Buradasın
Bediuzzaman Said Nursi'nin Gençlik Dönemi ve Molla Said'in Hikayesi
youtube.com/watch?v=pQbPRcmkzNMYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Risale-i Nur'un yazarı Bediuzzaman Said Nursi'nin (Molla Said lakaplı) gençlik yıllarını anlatan bir belgesel formatındadır. Videoda Said Nursi'nin ilim yolculuğu ve Molla Said'in Mustafa Paşa ile yaşadığı mücadele anlatılmaktadır.
- Video, Said Nursi'nin 13-16 yaşlarındaki ilim yolculuğunu, Bağdat'a gitme niyetiyle yola çıkmasını ve Bitlis, Şirvan, Siirt'teki ilim deneyimlerini konu almaktadır. Daha sonra Molla Said'in Şeyh Abdülkadir-i Geylani'nin rüyasında gördüğü görevi yerine getirmek için Miran Aşireti reisi Mustafa Paşa'ya gidişi ve Paşa ile yaşadığı mücadele anlatılmaktadır.
- Videoda ayrıca Said Nursi'nin ilim yolunda karşılaştığı zorluklar, muarızlarla yaşadığı mücadeleler, Molla Abdullah, Molla Said, Molla Fethullah gibi alimlerle olan diyalogları ve Molla Said'in Cezire'deki alimlerle yaptığı tartışma sonucunda Paşa'nın namaz kılmaya başlaması gibi önemli olaylar da yer almaktadır.
- Bediuzzaman'ın İlk Riyazetleri
- Bediuzzaman, Irakiyye mesleklerine suluk ederek zühd ve riyazete başladı, tedric kanunu mucibince vücudlarını riyazete alıştırmışlardı.
- Tedrice riayet etmeyerek birdenbire riyazete daldı, gün geçtikçe vücudu tahammül etmeyerek zaif düşmeye başladı ve üç günde bir parça ekmekle idare ediyordu.
- Ulema-i İşrakıyyu'nun riyazetin küşaş-i fikre hizmet ettiği nazariyesi üzerine onlar gibi çalışacağını düşünerek, İmam-ı Gazali'nin "İhya" kitabındaki tasavvuf kaidesine ittibaen ekmeği bile bir zaman terkedip ot ile idareye koyuldu.
- 00:56Molla Ahmed Hani ile İlişkisi
- Nadir konuşan Bediuzzaman, Kürdlerin edib dahilerinden Molla Ahmed Hani'nin kubbe-i saadetine gündüzleyin bile havf ile girilirdi.
- Bediuzzaman, Molla Ahmed Hani'nin feyzine mazhar olmuştur diye ahali tarafından kerametine hamledilirdi.
- Bu halimüşar lehin kerametine hamlederlerdi ve o vakitlerde kendisi onüç-ondört yaşlarında idi.
- 01:24Bağdat'a Yolculuk
- Bediuzzaman, ulemadan mümtaz simalarla mülakat etmeye karar verdi ve Bağdat'a ziyaret kasdıyla hocasından izin istedi.
- Derviş kıyafetine girdi, yolları takib etmeden dağlarda, ormanlarda gece dolaşarak Bağdat'a gitmek niyetinde iken Bitlis'e geldi.
- Bitlis'te Şeyh Mehmed Emin Efendi'nin yanına giderek iki gün kadar dersinde bulundu, Şeyh Mehmed Emin Efendi kendisine kisve-i ilmiyeye girmesini teklif etti ancak Bediuzzaman henüz sinn-i büluğa vasil olmadığımdan kabul etmedi.
- 02:08Şirvan'daki Kardeşi Molla Abdullah ile İlişkisi
- Bediuzzaman, Şirvan'daki biraderinin yanına gitti ve orada büyük kardeşi Molla Abdullah ile ilk görüşmede aralarında kısa bir muhavere cereyan etti.
- Molla Abdullah, Bediuzzaman'ı imtihan etti ve kifayet-i ilmiyesini takdir ile sekiz ay evvel talebesi bulunan Molla Said'i kendisine üstad kabul etti.
- Molla Abdullah, talebelerinden gizli olarak küçük biraderinden ders almaya başladı ve talebelerini aldatarak Molla Said'in kendisine ders verdiğini söyledi.
- 03:27Siirt'teki Molla Fethullah Efendi ile İlişkisi
- Molla Abdullah'ın yanında bir müddet kaldıktan sonra Siirt'e gelir ve orada bulunan Molla Fethullah Efendi'nin medresesine gider.
- Molla Fethullah, Molla Said'e geçen sene Suuti okuyordunuz, bu sene Molla Cami'yi mi okuyorsunuz diye sorduğunda, Molla Said "Evet, Camiyi bitirdim" cevabını verince tahayyürde kaldı.
- Molla Said, "İnsan başkasına karşı kesr-i nefs için hakikatı kemedebilir, fakat babadan daha muhterem olan üstadına karşı hakikat-ı mahzdan başka bir şey söyleyemez" diyerek kendisini imtihan etmesini istedi.
- 04:27Molla Said'in İlmi Yetenekleri
- Molla Fethullah, Molla Said'e "Makamat-ı Haririyeden birkaç satırını iki defa okumakla hıfzedebilir misiniz?" diye sorduğunda, Molla Said alarak bir yaprağını bir defa okumakla hıfzetti ve okudu.
- Molla Fethullah, "Zeka ile hıfzın ifrad derecede bir kimsede tecemmu nadirdir" diyerek hayrette kaldı.
- Bediuzzaman orada iken Cem'-ül Cevami kitabını günde bir-iki saat iştigal etmek üzere bir haftada hıfzetti.
- 05:26Ulemaların Bediuzzaman'ı Takdiri
- Molla Fethullah, "Bu hali Sirte şuyu bulmuş ve Molla Fethullah ulemaya, bizim medreseye gayet genç bir talebe her ne sual ettimse bila tevakkuf cevab verdi" diyerek pek çok medheder.
- Ulema bir yerde toplanarak Bediuzzaman'i davet ederler ve Bediuzzaman intihab ettikleri bütün suallerine bila tereddüd cevab verirken Molla Fethullah'ın yüzüne bakıyordu.
- Ulema, Bediuzzaman'in harikulade bir genç olduğuna hükmedip faziletini takdir ve sena ettiler.
- 06:09Siirt'teki İhtilaf ve Müdafaası
- Bu hal etrafta işitilir, ahali kendisine veliyyullah derecesinde ihtiramm eder ve o nazarla bakarlar.
- Bu vaziyet, ikinci derecede bulunan bir takım alim ve talebelerin rekabetlerini artırdı.
- Genç, tecrübesiz talebelerden bir kısmı, ilmen mağlub edemedikleri Bediuzzaman'i kavga yolu ile iskat etmek teşebbüsünde bulunmuşlarsa da mes'eleden haberdar olan Siirt ahalisi kendisini kurtarmak için gelmişler.
- 06:37Bediuzzaman'ın Müdafaası ve Siirt Mutasarrıfı ile İlişkisi
- Ahali nazarında büyük mevkii olduğu için derhal muarızların ellerinden kurtarılmış ve bir odaya bırakılmış ise de Bediuzzaman, mesleklerine olan fevkalade muhabbetinden muarızları bulunan talebe ve ehl-i ilmin cahillere hedef olmamasını temin için kendisi odadan çıkıp muarızları tarafından telef edilse bile ehl-i ilmin işine cahillerin karışmamasını müdafaa eder.
- Bu ihtilafı kaldırmak maksadıyla herhangi bir talebeye "Beni öldürünüz, ilmin haysiyetini muhafaza ediniz" diyerek yüzünü çevirmiş ise de hiçbir talebe kendisine hücum etmemiş ve nihayet ihtilaf bertaraf edilmiştir.
- Siirt mutasarrıfı, kendisini muhafaza etmek üzere yanına çağırdığı ve o talebeleri nef'ye edeceği haberini tebliğ etmeğe gönderdiği jandarma'ya karşı "Biz talebeyiz, birbirimizle dövüşürüz, barışırız. Binaenaleyh mesleğimiz haricinde bulunan birisinin bize karışması muvafık olmadığından gelemeyeceğim ve hata da benimdir" cevabında bulunarak jandarmaları reddetmiştir.
- 08:08Bitlis'teki Şeyh Emin Efendi ile İlişkisi
- Bediuzzaman tekrar Bitlis'e geldi ve Bitlis'te bir iki şeyh hanedanının alim ve talebelerin arasında geçimsizlik olduğunu işitir.
- Fesadı netice veren sözlerin, bilhassa gıybetin İslamiyet'e yakışmadığını onlara ihtar edince, Molla Said'i Şeyh Emin Efendi'ye şikayet ederler.
- Şeyh Emin, "Henüz çocuk olduğundan kabil-i hitab değildir" der, bu söz Molla Said'e tebliğ edildiği anda zaten bu gibi sözlere fıtraten tahammülsüz olduğundan Şeyh Emin Efendi'nin huzuruna çıkarak elini öper ve "Efendim, beni imtihan ediniz. Kabil-i hitab olduğumu isbat etmek isterim" der.
- 08:49Şeyh Emin Efendi'nin İmtihanı ve Siirt'teki Durum
- Şeyh Emin Efendi, mütenevvi ilimlerden ve en müşkül mes'elelerden onaltı sual tertib eder, Molla Said, suallerin umumuna cevab verdikten sonra Kureyş Camii'ne gider ve ahaliye vaaz-u nasihat etmeye başlar.
- Bunun üzerine Bitlis alisinin bir kısmı Molla Said'de, bir kısmı da Şeyh Emin Efendi'ye yardım etmek isterler.
- Bundan dolayı vali büyük bir vukuata meydan vermemek için Bediuzzaman'i nefyeder.
- 09:18Şirvan'daki Durum ve Siirt'e Dönüş
- Bu defa da Şirvan'a gider ve zaten infirad eden böyle zatların muarızları pekçok bulunur.
- Bilhassa mücadele-i ilmiyede mağlub düşenlerden bazı zahir hocalar, Molla Said'i ahali nazarında küçük düşürmek için var kuvvetleriyle çalışıyorlardı.
- Bir gün nasılsa kazaen sabah namazını geçirmiş, buna vakıf olan hasımları Molla Said namazı terketmiştir diyerek ahali arasında isada bulundular.
- 10:25Siirt'e Dönüş ve Tillo Kasabası
- Şirvan'da bulunduğu sırada Siirt birisi gelerek: "Aman efendim, Siirt'e bir çocuk gelmiş. Kendisi ondört onbeş yaşında umum ulemayı ilzam etti. Şunu ilzam etmek için sizi davete geldim" diyerek Molla Said de şu davete icabet ederek Siirt'e gitmek için hazırlanır.
- Yola düşerler iki saat gittikten sonra o küçük hocanın evsaf ve kıyafetini sorar, o adam: "Efendim, ismini bilmiyorum fakat ilk gelişte derviş kıyafetinde olup omuzunda bir posteki vardı. Bilahere talebe kıyafetine girdi ve umum ulemayı ilzam etti" diyerek Bediuzzaman kendisinden bahsettiğini ve bir sene evvelki kendi vukuatının şimdi civar köylerde şuyu' bulduğunu anlayarak geriye döner.
- Davete icabet etmez, bila Siirt'e bağlı Tillo kasabasına gitti ve meşhur bir türbeye kapandı.
- 11:19Tillo Türbesinde Hıfzı ve Karıncalara Muavenet
- Orada harika olarak Kamu-u Okyanusu Babus Sin'e kadar hıfzetti.
- Ne fikre binaen kau hıfzettiği sorulduğunda "Kaus her kelimenin kaç manaya geldiğini yazıyor. Ben de bunun aksine olarak her manaya kaç kelime kullanıldığını gösterir bir kaus vücuda getirmek merakına düştüm" cevabında bulundu.
- Mezkur türbeye kapandığı vakit küçük biraderi Mehmed yemeğini getiriyordu,
- 12:17Molla Said'in Dindar Cumhuriyet Anlayışı
- 1935'te Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde Molla Said, kendisinin dindar bir cumhuriyetçi olduğunu tarihçe-i hayatının ispat ettiğini belirtmiştir.
- Molla Said'e göre, Ulefa-i Raşidin her biri hem halife hem reis-i cumhur idi ve Siddık-ı Ekber, Aşere-i Mübeşşere ve Sahabe-i Kiram reis-i cumhur hükmündeydi.
- Molla Said'e göre, bu liderler manasız isim ve resim değil, hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan dindar cumhuriyetin reisleri idi.
- 13:03Molla Said'in Şeyh Abdülkadir-i Geylani'nin Rüyası
- Tillo'da bir gece Molla Said, Şeyh Abdülkadir-i Geylani'yi rü'yasında görür.
- Geylani Hazretleri, Molla Said'e Molla Said Miran aşireti reisi Mustafa Paşa'ya gidip onu tarik-i hidayete davet etmesini, zulümden vazgeçmesini tavsiye etmesini ve aksi takdirde öldürdüğünü söyler.
- Molla Said bu rü'yayı görür görmez tedarikini yaparak Miran aşiretine doğru hareket eder ve Mustafa Paşa'nın çadırına girer.
- 13:44Molla Said ve Mustafa Paşa Arasındaki Karşılaşma
- Mustafa Paşa içeri girer ve hazır olanların hepsi kıyam ettikleri halde Molla Said yerinden bile kımıldanmaz.
- Paşa, Molla Said'in kim olduğunu sorduğunda, aşiret binbaşılarından Fettah Bey, meşhur Molla Said olduğunu bildirir.
- Mustafa Paşa, Molla Said'e zulmü terkedip namazını kılacaksın veyahut seni öldüreceğim demesinden hiddetlenerek dışarı çıkar.
- 14:50Molla Said'in Mustafa Paşa'ya Teklifi
- Mustafa Paşa tekrar içeri girer ve Molla Said'e cezire'deki alimlerini ilzam edebilirse dediğini yapacağını, edemezse onu Fırat nehrine atacağını söyler.
- Molla Said, bütün ülemayı ilzam etmek kendisinin haddi olmadığı gibi, kendisini nehre atmak da Mustafa Paşa'nın haddi olmadığını belirtir.
- Molla Said, ülemaya cevab verince, onlardan mavzer tüfeği ister ve sözünde durmazsa onu onunla öldüreceğini söyler.
- 15:24Cezire'deki Alimlerle Karşılaşma
- Bu muhavereden sonra paşa ile birlikte atlarla Cezire'ye giderler ve yolda paşa kat'iyyen Molla Said'le konuşmaz.
- Bani Hanı dedikleri mevkiye gelince yorgunluğundan Molla Said orada biraz yatar ve uyanınca etrafında bütün Cezir-i alimlerinin kitabları ellerinde beklediklerini görür.
- Cezir-i alimleri, Molla Said'in şöhretini işittikleri için meb'hud ve hayran bir vaziyette, çaylarını bile unutarak Molla Said'in sualine intizar etmektedirler.
- 16:07Molla Said'in Alimlere Cevabı
- Mustafa Paşa, hocalara hitaben kendisinin okumuş olmadığını ancak Molla Said ile mücadelenizde mağlub olacağınızı şimdi anladığını söyler.
- Molla Said, bu alimlere karşı va'detmiş olduğunu, hiç kimseye sual sormayacağını ve suallerinize muntazırım olduğunu belirtir.
- Kırk kadar sual sorarlar ve umumuna cevab verdikten sonra, Molla Said bir sualin cevabını yanlış söylediği halde, karşısındakiler doğru telakki ederek tasdik etmişlerdir.
- 17:09Sonuç
- Meclis dağılınca Molla Said hatırlar ve hemen arkalarından koşarak bir sualin cevabını yanlış söylediğini tashih eder.
- Molla Said, "İste şimdi hakkıyla bizi tam ilzam ettiniz" diyerek Mustafa Paşa'ya hitap eder.
- Sonra o hocalardan bir kısmı Molla Said'den ders almaya gelirler ve Mustafa Paşa ahdettiği mavzer tüfeğini hediye eder, namaz kılmaya başlar.