"Azul y no tan rosa" (Türkçe: "Mavi ve Pek Pembe Değil") filmi, Venezüela toplumunda homofobik şiddet, homoseksüellik, transseksüellik ve aile içi şiddet gibi tartışmalı konuları ele alır. Filmin hikayesi: Diego, Caracas'ta yaşayan bir fotoğrafçıdır. Açılış sahnesinde, transseksüel bir kadın olan arkadaşı Delirio del Río'nun bir performansını fotoğraflar. Diego, partneri Fabrizio ile bir restoranda tanışır ve öpüşürler. Diego'nun çalışanı Perla Marina işe geç gelir ve partneri Ivan'dan gördüğü şiddeti gizlemeye çalışır. Diego, ailesiyle öğle yemeği yer ve burada homofobik görüşler dile getirilir. Diego'nun oğlu Armando, beş yıl Madrid'de yaşadıktan sonra onunla yaşamak için Caracas'a döner. Armando, görünüşüne güven duymaz. Kısa bir süre sonra, Diego'nun partneri Fabrizio, homofobik bir çete tarafından saldırıya uğrar. Diego, Fabrizio'yu tutuklatmayı başaramaz. Saldırının ardından Diego, Armando, Delirio ve Perla Marina bir araya gelir. Dörtlü, Armando'nun internet üzerinden tanıştığı Laura'yı etkilemesi için tango çalışır. Fabrizio öldükten sonra, Armando ve Diego, Rasco ve çetesine karşı birlikte mücadele eder. Rasco'nun tutuklanmasının ardından, Diego ailesiyle daha yakın olur ve onlar da onun eşcinselliğini kabul eder. Armando, daha özgüvenli bir şekilde Madrid'e döner.