Mağusa Limanı türküsünün ağlatan bir hikayeye sahip olmasından dolayı ağlaya ağlaya söylendiği düşünülmektedir. Türkünün hikayesi şöyledir: Arap Ali, Mağusa Limanı’nda hamal olarak çalışmaktadır. Bir gün, Ali meyhanede İngiliz sömürgesine ait 7 Hint askerinin saygısız tavırlarını görür ve onlarla kavga eder. Ertesi gün iş çıkışı yine meyhaneye gittiğinde aynı askerleri görür ve bu sefer askerler Ali’ye saldırır. Ali, ilk askeri yere serer ancak diğer askerlerin süngü darbelerine dayanamaz ve yaralanır. Hint askerleri, ibret olsun diye Ali’yi Mağusa Limanı’na götürerek orada bırakırlar. Ali’nin eşi, limana koşar ve Ali’nin başında son sözlerini duyar. Ali’nin ağzından “İskeleden çıktım yan basa basa, Magusa’ya vardım kan kusa kusa, Magusa limanı, limandır liman, beni öldüren de yoktur din iman” sözleri dökülür. Ali’nin eşi “Uyan Ali’m uyan, uyanmaz oldun, yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun” diye ağıt yakar. Bu sözler ve yaşanan acı, yöre halkı tarafından türküleştirilir. Mağusa Limanı türküsü, pek çok değerli sanatçı tarafından geçmişten günümüze en güzel şekilde seslendirilmektedir.