Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu belgesel, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasını ve sonrasında ortaya çıkan olayları anlatmaktadır. Belgeselde Meclis Komisyonu Başkanı Mehmet El Katmış, Abdullah Çatlı'nın kızı Gökçen Çatlı, eşi Meral Çatlı, özel timci Ayhan Çarkın ve dönemin önemli siyasi figürleri Sedat Bucak, Mesut Yılmaz, Kutlu Savaş gibi kişilerle yapılan röportajlar yer almaktadır.
- Belgesel, olayın kronolojik anlatımıyla başlayıp, Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbay ve Gonca Us'un ölümü, DYP Şanlıurfa milletvekili Sedat Edip Bucak'ın yaralanması ve sonrasında başlayan soruşturma sürecini ele almaktadır. Ayrıca, olayın arkasındaki aktörler, Ergenekon davasındaki gelişmeler ve Susurluk Komisyonu'nun çalışmaları da detaylı şekilde incelenmektedir.
- Belgeselde, Abdullah Çatlı'nın ölümünün kaza değil suikast olduğu iddiası, Çatlı'nın kızı ve eşi tarafından anlatılan tehlikeler, eşi Meral Çatlı'nın babasının son zamanlarda artan tehlikeyi sezdiğini belirtmesi ve özel timci Ayhan Çarkın'ın Çatlı'nın ihaneti yakaladığı için öldürüldüğünü iddia ettiği açıklamalar da yer almaktadır. Video, Susurluk olayının 14 yıl sonra hala tartışılan yönlerini ve hala çözülmemiş soru işaretlerini vurgulamaktadır.
- Susurluk Olayı Hakkında Giriş
- Susurluk olayı, bazıları tarafından skandal, bazıları tarafından kazası, bazıları tarafından suikast olarak nitelendirilmektedir.
- Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasının üzerinden dört yıl geçmiş olup, bu süreçte yaşanan olaylar ve iddialar incelenecektir.
- Meclis komisyonu başkanı Mehmet El Katmış, Abdullah Çatlı'nın kızı Gökçen Çatlı ve davada hüküm giyen Özel Timci Ayhan Çarkın'ın röportajları paylaşılacaktır.
- 01:54Olayın Gerçekleri
- 3 Kasım 1996'da Susurluk ilçesi, Uçak Yolu mevkiinde, İstanbul yörüne seyir halinde olan 6A 600 plakalı Mercedes marka otomobil, benzin istasyonundan çıkan Hasan Gökçe yönetimindeki kamyona arkadan çarpmıştır.
- Kazada otomobilde bulunan dört kişiden üçü ölmüş, biri ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır.
- Olaydan 15-20 dakika sonra televizyonlarda vefat eden kişinin Abdullah Çatlı olduğu ilan edilmiştir.
- 02:40Olayın Şüpheli Yönleri
- Olaydan sonra edinilen bilgilere göre, arkadan takip edenlerin başka bir devlet kuruluşu olduğu iddia edilmektedir.
- Koruma polislerinin ifadelerine dayanarak, takip edenlerin fotoğraf çektiği ve Abdullah Çatlı'nın en yakından birinin onlara saldırdığı ifade edilmektedir.
- Uzaktan kumandayla direksiyonun kilitlendiği için olayın olması mümkün olmadığı belirtilmektedir.
- 04:20Olayın Gündeme Düşmesi
- Kaza ülke gündemine bomba gibi düşmüş, ölen kişilerin İstanbul Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbay kimlikte Abdullah Çatlı ve Gonca Us isimli bir kadın olduğu anlaşılmıştır.
- Yaralanan kişinin DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak olduğu anlaşılınca olay Türkiye gündemine adeta bomba gibi düşmüştür.
- Olay büyük bir olay olmasına rağmen, olayın oluşu da kuşkulu ve üzerinde sır perdesi olduğu iddia edilmektedir.
- 05:51Soruşturma Başlangıcı
- Devlet Güvenlik Mahkemesi çete soruşturması başlattı ve medyanın kazadan sonra olayı siyasetçi-polis-mafya üçgeni içinde gündemden düşürmemesi sebebiyle konu Susurluk skandalı adıyla hafızalara kazındı.
- 11 Kasım 1996'da İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak suçundan soruşturma başlattı.
- İçişleri Bakanı Mehmet Ağar görevinden istifa etti ve soruşturma sırasında konu dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a kadar uzandı.
- 07:51Soruşturma Süreci
- Soruşturmayı Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcıları Aykut Cengiz Engin, Ahmet Gürses ve İrfan Özleyen yürütüyordu.
- Çok sayıda kişi teknik takip altına alındı, telefon dinlemeleri yapıldı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Müşavirlik Korkuteken, İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu gibi kişilerin ifadesine başvuruldu.
- Bazı iddialara göre, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ofisinde bulunan ses kayıtlarının o döneme ait olduğu ancak yasadışı dinlemelerden oluştuğu iddia edildi.
- 08:53Tutuklamalar ve İddianame
- Soruşturma aşamasında Özel Timci Polis Memurları Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy, kazadan iki buçuk ay sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.
- 27 Ocak 1997'de Polis Memuru Ziya Bandırmalıoğlu, Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, Polis Memuru Ayhan Akça, Uyuşturucu Kaçakçısı Yaşar Öz Topal'ın iş ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan hakkında gıyabi tutuklama kararları çıkarttılar.
- Soruşturma 6 Mart 1997'de tamamlandı ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklar hakkında cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmakla ve yakalama ve tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi yetkili mercilere haber vermemek suçundan dava açtı.
- 10:31İddianame İçeriği ve Meclis Araştırması
- Susurluk'un 42 sayfalık ana iddianamesinde, yasadışı, bölücü terör örgütlerine destek veren kişilerle hukuki yollarla mücadele edebilmek imkanı bulunmadığını düşünen bir kısım görevlilerin teşekkül oluşturdukları ve bu teşekküldeki şahısların artık kontrol edilemez boyutlara ulaştığı görülmüştür.
- Yargılama aşamasında sanıkların tamamı en fazla 290 gün içinde tahliye edildiler.
- İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, kazadan sonra ortaya atılan iddialar arasında adı geçince istifa eden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ile DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması istemiyle fezleke hazırladı.
- 11:29Susurluk Davası ve Meclis Araştırma Komisyonu
- Başsavcılık, 11 Aralık 1997'de Meclis Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonucu yasama dokunulmazlıkları kaldırılan Ağır ve Bucak hakkında hapis cezası gerektiren kamu davası açtı.
- Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ağar'ın Yüce Divan'da yargılanabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi.
- 18 Nisan 1999'da yapılan seçimlerde Bucak ve Ağar yeniden milletvekili seçilince haklarındaki yargılama prosedürü 3 Mayıs 1999 tarihinde durduruldu.
- 12:06Susurluk Araştırma Komisyonu'nun Çalışması
- Meclis Susurluk Raporu her şeyi ortaya çıkardı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde oluşturulan Susurluk Araştırma Komisyonu'nda yaklaşık üç aylık çalışma süresinde Ankara'da Sedat Bucak ve Mehmet Ağar'ın da aralarında bulunduğu kırkbir kişiyi tanık olarak dinledi.
- İstanbul'a gelen komisyon üyeleri, o dönemde Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan özel eğitimcilerin de aralarında bulunduğu onaltı kişiyle dinledikten sonra hazırladıkları raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sundular.
- Emniyet Genel Müdürlüğü, MIT ve JITEM'in yapısı, buralarda görev yapan bazı kişilerle çeteler, bazı siyasetçiler, bazı iş adamları ve devlet adına görev yaptıklarını öne süren bazı kişiler arasındaki ilişkilerin gözler önüne serildiği rapor kamuoyunda günlerce tartışıldı.
- 12:59Susurluk'un Faaliyet Alanları
- Susurluk bu yapının sadece bir bölümüdür ve vurma kırma bölümü vardır.
- Susurluk'taki 3 Kasım 1996'daki olaya kadar hurma kırma olayları ün yapmıştır ve bütün faaliyet alanı olmuştur.
- Daha sonra ekonomik yönde bankaların içinin boşaltılması, bankalara müsaade edilmesi, el değiştirmesi gibi işlere girmişlerdir ve daha sonra darbelere dönüşmüştür.
- 14:11Susurluk Kazası ve Sedat Bucak
- Uzun yıllar konu medyanın gündeminden düşmemiş olsa da ortaya çıkan soru işaretlerinin neredeyse hiçbirine yanıt bulunamadı ve mahkeme kararları da kimseyi tatmin etmedi.
- Kazadan yaralı kurtulan Sedat Bucak'ın hafızasını yitirdiği öne sürüldü, mahkeme Bucak hakkında beraat kararı verdi ancak karar Yargıtayca bozuldu.
- Yüksek Mahkeme, Sedat Bucak'ın Abdullah Çatlı ile ilişkilerine dikkat çeken ve onun yeniden yargılanmasına hükmetti.
- 14:44Bucak'ın Çanta Resti
- Türkiye'yi ayağa kaldıran kazadan tek yaralı kurtulan Sedat Bucak, vereceği bilgiler pek çok soruya cevap olabilir, konuyu aydınlatabilirdi.
- Yargıtay Bucak'ın beraat kararını bozmasıyla işler karıştı ve yargılama yeniden başladı.
- Bucak, Abdullah Çatlı'nın Susurluk kazasında kaybolan özel çantasındaki bazı gizli belgeleri ve birkaç fotoğrafını mahkemeye sundu.
- 15:34Çanta'nın İçeriği ve Sonuçları
- Bucak, Abdullah Çatlı'nın çantasını sekiz yıldır saklıyor ve Susurluk davasındaki önemli bir delili bugüne kadar mahkemeden kaçırmış oluyor.
- Belgelerin devlet sırrı olduğunu ve ortaya çıkmasının devlete zarar vereceğini söyleyerek kendini savundu.
- Susurluk davasının hakimi Sedat Karagül, Bucak'ın Abdullah Çatlı'ya ait gizli belgeleri mahkemeye sunmasını iyi düşünülmüş ve danışılmış bir olay sözleriyle değerlendirdi.
- 17:37Ergenekon Davasında Çanta
- Meşhur çanta bu kez Ergenekon'da ortaya çıktı.
- Ergenekon davasında tutuklu sanıklarından Sami Hoşlan, 2 Şubat 2009 tarihinde yapılan duruşmada söz isteyerek çantanın çantası bende açıklamasını yaptı ve çantayı getireceğini söyledi.
- Bu açıklama kamuoyunda bomba etkisi yaptı ve herkes çantanın mahkemeye gelmesini beklerken Hoşlan'dan bir duruşma sonra yargılama sonunda o çantayı heyete teslim edeceğim dedi.
- 18:37Ergenekon'da Susurluk Kazası İle İlgili Gelişmeler
- Ergenekon davasında Susurluk kazası ile ilgili yaşanan gelişmelerden biri de Tuncay Güney'in 2001 yılında İstanbul Emniyetinde yapılan sorgusunun video kayıtlarının ortaya çıkmasıyla yaşandı.
- Kayıtlarda Susurluk kazasının arka planına ilişkin açıklamalarda bulunuyordu.
- Kutlu Savaşı raporu da Ergenekon'da kazanın ardından Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaşı konuyu incelemesi için tam yetki ile görevlendirdi.
- 19:25Kutlu Savaşı Raporu
- Savaş, hazırladığı raporu 12 Ocak 1998'de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a verdi ve Yılmaz, raporu okuduktan sonra gerekeni yapacağını söyledi.
- Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı 124 sayfalık raporun 12 sayfası devlet sırları içerdiği gerekçesiyle gizli kalmıştı.
- Ancak raporun tam metni Ergenekon sanıklarında çıktı ve davanın 5 Ağustos 2009 tarihindeki duruşmasında Susurluk raporunun orijinalinin Başbakanlık Teftiş Kurulunda bulunmadığı ortaya çıktı.
- 20:27Susurluk Kazası İle İlgili Araştırmalar
- Susurluk'ta olup bitenle ilgili bugüne kadar pek çok araştırma yapıldı ve önemli kurumlar yaşananları mercek altına aldı.
- Milli İstihbarat Teşkilatı, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üç ayrı koldan üç ayrı rapor hazırladı.
- Ancak soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla yürütülen bu süreçte karanlık olaylar da yaşandı ve kamuoyuna çok yansımayan şüpheli ölümler soru işaretlerini daha da arttırdı.
- 21:01Susurluk Kazası İle İlgili Beş Şüpheli Ölüm
- Susurluk kazasında olanlarla ilgili bugüne kadar beş kişi şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti ve hepsi olaylar hakkında bilgi sahibiydi.
- Konuyu araştıran Milli İstihbarat Teşkilatı görevlisi Ertuğrul Berkman, Susurluk ilişkilerinin peşine düşen Başbakanlık Hukuk Müşaviri Hakim Akman Akyürek, sırlara meraklı milletvekili Bedri İnce Tahtacı ve Çatlı'nın iş ortağı MHP'li işadamı Efraim Barut.
- Hepsinin ölümü de tıpkı Susurluk kazasında olduğu gibi trafik kazası ile oldu ve Gaziantep milletvekili Bedri İnce Tahtacı, 21 Kasım 1999 sabahı Almanya'ya gitmek üzere Meclis lojmanlarında ki evinden çıkıp otomobiliyle İstanbul Havalimanı'na doğru yola çıktı.
- 23:08Abdullah Çatlı'nın Kazası ve Suikast İddiaları
- Sakat, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara mektup yazarak, İnce Tahtacının kazada değil, aracı çarpraz ateşte korkutularak öldürüldüğünü iddia etti.
- Sakat, olay mahallinin özenle temizlendiğini ve suikaste dair bütün izlerin toplandığını belirtti.
- Sakatın en ilginç iddiası, o saldırıda kendisinin de olduğuydu.
- 23:30Çatlı'nın Kızı Gökçen Çatlı'nın Görüşleri
- Gökçen Çatlı, Türkiye'de kaza gibi görünen birçok olayın suikast olduğunu ve bunların araştırılması gerektiğini söylüyor.
- Çatlı, 3 Kasım meselesinin araştırılmasının devletin şeffaflığı ve başı dikliği açısından şart olduğunu düşünüyor.
- Çatlı'nın eşi Meral Çatlı, Abdullah Çatlı'nın son zamanlarda artan tehlikeyi sezdiğini ve çelik yelek aldığını ifade etti.
- 25:03Çatlı'nın Tehlikede Olduğu Olaylar
- Çatlı'nın kızı, yaklaşık bir yıl önce evlerinin önünde el bombası bulunduğunu ve arabalarının arasında bir el bombası olduğu söylendiğini anlattı.
- Çatlı'nın 1996'dan tam bir yıl önce hayatının ciddi şekilde tehdit altında olduğunu, evden sık sık ayrılmak zorunda kaldıklarını ve etrafındaki koruma çemberinin çoğaldığını belirtti.
- Çatlı'nın eşi, Abdullah'ın son aylarda endişeli ve kuşkulu olduğunu, eskiden çelik yeleği yokken şimdi çelik yelek aldığını söyledi.
- 26:39Araştırma Komisyonlarının Sorunları
- Araştırma komisyonlarının çalışma sürelerinin kısalığından yakınıyor, mecliste kurulacak komisyonun azami çalışma süresinin dört ay olduğunu belirtiyor.
- Ergenekon olayının üç yılına girmesine rağmen, ifadeler daha yeni alınıyor, savunmalara geçilmedi ve operasyonlar devam ediyor.
- Gökçen Çatlı, babasının kazası olduktan yaklaşık on dakika sonra bazı medya kuruluşlarına bilgi ve fotoğraf servisi yapıldığına dikkat çekiyor.
- 28:21Ayhan Çarkın'ın Açıklamaları
- Abdullah Çatlı'nın arkadaşı eski özel timci polis memuru Ayhan Çarkın, olayın görünenden farklı olduğunu ve yakın zamanda gerçeklerin ortaya çıkacağını söylüyor.
- Çarkın, Güneydoğu Anadolu bölgesinde özel harekat adına dağlarda görev yaptığını ve o dönemde Orgeneral Eşref Bitlis ile Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile birlikte olduğunu belirtiyor.
- Çarkın, Abdullah Çatlı'nın Bursa'da öldürüldüğünü ve orada ihanet olduğunu iddia ediyor.
- 30:39Susurluk Olayı Hakkında İddialar
- Ayhan Çarkın, Susurluk'la ilgili bugüne kadar kimsenin konuşmadıklarını söyledi.
- Çarkın, Susurluk'un bir tasfiye operasyonu olduğunu ve cinayet işlendiğini iddia ediyor.
- Çarkın, Abdullah Çatlı'nın ihaneti yakaladığını, terörden rant sağladıklarını ve Avrupa uzantısı olduğunu fark ettiğini, siyasi kapı aradığını ancak kapıların yüzüne kapandığını söylüyor.
- 33:36Çarkın'ın İddiaları ve Dursun Karataş
- Çarkın'ın çarpıcı iddialarından biri, dev sol lideri Dursun Karataş'ın cezaevinden kaçmasına göz yumulması ve ekip otolarıyla gezdiği iddiası.
- Geçtiğimiz hafta basına yansıyan iddialarda, 1993 yılında İstanbul Kartal'da HKPC liderlerinden Bedri Yağan ve ekibinin çatışma olmaksızın polis operasyonuyla öldürüldüğü belirtiliyor.
- Operasyonu Hanefi Avcı'nın yönettiği ve DHKP-C içinde Dursun Karataş'ın önünün açılması için düzenlendiği iddialar arasındaydı.
- 35:00Çarkın'ın Açıklamaları
- Çarkın, olay yerine gittiğinde iki bebek olduğunu ve bir çocuğun ağzına emziği verdiğini belirtiyor.
- Çarkın yaptığı açıklamalarla olanların sadece tozunu aldığını söylüyor ve başka söyleyecekleri olduğunu da belirtiyor.
- Abdullah Çatlı'nın "ne diyorsanız doğru" dediği ifade ediliyor.
- 36:06Susurluk Olayı
- 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında bir Mercedes'in bir kamyona çarpmasıyla ortaya çıkan karanlık ilişkiler ele alındı.
- Aradan geçen onca yılda yanıt bulunamamış soru işaretleri ele alındı.
- Susurluk olayı önümüzdeki dönemde de çok konuşulacak.