Buradasın

Empati Programı: Hayat Hikayeleri ve Başarı Anlatımları

youtube.com/watch?v=JYbZ7kHjRL4

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Empati" adlı televizyon programında, sunucu çeşitli hayat hikayelerini konu alıyor. Programın ilk bölümünde ünlü oyuncu Kenan İmirzalı ile bir röportaj gerçekleştiriliyor.
Program, farklı hayat hikayelerini kronolojik olarak sunuyor. Zeki Demirkuvuz'un aile geçimini sağlama çabaları, Doktor Mut Sayan'ın kanser araştırmaları, Kadir Şen'in kızı Sedanur'un trafik kazası sonrası mucizevi iyileşme hikayesi ve Cemal Süreya'nın edebi trajedisi gibi farklı başarı ve mücadele hikayeleri anlatılıyor. Her hikaye, konunun zorlu yaşam koşullarına rağmen gösterdiği azim ve aile desteği üzerine odaklanıyor.
Programın yapısı, sunucunun önce haber alması ve ardından konuları derinlemesine inceliyor. Kenan İmirzalı'nın oyunculuk kariyeri, Cemal Süreya'nın "İkinci Yeni" akımının öncülerinden biri olması ve çeşitli başarı hikayeleri programın önemli bölümlerini oluşturuyor.

00:16Programın Tanıtımı: Empati programında önce yumuşak bir giriş yapılır, sonra üç-dört sayfa haber alınır ve derinlemesine incelenir.
Programda hikayeler ve meseleler değerli bir konumla yeniden konuşulur ve izleyicilerden hikayedeki öznelerden birinin yerine geçerek empati kurmaları istenir.
Bu deneyim, birbirimizi daha iyi anlamaya, kavramaya ve sevmeye yardımcı olmayı amaçlar.
01:03Konuk Tanıtımı: Programın konuğu, değerli oyuncu ve meslektaş Kenan İmirzalı'dır.
Kenan uzun yıllar sonra ilk defa televizyon programına çıkıyor çünkü kendini anlatma programlarından hoşlanmaz.
Empati programının adı ve sunucusu sebebiyle bu kuralı kırdığını belirtiyor.
01:47Programın Amacı: Empati, her dönemde ihtiyaç duyulan bir duygu olmasına rağmen, son yıllarda toplumsal olarak daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
Programın yapılması ve sunulması için yapımcılara teşekkür ediyor.
Programın herkesi iyi hissettirdiği ve ihtiyacı olduğu düşünülüyor.
02:41Program Formatı: Programda hikayelerin başında ve sonunda sunucu ve konuk görüşüyor.
Hikaye boyunca konuk, hikayedeki bir veya birkaç öznenin yerine geçerek empati kuruyor.
Kenan'ın programı seyrettiğini belirtiyor.
03:51Kenan'ın Kişisel Özellikleri: Kenan idealist olduğunu, özellikle işinde hakkını vermeye çalıştığını söylüyor.
Her alanda idealizm uygulamak zor olduğunu, bazen işi bitirmek için herkesin kendinden biraz vermesi gerektiğini belirtiyor.
Azimli olduğunu ve belirli bir yola başını koyduysa onu tamamlamak zorunda olduğunu vurguluyor.
05:34Rastlantılar Hakkında Görüşleri: Kenan tevafuka inandığını söylüyor.
Hayatta neye azmettiğinize, neye uğraş verdiğinize bağlı olarak rastlantıları yakalayabileceğinizi düşünüyor.
Dışarıdan bakan rastlantılar şans gibi görünse de, aslında azmin, emeğin ve doğru dileklerin sonucu olabilir.
06:16İlk Hikayenin Başlangıcı: Hikayede Iğdır'ın küçük bir köyünde 1988 yılında doğan, ailenin en küçüğü olan bir çocuk anlatılıyor.
Aile suyu dahi olmayan, ısınmayan bir evde ancak sevgi dolu bir şekilde büyüyüyor.
Aile geçimini tarlada çalışıp hayvancılık yaparak sağlıyor ve hiç kimse okuma yazma bilmiyor.
07:38Ailenin İstanbul'a Taşınması: On yaşına gelince, yokluk içinde geçen günler babanın rahatsızlığı sebebiyle son buluyor.
Baba tedavi ettirmek ve yeni işler bulmak için aile İstanbul'a taşınıyor.
İstanbul'a geldiklerinde çocuk henüz okuma yazma bilmiyor ve yaşın küçük olduğu için şehir hayatının zor olduğunu belirtiyor.
08:36İstanbul'da Yaşam: Hasta baba ve üç ablası varken, evin ikinci erkeği olarak geçim sorunu üzerine düşüyor.
Konforlu bir yerde yabancılaşmaya vakti yok, babasını kurtarmak için bir yol arıyor.
Bağcılar'a yerleşip küçük bir ev kiralıyor ve tekstil atölyesinde kot taşlamak gibi işler yapmaya başlıyor.
09:41Zeki Demirkuvuz'un İstanbul'daki İlk Günleri: Zeki Demirkuvuz, İstanbul'da tekstil atölyesinde "ortacı" olarak çalışmaya başlıyor; bu işte tezgaha tekstil ürünleri taşıma görevi üstleniyor.
Eline geçen parayla babasını doktorlara götürdüğünde, babasına akciğer kanseri teşhisi konuluyor.
Zeki, babasının hastalığına üzülse de, babasının sağlığını koruması gerektiğini düşünüyor.
11:15Okula Dönüş: İstanbul'daki ilk iki yılını tekstil atölyesi ve babasının tedavisi arasında geçiren Zeki, bir öğretmen tarafından okula gitmeye teşvik ediliyor.
13 yaşında ilk kez ilkokula başlıyor ve bu durum onu hem mutlu etse de, yaşının büyük olması ve sınıf arkadaşlarının dalga geçmesi endişesiyle karşı karşıya kalıyor.
Zeki, ailesini ve kendini bu durumdan kurtarmak için okula gitmeyi ve eğitimini tamamlamayı seçiyor.
13:39Eğitim Süreci ve Başarılar: Zeki, ortaokulu birincilikle bitiriyor ve lisede matematik alanında geliştirdiği bir projeyle uluslararası bir yarışmaya katılarak birinci oluyor.
Bu başarı, Amerika'daki üniversitelerden kabul almasına neden oluyor.
Aynı yıl babası kansere yenik düşüp hayatını kaybediyor.
14:24Amerika'ya Gitme Kararı: Zeki, babasının hayalini gerçekleştirmek isteyerek Amerika'ya gitme kararını veriyor.
Ailesi, onun önünde parlak bir gelecek olduğunu söyleyerek Amerika'ya gitmesini teşvik ediyor.
Babasının hastalık sürecinde yaşadığılar ve ölümü, Zeki'nin kanser hastalığına karşı mücadele etmek için tıp okumak istemesine neden oluyor.
16:43Amerika'ya Gitme Yolculuğu: Amerika'da bir burs kazanmış olan Zeki, yol masraflarını karşılayacak maddi gücü yok.
Liseyi bitirdiğinde karşılaştığı bir göz doktoru profesör, Zeki'ye Amerika'ya gitme yolculuğu için yardım ediyor.
Profesör, Zeki'ye biletini alarak Amerika'ya tıp eğitimi alabilmek için gereken yardımı yapıyor.
18:11Doktor Mut Sayan'ın Eğitim Yolculuğu: Amerika'da tıp eğitimi alabilmek için önce başka bir dalda dört senelik bir bölüm bitirmek gerekiyor, Mut Sayan önce Vermon Üniversitesi'nde kimya bölümünü, sonra aynı üniversitede tıp bölümünü birincilikle bitirdi.
Eğitim sürecinde annesi ve ablası çok özlediğini, bursunun sadece okuma ve karnını doyurmasına yettiğini, seyahat için yeterli olmadığını belirtiyor.
Rutgers Üniversitesi'nde radyasyon onkolojisi üzerine çalışmalar yapmak üzere teklif alan Mut Sayan, on üç yaşında okuma yazmayı bilmiyordu ancak hayalini gerçekleştirmek için onkoloji alanında araştırmalara başlıyor.
19:34Başarı ve Dönmüş Noktalar: Mut Sayan'ın başarılarına ulaşmasında iki dönüm noktası olduğunu belirtiyor: ilkokula onu başlayan öğretmen ve kendisini Amerika'ya gönderen göz doktoru.
Otuz üç yaşında, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da yüz bin bilim insanı içinden gelecek vadeden yirmi genç bilim insanı arasında seçiliyor ve Wunder Kind (Harika Çocuk) ünvanını alıyor.
Bu başarıları okurken babasını hatırladığını, "Keşke görebilseydi" diye düşünürken, babasının kanser nedeniyle kaybedildiğini ve bu hastalık düşmanına karşı mücadele ettiğini belirtiyor.
22:51Destekleyenler ve Yolculuk: Başarılı eğitim hayatının ardından birçok üniversiteden teklif alan Mut Sayan, Harvard Üniversitesi'nden gelen teklifi kabul etmiş.
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitme fırsatını yakaladığında cebinde yol parası yoktu, tesadüfen tanıştığı göz doktoru Profesör Dr. Murat Öncel onu desteklemiş.
Vehbi Koç'un vasiyetini yerine getirerek Mut Sayan'ın yolculuğunda ilk adımlarını atmasını sağlayan Murat Öncel, daha sonra Mut Sayan'ın kendisinden bir yaş büyük ablasının hukuk okumasına da vesile olmuş.
25:04Aile İlişkileri ve Köyden Başarı: Mut Sayan, Ankara'nın bir köyünden uluslararası başarıları ve film setlerine uzanan kariyeri olduğunu belirtiyor.
Babasıyla iyi ilişkide olduğunu, babasının okumaya çok önem verdiğini ve köyde kalmaması gerektiğini söylediğini anlatıyor.
İlkokulda elli kişilik sınıfta, bir, iki, üç, dört ve beş sınıfların hepsi aynı sınıfta okuduğunu, öğretmenlerin bir sınıfa ders verirken diğer sınıfların kendi aralarında çalıştığını anlatıyor.
28:20Matematik Dehası: Haydar'ın tabiatı değişti ve üçüncü sınıfta beşinci sınıfın matematik sorularını çözmeye başladı.
Murat matematik konusunda okulun saygısını kazanmıştı, bir öğretmenin potansiyelini fark etmesiyle fışkırdı.
Konuşmacı matematik okumuş ve çocukluğunu köyde geçirmiş.
29:06Köy Hayatı: Köyde duyguların güzelliği vardı, kendi bahçeden yiyecek koparıp aileyle paylaşmak birlikteliği sağlıyordu.
Hayvanlarla birlikte büyüyen konuşmacı, hayvan hakları konusunda köyde öğrendiklerini hatırlıyor.
Köyde ineklerin sahiplerini köpeklerden kurtardığını şahit olmuş.
30:20Eğitim ve Başarı: Konuşmacı on üç yaşında okula gitti ve uluslararası bir yarışmaya katılarak birinci oldu.
Bu başarı Amerika'nın kapılarını araladı ve babası onun iyi bir eğitim almasını görmek isterdi.
Babasının hastalık süreci ve ölümü, konuşmacının hastalığa karşı mücadele etmek istemesine neden oldu.
30:49Bilimsel Başarı: Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da yüz bin bilim insanı içinden gelecek vadeden yirmi genç bilim insanı arasında seçildi.
Müthiş Mut sayan'ın hedefi kansere çare bulmak ve Nobel Tıp Ödülü alarak ülkemizi onurlandırmak.
31:13Aile Hayatı: Aile olmak eş bulduktan sonra tamamlanmış gibi hissettiriyor, çocuk olunca daha da tamamlanmış hissi geliyor.
Aile olmak güçlü hissettiriyor ve hayatın merkezinde kendinden başlayıp eş ve çocuk olunca bambaşka bir hayat ortaya çıkıyor.
Konuşmacı, kız babası olmanın zorluklarını ve çocuk dillenmeye başladığında esir alındığını anlatıyor.
33:52Kızlar ve Emek: İki kızı var, Lalin ve Leyla, aralarında bir buçuk yaş farkı ve Leyla bugün bir yaşında.
Üç kızın da etkisi var, en büyük kız çalışmaya destek olurken diğer kızların büyümesini görmek istiyor.
Kızların büyümesinden mutlu olmasına rağmen bebekliğinin geçmesinden gizli bir hüzün duyuyor.
34:49Bir Babanın Hayatı: 1962 yılında Konya Sadşehir'de doğan birinin hikayesi anlatılıyor.
Endüstri meslek lisesini bitirip Türkiye Elektrik İletişim A.Ş.'de çalışmaya başlamış.
Tek kızına iyi bir eğitim sağlamak için gece gündüz çalışmış ve kızı Yıldız Teknik Üniversitesi'ni kazanmış.
35:38Kızın Eğitimi: Kızın eğitimine devam edebilmesi için İstanbul'a gitmesi gerektiğinde zorluk hissetmiş.
Kızı İstanbul'da okutabilmek için çok çalışmış ve üniversiteyi bitirince duygulandırmış.
Kızı diploma töreninden sonra konuşmuş ve artık emekli olup dinlenmesi gerektiğini söylemiş.
37:06Emeklilik ve Lavanta: Emekli olup kızının isteği üzerine Konya'daki tarlaya lavanta ekmeye başlamış.
Kızı Türk Hava Yolları'nın sınavlarını kazanmış ve işe başlamış.
Lavanta tarlasında çalışırken kızının trafik kazası geçirdiğini öğrenmiş.
38:50Kızının Ciddi Bir Kazada Yaralanması: Bir baba, eşinin eşliğinde hastaneye gidiyor ve kızının beyin kanaması geçirmiş, kaburgalarında kırıklar olduğu ve yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi verdiği öğreniyor.
Doktorlar kızının kazasının çok ciddi olduğunu ve iyileşme ihtimalinin neredeyse olmadığını söylüyor, ümidi kesmeniz konusunda telkin yapıyorlar.
Bu durumun bir başa çıkma yolu olmadığı, evladını kaybedene bir isim bile verilmediği kadar ağır bir acı olduğu belirtiliyor.
40:25Lavanta ile Umut Koruma: Baba, kızının çok sevdiği lavantaları toplayıp hastane bahçesine getiriyor ve hastanede dolaşanlara, görevlilere ve bekleyenlere dağıtıyor.
Kızını görme şansı olduğunda üstüne siner lavanta kokusunu kızının hissetmesini sağlıyor ve kızının lavanta kokusunu duyup ayağa kalkacağını hayal ediyor.
On altı zorlu ve üzücü günün ardından kızı mucizevi bir şekilde hayati tehlikeyi atlıyor, ancak engelli kalacağı ve hayat boyu konuşamayacağı söyleniyor.
42:09Mucizevi İyileşme: Kızın hayatı kurtulması bir mucize olarak görülüyor ve baba, bir mucize olmuşsa bir sonraki mucize de olabileceğini düşünüyor.
Kırk bir gün hastane kapısında sabırla kızını bekleyen baba, her gün ona taze lavantalar götürüyor.
Kız, dört ay sonra konuşmaya, yedi ay sonra da yürümeye başlıyor ve babası bu durumu yeniden doğmuş gibi bir duygu olarak tanımlıyor.
44:58Lavanta Bahçesi ve Yeni Başlangıç: Kadir Bey, kızının sağlığı düzelmeye başlayınca onu lavanta bahçesine götürüyor ve kızı da doktorların engelli raporunu kendisine yakıştırarak ayağa kalkabilmek için mücadele ediyor.
Konya'nın Seyyidişehir ilçesinde beş dönümlük araziye lavanta dikerek "Seda Bahçesi" adını veriyor.
Baba-kız birlikte büyüttükleri lavanta bahçesinde fotoğraf çekmeye ve düğün yapmaya gelen çiftleri karşılıyor, onlara ikramlarda bulunuyor ve bu işi bir ekonomide yaratmışlar.
47:07Aile ve Aile Hayatı: Kendinden geçmek ve kendini aştırmak, bir kişinin fotoğrafını tamamlamak için gereken bir süreçtir.
Aile desteği sadece cismani değil, daha çok ruhi bir destektir.
Çocuklarla ilişki kurulduğunda, ebeveynlik rolü ve otorite konusunda çaresiz kalınabilir.
48:34Çocuklarla Yaşanan Değişimler: Çocuklar insanı büyütür ve ebeveynin kendi davranışlarını kontrol etmesini sağlar.
Çocuklarla ilgili sağlık sorunları yaşandığında, empati kurulması ve duygusal bağın derinleşmesi yaşanır.
Çocukların gelişimiyle birlikte eşle ilişkide değişiklikler olur; daha riskli davranışlardan kaçınılması ve daha dikkatli olunması gerekir.
50:41Kızının Trafik Kazası: Kızının trafik kazası geçirmesi ve iyileşme ihtimalinin neredeyse olmadığı bildirilmesi.
On altı gün süren zorlu süreçten sonra kız mucizevi bir şekilde hayati tehlikeyi atlatır.
Kız, dört ay sonra konuşmaya, yedi ay sonra da yürümeye başlar.
51:35Lavanta Bahçesi: Kadir Şen, Konya'nın Seyitgazi ilçesinde beş dönümlük arazide lavanta yetiştirir ve bahçeye kızının adını verir: Seda Bahçesi.
51:50Mutluluk ve Aşk Hakkında Düşünceler: Mutluluk sürekli değil, anlarda saklı olan bir şeydir ve temelde insanın huzurlu olmasıyla mutluluğa yakınlaşması gerekir.
Aşka inanmak önemli, ancak aşkın evliliğin bir parçası olabileceği düşünülmektedir.
Kırk yaşından sonra aşkla karşılaşmak için umutlanabilir ve hayatın ne vereceği belli olmaz.
Aşk, fiziksel ve ruhsal bir çarpma etkisidir ve insanın içindeki renkleri çıkarmaktadır.
54:34Erken Hayatı ve Aile Kayıpları: 1931 yılında Erzincan'da doğan birey, ailenin tek erkek çocuğu olarak şımartılarak yetiştirilmiştir.
Aile, toplumsal bir olay nedeniyle sürgün edilerek Bilecik'e taşınmıştır.
Yedi yaşındayken annesi, hamileliği sırasında rahatsızlanarak sadece 23 yaşında vefat etmiştir.
55:23Anneyi Kaybetmek: Anneyi kaybetmek için çok küçük yaşta olmasına rağmen, ilk cansu olan annenin yerini kimse tutamayacak kadar önemli bir eksiklik hissetmiştir.
Annesiyle çok az hatıraları olsa da, onun ölümü onu çok üzülmüştür.
Baba işi nedeniyle eve dönememekte, maddi durum giderek kötüleşmiştir.
56:32Aile Desteği ve İstanbul Dönemi: Anne ve babanın boşluğunu babaanne ve amca doldurmaya çalışmıştır.
Amca, okula başlamadan okuma yazma öğretmiş ve İstanbul'a halanın yanına göndermiştir.
İstanbul'da halanın yanında kitap okuyarak ve sinemaya giderek güzel günler geçirmiştir.
57:00İstanbul'dan Geri Dönüş: Babası ve kız kardeşleri İstanbul'a gelmiş, ancak bir süre sonra babası Bilecik'e dönmek zorunda kalmıştır.
İstanbul'da yaklaşık bir yıl kalmış ve bu deneyim onun için bir keşif olmuştur.
Yaşadığı zorluklar onu kitaplara daha çok bağlı yapmış, eline geçen her şeyi okumaya başlamıştır.
58:04Eğitim ve Yazma İlgi: İlkokul yıllarında başarılı bir öğrenci olmuş, yazmaya da başlamıştır.
Yazılanlar öğretmenler tarafından beğenilmiş ve bir kompozisyon yarışmasında ödül almıştır.
Aile kültürünü taşımakta, amcasının ve halisinin ilgisinin ve desteklerinin önemli olduğunu belirtmiştir.
59:33İlkokul ve Üvey Anne Deneyimi: Konuşmacı küçük yaşta şiir yazmaya başlamış ve bu deneyim onu motive etmiş.
İlkokulu başarıyla bitirdikten sonra babası yeniden evlenmiş ve üvey anne ile kız kardeşleri arasında barış olmamış.
Üvey anne, konuşmacı ve kız kardeşlerine iyi davranmamış, zaman zaman eziyete dönüşen bir ilişki yaşanmış.
1:01:24Yatılı Okula Geçiş: Evden uzaklaşmak için gizlice parasız yatılı okul sınavlarına girip kazanmış ve babası da evden ayrılmasına itiraz etmemiş.
Yatılı olarak İstanbul'da Haydarpaşa Lisesi'nde okumuş, hafta sonları kardeşlerini görmeye gittiğinde üvey anne bunu engellemiş.
Üvey anne en sonunda mahallede çıkardığı huzursuzluk yüzünden evden kaçmış ve konuşmacı bunun üzerine ferahlık ve huzur hissetmiş.
1:03:41Üniversite ve İlk Evliliği: İstanbul'da eğitimine devam edip babası başka bir hanımefendi ile evlenince, bu sefer gelen üvey anne özellikle kız kardeşlerine iyi davranmış.
Liseyi bitirip Siyasal Bilimler Fakültesi'nde İktisat Bölümü'ne geçip yazmaya daha çok vakit ayırmaya başlamış.
Üniversiteden mezun olunca Eskişehir Vergi Dairesi'nde stajyer olarak çalışmaya başlamış ve sevdiği bir hanımefendi ile evlenmiş.
1:04:31Evliliğin Sonu ve İstanbul'a Taşınma: Evlilikte maddi imkansızlıklar aile yapısını zorlamaya başlamış ve evde tartışmalar giderek artmış.
Evden uzaklaşıp eşini ve kızını alarak evden ayrılmış, güzel başlayan bir evliliğin hüsranla sona erdiğini düşünmüş.
İstanbul'a taşınarak maliye müfettiş yardımcısı olarak çalışmaya başlamış ve edebiyat dünyasında çevre edinmiş.
1:06:32İkinci Evliliği ve Yeni Başlangıç: 1967'de yeniden aşık olup evlenmiş ve bu evlilikten bir erkek evlatı olmuş.
Bir yandan yazmaya devam ederken evi geçindirmek için vergi dairesinde çalışmış ve Ankara'ya atanmış.
Ankara'da aile olarak hayata tutunmaya çalışmış ancak ekonomik zorluklar ve evdeki tartışmalar evliliği yıpratmış.
1:07:05Derginin Kapanışı ve Yeni Başlangıç: Evliliğin sıkıntılı günlerinde çok büyük özveriyle çıkardığı bir edebiyat dergisi kapatılmış.
Bu yaşananlar konuşmacıyı daha çok sıkıntıya sokmuş ve evliliği için bir çıkış yolu bulamamış.
Eşi evden ayrıldığında yalnızlığı sevdiğini düşünmüş, babasına benzer bir kaderle karşı karşıya kaldığını hissetmiş.
1:08:50Bir Şairin Hayatı ve Evlilikleri: Şiir ve edebiyatla uğraşan bir kişinin maliye müfettiş yardımcısı olarak mutlu olması beklenen bir durum değil.
Şair, edebi çalışmalarıyla geçimini sağlamış ve sosyal ortamlarda şiirler yazarak insanları etkilemiş.
Biten evliliğin ardından arkadaş ortamında tanıştığı bir hanıma aşık olup tekrar evlenmiş, ancak kıskançlıklar ve tutarsız davranışlar nedeniyle bu evlilik de uzun sürmemiş.
1:10:08Çocukluk Eksikliği ve Evlilik Deneyimleri: Yirmi üç yaşında annesini kaybetmesi büyük bir eksikliğe neden olmuş ve bu eksikliği kadınlarla tamamlamaya çalışmış.
Şiir yazan, edebiyatla ilgilenen ve insan ruhundan anlayan biri olmasına rağmen, bazen kendi durumunu görememiş.
Memuriyeti dışında yazmayı hiç bırakmamış ve yaşadıkları ilişkilerin izleri kalemine yansımış.
1:11:21Şiir Hareketi ve Edebi Başarı: Üçüncü şiir kitabının çıkarken edebiyat eleştirmenleri tarafından yeni bir şiir hareketinin öncülerinden biri olarak görülmüş.
1980 yılına ve elli yaşlarına geldiğinde artık yazdığı şiirlerle anılıyor ve oldukça çok okunuyor.
Bu süre zarfında birçok dergi, gazete ve yayın organında farklı mahlaslarla şiirler ve denemeler yazmaya devam etmiş.
1:11:55Son Evliliği ve Mutluluğu: Sosyal ortamda tanıştığı bir kadından etkilenerek dördüncü kez evlenmiş.
Bu evlilikte mutluluğu, aile sıcaklığını ve sevgiyi ilk defa hissetmiş.
İlk üç evlilikten öğrendikleri ve kadınların kendisine öğrettikleri sonrasında dördüncü evlilikte daha çok gönül koymuş.
1:13:16Sağlık Sorunları ve Melankoli: Yaşadığı karmaşık hayat ve içki kullanımı nedeniyle sağlığı olumsuz etkilenmiş ve gün geçtikçe daha kötü hissetmiş.
Sonunda bunalımın eşiğine gelmiş ve yaşam enerjisini tamamıyla kaybetmiş.
Melankolik bir kişilik yapısına sahip olduğunu, bu yapıyı hem şiiri yazmasına seviren hem de mutsuzluğunu yaratan bir faktör olarak görmüş.
1:14:31Hayat Değerlendirmesi: İdeal bir baba, eş ve şair olmak zorunun her bireye kısmet olmadığını düşünüyor.
Şiirlerini yazarken içli dışlı hemhal bir adam olduğunu, bunun için doğmuş gibi hissettiğini belirtiyor.
Mutsuzluk durumunu yazdığı şiirlerle diğer insanlarla paylaşarak yalnız olmadığını hissettiğini ifade ediyor.
1:16:15Cemal Süreya ve Şiir: Cemal Süreya'nın "Cigara attım denize" şiirini özel bir anında sevgilisine okumuş.
Cemal Süreya, Kürt kökenli bir şair, yazar ve çevirmen olarak tanıtılıyor.
Türk şiirinde yenilikçi bir hareket olan ikinci yeni akımının öncü şairlerinden biri olarak biliniyor.
1:16:57Cemal Süreya'nın Hayatı ve Ödülleri: Cemal Süreya, eşinin tüm çabalarına rağmen umutsuz bir şekilde yaşamaya devam ederek 1990 yılında 59 yaşında bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Üvercinka adlı şiir kitabı, Yeditepe Şiir Armağanı'na, Göçebe adlı eseriyle Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'ne ve Sıcak Nal ile Güz Bittiği adlı eseriyle Necati Şiir Ödülü'ne layık görüldü.
Cemal Süreya Ödülü, 1991 yılından itibaren Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği tarafından verilmeye başlandı.
1:17:37Cemal Süreya'nın İddia Hikayesi: Üniversite yıllarında bir arkadaşla iddiaya giren Cemal Süreya, kaybedenin ömür boyu taşıyacağı bir cezayı kabul etti.
İddiyayı kaybeden Süreya, ismindeki ikinci "y" harfini sildi ve bu değişikliği şiir yoluyla duyurdu.
1:18:03Cemal Süreya'nın Şiiri: Kenan İmirzalioğlu'nun sesiyle Cemal Süreya'nın "İki Kalp Arasında En Kısa Yol" adlı şiiri okundu.
Şiirde iki kalp arasındaki ilişki, zamanın geçişi ve aşktaki beklentiler anlatıldı.
1:19:15Kenan İmirzalioğlu'nun Oyunculuk Deneyimleri: Oyunculuk, Kenan İmirzalioğlu'nun empati yeteneğini çok daha fazla geliştirdi.
Oyunculuk öncesi, şehirde yaşamayı öğrenen İmirzalioğlu, şehirde doğup büyüyen insanların davranışlarına eleştirel bakıyordu.
Oyunculuk sonrası, karakterlerin içine binişten sonra insanların kaderlerini anlamadan yargılamamaya karar verdi.
1:22:19Hayat Dengesi ve Verimlilik: Kenan İmirzalioğlu, hayat dengesini kalbinin sesine bakarak ve kendisine verilen hesaba göre tutuyor.
En verimli olduğu zamanlar, yaptığı işi sevdiği ve inandığı zamanlardır.
İyi bir senaryo, hem sağ hem sol taraflarını okuyarak ve tersten de okuyarak değerlendiriyor.
1:25:04Oyunculuk Kariyerinin Başlangıcı: Kenan İmirzalioğlu çocukken oyuncu olmayı düşünmemiş, matematik okurken bile bu fikir aklına gelmemişti.
Matematik bölümünde okurken, sinemaya ve tiyatroya düşkün bir arkadaşının etkisiyle oyunculuk fikri aklına gelmiş.
1:26:03Kenan İmirzalıoğlu'nun Kariyer Yolculuğu: Kenan İmirzalıoğlu, matematik okurken yönetmenlik dersleri almayı düşünüyordu, ancak analitik bir kişi olarak bu yolculuğunu matematik öğretmeni olarak sürdürdü.
Kendi başına gelecekleri bilmeden matematik okumaya başlamış, ancak sonradan oyuncu olmaya karar verdi.
1997'de "Best Model of Turkey" ve "World Oldum" olup, 64 ülke arasından dünya güzeli seçildi.
1:27:05Sinema Kariyerinin Başlangıcı: Birkaç yapımcı onunla görüşmek istedi, ancak ilk tekliflerini reddetti çünkü konu mankeni olarak kullanılmak isteniyordu.
Osman Sınav'ın "Deli Yürek" adlı filmi teklif etti ve Kenan, matematik öğrencisi olarak rasyonel bir soru sordu: "Benim hiç tecrübem yok, neden beni seçtiniz?"
Osman Sınav, Kenan'ın potansiyelini gördüğünü ve işe kelleni koyması gerektiğini söyledi, Kenan da bir hafta sonra kabul etti.
1:29:43Eleştirilere Karşı Tutum: Kenan İmirzalıoğlu, sosyal medyada hiçbir hesabının olmadığını ve bunlardan etkilenmediğini belirtiyor.
Büyüklerin ve meslektaşlarının eleştirilerini ciddiye alıyor ve bu eleştirileri geliştirme fırsatı olarak görüyor.
Çocukluğundan beri "akıl sorarsan gene kendi bildiğini yaparım" prensibine bağlı olduğunu, daha üstün bir akıl varsa onların bildiğini yaptığını söylüyor.
1:31:23Yazma ve Şiir Kariyeri: Kenan İmirzalıoğlu çocukluğundan beri kitaplardan öğrenmeye çalışmış, yazmaya başlamış ve öğretmenlerin tarafından beğenilen kompozisyonlar yazmış.
Bir kompozisyon yarışmasında ödül almış ve bu ödül onu yazmaya devam etmeye teşvik etmiş.
Üçüncü şiir kitabı çıkarken edebiyat eleştirmenleri tarafından "ikinci yeni" akımının öncülerinden biri olarak görülmüş.
1:32:17Programın Sonu: Kenan İmirzalıoğlu, programın empatik bir ortam olduğunu ve bu programda yer almanın kıymetli olduğunu belirtiyor.
Programın ilk başlarda kendisinin geleceğini, ancak konuşulan mevzudan dolayı daha sonra geldiğini açıklıyor.
Programın sonunda Kenan İmirzalıoğlu, misafir olarak kabul edilmesi için teşekkür ediyor ve programın sonuna kadar izleyicilere iyi akşamlar diyor.

Empati Programı: Hayat Hikayeleri ve Başarı Anlatımları

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir