Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Hâr-ı Bülbül çiçeğinin bazı hikayeleri şunlardır:
- Eski Türk mitolojisi: Hâr-ı Bülbül, eski Türk mitolojisinde savaşta ağır yaralanan bir askerin son umudu olarak bilinir 1. Bir efsaneye göre, Oğuz Han'ın alplerinden birinin son nefesinde göğsünde taşıdığı kanlı bülbül gömleğinden yırtıp, sevgilisi Aybüke'ye gönderdiği mektupla sembolize edilir 1.
- Karabağ'ın özlemi: Bir efsaneye göre, İran hükümdarı Feth Ali Şah, Karabağ hükümdarı İbrahim Halil Han’ın kızı Ağabeyim Ağa’ya olan aşkını simgeleyen bir saray inşa eder 45. Ağabeyim, eşi Feth Ali Şah’tan Şuşa’nın bahçelerine benzer bir bahçe yapmasını ister 45. Şuşalı hünerli bahçıvanlar, Karabağ’da yetişen her türlü ağaç, çalı ve çiçeği bu bahçeye diker ancak Hâr-ı bülbül çiçeği yetişmez 45.
- Aşk ve rüzgar: Bir efsaneye göre, güzel sesli bülbül bu zarif çiçeğe aşık olur 5. Bir gün bülbül sevgilisiyle buluşmaya gitmek istediğinde kuvvetli bir rüzgar esmeye başlar 5. Rüzgar, çiçeğe boyun eğmemesinden dolayı şaşırır ve nedenini sorar 5. Çiçek, aşkını cevap olarak verir 5. Rüzgar daha da kuvvetlenir ve çiçeğin direnci azalmaya başlar 5. Bülbül, göğsünü çiçeğin göğsüne dayayarak onun bükülmüş duruşunu düzeltir 5. Ancak bülbülün göğsü, çiçeğin dikeni tarafından delinir ve bülbül ölür 5.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: