Dudu kuşu hikayesi, Mevlana tarafından anlatılan iki farklı hikayeye dayanır. Birinci hikaye: Bir bakkalın, insanlarla konuşabilen ve dükkanda bekçilik yapan bir dudu kuşu vardır. Bir gün, dükkanda yalnızken bir kedi içeri girer ve dudu kuşu, can korkusuyla kaçar ve bir gülyağı şişesini düşürür. Bunun üzerine bakkal, dudu kuşunun başına vurur ve kuşun dili tutulur, başı kel olur. Bakkal, pişman olup yoksullara sadaka vererek kuşu eski haline döndürmeye çalışır, ancak başarılı olamaz. İkinci hikaye: Bir tacirin kafeste tutulan dudu kuşu, tacirin Hindistan'a gitme hazırlığı yaptığını duyar. Tacir, kölelerine Hindistan'dan ne istediklerini sorar ve hepsine söz verir. En son dudu kuşuna da ne istediğini sorar ve kuş, özgürlüğün özlemini çekerek diğer dudulara durumunu anlatmasını ister. Tacir, Hindistan'da birkaç dudu kuşunun ölümüne sebep olur ve bu olay, dudu kuşunun da ölümüne yol açar. Tüccar, vicdan azabıyla dönerken, dudu kuşu canlanır ve tüccara bir ders verir.