Buradasın

Sıradışı Program: Türkiye'de Toplumsal Sorunlar ve Devlet Sorumlulukları

youtube.com/watch?v=i8VA92B7oOo

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Sıradışı" adlı televizyon programında sunucu, Kayhan Uygur, Ebubekir Sofuoğlu, Ahmet Yenilmez ve CHP Genel Başkan Yardımcısı gibi konuklar yer almaktadır. Programda ayrıca 35 yıllık deneyime sahip bir oyuncu ve film yapımcısı da konuşmacı olarak yer almaktadır.
Program, Adana'daki Aladağ Yurt yangını olayı etrafında şekillenmekte olup, bu olayın yanı sıra Türkiye'de edepsizlik, medya davranışları, devlet sorumlulukları ve toplumsal sorunlar ele alınmaktadır. Tartışmada yangın olayının nedenleri, devletin denetim görevlerini yerine getirmemesinin sonuçları, Türk sinemasındaki ahlaki değerler ve Türkiye'nin tarihsel bağımsızlık mücadelesi gibi konular da işlenmektedir.
Programın son bölümünde Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin AB'ye katılım süreci ve Türkiye'nin geleceği hakkında görüşler paylaşılmaktadır. Ayrıca "Sevdam Gözlerinde Kaldı" adlı film fragmanı gösterilmekte ve Abdullah Çatlı ile ilgili bir fragmanla program sonlanmaktadır.

00:29Programın Konukları ve Sunucunun Durumu: Sunucu, programına üç değerli konuğu ile karşılıyor: Güneş gazetesi yazarı Kayhan Uygur, profesör Ebubekir Sofuoğlu ve Akşam gazetesi yazarı Ahmet Yenilmez.
Sunucu, dün akşam rahatsız olduğu için programa çıkamadığını ve son ana kadar toparlanamadığını belirtiyor.
01:22Adana Yurt Yangını ve Yayın Yasakları: Bir önceki gün Adana'da bir yurtta çocuklar yanarak can veren bir facia yaşanmış.
RTÜK, bu olayla ilgili bir yayın yasağı getirmiş.
Sunucu, terör hadiselerinde yayın yasağı getirilmesinin anlaşılabileceğini ancak bu olayla ilgili yayın yasağının gerekçesini anlamadığını belirtiyor.
04:00Yayın Yasaklarının Eleştirisi: Sunucu, bu mesele hakkında konuşulamamasının gerekçesini anlamadığını ve yasağın kaldırılması gerektiğini vurguluyor.
Olay yerinde yangın merdiveninin durumunun farklı görüşlerle ele alındığını, bazılarına göre kapalı, bazılarına göre açık olduğunu belirtiyor.
Sunucu, bu tür olayları ideolojik yaklaşımlarla sulandırmamak gerektiğini, sorumlulukları araştırmak gerektiğini vurguluyor.
06:04Yurt Yangınlarının Genel Durumu: Sunucu, Amerika ve Avrupa'da da benzer yurt yangınları olduğunu, bu olayların sadece Türkiye'de değil genelde yaşandığını belirtiyor.
Yurdun Süleymancılar olarak bilinen bir cemaate ait olması üzerinden yaylım ateşi olduğunu ve ideolojik yaklaşımlarla mesele sulandırılmaması gerektiğini vurguluyor.
Sunucu, olayda ihmali varsa, sorumluluğu olanların hesap sorulması gerektiğini ve kundaklama olup olmadığı araştırılmasını istiyor.
09:52Ecel ve Sorumluluk: Sunucu, inancına göre ecelin her türlü şartla gerçekleştiğini ancak bu durumun sorumlulukları ortadan kaldırmadığını belirtiyor.
Ruhsat verme olayının, can güvenliğini sağlamak kriterleri gözetilerek verildiğini vurguluyor.
Sunucu, Türklerin yaşadığı yerlerde elektrik kontağından yangınlar çıktığını, Avrupa'da ise bunun daha az olduğunu belirtiyor.
12:01Can Güvenliği ve İhmal: Sunucu, yurdun işletenlerinin can güvenliğini sağlamadığını ve bu durumun zalimlik olduğunu belirtiyor.
Yangın merdiveninin, her şey güllük gülistanlıkken gerekli olmadığını ancak tehlike durumunda can kurtarmak için olduğunu vurguluyor.
Sunucu, ülkede yapılan inşaatlarda elektrik kablolarında standartların tutulmadığını, en ucuz malzemelerin tercih edildiğini ve bu durumun denetlenmediğini belirtiyor.
13:45Türkiye'de Edebiyet ve Toplumsal Sorunlar: Türkiye'de her olaydan sonra ülkenin her alanda (sanat, eğitim, yapılaşma, şehirleşme) ciddi şekilde gidemeyeceği gösteriliyor.
Türkiye'de birbirimize olan saygısızlık trafik kazalarında verilen can kaybını teröre verilen can kaybından fazla yapıyor.
Türkiye'de adam dövmenin cezası olmadığı için herkes herkesi dövüyor ve güç yeten güç yeteni dövüyor.
14:45Tweetler ve Yansıtma Sorunu: Yan yasa ile ilgili tweetlerde hadiseyi farklı noktalara çekebilmek için "af buyurun" şeklinde ifadeler kullanılıyor.
Özellikle sanatçı ve Turgay Bey'in attığı tweetler ihbar olarak algılanmalı.
Bu ülkede cemaat filan cemaat o bizi bağlamaz, ancak bazı kişiler cemaatin nesini aramak için bulanık suda balık avı yapıyor.
15:59Toplumsal Sorunların Önemi: Türkiye'de yangında çocuklarımızı kaybetmek, trafik kazalarında kaybetmek ve kadınlara şiddet uygulamak artık ülkeye yakışmıyor.
Toplumda edep meselesi var; televizyoncular, gazeteciler ve siyasetçilerin edepsiz davranışları savunulmamalı.
RTÜN'nin aldığı karar, ülkede ciddi bir edep meselesinin olduğunu gösteriyor.
19:36Devletin Rolü ve Sorumluluğu: Türkiye'de böyle olayların sık görülmesinin nedeni, tahlillerin aksine yeterince devlet olmaması ve devletin varlığına yönelik saldırılar.
1990'larda Türkiye'de devlete yönelik büyük saldırılar olsa da, yabancılar "bu memlekette devlet yok mu?" diye soruyorlardı.
Devletin askerlerini kaçıran terör örgütlerine silah götürmesi ve bunu yapan kişinin Cumhurbaşkanı ile resim çekmesi, ülkeyi iğrenç hale getiriyor.
23:02Pedofili ve Medya Sorumluluğu: Karaman'daki pedofili hadisesi her tarafa yazılırken, Pizza Gate adı verilen pedofili skandalı Türkiye'de hiç ses alamıyor.
Bazı gazeteciler Pizza Gate'nin yalan olduğunu söylüyor, ancak bu durumun hesabını verilmesi gerekiyor.
Yandaş medyada sayın Erdoğan'ı destekleyen medyada pedofili meselesi bahsedilmiyor, bu durum insanları rahatsız ediyor.
25:49Türkiye'de Devlet Noksanlığı: Türkiye'de devlet kontrolü az ve devlet varlığı olaylar üzerinde yeterince etkili değil.
Vakıfla ilgili olayda, kimliği araştırılmadan sabıkası olan biri çocukların yanına yerleştirilmiş ve ağır bir ihmal yapılmıştır.
Sadece vakfı suçlamak yeterli değil, devletin de sorumluluğu vardır çünkü Türkiye'de devlette bir mahcubiyet vardır.
26:35Devletin Sorumluluğu: Devlet, insanlar birbirinin üzerine çıkması durumunda engellemesi gereken bir kurumdur.
Trafik kurallarının milyarlarca kez ihlal edilmesine rağmen bunun hesabını soran kimse yoktur.
Özellikle çocuklarla ilgili konularda devlet denetiminin yetersizliği vahim sonuçlara yol açmaktadır.
29:00Denetim Sorunları: Çocukların emanet edildiği kurumlarda denetim yapılmalı ve devletin yapması gereken görevlerin başkalarına devredilmesi yanlıştır.
Yangın olayında yurdu işleten kişilerin kamuoyuna hesap vermesi gerekirken, hiçbir açıklama yapılmamıştır.
Toplum karşısında hesap verme düşüncesi olmayan kişilerin bu tür işleri yapması mağduriyet yaratmaktadır.
31:52Ideolojik Yaklaşımdan Ziyade Devlet Noksanlığı: Bu olay ideolojik yaklaşımlarla değil, devlet noksanlığından kaynaklanmaktadır.
Sorumluluk duygusundaki zayıflık da bu sorunun bir parçasıdır.
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğu değil, tüm belediyelerin işlerini doğru düzgün yapmaması sorunun temelidir.
33:52Medya ve Olayların Sunumu: İzmir'de yaşanan sel baskınından sonra medyada çok az dikkat çekildi.
Ankara'da ve diğer yerlerde yaşanan sel olayları daha fazla dikkat çekti.
Siirt'te yaşanan maden faciasında insanların öldüğü halde medyada çok az yer buldu, çünkü o maden bir medya patronu ailesine aitti.
36:03İstanbul'da Yaşanan Yangın: İstanbul'da yaşanan yangın, 1994'te gerçekleşti ve 39 kişi hayatını kaybetti.
Bu tür bir olay dünyanın başka yerlerinde bile görülmemiştir.
Konuşmacı, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken yaşanan bir yangında İstanbul İtfaiyesi ve Erdoğan'ın yerle bir edildiğini hatırlatıyor.
37:33İtfaiyenin Davranışı ve Kadına Şiddet: Konuşmacı, itfaiyenin yangın çıkan yeri sahibini tokatladığını ve bu davranışın kabul edilemez olduğunu belirtiyor.
Devletin kadına şiddet konusunda mücadele verdiğini ancak bazı basın organlarının bu konuda yanlış bir resim çizdiğini söylüyor.
Toplumda kadınları aşağılamak için kullanılan ifadelerin yaygın olduğunu ve bunların ideolojik bir niyetle değil, toplumsal dilde yerleşmiş bir şekilde kullanıldığını vurguluyor.
41:31Toplumsal Edepsizlik ve Alan Kaybı: Konuşmacı, toplumda büyük bir edepsizliğin olduğunu ve idarecilerde de bu edepsizliğin bulunduğunu belirtiyor.
Toplumda ciddi bir alan kaybı, otorite kaybı ve statü kaybı olduğunu, bu nedenle bazı mahallelerde kadına şiddetin magazin haberi olarak sunulduğunu söylüyor.
Devletin görevinin, insan olma, dini, dili, ırkı, cemaati, meşrebi ne olursa olsun herkesin can güvenliğini korumak olduğunu vurguluyor.
45:45Tarafsız Kesim ve Devlet Sorumluluğu: Konuşmacı, toplumda iki taraf arasında çekişme olmadığını, çok geniş bir tarafsız kesimin bulunduğunu belirtiyor.
Yangın olayında bir cemaatin olması ne olumsuz bir faktör ne de referans olduğunu, tarafsız olduklarını vurguluyor.
Onları ilgilendiren konunun, hükümetin taraf tutup tutmadığı, devletin bazı gerçekleri gizleyip gizlemediği ve gereken kontrollerin yapıldığından emin olmak olduğunu söylüyor.
48:11Aladağ Yurt Yangını Bilirkişi Raporu: Aladağ'daki yurt yangınının elektrik panosunun eski olmasından kaynaklandığı bilirkişi raporunda belirtildi.
Yangın merdiveninin kapısının kollarının bulunmadığı ve kapı açılamadığından buradan çıkıp kurtulan kimsenin olmadığı görüşü yer aldı.
Raporda, yaşamını yitirenlerden yedi kişinin ikinci kattaki bir odada olduğu, yangın merdivenin yanındaki odada dört kişinin cesedinin bulunduğu ve bir kişinin cesedinin birinci katta bulunduğu belirtildi.
50:32İş Güvenliği ve Hukuk Sistemi: Konuşmacı, iş güvenliği yasalarının düzeltilmesi gerektiğini ve eski şartnamelerdeki sorunları eleştiriyor.
İş güvenliği yasalarında, kurallara uymayan işletmelerin cezalandırılması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye'de bin yıl önce "devlet insan için" prensibi tespit edilmiş, ancak günümüzde hukuk sistemi çökmekte.
52:16Sistemdeki Sorunlar: Konuşmacı, devlet yapılanmasında anayasa ve hukuk sisteminin çöktüğünü belirtiyor.
Çocuklar ölen olaylarda, sadece küçük suçluların cezalandırılması yerine, sorumluların da cezalandırılması gerektiğini savunuyor.
Trafik kazalarında suçlunun kaçması durumunda, emniyetin sorgulama yapmadığını eleştiriyor.
55:06Devlet ve Cemaat İlişkisi: Konuşmacı, 1999'dan beri "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" zihniyetinin Türkiye'de hakim olduğunu belirtiyor.
Sahip çıkmayan parlamentonun onuruna sahip çıkamayacağını, kadınlardan korkan birisine erkek denilemeyeceğini söylüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk ve FETÖ ile mücadele konularında eleştirileri üzerine partiden ihraç edilmesini eleştiriyor.
57:47Demokrasi ve Referandum: Konuşmacı, "tek adam" olarak tanımlanan kişinin 367 başkanlık meselesinde halkın önüne sandık getirilmesini istediğini belirtiyor.
Bu kişinin, sandığın önüne geçmek için oyunlar oynadığını ve demokrasiyi ihlal ettiğini eleştiriyor.
"Diktatör" kavramının siyaset bilimindeki tanımlamalarının yanlış yapıldığını savunuyor.
59:21Film ve Sansür: "Sevdam Gözlerinde Kaldı" adlı filmi bazı sinemalarda gösterime sokulduğunu, ancak diğer sinemalarda gösterilmediğini belirtiyor.
Filmde sansür uygulandığını ve bu durumun eleştirildiği bir durumda olmasının sorun olduğunu söylüyor.
Filmde sigara, alkol veya yasak kriterlere girebilecek hiçbir sahnesi olmadığını vurguluyor.
1:04:38Film ve Yandaşlık Tartışması: Konuşmacı, yalaka ve yandaş suçlamalarına karşı kendisine yöneltilen eleştirilere karşı çıkıyor.
Dördüncü film çekiliyor, ilk üç film seyredilmiş ve ilk üç gününde beşyüz bin seyirci yapıyor.
Konuşmacı, Türk sinema tarihinde ilk kez Şeyh Edebali Türbesi görünecek ve Bilecik'in unutulduğu belirtiliyor.
1:07:32Sinema ve Kültür Mücadelesi: Konuşmacı, kokain propagandası yapan filmlere sahip çıkarken, bu tür yapıtlara da sahip çıkmak gerektiğini vurguluyor.
Otuzbeş yıllık bir oyuncu olarak kimseden bir şey istemediğini, iki kişiden yardım aldığını belirtiyor.
Sinema ve dizi filmlerdeki mücadelenin önemini vurguluyor ve uyuşturucu propagandası yapan filmlerin başarısını eleştiriyor.
1:12:29Sanat ve Eleştiri: Konuşmacı, amcasının hanımına çarpık ilişki anlatan bir konferansı eleştiriyor.
İnsan gibi konuşan karakterlerin daha kabul edilebilir olduğunu, kalleşlik ve ilkelliğin yerini tartışıyor.
Sübliminal mesajlar ve uyuşturucu propagandası konusunda uyarıda bulunuyor.
1:15:40Kültür ve Siyasi Gelişmeler: Dünya ve Türkiye'de baş döndürücü bir hızla gelişmeler yaşanıyor.
Avrupa'nın tavrı, Amerika'nın tavrı, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler ele alınıyor.
İkiyüzlülüğün hem Türkiye'de hem de Avrupa'da olduğunu ve bunların el ele verdiğini belirtiyor.
1:16:34Osmanlı'nın Avrupa İlişkileri: Konuşmacı, Recep Tayyip Erdoğan'ın tavrı nedeniyle karşılaştığı suçlamaların, tarihte Osmanlı'nın Avrupa ile ilişkilerinde benzer durumlar olduğunu belirtiyor.
1784'te Prusya Kralı II. Frederick, Osmanlı ile Rusya'ya karşı ittifak anlaşması yapmış, Osmanlı'nın Ruslarla savaşa girmesi üzerine Prusya da batıdan yardım etmeye başlamış.
1798'de Napolyon Mısır'ı işgal ettiğinde, Osmanlı Napolyon ile iyi ilişkiler kurarken, Ruslar ve İngilizler Mısır'daki Fransızları çıkarmış, ancak sonra Ruslar ve İngilizler Mısır'a ve Yedi Ada Cumhuriyeti'ne yerleşmişler.
1:18:17Avrupa'nın Özverili Davranışları: Osmanlı, İngilizleri ve Rusları oradan çıkarmak için Fransızlarla anlaşmış, ancak 1806'da Napolyon, Osmanlı ile yaptığı ittifakı ciddiye almamış ve Ruslarla görüşmeler yapmış.
1815'te Viyana Kongresi'nde "Meternek Sistemi" olarak bilinen bir karar alınmış: hiçbir ülkenin içlerindeki milliyetçi ayaklanmaları desteklemeyeceklerdi.
Bu anlaşmanın mürekkebi bile kurumadan, altı yıl sonra Yunanistan'ı desteklemişler, Victor Hugo gibi aydınlar da bu durumu desteklemişler.
1:19:49Osmanlı'nın Avrupa ile Savaşları: 1827'de Navarin'de İngiltere, Fransa ve Rusya donanmaları Osmanlı'ya saldırarak donanmasını yakmışlar.
1856'da Paris Kongresi'nde Osmanlı'ya karşı bir anlaşma imzalanmış, ancak galip taraf olan Osmanlı'ya da ceza verilmiş: Karadeniz'de gemi ve tersane bulunduramayacak iki ülke olarak Osmanlı ve Rusya belirlenmiş.
1871'de Ruslar, 1856'daki Paris Kongresi anlaşmasını tanımamış, İngilizler de bu maddeyi kaldırmak için bir kongre tertip etmişler.
1:21:50Erdoğan'ın Rolü ve Batının Taktikleri: Konuşmacı, Türkiye'nin güçlenmeye kalkıştığı zaman Batı'nın her zaman çullanacağını belirtiyor.
Sultan Abdülaziz'in 1876'da İngilizlerin tezgahlarını anladığı ve Ruslarla ittifaka yöneldiği için darbeyle tahttan indirilip öldürüldüğünü söylüyor.
Erdoğan'ın iyiliği, Batının tezgahçı yüzünü ortaya çıkarmasına sebep olduğunu, Batının sözlerine ve anlaşmalara güvenilmediğini vurguluyor.
1:24:35Türkiye'nin Geleceği ve PKK Sorunu: Konuşmacı, Türkiye'nin güçlenmesine izin verilmeyeceğini, Batı'nın Türkiye'ye karşı komplo kurduğunu ve bu komplonun sonuna geldiğini belirtiyor.
Adalet Divanı'nın PKK'nın terör örgütü listesinden çıkartılmasını görüşmesi üzerine, PKK'nın listeden çıkarılacağını zannetmediğini söylüyor.
Son yirmi yılda yoğunlaşan Türkiye'yi bölmek ve parçalamak için yapılan komplonun, İngiltere'de Brexit, ABD'de Trump'ın seçilmesi ve Fransa'da iki adayın ön plana çıkmasıyla sonuna gelindiğini vurguluyor.
1:26:31Avrupa Birliği'nin Durumu: Sağ ve aşırı sağ adayların Avrupa Birliği'ne karşı pozisyonlar alması ve İtalya'nın da benzer bir yola girmesi bekleniyor.
Avrupa Birliği dağılma sürecine girmiş olup, 2017 senesinde dağılmasa bile büyük darbeler alacak ve muhtemelen dağılacak.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmayacağını, çünkü Türkiye'nin 80 milyonluk nüfusu Avrupa Birliği'ne fazla gelir.
1:27:19Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle İlişkisi: Avrupa Birliği'nin planı Türkiye'nin iyi parçalarını alıp kendi içlerinde eritmek, doğu ve güneydoğu'yu bölüp parçalamak ve Ortadoğu'yu atmaktı.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz "Avrupa Birliği'ne giden yol Diyarbakır'dan geçiyor" diyerek Türkiye'nin bölünmesi gerektiğini ima etmişti.
Avrupa Birliği aslında Amerika Birleşik Devletleri'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da kurduğu bir yapılanmadır ve Almanya bu yapıda başı çeker.
1:28:31Türkiye'nin Dış Politikası: Türkiye Amerika Birleşik Devletleri'nin yönetiminde kalmış ve Almanya da Amerika'nın kahyası olarak görev yapmıştır.
Dışişleri Bakanlığı'nda başarı elde etmek için İsrail, Almanya ve Amerika'yı idare etme sanatı ve kendimizi kabul ettirme yeteneği gereklidir.
Son birkaç yıldır Cumhurbaşkanı'nın önderliğindeki direnişle bu durumu belli bir yere kadar getirilmiş ve 2008 finans krizinden sonra Avrupa'nın ekonomik zorlukları ve Çin, Hindistan, Rusya gibi yeni rakiplerin ortaya çıkması Türkiye'ye avantaj sağlamıştır.
1:31:31Avrupa Birliği'nin Geleceği: Konuşmacı, Avrupa Birliği'ne karşı yeni bir hücum beklediğini ve Avrupa kamuoyunu oynamak gerektiğini belirtiyor.
Avrupa Birliği'nin kendisi de dağılma sürecinde olup, Almanya'nın Euro bölgesinden çıkmayı düşünmesi, İtalya ve Fransa'nın benzer durumda olması ve İngiltere'nin Brexit'iyle ayrılmış olmasıyla birlikte sistemin çöküşe gittiği ifade ediliyor.
Her yüz yılda bir sistem değiştiği için, Avrupa Birliği'nin de sonuna gelindiği ve Türkiye'nin "eski Türkiye'den yeni Türkiye'ye geçiş" yapması gerektiği vurgulanıyor.
1:34:43Almanya ve Türkiye İlişkileri: Almanya'nın önünde iki yol var: yüz yıl önce beraber olduğu Anadolu insanıyla birlikte hareket etmek ya da Amerika Birleşik Devletleri'nin kölesi olmak.
Almanya'da yaşayan 3,5 milyon vatan evladı var ve bunlar hesaba katılmadan hareket etmek işlerine yaramayacak.
Konuşmacı, "Yenilmez Sanat Merkezi" adlı sinema merkezindeki filmi tanıtıyor ve izleyicilere iyi geceler diliyor.

Sıradışı Program: Türkiye'de Toplumsal Sorunlar ve Devlet Sorumlulukları

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir