Seyit Onbaşı, mermiyi kaldırırken "Beni namluya sür" dediğini ifade etmiştir. 1936 yılında bir gazeteye verdiği röportajda Seyit Onbaşı, o anı şöyle anlatmıştır: > "Bir kere mermiyi kucaklayacak oldum, yağlı olduğundan elimden kaydı. Elimi biraz topraklayarak bir dizimi yere koydum ve mermiyi sırtladım. Merdivenleri ilk defa nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Gene aşağıya atlayarak 2., 3., 4. mermileri sıra ile taşımaya başladım. Aslan topumuz gürlemeye başlamıştı. 4. mermiyi attıktan biraz sonra idi, Gonca Suyu tarassut mevkisi, iki mermimizin isabetini bildirmişti. Bu haberi de duyduktan sonra bana gülleler, ufak bir saman çuvalı kadar yenik (hafif) geliyordu. Sanki denizin üzeri yanıyordu. Sağda solda iki gemi, kara dumanlar ve kızıl alevler içinde yana yana batıyordu." Seyit Onbaşı'nın bu sözleri, 18 Mart 1915'te Çanakkale Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda, 276 kilogram ağırlığındaki top mermisini sırtına alarak topa yerleştirmesini anlatır.