• Buradasın

    Uykusuzlar Kulübü: Sinema ve Tiyatro Üzerine Röportajlar

    youtube.com/watch?v=tGJBtr69hg4

    Yapay zekadan makale özeti

    • "Uykusuzlar Kulübü" adlı programın bu bölümünde, sinema ve tiyatro dünyasından çeşitli sanatçılarla röportajlar yapılmaktadır. Programı Okan Bayülgen sunarken, Cem Yılmaz, Demet Evgar, Yeşim Koçak, Osman Karakoç, Onur Akbay gibi oyuncular ve sanatçılar konuk olarak yer almaktadır.
    • Video, sinema ve tiyatro sektöründeki deneyimler, kariyerler ve projeler üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde Cem Yılmaz'ın "Karakomik Filmler 2" projesi ve oyunculuk kariyeri ele alınırken, sonraki bölümlerde tiyatro projeleri, özellikle "Hedda Gabler" oyunu ve genç sanatçıların film projeleri hakkında bilgiler paylaşılmaktadır. Program, sinema ve tiyatro sektöründeki zorluklar, gişe performansı, dijital platformların etkisi ve genç sanatçıların başarı hikayeleri gibi konuları da kapsamaktadır.
    • Videoda ayrıca Cambly adlı İngilizce öğrenme uygulaması, tiyatro seyirciliği, tiyatro ve sinema arasındaki farklar, "Eş Dostu" adlı film serisi gibi çeşitli konular da ele alınmaktadır. Program, sinema ve tiyatro sektörüne ilgi duyanlar için faydalı bilgiler ve deneyimler sunmaktadır.
    Uykusuzlar Kulübü'nün Başlangıcı
    • Telemor ve Okan Bayülgen, İstanbul Mecidiyeköy Dada Salon Kabare'den yayınlanan Uykusuzlar Kulübü'nü sunuyor.
    • Programda uykusuzlar için eğlenceli saatler geçireceklerini belirtiyorlar.
    • Programda Nuri Bilge Ceylan kadar izlenmeye başladıklarını ve Demet Evgar, Osman Karakoç gibi isimlerin de izleyiciler arasında olduğunu söylüyorlar.
    02:03Cem Yılmaz'ın Karakomik Filmler 2 Projesi
    • Cem Yılmaz, Karakomik Filmler 2 projesiyle programda yer alıyor.
    • Programın adının "Açma Dedeler" olması gerektiğini, belli bir yaşın üstündeki kişilerin buluştuğu bir atmosfer olduğunu belirtiyor.
    • Cem Yılmaz'ın uzun zamandır bir araya gelmediğini ve özel hayatta da görüşmediklerini söylüyorlar.
    03:04Karakomik Filmler 2'nin İlk Fragmanı
    • İlk fragmanda "Bu Deli" karakterinin rolü gösteriliyor.
    • Cem Yılmaz, "Bu Deli" karakterinin daha çok insan tarafından izlenip benimsendiğini ve komedi karakterlerin daha zor olduğunu belirtiyor.
    • Dramalarda ambiyans ve müzikin daha etkili olduğunu, komedi karakterlerin ise daha zanaatlı olduğunu açıklıyor.
    05:20Filmlerin Yapım Süreci
    • Cem Yılmaz, taksici hikayesini 2012'de yazdığını ve filmin 1,5 yıl önce çekildiğini söylüyor.
    • Dört filmi bir arada çektiğini ve bunların sekiz kardeş olduğunu belirtiyor.
    • İlk film az izlense de ikincisini çektiğini, çünkü dört filmi birlikte çektiğini açıklıyor.
    06:56Filmlerin Yapım Macerası
    • Cem Yılmaz, filmin 2012'de yazıldığını, 2013'te çekildiğini ve 2014'te seyirciyle buluştuğunu söylüyor.
    • Yapım sürecinde setin yanıp tutuştuğunu ve bunun prodüksiyonel olarak inandırıcı olduğunu belirtiyor.
    • Eleştirilerin ve övgülerin bir sanatçı için iyi olduğunu, ancak kayıtsız şartsız kabul edilmek istemediğini ifade ediyor.
    09:30Oyunculuk Deneyimleri ve Eleştiriler
    • Konuşmacı, oyunculuk deneyimlerinde birbirlerini çok eleştirdiklerini ve acımasız olduklarını belirtiyor.
    • Sahne içinde oynayan oyuncular birbirlerini kollarken, takdir ederken çok fazla cömert olmadıklarını söylüyor.
    • Film cilalanırken, montajı ve müziği evre geçerken, perdedeyken iyi niyetli ama safça bir şey söyleyen kişilerin, filmi yapıyorsunuz ama bir kere bile izlemiyor musunuz diye sorguladığını belirtiyor.
    11:04Oyuncu İlişkileri ve Performans Değerlendirmeleri
    • Konuşmacı, peruk takarak veya hüzünlü bakarak oynadığında etrafındaki arkadaşlarının nadiren "çok zor oynadın" demelerini anlatıyor.
    • Komedi karakterlerde performansın ayırt edilmediğini, hüner gösterdiği, taklit yaptığı ve ses konusundaki arifliğiyle oynadığını belirtiyor.
    • Seyircinin zihniyetinde arkadaşların da büyüye kapıldığını, "bu zaten o diyor" demelerini ve "bunlarda da fazla bir zahmet yok" diyerek oyuncuları küçümsemelerini anlatıyor.
    12:21Karşılaştırmalı Çalışmalar ve Eleştiriler
    • Konuşmacı, daha önce beraber çalışmadığı Cem Behran'la çalıştığını ve ona sapasağlam bir dramatik karakter koymuş olduğunu belirtiyor.
    • Cem Behran'ın "güzel bir filmde çalışıyorum, yapabileceğimin en iyisini yapıyorum" dediğini, kendisine ise güzel şeyler söylediğini anlatıyor.
    • Eleştiriler geldiğinde arkadaşlarının kendisinden daha duygusallaştığını, kendisinin ise sonraki reaksiyonunun önemli olmadığını, daha aklı selim davranmaya çalıştığını söylüyor.
    13:20Kara Komik Tarifi
    • Konuşmacı, "kara komik" terimini tanımlarken, kara film, kara roman gibi kara temalı eserlerin olduğunu belirtiyor.
    • Amerika'da sinema tutkunlarının en beğendikleri dönemlerde şehirde geçen, melodramik, mutlaka ayakları yere basan bir karakter içeren ve sisli hava içerisinde felsefi sonuçlar çıkarabileceğimiz filmlerin olduğunu anlatıyor.
    • Kara komik tarifinin büyük bir buluş olmadığını, kara ve komik kelimelerinin uzun zamandır bilinen bir tarif olduğunu, ancak bu tarifin karanlık, ümitsiz ama komik temaları içeren eserleri tanımlaması gerektiğini belirtiyor.
    16:35Komedi ve Öyküsel İçerik Birleşimi
    • Konuşmacı, komedi filminin bir macerası olduğunu, öyküsellik ve karakter derinliği olunca filmin başka forma evrilmek zorunda kaldığını belirtiyor.
    • Seyirci olarak derinlikli komedi yapmak istediğini, ancak bu türleri birleştirme mücadelesinde bazen fazla karışık olabildiğini söylüyor.
    • Yeni dönemlerde daha rafine şeyler çıkardığını düşündüğünü, ancak bu bir dönemeç olmadığını, başladığı zaman da öykülerle başladığını belirtiyor.
    19:25Gişe ve Film Değerlendirmesi
    • Konuşmacı, gişe meselesinin sadece filmleri değerlendirme değil, filmlerle ilişki kurma olduğunu vurguluyor.
    • Cem Yılmaz sinemasının genç yaşta olduğu ve bunu güzel bulduğu belirtiliyor.
    • Eleştirmenlerin "üç hipster şişman" olarak tanımladığı karakterlerin, ortak özellikleri şişman ve sakallı olmaları üzerine bir yorum yapılıyor.
    20:5090'lı Yıllar ve Fiziksel Görünüm
    • Konuşmacı, 90'lı yılların en seksi erkeklerden biri olduğunu belirtiyor.
    • Ozan'ın farklı bir stile yönelmiş olduğunu ve kendisinin çok ödem var olduğunu söylüyor.
    • İlk yakın gözlüğünü, Tam Film Festivali'ni hedeflediği dönemde aldığını anlatıyor.
    22:09Çocuk Hakkında Konuşma
    • Konuşmacı, çocukların annesine benzemesinin iyi bir şey olabileceğini belirtiyor.
    • Çocuğun kendisi gibi değil, fiziği çok iyi olduğunu ve sportif görünüme kavuşmak istediğini söylüyor.
    • Çocuğun yakışıklı olduğunu, güzel kasları olduğunu ve üstüne gittiğini ifade ediyor.
    23:48Filmler Hakkında Değerlendirme
    • 1998 yılında "Vizontele" filminde oyuncu olarak harikulade olduğunu belirtiyor.
    • "Gora" filminin büyük iş, büyük film olduğunu ve Türk sinemasının alışık olmadığı organize işler yaptığını söylüyor.
    • "Hokkabaz" filminin kalitesinde hikayesinde bir şey beklemeyip çok şaşırdığını ve bayıldığını ifade ediyor.
    24:47Filmler Arasındaki Bağlantılar
    • Konuşmacı, "Hokkabaz"ın hikayesini ve senaryosunu şimdi yazacak olsaydı daha iyi yaratabileceğini söylüyor.
    • "Arog" filminin biraz önce zihnimizin bir kenarında konuşulup sonra kararlaştırıldığını anlatıyor.
    • "Gora"nın devamını yapmak istediğini ancak başka bir öykü yapmak daha işine geldiğini belirtiyor.
    26:49Son Filmi Hakkında
    • Konuşmacı, taksici öyküsünü onbeş sene evvel yapacağını biliyordu ancak seyirci için sürpriz oluyor.
    • İlk keskin viraj filminin fragmanının çok pek bir şey anlatmadığını söylüyor.
    • Film test izleyicilerinden bazılarının ağladığını ve bunun kendisine hoşuna gittiğini belirtiyor.
    27:46Sinema ve Oyunculuk Deneyimleri
    • Konuşmacı, "Arog" filminin en yüksek hasılatlardan biri olduğunu ve "İftarlık" filminde oyuncu olarak yer aldığını belirtiyor.
    • "İftarlık" filmindeki rolüne memnun olduğunu ve yönetmenin kendisine şahsı münhasır bir kompozisyon oynamak fırsatı verdiği için mutlu olduğunu ifade ediyor.
    • Yavuz Turgul ile çalışmanın kendisi için çok önemli olduğunu ve gençliğinin büyük kısmını onların işlerini izlemekle geçirdiğini söylüyor.
    30:11Filmlerdeki Deneyimler
    • İki farklı filmde de karakterleri 75 sayfa sonra öldüğü için komik bir durum yaşadığını anlatıyor.
    • Şener Şen ile karşılıklı oynamak ve Yavuz Turgul'un bir öyküsünde oynamak kendisi için çok çarpıcı şeyler olduğunu belirtiyor.
    • Dizilerde oynamanın ve filmde oynamanın farklı olduğunu, her ikisinin de zor olduğunu vurguluyor.
    32:13Yavuz Turgul ile Çalışma Deneyimi
    • Yavuz Turgul'un şöhretini bilen konuşmacı, yönetmenin biraz fırçacı olduğunu belirtiyor.
    • Filmlerdeki bir sahne anılarını paylaşarak, Yavuz Turgul'un fırçalama tarzının etkisini anlatıyor.
    • Yavuz Turgul'un filmle ilgili konuşulduğunda kendisinin de bilgi sahibi olmasını istediği için sık sık müdahale ettiği konusunda anlatıyor.
    34:12Mizahtan Beslenme ve Kişisel Bakış
    • Konuşmacı, acıklı, kökten doğan mizahtan beslendiğini ve bu tür kahramanlara kendini yakın hissettiğini belirtiyor.
    • İşini sevdiğini ve önemsiyor, vakit ayırıyor, ancak bunu süslemek yerine anlamlı kılmaya çalıştığını ifade ediyor.
    • İnsanların günlük hayatta kendilerinin daha iyi bir versiyonu olarak başladıklarını ve gerçek versiyonlarını anmadıklarını düşündüğünü söylüyor.
    37:37Yaşam ve Kendi Gerçek Versiyonu
    • Şanslı olduğunu ve kendisinin sevdiği işte çalıştığını, bu durumun gayretle ve azla yetinmekle elde edildiğini belirtiyor.
    • İnsanların kendilerini gerçekleştirmiş hissettiğini, ancak kendisinin bununla emin olmadığını, daha iyisi mümkün olduğunu düşündüğünü söylüyor.
    • Kendini "daha kusurlu hal" olarak görmek ve daha iyisi mümkün olduğunu görmek gerektiğini vurguluyor.
    41:24Gişe Meselesi ve Sanat Farkları
    • Konuşmacı, tiyatro ve sinema gişeleri arasındaki farkları tartışıyor ve sanatların farklı olduğunu vurguluyor.
    • Tiyatro oyunlarının büyük seyirci kitlesiyle dolu olduğunu, bazı oyunların üçbin altıyüz kişi kapasitesiyle dolduğunu belirtiyor.
    • Sinema filmlerinin bütçesinin ihtiyaç duyduğu rakamın proje bazında değiştiğini, pahalı filmlerde daha fazla seyirciye ihtiyaç duyulduğunu açıklıyor.
    43:45Sinema Bileti Fiyatları ve Kültürel Değerlendirme
    • Türkiye'de sinema bileti ortalamasının yirmi lira civarında olduğunu, ancak bu fiyatın çok düşük olduğunu belirtiyor.
    • Tiyatro bileti fiyatlarının dünyada çok daha yüksek olduğunu, ancak Türkiye'de devlet ve özel tiyatroların vefalı olması nedeniyle düşük tutulduğunu açıklıyor.
    • Cumhuriyetin ilk yıllarında kültür hamlesi kapsamında devlet tiyatrolarının kurulduğu ve bu sayede kültürin yaygınlaşması sağlanan bir anlayışın olduğunu vurguluyor.
    45:30Teknolojinin Kültür Üretimine Etkisi
    • Korsan ürünlerin kültürel ürünlerin bedelsiz erişimini sağladığı ve bu durumun yasal ürünlerle rekabet edilmesini zorlaştırdığı belirtiliyor.
    • İnternet platformlarının düşük fiyata kütüphaneler sunarak, evden çıkıp film izlemek gibi deneyimleri rekabet edemeyecek hale getirdiği ifade ediliyor.
    • Teknolojinin insanların evlerine kültürel içerikleri daha uygun fiyatlara soktuğu ve bu durumun adaptasyona ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
    46:16Film Üretimindeki Zorluklar
    • Film yapımında marka desteği aramak ve bu konuda uzun süre uğraşmak zorunda kaldığı belirtiliyor.
    • Dünyada reklamın film yapımında yaygın olduğu, ancak Türkiye'de bu konuda tepki görüldüğü ifade ediliyor.
    • Pahalı film yapımında hem kaliteli içerik hem de yüksek seyirci sayısına ihtiyaç duyulduğu, ancak bu iki faktör arasında dengede olmanın zor olduğu vurgulanıyor.
    47:32Film Tanıtım Stratejileri
    • Büyük film yapımcılarının (Scorsese, Al Pacino, Robert De Niro) filmlerini tanıtmak için her türlü platformu kullanmaları ve bu stratejinin gerekli olduğu belirtiliyor.
    • Türkiye'de filmleri tanıtmak için kanal geziyorum ve bu stratejinin gerekli olduğu, ancak bununla ilgili olumsuz tepkiler alındığı ifade ediliyor.
    • Özgürlük ve sorumluluk arasında dengede olmanın zorluğunu vurguluyor.
    49:31Film Hikayesi ve Kültürel Miras
    • Şile'de korneaları yanmış iki gençin bir müzik grubu kurduğu ve bu hikayenin film konusu olduğu anlatılıyor.
    • Filmde iki gençin ortak bir kız için yarıştığı ve bu durumun hikayeyi ilerlettiği belirtiliyor.
    • Film yapımında kültürel mirasın korunması ve klasikleşmeyen içeriklerin üretilmesi konusunda düşüncelerini paylaşıyor.
    53:30Sinema Dünyasında Çalışanlar
    • Gökhan Tiryaki, Nuri Bilge Ceylan'ın görüntü yönetmeni Şahan Celal ile Ceren'in görüntü yönetmeni olduğunu belirtiyor.
    • Film yapanlar aynı insanlar olup, birbirlerini dövdürmeye çalıştıkları adamlar olarak tanımlanıyor.
    • Konuşmacı, sinema konusunda yapmanın zamanının geldiğini, konuşmanın değil dediği gibi, "biz yapalım sonra konuşulur" diyerek vurguluyor.
    54:35Teknoloji ve İzleme Alışkanlıkları
    • Teknolojiyle birebir yürüyen ve teknolojiye mahkum olduğumuz bir dönemde, dijital platformda altmış dakikalık öyküler izleme alışkanlığı onuncu yılına girince, konuşmacı da altmış dakikalık filmler yapma cesareti bulmuş.
    • Dijital platformlarla ilgili eleştirilerde "şişman hipster" gibi ifadeler kullanılıyor ve filmlerin sinema salonu yerine dijital platforma yönelmesi tartışılıyor.
    • "Strate to video" terimi, sinema perdesine çıkmayan, doğrudan video kasete üretilen filmler için kullanılırken, dijital platformlar büyük ve şık şeyler yapmaya çalışıyor.
    57:03Sinema Perdesi ve Kutsallık
    • Sinema perdesine her şeyde bir tuhaf kutsallık var ve bu kavram günümüzde sorgulanıyor.
    • 82'de Amerika'da ve 84'te stand-up gösterisi perdede gösterildiği gibi, sinema perdesinde gösterim konusunda yeni şeyler olabiliyor.
    • Dijital platformlarla ilgili eleştiriler, fikir, yöntem ve pazarlama ile ilgili bir konu olarak değerlendiriliyor.
    1:01:18Erşan Kuneri Projesi
    • Konuşmacı, uzun metraj yerine Erşan Kuneri'nin maceralarını dijital platforma yapmak istediğini belirtiyor.
    • Erşan Kuneri'nin 1975 ile 1978 arasında ne yaptığını bilmediği bir dönem olduğunu ve bu dönem için 30 dakikalık bir seri yazdığını söylüyor.
    • Konuşmacı, sinemanın gençlere cazip görünmediğini düşünse de, sinema mekanının kaybolmayacağını ve büyük perde, görkemli atmosfer ve yoğun sesle izlenen sinemanın öleceğini zannetmediğini belirtiyor.
    1:04:36Cambly Uygulaması Tanıtımı
    • Cambly, kullanıcıların İngilizce öğrenme sebebi, seviyesi ve tercih ettiği aksana göre eğitmenlerini seçmelerine olanak sağlayan bir uygulamadır.
    • Uygulamada 25.000'den fazla eğitmen bulunmakta olup, kullanıcılar ilgi alanlarına uygun öğretmenlerle online İngilizce ders yapabilmektedir.
    • Cambly, kullanıcıların ders günlerini ve saatlerini kendilerinin seçmesine imkan tanımaktadır ve 7/24 online eğitmenlerle ders yapma imkanı sunmaktadır.
    1:06:54Cambly'nin Hedef Kitleleri ve Özel Teklifleri
    • Cambly, kendisini geliştirmek isteyen, uzun ömürlü planlar yapmak isteyen kişilere yöneliktir; kariyer, sosyal ve akademik hayatlarında İngilizce bilmeyi amaçlayanlar için uygundur.
    • Uykusuzlar Kulübü izleyicileri için özel "uykusuzlar" koduyla 15 dakika ücretsiz ders hediye edilmektedir.
    • 28 Ocak Salı gecesine kadar aynı kodla 12 aylık aboneliklerde %55 indirimle Cambly'ye abone olunabilmektedir.
    1:08:16Hedda Gabler Tiyatro Projesi
    • Demet Evgar, Yeşim Koçak ve Osman Karakoç, Hedda Gabler adlı tiyatro projesiyle karşılık vermektedir.
    • Hedda Gabler, Henrik İbso'nun yazdığı, dünya edebiyatının en anlaşılmaz kadın karakterlerinden birini içeren bir klasiktir.
    • Yeşim Koçak, Hedda Gabler'i oynamak için yönetmen Mehmet Birki ile birlikte çalışmış ve oyunun dilini anlamak için özel bir yaklaşım benimsemiştir.
    1:15:26Tiyatro Deneyimi
    • Tiyatro ekipleri, Hedda Gabler'i oynamak için yönetmen Mehmet Birki'nin önerisi üzerine metni okumak yerine dinlemek ve anlamak üzerine odaklanmışlardır.
    • Tiyatro ekipleri, Hedda Gabler'i oynamak için özel bir çalışma süreci yaşamışlardır.
    • Tiyatro ekipleri, Hedda Gabler'i oynamak için zorlu bir deneyim yaşamışlardır.
    1:16:27Tiyatro ve Kabare Performansları
    • Konuşmacı, bin kişilik salonlarda kabare performansları yaptıklarını ve seyircilerin eğlendiklerini belirtiyor.
    • Kabare performanslarında seyircinin sahipleneceğini hissettiğini ve provalarda önce oyuncuların sahiplenmesinin önemli olduğunu vurguluyor.
    • Oyuncunun en büyük zorluğu oyunun ironisini seyirciyle paylaşmak ve bu ironisi seyirciyle buluşunca empati kurmanın daha kolay olduğunu söylüyor.
    1:18:01Ibsen'in Oyunu ve Kadın Hakkında Tartışma
    • Ibsen'in 1890'larda çağdaş tiyatronun ilk temsilcilerinden ve Shakespeare'den sonra en önemli şair olduğu belirtiliyor.
    • Oyunun 19. yüzyılda yazıldığı ve kadın ve anti-kahraman hikayelerini içeren bir eser olduğu açıklanıyor.
    • Kadının yaşama amacını erkek belirlediği ve bu amaca kalarak nevrotik duruma sürüklenme riski olduğu tartışılıyor.
    1:19:36Toplumsal Tartışmalar ve Sosyal Medya
    • Konuşmacı, sosyal medyada aptallık gördükleri gibi güzel sorgulama ve tartışma da gördüklerini belirtiyor.
    • Özellikle Twitter'da ve WhatsApp gruplarında kadınlar arasında felsefik tartışmaların yapıldığını anlatıyor.
    • Halkın herkesin elinde telefon ve kişisel bilgisayarlar olduğu için sorgulama, okuma ve merak ettiği şeyleri araştırma imkanına sahip olduğu vurgulanıyor.
    1:21:18Tiyatro ve Sinema Arasındaki Fark
    • Tiyatronun günümüzde sinemaya nazaran ilaç gibi geldiği, özellikle büyük eserleri iyi oyuncularla sunabilme imkanı olduğu belirtiliyor.
    • Türkiye'nin tiyatrosu ve sineması arasında zeka ve entelektüel fark olduğu, bu da tiyatronun yükselişinde seyircinin arzusuyla ilişkili olduğu söyleniyor.
    1:22:09Seyirci Eğitimi ve Tiyatro Deneyimi
    • Pangar Çatısı'nın birçok farklı disiplini bir arada yaşatmayı hedeflediği ve içinde Hata Yapım Atölyesi olduğu belirtiliyor.
    • Hata Yapım Atölyesi'nin içinde seyirci yetiştirme kursu yapıldığı, bu kursun dört yıldır devam ettiği ve farklı yaş ve meslek gruplarından katılımcılar olduğu anlatılıyor.
    • Seyircinin bir sorumluluğu olduğu, tiyatro izlemek televizyon izlemek gibi bir şey olmadığı, sahnede oluş biçiminin seyirciyle bütünlenen bir hemhal olduğu vurgulanıyor.
    1:24:11Paylaşım Teknolojileri ve Anı Yaşama
    • Konuşmacı, tiyatro performanslarını canlı yayın yapan kişilerle yaşadığı bir tartışma anısını paylaşıyor.
    • Paylaşım teknolojilerinin karışık bir duruma geldiği ve insanların bir anı paylaşmadığında o anı yaşamadıklarını hissettikleri belirtiliyor.
    • Amerika'da bu durumun bir hastalığa dönüşmüş ve tedavisi başlamış olduğu, anı paylaşmanın aslında o anı yaşamayı engellediği vurgulanıyor.
    1:25:12Tiyatro Dünyasında Çalışma Şartları
    • Konuşmacılar, Matine ve Makesuar gibi tiyatro oyunlarını oynadıklarını belirtiyor.
    • Tiyatro performansçılarının çok az para aldıkları, şımarık olmadıkları ve organizatörün karının oyuncuların beş-altı katı olduğu söyleniyor.
    • Tiyatro oyunlarının pahalı bir dekorlu ve kostümlü iş olduğu, yedi buçuk metrelik tır kullanarak dekor taşındığı belirtiliyor.
    1:28:36Tiyatro Oyunu ve Galası
    • Tiyatro oyununda Tuğrul Tülek, Yeşim Koçak, Tolga Çiftçi, Osman Karakoç, Nazan Diper ve Merve Satılan'ın rol aldığı belirtiliyor.
    • Oyunun 28 Ocak ve 8 Şubat'ta Ankara'da oynanacağı, ardından bir gala performansı yapılacak söyleniyor.
    • Tiyatro oyunlarının uluslararası normlara uygun olarak, birkaç ay boyunca ucuza bilet satılarak seyirciyle buluşarak pişirildiği ve sonra galası yapıldığı açıklanıyor.
    1:30:22Oyun Seçimi ve Seyirci İlişkisi
    • Oyunun riskli bir iş olduğu ve seyirciyle çok güzel buluştuğu belirtiliyor.
    • Oyunun ironi hikayesi sayesinde didaktik ve sıkıcı bir hissi kaybetmiş, seyirciyle iyi buluşabildiği söyleniyor.
    • Oyunun insanlık halinden bahsettiği ve bu nedenle seyirciyle güzel bir buluşma sağladığı vurgulanıyor.
    1:31:51Tiyatro Deneyimi ve Çalışma Süreci
    • Konuşmacılar arasında yaklaşık 20-21 yıllık arkadaşlık ve Kenter Tiyatrosu'nda birlikte çalışma tarihi olduğu belirtiliyor.
    • Oyuncular on senedir birlikte çalışmak hayaliyle yaşadıkları ve Ağustos ayında başladıkları provada konservatuvar günlerindeki gibi çalıştıkları söyleniyor.
    • Oyunun tahmin edilen seviyeden daha çok sevildiği ve seyirci iltifatına tabi olduğu belirtiliyor.
    1:33:19Hatalar ve Deneyimler
    • Konuşmacı, daha önce Mabed'de oynadığı bir oyunun dekorla ilgili problemlerden dolayı dört kere kaldırmak zorunda kaldığını anlatıyor.
    • Bu hataların insana başka bir heves getirdiği ve oradan öğrendiğin şeyin farklı olduğu vurgulanıyor.
    • Konuşmacı, başladığında seyirciyle buluşup buluşmayacağını hiç sormadığını, sadece buluşmaya çalıştığını belirtiyor.
    1:34:31Tiyatro Deneyimi ve Rol Alma Süreci
    • Konuşmacı, Ankara'da otururken Demet'ten gelen bir teklifle tiyatro projesine katılmış.
    • Leoborg rolü için bir audition açılmış ve Osman bu audition'da rolü kazanmıştır.
    • Mehmet hocası oyunculara "Shakespeare oynadığınızı unutun, sadece kendinizi o metnin müziğine kaptırın" diyerek modern bir yaklaşım önermiştir.
    1:36:40Oyunculuk Yaklaşımı
    • Çalışma süreci hedefe yönelik olup, duyguların gelip geçici olduğu vurgulanmıştır.
    • Konuşmacı, Zeliha Berksoy ve Muşfik Kenter'in öğrencisi olarak dramaturjiye meraklı olduğunu belirtmiştir.
    • Özlem Amedeus'ta Mozart'ın karısı Konstanz'ı canlandırırken, hamilelik ve doğum sahnesinde fiziksel zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
    1:40:44Tiyatro Projesi ve Klasikler
    • Tiyatro ekipleri her sene ya da iki senede bir klasik eser koymak hedefi taşımaktadır.
    • Daha önce Macbeth, Soytarım, Kral Lear gibi klasik eserler yapılmıştır.
    • Bir sonraki sene hangi klasik eser yapılacağı belirlenecektir.
    1:41:27Konuşmacıların Konuşma Detayları
    • Konuşmacılar birbirlerinin evlerini ve yaşadıkları yerleri tartışıyorlar.
    • Konuşmacı bir bina içinde iki daireye sahip ve biri kiracı olarak karşıda oturuyor.
    • İstanbul'daki eski binada daireler birbirini görüyor ve konuşmacı uzun süre bu durumdan etkileniyor.
    1:43:08Dizi ve Taşınma Hikayesi
    • Konuşmacılar "Avlu Dizisi" ile ilgili bir hikaye anlatıyor ve Canan adında bir karakterin evlendiği ve diziye girdiği için taşındığı belirtiliyor.
    • Konuşmacı Galata'ya taşınıyor ve İstiklal Caddesi'nde altı-yedi yıl oturuyor.
    • İstiklal Caddesi'nde kitapçısı ve kahvecisi olan konuşmacı, artık oraya çıkamamaya başladığını söylüyor.
    1:45:09Fotoğraf ve Film Çalışmaları
    • Konuşmacılar hafta sonları kadın gruplarının fotoğraf kursuna geldiğini ve periyod tuttuklarını anlatıyorlar.
    • Konuşmacılar güneş, ay gibi doğal nesneleri fotoğraflamakla ilgileniyorlar.
    • Konuşmacılar Topaş Şükran'ın Maceraları adlı diyalogsuz bir film çektiklerini ve Onur Ünlü'nün filmlerinin bazen vizyona girmeyebildiğini belirtiyorlar.
    1:46:31Tiyatro Performansları
    • Konuşmacılar tiyatro performansları hakkında konuşuyor ve oyun aralarında dinlendiklerini söylüyorlar.
    • Yeşim Koçak aynı zamanda konservatuvarda hoca olduğunu belirtiyor.
    • Konuşmacılar 25 Ocak'tan sonra oyunları ve 4 Şubat'ta Enka'da ve Gala'da gerçekleşecek performansları anlatıyorlar.
    1:48:24Tiyatro Alanı Hakkında Değerlendirme
    • Konuşmacılar büyük bir tiyatro projesi yaptıklarını ve 300 kişilik yerlerde oynayamadıklarını belirtiyorlar.
    • Tiyatro sahnelerinin akustik açıdan yetersiz olduğunu ve Kenter Tiyatrosu'nun akustiği gibi bir sahne bulmanın zor olduğunu söylüyorlar.
    • Sinema salonlarının yükselişinden sonra tiyatro yatırımından da ümitli olduklarını ifade ediyorlar.
    1:49:45Savaş Satış ve Onur Akbay'ın Film Hikayesi
    • Savaş Satış ve Onur Akbay, "Sıfır Bir" filmiyle konuk olarak programa geliyorlar.
    • Film 1 Ocak'ta vizyona girdi ve YouTube'da 2016'nın ilk aylarında yayınlanmaya başladı.
    • İlk bölüm bir hafta sonunda bir milyon izlenmeyi geçti ve daha sonra Blu TV'ye transfer oldu.
    1:50:45Film Projesinin Gelişimi
    • Film, dipten gelen bir dalga olarak tanımlanıyor ve tanınmayan insanlarla yapıldığı belirtiliyor.
    • Film, kadın cinayetleri ve çocuk istismarına dikkat çekmek için "Herkes Sussa Biz Susmayacağız" sloganıyla sosyal medyada ünlüler tarafından kullanılmaya başlandı.
    • Film projesi, üç arkadaşın İstanbul'a gelip oyunculuk üzerine bir şeyler yapamadıktan sonra Adana'ya dönmesiyle başlıyor ve zamanla bir ekip oluşuyor.
    1:53:38Dizi Projesinin Gelişim Süreci
    • Adana'nın Hürriyet Mahallesi'nin çekimleri yapılmış ve bu iş kontrollü bir şekilde yönlendirilmiş.
    • İstanbul'da iki senelik bir mücadele yaşanmış, YouTube'da "watching time" adı verilen bir dakika içinde izleyiciyi tutma stratejisi geliştirilmiş.
    • Başlangıçta beş dakikalık bölümler düşünülmüş, sonra on beş dakikalık bölümlere geçilmiş ve başarılı bir bölüm üretilmiş.
    1:54:46Dizinin Yaygınlaşması ve Reklam Stratejisi
    • İstanbul'daki sektör arkadaşı tarafından dizi izlendikten sonra ilgi uyandırılmış ve kısa film yarışmalarına gönderme planı yerine hızlı bir dönüş alınması kararlaştırılmış.
    • Facebook üzerinden reklam stratejisi geliştirilmiş ve ana kitle olarak mahallelerde yaşayan, bu tarz hayatlara aşina olan kişiler hedef alınmış.
    • Dizi izleyicilerin dikkatini çekmiş, iyi müziklerle donatılmış ve reklamı başından beri kendileri yönlendirmişler.
    1:55:38Vizyonda Başarılı Performans
    • Dizi ilk vizyona girdiğinde 380.320 lokasyonda başlamış, üç gün içinde 980 salona çıkmış.
    • Boks Office'in yayınladığı habere göre ilk girdiği gişe sayısına göre salon başı yaklaşık 800 izleyici yapıyor.
    • Bu performans yılda bir iki filmde olabiliyor ve gençlerin kendi gerçekleriyle ve akıllarıyla gelenlerin ümit verici olduğu vurgulanıyor.
    1:57:01Gişe Performansına Bakış
    • Konuşmacı gişe performansının sinemada çok önemli olduğunu ancak bunu sürekli sormakın aptalca olduğunu düşünüyor.
    • Sinemada film salon buluyor, belli bir süre kalabiliyor, sonra çıkıp gidiyor ve tekrar vizyona girmesi zor, tiyatro gibi değil.
    • İki hafta içinde 600 bin devir yapılmış ve ekip iyi bir iş yaptıklarına inanıyor.
    1:59:07Önyargılar ve Eleştirmenlerin Tepkisi
    • Ekip, daha önceden film yapan arkadaşlar gibi bir reklam gücüne sahip olmadığını, yerin altından çıkan bir ekip olduğunu belirtiyor.
    • İlk basın gösteriminde sinema eleştirmenleri şiddet içeriği nedeniyle önyargılarla yaklaşmışlar.
    • Sosyal medyada övgüler yağdırılmış ve radyocular da önyargılarıyla yaklaşmış, izledikten sonra desteklerini bildirmişler.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor