Buradasın

Şaban'ın Tuhaflıklar Asansörü Macerası

youtube.com/watch?v=03WeyBm6BJI

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Şaban adlı bir çocuğun yaşadığı fantastik bir hikayeyi anlatan bir anlatı formatındadır. Hikayede Şaban, yetmiş yaşındaki otel resepsiyon görevlisi, deniz yetisi, Selman (Maba), Abdullah Nuri Hazretleri ve çeşitli diğer karakterler yer almaktadır.
Video, Şaban'ın okul servisini kaçırdığı için eve dönmek için otobüs durağına giderken bir kağıt parçasından başlayarak, farklı zamanlara ve yerlere seyahat etmesini konu alıyor. Hikaye, Şaban'ın bir adaya ulaşması, deniz altındaki maceraları, Cümle dünyasına girişi ve İstanbul'daki farklı bir versiyonunu keşfetmesi gibi farklı bölümlerden oluşuyor.
Hikayede Şaban'ın din adamı olmak istemesi, Hz. Muhammed'in peygamberliğini öğrenmesi ve farklı dünyalarda yaşadığı tuhaf deneyimler anlatılıyor. Ayrıca, Şaban'ın zaman ve mekan arasında geçişler yaparak yaşadığı maceralar, Ayasofya'daki vaazlar ve Şeyh Abdullah Nuri Hazretleri'nin ona verdiği öğütler de hikayenin önemli unsurlarıdır. Video, Şaban'ın kendi kendine yardım etmesi gerektiğini anlaması ve gerçekliğini keşfetmesiyle sona eriyor.

Şaban'ın Kağıt Bulması: Ayşe Sevim Şaban, okul servisini kaçırdığı için eve dönmek için otobüs durağına yürümesi gerekiyordu.
Durağın olduğu cadde, bankalar, gökdelenler, oteller, lokantalar ve işyerleriyle kalabalık bir yerdi.
Şaban koşarken başına özenle katlanmış bir kağıt parçası düştü ve açtığında "lütfen yardım et, yukarıda tutsak kaldım" yazan bir not gördü.
01:02Oteldeki Karşılaşma: Şaban, notu otel görevlilerine göstermeye karar verdi ve otelin döner kapısından içeri girdi.
Loboda yaşlı bir kadın (yetmiş yaşındaydı) resepsiyon görevlisi olarak çalışıyordu.
Şaban, notu göstererek acil bir durum olduğunu ve polise haber verilmesi gerektiğini söyledi.
02:05Kadının Tepkisi: Kadın, notu ciddiye aldı ancak Şaban'a şaka yaptığını düşündüğünü söyledi.
Kadın, notu yırtıp çöpe attı ve Şaban şaşkın kaldı.
Kadın, Şaban'ı yukarı gitmesini söyledi ve battaniyesini örmeye başladı.
03:32Kadının Açıklaması: Kadın, battaniyesini uzun zamandır ördüğünü ve otelde az müşteri olduğu için battaniyenin büyüdüğünü söyledi.
Şaban, kadının akli dengesinin yerinde olmadığını düşünmeye başladı.
Kadın, Şaban'ın gitmesine engel olmayacağını ancak onun gitmeyeceğini söyledi.
05:22Kadının Uyarısı: Kadın, Şaban'ın polise haber vereceğini ancak onların inanmayacağını söyledi.
Kadın, Şaban'ın birkaç saat sonra polis ekibiyle döneceğini ancak o zamana kadar işin işten geçeceğini belirtti.
Şaban, okul çantasının askılarını tutarak gideceğini söyledi.
06:21Kadının Son Sözleri: Kadın, Şaban'ın yerinde başkası olsa ne yapacağını bilemeyeceğini söyledi.
Kadın, Şaban'ın adını nereden bildiğini sorguladığında, insanların isimlerini tahmin etmekte iyi olduğunu söyledi.
Kadın, Şaban'ın yanında olduğunu ve onun düşmanı olmadığını belirtti.
07:37Asansörün Gizemi: Şaban, bir ihtiyarın notunu geri almak için çöpe uzanıp yırtılmış kağıt parçalarını bantla birleştirmeye başladığını görür.
İhtiyar, Şaban'a polislerin geri geldiğinde çok gecikeceğini söyleyerek yukarıya çıkıp işin gerçeğini öğrenmesini tavsiye eder.
Şaban, asansöre binerek babasını aramaya karar verir ve asansöre bindiğinde, asansörün son teknoloji ile yapılmış, tamamen camdan ve dokunmatik butonlarla donatılmış olduğunu fark eder.
08:50Asansörün Konuşması: Asansör, Şaban'a hangi kata çıkmak istediğini sorar ve Şaban, asansörün yazılım sayesinde kendisiyle konuştuğunu düşünür.
Asansör, yardım isteyen insanların yukarıda değil, aşağıda olduğunu söyler ve hızla aşağı doğru inmeye başlar.
Asansör, Şaban'ı bir sığ denizin içinde bırakır ve deniz üzerinde yüzlerce potcal (deniz kazaları ile alakalı çin'e mektup) olduğunu görür.
11:16Deniz Yetisi ile Karşılaşma: Suyun yüzeyinde hareketlenir ve potcal'lar fırlar, ardından Şaban'ın karşısında büyük bir deniz yaratığı görünür.
Bu yaratık, balık denilmez, lokmada Şaban'ı yutabilecek büyüklükte, kırmızılı, turunculu, morlu derili ve yüzgeçlerinden çıkan havada deniz kokan bir varlıktır.
Şaban korkudan bayılır ve dev balığın ağzının içine girer, ancak balık onu yemeden potcal'ları okuma yerine götürür.
12:12Denizdeki Yaşam: Şaban, nemli bir yatakta uyanır ve karşısında kocaman yaratık ve rengarenk küçük balıklar bulunur.
Balıklar, Şaban'ın insan olduğunu ve potcal'ları okuduğunu anlarlar, çünkü Şaban'ın kokusu potcal'ların kokusuna benzer.
Balıklar, Şaban'ın dilini potcal'lardan öğrendiklerini ve her gün için mektupları okuduklarını söylerler.
14:42Potcal'ların Hikayesi: Dev balık, insanların yazdığı her mektubun buraya geldiğini ve yüzyıllardan beri kurtarılmayı beklediklerini anlatır.
Eskiden sadece gemicilerden mektuplar alırken, artık denizdekilerden çok karadakilerden mektup alıyorlar.
Şaban, asansörün kendisini buraya getirdiğini anlar ve asansörün yapay bir zekaya sahip olduğunu düşünür.
15:47Şaban'ın Yolculuğu: Balıklar, Şaban'a gerçekten bu kadar yalnız ve ümitsiz olup olmadığını sorar, Şaban ise bazen kendilerini çaresiz hissettiklerini ve başkalarından yardım almak istediğini söyler.
Balık, Şaban'a "eğer birine iyilik yapmak için yola çıkmışsın, kaybolmazsın" diyerek onu teselli eder.
Şaban, denize düştüğü için üşüyerek titremeye başlar ve dev balık, onu ısıtmak için yüzgeçinin üstüne alıp sımsıkı sarar.
17:29Ada'da Uyanış: Şaban uyuyakaldıktan sonra kendine kırkbeş insanın sadece sığacağı büyüklükte bir kara parçasının üzerinde bulur.
Kıyafetleri kurmuş, yanında birkaç çeşit meyve ve içme suyu var, ancak balıklar etrafta gözükmüyor.
Şaban, acıktığı için meyveleri yemeye başlar ve yedi metre büyüklüğünde kocaman bir şişe suyun üzerine doğru gelir.
18:23Potcal'ın Mesajı: Şaban, şişenin mantarını açıp içine girer ve içindeki mektubu okur.
Mektupta, Şaban'ı buraya getiren büyük balığın adının Nefes olduğunu ve insanların hikayelerini okuyarak nefes alıp veren bir tür olduklarını öğrenir.
Nefes, Şaban'a eşsiz bir insan hayatının yazıldığı kağıtlar gönderdiğini ve bu hikayenin Şaban'ın kendi yolunu bulmasında yardımcı olacağını söyler.
19:43Ateşkede ve Maba'nın Babası: Ateşkede, ateşe tapan insanların ibadet ettikleri bir mekandır ve burada kutsal olarak kabul edilen bir ateş yanar.
Ateşkede sorumlusu olan kişi tapınağın bakımıyla ve ateşin sönmemesi için hizmet etmekle görevlidir ve saygın biri olarak kabul edilir.
Maba'nın babası düşkündü, oğlunu evden dışarı çıkarmıyordu ve ona ateşperestliğin tüm ayrıntılarını öğretiyordu.
21:10Maba'nın Hristiyan Kilisesi Ziyareti: Maba bir gün arazileri gezerken Hristiyan kilisesi gördü ve içeri girip insanları seyretti.
Hristiyanların görünmeyen bir Allah'a ibadet ettiğini görünce şaşırdı ve "Bu haktır, bizimkisi doğru değildir" dedi.
Hristiyanlar, Maba'nın dinini öğrenmek için Şam şehrine gidebileceğini ve orada Hristiyanların onu seve seve kabul edeceğini söylediler.
22:38Maba'nın Babasıyla Tartışması: Maba eve döndüğünde babasına Hristiyanların dini hakkında anlattı ve onların dini daha hayırlı olduğunu söyledi.
Ateşkede olan babası, Maba'nın yanlış düşündüğünü ve onların dininin daha doğrudur dedi.
Maba'nın konuşmasından sonra babası onu çölledi ve ellerini ayaklarını bağlatarak dışarı çıkmamasını istedi.
24:17Maba'nın Hristiyan Kervanına Katılması: Evde Maba'yı seven çalışanlardan biri, Şam'a gidecek kervanın gününü öğrenip babaya gizlice haber verdi.
Maba kervandakileri İsfahan'da daha fazla kalamayacağını anlattı ve aralarına katılmak için izin istedi.
Yolcular temiz yüzlü gencin isteğini kabul ettiler ve böylece Maba'nın gerçeği arama yolculuğu başladı.
25:04Şaban'ın Deniz Yolculuğu: Şaban portaldaki kağıtları okurken rüzgar yüzünden minik odadan uzaklaştı ve podca camdan bir gemi gibi denizin üzerine hareket etti.
Şaban adadan uzaklaştığını cam geminin altında yüzen balıkları gördüğünde anladı ve okumaya ara verip etrafına bakındı.
Şaban, Ma'ın hayatının okumaya başlasa şimdi korkutan delil olurdu fakat okudukları ondan metanet vermişti.
26:22Şaban'ın Kara Buluşu: Portal uzun süre yol aldı, gittikçe kirli suların içine doğru hareket ediyordu ve deniz kara bir yorgana dönüşüyordu.
Şaban kokudan bayılmamak için ağzıyla nefes almaya başladı ve ümitsizliğe kapılmamak için Man'ın gözü karalığı düşünmeye çalıştı.
Tam bu esnada potkalı karaya vurdu ve denizin kötü renginden bir kara yaklaştığını anlayamamıştı.
26:55Şaban'ın Yeni Arkadaşıyla Tanışması: Şaban potkadan indiğinde kara dumanların içinde başında gaz gamzesi olan kendi yaşlarında bir çocuk gördü.
Çocuk, Şaban'ın maskesinin olmadığını ve temiz bölgelerine gitmezse ölebileceğini söyleyerek onu götürdü.
Şaban boğazının acıdığını, ciğerlerinin yandığını hissediyordu ve gökyüzünde aynı çevresi gibi karanlık bir dumanla kaplı olduğunu gördü.
28:37Adadaki Yaşam: Adada yaşamın devam ettiği kısma geldiklerinde güneş ışığıyla çalışarak havayı temizleyen tuhaf makineler vardı.
Bu temizleyiciler sayesinde hava zehirlerden kısmen arıyordu ve elektronik aletlerin atıldığı bir çöplüğe benziyordu.
İnsanlar hurda çıkmış eşyaları normal kullanım amaçları için kullanıyorlardı; çamaşır makinesini saklama kabı olarak, arabaları ev olarak, buzdolabının içine yiyecekler katlayıp koyanlar vardı.
29:49Şaban'ın Adada Yeni Hayatı: Şaban, Selman'ın ailesiyle tanıştı ve onlar ona yiyeceklerini paylaştılar.
Adada insanlar zor şartlar altında yaşıyor, tarım asit yağmurları nedeniyle verimli olmuyor ve deniz ölmüş durumda.
Şaban, Dünya Savaşı'ndan bahsedildiğini duydu ve bu savaşın 2000 yılların sonlarında gerçekleştiğini öğrendi.
31:19Şaban'ın Ada Hayatına Katılması: Şaban, ada halkının kendisine misafir gibi davranmayacağını anlayınca, Selman'ı bir işin ucundan tutmak istedi.
Ada halkı kas kuvvetiyle çalışırken, Şaban sebze bahçelerindeki yabani otları kapatmaya başladı.
Şaban tüm gün ve geceyi çalışırken, ailesini özlemeye başladı ve babasının onu aramak için polise sıkıştırdığını hayal etti.
32:37Şaban'ın Ada Hayatının Derinleşmesi: Şaban, birkaç günde dünyanın ne kadar güzel ve işıltılı bir gezegen olduğunu fark etti.
Ada halkı, teknolojik aletlerle uzayda başıboş dolaşan sinyalleri yakalayıp ekrana yansıtıyordu.
Şaban, adada geçirdiği bir haftanın sonunda, annesinin bir otel lobisinin görüntüsünü gördüğünü fark etti.
34:50Şaban'ın Ailesiyle Karşılaşma: Ekranda yaşlı bir kadın, Şaban'ın annesi olarak kendini tanıttı ve ona ailesinin iyi olduğunu söyledi.
Kadın, Şaban'ın ailesinin onun kaybolduğunu anlamayacağını, çünkü farklı bir boyutta yaşadığını açıkladı.
Kadın, Şaban'ın ailesiyle geçirdiği bir akşam yemeği görüntüsünü gösterdi ve Şaban'ın yemek konusunda nankör olduğunu gösterdi.
37:33Şaban'ın Pişmanlığı ve Özür Dilemesi: Şaban, ekranda gösterilen görüntü karşısında konuşmak istedi ancak hiç ses çıkmadı.
Selma'nın küçük kardeşi, ekrandaki kişinin Şaban olmadığını söyledi ve Şaban başını eğdi.
Şaban, kendini aptal olarak nitelendirdi ve ada halkına özür diledi, kendi zamanına geri dönebilirse her şeyi değiştirmeye çalışacağını söyledi.
40:05Şaban'ın Ayrılışı: Şaban'ın sözlerini bitirmeden, altı yaşındaki Selma'nın kardeşi ona sarıldı ve annesinin yanlışlıkla yapılan şeylerin affedilebileceğini hatırlayarak onu affetti.
Adı, Şaban'ın yaklaştığını görünce ona sarıldı ve yukarıdan bakıldığında birbirine sarılmış insanlar kocaman bir gül gibi görünüyordu.
Şaban, denizin tehlikelerle dolu olduğunu söyleyip yanında kalması için ikna etmeye çalışıldı ancak macerasına devam etmek istediğini düşündü.
40:49Selman'ın Yardımı: Şaban'ı destekleyen tek kişi Selman'dı, o da Şaban'a gitmeyi istiyordu ancak adadaki yaşamın devam etmesi için terk edemeyeceğini biliyordu.
Selman, adanın hayatta kalmasını sağlayan isimlerden biriydi; tarlalarla ilgileniyordu, zehirli böceklerle mücadele ediyordu ve teknoloji çöp yığınlarının içine işe yarar buluyordu.
Aylık anı geldiğinde herkes ünlüydü; Selman yolculuk için su arıtmış, Selman'ın kardeşi başını çektiği küçük çocuklardan oluşan bir grupta içi kırıntılarla dolu bir mendil hazırlamıştı.
41:30Podkanın Yolculuğu: Şaban ve Selman, podkanın olduğu yere gitmek için yola çıktılar ve bu sefer herkesin başından gaz maskesi vardı.
Adı, Şaban'a az sayıdaki gaz maskelerinden birini vermişti çünkü zehirli denizci Şaban'ın maskesi gönderemezlerdi.
Şaban ve Selman, Selmani Fatihası hazretlerine bir fatiha okuyarak Allah'a sahabelere benzeyebilmek için dua ettiler.
42:51Podkanın Yolculuğu Başlıyor: Sahilde gelmişlerdi ve podkalı hiçbir yere gitmemişti, sanki bir hafta boyunca onu beklemişti.
Şaban geri döndüğünü anlamış gibi o içeriye girer girmez hareketlendi ve Selma el sallıyordu.
Şaban, Selman'ın kendisini görebileceği son ana kadar sade kalışını izledi, önce Selman, ardından da Adı görünmez oldu ve artık sadece sonsuz gibi görünen su kaldı.
43:32Baba'nın Yolculuğu: Baba, kahramanliklerle İsfahan'da daha fazla kalmayacağını anlattı ve aralarına katılmak için izin istedi.
Yolcular bu temizliklerini kabul etti ve böylece babanın gerçeği arama yolculuğu başlamış oldu.
Baba yolcu bir kere yolculuğunun ardından Şam'a ulaştı ve kendi memleketinden oldukça farklı bir yerde Hristiyanlık dinin en büyük aliminin kim olduğunu öğrenmeye çalıştı.
44:00Baba'nın Yeni Hayatı: Baba, kendisini tarif edilen alim bir kilisede yaşıyordu ve halkın sahip gösterdiği bu kişiye ulaşıp onu yaşadıklarını anlattı.
Dekan hayatında aradığı gerçeği bulduğuna inanıyordu ve bu kişilerin isyanı öğrenecek, onun sayesinde her şey kadiroğlu olan Allah'ı tanıyacaktı.
Tıbbi hizmete kabul edilen Baba böylece senin işlerini yapmaya başladı, bir zamanlar varlıklı bir ailenin oğlu olan, emrinde sayısız hizmetçi bulunan Baba'nın yeni hayatı hizmetçi olarak başlamaktı.
44:42Baba'nın Hayal Kırıklığı: Baba'nın huzurlu günleri kısa sürdü ve kanlı hizmetinde bulunduğu halinden gittikçe sormaya başladı.
Bu isteyen din adamı insanlar etkileyen konuşmalar yapıyordu ama kendi ahlakından bahsettiği güzellikler bulunmuyordu.
Vaz kürsüdeyken ses tonunu ayarlıyor, ellerini kullanacak gözlerini kısmı müthiş bir oyunculuk başarısıydı, özellikle vazların sonunda başı dertliymiş gibi bir yana işi var ki bunu hiçbir insan dayanamıyordu.
45:27Baba'nın Keşfi: Fakirleri cemaat avuç avuç yardımda bulunuyordu fakat bu sözde din alimi, isyanların fakirler verilmesi için getirdikleri altın ve gümüşleri dağıtıyor, kendine saklıyordu.
Baba hayal kırıklığına uğramıştı ve bir gün bu adamı sakladığı küp küp altınla da gördü, tam yedi gün mücevher biriktirmişti.
Bundan kısa bir süre sonra o sözde al öldü ve onun nasıl biri olduğunu bilmeyen insanlar büyük bir hürmet ona cenaze töreni düzenlemek için toplandılar.
46:08Baba'nın Tepkisi: Baba, insanların bu sözde alime neden bu kadar değer verdiklerini sordu ve "o buna layık değil" dedi.
İnsanlar Baba'nın üzerine yürüyüp "sen bunu nasıl söylersin?" diye bağırıp çağırmaya başladı.
Baba mücevherleri gösterdi, herkes hayal kırıklığına uğramıştı ve oradakiler bir adamın sadece söylediklerini değerlendirmek gerektiğini anladılar.
46:58Baba'nın Yeni Hayatı: Baba, ailesine memleketini, dinini terk etmişti ama aradığını bulamamıştı.
Baba Şam'da kiliseden ayrılmadı, kişisel hizmetini yapmaya devam ederken oraya yeni bir din görevlisi geldi.
Yeni gelen alim gerçekten de güzel bir insandı, sözleriyle davranışları birbirlerini uyuyordu, insanlara yardım ediyor ve samimi samimiyetiyle ibadet ediyordu.
47:40Baba'nın Son Sözleri: Günün birinde bu güzel alim rahatsızlandı ve Baba, ailesine koyduğu bu alim kişi olmadan ne yapacağını bilemiyordu.
Baba, oğluna Şam'da insanların doğruları gösterecek kimse olmadığını, kime gidersen senin güzellikini bozmaya çalışacağını söyledi.
Baba, Musul'da bir zat olduğunu ve kendisinin öldükten sonra gitmesini tavsiye ettiğini belirtti.
48:22Mabal'ın Alim Arayışı: Mabal, nişandaki diğer rahiplerin şöhret, dedikodu ve kıskançlık gibi duyguların esirinde olduğunu biliyordu.
Hocasının tavsiyesiyle mülak ve alim bir kişi buldu, ancak kısa süre sonra vefat etti.
Vefat eden alim, Mabal'ı Nusaybin'deki bir alimin yanına gitmesini tavsiye etti.
49:12Son Alim ve Peygamber Haberi: Mabal, Amuriye'deki bir Rum şehrinde bulunan başka bir alimin yanına gitti.
Bu alim, Mabal'a çok hizmet ettiğini ama kendisinin çok yaşlı olduğunu ve ondan sonra onu gönderebileceği alim olmadığını söyledi.
Alim, Mabal'a peygamberin yakında geleceğini ve onu bulması gerektiğini, peygamberin bazı alametlerini anlattı.
50:38Mabal'ın Yolculuğu: Mabal, Amir'de çalışırken birkaç öküz ve koyun sahibi olmuştu.
Arap beldesinden bir ticaret kervanına tüm malını vermesi karşılığında kafileye katılmayı teklif etti.
Kervan sahipleri teklifi kabul etti, ancak Mabal'ı bir Yahudi'ye köle olarak sattılar.
51:14Denizdeki Fırtına: Şaban sabah uyandığında kendini dev dalgaların içinde buldu, fırtına başlamıştı.
Denizde şimşek düştü ve deniz delirdi, Şaban suyun yüzeyinde kalmaya çalıştı ama dalgalar neredeyse binalar kadar yüksekti.
Şaban bir dalganın altında kaldı, bayıldı ve deniz iç içe doğru sürüklenmeye başladı.
52:02Denizin Derinliklerinde: Şaban'ın burnuna ve ağzına içeriye sular girmiyordu, dağılmış halde tam yedi gün boyunca denizin derinliklerine doğru indi.
Uyandığında etrafın suyla çevrili olduğunu hissetti ama çevresi zifiri karanlıktı.
Denizin içinden aşağı düştü, deniz başının üzerindeydi ve gök her tarafı kuşatıyordu.
52:50Denizin Altındaki Yaratık: Şaban birinin kendisine seslendiğini duydu, bu kişi görünüş itibariyle insana benziyordu ama elleri ve kolları insanınkinden daha uzundu.
Yaratığın gözleri insanların gözlerine benzese de, rengi insanın kendini donduracak kadar mat ve soğuktu.
Yaratık, Şaban'a denizin yedi kat altındalarını ve burada yaşadıklarını söyledi.
55:08Denizin Altındaki Şehir: Şaban ve yaratık bir binanın önüne geldiler, bu bina masallarda tasvir edilen saraylara benziyordu.
Bina tamamen camdandı, uzun kubbeleri ve incecik sarmaşıklarla süslü terasları vardı.
Girdikleri binada insan boyunda pek çok tütsü kabı vardı, kapların üzerindeki işlemeler yılanlarla mücadele eden insanlar, uçan insanlar ve bilgilerin kümeleşen insanlar gibi resimler içeriyordu.
55:55Şaban'ın Tütsü Kapları ve Clar'larla Tanışması: Şaban, tütsü kaplarına bakarken hikayeler dinlediğini düşünürken, kaplarda yanan tütsüler hafif ama etkileyici bir koku yayıyordu.
Clar'lar insanlar gibi yemek yiyemiyor, kokularla besleniyorlardı ve acıktıklarında tütsü yakıp kokluyorlardı.
Clar'lar Şaban'a güzel kokulu meyveler (çilek, şeftali, siyah üzüm) ikram ettiler.
56:49Clar'ların Sohbeti ve Şaban'ın Durumu: Clar'ların binasında pek çok oturmuş bekliyordu ve yaşlı bir Clar konuşmaya başladı.
Clar'lar her akşam Hz. Muhammed ve sahabeler hakkında sohbet ediyorlardı.
Şaban, Clar'ların gözlerine baktığında korktu ve başını eğmek zorunda kaldı.
57:57Şaban'a Kağıtlar Verilmesi: Kadınlardan biri Şaban'a bir tomar kağıt bıraktı ve bunların potkada okuduğu kağıtlar olduğunu fark etti.
Yaşlı Clar, kağıtların denizden düştüğünü ve mürekkebin bozulmadığını, denizin onları tertemiz ulaştırdığını söyledi.
Clar'lar Şaban'dan kağıtları okumasını istedi ve içeceklerini onun dilinden olmasını istediler.
58:44Hz. Selman'ın Hayat Hikayesi: Hz. Selman, vefat eden hocasının ardından Arap diyarına gitmeye karar verdi ve Amuriye'de öküz ve koyun sahibi oldu.
Arap beldesinden bir ticaret kervanına malını verip kafileye katıldı, ancak kervan sorumluları onu bir Yahudiye sattılar.
Hz. Selman köle olarak Yahudi'nin yanında çalışmaya başladı ve bir gün sahibi onu kendi amcasının oğluna sattı.
59:39Hz. Selman'ın Medine'ye Varışı: Hz. Selman, şehre giderken Medine'yi tanıdığını hissetti ve şehrin içinde bir macerasının sonuna yaklaştığını düşündü.
Yeni efendisinin yanında çalışmaya başladı ve bir gün hurma ağacının üzerinde dalları budarken, Mekke'de bir peygamber olduğunu iddia eden biri hakkında konuşmalarını duydu.
Hz. Selman, bu bilgileri duyunca heyecanla Resulullah'ın yanına koşarak gitti ve hurmaları sadaka olarak getirdi.
1:01:06Hz. Selman'ın İmanı: Resulullah, Hz. Selman'ın getirdiği hurmaları kabul edip ondan yedi, bu ilk alamet olarak görüldü.
Hz. Selman, hocasının son söylediği alameti görmek istedi ve Resulullah'ın sırtındaki peygamberlik mührünü görmek için gömleğini arkaya kaydırdı.
Hz. Selman, Resulullah'ın sırtındaki mührü öptü ve kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
1:02:53Hz. Selman'ın İsmi ve Şaban'ın Düşünceleri: Allah Resulü, Hz. Selman'ın ismini değiştirdi ve ona "Selman" ismini verdi.
Şaban, okuduğu son cümlede kendisinin de "Hz. Selman" olduğunu duyunca şaşırdı.
Şaban, adada kendisini zehirlemekten kurtaran arkadaşının adının Selman olduğunu ve onunla birlikte Hz. Selman'a fatih okuduklarını hatırladı.
1:03:28Clar'ların Gökyüzü Gözlemlemesi: Şaban, andan gürültüsüne benzer sesler duymaya başladı ve Clar'lar oturdukları yerden hızla ayağa kalktılar.
Herkes deniz göğe bakıyordu ve binalar camdan olduğu için gök ayan beyan görünebiliyordu.
Çocuklar annelerin eteklerine sardılar, gençler ise yaşlıların yürümesine yardım etmeye çalışıyorlardı.
1:03:47Şaban ve Cunna'nın Tehlikeli Yolculuğu: Şaban, Cunna'nın koluna girdi ve onu sınavlara götürmek için acele etmeye başladı.
Cunna, Şaban'a gözlerine bakmamasını ve sınırına gitmeleri gerektiğini söyledi, aksi takdirde öleceğini belirtti.
Şaban, Cunna'nın koluna girmesine izin vermedi ancak onu takip etmeye devam etti.
1:04:30Tehlikeli Durum: Gök gürleme, koku ve sesler çıkmaya başladı, deniz dalgalanmaya başladı ve sular aniden yere döküldü.
Şaban, gökten savaş uçakları geçiyormuş gibi hissetti ve deniz gök dev anası gibi hırlıyor, bağırıyordu.
Şaban ve Cunna, yerin altına inen merdivenlerden aşağı doğru yürüyordu.
1:05:18Siyah Bulutların Tehlikesi: Şaban, Cunna'nın neden korktuklarını daha sonra anladı; onları tırnaklarına iten şey kokuydu.
Deniz gökten suyun dışında siyah bulutlar cam binaları doğru iniyordu, bu bulutlar leş kokusu taşıyordu.
Cunna, siyah bulutların ölüm olduğunu ve teneffüs etmeleri gerektiğini söyledi.
1:06:00Kara Bulutların Gerçekleri: Şaban, kara bulutların kimyasal atıklar olup olmadığını sorduğunda, Cunna bunların çok altındaymış ve içinde olduklarını söyledi.
Cunna, insanların kötü kelimelerinin onları öldürüyor ve fitne artırdığını, bu kokuların insanlara da zarar verdiğini anlattı.
Kara bulutlar cam binaları değdiği an onları yakarak geçiyordu, ancak binalar yeniden yapılabilirken, insanın gıybetiyle yaptığı kelimeler telafi edilemezdi.
1:07:39Şaban'ın Kurtarma Çabası: Şaban, insanları korumak için bir şey yapması gerektiğini düşündü ve aşağı yukarı koşturarak dua etti.
Kara bulutların içinde inen büyük bir battaniye gördü, bu battaniyenin resepsiyondaki kadının ördüğü battaniyeydi.
Şaban, battaniyeyi yeraltı sınırını camdan çatı yaymaya başladı ve bu sayede koku sığın içine sığmayacaktı.
1:08:36Şaban'ın Durumu: Şaban, battaniyeyi sınavın üzerine serdi ancak kendi sınavına dönecek kadar kuvvetli hissetmiyordu.
Dizlerinin üzerine çöktü ve devrildi, kopuk sesler duyuyordu ancak kelimeleri anlamlandıramıyordu.
Gözlerini açamadı ancak duyuyordu ve kendi ile mücadele ederek zorla gözlerini açtı.
1:09:24Hz. Selman'ın Hikayesi: Selman-ı Farisi, Müslüman olduktan sonra köleliği bir müddet daha devam etti ve Peygamberimiz onu kurtarmasını söyledi.
Sahibi, Selman'ı özgür bırakmak için üçyüz hurma fidanı dikilmesini ve onların hurma verecek hale gelmesini istedi.
Peygamberimiz, sahabelerin yardımıyla hurma fidanlarını dikti ve Hz. Ömer'in diktiği ağaç o sene hurma verdi.
1:11:18Ayasofya'da: Şaban, camideyken şeyh efendi ve Hz. Selman'ın hayatını anlatan bir vaaz dinliyordu.
Vaaz bitince insanlar gitmek için ayaklanmaya başladı ve Şaban nerede olduğunu merak etti.
Şaban, bulunduğu yerin Ayasofya olduğunu anladı ve bu macera yaşamdan önce kuzeni ile gelmiş olduğunu hatırladı.
1:12:43Şaban'ın Ayasofya Camii'ndeki Deneyimi: Şaban, Ayasofya Camii'nde cuma hutbesini dinleyebildiğinde inanıyordu, ancak hutbede kişiyi kalabalıktan görememişti.
Şaban, Hz. Selman'la alakalı vasıfından sonra onu görmeden, onunla konuşmadan buradan gidemezdi.
Sabah şeyhi beklemek için caminin içine çıktı ve İstanbul'un bir masaj şeyine benzediğini, yüksek binaların yerine etrafa gayr evlerin olduğunu, otomobillerden seslerin olmadığını ve insanların birbirlerinden saygılı davrandığını gördü.
1:13:27Korkunç Yaratıkla Karşılaşma: Şaban, caminin içinde vaazı veren şeyhi beklerken, caddenin tam ortasına bir yaratık olduğunu fark etti.
Yaratık siyah renkli, dumandı, uzun kara tırnakları ve kocaman bir başı vardı, gözlerinin içinden kurtlar ve böcekler çıkıyordu.
Yaratık kendini görmeyen insanların yanına geliyor ve onların nefesini üflüyordu, kendisine nefes üflenen insanların tenleri koyulaşıyordu.
1:14:12Yaratığın Şaban'a Mesajı: Şaban, bu yaratığı izlemeye karar verdi ve neden sadece onun kendisini gördüğü merak ediyordu.
Yaratık, Şaban'a "İzlediğini biliyorum, buraya gel, sana zararım dokunmaz, sen bu yüzyıla ait değilsin, burada geçici bir süre için bulunuyorsun" dedi.
Yaratığın sesi korkutucu, sesli ziyade bir gül gibi ütüğe benziyordu ya da bir fokurdamaya.
1:15:18Şeyh Efendi'nin Görünüşü: Şaban'ın beklemediği bir şey oldu: Cuma vaazını veren şeyh efendi gözüktü.
Şaban, Ayasofya Camii'nde bu hoca efendiyi kısmen görebilmişti ve bu kişi bundan emindi.
Şeyh efendi, Şaban'a "Nesin sen? Beni görebiliyorsunuz değil mi?" diye sordu.
1:15:58Şeyh Efendi ve Yaratığın Karşılaşması: Yaratık, "Vebayı, su içinde mikrobu yaydım, gecikmeliyim, ben vazifeliyim" dedi.
Şeyh efendi, "Eyüp'teki ahali bize emanet, onların sorumluyuz, gidemezsin" dedi.
Şeyh efendi, "Benim nefesimi üflemem gerek, illa nefesini üflemek zorundasan, illa can alacaksan bizim tek git, orada sevdiğim balıkların var, onları al" dedi.
1:17:12Tehlike Geçiyor: Bu konuşma üzerine veba göğe doğru uzamaya başladı, uzadı uzadı ve sonra bir dumana dönüştü, ardından da bedeni gözden kayboldu.
O gidince Şaban nefes alışverişinin düzeldiğini hissetti, terlemesi son bulmuştu, yutkunmasına normale dönmüştü.
Şeyh efendi, Şaban'a "Çık evde evladım, tehlike geçti" dedi ve Şaban kokarak saklandığı yerden çıktı.
1:17:35Şeyh Efendi'nin Teklifi: Şaban, gördüğü en güzel yüze bakıyordu sanki, biraz önce celale, abdurra, nura kaybolmuş, onun yerine cemalli bir Abdullah Nuri hazretleri gelmişti.
Şeyh gülümseyerek konuştu: "Korkmana gerek yok, artık onu bir daha göremeyeceksin, çok uzak bir yoldan gelmişsin oğlum, anladığım kadarıyla da yolculuğun yakında bitecek."
Şaban çıkarmadan bu teklifi kabul etti ve beraber hiç konuşmadan tekkeye doğru yürümeye başladılar.
1:18:17Abdullah Nuri Hazretleri'nin Şaban'a Dersi: Şaban, Eyüp semtindeki tekkeye gittiğinde dervişlerin üzgün olduğunu gördü ve balıklarının ölü olduğunu öğrendi.
Abdullah Nuri Hazretleri, Şaban'a dünyayı kirletmemek, israf etmemek, gıybet yapmamak ve kelimelerin temiz olması gerektiğini söyledi.
Hazretleri, Şaban'a tarih şuuruna sahip olmalarını, Hz. Selman'ın ahlakına benzetmelerini ve Allah'a emanet olmalarını tavsiye etti.
1:20:24Asansör Deneyimi: Şaban, tekkede bir odaya alındığında odada farklı bir ışık gördü ve insan boynu geçen bir dikdörtgen şeklinde bir asansör fark etti.
Asansörün düğmesine basıldığında, Şaban'ın yanında bir ses duyuldu ve ona cesur davrandığını, ülkedeki herkesin ona minnettar olduğunu söyledi.
Asansör yukarı çıkarak Şaban'ı bir odaya götürdü ve orada yardıma ihtiyacı olan kişinin yanına gideceğini söyledi.
1:22:01Yeni Bir Otel: Asansör bin en üst kata bastı ve Şaban yukarı çıkmaya başladı, ancak bu sefer asansör roket gibi fırladı ve camlarının kenarına kıvılcımlar çıktı.
Şaban asansörden çıktıktan sonra bir koridorda yürüdü ve sonunda bir oda kapısını buldu.
Odaya girdiğinde komodinin üzerinde duran kağıdı fark etti ve bu kağıdın kendisine atılan not kağıdının aynısı olduğunu anladı.
1:24:11Kendini Bulma: Şaban, yardıma ihtiyacı olan kişinin kendisi olup olmadığını düşündü ve pencereden kendini gördü.
Kendini okul servisini kaçırdığı için otobüsten yürüyen Şaban olarak izledi ve yardıma ihtiyacı olan kişinin kendisi olduğunu anladı.
Şaban, Hz. Selman'ın, balıkların, Tuna'nın ve Abdullah Nuri Hazretleri'nin yardımına ihtiyacı olduğunu düşündü.
1:25:16Yeni Bir Başlangıç: Şaban, camdan aşağı attı ve asansöre doğru ilerledi, ancak asansör kaybolmuştu.
Yeni bir otelin lobisine ulaştı ve resepsiyonda yirmibeş yaşlarında güler yüzlü bir delikanlı vardı.
Deri kanepelerden birinin üzerine okul çantasını gördü ve çantanın ıslak olduğunu fark etti, telefonun üzerinde "Hikaye anacısının senin için açtı kapı kapanmadı, yolculuğuna devam edeceksin, çok yakında seni yeniden çağıracağız" mesajı vardı.

Şaban'ın Tuhaflıklar Asansörü Macerası

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir