Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, iki konuşmacı arasında geçen bir sohbet formatında olup, konuşmacılardan biri "işin ustalarından birisi" olarak tanımlanırken, diğeri Mehmet olarak hitap edilen bir sinema yazarı veya tiyatro yazarıdır.
- Video, 2020 sinema yılı değerlendirmesiyle başlayıp, pandemi döneminde evde film izleme alışkanlığının artması ve bunun sinema salonlarına etkisi üzerine odaklanmaktadır. Daha sonra David Fincher'ın "Barton Fink" ve "Mank" filmleri detaylı olarak incelenmekte, son bölümde ise Ezel Akay'ın "Dokuz Kere Leyla" filmi eleştirilmektedir.
- Sohbette ayrıca sinema endüstrisinin ekonomik durumu, streaming servislerinin artan popülerliği, yönetmen-senarist ilişkisi ve filmlerin sinema tarihindeki önemi gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, "Mank" filmini yılın en iyi filmlerinden biri olarak nitelendirirken, "Dokuz Kere Leyla" filminin didaktik yapısı ve kadına yönelik şiddet eleştirisi gibi mesajlarının öğretici bir tavırda yapıldığını belirtmektedirler.
- 00:162020 Yılı Sinema Değerlendirmesi
- 2020 yılı sinemada değerlendirmek kolay değil çünkü çok az film gösterime girmiş.
- Mart'a kadar çok az film çıkmış, sinemalar tekrar açıldığında yeni filmler girmiş ancak sonra eski filmler göstermeye başlanmış.
- Mart'a kadar olan üç aylık süre içerisinde sadece iki karakomik film ve bazı filmler gösterime girmiş.
- 01:20COVID-19'un Sinema Endüstrisine Etkisi
- Bu durum sadece Türkiye'de değil, Hollywood'da da var ve Oscar'lar için streaming servislerdeki filmler kabul edilmiş.
- Amerika'da sinemalar açılmış ancak Los Angeles ve New York gibi önemli bölgeler Mart-Nisan'dan beri sürekli kapalı.
- Bond filminin çekimleri sürekli ertelenmiş, Wonder Woman 1984 filmi de streaming serviste gösterime girecek.
- 02:33Filmlerin Erişilebilirliği
- Çevrimiçi gelen filmler ve festivallerde gösterilen filmlerle bir yekün oluşmuş, Science Sound 50 film açıklamış.
- Oscar filmleri yavaş yavaş gösterime giriyor ve süreyi artırmışlar, şubat sonuna kadar vakit var.
- Türkiye'de Netflix, Prime Video ve HBO Max gibi streaming servislerde filmler bulunuyor ancak Türkiye'den ulaşmak mümkün değil.
- 03:50Sinema Endüstrisindeki Mücadele
- Tom Cruise'un ses kaydında COVID-19 tedbirlerine dikkat edilmediği için setteki çalışanlara bağırıp hakaretler ettiği görülüyor.
- Tom Cruise, endüstrinin yaşaması için çekimlerin durmasına izin vermeyeceğini belirtmiş.
- Yeni Zelanda'ya taşınan prodüksiyonlar olmuş çünkü orada nispeten daha rahat bir ortam olduğu için.
- 05:54Warner Bros'un Kararı ve Etkileri
- Warner Bros, önümüzdeki sene Dune ve diğer büyük bütçeli filmlerini hem streaming servislerde hem de sinema salonlarında aynı anda gösterime çıkaracağını açıkladı.
- Bu durum birçok yerde sinema salonlarını öldürecek bir darbe gibi algılandı.
- Christopher Nolan da Warner Bros'u eleştirmiş, endüstrinin yarısı Warner Bros'u eleştiriyor.
- 06:44Ekonomik Açıklama
- Büyük şirketlerin ekonomik sıkıntıları olmasaydı böyle bir uygulamaya gitmeyebilirlerdi.
- Amerika pazarı çok büyük bir pazar ve Kuzey Amerika pazarı şirketler için çok önemli.
- COVID-19 nedeniyle 32 milyar dolar kayıp olduğu söyleniyor ve şirketler bu maddi kaybı telafi etmeye çalışacaklar.
- 09:02Pandemi Sonrası Sinema Geleceği
- İnsanlar evde film izlemenin konforunu hissediyor, ancak pandemi bittiğinde insanların sinema salonlarına döneceğini düşünüyor.
- Disney Plus ve sinemalarda önümüzdeki dönemde vizyona girecek tonla içerik var, ancak izleme alışkanlığı değişecek.
- Evde daha çok film ve dizi izlenecek, ancak sinemalara her şey bittikten sonra nostaljik bir deneyim olarak döneceğiz.
- 10:29Sinema ve Dijital İçerik
- Türkiye'de ortalama bilet fiyatı pandemi bile olsa 17 lira civarında, ancak dijital içeriklerin geleceği parlak.
- İnsanlar evden çıkıp film seyretmek istiyor ve bunun için para veriyorlar, çünkü sadece içerik değil, film izleme deneyimi de satın alıyorlar.
- Sinemanın geleceği, yeni kuşakta sinemaya gitme heyecanını tekrar yaşatabilme yeteneğine bağlı.
- 13:55Man ve Dokuz Kere Leyla Filmleri
- Man filmi ile aynı gün Netflix'te Dokuz Kere Leyla adlı yeni bir film gösterime girdi ve sosyal medyada ağır bir linç gördü.
- Bir izleyici, insanların Dokuz Kere Leyla'ya saldırmasının nedeninin evde film izlerken sabredememeleri ve filmden kopmaları olduğunu belirtti.
- Man filmi sinema salonunda izlendiğinde daha fazla çarpıcı olacak bir film olarak değerlendiriliyor.
- 16:19Film Teknik Özellikleri
- Film, Hollywood'un altın çağının olduğu dönemde geçen, büyüleyici bir hikaye anlatıyor ve seyirci deneyimi olarak çok keyifli bir film.
- Teknik olarak 1930'lu ve 1940'lı yılların Amerikan sinemasına göndermeler var; müzik, mikrofonlar ve enstrümanlar o dönemin tarzına uygun seçilmiş.
- Seyirci filmin başına oturduğunda kendisini bir sinema salonunda hissetmesi için jeneriğin sol tarafta gösterilmesi, bobin değiştirme halkalarının yerleştirilmesi ve grenli görüntü kullanılmış.
- 17:46Film Estetiği ve Görsel Özellikleri
- Film, müzikte ve görüntüde 1930'lu ve 1940'lı yılların sinemasının duygusunu yaratıyor ve estetik olarak o yılların ışık anlayışını uygulamış.
- Alan derinliği ve uzun plan sekanslar kullanılmış, Orson Wells'in "Yurttaş Key" filminin görselliğini ve anlatımını çok fazla gönderme yapmamış.
- 1930'lu ve 1940'lı yıllar üzerine çekilmiş en iyi Hollywood filmlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
- 18:35Hollywood Stüdyo Sistemi
- Film, o yıllardaki stüdyo sistemi üzerine çekilmiş en iyi filmlerden biri olarak görülüyor ve nasıl çalışıldığı, sistem nasıl yürüdüğü anlatılıyor.
- Yazarlar Hollywood'da çok iyi para kazanıyor, yapımcılar "işin sırrı yazarda bitiyor" diyerek iyi roman ve oyun yazarlarını toplayıp getiriyorlar.
- Yazarlar kendi sistemlerine uyduruluyor, örneğin entelektüel bir oyun yazarı güreş filmi yazması isteniyor.
- 19:28Filmdeki Karakterler ve Hikaye
- Man karakteri o dönemin en iyi yazarlarından biri, çok parlak bir adam ve senaryo doktoru gibi imza bile atmıyor.
- Film, "Yurttaş Key" yazılma sürecini anlatırken, asıl önemli olan o yılların Hollywood'u ve Bank'in hikayesini de işliyor.
- Bank, New York'tan gelen bir gazeteci ve Hollywood'un sesli filmlerin başladığı dönemde oraya gidiyor, inanılmaz para olduğunu fark ediyor.
- 20:36Sistem ve Sermaye İlişkisi
- Mac ve arkadaşları ilk geldiklerinde Hollywood'un dünyasını küçümsüyor, hiç çalışmadıkları senaryo ile yapımcıları ikna ediyorlar.
- Gittikçe sistem onları ezip içine alıyor, Man'in Trump'ı da bu sistemde önemli bir rol oynuyor.
- Film, sermaye ile yazarlar arasındaki ilişkiyi gösteriyor; Mayer'in arkasında doğudaki bankerler var ve bu sermaye Washington'la, başkanla ve siyasi partilerle bağlantısı var.
- 22:09Politik Bakış ve Kriz
- David Fincher'ın politik filmi olan bu eserde, asıl mesele Hollywood'daki sistemdeki çürümüşlükle ilgili.
- 1930'lu yılların krizleri filmde işleniyor, Bank çalışanlarını toplayıp maaş vereceklerini söylüyor ancak daha sonra maaşların hepsini vermediğini öğreniyoruz.
- Irvin Talberg adlı önemli bir adam, sermayenin yanında tavır koyduğu zaman olayların nasıl değiştiğini ve dengelerin nasıl değiştiğini anlatıyor.
- 23:24Filmdeki Politik Mesele
- Filmde Demokrat Parti'den bir sosyalist aday var ve seçilme şansı yüksek olabiliyor.
- Komünizm ve sosyalizm arasındaki fark, komünizmin yokluğun paylaşılması, sosyalizmin ise refahın ve bolluğun paylaşılması olarak tanımlanıyor.
- Filmin belkemiği Orson Wells'in "Yurttaş Keni" senaryosundaki payı değil, politik mesele ve seçim süreci olarak belirtiliyor.
- 24:54Filmdeki Teknik Özellikler
- Gary Oldman'ın performansı mükemmel bulunuyor ve Fincher'in makyaj kullanımı istemediği belirtiliyor.
- Filmde Hearst'ün malikanesindeki yemek sahnesi inanılmaz güzel bir sahne olarak tanımlanıyor.
- Filmde Orson Wells'in "Cane" filmine göndermeler var, görsel olarak alan derinliği ve geniş açı objektifler kullanılıyor.
- 26:25Filmdeki İşçilik ve Değerlendirme
- Filmde her sahnede ve kadrajda büyük bir işçilik görülebiliyor.
- Konuşmacı, bu yılın en iyi filmlerinden biri olduğunu ve ilk beşte yer aldığını düşünüyor.
- Film, 1950'lerde Hollywood'un kendi üzerine düşünmeye başladığı ilk filmlerden biri olarak değerlendiriliyor.
- 28:19Filmdeki Son Bölüm ve Yönetmenlik
- Finalde Mank, "Ben yazdım, bir dünya kurdum, gideceği yeri gösterdim, artık bundan sonrası onun bileceği" diyerek sinemanın doğasını anlatıyor.
- David Fincher'ın hiç bir filminin senaryosunda imzası olmadığı belirtiliyor.
- Fincher'ın babası da yönetmen olarak imza atmıyor.
- 28:46Yönetmenin Senaryoyu Dönüştürme Yeteneği
- Yapımcı için iş yönetmenle biter, yönetmen senaryoyu birebir çekmeyecek şekilde değiştirir.
- David Fincher gibi yönetmenlerin her filminde bir dokunuşu vardır ve bu dokunuş önceki filmlerinde de görülebilir.
- Senaryo geldiğinde yönetmen onu başka bir şeye dönüştürür ve bu yeteneği yönetmen olarak çok iyi biliyor.
- 29:30Yurttaş Kane'in İçeriği ve Anlamı
- Yurttaş Kane'in özünde Mag var ve Orson Wells genç yaşta deha ilan edilmiş, Shakespeare trajedisi gibi bakıyor olaya.
- Laternaci maymun hikayesi çarpıcı bir hikaye olup, Wells'in mesajını yansıtır.
- Wells, Hearst'e saygı duyduğunu, onun zekasına ve ideallerine saygı duyduğunu belirtirken, sonunda "sen benim maymun musun?" diyerek ağır bir hakarette bulunur.
- 31:26Filmin Oluşumu ve Yapım Süreci
- Filmin fikri, bir insanın hayatını başka insanların tanıttıklarıyla anlatmak şeklinde oluşmuştur.
- Hearst, Wells'in projesine destek olmuş ve yapım şirketi arkasında olacağını belirtmiştir.
- Wells senaryoyu alıp sinema tarihinin önemli bir eserine dönüştürmüş, bazı yerlerde çok az değişiklik yapmış olabilir.
- 32:31Filmin Kalitesi ve Anlatım Tarzı
- Film, Monk ile Hearst arasındaki yaklaşık on yıllık ilişkiyi ve tanıklıkla anlatma meselesini iyi anlatmaktadır.
- Oyunculuklar, müzik, görüntü yönetimi ve anlatım tarzı tam bir sinema filmi niteliğindedir.
- Yemek sahnesi filmin tansiyonunu zirveye çıkarır ve izleyiciyi sürekli merak içinde tutar.
- 33:36Fincher'in Objektif Yaklaşımı
- Fincher, Monk'ın yazdığı tarafa ve Orson Wells'in yaptıklarına olabildiğince dengeli saygısını sunmuştur.
- Fincher, iki saygı duyduğu insanı olabildiğince objektif anlatmaya çalışmıştır.
- Fincher, ilk senaryoyu değiştirmiş ve iki fikri merkezde buluşturmuştur, bu yılın en iyi filmlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
- 34:57"Dokuz Kere Leyla" Film İncelemesi
- Konuşmacı, "Dokuz Kere Leyla" filmi hakkında sosyal medyada görülen tepkilerin nedenini bilmediğini, ancak filmi rahatsız eden noktanın kendisine çok ders vermesi olduğunu belirtiyor.
- Film boyunca didaktik bir tavır ve yukarıdan bakan öğretmen tarzı devam ediyor, bu da seyirciye mesaj verme çabasını engelliyor.
- Film, müzikal bir yapıya sahip ve müzikaller arasında da sürekli mesaj vermeye devam ediyor, bu da seyirciyle film arasına mesafe koyuyor.
- 36:29Filmün Teknik Özellikleri ve Değerlendirmesi
- Film, High Craction'ın görüntü yönetimi ve prodüksiyon tasarımı açısından çok ince ve uğraşılmış bir yapıya sahip, ancak bu özen seyirciye yansımıyor.
- Film, kara komedi, müzikal ve göstermeci bir tarzı bir arada barındırıyor, bu da seyirciyle film arasına mesafe koyuyor.
- Film, 2020'nin kafasında bir mizah değil, günümüz mizahının gerisinde kalıyor.
- 38:47Oyuncu Performansları ve Genel Değerlendirme
- Haluk Bilginer'in müthiş bir oyuncu olduğu ve mizah duygusu güçlü olduğu belirtiliyor, ancak Demet Akbağ'ın mizahi olarak kullanılamadığı söyleniyor.
- Elçin Sangu'nun oynadığı karakterde de problem olduğu, yönetmenliğe denk gelmediği belirtiliyor.
- İyi bir fikir ve konsept olmasına rağmen, film kağıt üzerinde iyi görünse de perdede veya televizyonda olmamış.
- 39:49Sosyal Medya ve Film Değerlendirmeleri
- Günümüzde insanlar acımasız bir şekilde filmleri ya övüyor ya da gömüyor, bu durum "cancel culture" (iptal kültürü) olarak adlandırılıyor.
- "Dokuz Kere Leyla" gibi iddialı bir proje için sinema yazarları, tiyatro yazarları ve ekonomistler gibi uzmanların soğukkanlılıkla değerlendirmesi gerekiyor.
- Sosyal medyada film değerlendirmeleri genellikle ilk fikirlerle sınırlı kalırken, analiz ve düşünme süreci daha önemli bir değer taşıyor.
- 42:00Netflix ve Filmün Başarısı
- Netflix'in "Hakan Muhafız" filminden rahatsız olmadığına dair olumlu raporlar olduğu ve bu film Türkiye'de ve birçok ülkede çok seyretildiği belirtiliyor.
- "Dokuz Kere Leyla" filmi, olumsuz tepkilere rağmen Netflix'in bir numarasında günlerce yer alıyor ve çok sevilen bir film haline geliyor.
- Konuşmacı, bu filmin en doğru yerinin dijital platform streaming service olduğunu ve sinemada gitseydi ilk üç günde büyük bir reklam kampanyası yapılsa bile düşeceğini düşünüyor.