Buradasın

99 Çınarca: Yalova Depreminden Sonra Yaşanan Esrarengiz Olaylar

youtube.com/watch?v=rifg5NspYNw

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Hürriyet gazetesi gazetecisi Mesut Türkçe'nin 1999 Yalova Çınarca depremi sonrası yaşadığı olayları anlattığı bir belgesel formatındadır. Videoda Mesut'un yanı sıra ekipte şef Bahri abi, yardımcı kameraman Orhan ve asistan Neslihan Hanım bulunmaktadır.
Video, 10 Ağustos 2'de Yalova Çınarca depreminin birinci yıldönümüyle ilgili bir inceleme dosyası hazırlamak için yola çıkan gazete ekibinin hikayesini anlatmaktadır. Ekip, Kocadere Köyü'nde yaşanan esrarengiz olayları araştırırken, aynalardan görünen beyaz varlıklar, patlayan aynalar, tuvalet kapısının kendiliğinden açılıp kapanması gibi gizemli olayları yaşar. Hikaye, Orhan'ın intihar etmeye kalkışması, Neslihan'ın cinlerin suretinde görünmesi ve anlatıcının cinlerin peşinden kaçması gibi korkunç olayları içermektedir.
Videoda ayrıca Nedim İnce adlı yerel ve ailesinin deprem öncesi ve sonrası yaşadığı garip olaylar, Zehra'nın babasının sesini duyması, Esra'nın nişanlısının ölümünden bahsetmesi gibi detaylar da paylaşılıyor. Bahri abi'nin ekip üyelerine yazdığı mektuplar ve anlatıcının cinlerin peşinden kaçması hikayenin önemli noktalarını oluşturmaktadır.

00:31Yalova Depremi Sonrası Haber Ekibi: Yalova depreminden sonra Hürriyet gazetesi gazetecileri depremin izlerini silmekte olan Yalova Çınarca'ya haber yapmak üzere kampa gider.
Hikaye, gazete ekibinden Mesut Türkçe'nin ve bir grup arkadaşının başından geçen olayları konu alacak ve Mesut Türkçe'nin ağzından yazılacaktır.
Kamera kayıtları gazete arşivinde bulunmakta ve alınmasına müsaade edilmemiştir.
01:00Yalova'ya Varış ve İlk Gece: 10 Ağustos 2002'de gazete ekibi, Yalova-Çınarcık depreminin birinci yıldönümüyle ilgili bir inceleme dosyası hazırlamak için yola çıkmıştır.
Yalova'ya vardıklarında şehrin büyük bir kısmında hala enkazlar, tamamlanmamış inşaatlar ve hasarlı araçlar vardı.
Otel odalarına çekildikten sonra akşam yemeği için koridora çıkarken Mesut Türkçe, bir kadına ait "kurtarın" diye bağıran bir ses duymuş, ancak koridorun bomboş olduğunu fark etmiştir.
02:44Sahildeki Olaylar: Mesut Türkçe, Bahri Abi'nin davetiyle sahile gitmiş ve kayalıklarda denizi izlerken, kayaların altından "kurtarın" diye bağıran bir ses tekrar duymuştur.
Bahri Abi ve arkadaşları Mesut Türkçe'nin söylediklerini inanmamış, onu deprem muhabbeti yapmak isteyen biri olarak görmüşlerdir.
Mesut Türkçe, tanıdığı bir ses olduğunu ve daha önce pek çok kez duymuş olduğunu belirtmiştir.
03:47Kamera Kayıtlarındaki Gariplikler: Otele döndüklerinde kamera kayıtlarını açtıklarında sıradışı bir şey olmadığını, ancak yüksek bir uğultu sesi olduğunu fark etmişlerdir.
Mesut Türkçe, kamera kayıtlarını incelediğinde dün gece sahilde sadece iki ağacın fotoğrafını yakalamış olduğunu fark etmiştir.
Orhan, dün gece tanımadığı bir evde, televizyonda arkadaşlarının ölüm haberini görüp ağladığını ve sinir krizi geçirdiğini anlatan korkunç bir kabus görmüştür.
05:06Yeni Gün ve Röportajlar: Kahvaltıda Bahri Abi, Orhan'a fotoğraf makinesini alıp sağa sola fotoğraflamasını, Neslihan hakkında röportaj almasını söylemiştir.
Mesut Türkçe, kameraya mikrofon ayarlamış ve ajansı haber kasetini almıştır.
Sokağa çıkıp dört bir yandan işi halletmeye çalışmış, yedi-sekiz saatlik mesainin sonunda haberleri ve röportajları hazırlamışlardır.
05:28Kocadere Köyü'ne Yolculuk: Neslihan montajı ve ajansa kargolama işini yaptıktan sonra, Bahri abi kanaldan Kocadere Köyü'nde deprem sonrası görülen sarı ışıklar ve yıllar önce insanların yürüdüğü sokaklar hakkında haber istemiş.
Bahri abi başta bu işi yapmak istemese de, sonunda izin verdi ve ekip sahile gitti.
Deniz kıyısında otururken tepedeki uçurumda yaşlı bir kadının denize doğru dua ettiğini gördü, ancak kadının farkına varıp uzaklaştığını ve fotoğraf çekemediğini belirtti.
06:25Kayadaki Yazı ve Orhan'ın İntihara Kalkışı: O gece otele döndüklerinde, kayadaki bir yazı dikkatini çekti ve Bahri abinin yanına giderek "1999" yazdığını öğrendi.
Sabah Bahri abi telefonla Orhan'ın intihara kalkıştığını bildirdi, Orhan bileklerinden birinde derin olmayan bir kesik atmış ve kan kaybı nedeniyle hastaneye götürülmüştü.
Hastanede Orhan'ı ilk kez öyle gördü, yüzü bembeyaz, dudakları morarmış ve yüzünde morluk ve kızarıklıklar vardı.
08:08Orhan'ın Durumu ve Şüpheler: Orhan'ın intihar ettiğini sorguladığında, "Evet" der gibi kafasını salladı ve "Bunu yapan tanıdığın biri miydi?" sorusuna "Evet" dedi.
Orhan'ın intihar etmediğini söylediğinde, ekip üyeleri korktu ve Orhan'ın odasındaki incelemede zorlama izi bulunmadı.
Orhan'ın yatağının üstünde polisin göremeyeceği kadar aradaydı bir kağıt parçası vardı ve üzerinde "1999" yazıyordu.
09:17Kocadere Köyü'ne Yolculuk: İki gün sonra Bahri abi ve Orhan merkeze döndü, Neslihan ve Mesut Kocadere Köyü'ndeki diğer habere gideceklerdi.
Neslihan, Bahri abinin bir farklılık olduğunu ve sanki o değilmiş gibi olduğunu söyledi.
Minibüs şoförü, Kocadere Köyü'nde 1999 depreminden sonra annelerin çoğunun boş olduğunu, mezarlıktaki isimlerin silindiğini ve zaman zaman deniz kıyısında kan izlerinin olduğunu iddia etti.
10:25Nedim İnce ile Karşılaşma: Minibüs şoförü, köyde esrarengiz olayları anlatabilecek birinin olduğunu ve bu kişinin Sayın Muharrem İnci'nin dedesinin kardeşi Nedim İnce olduğunu söyledi.
Köye geldiklerinde minibüsçü arkadaş köy kahvesine gidip Sayın Nedim İnce'yi çağırdı.
Nedim Bey, ekip üyelerini güzel yüzle karşıladı.
10:48Yalova'da Esrarengiz Olaylar: Konuşmacı, Yalova şehrinin depremle büyük maddi ve manevi zarara uğradığını, izinin yıllarca geçmeyeceğini belirtiyor.
Köyde ardı arkası kesilmediği iddia edilen esrarengiz olaylar nedeniyle oraya geldiklerini açıklıyor.
Köylüler, olayların birçoğunun uydurma olduğunu, birçoğunun ise gerçek olduğunu söylüyor.
11:08Köyde Konaklama: Konuşmacı, kamera işine mesafeli yaklaşmış, kaynak sahiplerinin yüzlerini buzlarsak ve isimlerini sansürlersek sıcak bakacağını belirtiyor.
Köy kahvesindeki muhtarlar, küçük bir misafir evi olduğunu ve denizi gören, köydeki en güzel evlerden biri olduğunu söylüyor.
Köylüler, kahvaltı ve akşam yemekleri için misafir edebileceklerini belirtiyorlar.
11:26Köylülerin Tepkisi: Ekipmanları bırakıp eve giderken, köylülerin bir kısmı onların orada olmalarından duyduğu rahatsızlığı anlatıyor.
Neslihan korkmuş görünüyor, ancak Nedim Bey bu konuyu sakinleştiriyor.
Nedim Bey, misafirlerin önce evlerine yerleşmelerini, akşam kameralarını alıp evvela onların evden başlamalarını öneriyor.
11:44Evdeki Gariplik: Konuşmacı, eşyalarını yerleştirdikten sonra kamerayı açıp evin içini kayda alırken, üst kattan Neslihan'ın seslendiğini duyuyor.
Üst kata çıkınca kimse bulamıyor, ancak kameraya baktığında net bir şekilde Neslihan'ın sesini duyuyor.
Neslihan'ı denize doğru yürürken görüyor ve telefonla aradığında, Neslihan'ın kahve dolanların canının sıkıldığını söylüyor.
12:16Evin İncelenmesi: Konuşmacı, kamerayı kapatıp tekrar üst kata çıkıyor ve gariplik olduğunu seziyor.
Üst katta bir aile resmi var, ancak fotoğraftakileri tanımıyor.
Evde ayna olmaması, aynalı dolapların üzerinden aynaların sökülmüş olması, camların perdeli olması ve güneş ışığının uzun süredir görmediği her halinden belliydi.
12:38Nedim Bey'in Evine Yolculuk: Neslihan kameraları ve metin kalıplarını hazırlamış, Nedim Bey'in evine doğru yola çıkıyor.
Konuşmacıların kaldığı ev sahilin ucundayken, Nedim Bey'in evi tepenin en üstündeydi.
Orhan'dan haber geldiğini, konuşmaya başlamış ama bilmediği bir dili (Arapça gibi) konuşuyormuş, psikolojisi allak bullak olduğunu öğreniyorlar.
12:59Nedim Bey'in Ailesiyle Görüşme: Nedim Bey ve ailesi (eşi, bir kızı ve evlatlığı) evde toplandı ve bilgilerin paylaşılacağı sözü verildi.
Deprem günü hava kasvetliydi, lodos esmeye başlamış ve herkes depremden önce uyanmıştı.
Deprem sırasında pencereler, aynalar ve kapılar şiddetle açılıp kapanarak kırılmıştı.
13:50Deprem Sonrası Olaylar: Ertesi sabah köy mezarlığındaki mezar taşlarında isimler silinmiş, sanki cenazeler göç etmiş gibiydi.
Nedim Bey'in evlatlık kızı Zehra, o gecenin sabahında banyoda rahmetli babasını gördüğünü ve "bu gece öleceğimi, beni çok özlediğini" söylediğini anlattı.
Zehra, o günden beri sürekli babasını görüyormuş ve bazen beyaz bir ata binmişken geliyormuş.
14:53Nedim Bey'in Kızı Esra'nın Anıları: Esra, o gün saat beşe kadar arkadaşlarıyla denizde vakit geçirmiş, sonra eve gelmiş ve lodos çıkmış.
Saat üç'e doğru penceresine nişanlısı bisikletiyle gelmiş ve "hadi gel de gezelim azıcık" demiş.
Esra, nişanlısının depremden beş ay önce öldüğünü ve pencereye gelenin onu öldürmek istediğini, hala onları öldürmek istediğini söyledi.
15:52Evdeki Gariplikler: Eve döndüklerinde evin üst cam pencereleri kırılmış, birileri taş atmış gibi duruyordu.
Neslihan, denizden garip sesler ve yardım çığlıkları duyduğunu, köyün salaklarının onları korkutmaya çalıştığını söyledi.
Kamera kaydında üç saniyelik bir video vardı, bu sürede garip bir ses ve son saniyesinde bir erkek çığlığı duyuluyordu.
17:56Orhan'ın Ölümü: Bahri abi arayarak Orhan'ın gece pencerenin önüne gidip "abi" diye seslendiğini ve birden pencereden aşağı atladığını, doktorların ne yapsalar da kurtaramadıklarını söyledi.
Bahri abi, Orhan'ın hepimize birer mektup bıraktığını ve onları yollayacağını belirtti.
Neslihan, Orhan'ın abisinin yıllar önce öldüğünü ve Orhan'ın hala normal olmadığını söyledi.
18:45Köydeki Son Olaylar: Köyün kadınlarından biri yemek getirmiş ve "buralar tekin değil artık" demiş.
Köyde depremden sonra kimseler kalmadı, mezarlıklarda cenaze kalmadı, hepsi göç etti gitti.
Orhan'ın yazdığı mektuplar geldi, Neslihan kendi mektubunu alıp bahçeye çıktı ve "çok iyi şeyler yazmış" dedi.
19:39Orhan'ın Mektubu: Konuşmacı, Orhan'ın mektubunda dünyanın en ürkünç yazısını okuduğunu ve Orhan'ın bileğinin kesildiği geceyi anlattığını belirtiyor.
Mektupta, konuşmacının elinde bir kitap olduğunu ve kitaptaki sözlerin cinni ve şairli varlıklarla etkileşime çağırdığını, medittordaki kelimeleri okudukça sinirlendiğini ve garip şeyler yaptığını anlatıyor.
Mektupta, konuşmacının bıçakla bir çizik atıp ordu sözlerini söyleyerek olana gittiğini ve sonrasında ailesinin ve diğerlerinin suretinde sık sık gördüğü, onlara öfkeliler ve rahat bırakılmak istediklerini belirtiyor.
20:24Neslihan'ın Çığlıkları: Konuşmacı, alt kattan Neslihan'ın çığlığını duyup mektubu yatağın üstüne bırakıp aşağı indiğinde, yatağında kendisine benzeyen biri olduğunu ve Neslihan'ın yatağın altındaki Neslihan'a bakamadığını anlatıyor.
Neslihan, yatağında kendisine benzeyen biri olduğunu ve Allah amcasını bağışlaması gerektiğini bağırırken, konuşmacı ve Neslihan hareket edemiyorlardı.
Köy kahvesine gelen köylüler, konuşmacıya "ne yaptınız, kızdırdınız onları" diye bağırırken, konuşmacı "biz kötü bir şey yapmadık, işimizi yapıyoruz" dediğini belirtiyor.
21:05Mektubun Kül Olması: Konuşmacı, mektubun geri kalanını düşünürken, eve girip üst kata çıktığında Orhan'ın mektubunun kül olduğunu ve şerlilerin onu okumasını istemediğini düşünüyor.
Kamera kayıtlarına baktığında bir şey olmadığını görünce, geceyi orada geçirmek istemediğini ve Neslihan'ın yanına gittiğini anlatıyor.
Nedim Bey, konuşmacıya bir araba tahsis ettiğini ve İstanbul için bir kişi yer olduğunu söyleyerek Neslihan'ın bu gece yolcu olacağını belirtiyor.
22:08Köye Dönüş: Konuşmacı, köye geri döndüğünde Nedim Bey'e "tam olarak ne gördünüz?" diye sorduğunda, Nedim Bey'in konuşmak istemediğini belirtiyor.
Konuşmacı, geceyi aynı evde geçirmek istediğini söyleyince, evin içinde eşyaların hala durduğunu ve yatağa bakamadığını anlatıyor.
Mektubun küllerini topladığında, mektubun yataktayken en ufak bir yanık izi olmadığını ve sanki kendi kendine yanıp zarar vermediğini fark ediyor.
22:44Ayna Olayı: Gece saat üç-dört gibi pencere tıklatması duyduğunda, tıklatma sesinin pencereden değil, odadaki aynadan geldiğini fark ediyor.
Aynadaki de kendisi ama bembeyaz, yüzü ve gözleri morluklar içindeydi ve konuşmacıya gel işareti yapıyordu.
Aynaya iki-üç adımlık mesafe varken büyük bir kırık sesi duyuldu, ayna tuz, buz olmuş ve patlamıştı, fırlayan cam parçaları konuşmacının sağ kolumda kesikler yapmıştı.
23:29Kamera Kayıtları: Konuşmacı, kamerayı alıp sahile kaçarak bugüne kadar çektiği şeyleri incelemeye başlıyor.
Kamera kayıtlarında Orhan'ın mektupları yazdıktan sonra intihar ettiği iddia edildiğini, Orhan'ın en büyük huylarından birinin mektupları tarihin yanına saatte yazması olduğunu fark ediyor.
Neslihan'ın denizden sesler duyduğu geceyi kaydettiğinde, yemek getiren kadının merdivenlerden inerken farkında olmanın iki-üç saniyeliğine onu çektiğini ve eve doğru bir şeyler okuyup üflüyordu, elinde et parçaları vardı.
24:12Yemekteki Büyüsel Materyaller: Konuşmacı, evin içine tekrar girdiğinde, köylülere köyde böyle bir kadın var mı diye sorduğunda, köylülerin ilk kez gördüklerini söylediklerini anlatıyor.
Yemekten bir kısmını alıp bir tepsiye döktüğünde, tencerenin dibinde Urduca bir şeyler olduğunu fark ediyor.
Dolmaları açtığında pirinçlerin içinden tırnak ve kıl parçaları çıktığını, yemekte çok sayıda büyüsel materyal olduğu apaçık belliydi.
24:45Neslihan'ın İntiharı: Bahri Abi arayarak Neslihan'ı nereye yolladığını soruyor ve Neslihan'ın Çınarcık tepesindeki uçurumdan kendini aşağı attığı söyleniyor.
Otobüsteki insanlar buna şahit olmuş ve atlarken konuşmacının adını bağırmış.
Bahri Abi, konuşmacıyı jandarma bulmadan merkeze gelmesini ve durumu konuşmalarını istiyor.
25:13Bahri Abi'nin Açıklamaları: Konuşmacı, Boğaziçi Köprüsü'nün ayaklarının altındaki tenha bir yerde otururken, Bahri Abi'nin gazetenin arabasıyla geldiğini ve birbirlerine sarıldıklarını anlatıyor.
Bahri Abi, Orhan'ın başına gelenlerin cinlerle alakalı olduğunu, Çınarcık'ta bu olayların sürekli yaşanıyor olduğunu ve köyün sadece çok az bir kısmının Adem Oğullarına ait olduğunu, geri kalanların şerlilerin olduğunu söylüyor.
Bahri Abi, cinlerin birini özlediğini ve sevdiğini biliyorlarsa onun suretinde gözüküp çağırdıklarını, bazen canını aldıklarını, Neslihan'ın konuşmacıya karşı hisleri vardı ve atlamadan ona konuşmacının suretinde gözüktüklerini anlatıyor.
26:36Evdeki Olaylar: Konuşmacı, eve döndüğünde lambaların açık olduğunu fark ediyor ve salona gittiğinde yine açık olduğunu görüyor.
Mutfaktan bir kadın sesi geliyor: "Hoş geldin oğlum, karnını aç."
Mutfağa doğru yürüdükçe midem bulandı ve başının önünü hatırlıyor, karşımda annem gibiydi, bana oğlum diyordu, bu bir erkek, saçları kahverengiydi ama yüzü simsiyahtı.
27:10Sonuç: Uyandığında hastanedeydi ve doktorlar gece balkondan aşağı atladığını söylüyordu.
Belli aralıklarla onları görebiliyor, bazen aynadan bana bakıyorlar, bazen pencereme tıklatıp gülüşüyorlar.
Saatime belden aşağı tutmayan bir beden ve sürekli hafıza kayıpları yaşayabilen bir beyinle devam ediyor, geldiklerinde de onları öldürmeleri için yalvarıyor onlara.

99 Çınarca: Yalova Depreminden Sonra Yaşanan Esrarengiz Olaylar

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir