Sunam türküsünün hikayesi, Malatyalı Fahri Kayahan’ın eşi Suna Hanım’ı kaybetmesiyle yaşadığı talihsiz bir olayı anlatır. Fahri Bey ve Suna Hanım birbirine çok aşık evli bir çifttir. Bir gün kahvede Fahri Bey ile Neriman Hanım'ın kocası kavgaya tutuşurlar. Eve gider ve Suna Hanım ile kavga ederler. Suna Hanım bu duruma katlanamayacağını anladığında eşine bir mektup yazarak kendini asar. Bu olay karşısında da türkünün sözlerini eşinin başında söylemeye başlar. Türkünün sözleri şöyledir: Şafak söktü, Suna’m yine uyanmaz. Hasret çeken gönül derde dayanmaz. Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz. Uyan Suna’m uyan, derin uykudan. Nice diyar gezdim gözlerin için. Niye kızdın bana el sözü için. Dilerim Allah’tan sızlasın için. Uyan Suna’m uyan derin uykudan. Çektiğim gönül elinden. Usandım gurbet elinden. Hiç kimse bilmez halimden. Uyan Suna’m, derin uykudan. Bu hikayede geçen Neriman Hanım ve Mustafa Bey, gerçek isimler olmayıp hikayenin bütünlüğü içerisinde yazar tarafından kullanılan farazi isimlerdir.