Buradasın
Levent Kırca'nın Televizyon Kariyeri ve "Olacak O Kadar" Programı
youtube.com/watch?v=TaA-IuqyaskYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, televizyon sanatçısı Levent Kırca'nın kendi hayat hikayesini ve "Olacak O Kadar" adlı hiciv programının yapım sürecini anlattığı bir röportajdır. Kırca, ressam ve heykeltıraş olan babasının etkisiyle makyajla birleşen bir mizah tarzı geliştirmiş ve 20 yıllık bir televizyon kariyeri olan bir sanatçıdır.
- Videoda, Kırca'nın TRT'den Star'a, son olarak ATV'ye geçiş süreci, "Olacak O Kadar" programının nasıl başladığı ve Türkiye'ye televizyon kanalları gözüyle bakan bir hiciv programı olarak nasıl geliştiği anlatılmaktadır. Ayrıca, programda yaşanan komik anekdotlar, reyting sisteminin gelişimi ve Kanal D'nin program nedeniyle kapatılması gibi zorlu deneyimler de paylaşılmaktadır.
- Kırca, mizahın zayıfın güçlüye karşı silahı olduğunu ve absürt bir yapıya sahip olduğunu vurgularken, Türk mizah anlayışının Nasrettin Hoca tabanlı sosyal genelleme üzerine kurulu olduğunu belirtmektedir. Video, sanatçının Oya Başar ile 30-40 yıllık bir sanat hayatı yaşadığı ve "O kadar" programını kendi isteğiyle bitirdiği bilgisiyle sona ermektedir.
- 00:05Televizyonculuğa Başlangıç
- Konuşmacı, İstanbul Televizyonu'nun yeni kurulmuş olduğu ve kendisinin İstanbul'a ilk geldiği yılın kendisi için çok önemli olduğunu belirtiyor.
- Televizyonculuğa 1968'de TRT'de başladı, çünkü 1967'de televizyon yoktu.
- Televizyonculuğuna Namık Kasapbaşoğlu'nun telefonu üzerine başladı, o dönemde TRT Genel Müdürü yeni değişmiş ve konuşmacının yasağı kalkmıştı.
- 00:57"Olacak O Kadar" Programının Doğuşu
- Namık Kasapbaşoğlu, konuşmacıya televizyonu eleştiren, Türkiye'ye televizyon kanalları kanalı gözüyle bakan bir hiciv programı yapmasını istedi.
- Program, televizyonlarda yayınlanamamış küçük sketch'lerden oluşuyordu.
- Programın ismi "Olacak O Kadar" olarak belirlendi, bu isim "olacak o kadar olacak o kadar" zihniyetini tersine çevirmeyi amaçlıyordu.
- 03:07Programın İçeriği ve Ekibi
- Programda trafik kurumunu eleştiren sketch'ler oynandı, sarhoş sürücüler ve trafik polisleri arasındaki etkileşimi gösteren sahneler vardı.
- Programda 20-30 kişilik gruplar halinde yazı yazıldı ve Yılmaz Erdoğan, Yaşar Var, Müfit Var, Muzaffer Abayhan gibi değerli yazarlar çıktı.
- Konuşmacı, arkadaşlarına "büyük yumurta" getirmelerini istiyordu ve gece arabasıyla yazar arkadaşlarının evlerini dolaşıp durumlarını kontrol ediyordu.
- 05:12Programın Başarısı ve Yaratıcılık
- Programa dekorasyona büyük önem verildi, helikopterler, uçaklar, trenler ve havuzlar gibi inanılmaz yapılar yapıldı.
- TRT'de program büyük bir patlama yarattı, yer yerinden oynuyor, bütün ödüller kazanıyor ve gazetelerin yılın programı seçiliyordu.
- Bülent Ersoy ile birlikte "karı-koca" sketch'ler oynandı, Bülent Ersoy "Bülent Hanım" olarak karı rolünü oynadı.
- 06:28TRT'de Muhalefet Programı
- Konuşmacı, TRT'de sansürcülerin saçlarını başlarını yolduğunu ancak kanunlara aykırı olduğunu belirtiyor.
- TRT'de "yok elektrik kesintilerini oynuyoruz, yok akmayan suları oynuyoruz" şeklinde bir muhalefet programı yapıldığını anlatıyor.
- TRT'den gelen mektupta programın başarılı olduğu, halka mazhar olduğu ve TRT'yi ihya ettiği söylenirken, konuşmacının bir müddet dinlendirileceği belirtiliyor.
- 09:42Özel Televizyonlarda Deneyimler
- Star'da yeni kurulmuş Türkiye'nin ilk özel televizyonunda her şeyi eleştirmeye ve oynamaya başladıklarını anlatıyor.
- Makyaj teknikleri gelişmeye başladığında, ressam ve heykeltıraş olan konuşmacı makyajla birleşince özel bir şey çıkardığını belirtiyor.
- Polk show'ları sansürsüz eleştirildiğini ve bunun Turgut Özal'ın hoşgörüsüne borçlu olduğunu itiraf ediyor.
- 11:09Eleştirel Program Stratejisi
- Konuşmacı, programına dalga geçilmesine karşı "önce iğneyi kendimize batıracağız" diyerek kendi programlarını eleştirmeyi öncelikli hale getirdiğini belirtiyor.
- İşini bırakma tehdidi üzerine "bırakma, ne yapıyorsan yap" cevabını aldığını ve bu durumun diğer televizyonlarda da benzer şekilde geçtiğini anlatıyor.
- Polis teşkilatını ilk kez hicvettiklerini ve polis akademilerinin onlara teşekkür ettiğini, konuşmacının skeçlerinin derslerde gösterildiğini belirtiyor.
- 13:35Askeri ve Darbeleri Eleştirmek
- Askeri oynamaya ve hicvetmeye başladıklarını, bunun ülkede askeri hicvetmek mümkün olmadığı için cesaret gerektirdiğini anlatıyor.
- Darbeleri de hicvettiler ve bunların eleştirilebilecek şeyler olmadığını belirtiyor.
- Genelkurmay başkanı Kenan Paşa ve Doğan Güreş Paşa'nın Marmaris'te balık tutma sahnesini hicvettiğini, askerlerin balıkları paşalara teslim etmesi gerektiği konusunda bir sketch yaptıklarını anlatıyor.
- 15:16Türk Mizah Anlayışı
- Türk halkının kendine özgü mizah anlayışı olduğunu, Nasrettin Hoca'nın tabanlı bir sosyal genelleme olduğunu belirtiyor.
- Mizahın zayıfın güçlüye karşı silahı olduğunu, bir taşlama ve hicvetme sanatı olduğunu vurguluyor.
- Her bir makyajın en az üç saat sürdüğünü, makyajın sökülmesinin de üç saat aldığını ve bu süreçte transa geçtiğini anlatıyor.
- 16:52Küçük Sanatçılar ve Bestami
- O dönemde "Küçük Emrah", "Küçük Mustafa", "Küçük Aysel" gibi "Küçük" isimli sanatçıların olduğunu ve bunların ortaoyunu yapısı, göstermeci tavrı ve absürt yanı olan bir grup olduğunu belirtiyor.
- Zeki Müren ve Bülent Ersoy gibi sanatçıların çizgisinde olan kişilerin de olduğunu ve bunların karışımıyla Bestami karakterini yarattığını anlatıyor.
- Bodrum'dan programı yayınlandıktan sonra Zeki Müren'in kendisine telefon açıp "Bu Bestami benim değil mi?" diye sorduğunu ve konuşmacının "Sadece sen değilsin, aynı zamanda Bülent Hanım gibi sanatçıların bir karışımı" cevabını verdiğini belirtiyor.
- 18:04Televizyon Kariyeri ve Program Başarıları
- Konuşmacı, ATV'ye geçişte Türkiye televizyonlarında ilk kez bir şey yaşandığını ve programların sabah, öğlen, akşam, yatsı, sahur ve iftarda devamlı yayınlanacağını belirtiyor.
- Star, ATV ve Kanal D'de yayınlanan programların sıralaması; ATV'de birinci, Star'da ikinci, Kanal D'de üçüncü olduğu belirtiliyor.
- Reyting sisteminin başladığı ve damarlarına reytingin girdiği zamanlara işaret ediliyor.
- 18:55Televizyon Programlarında Eğlenceli Anlar
- Konuşmacı, "ISKİ" kelimesinden yola çıkarak "iski'ciyim, miski'ciyim" gibi kelime oyunları yaptıklarını anlatıyor.
- "Jet ski" kelimesini kullanarak "jet ski'niz kayıpta" diyen bir diyalog örneği veriliyor.
- Kameramanların kamera, akü, çanta gibi ekipmanlarını taşıyarak zorluklar yaşadıkları ve "Cevat Kelle tiplemesi" adlı bir sketch yarattıkları anlatılıyor.
- 21:45Televizyon Programlarındaki Sosyal Mesajlar
- Konuşmacı, "bakirelik testi" konusunda bir sketch yaptıklarını ve o dönemde okullardaki genç kızların doktora gönderildiğini belirtiyor.
- İşılay Saygın Hanım (o zaman bakandı) tarafından tazminat davası açıldığını ve davayı kazandığını, kendisine ödenen paranın kendisine değil bakana gittiğini söylüyor.
- Televizyon programlarının sosyal mesajlar taşıdığını ve bu nedenle Kanal D'nin bir gece kapatıldığını anlatıyor.
- 23:16Televizyon Protestosu ve Ayrılık
- Konuşmacı ve ekibi, Kanal D'nin kapatılmasından dolayı yayından çekildiklerini ve o sırada birincilikte olduklarını belirtiyor.
- İki sene program yapmadıklarını ve bu süre zarfında ekibinin maaşını kendisinin ödediğini söylüyor.
- Televizyonun kapatılmasının değil, programın kapatılması gerektiğini savunduklarını ve bu davaların bugün uygulandığı şekilde sonuçlandığını anlatıyor.
- 24:49Oya Başar ile Çalışma ve İlişkisi
- Konuşmacı, Oya Başar'ın programda ve hayatında çok önemli bir rol oynadığını, çok zeki, kafası çalışan, irade sahibi ve planlı çalışmasını bilen biri olduğunu belirtiyor.
- Oya Başar'ın kendisini frenleyip balans sağladığını ve onun sayesinde bu kadar başarıya ulaştığını söylüyor.
- Oya Başar'ın 30-40 sene müşterek sanat hayatları olduğunu, çok iyi bir oyuncu olduğunu ve "Babayiğit" programının onun olmadan olamayacağını vurguluyor.
- 26:45Sanatçılık Felsefesi
- Konuşmacı, inanmadığı işleri ve para için iş yapmadığını, sadece kalitesi için çalıştığını belirtiyor.
- Sanatçı olarak topluma ışık tutmak ve halkına bir şey söylemek için çalıştığını söylüyor.
- Kendi isteği ve rızasıyla programını bitirdiğini ve 20 yıl boyunca bu felsefeyi sürdürdüğünü ifade ediyor.