TürkSineması

Serdar Gökhan'ın en iyi filmi konusunda kesin bir değerlendirme yapmak zor olsa da, bazı öne çıkan yapımları şunlardır: "Diriliş Ertuğrul" dizisinde canlandırdığı Süleyman Şah rolü, Gökhan'ın son dönemdeki başarılı performanslarından biri olarak değerlendirilmektedir. "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?" filminde Köse Mihal karakteri de olumlu eleştiriler almıştır. "Karaoğlan" ve "Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı" filmleri de Serdar Gökhan'ın kariyerinde önemli yer tutan yapımlar arasındadır.

"Masumiyet" filmi, Zeki Demirkubuz tarafından 1997 yılında çekilmiş, hayatları Basmane'deki izbe bir pansiyonda kesişen dört karakterin sıradan hayatlarını konu almaktadır. Film, masumiyet, kader ve yazgı temaları etrafında şekillenir ve şu soruları sorar: - Kim masum değil ki? - Yenik peygamberlerin izinde, hep denemek ve yenilmek ne anlama gelir? Başlıca karakterler ve ilişkileri: - Yusuf: Hapisten çıkmış, amaçsız bir hayat süren karakter. - Uğur: Güçlü bir seks işçisi. - Bekir: Uğur'a saplantılı bir adam. - Çilem: Annesinin hamileyken yediği dayaktan dolayı sağır ve dilsiz doğan kız.

Deli Dumrul'un iki seri olmasının nedeni, ilk filmin izleyiciler tarafından beğenilmesi ve işlenen temanın devam ettirilmek istenmesidir. İlk filmde Deli Dumrul, mafyaya karşı mücadele ederken, ikinci filmde bu mücadele onur için yapılmıştır.

1940'lı yıllarda Türk sineması, "tiyatroculardan sinemacılara" geçiş dönemi olarak nitelendirilir. Bu dönemde: Yönetmen sayısında artış gözlendi; Muhsin Ertuğrul'un yanı sıra Faruk Kenç gibi yeni yönetmenler de ortaya çıktı. Film sayısı arttı: 1947'de 12, 1948'de 18 film çekildi. Popüler sinema yaygınlaştı; acıklı aşk öyküleri, tarihsel serüvenler ve polisiyeler gibi filmler yapıldı. Dublaj yöntemi benimsendi; filmler sessiz çekilip sonradan seslendirilmeye başlandı. Belediye Gelirleri Kanunu gereğince yerli filmlerden alınan vergi düşürüldü, bu da sinemayı kârlı bir iş haline getirdi. Bu dönemde ayrıca, 1946'da Yerli Film Yapanlar Cemiyeti kuruldu ve ilk ciddi yerli film yarışması düzenlendi.

Dört yapraklı yonca, Yeşilçam'da şans ve bereketin sembolü olarak kabul edildiği için bu isimle anılmaktadır. Bu benzetme, Türk sinemasının altın çağında yıldızlaşan ve sektöre büyük katkı sağlayan dört büyük kadın oyuncu olan Filiz Akın, Fatma Girik, Türkan Şoray ve Hülya Koçyiğit için yapılmıştır.

Kemal Sunal, "Kiracı" filminde başrollerden birini oynamak için yönetmen Orhan Aksoy ve yapımcı Memduh Ün ile yaptığı görüşmeler sonucunda anlaşmaya varmıştır. Film, Sulhi Dölek'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış ve Sunal'ın geçim sıkıntısı çeken bir devlet memurunu canlandırdığı bir komedi-drama türüdür.

"Ağlayan Adam" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Gazzeli Adamın Hikayesi: İsrail'in Gazze'deki bombardımanı sırasında, bir gazetecinin "Neler yaşadığını anlatır mısın?" sorusuna yanıt veren Gazzeli bir adamın hikayesi, yaşadığı acıları ve kayıplarını anlatır. Adam, kızının anne ve babasının şehit olduğunu ve bunu ona nasıl söyleyeceğini bilmediğini ifade etmiştir. 2. Sinema Filmi: 1974 yapımı "Ağlayan Adam" adlı Türk dram filmi, yaşadığı çevrenin dayattığı yozlaşmış değerlerle mücadele eden bir adamın hikayesini anlatır.

"Birdie" adlı kısa film iki farklı konuyu anlatmaktadır: 1. Çağatay Ulusoy'un yönettiği "Kuş" (2020) filmi: Yalnız bir balıkçının, ameliyat parası toplamak için yaralı bir saka kuşunu iyileştirip yerel bir yarışmaya katılmasıyla gelişen olayları konu alır. 2. Shelly Lauman'ın yönettiği "Birdie" (2018) filmi: Bir kadının metro istasyonuna giderken genç bir adama gülümsemesi ve bu küçük jeste adamın verdiği tepkiyi işler.

En iyi Yeşilçam afişi konusunda kesin bir yanıt vermek zor olsa da, bazı öne çıkan afişler şunlardır: 1. "Fahriye Abla" filminin afişi, Yavuz Turgul'un Müjde Ar'la çektiği ve 1984 yılında yayımlanan. 2. "Naylon Leyla" filminin afişi, 1961 yapımı ve Neriman Köksal'ın yer aldığı. 3. "Hostes Hanım" filminin afişi, Yıldırım Önal'ın ilk oynadığı ve 1964 tarihli. 4. "Karanfilli Naciye" filminin Hülya Avşar'lı afişi, 1984 yapımı. 5. "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin afişi, 1977 yılı yapımı.

"Masumiyet" ve "Keder" filmleri, Zeki Demirkubuz tarafından çekilen ve birbiriyle bağlantılı olan iki yapımdır. "Masumiyet" filmi, Basmane'deki izbe bir pansiyonda hayatları kesişen dört karakterin sıradan hayatlarını konu alır: güçlü bir seks işçisi olan Uğur, ona saplantılı bir adam olan Bekir, sağır ve dilsiz doğan Çilem ve hapisten yeni çıkmış amaçsız biri olan Yusuf. "Keder" filmi ise, "Masumiyet"in başlangıç öyküsünü anlatır ve Bekir ile Uğur'un gençliklerinde nasıl tanıştıklarını ve yaşadıklarını işler.

Hayır, "kirmizicam" ve "yesilcam" aynı kavramları ifade etmez. "Yesilcam", Türk sinemasının 1950'lerin ortalarından 1980'li yıllara kadar süren dönemini ifade eder. "Kirmizicam" ifadesi ise belgelerde rastlanmayan, muhtemelen yanlış bir kullanımdır.