Buradasın

30 Yıllık Kin Döngüsü ve Affetme Hikayesi

youtube.com/watch?v=9e3q_nBlIVc

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Aylin adlı bir muhasebecinin anlattığı dramatik bir aile hikayesini konu alan bir anlatı formatındadır. Hikayede Nesrin Hanım (kayınvalidesi), Murat (kayınpederi), Kerem (Nesrin Hanım'ın eski kocası ve oğlu), Tülin Hanım (Kerem'in eski eşi) ve Can (Kerem'in oğlu) gibi karakterler yer almaktadır.
Video, 30 yıl süren bir kin döngüsünün hikayesini anlatmaktadır. Nesrin Hanım'ın erken ölen kocasından sonra Kerem ile evlenmesi, Kerem'in tefecilik çetesine borçlu olması ve sonrasında yaşanan olaylar hikayenin ana eksenini oluşturur. Hikaye, Kerem'in kaçışı, DNA testi sonuçları, Kerem'in aslında Hüseyin Bey'in oğlu olduğu ortaya çıkması ve sonunda Kerem'in ruhunun huzura kavuşmasıyla devam eder.
Hikaye, affetmenin unutmak değil, geçmişin yükünü taşımadan yaşamanın yoluydu mesajıyla sona erer. Nesrin Hanım'ın Murat Tepe'nin yamacındaki küçük mezarın önünde tütsü yakması ve affetme sürecini başlatmasıyla hikaye tamamlanır. Ayrıca, Kerem'in eski sevgilisi Elif'in terk ettiği dört yaşındaki bebeği Can'ın da hikayede önemli bir rol oynamaktadır.

Kayınvalidenin Yeni Evliliği: Mahallede konuşulan konu, elli yaşındaki kayınvalidenin kendisinden neredeyse yirmi yaş küçük biriyle evlendiği.
Aylin, kayınvalidesinin odasından dışarı adım atmadığını ve gece tuhaf sesler yükseldiğini fark ederek içeri girdiğinde şoke olduğunu anlatıyor.
Aylin, otuz üç yaşında, dış ticaret şirketinde muhasebeci olarak çalışan, altı yıldır evli ve dört yaşında bir oğlu olan bir kadın.
00:47Kayınvalidenin Değişimi: Kayınvalidesi Nesrin Hanım, elli yaşında, kocası erken öldü ve iki oğlunu tek başına büyüttü.
Gelin olarak eve geldiğinde Nesrin Hanım hala zarif ve güzeldi, ince vücudu, dalgalı saçları ve çekici konuşması vardı.
İlk başta Nesrin Hanım'a değer veren Aylin, oğlu Efe'yi doğurduktan sonra Nesrin Hanım'ın değiştiğini fark etti.
01:30Nesrin Hanım'ın Yeni Hayatı: Nesrin Hanım kuaföre gidiyor, tırnaklarını yaptırıyor, elbiseler alıyor ve sosyal medyaya fotoğraf yüklüyordu.
Bir keresinde fotoğrafında "elli yaş özgürlük yaşıdır" yazdığını gördü.
Bir öğlen komşulardan telefon alarak Nesrin Hanım'ın mahalle girişindeki çay bahçesinde genç bir adamla samimi olduğunu öğrendi.
02:13Nesrin Hanım'ın Yeni Davranışları: Nesrin Hanım birkaç gün sonra sabahtan akşama kadar dışarıda dolaştı ve nereye gittiğini söylemedi.
Gece geç saatte döndüğünde etrafında erkek parfümü kokusu vardı ve Aylin'in sorusuna "annenin kendi hayatını yaşama hakkı var, sen karışma" diye cevap verdi.
O andan sonra Nesrin Hanım tamamen değişti, daha neşeli, genç giyiniyor, kıpkırmızı ruj sürüyordu ve vücuduna yapışan, yirmi yaşındaki kızların giymeye cesaret edeceği türden bir elbise aldı.
03:03Yeniden Evlilik Haberi: Hafta sonu bir akşam aile yemek yerken Nesrin Hanım, "anne yeniden evleniyor" dedi.
Evlenecek adamın adı Kerem, otuz iki yaşında ve anneden on sekiz yaş küçüktü.
Murat, "anne, aklını mı kaçırdın? Adam benimle aynı yaşta nasıl olur?" diye sert konuştu, Nesrin Hanım ise "anne de bir insandır, annenin de sevilme hakkı var" diye karşılık verdi.
03:54Nesrin Hanım'ın Yeni Evliliği: Nesrin Hanım, elli yaşında bir kadın olarak genç bir adam olan Kerem ile evlenmek istiyor.
Kerem uzun boylu, beyaz tenli, kibar ve yakışıklı görünse de gözleri soğuk ve keskin.
Nesrin Hanım düğün günü görkemli bir düğün yemeği hazırlayıp tüm mahalleye övündü.
04:49Düğünden Sonraki Olaylar: Düğünden bir hafta sonra Nesrin Hanım evden hiç dışarı çıkmadı, aramalar ve mesajları cevap vermedi.
Gülnur abla, Nesrin Hanım'ın evinde kavga sesleri ve eşyaların kırılma sesleri olduğunu bildirdi.
Aylin, yağmurlu bir gecede Nesrin Hanım'ın evine gittiğinde, ikinci kattaki yatak odasının ışığı yanıyordu.
05:37Korkunç Keşif: Aylin, yağmurlu gecede birinin boğuk bir şekilde ağladığını duydu ve duvardan tırmanarak içeri girdi.
Yatak odasında Nesrin Hanım kıvrılmış vaziyette yatıyordu, yüzü solgundu ve dudakları morarmıştı.
Kerem masadaki çantayı aceleyle topluyor, elleri titriyordu ve Nesrin Hanım'ın boynunda köprücük kemiğine kadar uzanan mor bir leke vardı.
07:12Kerem'in Davranışları: Kerem, Nesrin Hanım'ı battaniye ile örttü ve "yatağın kenarına çarpmış" dedi.
Aylin, Nesrin Hanım'ın elinin buz gibi olduğunu ve vücudu titrediğini fark etti.
Kerem, Aylin'in telefonu kaptı ve "çok ileri gidiyorsun, başkalarının evlilik işlerine karışma" dedi.
09:08Mahalledeki Dedikodular: Mahallede Kerem'in önceki şirketinden borç yüzünden kovulduğu ve para için yaşlı kadınlarla tanıştığı söyleniyordu.
Murat döndüğünde Aylin, morluklardan garip davranışlara kadar her şeyi anlattı.
Murat, Nesrin Hanım'ın mutlu olduğunu ve özgür bırakılmasını istedi, ancak Aylin'in endişelerini görmezden geldi.
10:09Gizli Kamera Keşfi: Aylin, gizli kamera yerleştirerek Kerem'in Nesrin Hanım'ın dolabını karıştırdığını ve para zarflarını, tapu defterlerini siyah bir çantaya koyduğunu gördü.
Nesrin Hanım dışarı çıktı, saçları dağınık ve sesi titriyordu.
Kerem, Nesrin Hanım'a "sen sadece altın madenisin, senin aşkına ihtiyacım yok" dedi ve Nesrin Hanım çığlık atarak "biri bana yardım edin" dedi.
11:39Kerem'in Kaybolması: Aylin ve Murat, Nesrin Hanım'ın evine gittiklerinde kapı kilitliydi ve kapıyı kırarak içeri girdiler.
Nesrin Hanım yerde oturuyordu, yüzü bembeyaz ve elinde dosya çantasını tutuyordu.
Kerem kayıplara karışmıştı, masada Nesrin Hanım'ın telefonu paramparça ve "eğer söylersen seni rahat bırakmam" mesajı vardı.
12:52Polis İncelemesi: Polis, Kerem'in arabasını nehir köprüsünde buldu ancak kişiyi bulamadı.
Nesrin Hanım, Kerem'in evi ona devretmezse gideceğini söylediğini ve kabul etmediğini anlattı.
Polis gittikten sonra Aylin, dolabın altından Kerem'in başka bir kadınla birlikte olduğu bir fotoğraf buldu.
14:50Kerem'in Eski Sevgilisi: Aylin, Nesrin Hanım'ın eski telefonunda Kerem'in evlenmeden önceki mesajlarını buldu.
Mesajlarda Kerem tatlı sözlerle doluyken, araya soğuk ve hesaplı mesajlar karışmıştı.
Tüllin adında kırk yaşlarındaki bir kadın eve geldi ve Kerem'in eski karısı olduğunu, onun da Kerem'in kurbanı olduğunu söyledi.
16:14Kerem'in Gerçeği: Tüllin, Kerem'in çantasından belgeler çıkardı: fotoğraflar, borç senetleri, rehin makbuzları ve tefecilik çetesine ikiyüz bin liradan fazla borcu olduğunu gösteren belgeler.
Tüllin, Kerem'in yıllar önce kendisini param için takip ettiğini ve tüm varlığını aldıktan sonra ortadan kaybolduğunu anlattı.
16:30Kerem'in Tehdidi: Konuşmacı, Tülin Hanım'ın eski kocası Kerem'in onu terk ettiğini ve borç belgesi bıraktığını anlatıyor.
Kerem'in hala eski tanıdıklarıyla irtibat halinde olduğu ve Kamboçya'ya kaçmak için sahte evrak yapmaya çalıştığı öğreniliyor.
Polis, Kerem'in kaybolduğunu ve sadece çöp bidonunda bıraktığı bir telefon kaldığını bildiriyor.
18:10Kerem'in Tehdit Mesajı: Telefonun içinde Kerem'in soğuk bir şekilde "eğer ben ağdan kurtulursam rahat olacağınızı sanmayın, biriniz bedel ödeyecek" dediği bir ses kaydı var.
Polis, Kerem'in suç ortağı olduğunu düşünüyor ve başından beri birlikte plan yaparak kayınvalideye yaklaşmış olabileceğini söylüyor.
Nesrin Hanım bu durumdan dolayı bayılıyor ve evden dışarı çıkmaya cesaret edemiyor.
19:35Kerem'in Gece Yarısı Ziyareti: Gece yarısına yakın evin arka penceresinin açıldığını duyan konuşmacı, Kerem'in ay ışığında içeri girdiğini görüyor.
Kerem, "bana ait olanı almaya geldim" diyerek Nesrin Hanım'ın odasına dalıyor ve onu yaralıyor.
Konuşmacı, Nesrin Hanım'ı korumak için Kerem'e karşı duruyor ve onu duvara çarparak durduruyor.
22:00Kerem'in Kaçışı ve Polis müdahalesi: Polis sireni duyulduğunda Kerem pencereye atlayıp kaçmaya çalışıyor.
Polisten uyarı ateşi geldiğinde Kerem cam çerçeveye vuruyor, bayılıyor ve yarı bedeni pencerenin dışında asılı kalıyor.
Nesrin Hanım ve konuşmacı yığılıp kalırken, polis içeri doluşuyor ve Kerem'i ambulansla götürüyor.
23:46Kerem'in İtirafları: Üç gün sonra polis tüm aileyi ifade almak için çağırıyor ve Kerem'in tüm suçları itiraf ettiğini söylüyor.
Kerem, sahte kimlikle yaşlı kadınlara yaklaşıp para sızdırmış, Nesrin Hanım'la bilerek evlenmiş ve onun birikim defteri ve değerli evini almak istemiş.
Kerem, arkasında Tülin adında bir kadın olduğunu ve birlikte hayalet şirket kurarak zengin kadınları dolandırdıklarını itiraf ediyor.
25:07Nesrin Hanım'ın Pişmanlığı: Nesrin Hanım, eşinin fotoğrafının önünde sessizce oturuyor ve kendini suçluyor.
Nesrin Hanım, "kimseyi suçlamıyorum, sadece kendime kızıyorum. Yeterince yaşadığımı, insanları anladığımı sanıyordum, hala genç bir kız kadar aptalmışım" diyor.
Konuşmacı, Nesrin Hanım'ı kucaklayıp "annenin bizi var, torunu var, her hata düzeltilebilir, sadece yılma" diyor.
25:55Tülin Hanım'ın Gerçeği: Ertesi akşam yemeği bitmişken Tülin Hanım kapıyı çalıyor ve "kazandığınızı mı sandınız? Kerem içeri girebilir ama Nesrin Hanım'ın yaptıklarını ben unutmayacağım" diyor.
Tülin Hanım, "sizin kocanız yıllar önce ailemi iflas ettirdi" diyerek Kerem'in aslında kendisinin oğlu olduğunu itiraf ediyor.
Tülin Hanım, Kerem'i Nesrin Hanım'a yaklaştırdığını ve ailesine ait olanı geri almak istediğini söylüyor.
27:02Tülin Hanım'ın Tutuklanması: Tülin Hanım, "şimdi her şeyinizin elinizden alınması nasıl bir şeymiş biliyorsunuz değil mi?" diyerek polis çağrılıyor.
Tülin Hanım suç ortaklığı ve eve zorla girme suçundan tutuklanıyor.
Hastanede Nesrin Hanım, "insanlar intikam peşinde koşunca sadece kendi hayatlarını mahvediyorlar" diyerek konuşmacıya fısıldıyor.
27:52Nesrin Hanım'ın Geçmişi: Olaydan sonra Nesrin Hanım yaklaşık iki hafta hastanede yattı, fiziksel yaralar iyileşti ama kalp yaraları kolayca iyileşmiyordu.
Polis, Nesrin Hanım'ın kocası Hüseyin Bey'in eski dosyasını tekrar açıyor ve Tülin Hanım'ın ifadesinde otuz yıldan fazla önceki bir borç olayıyla örtüşen detaylar olduğunu söylüyor.
Nesrin Hanım, "o yıl kocan Hüseyin gerçekten Tülinin babasından borç aldı, ikisi ortak sermaye ile kereste işine girdiler, ama zarar edince Hüseyin korkup güneye kaçtı" diyerek gerçeği itiraf ediyor.
30:12Hüseyin Bey'in Sahte Belgesi: Hüseyin Bey'in sadece borçtan kaçmadığını, ailenin tapu senedini de gasp ettiğini iddia etmesi kayınvalidenin şok olmasına neden oldu.
Polis 1994'ten kalma arazi kullanım hakkı devir belgesi çıkardı ve belgenin altında A tarafının arazi kullanım hakkını B tarafına devrettiği açıkça yazıyordu.
Belgenin değeri 300 bin lira olup, B tarafın Tülin'in babası olması ve tanık kısmında Hüseyin Bey'in adının yazması herkesi şoke etti.
30:47Murat'ın İç Karşılaşma: Murat dikkatle baktıktan sonra yüzü bembeyaz oldu ve "Bu babamın imzası ama nasıl ters olabilir?" diye sordu.
Görevli memur, muhtemelen bu belgeyi sahte işlem yapmak için kullanmış, sonra üçüncü bir tarafa satıp parayı cebe indirmiş olduğunu açıkladı.
Otuz yıl gizlenmiş bir geçmiş sırrı, şimdi yaşayanların kalbine saplanan bir hançer gibiydi.
31:37Nesrin Hanım'ın Ziyareti: Ertesi sabah Nesrin Hanım erken taburcu olmak istedi ve Tülin Hanım'ın tutulduğu tutk evine götürülmesini istedi.
Ziyaret odasında iki kadın karşı karşıya oturdu; birinin saçları bembeyaz olmuş, diğerinin gözleri kin dolu kıpkırmızıydı.
Nesrin Hanım, eski evin satışından elde edilen tüm para artı Sakarya'daki arsanın tapu devir belgesini Tülin Hanım'a sundu ve kocasının babasına olan borcunu ödemek istediğini söyledi.
32:14Tülin Hanım'ın Kararı: Tülin Hanım soluk güldü ve "Şimdi mi söylüyorsunuz bunu? Babamı kaybettiğimde, gençliğimi kaybettiğimde, oğlum dolandırıcı olmak zorunda kaldığında affınızı dilemiyorum" dedi.
Tülin Hanım, yıllarca sadece nefret için yaşadığını ama nefret ettikçe yüreğinin paramparça olduğunu söyledi.
Sonunda "Götürün bunu. Artık paraya ihtiyacım yok" diyerek Nesrin Hanım'ın sunduğu parayı kabul etti.
33:02Kayınvalidenin Kararı: Eve döndüğünde kayınvalidenin verandada bir mektubu sessizce yaktığını gördü ve bunun Murat'ın babasının ona yazdığı o yıldan bahsetmemesini söyleyen mektup olduğunu öğrendi.
Kayınvalidesi, "Tüm varlığımı satıp köye döneceğim, sebze yetiştireceğim, huzur içinde yaşayacağım" dedi.
Kayınvalidesi, "Yıllarca sadece gösteriş peşinde koştum, en önemli şeyin kalpte huzur olduğunu unuttum" diyerek yeni bir hayat planı yaptı.
33:57Kerem'in Tehdidi: O gece çocuğu yeni uyutmuşken tanımadığı bir numaradan telefon geldi ve boğuk bir erkek sesi "Kurtulduğunuzu mu sandınız? Kan borcu kanla ödenir" dedi.
Murat sesi duyunca koşarak içeri girdi ve "Kim arıyor?" diye sordu, kız "Ses Kerem'e çok benziyordu" dedi.
Nesrin Hanım, Kerem'in bağışlayacağına söz verdiğini hatırlayarak yüzü bembeyaz oldu.
34:53Ailenin Tedirginliği: O gece telefonundan sonra tüm aile tedirginlik içinde yaşadı ve Murat ertesi sabah hemen polise bildirdi.
Polis Kerem'in hala merkezi cezaevine nakil sürecinde olduğunu doğruladı.
Nesrin Hanım huzursuzdu, yemek yemiyor, uyumuyordu, sürekli verandaya çıkıp etrafı kolluyor ve arkasına dönüp irkiliyordu.
35:24Kerem'in Kaçışı: Anne, Kerem'in tutuklandığını ve yakalanmadan önceki bakışlarının yenilgiyi kabul eden birinin bakışları olmadığını anlatıyor.
Üç gün sonra televizyon haberlerinde mahkum nakli sırasında özel araç Zigana geçidinde kaza yaptığı, iki polis yaralandığı ve bir mahkumun kaçtığı haberi veriliyor.
Kerem Özdemir adında otuziki yaşındaki şüpheli aranıyor ve aile bu haberi duyunca korku içinde kalıyor.
36:14Kerem'in İzleri: Yerel polis aileye dikkatli olmalarını, dışarı çıkmayı sınırlamalarını ve yabancı biri görürlerse hemen bildirmelerini söylüyor.
Gece yarısı avluda bir gölge görüldüğünde, avlunun her yanını taradıklarında sadece ıslak ayak izleri buluyorlar.
Ertesi sabah kapının altına sıkıştırılmış bir mektup buluyorlar ve Kerem'in "en beklenmedik zamanda döneceğim" dediği anlaşılıyor.
37:36Nesrin Hanım'ın Kararı: Murat intikam almak için polise bildirmeyi düşünürken, Nesrin Hanım bunu engelliyor ve "belki bunu bitirmesi gereken annedir" diyor.
Nesrin Hanım, "onunla son bir kez görüşeceğim, nefreti söndürmezsek durmayacak" diyerek evden gizlice ayrılıyor.
Murat ve Aylin, Nesrin Hanım'ı aramaya çıkarken, masada bıraktığı "korkma anne, sadece konuşmak istiyor" notunu buluyorlar.
38:25Çam Ormanındaki Ev: Aile, eskiden kaldıkları çam ormanındaki eski ahşap eve gidiyor ve orada Nesrin Hanım'ı bulamıyorlar.
Kerem'in sesi duyuluyor ve "anneniz iyi görmek istiyorsanız evin arkasındaki kuyuya gelin" diyor.
Kuyunun kenarında Kerem, Nesrin Hanım'ı tutuyor ve "sadece ailenizin çaldığı şeyi geri almak istiyorum" diyor.
39:38Kerem'in Sonu: Kerem, "adalet istemiyorum, annem için hakkaniyet istiyorum" diye bağırdıktan sonra Nesrin Hanım'ı kuyunun kenarına çekiyor.
Aylin, Kerem'i kuyuya itiyor ve Kerem suya düşüyor, suya sert bir çarpma sesi geliyor.
Polis geldiğinde kuyuyu ışıkladılar ama Kerem'i bulamadılar, sadece birkaç koyu renkli kumaş parçası süzülüyordu.
41:25Evdeki Tedirginlik: Üç gün sonra eve döndüklerinde, Nesrin Hanım neredeyse bitkin, gün boyu pencereden dışarı bakıyor.
Bir gece dolabından bir tespih çıkardığını ve "insan ki ekerse sadece acı biçer" dediğini görüyorlar.
Kapı önünde ayak izlerini keşfettiğimiz günden beri tüm aile tedirginlik içinde yaşadı, Murat iki kat kilit taktırdı ve evin etrafına kamera koydu.
42:16Kerem'in Kimliği: Bir sabah polis köyden soru sormaya geldi ve kuyu bölgesini aradıklarını, Kerem'in cesedini bulamadıklarını, sadece iki kilometre ötede sürüklenen bir gümüş bileziğin bulunduğunu söylediler.
Nesrin Hanım, "biliyorum, anne ölmedi" diyerek ruhu çıkmış gibi davranıyor, her gün tütsü yakıp dua ediyor ve pencere kenarında dışarı bakıyor.
Nesrin Hanım, "hiç Kerem'in Tülin Hanım'ın oğlu olmadığını düşündün mü?" diye sorduğunda, Kerem'in Hüseyin Bey'in oğlu olabileceği ihtimali ortaya çıkıyor.
44:01DNA Testi: Murat, Kerem yaralandığında kanı Nesrin Hanım'ın mendilinde kalmış olduğunu hatırlatıyor ve DNA testi yaptırılmasını öneriyor.
İki hafta sonra gelen sonuç herkesi dondurdu: baba-oğul kan uyumu yüzde doksandokuzvirgülseksen.
Murat şoke olmuş yere çöktü, Nesrin Hanım haberi duyunca bayıldı.
44:54Kerem'in Gerçeği Öğrenmesi: Nesrin Hanım'ın kalbine bir hançer daha saplanmıştı çünkü kendisine zarar veren kişi kocasının oğluymuş.
Polis, Kerem'in benzin istasyonunda eski motosiklet kullanarak yırtık mont giydiğini bildiren bir köylüden yeni bilgi getirdi.
Nesrin Hanım, Kerem'in hala hayatta olduğunu duyunca dondu ve "hala hayatta" diye fısıldadı.
45:26Kerem'in Ziyareti: O gece, Kerem pencereden içeri girdi ve yüzü çökmüş, saçları dağınık, gözleri kor gibi parlıyordu.
Kerem, Nesrin Hanım'a "o kadın bana yalan söyledi, o benim annem değil" diyerek gerçeği öğrenmek istediğini belirtti.
Nesrin Hanım, Kerem'in Hüseyin Bey'in oğlu olduğunu itiraf etti ve yıllar önce Tülin Hanım'ın evinde kaldığını, öldüğünde hamile olduğunu öğrendiğini anlattı.
46:44Kerem'in Sonu: Kerem, "demek ihanet edenin piç oğluyum" diyerek öfkelenirken, Nesrin Hanım ona "senin suçun yok, hata önceki nesilde" dedi.
Kerem, Nesrin Hanım'ın önüne diz çöktü ve "sizden nefret ediyorum ama sizi öldüremem" dedi.
Kerem, cebinden paslı, kısa namlulu bir tabanca çıkardı ve "herkese huzuru geri veriyorum, bu hayatın borcunu ödemek gibi olsun" diyerek kendini vurdu.
47:44Kerem'in Cenazesi: Silah sesi yankılandı, barut dumanı yayıldı ve Kerem fayans zemine yayıldı.
Nesrin Hanım ağlayarak kanlı bedeni kucakladı ve "oğlum, anneni bırakma oğlum" diye haykırdı.
Polis geldiğinde Kerem son nefesini vermişti ve cebinde sadece "bir daha doğsam sadece sıradan biri olmayı dilerim, kinsiz, nefretsiz" yazan küçük bir kağıt parçası vardı.
48:24Kayınvalidenin Yeni Hayatı: Kerem'in cenazesinden sonra ev buz gibi bir sessizliğe gömüldü ve kayınvalidenin saçları neredeyse tamamen ağarmıştı.
Kayınvalidenin sadece Kerem'in fotoğrafına bakması ve Murat'ın kendini işe vermesi, unutmanın bir yoluymuş gibi görünüyordu.
Üç ay sonra kayınvalidem köye taşınmak için eşyalarını topladı ve "hayatımın geri kalanını tarlalarda, bahçelerde geçirmek istiyorum" dedi.
50:04Abant'tan Gelen Mektup: İki ay sonra Abant'tan gönderilmiş garip bir adresten paket aldım ve içinde Nesrin Hanım'ın gelini Aylin Ablaya yazdığı mektup ve sararıp solmuş eski bir fotoğraf vardı.
Fotoğrafta kayınvalidemin eski kocası Hüseyin Bey, yeni doğmuş bebeği kucaklayan bir kadının yanında duruyordu.
Fotoğrafın altında Kerem'in ölmeden önce kendi eliyle yazdığı mektup vardı.
50:43Kerem'in Mektubu: Mektupta Kerem, "herkesten nefret ettim beni dünyaya getirenden, kendi kanıma düşman olmama neden olan bu hayattan" dedi.
Kerem, "gerçeği öğrendikten sonra anladım ki hiçbirimiz gerçekten suçlu değiliz, sadece kader her şeyi bir ağ gibi örmüş, boğulana kadar sıkmış" dedi.
Kerem, "yakalanmadan önce Abant'a gittim, anne Tülli'nin yaşadığı yere, eski çatı katında bu fotoğrafı ve bıraktığı günlüğü buldum" dedi.
51:14Tülin Hanım'ın Günlüğü: Günlüğün içinde "Hüseyin asla ihanet etmedi, ben Kerem'e hamileyken beni bir kazadan kurtardı" yazıyordu.
Tülin Hanım, "dedikodulardan kaçmak için kendimi karısı olarak tanıttım, iki ailenin mahvolmasına o yalanın neden olduğu için kadın hayatı boyunca vicdan azabı çekmiş" dedi.
Tülin Hanım, "şimdi anneden ricam mümkünse küllerimi babanın yanına gömün, onun öz oğlu olmasam da tüm bu günahlar iki yetişkinin hatasından başladı" dedi.
52:01Nesrin Hanım'ın Kararı: Mektubu Murat'a götürdüm ve uzun süre sessizce okudu.
Nesrin Hanım, "kızım Kerem'in mektubunu aldım, postane buraya da bir kopya gönderdi" dedi.
Nesrin Hanım, "küllerini istediği gibi Murat'ın babasının mezarının yanına götüreceğim, hata yapmış olsa bile kimse terk edilmemeli" dedi.
52:49Kerem'in Mezarı: Bir hafta sonra Murat ve ben köye döndük ve rüzgarlı tepede Hüseyin Bey'in mezarı yaşlı çınar ağacının yanındaydı.
Kerem'in yeni yapılmış mezarı daha küçüktü ve hemen yanına yerleştirilmişti.
Nesrin Hanım, "huzur içinde uyu oğlum, kim burada biter? Artık kimseye borçlu değilim" dedi.
53:47Son Günlüğün Bulunması: Üç gün sonra şehre dönmeye hazırlanırken yerel bir postacı geldi ve kayınvalideme il emniyet mühürlü zarf verdi.
Zarfta Abant'taki eski evde bulunan Tülin Hanım'ın orijinal günlüğü vardı.
Son sayfadaki satır hepimizi susturdu: "Bir gün oğlum gerçeği öğrenirse lütfen ona söyleyin ki hiç kimseden nefret etmedim, sadece yalan söylediğim için kendimden nefret ettim."
54:18Son Sözler: Nesrin Hanım, "herkesin hatası var ama durmasını bilirse tanrı da acır" dedi.
Nesrin Hanım, "burada kalacağım, babası ve Kerem'in yanında, o iki ruh huzur bulsun diye dua edeceğim" dedi.
Otuz yıl süren kin, aşk ve bağışlama döngüsü sonunda yeşil tepelerden esen rüzgarla çözülmüştü.
54:45Kerem'in Mezarının Boşluğu: Kerem'in ölümünden üç yıl sonra aile huzura kavuşmuş, kasabanın girişinde küçük bir kafe açılmıştı.
Temmuz ayı bir sabahı Nesrin Hanım, Kerem'in mezarında kül olmadığını ve kabının boş olduğunu bildirdi.
Mezar etrafındaki toprak derin kazılmış, kürek izleri tazeydi ve yerel polis yabancı birinin geldiğini doğruladı.
57:00Başrahibin Uyarısı: Aylin, tapınağın başrahibini ziyaret ederek Kerem'in mezarının boşluğunu sordu.
Başrahip, Kerem'in ruhunun huzura kavuşmadığını ve belki gerçekten bu dünyadan ayrılmadığını söyledi.
Kayınvalidem, son birkaç gecedir Kerem'i rüyasında gördüğünü ve kıyafetinin kuyuya düştüğü günkü gibi ıslak olduğunu anlattı.
58:35Kerem'in Mektubu: Aylin, köy postasından gelen mektupta Kerem'in el yazısıyla "aramayı bırakın, buradan hiç ayrılmadım" yazdığını gördü.
Üç gün sonra ilçe polisi, Kerem'in mezarı çevresinde kendisiyle eşleşen DNA izi bulduklarını bildirdi.
Verandaya atılan bir kağıt paketinde, Kerem'in düğün günü Nesrin Hanım'a taktığı kararmış gümüş yüzük vardı.
1:00:42Kerem'in Defteri: İki gün sonra çam ormanında, mezarlıktan bir kilometre ötede küçük bir kulübe bulundu.
Defterin ilk sayfasında "annemi takip ediyorum, artık ortaya çıkamam çünkü normal insan değilim" yazıyordu.
Son sayfada "anne kendini bağışladığında ben de huzura kavuşurum" yazıyordu.
1:01:45Kerem'in Görülmesi: Köyde Kerem'in mezarlığın arkasındaki çam ormanında topallayarak yürüdüğü, yırtık şapka takmış ve küçük bir çuval sürüklediği haberleri yayıldı.
Polis, Aylin, Murat ve Nesrin Hanım'ı ifade için çağırdı ve Nesrin Hanım, Kerem'i görmek istediğini söyledi.
Arama ekibi çam ormanında kulübeyi buldu ancak her şey kaybolmuştu, sadece birkaç kurumuş kan izi ve ocakta yarı yanmış kağıt parçaları kalmıştı.
1:03:06Telefonun Bulunması: Polis, çam ağacının gövdesinde naylon poşete sarılı eski bir telefon buldu.
Telefonun içinde sadece onsekiz saniyelik bir video vardı ve Kerem'in boğuk sesiyle "anne, beni böyle yapan kimin olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
Kerem, "tüllin değil, babam da değil o kadın" dedi ve ekran karardı.
1:03:56Şenay Hanım'ın Teslimi: Gizemli bir kadın ilçe emniyet müdürlüğüne teslim oldu ve Kerem'in hapishaneden kaçmasına yardım ettiğini itiraf etti.
Bu kişi, Hüseyin Bey'in öz kız kardeşi ve Nesrin Hanım'ın görümcesi Şenay Hanım'dı.
Şenay Hanım, Hüseyin Bey'in kaçtığında ona Nesrin Hanım'ın kocasını iflas ettiren kişi olduğunu düşünmüştü.
1:04:42Şenay Hanım'ın İtirafı: Şenay Hanım, Kerem'i Tülin Hanım'a tanıtmış, Nesrin Hanım'a nasıl yaklaşacağını öğretmiş ve mal varlığını ele geçirmek için evlilik planını kurmuş.
Kerem yakalandıktan sonra gizlice kaçmasına yardım etmiş.
Şenay Hanım, Kerem'in ayağa kayarak ölmediğini, olayı sahnelediğini ve Kerem'in kaybolmadan birkaç gün önce annesini bulmaya gideceğini söylediğini itiraf etti.
1:05:56Kerem'in Mezarında: Aylin ve annesi Kerem'in mezarına gitti ve Nesrin Hanım, Kerem'e her şeyi öğrendiğini ve herkesi affettiğini söyledi.
Rüzgar şiddetli esti, mum söndü ve arkalarından hafif düşme sesi geldi.
Yerde ıslak, sırılsıklam küçük bir fotoğraf vardı ve üzerinde "hala annemi izliyorum ama şimdi çok uzağa gideceğim" yazıyordu.
1:07:00Sonuç: Bir ay sonra dava kapatıldı ve Şenay Hanım, suçluyu kayırma ve soruşturmayı engelleme suçundan dört yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Nesrin Hanım, Şenay Hanım'a "ikimiz de kadınız, kin sadece kadınları daha çok acıtır" dedi.
Beş yıl sonra tüm olaylardan sonra aile sonunda nadir huzuru buldu.
1:08:43Kerem'in Gizli Hayatı: Murat marangoz atölyesi işletiyor, Nesrin Hanım aile kafesini yönetiyor ve Halaköy'de sabahları bahçeye sebze ekmek için çıkıyor.
Kerem'in torunu Efe sekiz yaşına basmıştı ve evde eski eşyaları karıştırırken Kerem'in orman kulübesinde bıraktığı, polisin iade ettiği kutuyu buldu.
Kutunun içinde Kerem'in karısı Elif ve yeni doğmuş bebeği kucakladığı bir fotoğraf vardı, fotoğrafın arkasında "Abant 2018, annemle ben senin dönmeni bekliyoruz" yazıyordu.
1:09:55Elif'in Kimliği: Murat ve Nesrin Hanım fotoğrafı incelediklerinde, fotoğraftaki kadının altı yıl önce Murat'ın marangoz atölyesinde geçici çalışan Elif olduğunu fark ettiler.
Elif sessiz, az konuşan ve üç ay çalıştıktan sonra adres bırakmadan gitmiş bir kızdı, haksız yere hapse giren sevgilisi olduğunu söylemişti.
Murat, eğer bu doğruysa dışarıda onların kanını taşıyan bir çocuk olduğunu söyledi.
1:11:11Elif'in İzini Sürmek: Aile Abant'a gidip fotoğraftaki kadının izini sürmeye karar verdi ve yerel polis yardım etti.
Yaklaşık iki gün sonra Elif'in kiraladığı evde, üç yıl önce ayrılıp yaklaşık dört yaşında bir bebeği ev sahibine bıraktığını öğrendiler.
Ev sahibi Hatice Teyze, Elif'in çocuğu tek başına büyütüyordu ve bir gün telefon aldıktan sonra çocuğu bırakıp kocasını aramaya gittiğini anlattı.
1:11:59Can'ın Bulunması: Hatice Teyze, avlunun köşesinde sekiz yaşlarında bir çocuk yavru kedi ile oynadığını gösterdi ve şimdi Can diye çağrıldığını söyledi.
Nesrin Hanım, çocuğun iri gözleri, yarım ağızla gülüşü ve burnunun Kerem'e benzediğini fark etti.
Polisten gizlice DNA örneği alındı ve üç gün sonra sonuç geldi: Nesrin Hanım ve Can arasındaki kan uyumu yüzde 99,90 oldu.
1:12:44Aile Birleşmesi: Nesrin Hanım yere çöktü ve çocuğun elini tutup "Oğlum, Tanrı anneye acıdı demek soyun tükenmedi" dedi.
Hatice Teyze, Can'ı yetiştirdiği için teşekkür edildi ve Nesrin Hanım, Hatice Teyze'yi kucakladı.
Efe ve Can hemen kaynaştılar, ancak Nesrin Hanım'ın gözlerinde sevinçle birlikte acı vardı çünkü Can'ın gözleri hala babasının üzgün gözlerine benziyordu.
1:13:48Kerem'in Mektubu: Hatice Teyze, son aylarda biri düzenli olarak Can'ı büyütmem için para gönderdiğini, isim yazmadıklarını ve sadece çocuğun babasının arkadaşından yazdığını söyledi.
Zarfın üstünde "Hala hayattayım, benim yerime oğluma bakın, aramayın" yazısı vardı.
Nesrin Hanım titredi ve Kerem'in hala hayatta olduğunu, hiç gitmediğini anladı.
1:14:39Kerem'in Gerçek Amacı: Kerem asla kimseye zarar vermek istemedi, sadece sessizce uzaktan izleyip koruyordu.
Dönüş yolunda Nesrin Hanım arabada sessizce oturdu ve "Eğer hala hayattaysa, sadece huzurlu olmasını diliyorum. Eğer gerçekten gittiyse, bıraktığı en güzel şeyin bu çocuk olduğuna inanıyorum" dedi.
Araba sabah sisinde ilerlerken, tepede duran gri mont giymiş bir adam ve elinde beyaz papatya demeti gördüler, Nesrin Hanım "Sen misin oğlum Kerem?" diye fısıldadı.
1:15:37Elif'in Günlüğü: O sonbahar Abant sisli oldu ve aile bu topraklara son kez döndü, otuz yıldan fazla süren trajedileri ve kinleri kapatmak için.
Elif'in günlüğü kiralık evdeki eski dolabın çekmecesinde bulunmuştu, her sayfada ilkbahar başındaki leylak gibi hafif koku vardı.
Nesrin Hanım, Kerem'in arandığı gün yaralı ve gözleri kan çanağı olmasına rağmen onu bulmaya geldiğini, hayatta olduğunu kimsenin bilmesini istemediğini ve çocuğu saklamam için rica ettiğini okudu.
1:16:45Kerem'in Gerçek Kimliği: Nesrin Hanım, Kerem'in kurtardığı kişinin Can olduğunu, Tanrı'nın babası için günahları silmesi için gönderdiği çocuk olduğunu anladı.
Kerem'in yaptığı her şey (terk etmesi, kaçması, sonra uzaktan izlemesi) günahtan kaçmak için değil, oğlunu, annesini ve kendisine acı çektiren insanları korumak içinmiş.
Nesrin Hanım, Kerem'in hiçbir zaman kötü biri olmadığını, sadece yetişkinlerin hatasıyla dünyaya geldiğini ve hayatının geri kalanıyla telafi etmeye çalıştığını anladı.
1:17:34Affetme ve Huzur: Nesrin Hanım, Murat Tepe'nin yamacındaki küçük mezarın önünde tütsü yaktı ve mezarda "yolunu kaybeden ama geri dönmesini bilen biri" yazısı vardı.
Nesrin Hanım, "bu hayatta kimse hatadan kaçamaz, sadece geri dönmeyi bilmek yeterli" diyerek affetmeyi öğrendiğini ifade etti.
Köye döndüklerinde hayat devam etti ama artık ağır değildi, Can uslu ve nazik büyüdü.
1:18:45Nesrin Hanım'ın Yeni Hayatı: Nesrin Hanım, affetmek unutmak değil, geçmişin yükünü taşımadan yaşamanın yoluydu anladı.
Her sabah çay demledi, kuş seslerini dinledi, avluda koşuşturan iki torununu izledi ve dudaklarındaki gülümseme artık güneş gibi sıcaktı.
Murat bazen Kerem'den bahsederken hala dalgındı, ancak artık kaçmıyordu ve oğluna kimseyi sadece geçmişinden dolayı yargılamamasını öğretiyordu.
1:19:24Abant'taki Son Ziyaret: Yıl sonuna doğru Nesrin Hanım, Abant'a bir kez daha gidip o tepeye beyaz papatyalar bırakmak istediğini söyledi.
Rüzgarlı tepede oturup çiçek demetini mezara bıraktı ve "annenin hayatında tüm kinler kapandı, gerisi sevmek için yaşanacak" dedi.
Nesrin Hanım, "her şey kapandı ama unutulmadı, sadece şimdi hatırlarken artık acımıyor" diyerek duygularını ifade etti.
1:20:38Huzur ve Son: Gün batımı inerken tepeden ayrıldılar ve son güneş ışınları köye giden küçük yolu altın sarısına boyadı.
Nesrin Hanım, "Kerem oğlum huzur içinde uyu, her şey huzurlu artık" diyerek dua etti.
Yıllar sonra ilk kez annenin gerçekten gülümsediğini gördüm, çok fırtına geçirdikten sonra sonunda huzura kavuşan birinin gülümsemesi.

30 Yıllık Kin Döngüsü ve Affetme Hikayesi

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir