Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, komedyen, yazar, yönetmen ve oyuncu Cem Yılmaz ile yapılan bir röportaj programıdır. Cem Yılmaz, 47 yaşında olup 90'lı yıllardan beri stand-up komedi yapan ve çeşitli filmlerde rol alan bir sanatçıdır.
- Röportajda Türk sineması, Cem Yılmaz'ın film çalışmaları ("Vizontele", "Gora", "Hokkabaz" gibi), komedi tarzı ve sanat dünyasındaki deneyimleri ele alınmaktadır. Program, sinema sektörüne yönelik değerlendirmelerle başlayıp, kısa film yapımı, Scarlett Johansson ile ilgili komik bir oyun, müzik dinleme alışkanlıkları, ünlülerle tanışma deneyimleri ve tiyatro kariyeri gibi konulara değinmektedir.
- Röportajda ayrıca Cem Yılmaz'ın komedi tarzının "güncel mizah"dan farklılığı, sosyal medyada karşılaştığı eleştiriler ve kendisini en çok "komedyen" olarak tanımladığı bilgisi paylaşılmaktadır. Programın son bölümünde 1990'lı yıllardaki medya programları, popüler kültür elemanları ve sinema-televizyon dünyasından tanınmış isimlerle ilgili trivia soruları ile ilgili tartışmalar yapılmaktadır.
- 00:11Türk Sinemasının Dönüşümü
- 1980'lerin ortasından 1994'e kadar Türk filmlerine gidilmeyen bir dönem yaşanmıştır.
- Mustafa'nın filmi "Eşkıya" ile sinemaya seyircinin tekrar döndüğü yılların önemli filmi olmuştur.
- Konuşmacı, ilk filmi "Masal" ile beraber Atıf Yılmaz'ın "Şeytan" filmini izlemiş ve hayatında önemli bir film olduğunu belirtmiştir.
- 01:08Filmlerle İlişki
- Konuşmacı, içinde yazar, yönetmen ve oyuncu olarak yer aldığı "Vizontele", "Gora", "Hokkabaz" gibi filmlerden bahsediyor.
- Konuşmacı, izlemeyi sevdiği filmlere benzer şeyler yapmayı tercih ettiğini belirtiyor.
- Nostalji döneminden bahsederek, 1980'lerin sonu ve 1990'ların başında televizyonun bu filmleri tekrar canlandırmasıyla bir dönüştürme yaşadıklarını anlatıyor.
- 02:50Filmlerle İlgili Çalışmalar
- "Gora" filminde Hulki Saner'in "Sadri Alışık" ve "Uzay Yolu Tornistan" ile ilgili göndermeler olduğunu belirtiyor.
- Filmlerinde Türkiye'de ilk kovboy filminin oyuncuları Yılmaz Köksal ve Süleyman Turan'ı kullanmasının nedenini açıklıyor.
- Filmlerini katmanlı yapmaya çalıştığını, on beş sene sonra izlendiğinde bile bir anlam ifade etmesini istediğini söylüyor.
- 04:39Filmlerdeki Ekip Çalışması
- Kamera arkası ve önüyle yetenekli insanlarla çalıştığını belirtiyor.
- Hayatında ilk defa beraber filmde oynadığı arkadaşlarıyla afişe çıktığını söylüyor.
- "Hep aynı adamlar" yorumuna karşı çıkarak, farklı filmlerde farklı karakterleri canlandırdıklarını ve birbirlerini "oynatmak" yerine "canlandırmak" olarak nitelendirdiğini vurguluyor.
- 06:26Filmlerdeki Ekip İlişkileri
- Bir filmi var eden insanlar olduğunu ve filmin onlarla olduğunu vurguluyor.
- "Hep aynı adamlar" yorumunun yanlış olduğunu, farklı filmlerde farklı kişilerle çalıştıklarını belirtiyor.
- Kendisini kendi filmlerinde çok ön plana çıkardığını söyleyen eleştirilere karşı çıkıyor ve bu durumun kendisi için doğal olduğunu ifade ediyor.
- 09:12Kısa Filmler Hakkında Değerlendirme
- Konuşmacı, kısa filmlerin izlenme sayılarının kendisinin standartlarına göre az olduğunu düşünüyor.
- Bu filmlerin komik olmadığını, eğlendirmede çok vaat etmediğini belirtiyor.
- Konuşmacı, kendi yöntemini on sene önce bulduğunu ve altmış dakikada bir öykü tamamlanacak şekilde yazıp çektiğini söylüyor.
- 11:24Filmlerin Olumlu Yönleri
- Kısa filmler kısa sürede iki farklı kadroyla, iki farklı karaktere bürünerek oynama şansı veriyor.
- Konuşmacı, filmlerden çok memnun olduğunu ve hayatında Yavuz Turgul'dan bu iş kadar övgü almamış olduğunu belirtiyor.
- Ana cast seçimleri ve oyunculukların çok başarılı olduğunu, karakterlerin önce sevdirip sonra özdeşlik kurduğunu söylüyor.
- 13:46Karakter Tasarımı Hakkında Görüşler
- Konuşmacı, "içimizden biri" meselesinin hap gibi bir şeye dönüşmüş olduğunu düşünüyor.
- Yazarların karakterleri yalnızca herkesin onaylaması veya nefret etmesi üzerine tasarladığını eleştiriyor.
- Kusurlu karakterleri sevdiğini, karton karakterler bile dramatik ve karanlık olabilirlerini belirtiyor.
- 16:30Gelecek Projeler
- Konuşmacı dört tane daha hikayesi olduğunu ve bunları 2020'nin sonbaharında çekmeyi planladığını söylüyor.
- Aynı insanlarla çalışmayı sevdiğini ve bunun kötü bir şey olmadığını belirtiyor.
- Karakomik filmlerinin vizyona gireceğini ve bunların "date'e çıkacaksın" konulu olduğunu söylüyor.
- 17:20Sahne Performansı
- Konuşmacı, sahne performansında 1986 yılına dair bir anısını paylaşıyor.
- Sahne performansında date önerisinde bulunuyor ve bu durumdan bahsediyor.
- Sahne performansında farklı Hollywood yıldızlarıyla date'e çıkmak konusunda oyuncak bir diyalog sergiliyor.
- 20:32Scarlett Johansson ile Karşılaşma
- Konuşmacı Scarlett Johansson ile bir buluşma konusunu ele alıyor.
- Scarlett'in karakteri hakkında bilgiler veriliyor: hırslı, zorlu bir kadın ve geçmişte ciddi travmalar yaşamış.
- Scarlett'in sevgilisiyle ilgili komik bir durum anlatılıyor.
- 26:27Diğer ünlülerle karşılaştırma
- Ajda Pekkan, Madonna ve Nehat Çehre gibi diğer ünlüler Scarlett ile karşılaştırılıyor.
- Madonna'nın Instagram'daki durumu ve karakteri eleştiriliyor.
- Beyoncé ile Scarlett arasında bir karşılaştırma yapılıyor.
- 30:18Scarlett ile buluşma sonucu
- Scarlett ile buluşma başarılı bir şekilde gerçekleşiyor ve iyi geçiyor.
- Scarlett'in performansı ve çalışkanlığı övülüyor.
- Scarlett ile muhabbet edildiği ve görüşmek üzere oldukları belirtiliyor.
- 30:46Sinema biletleri ve mısır hadisesi
- 2019'da yaşanan mısır hadisesinin sinema gişelerine etkisi tartışılıyor.
- Sinema biletlerinin pahalı olduğu ve bu paranın film yapımcılarına ulaşmadığı belirtiliyor.
- Sinema işletmecileri ve film yapımcıları arasında farklılıklar olduğu vurgulanıyor.
- 33:13Kişisel tanım
- Konuşmacı kendisini komedyen olarak tanımlıyor.
- Şovmen olmak istemediğini belirtiyor.
- Kendisini tanımlayan diğer etiketler arasında yazar, yönetmen, oyuncu, yapımcı, sahne sanatçısı ve koleksiyoner bulunuyor.
- 33:56YouTube İzleme Tercihleri
- Konuşmacı YouTube'da komedi içerikleri üretmekle ilgili bir niyeti olmadığını, genellikle müzik üretimi ve enstrümanlarla ilgili tutorial videoları izlediğini belirtiyor.
- Bilgisayarla müzik yapma, enstrümanlarla ilgili dersler bütünü gibi devamlılık arz eden ve insanı geliştirebilecek içerikleri çok izlediğini söylüyor.
- Ayrıca eski arşivlerini açan kanallar, belgeseller ve caz dinlemeyi de tercih ettiğini ifade ediyor.
- 45:30Zenginlik ve Varlık Hakkında Görüşleri
- Konuşmacı, zengin veya varlıklı olmadığını, kendisini "işçi" olarak tanımladığını ve işçisinin kalmak istediğini belirtiyor.
- Sanatçıların eserlerinden kazandıkları parayla ilişkilerini dürüstçe anlattıklarını, önceki kuşakların ise işlerinden kazandıklarını gizlediklerini söylüyor.
- Sanatçıların eserlerini ortaya koyup, izleyicilerin beğenisinden kazandıkları parayla aldıkları şeyler olduğunu vurguluyor.
- 48:02Sanat ve Para İlişkisi
- Konuşmacı, sanatçıların para kazanma konusunda dürüst konuşan bir kuşağın başlangıcı olduklarını belirtiyor.
- "Bu işi para için yapmıyoruz, bazen para ediyor ve birikiyor" diyerek sanat ve para arasındaki ilişkiyi açıklıyor.
- Para birikince "ne yapacağım, ne alayım" sorunu ortaya çıkıyor ve güzel şeylerin çok pahalı olduğunu vurguluyor.
- 49:38Gazetecilik ve Halkla İlişkiler
- Konuşmacı, kendisine yönelik en absürt haberin memelerine siyah bant koyup "eski tadı yok" yazan bir haber olduğunu anlatıyor.
- Kadın sanatçıların vücutlarıyla ilgili zulüm gördüğünü, erkek sanatçıların da benzer şekilde eleştirildiğini belirtiyor.
- Gazetecilerin yaptığı karikatürlere alışmak yerine, bunlar bir ünlüye dönüşmenin bir parçası olduğunu ve isminin kendisine ait olduğunu vurguluyor.
- 52:14Sanatçıların Evleri ve Dekorları
- Konuşmacı, oğlunun Aleyna Tilki'nin evini çok güzel bulduğunu, ancak kendisinin onun evinin dekore olduğunu düşündüğünü belirtiyor.
- Tarkan'ın klibinin de kendisi için çok çarpıcı olduğunu ifade ediyor.
- 53:03Gizli Şarkılar ve Müzik Tercihleri
- Konuşmacı, sevdiği ama söylemekten utandığı gizli şarkıları olmadığını belirtiyor.
- 1990'ların başında Müslüman'ı dinlediğini, Teoman'ın da dinlediğini fark ettilerini anlatıyor.
- Konuşmacı müzikle çok ilişkili olduğunu, iyi bir dinleyici olduğunu ifade ediyor.
- 54:37Ünlülerle Gerçekler
- Konuşmacı, gözünde büyüttüğü ama tanışınca hayal kırıklığı yaşanmayan bir ünlü olmadığını belirtiyor.
- Çocukluğundan beri arkadaşlık ettiği Şener Şen ile senelerce film yaptığını anlatıyor.
- İnsanları kendi yeterli olduğunu düşündüğünü, mükerrer olmalarını beklemeyip onları olduğu gibi kabul ettiğini ifade ediyor.
- 56:23Ünlü Olmanın Zorlukları
- Taksicilerin "Ata Demirer ne diyorsun" gibi sorularla sorduklarını anlatıyor.
- Bazı insanların "Ata öyle ama ben çok şekerim" gibi savunmalar yaptığını belirtiyor.
- Konuşmacı, umduğu gibi çıkmayan insanların öyküsünü değiştirmeye çalıştığını söylüyor.
- 58:39Arkadaşlık ve Çalışma
- Konuşmacı, arkadaşlarının havalı, garip olduğunu ve hiç sıradan bir arkadaşının olmadığını belirtiyor.
- Arkadaşlarının her birinin kendisinden bir alanda daha iyi olduğunu, bu konuda şanslı olduğunu ifade ediyor.
- 1997-1999 yılları arasında gündüz görmediğini, haftada beş oyun oynadığını anlatıyor.
- 1:01:07Tiyatro Deneyimleri
- Fanatik seyircilerin aynı yere oturduğunu, bu durumun onu rahatsız ettiğini belirtiyor.
- Aynı seyircinin tekrar gelmesi durumunda, oyunun bir daha tekrar edildiğini düşünmesini anlatıyor.
- Aynı şeyi her akşam anlatmaktan sıkılmadığını, çünkü aynı kişiyi anlatmadığını açıklıyor.
- 1:03:43Gençlik Aşkları
- Konuşmacı, ilkokul üçüncü sınıfa kadar aynı okulda okuduğunu, yan sınıfta yeşil çantalı bir Arzu adında kızı takip ettiğini anlatıyor.
- Okul çıkışında Arzu'nun sıra örtüsü için sınıf arkadaşıyla kavga ettiğini ve onu desteklediğini belirtiyor.
- Aşk macerası yaşamadığını, yalnızlığın kıymetine inanan biri olduğunu ifade ediyor.
- 1:05:56Cem Yılmaz'ın Komedi Stili Hakkında
- Cem Yılmaz, 90'lı yıllardaki ve şu anki komedi tarzı arasında fark olduğunu belirtiyor; eskiden daha serbest ve amatör bir tonda anlatırken, şimdi dört farklı repertuarı var.
- Yirmibeş sene içinde sadece askerliğinin bir buçuk sene ve dört sene ara vermesi dışında her zaman sahneye çıkmış.
- Her bir performansının bir öncekinden daha iyi olduğunu düşünüyor; daha doğru zamanlama, daha komik veya daha az komik olabilir.
- 1:07:20Güncel Mizah ve Kişisel Stil
- Cem Yılmaz güncel mizah denilen şeyi kendisini ilgilendirmiyor çünkü genç arkadaşların kendi aralarında yaptıklarını düşünüyor.
- Kırkyedi yaşında olduğunu ve kendine ait bir esprinin olduğunu, altmışbeş yaşında olunca da başka bir esprinin olacağını belirtiyor.
- Gayretin anlamsız ve insani bitiren bir şey olduğunu, doğru bir yer seçtiyse o yerin ölümsüz olduğunu düşünüyor.
- 1:08:12Saatler ve Sağlık
- Haftada beş oyun oynamak zor ve ağır tempoya zor zor yetişebiliyor.
- Saçma olduğunu düşünüyor ve dünyada bir emsal olmadığını, altmış dakikanın bile fazla lüks olduğunu belirtiyor.
- Saçma bir hayat yaşamıyor, çok sağlıklı değil ama komikliğini etkileyen bir şey olmadığını düşünüyor.
- 1:09:04Sosyal Medya İlişkisi
- Twitter'da ona çullanmayı bekleyen ve koşulsuz sevmeye karar vermiş milyon insan olduğunu belirtiyor.
- Kendi dilinde cevap vererek bir ilişki kurduğunu, bunu yöntem olarak beğenmediğini ama bazen eğlenmek için yazdığını söylüyor.
- Twitter'da onunla ilgilenmek yerine başka şeyler yapmak istediğini, hayatın onun etrafında döndüğünü zannettiklerini anlatıyor.
- 1:12:24Sosyal Medya Eleştirisi
- Twitter'ı tuvalet duvarı okumak gibi bir şey olarak tanımlıyor, insanların bir yere bir şey yazmaktan hoşlandığını söylüyor.
- Ne yazsa önyargıyla karşılaşıyor, alay ediyormuş gibi anlaşılıyormuş.
- Kendi kitlesine hitap ettiğini, ironiyi anlayan, espriyi anlayan bir kitlenin olduğunu belirtiyor.
- 1:13:18Illuminati Teorileri
- Son bir ayda memleketteki bütün kötülükleri yapanın Tarkan, Athena, Gökhan ve kendisi olduğunu, arkasında baraj olarak Illuminati olduğunu söylüyor.
- Kendisinin bir teke tek programında rapt aldığını ve gözünün dönüştüğünü belirtiyor.
- Illuminati'nin kendisiyle de eğleniyor, gerçekten bir parti olduğunu ve kendisini de çağıracaklarını düşünüyor.
- 1:14:46Illuminati ve Konuşan Türkiye
- Konuşmacı, insanların Illuminati gibi teşkilatlara inandırıldığını ve bunun Türkiye'nin gizli bir gündem olduğu gibi algılanmasını sağladığını belirtiyor.
- 1990'lı yıllarda "Konuşan Türkiye" adı verilen özel televizyon programları vardı, ancak bu programlarda "boş konuşan" bir yan da vardı.
- Konuşmacı, "Eğitim şart" gibi klişelerin 10 yıldır tekrar edildiğini ve bununla alay edilmesi gerektiğini düşünüyor.
- 1:17:24Medya ve Sloganlar
- Konuşmacı, 1990'lı yıllarda televizyonda "Eğitim şart" sloganının her konuda kullanıldığını ve bu sloganın alay edilmedikçe tutunacak bir dala dönüştüğünü belirtiyor.
- Günümüzde de benzer durumlar var, örneğin Greta gibi genç çevrecilerin arkasında kimlerin olduğunu sorgulamak önemli.
- Konuşmacı, profesyonel bir şeyden bahsederken boş bakmamak için bir şeyler düşünmenin önemli olduğunu vurguluyor.
- 1:20:31Bilinen Kişiler ve Türk Sineması
- Konuşmacı, çeşitli bilinen isimlerle görüşmediğini iddia ediyor ve bu kişilerle ilgili bilgilerin data olarak gezindiğini söylüyor.
- Pınar Altuğ'un program sunarken bir sabah gösterdiği bir bilgiye dair konuşmacı şüphe duyuyor.
- Konuşmacı, Türk sinemasında "Her şey çok güzel olacak"la başlayan bir serüveninin olduğunu belirtiyor.