Buradasın

Gülse Birsel ile Röportaj

youtube.com/watch?v=MQy9FG4ApaE

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, film yönetmeni, komedi yazarı ve oyuncu Gülse Birsel ile yapılan bir röportajdır. Gülse Birsel, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olup gazetecilik kariyerine Aktüel Dergisi'nde başlamıştır.
Röportajda Gülse Birsel, yönettiği "Yılbaşı Gecesi" adlı filmi hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Film 4 hafta içinde çekilmiş olup 30 Aralık'ta Disney Plus'ta yayınlanacak bir vodvil türündedir. Ayrıca röportajda Türkiye'de liyakat meselesi, ifade özgürlüğü, sosyal medya, komedi yazımı ve Boğaziçi Üniversitesi deneyimleri gibi konular da ele alınmaktadır.
Röportajda Gülse Birsel'in Demet Evgara ile birlikte çalıştığı "Avrupa Yakası" ve "Yalan Dünya" gibi dizilerden bahsedilmekte, mizah yazısındaki nezaket sınırları, sosyal medyadaki suni kavga ortamı ve Ukrayna'daki komedyen lider Zelensky hakkındaki düşünceleri paylaşılmaktadır. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylar ve gençlerin geleceğe olan umudunun kaybolması konusundaki endişeleri de tartışılmaktadır.

Programın Tanıtımı: Cep telefonları için mucize batarya konusu ele alınacak.
Deji, programın sunucusu olarak seyircilere selamlaşıyor.
Programda Türkiye'nin en karizmatik, komik, başarılı ve güzel kadını olan Gülse Yılmaz'ın yeni projesi tanıtılacak.
00:29Gülse Yılmaz'ın Programa Katılımı: Sunucu, Gülse Yılmaz'ı on senedir programa çıkarmaya çalıştığını belirtiyor.
Gülse genellikle film veya proje dolayısıyla programda görünürken, bu kez kendisi hakkında konuşacak.
Gülse, kendisiyle ilgili bir iş olunca anlatmayı sevdiğini, olmayınca ise ilginç bir sohbet yapamayacağını söylüyor.
01:16Yılbaşı Gecesi Filmi: Gülse Yılmaz'ın "Yılbaşı Gecesi" adlı filmi 30 Aralık'ta Disney Plus'ta yayında olacak.
Filmin kadrosunda 16 oyuncu bulunuyor: Kem, Kubilay Tuncer, Fatih Hartman, Şebnem Bozoklu, Alina Boz, Serkan Keskin, Büşra Pekin, Boran Kuzum, Emir Benderlioğlu, Ayta Sözeri, Nazmi Sinan Mihçı, İrem Sak, Alican Yücesoy, Derya Karadaş, Cengiz Bozkurt ve Zeynep Güngör.
Filmin hikayesi pandeminin sonuna gelmiş bir ev hanımının harika bir yılbaşı gecesi hazırladığı, ancak vaka artışı ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle planlarının bozulduğu anlatıyor.
04:14Filmin Konusu ve Yapısı: Ev hanımı ve eşi, tanımadıkları komşularını çağırmaya başlıyorlar ve asla bir araya gelmemesi gereken, bazen sahte kimlikle olan komşular bir araya geliyor.
Filmin büyük çoğunluğu bir evde geçiyor ve sürekli bir koşuşturma var.
Filmin yanında müzikler de yer alıyor, Ayta Sözeri, Büşra Pekin ve Serkan Keskin gibi sanatçılar akustik konser gibi bir deneyim sunuyor.
05:44Filmin Oluşumu: Gülse Yılmaz, "Aile Arasında" filmiyle Türkiye'de tüm zamanlarda izlenen on film arasına girmiş.
Jet Sosyeteyi bitirirken sahneye müzikli bir komedi yazarak tiyatroda bir müzikal yapmayı planlıyordu.
Pandemi döneminde apartman komşularını çağıranlar ve kalabalık partiler düzenleyenlerin polis tarafından alındığı olaylardan esinlenerek filmin hikayesi oluştu.
07:19Sinema ve Pandemi: Konuşmacı, pandemi hikayesinin güncelliğini kaybetmemesi gerektiğini vurguluyor.
Film, tek mekanda çekilmiş olsa da, yönetmenin şahaneliği sayesinde vodvil gibi bir izlenim vermiyor.
Film, dijital platforma daha yakışan bir yapıt gibi hissediliyor.
08:00Sinema Alışkanlığının Değişimi: İnsanların sinema alışkanlığı eski hale dönmemiş, 2017-2018 gibi değil.
Sinema biletlerinin pahalı olması ve pandemi endişesi sinemaya gitmeyi engelliyor.
2023'te son üç yılın toplamı 2018'in gişesini bile bulamamış, bu durumun ekonomik sebepleri de var.
10:02Dijital Geçiş ve Komedi: Komedi işleri televizyondan dijital platformlara geçiş yapıyor.
Memleketin ruh hali ve her şeye kızmaya eğilimi mizah etkisi yaratıyor.
Televizyonda komedi dizilerinin formatı kısalıyor, ana akım kanallarda minitaş formatı yaygınlaşıyor.
11:13Televizyon ve Dizi Yazımı: Konuşmacı, 350 bölüm dizi yazmış ve "Avrupa Yakası" ile "Jet Sosyetesi" dizilerini yazmış.
Televizyonda yapabilir bir format olmadığı için dijital platformlara geçiş yapmış.
Televizyonda 60-70 dakikaya kadar razı olabileceğini ancak mintaj formatına uyamadığını belirtiyor.
13:09Televizyon Kanallarının Reklam Stratejisi: Televizyon kanalları, maliyetlerin artması nedeniyle dizilerin içine reklam koyarak gelirlerini artırmak istiyor.
Kanallar, dizilerin başlangıcında özet göstererek reklam kuşağı koyup, 9:00, 10:00, 11:00 ve 12:00 gibi saatlerde reklam kuşağı eklemek istiyor.
Bu strateji dram dizilerinde zorlanabilirken, özellikle komedi dizilerinde yazarlık açısından imkansız hale geliyor.
14:03Dram ve Komedi Dizilerinin Senaryo Mekanikleri: Bir dram için 150 dakikalık bölüm için 80-90 sayfalık bir senaryo yeterli olabilir, diyalogsuz sahneler ve kovalamacalar olabilir.
Komedi dizilerinde ise 150 dakikalık bölüm için 145 sayfa senaryo gerekiyor, bu da yazarın sağlık riski taşıyor.
Jet Sosyetesi'nin son sezonunda senarist, senaryoyu revizyon yapmadan yayına yetişirmek zorunda kalmış.
15:19Yazarlık Süreci: Senarist, kendi suyunu kendisi alarak, küçük bir odada, tahin helvası, kahve ve suyla çalışmak zorunda kalıyor.
Güzel bir evde oturmasına rağmen, çalışma odası kuzey Kore'ye bakıyor ve duvarlara bakarak yazıyor.
Tahin helvası, kahve ve su temel gıda maddeleri olarak kullanılıyor.
17:17Avrupa Yakası'nın Senaryo Süreci: Avrupa Yakası'nın bir bölümü 42-43 dakika başlamış, 52 sayfa yazıldıktan sonra yönetmenin ve seyircinin isteğiyle 134 sayfaya indirilmiş.
Özel bir bölümde Nil Karaibrağiller'in şarkıları ve konuklarla 90 dakikalık bölüm yapılmış, bu Türk televizyon tarihinin en uzun bölümü olarak geçmiştir.
Avrupa Yakası'nın final bölümü 105-110 dakikaya ulaşmış.
18:43Dizi Çekimi Süreci: Bir bölüm en fazla 1,5 günde yazılıp sete veriliyor, çekimi bazen 3-4 günde tamamlanabiliyor.
Jet Sosyetesi'de bazı bölümler 5-5,5 günde tamamlanıyor, bazen aksama durumları yaşanabiliyor.
Burhan Altıntop karakteri, izleyici tarafından çok beğenilmiş ve içselleştirilmiş bir karakter olmuş.
21:37Dizilerin Devamı Hakkında Kararlar: Avrupa Yakası 6 sezon 190 bölümle bitirilmiş, yazarlar daha fazla hikaye yazamayacaklarını düşünmüşler.
Burhan Altıntop karakteri için birçok film teklifi olmuş ancak yazarlar heveslerinin bittiğini düşünmüşler.
Dizilerin devamı için heves ve kalitenin önemli olduğu, hevessiz çalışmak istemedikleri belirtilmiş.
22:50Avrupa Yakası'nın Başlangıcı: Ata'nın Avrupa Yakası'na dair "kirılma noktası" sözü verilmiştir.
Avrupa Yakası düşük profilli ve ümitsiz bir proje olarak başlamış, ilk üç bölümü Sinan Çetin'in plato film yaparken yazdığı belirtilmiştir.
Dizi, kanalın başlangıçta "kimse seyretmez" diyerek 7-8 bölüm gidecek şekilde kabul edilmesine rağmen, birinci bölümde birinci oldu ve hiç ikinci olmamıştır.
25:36Karakterlerin Oluşumu: Karakterlerin gerçek kişilerden değil, çeşitli kaynaklardan (kafede kulak misafiri olunurken duyulan sohbetler gibi) bir araya getirilen özelliklerden oluştuğu belirtilmiştir.
Burhan Altıntop karakterinin de gerçek bir kişiden değil, çeşitli etkenlerden oluştuğu ifade edilmiştir.
Komedi senaristiyle oyuncu arasında yakın çalışma ve kimya oluşturmanın diziye katkı sağladığı vurgulanmıştır.
28:26Televizyon ve Seyirci Değişimi: Televizyon seyircisinin ölçümünde AB grubu kriterlerinin zamanla değiştiği, daha önce kültürel ölçülerin olması yerine artık bulaşık makinesi sahibi olmak yeterli olduğu belirtilmiştir.
Televizyonun daha kolay anlaşılır hikayelere yönelmesi ve bu durumun senaristler için zorluk yarattığı ifade edilmiştir.
Dijital platformların daha konforlu çalışma imkanı sunduğu, haftalık koşturmanın olmaması ve film gibi daha rahat çekim ve montaj süreci sunulduğu belirtilmiştir.
30:01Oyunculuk ve Platformlar: Oyunculuk yeteneğinden ziyade kamplaşma gibi faktörlerin oyuncuların hangi platformlarda çalışması konusunda etkili olduğu vurgulanmıştır.
Twitter'un artık ciddiye alınacak bir yer olmaktan çıkmaya başladığı belirtilmiştir.
Yılbaşı Gecesi dizisinde Irem Sak'ın başörtülü bir karakter oynadığı ve bu karakterin altından başka bir şey çıkabileceği ifade edilmiştir.
32:19Filmdeki Başörtülü Karakter Hakkında: Konuşmacı, filmdeki başörtülü karakteri tanımadığını, çok nevi şahsıne münhasır ve farklı bir geçmişten gelen, altından ne çıkacağını bilmediğimiz, hayal ürünü bir tip olarak tanımlıyor.
Karakterin hiçbir kesimi temsil etmediğini, ne açıkları ne kapalıları ne başörtülüleri ne kafasını kazıtanları tanımadıkları biri olmadığını belirtiyor.
Karakterin çok yegane ve nevi şahsıne münhasır olduğunu, ilginç bir şey çıkacağını ancak film hikayesinin sürprizini bozmak istemediğini söylüyor.
33:17Aile Mizahı Hakkında: Konuşmacı genellikle aile mizahı yaptığını, aile ilişkilerinin Türkiye'de eğlenceli ve herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu belirtiyor.
Aile mizahında küfür kullanımının çok az olduğunu, gerektiğinde ve karaktere uygun olduğunda kullanıldığını, yerli yerinde olduğunu vurguluyor.
Mizahının kadın karakterlerinin güçlü olması nedeniyle kadınların da çok sevdiğini, erkek karakterler üzerine inşa edilmiş olmasına rağmen erkek, kadın ve belirli bir yaşa kadar çocuklar rahatça seyredebilecek bir mizah olduğunu söylüyor.
34:20Gazanfer Özcan ve Kariyeri: Konuşmacı, Gazanfer Özcan'ın "Avrupa Yakası" dizisindeki yazılarını şahane bulduğunu ve yazarken duygulandığını, zorlandığını belirtiyor.
Gazanfer Özcan'ın kariyerinin başlamasına vesile olan kişilerden biri olduğunu söylüyor.
Dizinin başlangıcında hiç ümidi olmayan bir proje olduğunu, Gazanfer Özcan'ın rolü kabul etmesinin dizinin ciddiye alınmasını ve diğer oyuncuların kabul edilmesini kolaylaştırdığını anlatıyor.
36:11Türkiye'deki Aile Yapısı ve Değişim: Konuşmacı, Türkiye'deki aile yapısındaki değişimi ve toplumdaki deformasyonu "Avrupa Yakası" gibi eski dizilerde değil, günümüzdeki aile yapısını yansıtan eserlerde görmek istediğini belirtiyor.
Türk ailesinin öyle bir aile olmadığını, hala ailenin şahane bir şey olduğunu, aile üyelerinin birbirlerini desteklediğini ve iyi bir aile kurma peşinde olduklarını düşünüyor.
Komşuluk ilişkilerinin de hala tatlı olduğunu, zor şartlar ve gerginlikler bizi sinirli hale getirmiş olsa da bunların bitebileceğini ve herkesin birbirinin ailesi, akrabası, komşusu olabileceğini düşünüyor.
39:26Türkiye'deki Kutuplaşma Hakkında: Konuşmacı, Türkiye'de gerçek bir kutuplaşma olmadığını, bunun suni ve yalancı bir şey olduğunu, birileri tarafından pompalandığını belirtiyor.
Siyasetin bu kutuplaşmadan kazandığını, seçmen elde ettiğini ve yandaşları buradan aldığını düşünüyor.
Türkiye'nin birbirini seven bir ülke olduğunu, yurtdışında Türklerin birbirini görünce sevindiğini ve birbirine akıl verdiğini vurguluyor.
41:12Siyaset ve Cumhurbaşkanı Adaylığı: Konuşmacı, cumhurbaşkanı adaylığını yapmak istediğini ancak erken kalkamadığı için başaramayacağını, siyasetle uğraşanların yoğun olduğunu belirtiyor.
İdeal cumhurbaşkanının çok önemli olmaması gerektiğini, herkesin işinde uzman olup o alanın ona delege edilmesi gerektiğini söylüyor.
Kalifiye bir ekibin yöneteceği, işini çok iyi bilen, vatansever olan bir ekibin yöneteceği bir Türkiye hayalini kurduğunu ifade ediyor.
43:48Türkiye'de Mizahçıların Karşılaştığı Hakaret Davaları: Mizahçılar Türkiye'de en çok karşılaştığı şeylerden biri hakaret davalarıdır.
Recep İvedik'e Şahan Karslı olamaz diye dava açılmıştır.
Türkiye'de hemşehrilik, takımlar ve meslek grupları konularında insanlar oldukça hassastır.
46:27Eleştirilere Karşı Tutum: Konuşmacı, yıllar içinde çok fazla iş yaptığı için daha tecrübeli ve kalınlaşmıştır.
Eleştirilere karşı tutum olarak, yüzde 80-85'i beğenen insanlar varsa, geri kalan yüzde 10-15'in söyledikleri ciddi eleştiridir ve dikkate alınmalıdır.
Kendisi mutsuz olan, hayatından memnun olmayan yorumlarla enerjiyi düşürmeye gerek yoktur.
47:59Siyaset ve Mizah: Siyaset, konuşmak, dinlemek ve takip etmek insanı yoran ve düşüren bir şeydir.
Geçmişte siyaseti takip etmek mizah malzemesi veriyordu, ancak şimdi her şeyde kendimizi bu kadar üzersek komiklik kaybolur.
Mizah yazısında nezaket sınırlarının dışına çıkmamak önemlidir.
50:33Komedyenler ve Siyaset: Komedyenlerin zekasını hafife almamak gerekir.
Komedyenlerin siyasi roller alması, komikleri dışında farklı bir boyut kazandırabilir.
Konuşmacı, komedyenlerin siyasi rollerde başarılı olabileceğini düşünmektedir.
51:44Diziler Hakkında Değerlendirme: "Avrupa Yakası" çok şeker kaplı, insanın ruhuna iyi gelen, aile ve arkadaşlık ilişkileri güzel bir dizidir.
"Yalan Dünya" daha iyi yazılmış, diyalogları daha ilginç ve esprileri daha fazla bir dizidir.
"Avrupa Yakası" neredeyse içinde hiç kötülük olmayan insanların bir araya toplandığı, en kötü karakteri Burhan Altıntop olan bir dizidir.
52:51Dizi Karakterinin Gelişim Süreci: Peker'in oynadığı karakter başlangıçta kötü bir potansiyel seri olarak tasarlandı, ancak sevilince karakter daha yumuşak ve masum bir insana dönüştürüldü.
"Avrupa Yakası" dizisinin sevilme sebeplerinden biri, çok ideale yakın bir dünyada geçmesidir.
Türkiye'de insanların özlemi her şeyin iyi gitmesi, huzur ve güvenli bir yaşam, insanların ilişkilerinin kibar olmasıdır.
54:07Kişisel Özellikler ve Hayranlık: Konuşmacı, pozitif bakan ve her şeyin iyi tarafını gören insanlara hayran olduğunu, kendisinin ise endişeli ve gergin bir insan olduğunu belirtiyor.
Demet Evgara'nın her şeyin iyi tarafını görme yeteneğinden etkileniyor ve bunun üzerinde çalıştığını söylüyor.
Konuşmacı, içten olmayan insanları uzaklaştıran bir özellik olarak tanımlıyor.
56:19Aile ve Rol Model: Konuşmacı, babasına ve ailesine hayran olduğunu, babasının rol modeli olduğunu belirtiyor.
Babası 1928 doğumlu olmasına rağmen her gün bir saat spor yapıyor, sosyal medyayı kullanıyor ve enerjik bir hayat sürdürüyor.
Konuşmacı, babasının gençliğinde daha gergin olduğunu, yaşla birlikte rahatlamaya başladığını söylüyor.
58:10Komik Bulduğu Kişiler: Konuşmacı, Mustafa Sarıgül'un videolarından gülüyormuş, ancak adamın mizahçı olmadığını belirtiyor.
Arkadaşları ve eski üniversite arkadaşlarıyla bir araya geldiğinde birbirlerinden gülüyormuş.
59:33Kitap Yazma Hikayesi: Konuşmacı, "Liyakat" adlı kitabını yazma hikayesinin 2009'da Hürriyet'te yazdığı bir yazıyla başladığını anlatıyor.
Hürriyet'te istifa etmesinin sebebi, gazeteden toplu halde çıkarılan gazetecilerin durumundan rahatsız olmasıydı.
Yazısında "Türkiye'de iyi eğitim, çalışkanlık, zeka, işbirliği artık geçerli değil, akçe değil, belli çevrelerin yakını veya belli bir görüşten olmak önemli kriter" diyerek liyakatsizliğin tehlikeli olduğunu vurguluyor.
1:01:47Liyakat Sorunu ve Türkiye: Konuşmacı, liyakatsizliğin Türkiye'nin en büyük tehlike olduğunu, gençlerin umutlarını kıracağını belirtiyor.
Türkiye'de fırsat eşitliği açısından çok uzun süredir iyi bir durumda olduğunu, ancak liyakatsizliğin gençleri ürkütüp yurtdışına göndereceğini söylüyor.
Sektörlerde liyakatın önemi olduğunu, ancak Türkiye'nin diğer alanlarında bu denklemin bozulduğunu ve bunun gençleri korkutacağını belirtiyor.
1:05:00Boğaziçi Üniversitesi Hakkında: Konuşmacı, 2015'te Boğaziçi Üniversitesi mezuniyet töreninde "Türkiye'de ifade hürriyetinin en özgürce yaşadığı yer Boğaziçi" diyerek konuşmuş.
Konuşmacı, Boğaziçi Üniversitesi mezunudur ve ekonomi mezunu olduğunu belirtiyor.
Konuşmacı, Boğaziçi'nin artık ifade hürriyetinin en özgür yaşandığı yer olmadığını söylüyor.
1:05:46Eğitim Sistemi Hakkında Görüşler: Konuşmacı, akademisyenlerin her gün nöbet tutması ve eğitim sisteminde yaşanan durumun sürdürülebilir olmadığını belirtiyor.
Türkiye'de şahane üniversiteler ve okullar kurulmuş, yıllardır gelenekle devam eden bu sistem sayesinde şahane insanlar yetiştirilmiş.
Eğitimde iyi yürüyen sistemlere dokunmamak gerektiğini, ülkeyi seviyorsak bu durumun devam ettirilmemesi gerektiğini vurguluyor.
1:06:42Eğitim Yolculuğu: Konuşmacı, oyunculuk yapmak istediğini ancak Boğaziçi Üniversitesi'ne girebileceğini fark ettiğini ve konservatuvarda yarı zamanlı oyunculuk eğitiminin kaldırılmasından dolayı ekonomi okumaya başladığını anlatıyor.
Boğaziçi Üniversitesi'nde okumak çok şey öğretmiş ve ikinci yıl gazeteciliğe başlamış, Aktüel dergisinde çalışmaya ve yazı yazmaya başlamış.
Boğaziçi, öğrencilere özgürlük veren ve farklı ilgi alanlarında çalışmaya teşvik eden bir okul olduğunu belirtiyor.
1:08:05Ekonomi Eğitiminin Faydaları: Konuşmacı, ekonomi okumuş olmaktan memnun olduğunu ve sadece ekonomi değil, Boğaziçi'nde seçmeli dersler sayesinde siyaset bilimi, tarih ve hatta resim dersleri gibi çeşitli alanlarda da öğrenim imkanı bulduğunu belirtiyor.
Boğaziçi gibi köklü okulların değerlerini koruyarak devam ettirilmesi gerektiğini vurguluyor.
1:08:47Elektrik Faturası Tartışması: Konuşmacı, paylaştığı elektrik faturasının 2000 lira olduğunu ve bu faturanın büyük bir apartman dairesi için normal olduğunu belirtiyor.
Faturaya yönelik olumsuz yorumlara karşı tepki gösteriyor ve bu durumun trolllerin yaptığı bir tartışma olduğunu düşünüyor.
Faturanın yüksek gelmesinin sebebinin ısınmadığı çalışma odasında kullandığı elektrikli ısıtıcı olduğunu açıklıyor.
1:11:27Televizyon İzleme Alışkanlıkları: Konuşmacı, televizyon seyrettiğini ancak yeni oyuncuları görmek ve arkadaşlarının işlerine bakmak için olduğunu belirtiyor.
Televizyonda şiddetin çok fazla olduğunu ve senaristlerin ne kadar zorlandığını fark ettiğini, oyuncuların yorgun ve hasta olduğunu görebildiğini söylüyor.
Televizyonun çekim şartlarının çok zor olduğunu vurguluyor.
1:12:39Sosyal Medya Algısı: Konuşmacı, Twitter'da insanların aşırı mutsuz, Instagram'da ise aşırı mutlu olduğunu düşündüğümüz Türkiye'nin gerçek yüzünü yansıtmadığını belirtiyor.
Instagram'da herkesin kendisinden daha iyi yaşadığını düşündüğünü ve bu durumun kendisini kötü hissettirdiğini söylüyor.
Twitter'da insanların tartışmalarda birbirlerine karşı nazik davranabildiğini ve bu durumun insanların hızlıca sakin ve nazik bir yere dönebileceğini düşünüyor.
1:14:07Vaktin En Çok Aldığı Şeyler: Konuşmacı, vaktinin en çok yazmak, okumak ve seyretmek için kullandığını belirtiyor.
Sosyal medyanın gereksiz bir vakit aldığını ve telefona çok zaman gittiğini, ekran süresini düşürmeye çalıştığını söylüyor.
Gözlerinin yorulduğu için kitap dinlemeyi tercih ettiğini ve hem spor hem kültür edinmek için yürüyüş yaparken kitap dinlediğini anlatıyor.
1:15:22Kitap Okuma ve Film Çalışmaları: Konuşmacı, Türk klasikleri olan Peyami Safa'nın eserlerini tekrar okuduğunu belirtiyor.
Film çekimlerinde rolü olsa da olmasa da her gün çekimlere gittiğini ve 12 saat boyunca monitörün başında oturduğunu anlatıyor.
Montaj çalışmalarına büyük ölçüde katıldığını ve gözlerinin yorulduğu için bu ara kitap okumaktansa dinlemeyi tercih ettiğini söylüyor.
1:16:16Film Hakkında Genel Bilgiler: Film yılbaşı gecesinde geçiyor ve şarkıları canlı çekilmiş.
Film başlangıçta sakin ve tatlı bir aile filmi gibi görünürken, karakterler eklendikçe ve hikayeler birbirinin üstüne bindikçe kontrol kaybediliyor.
Filmin müzikli sahneleri var ve yılbaşı gecesi için çok coşturacak bir film.
1:17:01Oyuncu Kadrosu ve Performanslar: Filmde beklenen komedyenlerin yanı sıra, Boran Kuzumu, Emir Benderlioğlu ve Alina Boz gibi dramalarda bilinen oyuncuların komedi performansları dikkat çekiyor.
Fatih Aritan, Şebnem Şeker, Büşra, İrem, Derya gibi oyuncuların performansları övülüyor.
Filmde Ayta Sözeri, Serkan Keskin, Alican Yücesoy, İrem Sak ve Nazmi Sinan Mihçı gibi isimler de yer alıyor.
1:18:53Filmün Karşılaştırmaları: Film, "Gülse Birsel", "Yalan Dünya" ve "Mini Aile Arası" gibi diğer komedi filmleriyle karşılaştırılıyor.
Filmin 30 Aralık'ta Disney Plus platformunda sabah 11'den itibaren yayınlanacağı belirtiliyor.
Filmin vodvil tarzı bir yapı olduğu ve tek mekanında geçen bir hikaye anlattığı vurgulanıyor.
1:21:18Filmin Mesajı ve Yapım Süreci: Film komşuluğa, Türkiye'deki yeni komşulara, insanların birbirini anlamasına ve huzurlu yaşamaya dair bir mesaj taşıyor.
Senaryo bitmeden, çoğu oyuncunun senaryoyu okumadan kabul ettiği belirtiliyor.
Film çok kısa bir zamanda (dört haftadan fazla) çekilmiş ve bazı sahnelerde akşam 7'den sabah 7'ye kadar çekim yapılmış.
1:25:04Kişisel Deneyimler: Konuşmacı, ailesinin yılbaşı geleneğinden esinlenerek Şebnem Bozoklu'nun karakterini yazdığını belirtiyor.
Konuşmacı, filmi çok iyi biliyor ancak ailesi henüz seyretmediğini söylüyor.
Film 30 Aralık'tan itibaren herkesin seyredebileceği belirtiliyor.
1:27:18Yılbaşı Geçisi ve Film Tavsiyesi: Konuşmacı, 31 Aralık'ta saat 10'dan itibaren filmi seyredilebileceğini belirtiyor.
Film yılbaşı gecesinde kalabalıkla seyredildiğinde daha da eğlenceli olacağını, komedilerin kalabalıkla daha da tadı çıktığını söylüyor.
Film üç gece arka arkaya seyredilebileceği, tekrar tekrar seyrettiğinde farklı performanslara dikkat edilebileceği belirtiliyor.
1:28:16Gelecek Projeler ve Program Duyurusu: Konuşmacı Disney için bir dizi projesi olduğunu, hikayesi ve çatışmaları belli olduğunu ancak henüz yazmadığını belirtiyor.
Dizinin 2024'te seyredilebileceği hissedildiğini söylüyor.
Programın önümüzdeki hafta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile devam edeceğini ve bir sonraki programın cep telefonları için mucize batarya konulu olacağını duyuruyor.

Gülse Birsel ile Röportaj

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir