"Ağrı Dağı'nın Gazabı" ifadesi, Yaşar Kemal'in "Ağrı Dağı Efsanesi" adlı romanını ifade ediyor olabilir. Bu roman, Ağrı Dağı'nda yaşayan Ahmet ile Mahmut Han'ın kızı Gülbahar arasındaki aşkı ve bu aşkın getirdiği zorlukları anlatır. Ayrıca, "Ağrı Dağı'nın gazabı" ifadesi, dağın tarihsel ve efsanevi yönlerini de kapsayabilir. Ağrı Dağı, Nuh Tufanı ile olan bağlantısı, cennetten düşen bir parça olması ve çevresinde kayıp medeniyetlerin bulunabileceğine dair efsanelerle de anılır. 1840 depreminde dağdan kopan taşlı buzulların Ahuri Köyü'nü yok etmesi ve 1920'de düşen "ateşten top"un yarattığı meteor çukuru gibi gerçek olaylar da dağın "gazabı" olarak yorumlanabilir.