sonsuz yaz günlerinin kıvrımı vardı, diğer üçü bulanık yüz hatları sis gibi dağılan hayaletler gibiydi.
- 41:06Eşref'in Planı
- Eşref, kapının altındaki gölgelerin hizasını izlerken, merdiven başındaki gölgenin sabırsız birinin ağırlık değişimlerini taşıdığını fark etti.
- Eşref, kapıyı itmeden dinledi ve sessizliğin içindeki tını değişince içeri süzüldü, ilk adamı omuzda itip dengesini bozdu.
- Eşref, tetiğe yüklenmedi çünkü mermi dikkat çekerdi, Hıdır'a giden yolu kanla değil, akılla açmak zorundaydı.
- 42:03Kadir'in Stratejisi
- Kadir, telefonundaki sessiz çağrıyı onayladı ve köprü altının temizlenmesi, stokların ikiye bölünmesi talimatlarını verdi.
- Kadir, krizi fırsata çevirmenin en eski yönteminin dumanın ardında şekil değiştirmek olduğunu düşündü.
- Kadir, Eşref'in meşgul olduğunu, Dinçer'in beklediğini ve Nisan'ın bilmediğini biliyordu, ancak her adımın bir bedeli olduğunu unutmuyordu.
- 42:43Nisan'ın Panayır Ziyareti
- Nisan evden çıktı ve panayır alanına giden yolda, bir zamanlar çocuk kahkahalarının göğe çekildiği bir yoldan bugünleşmişti.
- Panayırın kapısı çoktan aşınıp "girin" demeyi öğrenmişti, Nisan kapıdan içeri adım attığında karanlık onu yutmadı, sadece ona yer açtı.
- Nisan, duvarın kenarında bir tebeşir çizgisi gördü; bu Eşref'in dili, "buradan geçildi, tehlike arkada" anlamına geliyordu.
- 43:46Eşref'in Panayır Ziyareti
- Hıdır'ı güvenli bir eve bıraktıktan sonra Nisan'a doğru yola çıkan Eşref, Kadir'in hamleleri aklındaydı.
- Eşref'in asıl tedirgin eden şey Dinçer'in sabrıydı; sabır kaba kuvvetten daha tehlikeliydi çünkü zamanla birleşince görünmez bir bıçak olurdu.
- Telefonu çaldığında, karşıdan boğuk bir ses "panayır" dedi ve Eşref hızlandı.
- 44:22Defterin Kaybolması
- Dinçer'in adamları ofis kulübesine vardığında kapı aralıktı ve defter çekmecede olmalıydı.
- Birisi elini uzattı, çekmeceyi çekti ve içinden bir fotoğraf daha kayıp yere düştü; fotoğrafın kenarında küçük bir kurdele izi vardı.
- Nisan kulübeye girdiğinde toz kokusunun arasından taze hareketin bıraktığı özgül koku duydu, yerinden kalkmış tel ve yeni çizilmiş çizgi fark etti.
- 45:24Nisan'ın Fotoğrafı
- Nisan, yerdeki fotoğrafı fark etti, eğildi ve aldı; fotoğrafta kendisi yoktu, iki çocuk ve bir kadın vardı.
- Kadının bileğinde kırmızı bir ip vardı, Nisan'ın bileğinde yıllar önce koptuğunu sandığı o ipliğin hayaleti sızladı.
- Görüntünün kenarında bir kiosk üstünde yazan kelime "kervan" k harfi tamamlandı: "Kervan Panayırı Salı günleri yarım fiyat".
- 45:57Eşref ve Nisan'ın Karşılaşması
- Eşref dış kapıdan içeri girdiğinde Nisan'ı yatay bir ışık demetinin içinde buldu, elinde ikinci fotoğraf, yüzünde anıların hızlıca akıp giden gölgeleri vardı.
- Nisan "ben hatırlamıyorum" dedi, Eşref başını salladı ve "hatırlatacağız, adım adım" dedi.
- Nisan fotoğrafı uzattı, Eşref baktı ve kadının bileğindeki kırmızı ip onun zihninde başka bir görüntüyü çağırdı: bir kış gecesi bir ambulansın ışıkları, ağlayan bir çocuk.
- 46:47Kadir'in Planları
- Kadir uzaktan panayır alanına bakıp başını hafifçe yedi ve "o da orada" dedi kendi kendine.
- Kadir, "herkes bir araya geldiğinde devre tamamlanır" dedi ve yanındaki adama iki paket vermesini, üç paket kendisiyle kalsın dedi.
- Kadir, "düzenin nabzı bugün atıyor, yarın bugünkü kan dökülürse daha hızlı atar" dedi, sözlerinde bir matematik vardı, duygudan çok zorunluluğa dayanan.
- 47:31Dinçer'in İzleri
- Dinçer panayırın kenarında durdu, rüzgar paltosunun eteğini sağa sola çekiştirirken o yerdeki ayakkabı izlerine baktı.
- Dinçer, "hikayeler iz bırakır, izler de beni bulur" dedi ve sigarasını yaktı.
- Dinçer "bugün değilse yarın, yarın değilse bir sonraki salı" dedi, zaman onun müttefikiydi.
- 48:13Nisan'ın Anıları
- Eşref Nisan'ın omzuna hafifçe dokundu ve "akla gelen her şeyi anlat, kelimelerin kıyısından bile olsa" dedi.
- Nisan gözlerini kapadı ve güneşin yandan vurduğu bir öğleden sonrayı, bir kırmızı ipi, bir kiosk üstündeki kervan yazısını, bir tebeşir çizgisini, bir çocuğun ona uzattığı mısır şekerini, şekerin bir anda yere düşüşünü, bir çığlığı, yüzü seçilemeyen bir adamın kolundan çekişini anlattı.
- Nisan "birisi beni çekti, sonra ışık azaldı" dedi, Eşref bu cümleyi cebine koydu.
- 49:03Hıdır ve Kadir'in Durumu
- Hıdır, güvenli evin penceresinden sokaktaki bir kediyi izliyordu, kedi anten telleri gibi gerilmiş bir dikkatle yağmur damlasını bekliyordu.
- Yağmur yağmadı, Hıdır derin bir nefes aldı ve Eşref'e "ben iyiyim, dikiş atıldı" mesajı yazdı, göndermedi.
- Kadir'in yangını şehrin başka bir ucunda patladı, polis boş kasaları, yerleştirilmiş ıslak kartonları, yeni sürülmüş bir boya kokusunu buldu.
- 50:21Defterin Bulunması
- Dinçer defterin kapağını okşadı, eski mavi bir kap, köşeleri açılmış, içinde isimler, tarihler, küçük notlar vardı.
- Defterde "salı, yağmur yok, nisan, kırmızı ip, kaybolan balon, ağlayan çocuk" gibi notlar vardı.
- Dinçer parmağını notların üzerinde gezdirdi ve "aranan cümle buradaymış" dedi, sanki eski bir arkadaşını bulmuş gibi.
- 51:01Nisan ve Eşref'in Karşılaşması
- Nisan, Eşref'e korktuğunu itiraf eder ve Eşref, korkunun kapının menteşesi olduğunu, kapıdan geçmek cesaret gerektirdiğini söyler.
- Nisan, ceketinin iç cebine kendi ilkesinin çerçevesini koyar.
- O gece şehir üç ayrı nefeste uyur: Eşref'in düzenli nefesi, Kadir'in sığ ama hızlı nefesi ve Nisan'ın dalgalı nefesi.
- 51:50Dinçer'in Planı
- Dinçer uyumaz, masasında defteri açar ve bir sonraki salı karşılaşma çakmağını masaya koyar.
- Sabah panayır alanının çitlerine "bakım çalışması nedeniyle kapalı" yazısı asılır.
- Her biri kendi yöntemleriyle hareket eder: Eşref sessizlikle yazar, Kadir dumanla çizer, Nisan fotoğraflarla kazar ve Dinçer sabırlı oydur.
- 53:23Panayır Alanındaki Karşılaşma
- Şehrin pasta eklemlerinden çıtırtılar çıkararak akşamüstüne devrildiğinde sokakların dili değişir, insanlar daha kısık konuşur ve pencereler daha temkinli kapanır.
- Nisan kulübenin eşiğinde, Eşref omzunu çite yaslamış toprağın diliyle konuşan bir sessizliğe gömülmüştür.
- Eşref, Nisan'a kuzey merdivenini seçmenin iyi olduğunu söyler ve Nisan, Eşref'in "seçmek" dediği çoğu zaman kimin fısıldadığına karar vermektir.
- 55:13Kadir ve Dinçer'in Eylemleri
- Kadir'in adamları çelik levhanın altına saklanmış bölmenin kapaklarını açıp kapamayı rutin e bağlamışlardır.
- Kadir uzakta bir arabanın kaportasına dirseğini dayamış, elindeki sigaranın külünü titretmeden kendi kurduğu dumanın içinde yolları saymaktadır.
- Dinçer ise panayırın çevresini bir ip gibi dolanan servet yoksulu sokaklardan birinde kapüşonlu bir paltonun gölgesine karışmış, sabrın iç yakan sıcaklığıyla beklemektedir.
- 56:18Nisan ve Eşref'in Konuşması
- Nisan, kulübenin kıymık kıyım kapı kasasına avuç içini koyar ve bileğindeki kırmızı ipi gösterir.
- Eşref, Nisan'a "adı doğru zamanda söylenir, ismin ağırlığı var, bir ismi erken söylemek kapıyı içeriden kilitler" der.
- Nisan, "kapıların çoğu içeriden kilitli zaten" diye geçirir içinden.
- 57:08Hıdır'ın Durumu
- Şehrin diğer ucunda Hıdır, bir mutfağın soğuk fayanslarına sırtını verip oturmuş, yarasının etrafındaki sızıntının ritmini dinliyordu.
- Hıdır telefonunu eline alır, "iyiyim" ve "geldin" yazıp siler, sonra hiçbir şey yazmadan telefonu masaya koyar.
- Arşivin kuzey merdiveninde gün içinde kısacık esen buhar dalgası camın iç yüzeyine ince bir çizim bırakmıştır.
- 58:21Panayır Alanındaki İşaretler
- Akşam ağırlaştıkça panayır alanının zemini uzun gölgelerle çizgileniyor, her çizgi yeni bir hatıra kanalına dönüşüyordu.
- Nisan, cebindeki iki fotoğrafı çıkarmadı, çıkarmamak da bir seçimdi.
- Eşref, çitin kenarında bulduğu ikinci işareti olduğu gibi bıraktı ve toprağa kendi işaretinin hemen üstüne çok küçük, neredeyse görünmez bir nokta koydu.
- 59:07Bisiklet Zili ve Hatıra
- Rüzgar dindiğinde sessizliği ilk delen ses bir bisiklet zili oldu ve Nisa'nın gözleri o yöne kaydı.
- Çapraz sokaktan önü pastekeli, arka tekerinin jantı eğri bir bisiklet sürüklenerek çıktı ve bisikleti süren genç başını kaldırıp kısa bir bakış attı.
- Eşref, "koşma hatıra, koşanı sevmez, ürker genç" der ve genç panayırın çit kapısına dayayıp kırmızı, yıpranmış bir ip parçası çıkararak kapının dikenli teline doladı.
- 1:00:25Kırmızı İp ve Anlamı
- Nisan, "bu ne demek?" diye sorar ve Eşref, "bazen ip yolun kendi kendine kendini hatırlatmasıdır" der.
- Nisan, "hiçbir şey kendi kendine olmuyor, birisi düğümü atıyor, birisi gevşetiyor" diye mırıldanır.
- Kadir, telefonuna düşen kısa bir mesajı okur ve "sahne kuruldu, şimdi müziği karıştır" der.
- 1:01:35Dinçer'in Planı
- Dinçer, panayırın bir üst sokağındaki eski kırtasiyenin vitrini önünde durur ve vitrinde solmuş bir tebeşir kutusu, kapağı kalkık bir defter ve üzerinde "salı indirim" yazan bir kart vardır.
- Dinçer, cebinden tek kullanımlık bir çakmak çıkarır, esnetir ama alevi yakmaz.
- Dinçer, "alev ipi yakar dedi, bugün ip kalsın, yarın düğme dokunuruz" diye fısıldar.
- 1:02:17Nisan ve Eşref'in Ayrılışı
- Gece yine yaklaşırken Nisan ve Eşref panayırdan ayrıldı ve adımlarını aynı ritimde tutmaya çalıştılar.
- Nisan üşüdüğünü söyler ve Eşref, üşümenin yalnızca havadan gelmediğini bilen birinin sabrıyla omzunu biraz daha yaklaştırdı ama dokunmadı.
- Hıdır, mutfak masasına bıraktığı boş bardağın dibinde kalan çay halkasına bakar ve masaya yarım bir daire çizer.
- 1:03:53Şehrin Metronomu
- Şehrin genelinde görünmeyen bir metronom tıkırdıyor, salıdan sonraki günün akşamı, bir sonraki salıya doğru geriliyor.
- Herkes kendi ipini farklı bir çiviye asıyor: Kadir'in çivisi paraydı, Dinçer'in çivisi zamandı, Eşref'in çivisi vicdandı, Nisa'nın çivisi ise bir fotoğrafın köşesindeki soluk bir mühürdü.
- Gece tam çökerken, uzaktan bir ambulans sesi şehrin çıplak sinirlerini yokladı ve ses yaklaşmadı, sadece hatırlattı.
- 1:04:31Son Karşılaşmalar
- Nisan evinin kapısını açmadan önce durur, ceketinin iç cebinden ikinci fotoğrafı çıkarır ve bileğinde olmayan kırmızı ipin hayaletini fotoğraftaki bilekte bulur.
- Eşref, sokağın diğer ucunda, karanlığın daha koyu olduğu bir köşede durur, elini cebine atar ve küçük bir tebeşir parçası duvara kimsenin fark etmeyeceği bir yükseklikte tek bir nokta koyar.
- Kadir camın önünde kendi yansımasına bakmadan şehir haritasını katlar ve üç noktadan bir hat çıkarır, Dinçer ise mavi kapaklı defterini açıp boş bir sayfanın en üstüne tarih atar ve "düğüm, irade, ısrar" üç kelimesini yazar.
- 1:06:45Metronom ve Şehir
- Metronom içten içe daha hızlı tıklıyor ve her tık bir kapıyı, ismi veya yüzleşmeyi çağıracaktı.
- Şehir uyur gibi görünürken, asıl uyanık olan hafızanın kendisiydi.
- İlk kurşun duvara çarptığında, rutubet kokulu koridorun içinde yankılanan ses nefeslerin ritmini bozdu.
- 1:07:11Eşref ve Kadir'in Durumu
- Eşref omzunu çatlamış fayanslara yaslayıp gözlerini kapadı ve kulak verdi: merminin metalik ıslığı, betonun iç çekişi ve uzak bir öksürük.
- Kadir ise aynı koridorun karşı ucunda, kırık camların arasından süzülen loş ışığın altında esnedi ve "gürültü bize perde, fırsat bana kapı" dedi.
- Eşref, Hıdır'ın hırıltılı nefesini ve depodaki kan kokusunu hatırladı; Hıdır'ı kurtarmak sadece bir adamı değil, kendi vicdanını da kurtarmaktı.
- 1:08:21Eşref'in Kararı
- Eşref "borç borçtur" diye mırıldandı, sağ elindeki tabancayı yana açtı ve sol eliyle koyu gri kapının metal kolunu yokladı.
- Kapı bir kere gıcırdarsa, merdiven başındaki tetikte bekleyen gölge uyanacaktı.
- Eşref nefesini ikiye böldü: biri cesarete, biri sabra Kadir.
- 1:08:45Kadir'in Düşünceleri
- Kadir telefon ekranında statiklenmiş kamera görüntüsünde bir anlığına bir yansımayı yakaladı: paketli kutuların ardında duran genç çocuk, gözlerinde korku ve isyankar bir kıvılcım.
- Kadir'in zihni hızla toplama yaptı: bir dağıtım hattı tıkanırsa diğeri genişler, bir lider düşerse bir başkası gölgeden doğar.
- Dışarıda sirenler çok uzaktan uluyan bir hayvan sürüsüyken, içeride metal ve nefes birbirine karışıyordu.
- 1:09:31Dinçer
- Dinçer bir kat üste, paslı trabzanın gölgesinde sigarasını yakmadan dudaklarının arasında tutuyor, çakmağın tekerini sadece başparmağıyla yokluyordu.
- 1:09:42Nisan'ın Unutkanlığı
- Nisan, elindeki sarı, kenarları kıvrılmış fotoğrafı düşündü; bu fotoğraf Nisan'ın çocukluk fotoğrafıydı.
- Nisan o fotoğraftaki diğer yüzleri hatırlamıyordu, bu unutkanlık Dinçer'in eline altından daha parlak bir anahtar tutuşturmuştu.
- Nisan, fotoğrafın içindeki dört çocuktan sadece kendisinin gülen yüzünde sonsuz yaz günlerinin kıvrımı vardı, diğer üçü bulanık yüz hatları sis gibi dağılan hayaletler gibiydi.
- 1:11:03Eşref'in Planı
- Eşref, kapının altındaki gölgelerin hizasını izlerken, merdiven başındaki gölgenin sabırsız birinin ağırlık değişimlerini taşıdığını fark etti.
- Eşref kapıyı itmeden dinledi, sessizliğin içindeki tını değişince içeri süzüldü ve gölgelerin içinden çıkan kişileri darbelerle etkisiz hale getirdi.
- Eşref, Hıdır'a giden yolu kanla değil, akıllı açmak zorundaydı ve Kadir'e köprü altının temizlenmesi ve stokların ikiye bölünmesi talimatlarını verdi.
- 1:12:40Nisan'ın Panayır Ziyareti
- Nisan evden çıktı ve panayır alanına giden yolda, bir zamanlar çocuk kahkahalarının göğe çekildiği bir yoldan bugünleşmişti.
- Panayır kulübesine girdiğinde, duvarın kenarında Eşref'in dili olan bir tebeşir çizgisi gördü ve Eşref'in Hıdır'ı güvenli bir eve bıraktıktan sonra Nisan'a doğru yola çıktığını anladı.
- Nisan kulübeye girdiğinde, toz kokusunun arasından taze hareketin bıraktığı özgül koku duydu ve yerdeki fotoğrafı fark etti; fotoğrafta kendisi yoktu, iki çocuk ve bir kadın vardı.
- 1:15:54Eşref ve Nisan'ın Karşılaşması
- Eşref dış kapıdan içeri girdiğinde Nisan'ı yatay bir ışık demetinin içinde buldu, elinde ikinci fotoğraf, yüzünde anıların hızlıca akıp giden gölgeleri vardı.
- Eşref "Buradayım" dedi ve Nisan "Ben hatırlamıyorum" dedi, Eşref başını sallayarak "Hatırlatacağız adım adım" dedi.
- Eşref fotoğrafı baktığında kadının bileğindeki kırmızı ip onun zihninde başka bir görüntüyü çağırdı; bir kış gecesi, bir ambulansın ışıkları, ağlayan bir çocuk.
- 1:16:44Kadir ve Dinçer'in Planları
- Kadir uzaktan panayır alanına bakıp başını hafifçe yedi ve "Herkes bir araya geldiğinde devre tamamlanır" dedi.
- Kadir, düzenin nabzının bugün atıyor, yarın bugünkü kan dökülürse daha hızlı atar dedi ve en derindeki odada eski bir radyo kısık seste bir çocukluk şarkısı çalıyordu.
- Dinçer panayırın kenarında durdu, rüzgar paltosunun eteğini sağa sola çekiştirirken yerdeki ayakkabı izlerine baktı ve "Hikayeler iz bırakır, izler de beni bulur" dedi.
- 1:18:11Nisan'ın Anıları
- Eşref Nisan'ın omzuna hafifçe dokundu ve "Anlat, akla gelen her şeyi, kelimelerin kıyısından bile olsa" dedi.
- Nisan gözlerini kapadı ve güneşin yandan vurduğu bir öğleden sonrayı, bir kırmızı ipi, bir kiosk üstündeki kervan yazısını, bir tebeşir çizgisini, bir çocuğun ona uzattığı mısır şekerini, şekerin bir anda yere düşüşünü, bir çığlığı, yüzü seçilemeyen bir adamın kolundan çekişini anlattı.
- Nisan "Biri beni çekti" dedi ve ışık azaldı, Eşref bu cümleyi cebine koydu.
- 1:19:00Hıdır ve Kadir'in Durumu
- Hıdır, güvenli evin penceresinden sokaktaki bir kediyi izliyordu ve yağmur yağmadığında derin bir nefes aldı.
- Hıdır Eşref'e "Ben iyiyim, dikiş atıldı" mesajını yazdı ama göndermedi, telefonu kapattı.
- Kadir'in yangını şehrin başka bir ucunda patladı, polis boş kasaları yerleştirilmiş ıslak kartonları ve yeni sürülmüş boya kokusunu buldu, aynı anda bir başka adreste bir kamyonun kasasında beklenmedik bir ağırlık tespit edildi.
- 1:20:18Dinçer'in Defteri
- Dinçer'in adamları defterle birlikte döndü, defterin kapağı eski mavi, köşeleri açılmış, içinde isimler, tarihler, küçük notlar vardı.
- Defterde "Salı, yağmur yok, Nisan, kırmızı ip, kaybolan balon, ağlayan çocuk" gibi notlar vardı.
- Dinçer parmağını notların üzerinde gezdirdi ve "Aranan cümle buradaymış" dedi, gözlerinde sevinçten çok düzen vardı.
- 1:20:58Nisan'ın Korkusu ve Eşref'in Uyarısı
- Nisan, Eşref'e korktuğunu itiraf eder ve Eşref ona korkunun kapının menteşesi olduğunu, korkuyla açılır ama kapıdan geçmek cesaretli olduğunu söyler.
- Nisan, ceketinin iç cebine kendi ilkesinin çerçevesini koyar.
- O gece şehir üç ayrı nefeste uyur: Eşref'in düzenli nefesi, Kadir'in sığ ama hızlı nefesi ve Nisan'ın dalgalı nefesi.
- 1:21:47Dinçer'in Planı ve Panayırın Kapalı Olduğu
- Dinçer uyumaz, masasında defteri açıp yeni notlar ekler ve bir sonraki salı karşılaşma çakmağını masaya koyar.
- Sabah panayır alanının çitlerine "bakım çalışması nedeniyle kapalı" yazısı asılır.
- Bu cümle şehirdeki çoğu insan için bir ayrıntı olsa da, Eşref için bir uyarı, Kadir için bir fırsat, Nisan için bir ertelenmiş buluşma ve Dinçer için planın yeni sahnesidir.
- 1:22:25Dört İnsanın Hareketleri
- Her biri kendi yöntemleriyle hareket eder: Eşref sessizlikle yazar, Kadir dumanla çizer, Nisan fotoğraflarla kazar ve Dinçer sabırlı oydur.
- Salı geldiğinde hafızanın duvarlarındaki çatlaklardan içeri sızan ışık daha çok olacak ve kırmızı bir ip bir bilekten diğerine uzanacak.
- Bazı hikayeler yürümeyi bırakmaz, sadece adımlarını değiştirir ve artık dört insanın omzunda dört ayrı yöne çekilen bir harita gibi şehrin nabzını alıyor.
- 1:23:20Panayır Alanındaki Karşılaşma
- Şehrin paslı eklemlerinden çıtırtılar çıkararak akşamüstüne devrildiğinde sokakların dili değişir, insanlar daha kısık konuşur ve pencereler daha temkinli kapanır.
- Nisan kulübenin eşiğinde, Eşref omzunu çite yaslamış, toprağın diliyle konuşan bir sessizliğe gömülmüştür.
- Eşref, Nisan'a kuzey merdivenini seçmenin iyi olduğunu söyler ve Nisan "ben seçmedim, sen söyledin" der.
- 1:25:03Kadir ve Dinçer'in Planları
- Kadir'in adamları çelik levhanın altına saklanmış, bölmenin kapaklarını açıp kapamayı rutine bağlamışlardır.
- Kadir uzakta bir arabanın kaportasına dirseğini dayamış, elindeki sigaranın külünü titretmeden yolları saymaktadır.
- Dinçer ise panayırın çevresini bir ip gibi dolanan servet yoksulu sokaklardan birinde, kapüşonlu bir paltonun gölgesine karışmış, sabrın iç yakan sıcaklığıyla beklemektedir.
- 1:26:15Nisan'ın Fotoğrafı ve Kırmızı İp
- Nisan, kulübenin kıymık kıyım kapı kasasına avuç içini koyar ve bileğindeki kırmızı ipi fark eder.
- Eşref, Nisan'a "adı doğru zamanda söylenir, ismin ağırlığı var, bir ismi erken söylemek kapıyı içeriden kilitler" der.
- Nisan, "hiçbir şey demedi" diye içinden geçirir.
- 1:27:05Hıdır'ın Durumu ve Kadir'in Notları
- Şehrin diğer ucunda Hıdır bir mutfağın soğuk fayanslarına sırtını verip oturmuş, yarasının etrafındaki sızıntının ritmini dinler.
- Arşivin kuzey merdiveninde gün içinde kısacık esen buhar dalgası camın iç yüzeyine ince bir çizim bırakmıştır.
- Kadir bu tür tesadüfleri not defterinin arka sayfasına küçük işaretler halinde işler ve "insanlar camda kendi yüzlerine çarpınca dışarıyı bulanık görür, bulanık dışarının içine gerçek saklanır" der.
- 1:29:04Bisiklet Zili ve Kırmızı İp
- Rüzgar dindiğinde sessizliği ilk delen ses bir bisiklet zili olur ve Nisa'nın gözleri o yöne kayar.
- Bisikleti süren genç başını kaldırıp kısa bir bakış atar ve bakışında tanıdıklığın tetiklenmesi vardır.
- Genç bisikleti panayırın çit kapısına dayadıktan sonra cebinden kırmızı, yıpranmış bir ip parçası çıkarır, kapının dikenli teline doladıktan sonra geri çekilir.
- 1:30:22Nisan'ın Soruları ve Eşref'in Yanıtları
- Nisan "bu ne demek?" diye sorar ve Eşref "bazen ip yolun kendi kendine kendini hatırlatmasıdır" der.
- Nisan "hiçbir şey kendi kendine olmuyor, birisi düğümü atıyor, birisi gevşetiyor" diye düşünür.
- Kadir telefonuna düşen kısa bir mesajı okur ve "sahne kuruldu, şimdi müziği karıştır" der.
- 1:31:32Dinçer'in Defteri ve Gece
- Dinçer, panayırın bir üst sokağındaki eski kırtasiyenin vitrini önünde durur ve "alev ipi yakar, bugün ip kalsın" der.
- Gece yine yaklaşırken Nisan ve Eşref panayırdan ayrıldı ve adımlarını aynı ritimde tutmaya çalıştılar.
- Nisan üşüdüğünü söyler ve Eşref "üşümenin yalnızca havadan gelmediğini bilen birinin sabrıyla omzunu biraz daha yaklaştırdı ama dokunmadı".
- 1:33:00Hıdır'ın Çay Halkası ve Şehrin Metronomu
- Hıdır mutfak masasına bıraktığı boş bardağın dibinde kalan çay halkasına bakar ve masaya yarım bir daire çizer.
- Şehrin genelinde görünmeyen bir metronom tıkırdıyor, salıdan sonraki günün akşamı, bir sonraki salıya doğru geriliyor.
- Herkes kendi ipini farklı bir çiviye asıyor: Kadir'in çivisi paraydı, Dinçer'in çivisi zamandı, Eşref'in çivisi vicdandı, Nisa'nın çivisi ise bir fotoğrafın köşesindeki soluk bir mühürdü.
- 1:34:18Gece Sonu ve Dört Çivi
- Gece tam çökerken, uzaktan bir ambulans sesi şehrin çıplak sinirlerini yoklar.
- Nisan evinin kapısını açmadan önce durur, ceketinin iç cebinden ikinci fotoğrafı çıkarır ve bileğinde olmayan kırmızı ipin hayaletini fotoğraftaki bilekte bulur.
- Eşref sokağın diğer ucunda, karanlığın daha koyu olduğu bir köşede durur, elini cebine atar ve duvara kimsenin fark etmeyeceği bir yükseklikte tek bir nokta koyar.
- 1:35:15Kadir, Dinçer ve Gece
- Kadir camın önünde kendi yansımasına bakmadan şehir haritasını katlar ve üç noktadan bir hat çıkarır.
- Dinçer mavi kapaklı defteri açıp boş bir sayfanın en üstüne tarih atar ve "düğüm, irade, ısrar" üç kelimesini yazar.
- Gece şehrin üstüne tam oturur, ışıklar birer birer kısılır ama bazı noktalarda ısrarla yanmayı sürdüren küçük ışıklar vardır ve her biri sabahın ilk gri çizgisini bekleyen birer cümle gibi yerlerini alır.
- 1:36:42Eşref'in Planı
- Metronom içten içe daha hızlı tıklıyor ve bir sonraki tık bir kapıyı, bir sonraki tık bir ismi, bir sonraki tık bir yüzleşmeyi çağıracaktı.
- Şehir uyur gibi yaptı, asıl uyanık olan hafızanın kendisiydi.
- İlk kurşun duvara çarptığında, rutubet kokulu koridorun içinde yankılanan ses, nefeslerin ritmini bir anda bozdu.
- 1:37:08Eşref ve Kadir'in Karşılaşması
- Eşref omzunu çatlamış fayanslara yaslayıp gözlerini kapadı ve bir anlığına sadece kulak verdi.
- Kadir ise aynı koridorun karşı ucunda, kırık camların arasından süzülen loş ışığın altında esnedi.
- Kadir, "Gürültü bize perde, fırsat bana kapı" diyerek elindeki telsizi sessize alıp ayakkabısının bağcığını düzeltir gibi eğildi.
- 1:37:57Eşref'in İç Karşılaşma
- Eşref, Hıdır'ın hırıltılı nefesini hatırladı ve yarım saat önce depodaki kan kokusu Hıdır'ın alnındaki tere karışmış, tozun içinde küçük çamur adacıkları oluşturmuştu.
- Hıdır'ı çekip çıkarmak sadece bir adamı kurtarmak değildi, Eşref'in kendi vicdanını yıllardır susmaya zorladığı o inatçı sesi de kurtarması gerekiyordu.
- Eşref, sağ elindeki tabancayı yana açtı, sol eliyle koyu gri kapının metal kolunu yokladı ve vida yuvalarındaki gevşekliği hissetti.
- 1:38:42Kadir'in Stratejisi
- Kadir, telefon ekranında statiklenmiş kamera görüntüsünde bir anlığına bir yansımayı yakaladı: paketli kutuların ardında duran genç çocuk, gözlerinde korku ve isyankar bir kıvılcım.
- Kadir'in zihni hızla toplama yaptı: bir dağıtım hattı tıkanırsa, diğeri genişler, bir lider düşerse bir başkası gölgeden doğar.
- Kadir, "Sıfır benim rakamım" diyerek sanki kendine bir manifesto okur gibi konuştu.
- 1:39:28Dinçer ve Nisan
- Dinçer bir kat üste, paslı trabzanın gölgesinde sigarasını yakmadan dudaklarının arasında tutuyor, çakmağın tekerini sadece başparmağıyla yokluyordu.
- Dinçer, elindeki dosyanın arasında sıkışmış, sarı, kenarları kıvrılmış fotoğrafı düşündü: Nisan'ın çocukluk fotoğrafı.
- Nisan o fotoğraftaki diğer yüzleri hatırlamıyordu ve bu unutkanlık Dinçer'in eline altından daha parlak bir anahtar tutuşturmuştu.
- 1:40:06Nisan'ın Fotoğrafı
- Nisan şehrin kıyısında, perdeleri güneş'i içeri almak ile tümden reddetmek arasında kararsız kalmış bir odada, elindeki fotoğrafı iki avuç arasında düzeltti.
- Fotoğrafta dört çocuk vardı: biri kendisi gülen yüzünde sonsuz yaz günlerinin kıvrımı, diğer üçü bulanık yüz hatları sis gibi dağılan hayaletler.
- Nisan, "Kimdiniz?" diye fısıltıyla sordu ve hatırlamamak bir eksiklik değil, sadece bir tür korunmaydı.
- 1:41:00Eşref'in Hareketi
- Eşref kapının altındaki gölgelerin hizasını izledi ve merdiven başındaki gölgenin sabırsız birinin ağırlık değişimlerini taşıdığını fark etti.
- Bir vida koptu, kapı milim kaydı ama ses çıkmadı ve o anda zaman parmağının arasında döndü.
- Eşref kapıyı itmedi, kapıyı dinledi ve sessizliğin içindeki tını değişince tek bir nefeste içeri süzüldü.
- 1:41:56Kadir'in Kararı
- Kadir aynı anda telefonundaki sessiz çağrıyı onayladı ve "Köprü altı temizlensin" dedi.
- "Stoklar ikiye bölünsün, bir kısmı şehir dışına, bir kısmı yangının gölgesine" dedi.
- Kadir, "Krizi fırsata çevirmenin en eski yöntemi dumanın ardında şekil değiştirmek" diyerek "Eşref meşgul diye düşündü, Dinçer bekliyor, Nisan bilmiyor, benim önüm açık" dedi.